Etiket: risk

  • TESKİ: “Risk devam ediyor, 41 ekiple görev başındayız”

    Tekirdağ Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (TESKİ) bölgede meydana gelecek yağış ve fırtına riskinin devam ettiğini belirterek, 41 ekiple görev başında olduklarını bildirdi.

    Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından yapılan son açıklamaya göre, Trakya bölgesinde şiddetli yağış ve fırtına riskinin devam ettiğini belirten TESKİ, vatandaşları uyararak, gerekli önemlerin alınması konusunda bilgilendirme yaptı. TESKİ ekip olarak risklere karşı hazır olduğunu belirterek, 41 ekiple görev başında olduklarını söyledi.

    TESKİ ayrıca, yardıma ihtiyaç duyan vatandaşların ALO 185 numaralı hattı arayarak, istek ve şikayetlerini iletebileceklerini duyurdu.

  • Artan risk, captive sigorta şirketlerine olan talebi artırdı

    Dünyanın önde gelen sigorta brokerliği ve risk yönetimi şirketi Marsh’ın bin 100 adet captive sigorta kuruluşunu inceleyerek hazırladığı ‘Marsh 2018 Captive Landscape Raporu’na göre, sigorta şirketlerinin artan riskler için captive sigorta şirketlerine olan talepleri katlanarak artıyor.

    Risk yöneticilerinin, kendi kuruluşlarının karşı karşıya kaldığı riskleri finanse etmek için kullandığı captive sigorta kuruluşlarına olan talep hızla artıyor. Marsh’ın Captive Solutions birimi tarafından bin 100 adet captive sigorta kuruluşu incelenerek hazırlanan 2018 Captive Landscape Raporu’na göre, 2012-2017 yılları arasında Marsh’ın yönettiği siber sorumluluk risklerini üstlenen captive sigorta kuruluşu sayısındaki artış yüzde 240 olarak gerçekleşirken, çalışanlara sunulan yan hakları sigortalayan captive sigorta kuruluşu sayısı yüzde 550, terörizm teminatlarını sunan captive sigorta kuruluşu sayısı da yüzde 83 arttı.

    “Kuruluş sayısında artış sürüyor”

    Rapora göre araştırmaya katılan captive sigorta kuruluşu sahiplerinin yüzde 60’ı, ana şirketin bizzat üstlenmeye karar verdiği riskleri sigortalamak ve bunların yüzde 42’si ise reasürans piyasasına erişim sağlamak için captive sigorta kuruluşlarını kullanıyor. Raporda 2012 yılından bu yana Asya-Pasifik Bölgesi’nde captive sigorta kuruluşlarının sayısında yıldan yıla güçlü bir büyüme kaydettiği belirtiliyor. Geçen yıl Asya-Pasifik Bölgesi’nde Marsh’ın yönettiği captive sigorta kuruluşlarının sayısında yüzde 24’lük bir artış kaydedilirken, bunların büyük ölçüde Japonya, Çin, Hong Kong ve Singapur’da yerleşik olan kendi ana şirketleri tarafından yönlendirildiği belirtiliyor.

    “Talepteki artış sürecek”

    Konuyla ilgili açıklama yapan Marsh Captive Solutions Birimi Başkanı Ellen Charnley, “Küresel risk ortamı daha karmaşık hale geldikçe, kuruluşlar kendi kurumsal hedeflerine ulaşmalarına, fiyatlarda görülen dalgalanmaları azaltmalarına, insan sermayesini korumalarına ve finansal istikrarlılığı artırmalarına yardım etmeleri için daha fazla captive sigorta kuruluşu kullanıyor. Captive sigorta kuruluşları, siber riskler, terörizm ve personel yan hakları gibi gelişen ve yüksek hasara yol açabilecek risklerin finansmanında rakipsiz bir esneklik sunuyor. Bu büyümenin devam etmesini bekliyoruz, zira daha fazla sayıda kuruluş, kendi risk yönetim stratejilerinin temeline captive sigorta kuruluşlarını yerleştirmenin yeni inovatif yöntemlerini benimsiyor” diye konuştu.

  • Allianz Türkiye’den ’Sanal Risk Analizi’

    Allianz Türkiye, geçen yıl Etohum’la birlikte başlattığı, sektörde bir ilk olduğu kaydedilen Start Up Programı kapsamında Gamester girişimiyle iş birliğine giderek sigorta sektörüne yenilikçi bir hizmet daha kazandırdığını açıkladı. ’Sanal Risk Analizi’ adı verilen yeni hizmet, müşteri risklerinin olası bir hasar meydana gelmeden önce belirlenmesini ve önlenmesini sağlıyor. Şirket, artırılmış gerçeklik teknolojisinin kullanıldığı ’Sanal Risk Analizi’, ilk etapta kurumsal ve KOBİ segmentindeki müşterilerine sunulacak.

    Allianz Türkiye, inovasyon ofisi tarafından yürütülen ’Start Up Programı’ kapsamında iş birliği yaptığı Gamester girişimiyle artırılmış gerçeklik teknolojilerini sigorta dünyasına taşıdığını duyurdu. Şirketten yapılan açıklamaya göre; Allianz Türkiye Risk Mühendisliği Ekibi’nin liderliğinde şirketin İnovasyon Ofisi’nin desteğiyle yaklaşık 6 aylık bir çalışmanın sonucu olan Sanal Risk Analizi hizmetiyle risklerin, herhangi bir hasar meydana gelmeden önce tespit edilmesi, azaltılması ve önlenmesi hedefleniyor.

    Ayrıca, kapsamlı danışmanlık raporları hazırlanarak sahada tespit edilen risklerin nasıl azaltılabileceğine dair doğru uygulama örneklerine yer veriliyor.

    “Önümüzdeki günlerde deprem, sel ve yer kayması gibi risk konularını da ekleyeceğiz”

    Allianz Türkiye Teknik UW & Riziko Kontrol Grup Başkanı Dr. Ceyhun Eren şu bilgileri verdi: “Gamester girişimiyle çalışmamız, onların sigorta ve risk yönetimi bakış açısı kazanmasını sağlarken, bize de sanal gerçeklik uygulamalarının risk yönetiminde verimli olarak nasıl kullanılabileceğini öğretti. Sigorta sektörüne kazandırdığımız bu yenilikçi hizmetle müşterilerimizi sanal ortamda tasarlanan bir fabrika içinde gezdirerek, tespit ettiğimiz risk konularını, doğru uygulamalarıya birlikte çok daha gerçekçi bir şekilde anlatıyoruz. Sanal fabrika gezisi sırasında, en sık yaşanan yangın senaryolarına uygun sahneler oluşturup müşterilerimizin bu yangınları söndürmeye çalışmalarını ve önerdiğimiz önlemlerin çalışma prensiplerini gerçeğe mümkün olduğunca yakın bir şekilde görmelerini sağlıyoruz. Önümüzdeki günlerde deprem, sel ve yer kayması gibi risk konularını da ekleyeceğimiz Sanal Risk Analizi’ni ilk etapta kurumsal müşterilerimiz ve KOBİ’lere sunacağız”.

    Yenilikçi ekipmanlarla rapor zenginleştiriliyor

    Tamamı mühendislerden oluşan şirketin Türkiye Risk Mühendisliği Ekibi’nin tespit ettiği riskleri bir rapor halinde müşterilerine sunduklarını belirten Eren, “Riskleri sadece analiz ederek raporlamakla yetinmiyor, kapsamlı danışmanlık raporları da hazırlıyoruz. Saha çalışmalarımız sırasında dron, termal kamera ve parlayıcı gaz dedektörü gibi yenilikçi ekipmanlar kullanarak raporlarımızın içeriğini zenginleştiriyoruz. Risk azaltıcı önerilerimizi önem derecelerine göre sıralayarak etki-frekans grafiğiyle birlikte müşterilerimize sunuyoruz” ifadelerini kullandı.

    Start Up İş Birliği Programı devam edecek

    Allianz Türkiye İnovasyon Ofisi, start up ekosisteminde sigortacılığa ve sigorta teknolojilerine olan ilgiyi artırmayı, gerçek anlamda önleyici çözüm tanımını zihinlerde oturtmayı, bu alana yeni fikirler ve girişimciler çekebilmeyi hedefliyor. Ofis, Şirketin Türkiye ekipleriyle teknoloji odaklı start up’ların uzmanlıkları doğrultusunda birlikte geliştirdikleri yenilikçi iş modellerinin hem Türkiye’de hem de yurt dışında kullanılabilmesi amaçlıyor. İlk edisyonunun sonucunda Sanal Risk Analizi hizmetinin gelişmesine vesile olan Start Up İş Birliği Programı önümüzdeki dönemde de devam edeceği bildirildi.

  • Düzce Üniversitesi’nde risk evreninin belirlenmesi çalıştayı düzenlendi

    Düzce Üniversitesi İç Denetim birimi tarafından düzenlenen “Risk Evreninin Belirlenmesi Çalıştayı” akademik ve idari personellerin katılımıyla Cumhuriyet Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi.

    Çalıştayın açılış konuşmasını gerçekleştiren Düzce Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İlhan Genç, risk kavramının güncel bir kavram olduğunu belirterek her kurumun faaliyet alanına göre çeşitli riskler barındırdığını ifade etti. Son yıllarda kalite konusunda birçok çalışma yapıldığını dile getiren Prof. Dr. İlhan Genç, Yükseköğretim Kurulu’nun da konuyla ilgili kanun çıkardığını ve üniversitelerin kanuni yükümlülük altına girdiğini sözlerine ekledi.

    Düzce Üniversitesi’nin nitelikli çalışmaları sürdürmek istediğini söyleyen Prof. Dr. Genç, “Riskleri önceden bilimsel tahminlerle belirleyip çözümlerine odaklanmak zorundayız. Birimlerde sorun çıkmadan bu riskleri görebilmeliyiz. Risklerin yönetilmesiyle kalite çıtasını daha yukarılara taşıyabiliriz” ifadelerini kullandı.

    Açılış konuşmasının sonrasında İç Denetçi Ali Kasım Arkın, risk evreninin belirlenmesiyle ilgili detaylı bir sunum gerçekleştirdi. Sunumunda; riskin tanımı, risk değerlendirmesinin nasıl yapılması gerektiği, risk yönetimi ve kurumsal risk yönetimi gibi konularda faydalı bilgiler paylaşan Ali Kasım Arkın, iç kontrol, öz değerlendirme, iç denetim ve süreç yönetimi konularında da bilgi ve deneyimlerini katılımcılarla paylaştı.

    Çalıştayın son bölümünde ise Düzce Üniversitesi’nin akademik ve idari personelleriyle birlikte risk evreninin belirlenmesine yönelik örnek bir uygulama yürüten Ali Kasım Arkın, her birimin bu uygulamayı gerçekleştireceğini ve böylelikle risklerin tespit edilerek bu risklerin kontrolü için strateji geliştirileceğini ifade etti.

  • ’Dünya Ekonomi Forumu 2018 Küresel Risk Raporu’ kamuoyuyla paylaşıldı

    Küresel riskler arasında çevreyle ilişkili risklerin ağırlığını arttığını ortaya koyan 2018 Küresel Riskler Raporu kapsamında yapılan ankete katılan uzman ve yöneticilerin yüzde 59’u küresel risklerin arttığını belirtiyor.

    Her yıl Davos Zirvesi öncesinde açıklanan ’Dünya Ekonomi Forumu 2018 Yılı Küresel Riskler Raporu’, TÜSİAD ve Marsh iş birliğiyle yapılan etkinlikte kamuoyuyla paylaşıldı. Raporda ağırlıklı olarak 2018’de güçlü ekonomik büyüme beklentisinin liderlere sistemlerin karşı karşıya olduğu zaafların üstesinden gelme noktasında fırsat sunduğu vurgulanıyor. Bununla birlikte rapor kapsamında düzenlenen yıllık Küresel Riskler Algı Anketi, uzmanların yüksek risk altında geçecek bir yıla daha hazırlandığını ortaya koyuyor. Anket kapsamında görüşlerine başvurulan bin katılımcıya 2018’de yaşanacak risk eğilimleri soruldu. Ankete kanıtların yüzde 59’u risklerin artacağı yönünde görüş bildirirken yüzde 7’lik kesim risklerin azalacağı yönünde görüş bildirdi.

    Katılımcıların yüzde 93’ünün küresel arenada yer alan büyük oyuncular arasındaki siyasi veya ekonomik cepheleşmelerin daha da kötüleşmesini bekliyor. Katılımcıların yaklaşık yüzde 80’i büyük oyuncuları içine alan savaşlarla bağlantılı risklerde artış öngörüyor. Raporda 2018’deki karamsar tablonun kısmen jeopolitik ortamda yaşanan kötüleşmeden kaynaklı olduğu yorumu yapılıyor.

    Raporda ayrıca uzmanların 30 küresel risk arasında yaptığı öncelik sıralamasına da yer veriliyor. Bu sıralamaya göre şiddetli hava şartları, biyo-çeşitlilik kaybı ve ekosistemde çöküş, büyük doğal afetler, insan eliyle yaratılan çevre felaketleri ve iklim değişikliği olmak üzere iklim değişikliği odaklı beş riskin üst sıralarda yer aldığı belirtiliyor. Yıllık Küresel Riskler Algı Anketinin bir diğer çarpıcı sonucu da siber tehditlerin öneminin artması. Anket sonuçları kapsamında siber bağımlılığın gelecek 10 yıllık dönemde küresel risk ortamını biçimlendiren en önemli ikinci etken olacağı değerlendirmesi yapılıyor. Raporda ekonomik risklerin öneminin bu yıl belirli ölçüde azalmış olması kapsamında uzmanlar tarafından küresel GSYİH büyüme oranlarına kaydedilen iyileşmenin küresel ekonomik ve finansal sistemlerde süreklilik arz eden yapısal risklere müsamaha gösterilmesine yol açacağı endişesine dikkat çekiliyor.

    Küresel Riskler Raporu’nda, herhangi bir tahmin anlamına gelmemekle birlikte dünya liderlerinin dünyayı hızla ve radikal bir şekilde değişime uğratabilecek olası gelecek şokları değerlendirmeleri için teşvik etmek üzere 10 kısa senaryo yer alıyor. Bu senaryolar şu şekilde sıralandı:

    “Sert hasat: Eşzamanlı tahıl üretimi sorunları küresel gıda tedarikinin yeterliliğini tehdit eder.

    İnternetin karmaşıklaşması: Yapay zekanın “zararlı otları” yaygınlaşarak internetin performansını baskı altına alır.

    Ticaretin ölümü: Ticaret savaşları patlak verir ve uluslararası kuruluşlar bunlara müdahale etmekte fazla zayıf kalır.

    Demokrasinin çöküşü: Yeni popülizm dalgaları, bir ya da daha fazla gelişmiş demokraside toplumsal düzeni tehdit eder.

    Mutlak tükenme: İnsansız gemiler yasadışı balıkçılığı yeni – ve sürdürülebilirlik açısından çok daha olumsuz – seviyelere taşır.

    Uçurumun kenarında: Bir başka finansal kriz politik müdahaleleri çıkmaza sokar ve kaos ortamını tetikler.

    Eşitsizliğin derinleşmesi: Biyo-mühendislik ve bilişsel kapasiteyi geliştiren ilaçlar, sahip olanlar ve olmayanlar arasındaki uçurumu derinleştirir.

    Kuralsız savaş: Siber savaş kuralları hakkında mutabakatın olmadığı bir ortamda devletlerarası çatışmalar umulmadık bir şekilde tırmanır.

    Kimlik jeopolitiği: Jeopolitik hareketlilik nedeniyle, ulusal kimlik çatışması sınırlarda artan bir gerilim kaynağı haline gelir.

    Duvarların örülmesi: Siber saldırılar, korumacılık ve mevzuat uyuşmazlıkları, internetin bölümlere ayrılmasına yol açar.”