Etiket: risk

  • Bilecik’te 47 yıllık cami risk nedeniyle yıkılıyor

    Çevre ve Şehircilik Bilecik İl Müdürlüğü tarafından risk arz eden bina olarak tespit edilen Ertuğrulgazi Camii’nin yıkımına tüm önlem ve tedbirlerin alınmasının ardından başlandı. Yıkım işini yapan firma sahibi Hilmi Cömert, cami yeniden inşa edilince bin 400 cemaat kapasitesine sahip olacağını söyledi.

    Gazipaşa Mahallesi’nde bulunan ve 1971 yılında yapılan caminin, Çevre ve Şehircilik Bilecik İl Müdürlüğü tarafından risk arz eden bina olarak tespit edilmesinin ardından yıkılmasına karar verildi. Cami yıkımı üstlenen firma tarafından tüm önlem ve tedbirler alındıktan sonra yıkıma başladı. 12 Ekim günü cuma namazından sonra ibadete kapanan caminin ilk olarak minare kısmının yıkımına başlandı.

    “Cami bin 400 cemaat kapasitesine sahip olacak”

    Caminin yıkım işlemini üstlenen yıkım firması sahibi Hilmi Cömert, Türkiye Diyanet Vakfı’na ait söz konusu caminin, TDV Mütevelli Heyeti kararı doğrultusunda ve yasal süresi içerisinde yıkımına başlanıldığı söyledi. Cömert, “Cami Bilecik İl Müftülüğü organizesinde, TDV Bilecik Şubesi tarafından ek proje uygun olarak yeniden inşa edilecektir. Şehrin merkez cami konumunda olacak olan cami projesinde Kur’an Kursu, eğitim merkezi, erkek/kadın, engelli şadırvanları, iş yerleri ve çay ocağı var. Söz konusu cami 750 cami içi, 650 cami dışı musalla, cemaati mahalli olmak üzere toplam bin 400 cemaat kapasitesine sahip olacaktır. Biz sadece yıkım işini yapıyoruz. Diğer yapım işlerini başka firmalar üstlenecek” dedi.

    Öte yandan firma yetkilisi yıkımın ilk gününde minare tepesinde iş güvenliği tedbirlerine uymayarak çalışan işçinin görevine son verdiklerini söyleyerek bir daha böyle bir ihmalin söz konusu olmayacağını belirtti.

  • Meme kanserinde risk danışmanlığı

    Medicana Bursa Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Ersoy Taşpınar, meme kanseri riskinin yüksek olduğu ülkelerde ‘risk analizi ve danışmanlığı’nın rutin sağlık hizmetlerinden sayıldığını söyledi.

    Taramanın meme kanserine bağlı ölüm oranını yüzde 30 oranında azalttığını ifade eden Op. Dr. Ersoy Taşpınar, “Ölüm oranının azalmasında kanser hakkında bilgilerin artması ve dolayısıyla erken teşhis etkili olmaktadır. Erken teşhis, zamanında yapılacak tedavi ile hastalığın tamamen yok edilme şahsını yükseltiyor. Teşhisi erken konulabilen, dolayısıyla tedavi şansı daha yüksek olan kanserler arasında kadınlarda meme kanseri ve rahim ağzı kanseri geliyor. Tedaviler sonrasında 5 yıl boyunca sağ kalma ihtimali 1. safhada yüzde 100’lere yakınken, 4. evrede yüzde 20’dir. Bu sebeple erken teşhis önemlidir” dedi.

    Taşpınar, “Bugün dünyada meme kanseri riskinin yüksek olduğu ülkelerde ‘risk analizi ve danışmanlığı’ rutin sağlık hizmeti içerisinde yerini almaktadır. Bu ünitelerde kadınların rasyonel risk ölçümleri yapılmakta ve risk seviyesine göre tavsiyelerde bulunulmaktadır. Yapılacak tavsiyeler, takip sıklığı, takipte ne tarz testlerin kullanılacağı, hayat ve beslenme önerileri, gerekirse genetik test yaptırması ve gerekirse koruyucu ilaç tedavisi ve ameliyat yapılmasıdır. Mesela artık tarama aracı olarak uygun hastalarda MR kullanılabilmekte. Ancak neticede herkese MR ile tarama yapmak da uygun değil. MR ile tarama önerilecek kişileri bile bu bilgisayar programı destekli görüşmeler ile anlayabiliyoruz. Etkin risk azaltıcı yöntemler arasında ilaçlarla koruma ve koruyucu ameliyatlar yer almaktadır. Risk danışmanlığı konusu kanser tedavisi ile ilgili kılavuzlarda da yerini almıştır. Meme kanseri için risk analizi bugün iki şekilde yapılmaktadır. Birincisi genetik yatkınlığı işaret etmeyen, çok kuvvetli aile öyküsü olmayan kadınlar için bazı risk ölçüm yöntemlerinin kullanıldığı analiz yöntemidir. Diğeri ise kuvvetli aile öyküsüne sahip kişilere uygulanan aile soy ağacı aracılığı ile yapılan genetik mutasyon olasılığı hesaplanması ile gerekenlere genetik testlerin yapılmasını içeren karmaşık analiz yöntemidir” dedi.

    Taşpınar, “Risk danışmanlığı ile ilgili çeşitli bilgisayar programlarıyla değerlendirmeyi tavsiye ediyoruz. Risk değerlendirmesi sonunda kendisine 5 yıl boyunca meme kanserine yakalanma riskini ve riski azaltmak için yapabileceği şeyleri içeren bir rapor veriyoruz. Bu rapora göre kendisine sadece beslenme, hayat tarzı değişiklikleri, kontrol sıklığı, taramalarda hangi testlerin kendisi için daha faydalı olacağı gibi bilgiler yer alabileceği gibi, çıkan sonuçlara göre genetik test yaptırması gerektiği veya koruyucu amaçlı tedavi alması veya koruyucu ameliyat olması gerektiği gibi tavsiyeler yer alabiliyor” şeklinde konuştu.

  • Dr. Saklamaz: “50 yaş ve üstündekiler risk altında”

    İleri yaşta görme kaybının en sık nedeninin yaşa bağlı makula dejenerasyonu olduğuna dikkat çeken Op. Dr. Aras Saklamaz, “Yaşa bağlı makula dejenerasyonu, 50 yaş üstünde görme kaybının en sık nedenidir. Bazı kişilerde bu rahatsızlık çok yavaş ilerler ve uzun dönem görme kaybı izlenmezken bazılarında ilerleme hızlı olur ve bir veya iki gözde birden görme kaybı gelişir” dedi.

    Keskin görüşü sağlayan makulada yaş ilerledikçe hasar meydana gelebileceğini belirten Atagöz Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Aras Saklamaz, “Yaşa bağlı makula dejenerasyonu, 50 yaş üstünde görme kaybının en sık nedenidir. Keskin görüşü sağlayan makula (sarı nokta) hasarı söz konusudur. Bazı kişilerde bu rahatsızlık çok yavaş ilerler ve uzun dönem görme kaybı izlenmezken bazılarında ilerleme hızlı olur ve bir veya iki gözde birden görme kaybı gelişir. Merkezi görüşte oluşan bulanıklık en sık belirtidir. Hastalık ilerledikçe bulanıklık artıp içinde siyah karaltılar ortaya çıkabilir ve bakılan nesnelerin parlaklıkları azalır. Bu hastalıkta çevresel görüş her zaman korunur. Bakılan objelerin ortası etkilenir” dedi.

    “Günlük aktivitelerin yapılması zorlaşır”

    “Yaşa bağlı makula dejenerasyonu hiçbir zaman tam körlük nedeni değildir” diyen Dr. Saklamaz “Ancak merkezi görüşün etkilenmesi ile günlük aktivitelerden okuma-yazma, karşıda duran kişinin yüzünün seçilememesi, araba kullanmada zorluk veya yemek pişirme ve tamirat gibi yakın çalışma gerektiren işlerde zorluk ile kendini gösterir. Makula (sarı nokta) denilen bölge gözün iç duvarını kaplayan sinir tabakasının (retina) keskin görmeyi ve merkezi görüşü sağlayan bölgesidir. Retinada (dolayısıyla makulada) oluşan görüntü elektrik sinyallerine çevrilip milyonlarca sinir lifi ile görme siniri üzerinden beyne aktarılır ve görme işlevi gerçekleşir. Makula (sarı nokta) hasarlarında merkezde sağlıklı bir görüntü oluşturulamaz” dedi.

    En büyük risk yaş faktörü

    Bu hastalıkta yaşın en büyük risk faktörü olduğunun altını çizen Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Aras Saklamaz, “Genellikle 60 yaş üzerinde görülse de daha erken başladığı da olabilir. Sigara içenlerde iki kat fazla görülmektedir. Beyaz ırkta, ailesinde bu hastalık bulunanlarda ve genetik yatkınlığı olanlarda da daha sıktır. Genetik olarak yatkınlığı arttıran 20’den fazla gen suçlanmaktadır” ifadelerini kullandı.

    Hastalıktan korunmak için neler yapmalıyız ?

    Hastalıktan korunma yöntemlerini anlatan Dr. Saklamaz, “Sigaradan uzak durun, düzenli egzersiz yapın, kol tansiyonunuzu ve kolesterolünüzü normal seviyelerde tutun, diyetinizde yeşil lifli yiyecekleri ve balığı arttırın” dedi.

    Hastalıkla ilgili bilgi de veren Saklamaz, “Ayrıca görme keskinliğinize bakılır, göz bebekleri büyütülerek gözün arka tabakası (retina-makula) incelenir, Amsler grid testi denen kareli kağıt testi ile çizgilerdeki kırılmalar saptanır, göz anjiosu ile kol damarından opak madde verilerek sızıntı ve ödem ile giden ileri evreleri tespit edilebilir, optik koherens tomografi (OCT) ile retina tabakasının kesitleri alınarak anatomik olarak retina-makula katmanları incelenir” diye konuştu.

    “Sarı nokta hastalığının üç evresi vardır”

    Sarı nokta hastalığının üç evresi olduğunu ifade eden Dr Saklamaz, şunları söyledi:

    “Erken, orta ve geç -ileri evre. Erken evrede belirtiler çok zayıftır. Bu yüzden yaş, ailesel öykü, yaşam tarzı veya bunların kombinasyonlarını içeren risk faktörleri mevcutsa düzenli göz kontrollerinin yaptırılması önerilir. Erken evre hastalığı olanların hepsi geç veya ileri evreye geçecek diye bir kural yoktur. Bir gözünde erken evre hastalığı olan ve diğer gözü normal olanların ancak yüzde 5’i 10 yıl içinde ileri evreye dönüş gösterir. İki gözünde de erken evre hastalığı olanlarda ise yüzde 14’ü 10 yıl içinde ileri evreye geçer.Bir gözünde ileri evre hastalığı olup diğer gözü sorunsuz olanlar ise iki gözü ile okumak-yazmak, araba kullanmak dahil birçok günlük aktivitelerini yapmaya devam edebilirler. Ancak bir gözünde ileri evre hastalığı olanların diğer gözünde de ileri evre hastalık gelişme riski yüksek olduğu da hatırlanmalı ve görmede küçük dalgalanmalarda dahi kontrol edilmelidir.”

    Nasıl tedavi edilir?

    Erken evredeki hastalar yıllık kontrolleri dışında bir tedavi gerekmediğini de ifade eden Dr. Saklamaz, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Sigarayı bırakma, diyetini düzenleme ve düzenli egzersiz faydalı olacaktır. Orta ve ileri evre hastalığı olanlarda hastalığın ilerleyişini yavaşlattığı gösterilmiş yüksek içerikli vitamin ve minerallerin günlük ağızdan alınması tavsiye edilir. Bunun için üretilmiş çeşitli firmaların ilaçları mevcut. Burada dikkat edilmesi gereken bir nokta, sigara içenlerde “beta-carotene” içermeyen ilaçların kullanılmasının uygun olacağıdır. Aksi takdirde sigara içenlerde akciğer kanseri riskini arttırmaktadır. Günlük hayatında zaten multivitamin kullanan kişiler doktorlarına bu konuyu danışmalıdır. “

    Alınan yüksek vitamin ve mineral tabletleri tedavi edici değildir, erken dönem hastalığı olanlarda faydası yoktur ve kaybedilmiş görmenin geri gelmesini sağlamaz. Ancak hastalığın ileri döneme ilerleyişini geciktirebilir ve ileri dönem hastalığı olanlarda görme kaybının hızını yavaşlatabilir.

    İleri neovaskuler hastalığın daha ileri dönemi olup ciddi görme kaybı ile karakterizedir. Bunun için uygulanan tedavilerin tam şifa yapıcı etkisi bulunmaz ve tedavilere rağmen hastalık ilerleyebilir. Bu evrede tedavilerin en popüleri ve etkilisi göz içine yapılan enjeksiyonlardır.”

  • Prof. Dr. Gençbay: “Kalp hastalığı olan çoğu bireyde cinsel aktivite risk teşkil etmiyor”

    Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Murat Gençbay, “kalp hastalarında cinsel sorunlar çok sıktır. Sertleşme sorunu veya cinsel isteksizlik şeklinde sorunlara oldukça sık rastlamaktayız. Hastalar bu sorunlarını genellikle kardiyologlarına iletmez. Bu nedenle de burada doktora çok iş düşmekte, bu konuda hastayı dikkatlice sorgulamak gerekmektedir” dedi.

    Medicana Bahçelievler Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Murat Gençbay kalp hastalarında cinsel yaşam hakkında bilgi verdi. Dr. Gençbay, “Maalesef, kalp hastalarında cinsel sorunlar çok sıktır. Sertleşme sorunu veya cinsel isteksizlik şeklinde sorunlara oldukça sık rastlamaktayız. Hastalar bu sorunlarını genellikle kardiyologlarına iletmez. Bu nedenle de burada doktora çok iş düşmekte, bu konuda hastayı dikkatlice sorgulamak gerekmektedir” diye konuştu.

    “Kalp hastalarında aşırı yemek sonrası cinsel yaşam riskli olabiliyor”

    Dr. Gençbay, cinsel aktivite sırasında kalp hızının en fazla 130‘a çıktığını belirterek kan basıncının da en fazla 170 civarına kadar yükseldiğini kaydetti. Dr. Gençbay, “Normal bir cinsel aktivite ortalama 2 kat merdiven çıkmak kadar efora eşittir. Efor testi ile bunu kolayca anlamamız mümkün. Yabancı bir partner, aşırı yemek sonrası, aşırı alkol alımı sonrası kalp hızı ve kan basıncı bu değerlerin üzerine çıkabilir. Bu nedenle kalp hastalarının bu riskli durumlardan kaçınması önemlidir” şeklinde konuştu.

    “Kalp rahatsızlıklarından sonra cinsel hayata dönüş süreleri önem arz ediyor”

    Dr. Gençbay, “Efor testi sırasında diğer parametrelerle beraber hastanın hangi aktiviteleri sorunsuz yapabileceğinin de öngörülmesi olanaklı olmaktadır. Sorunsuz bir kalp krizinden 1 hafta sonra Efor testi yapılarak cinsel hayata dönülebilir. Hastada komplikasyonlu bir kalp krizi olmuşsa sorunlar giderilinceye kadar cinsel yaşamı askıya almak gerekir” dedi. Gençbay şöyle devam etti: “ Normal ve sorunsuz bir bypass ameliyatından sonra 6-8 hafta sonra, sternum (hançer kemiği) tam iyileştiyse cinsel hayata dönülebilir. Ayrıca anjiyo hastalarında, kalp anjiyosu kasıktan yapıldıysa buranın tam iyileşmesini birkaç gün beklemek yerinde olur. Son zamanlarda artık hastaların çoğunda el bileğinden anjiyo yapmaktayız, bu durumlarda eğer balon, stent işlemi yapılmadıysa ara vermeye gerek yoktur.”

    “Kalp yetmezliği hastalarında cinsel sorunlar daha çok görülüyor”

    Cinsel sorunların en fazla kalp yetmezliği hastalarında görüldüğünü belirten Dr. Gençbay sözlerine şöyle devam etti: “İlginç olarak cinsel yaşam sorunlarına en fazla yardım talep eden ve bu sorunu en çok önemseyen grup bunlardır. Kalp yetmezliği hastaları eğer iki katı dinlenmeden çıkabiliyorsa cinsel yaşam kısıtlamasına gerek yoktur. Nefes darlığı en basit işlerde bile olan gruplarda ise kalp yetmezliğinin kontrol edilmesine kadar cinsel yaşama ara verilmesi gerekir”.

    “Kalp pili olan hastalarda cinsel yaşamda 2 kat merdiven kriterine göre karar verilebilir”

    Cinsel aktivitenin bazı durumlar haricinde ritim problemlerine yol açmadığını kaydeden Dr. Gençbay, “Aksine efor testi ile artan bazı ekstrasistollerin cinsel aktivite sırasında artmadığına dair yayınlar vardır. Pil hastalarında cinsel yaşam 2 kat merdiven kriterine göre karar verilebilir. Bu düzeyde eforu rahat yapabiliyorsa cinsel aktivitede de sorun yoktur. ICD dediğimiz şok veren pil cihazlarında da aynı kriterler geçerlidir. Şok sayısında cinsel aktivite sırasında artış olmamaktadır. Ayrıca şok verilen kişinin eşi de şoku hissetmez, bu konuda kaygılanmasına gerek yoktur” diyerek sözlerini sonlandırdı.

  • Siber risk, yönetim kurullarına girdi

    Sigorta brokerliği ve risk yönetimi şirketi Marsh, siber risk ve olası riskleri ’Siber Kriz Yönetiminde Etkin Maliyet Yaklaşımı’ konulu panel ile masaya yatırdı. Etkinliğin açılışında konuşan Marsh & McLennan Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Bayazıt, siber riskin son yıllarda global riskler sıralamasına üstten çok hızlı giriş yaptığını belirterek, “Yasalar da siber risklere ve dolayısıyla siber güvenliğe önem vermemiz konusunda bizi uyarıyor ve bize yol gösteriyor. Siber güvenlik ihlallerinin etkileri maddi kayıplar ile sınırlı kalmayıp itibar kayıplarına kadar uzanabilmektedir. Bu nedenle siber güvenlik riskleri sadece teknik birimlerin değil, yönetim kurullarının gündem maddesi haline geldi” dedi.

    Müşterilerine risk, strateji ve insan kaynakları alanlarında danışmanlık ve çözümler sunan Marsh & McLennan bünyesinde faaliyetlerini sürdüren dünyanın önde gelen sigorta brokerliği ve risk yönetimi şirketlerinden olan Marsh, son yıllarda şirketler ve bireyler için önemli bir risk haline gelen siber risk konusunu ‘Siber Kriz Yönetiminde Etkin Maliyet Yaklaşımı’ konulu panel ile masaya yatırdı. Düzenlenen etkinliğin açılış konuşmasını yapan Marsh & McLennan Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Bayazıt, 10 yıl önce doğal afetler, iklim, göç, iş sürekliliği, politik riskler gibi riskleri konuşurken şimdi siber risklerin en fazla konuşulan risk haline geldiğini söyledi. Daha önce sadece bilgi teknolojileri / IT birimlerinin bilgisinde olan kavramların bugün hem kurumsal hem bireysel ölçekte herkesi tehdit eder duruma geldiğini belirten Bayazıt, dijital dönüşüm ile birlikte daha fazla verinin bu sistemler içerisinde tutulduğuna dikkat çekti.

    “Yasalar siber risk konusunda uyarıyor”

    Siber riskin, bilgisayar kullanımı veya aracılığı ile gerçekleşen finansal zararların tümünü kapsadığını söyleyen Bayazıt, “Genelde bu riskler beklenmedik maliyetlere ve iş durmasına sebep olurlar, çünkü yaşanan olay sonucu gizli bilgiler açığa çıkabilir, kurumlar üçüncü taraflarca sorumlu tutulabilir veya kurumların bilgisayar sistemleri hatalı çalışabilir. Kurumların maruz kalabileceği bu kayıplar sistem arızaları, personelin veya dış hizmet alınan kaynakların yaptığı hatalar veya bilgisayar virüsleri, ‘hacker’ saldırıları, DDoS atakları gibi dış kaynaklı ve suç niteliğinde olaylardan kaynaklanabilir” dedi. Aynı zamanda yasaların da siber risklere ve dolayısıyla siber güvenliğe önem verilmesi konusunda uyarılarda bulunarak yol gösterdiğini anlatan Bayazıt, şöyle konuştu: “Hem Türkiye’deki Kişisel Verileri Koruma Kanunu, hem de Avrupa Birliği GDPR ile kanun koyucular bu konunun önemini tekrar tekrar vurguluyorlar. KVKK ile 50 bin TL’den 1 milyon TL’ye kadar idari para cezası ile karşılaşabilecekken, GDPR ile firmaların global cirolarının yüzde 4’üne kadar cezai yaptırımlar beklenmektedir. Dolayısıyla kanuna uyumluluğa ilişkin gereklilikleri yerine getirmek ve olası bir ihlalde açılacak soruşturmalarda cezai yaptırımla karşılaşmamak için gerekli uyumluluk çalışmalarımızın tam olduğundan emin olmalıyız.”

    “Sigorta ile zarar minimize edilebilir”

    Siber güvenlik ihlallerinin etkilerinin sadece maddi kayıplar ile sınırlı kalmayıp itibar kayıplarına kadar uzanabildiğine dikkat çeken Bayazıt, “Bu nedenle siber güvenlik riskleri sadece teknik birimlerin değil, yönetim kurullarının gündem maddesi haline geldi. Şirketlerden yönetim kurulu seviyesinde bu risklerin yönetiminde kullanılacak araçların belirlenmesi; gerek danışmanlık, gerekse riski transfer edebileceği sigorta poliçelerine başvurarak içinde bulunduğu kurumun zararlarını minimize etmesi beklenmekte” dedi.

    Etkinlikte bir senaryo ile siber riskin etkileri ve çözümü konusunda bir sunum yapan Marsh Finansal ve Profesyonel Sigortalar Müdürü Gamze Konyar, ve Marsh Risk Consulting Türkiye, Orta Doğu ve Kuzey Afrika Business Resilience Direktörü Burak Sadıç, söz konusu siber senaryo çözümlemesinde siber saldırıya uğrayan şirketin siber risk sigortası ile 26 milyon dolarlık zararının yıllık 125 bin dolarlık sigorta ile 1.7 milyon dolara kadar düşürülebileceğini anlattı. Etkinlikte KKB Kurumsal Risk Yönetim Müdürü Can Ünver, Türkiye Ekonomi Bankası CISO’su Gülden Yüncüoğlu, Marsh Finansal ve Profesyonel Sigortalar Yönetici Direktörü İpek Ünal, Köksal Partners Avukatlık Bürosu Avukatlarından Mehmet Ali Köksal, Microsoft CTO’su Onur Koç ve Chubb Finansal Sigortalar Ortadoğu ve Türkiye Direktörü Sare Bayat da Marsh Risk Consulting Türkiye Orta Doğu ve Kuzey Afrika Bölge Direktörü Hande Bilgesu moderatörlüğünde siber risk ve çözümleri konusunda bilgilerini paylaştı.