Etiket: restore

  • Kocaeli Ereğli evlerini restore ediyor

    “Ereğli Evleri Hayat Buluyor” projesi kapsamında Karamürsel Ereğli’de bulunan iki yapı Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından restore ediliyor.

    Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, Karamürsel’in Ereğli Mahallesi’ni eski nostaljik günlerine geri döndürüyor. Şirin bir sahil yerleşkesi olan Ereğli bir zamanların Yeşilçam filmlerine konu olmuştu. Burada bulunan kendine has evler filmlerin vazgeçilmez mekanlarıydı. Zamanla bakımsızlıktan kullanılmaz hale gelen yapılar için Büyükşehir Belediyesi restorasyon projesi hazırladı. İki yapı Büyükşehir Belediyesi tarafından restore edilirken diğer yapılar için ev sahiplerine proje desteği veriliyor. Proje kapsamında Ereğli Evleri olarak bilinen yapıların içerisindeki 2 ev restore ediliyor. Tarihi ve estetik açıdan oluşturdukları dokuyla Ereğli’nin simgesi haline gelen evler içinde en dikkat çekici olanlardan Çıpalı Konak ve 5, 6 ve 7 parselde bulunan yapı restore ediliyor.

    Yeni yüzleriyle tarihi evler sosyal ve kültürel amaçlı kullanılmak üzere Ereğli halkına hizmet verecek. Bu kapsamda Yeşilçam filmlerine de konu olan Karamürsel’in Ereğli evlerinde restorasyon çalışmaları sürüyor. Ereğli Evleri, Osmanlı Türk evinin geleneksel özelliklerini yansıtan üsluplarıyla sahile paralel olarak birçok 2 katlı ahşap evlerden oluşuyor. Adını ön cephesinde yer alan çıpa şeklindeki kabartma motiflerinden alan ve Ereğli Evleri’nin en dikkat çekenlerinden olan Çıpalı Ev, bir zemin iki normal kattan oluşan ikiz yapı özelliği gösteriyor. Ön cephesindeki Ereğli’yi yansıtan çıpa motiflerinin yanı sıra, giriş kapılarına çıkılan çift taraflı merdivenleri de ayrı bir estetik unsur olarak öne çıkıyor.

  • (Özel Haber) İki asırlık çivisiz cami restore edilmeyi bekliyor

    Karabük’ün Yenice ilçesinde yapımında çivi kullanılmayan ve 200 yıllık olduğu belirtilen Yirmibeşoğlu Camii, restore edilmeyi bekliyor.

    Yenice ilçesine bağlı Yirmibeşoğlu köyünde bulunan ve ilk adı Cuma Camii olan, daha sonra Yirmibeşoğlu olarak değiştirilen çivisiz ahşap cami yıkılmaya yüz tuttu. Yaklaşık 200 yıllık olduğu belirtilen caminin yapımında meşe ağacı kullanıldığı belirlendi. Bölgede yaşayan vatandaşlar, 1991 ile 1998 yıllarında bölgede yaşanan büyük sellere rağmen ayakta kalmayı başaran çivisiz caminin yeniden restore edilerek faaliyete geçmesini istiyor.

    Köy sakinlerinden Ersin İncebacak, Yirmibeşoğlu Camii’nin ilk adının Cuma Camii olduğunu belirterek, “Yapılış tarihi tam olarak muammaya kalsa da üzerinde Osmanlıca yazıya bakıldığında 1911 başlangıç, 1918 bitiş olarak yazıyor. Tarihe baktığımızda yüzyıllık ama bunun 200-230 yıllık olduğu söyleniyor. Yaşantıya baktığımızda 5 tane köy var etrafımızda. Dedelerimiz veya dedelerimizin babası, herkes buraya cuma ve teravih namazına geliyormuş” dedi.

    Cami içerisine bakıldığında keser ve testere kullanıldığını ifade eden İncebacak, “Bıçkı dediğimiz aletin daha eskisi olan harhar denilen makine kullanılmış. Baştan aşağı insan emeği ile yapılmış. Günümüz cihazına ait bir şey yok. Sadece çatılar köylülerimiz tarafından sonradan da yapılmış. Onun haricinde baktığımızda çok eski. Bayağı bir eski camimiz. Ahşaplar, keresteler kendilerini gösteriyor. Meşe ağacı kullanılmış caminin yapımında ve halen ayakta duruyor. Tarihe yenik düşmemek için kendi başına mücadele verdiği gibi iki defa tarihinde sel gördü. 1991-1998 sellerini gördü, caminin 1. katına kadar su basmasına rağmen ahşap olmasına rağmen sele kendini düşürmedi. O yüzden yardım bekliyoruz, tekrardan gündeme alınsın. 10 yıl önce çalışma başlattılar ama hiç gelen olmadı” diye konuştu.

    “Tarihi miras ayakta dursun”

    “Baktığımız zaman camimiz çok eski, biz buranın tadilat edilmesini istiyoruz” diyen İncebacak şunları söyledi:

    “Kültür ve Turizm Bakanlığımızdan, Karabük Turizm İl Müdürlüğümüzden buranın restore edilmesini istiyoruz. Çünkü dedelerimizin çok emeği var burada. Babamın bana söylediğinde gaz lambası dahi yokken dedelerimiz buraya çıra ile gelirmiş namaz kılmaya. Bizde torunları olarak bu caminin tekrar ayakta durmasını istiyoruz. Etrafında mezarlık var, bayramlarda ziyaretlere gelen vatandaşların camide tekrar namaz kılmasını istiyoruz. Hem tarihe ışık tutması açısından hem de tarihi miras ayakta dursun, torunlarımız da görebilsin diye devletimizden ve bakanlıklarımızdan buranın restore edilip tekrar hizmete sunulmasını istiyoruz.”

    İncebacak, ahşap çivisiz caminin arka tarafında yapılan kazı ile ilgili ise bilgisi olmadığını ve tarihi bir cami olduğu için vatandaşlar tarafından kazılmış olabileceğini ifade etti.

  • Eski askeri araçlar, Off-Road yarışları için restore ediliyor

    Ordulu tamirci, daha önce askeriyede kullanılan arazi araçlarını tamir ederek, Off-Road yarışlarında kullanılır hale getiriyor. Restore edilen araçlar daha sonra ardından satışa sunuluyor.

    Ordu’da yaklaşık 40 yıldır tamircilikle uğraşan ve sanayi sitesinde dükkanı bulunan Turgut Karapestil, askeriyede kullanılan arazi tipi araçları ihale yoluyla satın alarak yeniliyor. Birçoğu tamamen kullanılmaz ve hurda olan araçları Makine Kimya Enstitüsünden temin ettiğini aktaran Karapestil, askeri birliği andıran deposunda araçlarını biriktiriyor. Zevkle yaptığı işi ile yıllık yaklaşık 30 tane arazi aracı sattığını belirten Karapestil, eski askeri araçların Off-Road tutkunları tarafından talep edildiğini ifade etti.

    Babasının isteği ile bu mesleğe başladığını vurgulayan Karapestil, yaklaşık 40 yıldır askeri araçların restorasyonu ile uğraştığını anlattı. Bu araçları toplayıp topluma kazandırmak iyi ama bunun da bir zahmeti var. Parçalarını genellikle Makine Kimya Enstitüsünden bulup getirtiyoruz. Eskiden bu araçlar resmi dairelerden çıkıyordu, şu anda sivilde yok, biz de emniyetten veya askeriyeden çıkan araçları buluyoruz. Daha sonra bunları topluma kazandırmaya çalışıyoruz” dedi.

    “Süspansiyonu rahat ve arazisi güçlü olduğu için, Off-Road yarışların tercih ediliyor”

    Araçların, güçlü arazi ve rahat süspansiyon sistemi olduğu Off-Road ve köylüler tarafından tercih edildiğine dikkat çeken Karapestil, “Genellikle Off-Road düşkünleri tercih ediyor ama bizim köy kesimlerdeki insanlar da tercih ediyor. Eskiden sadece Ordu içi satış yapıyorduk, şimdilerde il dışına da satmaya başladık. Araçlar kullanışlı olduğu için tercih ediliyor. Biz de insanların zevkine göre yapıp veriyoruz. Bu araçların süspansiyonu rahat olduğu için Off-Road kullanımında tercih ediliyor. Makas yerine yaylı süspansiyon kullanıldığı için daha rahat oluyor. Arazi kabiliyeti de bayağı bir güçlü, yedek malzemesi bol, sıkıntısı olmuyor. Bazı araçlar gibi istediğin parçayı bulmakta zorlanmıyorsun” şeklinde konuştu.

    “Bir aracın toplanması 3 ay kadar sürebiliyor”

    Araçların, Makine Kimya Enstitüsünden neredeyse hurda bir biçimde çıktığını kaydeden Karapestil, “Bu araçların kaporta, boya, döşeme, elektrik ve diğer aksamları bayağı bir sınavdan geçiyor. Sıfır araç gibi bunları komple revizyondan geçiriyoruz. Bir aracın toplanması da yaklaşık 3 buçuk ay kadar sürebiliyor. Maliyet olarak da bir aracın toplanması 25 bin TL ile 30 bin TL’ye kadar ulaşabiliyor. Şu anda araçları topladığımız fiyatlara satıyoruz. Şu anda bu şekilde ama ileriki zamanda bu araçların fiyatları yükselir diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

    Askeri araçların boya işlerini yapan Arslan Uzun isimli boya ustası ise isteğe bağlı olarak askeri araçların kaporta ve boya işlerinin yapıldığını söyledi. Araçların elektrik ve döşeme onarımından sonra müşteriye teslim edildiğini dile getiren Uzun, “Bunların tamiri daha zor, her tarafı elden geçiyor. Bu araçların her tarafı elden geçmek zorunda. Müşteriye sıfır araç gibi teslim ediliyor” açıklamasında bulundu.

  • Tarihi çeşmeler restore ediliyor

    Karabük’ün Çerçiler Mahallesinde Osmanlı’dan kalma tarihi çeşmelerin restore çalışmaları başladı.

    Kültür ve Turizm Bakanlığı Safranbolu Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü’nden alınan onay ile yürütülen çalışmalar kapsamında, tarihi çeşmeler İl Özel İdaresi tarafından Osmanlı mimarisinde yaygın olarak kullanılan teknikle restore ediliyor.

    Çerçiler Mahallesi Muhtarı Halim Kaya, geçmişte köylerinde içme suyu ve çamaşırhane suyu ihtiyaçlarını karşılamak için kaynak sularının bağlı olduğu

    tarihi çeşmelerde zaman içinde gerekli korumalar

    yapılmadığı için yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kaldığını belirterek, “Yaklaşık 2 yıl önce Karabük Belediyesi tarafından restore edilen 3 adet çeşme ve 2 adet çamaşırhane kültür mirasımıza kazandırılmıştı.Bizlere emanet bırakılan 6 adet çeşme ve 3 adet

    çamaşırhanenin gelecek kuşaklara aktarılması ve tarihimizin yaşatılması için çabaladık. Tarih bütünlüğümüz içinde dünümüzü bugüne, bugünümüzü yarına bağlayan en önemli unsurlardan

    birisi olan çeşmeler su kültürümüzü de yansıtmaktadır. Değerlerimizden birisi olan su kültürünün geçmiş olduğu

    yerler ve su kültürüne ait işaretler aslında geçmişimizin aynasıdır. Aynalarımızın geleceğe yansıması için bu tarihi

    eserlerîmizi geleceğe emanet etmek, görevlerimizin başında geliyor” dedi.

    Kaya, tarihi mirasların restore edilmesinde destek olan Karabük Valisi Kemal Çeber’e, Karabük Belediye Başkanı Rafet Vergili’ye,Özel İdaresi Genel Sekreteri Mehmet Uzun, Safranbolu Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürü Mustafa Sucu’ya, İşadamı Şefik Dizdar’a teşekkür etti.

  • Kilis’te roketle vurulan cami restore edildi

    Dönemin Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan’ın Kilis Valiliğinde toplantı yaptığı sırada terör örgütü DEAŞ tarafından yapılan roketli saldırıda hasar gören Tekya Camii, restore edilerek ibadete açıldı.

    24 Nisan 2016 tarihinde Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan’ın Kilis Valiliğinde toplantı yaptığı sırada terör örgütü DEAŞ tarafından yapılan roketli saldırıda, valiliğe 50 metre mesafe uzaklıktaki Tekye Camii isabet almıştı. Atılan iki roketten biri ise yakınlardaki bir mahalleye düşerek 1 kişinin ölümüne, 10 kişinin de yaralanmasına sebep olmuştu. Gaziantep Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından Tekye Camii için restorasyon çalışması başlatılmıştı. 2 yılı aşkın süredir devam eden restorasyon çalışmaları tamamlanarak, cami yeniden ibadete açıldı. Vatandaşlar, terör örgütü tarafından yapılan saldırı sonucu ağır hasar alan caminin restore edilmesinden memnun olduklarını ifade ederek, “Allah devletimize, milletimize zeval vermesin. Camimizi restoran ettiren yetkililere teşekkür ediyoruz” dediler.

    Tekye Camii’nin kent için önemine vurgu yapan cami imam hatibi Kemal Canarslan ise, “Öncelikle Allah devletimize milletimize zeval vermesin, camimiz tahribat görmüştü. Vakıflar tarafından restorasyondan geçti. Şuanda ibadete açılmış durumdadır. Tekye Camii, Kilis’in manevi atmosferi olan güzide bir camisidir. Camimizin yeniden restorasyonunun yapıldığını duymasından sonra camimizi doldurmaları gerekiyor. Sevinçliyiz, tekrar camimize kavuştuğumuz için Rabbimize ne kadar hamdetsek azdır” diye konuştu.

    Bazı kaynaklarda “Canbolai Camii, Canboladiyye Camii, Canboladoğlu Camsi” adlarıyla geçen cami, Canbolad Paşa Külliyesi’nin merkez yapısıdır. Evliya Çelebi’nin “Canboladoğlu’nun padişahane (padişaha yakışacak) camii” sözüyle betimlediği bu caminin vakfiyesindeki (vakıf senedi) adı ise “Tekke Camii’dir. Mevlana Celaleddin-i Rumi hayranı olan Canbolad Bey, onun adına yaptırdığı tekkenin önüne bu camiyi inşa ettirerek, “Tekye Camii” adını verdi. Cami taşıdığı teknik özellikler yanında görünüm itibarıyla da yöresindeki benzeri yapılardan farklı olup, yerel teknik uygulamaların dışında Osmanlı sanatıyla entegre olmuş nitelikler taşımaktadır. Mimari bakımdan Kilis’in en önemli camisi olan bu yapının kuzey yönü ve buradaki cümle kapısı, kapının doğusundaki ve batısındaki pencereler, pencere alınlıklarındaki çiniler, çörtenler ve çörtenlerin altındaki rozetler ustalıkla sanatı birleştiren uygulamalardır. Tekke Camii’nin mihrabı ve minberinde ustalık kadar kullanılan taşlar ve renkler de belleklerde iz bırakacak kadar güzeldir. Dokuz taş basamakla çıkılan minberde de yapı ve renk bakımından değişik taşlar kullanılmıştır. Evliya Çelebi’nin de hayranlıkla betimlediği bu yapı döneminin en güzel örneklerinden biridir. Yarım daire biçimindeki mihrabı Kilis’te özgünlüğünü koruyan iki mihraptan biridir. Renkli mermer kullanılarak yapılan süslemeleri, birbirine geçen motifleriyle Zengi ve Memlük sanatı izlerini taşır. 1553 yılında yapılan minberin tümü renkli mermer özgündür.