Etiket: Rekabet

  • Merkel rekabet kurumlarını ABD’ye karşı harekete çağırdı

    Almanya Başbakanı Angela Merkel, ABD kaynaklı ticaret internet sitelerinin tekel haline gelmesine karşı Almanya ve Avrupa’daki sosyal market ekonomisini korumaları gerektiğini açıkladı.

    Almanya’nın “sosyal market” ekonomi sisteminin 70’inci yılını kutlamasında Almanya Başbakanı Angela Merkel, Ekonomi ve Enerji Bakanlığında konuşma gerçekleştirdi. ABD kaynaklı e-ticaret platformlarının büyük bir problem olduğuna değinen Angela Merkel ABD kaynaklı platformların kendi rekabet sistemlerine ve Avrupa Birliği’ne meydan okuduğunu söyledi.

    Kendi rekabet kurumlarının, ABD kaynaklı e-ticaret platformlarına uyum sağlama tartışmalarına sebep olduğunu söyleyen Merkel, bu tartışmaların kendi ekonomik sistemlerinde bozulmaya sebep olacağına işaret etti.

    Merkel, ABD’nin yükümlülüğe soktuğu ve Avrupa’nın ihracatını tehlikeye atan yeni gümrük vergisi düzenlemesini, Alman otomobil endüstrisinin kaderini belirleyen bir güvenlik meselesi olarak görmeleri gerektiğini söyledi.

  • Bayramlık çikolatada rekabet sürüyor

    Vatandaşlar bayram öncesi son hazırlıklarını tamamlarken firmalar da bayramlık çikolata kampanyalarına hız verdi.

    Pazar araştırma şirketi BrandZone, Ramazan Bayramı arifesinde bayramlık çikolata kampanyalarını inceledi. Şirketin Kurucu Ortağı Cem Köz, “Önceki dönemde yalnızca 4 adet ikramlık çikolata kampanyası yapılmışken; 10 Mayıs-7 Haziran 2018 tarihleri arasında toplamda 336 adet ikramlık çikolata kampanyası yapıldığını görüyoruz” dedi.

    En fazla kampanya düzenleyen Ülker oldu

    İkramlık çikolata kategorisinde düzenlenen kampanyalara bakıldığında yüzde 36’lık kampanya oranı ve 120 kampanyayla Ülker’in en fazla kampanya düzenleyen firma olduğunu açıklayan Köz, “Yüzde 15’lik kampanya oranı ve 50 kampanyayla Nestle ikinci; yüzde 6’lık kampanya oranı ve 20 kampanyayla Konya Şeker üçüncü sırada yer aldı. Yüzde 6’lık kampanya oranı ve 19 kampanyayla Ferrero dördüncü; yüzde 5’lik kampanya oranı ve 18 kampanyayla Metro beşinci sırada yer aldı” ifadelerini kullandı.

    İkramlık çikolatanın ilk 10 markası

    İkramlık çikolata kategorisinde yer alan ilk 10 markayı da açıklayan Köz, “Kampanya verilerine göre; yüzde 14’lük kampanya oranı ve 47 kampanyayla Ülker Ece en fazla kampanya düzenleyen marka oldu. Yüzde 10’luk kampanya oranı ve 35 kampanyayla Ülker Buklet ikinci; yüzde 10’luk kampanya oranı ve 34 kampanyayla Nestle Çikolata üçüncü; yüzde 6’lık kampanya oranı ve 20 kampanyayla Torku Buse dördüncü; yüzde 5’lik kampanya oranı ve 18 kampanyayla Fine Life beşinci sırada yer aldı. Yüzde 5’lik kampanya oranı ve 16 kampanyayla Damak altıncı; yüzde 4’lük kampanya oranı ve 12 kampanyayla Ferrero Rocher ve Godiva yedinci; yüzde 3’lük kampanya oranı ve 11 kampanyayla Elit sekizinci; yüzde 3’lük kampanya oranı ve 9 kampanyayla Ülker Çikolatin dokuzuncu sırada yer buldu” şeklinde sözlerini sonlandırdı.

  • Rekabet Kurumu Başkanı Torlak: “Rekabet kararları ile 10 milyar TL tüketicide kaldı”

    Rekabet Kurumu Başkanı Prof. Dr. Ömer Torlak, rekabet konusunda aldıkları karar doğrultusunda yaklaşık 10 milyar TL’nin tüketicinin cebinde kaldığını söyledi.

    Samsun Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) işbirliğinde rekabet hukuku, Rekabet Kurumunun işleyişi, gerekliliği ve rekabetin korunması hakkında kanun ile ilgili “Rekabet Hukuku Uygulaması ve Rekabet Kurumu Faaliyetleri” konulu bilgilendirme toplantısı düzenlendi. Davut Altan Meclis Toplantı Salonu’nda yapılan toplantıya KOBİ’ler ilgi gösterdi. Toplantıda faaliyetleri hakkında bilgiler veren Rekabet Kurumu Başkanı Prof. Dr. Ömer Torlak, “Rekabeti olumsuz gören bir yaklaşım var. Bunun tarihi ya da sosyolojik bir takım kökleri olabilir. Rekabetin kendisi, kırmadan, dökmeden, kendi doğal şartları içerisinde yapıldığı zaman bütün topluma fayda sağlayan bir olgudur. Bir ülkede rekabet politikası yoksa, rekabet hukuku istemiyorsa emin olabilirsiniz ki dominant özelliğe sahip 2-3 firmanın güçlü olduğu veya tekele benzer konumların olduğu piyasalarda inovasyonmuş, yenilikmiş, ürünü zenginleştirmekmiş gibi bir kaide olmaz. Bu etkinlikler olmazsa uluslararası arenada rekabet edemeyiz. Hiç kimse yerelde yaptığı rekabetle mutlu olmaz. Uluslararası rekabete açık bir ülkeyiz. Dolayısıyla her bir sektör uluslararası rekabete açıktır. İnsanların sizlerle rekabet etmesi için çok fazla dükkan, ofis ve depo açmasına da gerek yok. Böylesine bir ekonomiyi yaşıyoruz. Rekabeti korumak için 23 adet karar çıkarttık. Bu kararlarımızla ilgili Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) yayınladığı bir rehber var. Biz bu kararları almasaydık ne olurdu diye bir takım parametreler var. Bu kararları almasaydık tüketicinin cebinden ne kadar bir para çıkacaktı bunu hesaplamaya yaran bir rapor. Sonuç, kötümser tahminle 3,3 milyar TL, iyimser tahminle 9,9 milyar TL. Yani aldığımız kararlar doğrultusunda tüketicinin cebinde bahsedilen miktarlar kadar kalmasını sağlamışız. Bir başka ifadeyle dolaylı olarak da enflasyonu pozitif anlamda baskılayan bir sonucu da üretmişiz” dedi.

    Toplantıya ev sahipliği yapmaktan gurur duyduklarını ifade eden TSO Yönetim Kurulu Üyesi Ayhan Çakır ise, “Rekabet kamu işbirliği ile düzenlediğimiz rekabet hukuku uygulaması ve Rekabet Kurumu faaliyetleri toplantısının herkese faydalı olmasını diliyorum. Ekonomik ilişkiler rekabet odaklıdır. Bir üstünlük kurma mücadelesi olarak algılanan rekabet, aslında süreli yenilenen ve değişim sürecindeki gelişmeyi ifade eden bir kavramdır. Bu kavramların altında maliyetlerin düşürülmesi, fark oluşturma ve yönetim organizasyonu gibi pek çok başlık vardır. Bunlar rekabete etki eden iç dinamiklerdir. Bizden farklı faktörler de vardır. Diğer firmaların sahip olduğu rekabet üstünlüğü, piyasanın genel durumu gibi diğer faktörler de vardır. Rekabet, kontrol edilmediği takdirde ekonomik ve sosyal gelişmeye engel teşkil eder, tekelleşmeye zemin hazırlar. Bu noktada denge unsuru olarak bir mekanizmanın olması önem arz etmektedir. KOBİ’ler Türkiye ekonomisinin bel kemiğini oluşturmaktadır. Bu bağlamda girişim özgürlüğünün teminat altına alınması, ülkemizin gelecek adımları için önemlidir. Girişimlerin desteklenmesi, hak ve özgürlüklerin teminat altına alınması geleceğin korunmasıdır. Bu toplantının hayırlı olmasını diliyorum” diye konuştu.

    Toplantı, konuşmaların ardından sunumlar ve soru-cevap ile sonlandı.

  • Emlakçılara haksız rekabet

    Altın Emlak Genel Müdürü Mustafa Hakan Özelmacıklı, tek yetkili satış ve kiralama ofisi olarak görünen bu işletmeler şimdi de emlakçılık yaptığını kaydederek, “Emlakçılar, yetki belgelerinin noter onaylı istenmesinden, yer göstermeyi sadece birkaç saatle sınırlandıranlara kadar her çeşit zorlama ve yaptırımlar ile karşı karşıya bırakılıyor” dedi.

    Son yıllarda hızla yaygınlaşan toplu yapıların 2’nci el satış ve kiralamalarında, inşaat firmaları ve site yönetimleri de rol almaya başladı.

    Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Altın Emlak Genel Müdürü Mustafa Hakan Özelmacıklı, “Tek yetkili satış ve kiralama ofisi olarak görünen bu işletmeler şimdi de emlakçılık yapıyor. Bazı site yönetimleri yasal olarak faaliyet gösteren emlak firmalarına her geçen gün yeni zorluklar çıkartıyor. Emlakçılar, yetki belgelerinin noter onaylı istenmesinden, yer göstermeyi sadece birkaç saatle sınırlandıranlara kadar her çeşit zorlama ve yaptırımlar ile karşı karşıya bırakılıyor. Hatta muhtemel alıcı veya kiracı müşterilerin iletişim bilgilerini bile talep eden siteler var. Bunları ise kendi kurdukları yada anlaşmalı oldukları emlak ofislerinden istemiyorlar” ifadelerini kullandı.

    “Ticareti engellemeye çalışıyorlar”

    Konuyu ilgili kurumlara ileteceklerini belirten Altın Emlak Genel Müdürü, “Günümüzde inşaat firmaları satış vaadi sözleşmelerinde yada anahtar teslim sözleşmelerinde, söz konusu taşınmazların satış ve kiralamalarının kendi yada anlaşmalı şirketleri üzerinden yapılmasını şart koşuyorlar. Ellerinde kalan stokları kontrollü pazarlamak için, bu işlemi geçici yönetim süresince de site yönetimi aracılığı ile sürdürüyorlar. Henüz proje başlangıcından alanlar ya da toprak sahipleri ise mağduriyet yaşıyor. Bu firmalar emlak pazarlama faaliyetini yürütmek isteyen firmalara karşı da haksız rekabete neden oluyor” şeklinde konuştu.

    “Keyfi uygulamalar yapılıyor”

    Bazı site yönetimlerinin, tek yetkili satış ve kiralama ofisi ile sadece bir firmayı yetkilendirdiklerini, bu firmadan da satılan ve kiraya verilen her taşınmaz için pay istediklerini belirten Özelmecıklı, “Hatta bazı yönetimler bu yetkiyi vermek için ihale bile yapmaya başladı. Bu yönetimler emlak ofislerinin yeni kar ortağı. Yönetim kurullarında alınan kararların birçoğu hukuki olmayıp, müşterilerin karar verme özgürlüğünü özellikle saldırgan satış yöntemleri ile sınırlandırır şekilde uygulanıyor. Bu durum rekabet kurallarına, ticaret kanununa ve hatta site yönetimlerinin dayanağı olan 634 Sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu ile tapuda kayıtlı olan yönetim planlarına aykırı olarak gerçekleşiyor” diye konuştu.

    “Gelir vergisine aykırı”

    Özelmacıklı, “Diğer taraftan Gelir Vergisi Kanunu’na göre site yönetimleri sair işletmelerden sayılmakta olup, ortak alan avans (aidat), bunlara ilişkin gecikme tazminatı, bankalarda bulunan miktarlarda elde edilen faiz, repo vs. gelirleri haricinde ortak yerlerin (kapıcı dairesi, varsa sosyal tesisler, bina duvarının reklam amaçlı kullanımı ve baz istasyonu vs.) kiraya verilmesi dışında ticaret yapmak sureti ile gelir elde edemeyecekleri, KDV’den muaf oldukları ve kurumlar vergisi ödemedikleri de açıktır. Site yönetimlerinin bu tür ihalelerle veya yetkilendirdikleri emlakçılar vasıtası ile elde ettiği kar paylarının vergilendirilmediği de bilinmektedir. Bununla beraber site yönetimleri bu gelirleri ’kiralama’ gelirleri olarak varsaysalar dahi Kat Mülkiyeti Kanunu’na göre bu yetkiyi yönetim planlarında yazmadığı taktirde ancak tüm kat maliklerinin muvafakati ile alabilirler” dedi.

    “NACE kodları bile farklı”

    Gayrimenkul acentelerinin faaliyetleriyle, bir ücret veya sözleşmeye dayalı olarak yapılan apartman yöneticiliği hizmetlerinin farklı işler olduğunu belirten Özelmacıklı, “634 Sayılı Kat Mülkiyeti Kanununda bu konuya ilişkin özel bir hüküm bulunmuyor. Bu haksız uygulamalar sektörde faaliyet gösteren yasal emlak şirketleri için ticaretten mene dönüşüyor. Bu haksız rekabetin durdurulması için gerekli tedbirler ivedi olarak alınmalı. Site yönetimlerindeki denetçiler de görev ve sorumluluklarının bilinci ile hareket etmeli” ifadelerini kullandı.

  • Rekabet Kurumu Başkanı Torlak, üniversite öğrencileriyle buluştu

    Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi’nde (ALKÜ) “Dijital Ekonomi ve Rekabet Kurumu” konulu konferans gerçekleştirildi.

    Türkiye Rekabet Kurumu Başkanı Prof. Dr. Ömer Torlak tarafından, İşletme Fakültesi Konferans Salonu’nda “Dijital Ekonomi ve Rekabet Kurumu” konulu konferans verildi. ALKÜ Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı Genç Girişimciler Kulübü’nün organize ettiği konferansa ALKÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Hasan Güneş ve Prof. Dr. Leyla Harputlu, Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kemal Kantarcı, daire başkanları, akademisyenler ve idari personel ile öğrenciler katıldı.

    Prof. Dr. Ömer Torlak programdaki konuşmasına, “Bizleri Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi’nde ağırlayan başta Rektör Prof. Dr. Ahmet Pınarbaşı ve beni buraya davet eden bir zamanlar öğrencim olan Doç. Dr. Kemal Vatansever ve Genç Girişimciler Kulübü Başkanı Ömer Oymak’a teşekkür ederim. Bu vesileyle burada siz değerli öğrencilerin arasında bulunmaktan çok mutluyum” diyerek başladı.

    “Dijitalleşen bir hayat yaşıyoruz”

    “Dijitalleşen bir hayatı yaşıyoruz. Dijitalleşen bir ekonomik hayatı bizzat müşahede ediyoruz. Ve onun sonuçları da elbette bizim hayatımızı da, ticari hayatı da etkiliyor” diyen Rekabet Kurumu Başkanı Torlak, “Piyasa ekonomisi dediğimiz şey aslında insanlık tarihi kadar eskidir. Yani paranın olmadığı dönemlerde bile piyasa vardır. Hepimiz hayatımızı sürdürmek için bir takım mal ve hizmetlere ihtiyaç duyuyoruz ama aynı zamanda da üretime katkı sağlıyoruz. Bu tarım ekonomisi için de böyleydi, sanayi toplumunda da böyleydi. Bugün yaşanmakta olduğumuz bilgi toplumu da yine böyledir. Yani bir takım mal ve hizmetler olmaksızın biz hayatımızı sürdüremiyoruz. Dolayısıyla bir piyasa oluşuyor. Bu eskiden pazardı, panayırdı, köy çarsısıydı, çerçiydi derken nihayetinde bugün baktığımız zaman hiç birbirini görmeyen, fiziki mekân gerektirmeyen piyasalar da oluştu” dedi.

    “Veriler tüketiciye sunulan ürünleri belirliyor”

    Eskiden küçük bir veriyi çok uzun sürede depolandığını hatırlatan Torlak, ”Dijital ekonomi veya dijital hayat dediğimiz şey ses, görüntü, data aktarımları artık analog sistemlerden dijital sistemlere geçti. Bunu söylemesi çok kolay ama çok da basit bir olgudur. Eskiden çok küçük bir veriyi çok uzun sürede depoluyorken, bugün çok sayıda veriye çok hızlı bir şekilde ulaşıyoruz. Dijital ortamda bıraktığımız her iz birileri için aynı zamanda bir veri olarak kullanılıyor. Paslaştığımız bir fotoğraf, ya da bir yazı veya bulunduğumuz konum dijital ortamda bir iz bırakıyor. O iz veriye, o veri de sistematik bir veriye dönüştürülüyor. Dolayısıyla böyle bir dijital hayat, böyle bir dijital ekonomiyle karşı karşıyayız. Bu tabi bir taraftan bize şunu hatırlatıyor. O zaman piyasa, belirlenen bir olgu mu? Yoksa belirleyen bir olgu mu? Her ikisi de diyebiliriz. Belirlenendir; Alanya’da muhtemelen köy pazarları kuruluyordur. Köylü insanımız köyde kendi ürettiği organik ürünleri, organik ürün diye satacağı zaman bizde meraklısıysak ya da ben organik ürün yemek istiyorsam hemen organik bir ürün alıyoruz. Özellikle dijital ekonomiyle düşündüğümüzde pazar veya piyasa bizden elde ettiği verilerle sana bir ürün öneriyor. Sen benim müşterimsin sana bu promosyonu uyguluyorum diyor” şeklinde konuştu.

    ‘Gelişim için girişim, girişim için gelişim’

    Programda bir konuşma gerçekleştiren ALKÜ Genç Girişimciler Kulüp Başkanı Ömer Oymak ise “Genç Girişimciler Kulübünü oluştururken bizlere rekabet üstünlüğü katacak, girişimci ve sorun çözen bir kulüp olmayı kendimize misyon edindik. Gelişim olmadan ilerlemenin ve rekabet üstünlüğünü elde etmenin mümkün olamayacağını her daim göz önünde bulundurduk. Bu düşünce çerçevesinde kendimize bir slogan belirledik. ‘Gelişim için Girişim, Girişim için Gelişim’’. Bu önemli etkinliğin organize edilmesinde değerli katkıları bulunan başta Üniversite yönetimimize, Doç. Dr. Kemal Vatansever hocamıza, Kulüp akademik danışmanımız Dr. Engin Üngüren hocamıza, İşletme Fakültesi Sekreteri Akif Hafif beye teşekkürü bir borç bilirim” dedi.

    Programın sonunda öğrencilerin sorularını cevaplayan Torlak, ALKÜ öğrencilerini Rekabet Kurumu’nun sitelerinden yayınlanan staj başvurularını takip etmelerini istedi. Soru-cevaptan sonra kapanışta, ALKÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Leyla Harputlu, Rekabet Kurumu Başkanı Prof. Dr. Ömer Torlak’a Alaaddin Keykubat Mührünü takdim etti.