Etiket: Ramazanda

  • Ramazan’da sağlıklı beslenme önerileri

    Diyetisyen Tuğçe Us, yaşamın her döneminde olduğu gibi Ramazan’da da amacın ‘yeterli ve dengeli beslenme’ olması gerektiğini söyledi.

    Ramazan’da sağlıklı beslenme konusunda önemli bilgiler veren VM Medical Park Samsun Hastanesi Beslenme ve Diyet Kliniği’nden Dyt. Tuğçe Us, “Ramazan döneminde beslenmemiz özen gerektiriyor. Ramazan’la birlikte öğün düzeni ve saatiyle tüketilen yiyeceklerin miktarlarındaki artış beslenmedeki en önemli değişikliklerdir. Ancak yaşamın her döneminde olduğu gibi bu dönemde de amaç ‘yeterli ve dengeli beslenme’ olmalıdır” dedi.

    Ramazan’da kimler risk altında?

    Diyetisyen Us, Ramazan’da oruç tutmada sorun yaşayabilecek kişilerle ilgili; “Birinci basamakta Ramazan’da kimler risk altındadır? Oruç tutmak sağlıklı Müslümanlara farzdır. Bu nedenle riskli grupta bulunanların mutlaka hekimlerinden izin alarak bu ibadeti yerine getirmeleri önemlidir. Kalp-damar ve yüksek tansiyon hastalığı olup ilaç kullananlar, diyabet hastaları, hamileler, böbrek yetmezliği ve diyaliz hastaları, kanser tedavisi görenler, çocuk ve yaşlılar ile hamileler riskli grubundadırlar” diye konuştu.

    Mutlaka sahura kalkılmalı

    Sahurun öneminden bahseden Dyt.Tuğçe Us, “Sahur Ramazan’ın ikinci önemli basamağıdır. Günlük hayatımızda nasıl azar azar, sık sık beslenmek gerekiyorsa ramazanda da bunu sürdürmeliyiz. Gün boyunca alamadığımız besin öğesi ihtiyaçlarımızı karşılamak zorundayız. Bunun için öğün sayısı artırılmalı ve mutlaka sahura kalkılmalıdır. Sahurda bol su içilmeli, aşırı yağlı ve tuzlu besinler tüketilmemelidir. Sahurda sadece su içerek niyetlenmek veya gece yiyip yatmanın son derece zararlı olduğu unutulmamalıdır. Bu nedenle sahurda protein içeren süt içilmeli, yoğurt, peynir gibi gıdalar yenmeli, kan şekerinin düşmesini önlediği için yanına mutlaka tam tahıllı ekmek eklenmelidir. Yiyecek olarak da çorba, az yağlı yapılmış sebze, zeytinyağlı yemekler veya hafif kahvaltılardan birini seçmek en doğrusu olacaktır. Oruç tutulan günlerde yaklaşık 16 saat açlıkla karşı karşıya kalınacak. Bu süre içinde kan şekeri düşer. Eğer kişi sahura kalkmıyorsa kan şekerinin düşüşü günün erken saatlerinde başlar. Bu nedenle az ve sık beslenme ilkesi, kan şekerini dengelemek için mutlaka uygulanmalıdır” şeklinde konuştu.

    Üçüncü basamak: İftar

    İftarda nasıl beslenilmesi gerektiğine dikkat çeken Diyetisyen Us şu bilgileri verdi: “İftarda, boş mideye birden yüklenilmemelidir. Yaklaşık 16 saat dinlenmeye çekilen mideye aniden yüklenmek, iftar sonrasında hazımsızlık çekilmesine neden olabilir. Bunu önlemek için örneğin, iftar yemeğine hafif bir yemek olan çorba ve 1 dilim ekmekle başlayıp, biraz ara verdikten sonra (15-20 dk) ızgara olarak hazırlanmış biftek, tavuk veya balık, zeytinyağlı bir sebze yemeği ve salata ile tamamlayabilirsiniz. İftar ile sahur arasına küçük ara öğünler eklenmeli, böylece hem bir defada fazla miktarda yemenin vereceği olumsuzluklar engellenmeli hem de yavaşlayan metabolizmaya destek olunmalıdır. Özellikle kızartmalardan, mayalı besinlerden(hamur işlerinden), aşırı şeker ve yağ içeren besinlerden, şerbetli tatlılar, çok tuzlu veya baharatlı yemekler, sucuk, sosis, pastırma gibi şarküteri ürünleri, bal/kaymak ve gazlı içecekler uzak durulması, gece oluşabilecek hazımsızlıklardan, mide yanmalarından, reflüden ayrıca kilo alma problemlerinden koruyacaktır.”

    Su ihtiyacı karşılanmalı

    Diyetisyen Tuğçe Us, su ve tatlı tüketimiyle ilgili ise şu bilgileri verdi: “Gün içinde susuz kalınacağı için iftar ile sahur arasında sıvı ihtiyacı çok iyi karşılamalıdır. Bunun için en az 2- 2.5 litre su tüketilmeli, bununla birlikte ayran, taze sıkılmış meyve ve sebze suları, çorba, komposto, gibi içeceklerle sıvı alımı artırılmalıdır. Kan şekerini hızla yükselten besinler yerine posa miktarı fazla olan besinler (kepekli ekmek, çok tahıllı ekmek, çavdar ekmeği, kepekli makarna, kepekli pirinç, sebze, meyve, kuru baklagiller, ceviz, fındık, badem gibi yağlı tohumlar gibi) tokluk hissi sağladığı için tercih edilmelidir. Sebze ve meyve tüketimine dikkat edilmelidir. Her gün en az 5 porsiyon sebze ve meyve tüketilmesi vücudun bu dönemde artan vitamin ve mineral ihtiyacının karşılanması ve kabızlığın engellenmesi açısından önemlidir. Ağır hamur tatlıları (baklava, helva gibi) yerine daha hafif olan sütlü tatlılar ve meyve tatlıları tercih edilmelidir. Tatlı ve meyve ara öğün olarak yemeklerden sonra tercih edilebilir. Yavaşlayan metabolizmayı hızlandırmak, kilo alışını engellemek için fiziksel aktivite artırılmalıdır.”

  • Ramazan’da dengeli beslenme uyarası

    Sahur ve iftar arasında 2 ana ve 2 ara öğün şekilde besin tüketilmesinin uygun olacağını belirten Bingöl Halk Sağlığı Müdürü Dr. Vedat Söyiler, sahur yapmanın sağlık açısından önemli olduğunu söyledi.

    Bingöl Halk Sağlığı Müdürü Dr. Vedat Söyiler, vatandaşlara Ramazan ayında dengeli beslenmeleri yönünde uyarılarda bulundu.

    Yeterli ve dengeli beslenmenin ramazan ayında da sürdürülebilmesi için günün oruç tutulmayan bölümünde en az üç öğünü tamamlamak ve sahur öğününü atlamamak gerektiğini belirten Söyiler, sahura kalkılmaması ya da sahurda sadece su içilmesinin zararlı olduğunun unutulmamasını gerektiğini söyledi.

    Ramazan’ın yemek kültürü açısından en bilinen özelliği iftar sofralarındaki çeşitlilik ve bolluk olduğunu dile getiren Söyiler, “İftar sofralarında bir insana yetecek yemeğin 2-3 kat fazlası bulunabilmektedir. İftarda kan şekeri çok düşük olduğundan kısa sürede çok miktarda besin tüketme isteği doğmaktadır. Yapılan en büyük hatalardan birisi de çok hızlı bir şekilde, çok yüksek miktarda besin tüketmektir. Beyin doyma emrini yemekten 15-20 dakika sonra verir. Çok hızlı yemek yendiğinde bu süre zarfında yüksek miktarda, enerjisi yüksek besinler yenilebilir ve bu durum ilerleyen günlerde kilo alımına da zemin hazırlar”diye ifade etti.

    Ramazan ayı süresince yeterli ve dengeli beslenmeye özen gösterilmesi gerektiğini vurgulayan Söyiler, “Ramazan ayında öğünler, sahur ve iftarda iki ana öğün ile iftardan sonra 1 veya 1,5 saat arayla olacak şekilde iki ara öğün şeklinde düzenlenmelidir. Oruç tutanların mutlaka sahur yapmaları sağlığın korunması açısından önemlidir. Kafein içeren içecekler yerine de süt, meyve suyu, ıhlamur ve kuşburnu gibi bitki çayları tercih edilmelidir. Susama hissi duyulmasa bile iftar ve sahur arasında sık sık su içilmelidir. İftara peynir, domates, zeytin gibi kahvaltılıklar veya çorba gibi hafif yemeklerle başlanılması, 10-15 dakika sonra az yağlı et yemeği, sebze yemeği veya salatayla devam edilmesi uygundur. Yine enerji veren ancak kan şekerini dengeli bir biçimde yükselten besinler tercih edilmelidir”diye aktardı.

    İftarda aşırı şerbetli, yağlı tatlılar yerine, sütlü veya meyveli tatlıların tercih edilmesi gerektiğini anımsatan Söyiler, tek seferde büyük porsiyonlar yerine, iftardan sonra birer saat ara ile her seferinde azar azar küçük porsiyonlar şeklinde beslenilmesinin uygun olacağını kaydetti.

  • Ramazan’da ilk davullar çalındı

    Diyarbakır’da Ramazan ayının ilk sahuru nedeni ile davullarını yanlarına alan davulcular, halkı sahura kaldırdı.

    On bir ayın sultanı olan Ramazan ayının ilk sahuruna bugün kalkıldı. Diyarbakırlılar, rahmet ve bereket ayı olan Ramazan ayının ilk sahurunda davulcuların davullarına vurması ile kalkmaya başladı. Ramazan davulcusu Hüseyin Senem, ’’Bugün hayırlısı ile başladık. Tüm halkımıza hayırlı Ramazanlar diliyoruz. Bu mahallede davul çalıyoruz. Bugün biraz yağmur yağdı, ilk gün biraz zor geçti. Yaklaşık yarım saat kırk dakika davula vuruyoruz. Artık motorla çıkıyoruz, bu olmazsa yetişemeyiz. Yollar çok uzun, sokak sokak yetişemeyiz motosiklet olmazsa’’ dedi.

    Sabah ezanının okunmasının ardından davulcular davula vurmayı bırakırken, halk da ilk gün için niyet getirdi.

  • Nohut Ramazan’da el yakacak

    Ramazan’da fiyatı en çok artması beklenen gıda yüzde 28 zam oranıyla nohut oldu. Nohutu sırasıyla sucuk ve siyah zeytin izledi.

    Türkiye’deki tüm markalar için fiyat/rekabet araştırma hizmetleri sunan, basılı ve online fiyat verilerini araştırıp takip eden BrandZone, Ramazan ayı zam şampiyonu gıdaları belirledi. Verilere göre, Nisan ayında kilosu 9,6 TL’den satılan nohutun fiyatı Ramazan’ın gelmesiyle birlikte 12,3 TL’ye çıktı. Nohut fiyatlarında bir ayda yüzde 28,1 zam yaşandı. Ramazan’la beraber fiyatı artan ikinci gıda yüzde 16,5’lik artışla sucuk oldu. 225 gram sucuğun fiyatı nisan ayında 10,9 TL iken Ramazan ayıyla birlikte 12,7 TL’ye yükseldi. Fiyatı artan üçüncü gıda ise; yüzde 13’lük artışla siyah zeytin oldu. Nisan ayında kilosu 11,5 TL’ye satılan siyah zeytinin fiyatı Ramazan ayında 13 TL’ye yükseldi.

    Ramazan ayıyla birlikte fiyat artışları var.

    Ramazan ayının gelmesiyle birlikte gıdada yaşanan fiyat artışlarını değerlendiren BrandZone Kurucu Ortağı Cem Köz, “Nisan ayı fiyatlarıyla karşılaştırma yaparak, bazı gıda kalemlerine zam yapıldığını görebiliyoruz. En çok fiyat artışı ise bakliyatta yaşandı” diye konuştu.

    Fiyatı en çok düşen un oldu

    Verilere göre gıdada en fazla düşüş yüzde 8,5 ile un fiyatlarında yaşandı. Buna göre 5 kiloluk unun fiyatı 9,4 TL’den 8,6 TL’ye geriledi. Fiyatı en çok düşen ikinci gıda yüzde 5’le zeytinyağı oldu. Bir litre zeytinyağının kilosu nisan ayında 17,9 TL iken Ramazan ayında 17 TL’ye düştü. Fiyatı en çok düşen üçüncü gıda ise yüzde 4,2 ile margarin oldu. 500 gram margarinin fiyatı nisan ayında 4,8 TL iken Ramazan’da 4,6 TL’ye geriledi.

  • Ramazanda zeytine zam yok

    Marmarabirlik Yönetim Kurulu Başkanı Hidamet Asa, ramazan ayında zeytine zam yapmayacaklarını açıkladı.

    Asa, 2016-2017 iş yılının ilk 6 ayında yaklaşık 16 bin ton ürün satışı yaptıklarını bildirdi. Son yıllarda Marmarabirlik’in satışlarının düzenli olarak attığını ifade eden Hidamet Asa, ürün arzında geçen yıl yaşanan sıkıntılara rağmen üretici havuzundan ürün alımı yapılarak hem üreticiye destek olunduğunu hem de Marmarabirlik’in ihtiyaçlarının karşılandığı söyledi.

    Asa, belirlenen satış stratejileri çerçevesinde, tüketicilerin iftar ve sahur sofralarının gözdesi olan zeytine daha kolay ulaşabilmeleri için ramazanda zam yapmayacaklarını açıkladı. Asa, “Ramazan ayında sahur ve iftar sofralarının vazgeçilmezi olan zeytini tüketiciye uygun fiyatlarla sunacağız. Prof. Dr. Canan Karatay hocamızın da dediği gibi vatandaşlarımız orucunu zeytinle açsınlar. Zeytinyağında da fiyatlarımızı artırmayacağız. Ramazan ayını kapsayan ikinci çeyrekte 10 bin tonluk satış yapmayı hedefliyoruz” şeklinde konuştu.

    Marmarabirlik’in ihracat rakamlarının da her geçen yıl artış gösterdiğini vurgulayan Asa, “Yılın ilk çeyreğinde bin 235 ton ihracat gerçekleştiren Marmarabirlik, bu rakamla ihracatını bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 8 artırmıştır. 4 yıl üst üste zeytin ve zeytinyağı ihracat birincisi olan Marmarabirlik’in bu yıl da şampiyon olmasını bekliyoruz. Son dönemlerde Sudan, Afganistan ve Pakistan ile birlikte ihracat yapılan ülke sayımız 53’e ulaşmıştır. Önümüzdeki süreçte yurtdışı satışlarımızı artırmak maksadıyla Ortadoğu, Arap Yarımadası ve Uzakdoğu’yu hedef pazar olarak belirledik. Hedefimiz, önümüzdeki yıllarda Marmarabirlik’in ihracatını 30 milyon dolarlara taşıyarak, aktif 30 bin ortağımıza ve ülkemize daha fazla kazanç sağlamaktır” ifadelerini kullandı.