Etiket: RAKİP

  • Giresun’dan Safranbolu evlerine rakip

    Giresun’da yaklaşık 200 yıl önce Avrupa’dan ithal edilen malzemelerle inşa edilen, Rumlar ile Türkler’in yıllarca yaşadığı, türkülere konu olan Zeytinlik Mahallesi evleri turizme kazandırılmak adına restore ediliyor.

    Giresun’un evleri/Şima ile kaynama/Kız benimle oynadın/Başkasıyla oynama sözleriyle Giresun türkülerine konu olan Zeytinlik semtindeki iki asırlık evler Giresun Valiliği ve Karadeniz Kalkınma Ajansı tarafından yürütülen proje kapsamında restore ediliyor. Proje kapsamında ilk etapta 20, ikinci etapta 20 olmak üzere 40 evin restore edileceği belirtilirken, şu ana kadar ise 40 civarında evin restorasyonunun tamamlandığı kaydedildi.

    Giresun’da yaklaşık 140 evin tescilli durumda bulunduğunu söyleyen Zeytinlik Semti ve Evleri Koruma Derneği Başkanı Ahmet Coşkun, restorasyon çalışmalarının tamamlanmasının ardından Safranbolu evlerine alternatif turizm potansiyeli oluşacağını ifade etti.

    Giresun evlerinin genel özelliği

    Tarihi Giresun Evleriyle ilgili bilgi veren Coşkun, “Tarihi yapısı ile bilinen bu mahallenin yaklaşık iki asırlık evleri vardır. Avrupa’ya fındık götüren gemilerin getirdiği ithal malzemelerle inşa edilen evlerde, Marsilya kiremitleri dikkat çeken ithal malzemelerden biridir. Zeytinlik semtinin önemli özelliklerinden birisi, hiçbiri diğerinin manzarasına, hava dolaşımına etki etmeyecek şekilde konumlandırılmış olmasıdır. Tarihi Zeytinlik evlerinin dikkat çeken bir özelliği de taşların birbirine yapışması için kullanılan şima’dır. Şima; kireç, yumurta akı ve suyun karışımıyla oluşan harca verilen isimdir. Kuvvetli bir karışım olmalı ki evler bunca yıla rağmen hala ayakta kalabilmişler. Ayrıca her ev bahçelidir. Her evin bahçesinde su sarnıcı bulunmaktadır. Giresun evlerinde, süslemede dikkat çekmektedir. Dış cephelerde, kat ve köşe silmelerinde, saçaklarda, kapı söve, pencere söve saçaklarında, korkuluk burgaçlarında, taşıyıcı sütunlarda, bahçe ve giriş kapı kanatlarında, konut içinde, oda kapılarında, ocak yaşmaklarında, dolap kapaklarında, tavanlarda süs unsurlarına yer verilir. Binalar alt katı müştemilat, orta kat yaşam alanı ve en üst kat ise yatak odaları olarak üç katlı inşa edilmiştir” ifadelerini kullandı.

    “140 tescilli ev bulunuyor”

    140 tescilli evden 40’ının restore edilmiş, 40’ının da edilmekte olduğunu kaydeden Coşkun, “Giresun Valiliği ve Karadeniz Kalkınma Ajansı tarafından yürütülmekte olan “Zeytinlik Semti Sağlıklaştırılması ve Restorasyon Projesi” kapsamında ilk etapta 20 ikinci etapta ise 20 olmak üzere 40 ev restore edilecektir. Şu aşamada 20 evin restorasyon çalışması başlamış durumdadır. Bu güne kadar ise çoğu mülk sahipleri tarafından olmak üzere 40 civarında ev restore edilmiştir. Zeytinlik semtinde ise tescillenmiş 140 civarında ev bulunmaktadır” dedi.

    “Giresun’da gezilen turizm mekanlarından biri”

    Restorasyon çalışmalarının ardından ise Zeytinlik semtinin Safranbolu evlerine alternatif turizm potansiyeli oluşturabileceğini de ifade eden Coşkun, “Restorasyon bittikten sonra bu evler butik otel, pansiyon gibi işletmelerin yanı sıra ziyarete açılarak gezilebilecektir. Daha bugünden Giresun’a gelen ziyaretçilerin gelip gezmek istediği turizm mekanlarından biri haline gelmiştir” diye konuştu.

  • Karadeniz somonu, Norveç somonuna rakip

    Karadenizli balık üreticileri, ithal edilen Norveç somonundan daha ucuz ve aynı kalitede somon üretmelerine rağmen gereken ilgiyi göremediklerinden yakınıyor.

    Karadeniz’de 1990’lı yıllarda deneme amaçlı başlayan ve aradan geçen yıllar içerisinde giderek gelişen kafeslerde somon üretimi günümüzde gelişerek sürüyor. Ordu’nun Perşembe ilçesinin 600 ile 900 metre açığında ve 40-50 metre derinliğine sahip ağ kafeslerde somon balığı üretimi her geçen yıl artıyor. Perşembe açıklarında bulunan ve 6 işletmeye ait ağ kafeslerde 2015 yılında bin 200 ton, 2016 yılında ise bin 800 ton somon üretimi gerçekleştirilirken, bu yıl sonuna kadar 2 bin tonu aşkın somon üretimi bekleniyor. Ordulu somon balığı üreticileri, üretilen somon balıklarının İstanbul’da bulunan balık işleme tesislerine sattıklarını belirttiler.

    “Norveç somonu reklamını iyi yapıyor”

    Perşembe ilçesi açıklarında somon üretimi gerçekleştiren firma sahibi ve Su Ürünleri Mühendisi Selim Altaş, son dönemde ithal Norveç somonu ile Karadeniz somonu arasında sürekli bir tartışma yaşandığına dikkat çekerek, “İthal Norveç somonu ile Karadeniz somonu arasında lezzet ve kalite farkı yok. Sadece Norveç somonunun reklamı iyi yapılıyor” dedi.

    İthal Norveç somonunun omega 3 bakımından daha zengin olduğunu ima eden reklamlar yayınlandığını hatırlatan Altaş, “Norveç’ten gelen somon ile Karadeniz somonu arasında bir fark yok. Norveç’ten gelen balıklar 4-5 kilo civarında, bizde üretilen somonlar ise 3-4 kilo civarında oluyor. Lezzet anlamında bir farkı yok, biz bunu denedik, gördük. Ayrıca fiyat farkı var. Norveç balığı (somonu) İstanbul’da dilimi 60-65 liradan satılıyor. Bizim burada ürettiğimiz ve gönderdiğimiz balıklar ise 30-35 liradan satılıyor. Yani yarı yarıya bir fark var. Kalite ve lezzet anlamında bir fark yok” dedi.

    Norveç’in balık ülkesi olarak bilindiğini ve ülkeyi balık ekonomisinin ayakta tuttuğunu hatırlatan Altaş, “Yıllardır bir pazar oluşturmuşlar ve iyi reklam yapıyorlar. Haliyle pazarda önceliği var. Ama bizim ürettiğimiz somon balıklarının Norveç somonundan lezzet kalitesi açısından bir farkı yok” diye konuştu.

  • Pinokyo’ya rakip “Tahta Yürek”

    Samsun’da bir tiyatrocunun yaptığı ve “Tahta Yürek” ismini verdiği ahşap figür, Pinokyo’ya rakip.

    Günümüz insanoğlunun ihtiyaç duyduğu ‘saygı, sevgi ve bilgelik’ unsurlarını, yaptığı tahtadan insanlarda birleştiren tiyatro sanatçısı Murat Dölek, eserlerine “Tahta Yürek” ismini verdi. Ünlü çocuk klasiği kahramanlarından olan Pinokyo’dan esinlenerek “Tahta Yürek” ismini verdiği figürler yapan Murat Dölek, en yakın dostunun ağaç olduğunu belirterek, “Tahta Yürek insanı insana ağaçla anlatma sanatıdır. Saygı ve sevgi demektir. 2007 yılında bu işe başladım ve ilk yaptığım Tahta Yürek benim aşkım oldu” dedi.

    Tüm detayları ağaçtan oluşan küçük bir atölyede zamanının çoğu kısmını Tahta Yürek yaparak geçiren Murat Dölek, “Tam 14 yıl önce kurduğum bu atölyemde ağaçlar üzerinde çalışmalar yapıyorum. Sanata başlamam 1990’lı yıllarda tiyatroyla oldu. Ben atölyemde çocuğum gibi sevdiğim Tahta Yürek yapıyorum. Kafası kitap, kalbi olan ve tek kollu bir çalışma. Bu çalışmayı yapmamdaki amacım, insanlara sevgiyi, doğruyu ve bilgeliği anlatmaktı. Bunun haricinde ağaçtan hemen hemen her figürü yapıyorum. Tahta Yürek bir gece ansızın kafamda oluşan bir figür oldu. Yaptığım çalışmalara insanların yaklaşımı çok çok iyi. Özellikle Tahta Yürek çalışmam çocuklar ve gençler tarafından çok sevilen bir çalışma oldu. Hatta yurt dışına kadar ün yaptı diyebiliriz. Yurt dışından gelen bazı kişiler atölyemi ziyaret edip bol bol Tahta Yürek siparişleri verdiler. Ağaçla uğraşmak beni çok mutlu ediyor” diye konuştu.

  • Başbakan Yıldırım: “Soğuk savaş döneminde rakip olan Türkiye ile Gürcistan hakiki bir dostluğa ulaşmıştır”

    Başbakan Binali Yıldırım, “Soğuk savaş döneminde, birbirine rakip iki blok içinde yer alan Türkiye ile Gürcistan 25 yıl gibi kısa süre içerisinde başka ülkelerin yüzyıllar boyunca ulaşamadığı noktaya hakiki bir dostluğa ve stratejik ortaklık seviyesine ulaşmıştır” dedi.

    Başbakan Binali Yıldırım, Gürcistan temasları kapsamında Gürcü mevkidaşı Giorgi Kvirikashvili ile görüştü. Yıldırım ve Kvirikashvili, daha sonra ortak basın toplantısı düzenledi. Yıldırım, “İki dost komşu ve stratejik ortak olarak geniş bir gündem çerçevesinde gerçekleştirdiğimiz bu toplantı son derece verimli ve başarılı olmuştur. İlişkilerimizin bütün boyutlarını her iki ülkenin ilgili bakanları detaylı bir şekilde ele almış ve önemli kararlar verilmiştir. Bu kararların sonuçları önümüzdeki günlerde çok daha iyi bir şekilde anlaşılacaktır” dedi.

    Gürcistan’la Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey Toplantısının ilkinin Türkiye’de gerçekleştirildiğini dile getiren Başbakan Yıldırım, “Ülkemizde meydana gelen alçak darbe girişiminden hemen 3 gün sonra Ankara’da yapmıştık. Toplantı bizim için çok anlamlıydı. Büyük bir darbeyi başarıyla def ettikten sonra Gürcistan Başbakanının Türkiye’ye gelip bizimle dayanışma içerisinde programını değiştirmeden bu toplantıyı gerçekleştirmesi bizim için unutulmaz bir anıdır. Bu sefer Gürcistan’da yaptığımız ikinci toplantıda diplomatik ilişkilerimizin yeniden tesis edilmesinin 25’inci yılına rastlıyor. Bu bakımdan bu toplantıyı önemsiyoruz. 25 Mayısta Gürcistan’ın milli günü. Bu vesileyle Gürcistan’ın milli gününü de tebrik ediyorum”

    “Ticaret hacmimizi iki katına çıkarma potansiyelimiz mevcuttur”

    Başbakan Yıldırım, “Soğuk savaş döneminde, birbirine rakip iki blok içinde yer alan Türkiye ile Gürcistan 25 yıl gibi kısa süre içerisinde başka ülkelerin yüzyıllar boyunca ulaşamadığı noktaya hakiki bir dostluğa ve stratejik ortaklık seviyesine ulaşmıştır. Nitekim bugün Türkiye ile Gürcistan arasında hemen hemen siyasi hiç bir sorun bulunmamakta ve bir çok alanda da kapsamlı iş birliği mevcuttur. Ekonomik alanda Türkiye son on yıldır Gürcistan’ın birinci ticaret ortağıdır. Bu daha başlangıçtır. Ticaret hacmimizi karşılıklı olarak iki katına çıkarma imkanı ve potansiyelimiz mevcuttur. Pasaportsuz iki ülke vatandaşlarının birbirlerini ziyaret etmesi, ülkelerimizi, milletlerimizi birbirine yakınlaştıran en önemli karardır. Türkiye ile Gürcistan geride bıraktığımız çeyrek asır içinde coğrafyanın şart koştuğu komşuluğu gerçek anlamda dostluk ve stratejik ortaklığa dönüştürmeye başarmıştır” açıklamasını yaptı.

    “Gürcistan’ın olumlu yaklaşımı takdir ediyoruz”

    Ahıska Türklerinin iki ülke arasındaki önemli bağı teşkil ettiğini kaydeden Başbakan Yıldırım, “Gürcistan’ın olumlu yaklaşımı takdir ediyoruz ve bu vesile ile bundan sonraki süreçte de işbirliğini devam ettirmeyi izah ediyoruz. Gürcistan NATO dahil Avrupa Atlantik Kurumlarıyla entegrasyon hedefini önemsiyor. Biz de gerek NATO gerek Avrupa Atlantik Konseyini bu süreci, uluslararası toplantılarda destekliyoruz. Gürcistan’ın tezinin arkasındayız. Özellikle Schengen bölgesine vizesi seyahat hakkı elde etmenizden dolayı sizi tebrik ediyorum” ifadelerini kullandı.

    “Adli yardımlaşma konusunda bir belge imzalandı”

    Başbakan Yıldırım bugün gerçekleştirilen toplantıda ciddi değerlendirmeler yapıldığını, kararlar alındığını sözlerine ekledi. Başbakan Yıldırım, “Gerçek potansiyelinin altında kaldığını düşündüğümüz ticaret hacminin arttırma yönünde ekonomi Bakanlarımız müşterek ekonomi komitesini sürdürme kararları aldılar. Serbest ticaretin genişletilmesi, bazı ürünlerin dahil edilmesi, hizmet sektörünün de bu anlaşma kapsamına alınması yönünde çalışmaları bu yıl içerisinde tamamlamayı hedefliyorlar. Ayrıca adli yardımlaşma konusunda bir belge imzalandı. Bunun yanı sıra siber koruma ve güvenlik konusunda da bir anlaşma bugün imzalandı” açıklamasını yaptı.

    Bakü-Tiflis-Kars demiryolu projesinin sona yaklaştığını ifade ederek, “projenin nihayetlenmesini görmekten ayrı bir mutluluk duyuyorum. Mevkişdaşımın Bakanlığı döneminde bu projeye ne kadar önem verdiğinin bir kez daha altını çizerek ifade istiyorum. Başladığımız ikili hatta üçlü Kafkas bölgesini orta Asya’ya ve Uzak Doğu’ya bağlayan Anadolu toprakları üzerinden de Avrupa’ya Londra’ya kadar bağlayacak olan bu orta koridor tarihi İpek yolunun tekrar kesintisiz bağlanması stratejik anlamda bölge için çok ama çok önemli. Birkaç ay içerisinde bu projenin açılışını da üç ülke olarak gerçekleştirmenin mutluluğunu birlikte yaşayacağız” dedi.

  • ’Aşıklar Sokağı’, evlilik programlarına rakip

    Çanakkale’nin Bayramiç ilçesine bağlı Muratlar köyünde düzenlenen hayır yemeği, renkli görüntülere sahne oldu. Her yıl olduğu gibi Türkiye’nin çeşitli yerlerinden yüzlerce kadın ve erkek, eş bulabilmek umuduyla ’Aşıklar Sokağı’nda buluştu.

    Muratlar köyünde düzenlenen hayır yemeği bu yıl 72’nci kez gerçekleştirildi. Köy meydanında hayır yemeği hazırlıkları sürerken, köyün içerisinden geçen ve ’Aşıklar Sokağı’ olarak bilinen 1 buçuk kilometrelik yolda da bekar kadın ve erkekler yürüyüşe çıktı. Çevre köyler, ilçeler hatta Türkiye’nin çeşitli şehirlerinden gelen yüzlerce bekar genç, ’Aşıklar Sokağı’ olarak bilinen yolda eş adaylarıyla tanışma imkanı buldu.

    Her yıl gerçekleştirilen bu geleneğin, sosyalleşme adına da iyi bir etkinlik olduğunu söyleyen vatandaşlar, merak ettikleri hayrı görmek için geldiklerini, gelmişken de talip aradıklarını söylediler. Konya’dan geldiğini söyleyen bir vatandaş, “Burayı daha önce duymuştum. Merak ettiğim için geldim. Bir bayanı beğendim ama henüz cesaret edip de konuşamadım. Bu çok güzel bir gelenek. Her şey sevgi saygı çerçevesinde gelişiyor. Kimse kimseye saygısızlık yapmıyor. Nasibimizde varsa Konya’ya dönmeden tanışmış olurum” dedi.

    Çevre köylerden gelen gençler de, bu sokakta evlilik programlarındakilerin aksine son derece saygılı, seviyeli bir şekilde sosyalleşerek tanışma imkanı bulduklarını söylediler.

    Kendileri bu sokakta evlendi, şimdi çocuklarına eş arıyorlar

    1987 yılında Balıkesir’den eş bulmak amacıyla geldiği bu yolda eşi Ayşe ile tanışarak evlendiğini söyleyen Ayhan Tunar, “Yıllarca gittim geldim. Sonra eşimle burada tanıştık. Evlendik iki de çocuğumuz var. Hala geliyoruz. Belki bu sefer de çocuklarımıza talip buluruz diye bu sokakta gezeceğiz” diye konuştu.

    Kendisinin ve kızının da bu sokakta tanışarak evlendiğini söyleyen köy muhtarı İsa Korkmaz, “Köyümüz, bölgenin en büyük hayırlarından birisine ev sahipliği yapıyor. Bu daha çok bizim Çanakkale yöresine özgüdür. Köylümüz, çiftçimiz kışı atlatıp bahara kavuşunca, hayır cemiyeti düzenleriz. Burada mevlit okunacak ardından katılımcılara keşkek ikram edeceğiz. Sadece çevre köyler, ilçe ve il merkezinden değil Türkiye’nin her yerinden katılanlar oluyor. Burada bir de çok eskiden gelen ’Aşıklar Sokağı’ geleneği var. Evlenmek isteyen gençlerimiz, burada tur atıyor. Nasibini bulan görüşüyor, anlaşıyor” dedi.

    Köy hayrında, katılımcılara toplam 100 kazan keşkek ile 70 kazan pilav dağıtıldı.