Etiket: Rahmetle

  • Naim Karataş Sarıkamış şehitlerini rahmetle andı

    Naim Karataş Sarıkamış şehitlerini rahmetle andı

    22 Aralık 1914 tarihinde Osmanlı İmparatorluğu ile Rus İmparatorluğu arasında gerçekleşen ve 60 bin Türk askerinin Sarıkamış’ta donarak şehit olmasını yayımladığı mesajda anan MHP Erzurum İl Başkanı Naim Karataş Türk Ordusunun fedakârlığına işaret etti.

    I. Dünya Savaşı sırasında Osmanlı İmparatorluğu ve Rusya İmparatorluğu arasında Sarıkamış’ta gerçekleşen kara savaşında 60 bini donarak olmak üzere 78 bin şehit verdiğimizi ve bu savaşta Türk Ordusunun vatan toprağı için fedakâr oluşuna işaret eden Karataş bu fedakârlığın Türk ordusu önünde ışık olmaya devam ettiğini ifade etti.

    Yayımladığı mesajda imkânsızlıklarla bağımsızlığa gidilen yola işaret eden MHP Erzurum İl Başkanı Naim Karataş, “Türk ordusu her durumda vatan müdafaasını üstlenmiştir. Durum ne olursa olsun vatanın korunması ve müdafaa edilmesi noktasında Türk ordusu üzerine düşeni fazlasıyla yapmıştır. Sarıkamış şehitlerinin nasıl zor şartlarda vatan korumasını üstlendiklerini şimdi daha iyi anlayabiliyoruz. Koşullar ne olursa olsun vatan toprakları için savaşmaya hazır bir ordunun adıdır Türk ordusu. Bu vesileyle Sarıkamış şehitlerimizi rahmet ve saygıyla anıyoruz” ifadelerine yer verdi.

  • Aydemir: ‘Şehid Mursi, ebediyyen rahmetle anılacak’

    Aydemir: ‘Şehid Mursi, ebediyyen rahmetle anılacak’

    AK Parti Erzurum Milletvekili İbrahim Aydemir, Mısır’ın seçimle iş başına gelmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin vefatı dolayısıyla yayımladığı taziye mesajında, ‘İman kalası bir yiğitti O; Dünya durdukça rahmetle anılacak. Ya, Sisi ve şürekası? Onlar ise iblise yol arkadaşı diye hatırlanıp, lanet, teneffür ve kahır oklarıyla. ‘ dedi.

    AYDEMİR TAZİYE MESAJI YAYIMLADI

    Şehid Mursi’nin küresel tarihe damga vuran bir demokrasi mücadelesi verdiği; davası uğruna çile ve ıstırapla geçen hayatı ve Mısır ekseninde cihana yayılan mesajlarıyla tarihin kaydettiği ender ve mümtaz bir şahsiyet olduğunu kaydeden Milletvekili Aydemir, ‘İslam alemine, kardeş Mısır halkına başsağlığı diliyoruz. Tevhid ve Vahdet davasının mensubu Mursi’ye Cenabı haktan rahmet niyaz ediyoruz. ‘ mesajını verdi.

  • GMİS, “Hakkı Arslan’ı sevgi ve rahmetle anıyoruz”

    Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Yönetim Kurulu, geçen yıl hayatını kaybeden Genel Sekreter Hakkı Arslan’ı ölümünün birinci yılında andı.

    GMİS Yönetim Kurulu, Arslan’ı saygı ve rahmetle andıklarını belirterek Zamansız ve genç yaşta kaybettiğimiz, Sendikamıza ve maden işçileri ile Türkiye işçi sınıfına uzun yıllar önemli hizmetlerde bulunmuş kardeşimiz Hakkı Arslan’ı unutmayacağız” dedi.

    GMİS Yönetim Kurulu’ndan yapılan açıklamada şöyle denildi:

    “Sadece sendikal alanda değil aynı zamanda sosyal yaşamın her alanında aktif görevler üstlenen, ülke ve bölge sevdalısı Hakkı Arslan’ı Sendikamız Genel Sekreteri iken genç yaşında, tedavi görmekte olduğu hastanede 31 Aralık 2016 tarihinde zamansız bir şekilde kaybettik. Değerli Kardeşimiz Hakkı Arslan’ı aramızdan ayrılışının birinci yılında sevgi, saygı ve rahmetle anıyoruz. Yakınlarına, dostlarına ve Sendikamız camiamıza bir kez daha başsağlığı diliyoruz. Zamansız ve genç yaşta kaybettiğimiz, Sendikamıza ve maden işçileri ile Türkiye işçi sınıfına uzun yıllardır önemli hizmetlerde bulunmuş kardeşimiz Hakkı Arslan’ı unutmayacak, mücadelemizde yaşatacağız.”

  • Prof. Dr. Musa Duman: “Kültürümüzün Yıldız İsimi Evliya Çelebi’yi Rahmetle Anıyoruz”

    Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa Duman, Evliya Çelebi’yi 405’inci doğum gününde unutmadı.

    Türk kültürünün önemli isimlerinden Evliya Çelebi, 405’inci doğum gününde Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa Duman tarafından rahmetle anıldı. 25 Mart 1611 tarihinde dünyaya gelen Evliya Çelebi’nin; tıpkı Nasreddin Hoca, Dede Korkut, Yunus Emre, Mevlana gibi Türk kültürünün önemli taşlarından biri olduğunu söyleyen Prof. Dr. Musa Duman, “Seyahat edebiyatı açısından Türk kültürünün önemli taşlarından birisidir ve bu yönüyle toplumumuza mal olmuş bir isimdir. 50 yıllık süreçte bazen görevli olarak bazen de kendi arzusu ile gittiği seyahatlerinde o zamanki Osmanlı coğrafyası ile Avrupa’yı tarih kaynaklarında rastlanmayacak şekilde anlattığı Seyahatname’sinin dünyada başka bir eşi yok. Bu yönü ile de dünya çapında bir isim. Bu vesile ile kendisine rahmet diliyoruz” dedi.

    “PEYGAMBER EFENDİMİZİN DUASI GEREĞİ SEYAHATLERE BAŞLADI”

    Evliya Çelebi’nin seyahatlere başlamasına sebep olan ve kitabına da yazdığı bir rüyası olduğunu söyleyen Duman, rüyayı şu sözlerle anlattı: “Bu rüyanın gerçek olup olmadığı kesinleşmiş bir bilgi değildir ama Çelebi, Seyahatname’ye bu rüyayı anlatarak başlar. Ne olursa olsun içinde bu 50 yıllık seyahati gerekli kılabilecek hem maddi hem manevi özendirici ifadeler yer alır. Seyahatname’de yer alan rüyaya göre, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammet bir sabah namazında iken Evliya Çelebi uyku ile uyanıklık arasında bir halde kendisini Yemiş İskelesi’ndeki camide bulur. Orada İslam askerlerinin önderliğinde Kırım Hanı’nın yardımına gitmektedir. Ve Peygamberimizin hutbe okuduğunu görür, kendisi de müezzinlik yapmak ister. Evliya Çelebi gerçekte de sesi güzel olduğu için müezzinlik yapmaktadır. Camide okçuluk alanında mahir bir sahabe olan Sa’d Bin Vakkas’ın yanında oturarak ondan oradaki sahabelerle ilgili bilgi alır. Evliya Çelebi de ona sahabelerle tanışma arzusunu söyler. Sa’d Bin Vakkas, Çelebi’ye bunun için Peygamber Efendimiz’den şefaat dilemesi gerektiğini söyler. Evliya Çelebi Peygamber Efendi’mizin yanına gidip elini öptükten sonra ‘Şefaat Ya Resulallah’ demek yerine heyecanından ‘Seyahat Ya Resulallah’ der. Ve peygamberimiz de ona ‘seyahatin ümmete hayırlı olsun’ diye duada bulunur. Çelebi, bir anlamda bu duanın gereği olarak seyahatlere başlamış olur.”

    “SEYAHATNAME ÇOCUKLARIN ELİNDEN DÜŞÜRMEMESİ GEREKEN BİR ESER”

    Seyahatname’nin önemine de değinen Prof. Dr. Duman, Evliya Çelebi’nin kitabında gittiği yerlerin şairlerinden âlimlerine, tarihinden emirlerine, sebze meyvesinden yetiştirilen hayvanına kadar her şeyi anlattığını söyledi. Bunların yanında gidip gezdiği yerlerdeki kahvehanelere gidip o yörelere ait menkıbeleri dinleyerek kitabına eklediğini de ifade eden Prof. Dr. Duman, açıklamalarına şöyle devam etti: “Türk edebiyatının hem hikâyesini hem romanını modern anlamda yazmış birisidir. Coğrafya tarih kitabından başka yeni Türk edebiyatının da ilk eseridir diyebiliriz. Tabi seyahatnameyi tanıyoruz tanıtıyoruz ama ne kadar okuyoruz emin değilim. Çocuklarımızın elinden düşürmemesi gereken bir eser.”

  • Duman: Mehmet Akif İnan’ı Rahmetle Anıyoruz

    Memur Sen Erzurum İl Temsilcisi ve Sağlık Sen Erzurum Şube Başkanı Abdullah Duman, Mehmet Akif İnan’ın bir dava adamı, kendisini milletine ve ülkesine hizmete adamış, şair, yazar, düşünür olduğunu belirterek, ““Mehmet Akif İnan Abimiz, milletin inancına bağlı ve değerlerine önem veren bir sendikacılığın temellerini attı. Kendisi rahmetle minnetle anıyoruz” dedi.

    Memur Sen Erzurum İl Temsilcisi ve Sağlık Sen Erzurum Şube Başkanı Abdullah Duman, Memur Sen’in Kurucu Başkanı Mehmet Akif İnan’ı ölümünün 16. Yıl dönümünde rahmetle andıklarını ifade ederek onun izinden gittiklerini dile getirdi.

    Örgütlenmenin, sendikacılığın, özgürlük mücadelesinin sanki bu camiayla ilgisi yokmuş gibi bir durumun geçmiş dönemde de olduğuna dikkat çeken Duman, İnan’ın, Hak-İş’in tecrübesini yanına alarak, 20-30 yıllık bir tecrübeyle Memur-Sen’i kurduğunu ifade etti. Duman, Akif İnan’ın misyonunun adam yetiştirmek olduğunu dile getirerek, “Batı değerleriyle yetişen insanlar değil, medeniyet davasına bağlı yeni nesiller yetiştirmeliyiz” diye konuştu. Konuşmasına ’Akif’ isminin anlamına değinerek devam eden Başkan Duman, “Akif direnen, sebat eden demektir. Bu nokta da, Memur-Sen’in kurucu genel başkanının Mehmet Akif İnan ağabey olmasına büyük anlamlar yüklemek mümkün. Haksızlıklara karşı direnmek için kurulan Memur-Sen’in kurucu genel başkanının ismiyle müsemma aksiyoner bir dava adamı olduğuna hem fikiriz. Milletle resmen çekişme halinde olan, millet düşmanlığı yapan sözde sivil toplum kuruluşlarıyla mücadele etti. 28 Şubat’ta 5’li çete gazete, gazete, televizyon, televizyon dolaşarak darbe çığırtkanlığı yapıp, generallerin brifinglerine katılmayı onur sayarken, Memur-Sen, Mehmet Akif İnan ağabeyin öncülüğünde Nemrut’un yaktığı ateşi söndürmek için su taşıyan karınca misali, 28 Şubat sürecinin ülkenin ve milletimizin başına açacak felaketlere dikkat çekti. Sendikamız ve konfederasyonumuz, başta İstanbul teşkilatları olmak üzere, yaptığı eylemlerle 28 Şubat sürecini boykot ediyordu. Tarih ve bu vefakâr millet; Memur-Sen’in 28 Şubat sürecindeki onurlu, soylu ve dik duruşunu, bu dik duruşun mimarı olan ve söz konusu millet iradesiyse dik başlılık yapmayı görev sayan onurlu, soylu insanları yani sizleri unutmayacaktır” ifadelerini kullandı. Kendilerinin de Akif İnan’ın izinden gittiğini, dik duruşlarını hiç bozmadığını vurgulayan Duman, kif İnan’ın şair, fikir adamı ve sendikacı olduğunu kaydetti.

    “AKİF İNAN’IN İZİNDEN GİDİYORUZ”

    “Akif İnan, sendikacılığı devlet adına yapan kesimleri çok iyi görüyordu” diyen Duman, “Mehmet Akif İnan Abimiz, devlet adına sendikacılık yapan, milletin değerlerine önem veren bir sendikacılığın temellerini attı. Burada medeniyet sendikacılığını çok önemsediğini görüyoruz. Toplu sözleşme hakkı olmazsa olmazıydı. Anayasa değişikliğini o günlerde haykırıyordu. Toplu sözleşme hakkı için biz de ‘ya bu hakkı alırız ya da bir daha bu masaya oturmayız’ dedik ve iş güvencemize dokundurtmadan bu hakkı almış olmamız, sendikal mevzuat bakımından Memur-Sen’in çalışma hayatına yaptığı önemli bir gelişmedir” dedi.