Etiket: rahatsız

  • (Özel Haber) Şanlıurfalılar Kaçak Elektrik Ve Yol Kapatma Eylemleriyle Anılmaktan Rahatsız

    ŞANLIURFA (İHA) – Şanlıurfalılar, şehrin son dönemlerde kaçak elektrik kullanımı ve çiftçilerin yol kapatma eylemiyle anılmasından rahatsız olduklarını dile getirdi.

    Son dönemlerde yapılan yol kapatma eylemleri ve elektrik trafolarına yönelik saldırıların İstiklal Madalyası almış bir şehirde olmasının hoş olmadığını belirten iş adamı Celal Çiftçi, birkaç kendini bilmezin yaptığının Şanlıurfa’ya mal edilmesinin doğru olmadığını dile getirdi. Bir yandan madalya alıp kendi imajlarını düzeltmeye çalışırken, bir avuç insanın kaçak elektrik kullanmasından dolayı Şanlıurfa’nın isminin olumsuz bir biçimde anılmasının kendilerini üzdüğünü belirten Çiftçi, “Gönül arzu eder ki Şanlıurfa daha güzel şeylerle anılsın ama üç-beş açgözlü kaçak elektrik kullanarak Şanlıurfa’nın adını kirletiyor. Şanlıurfa’da tarımsal anlamda iki kuyunun kullandığı elektriği bir mahalle kullanamaz. Tarımsal olaylarda Şanlıurfa’nın imajı, adı zedeleniyor. Gönül arzu eder ki hükümet de tarımsal sulamayla ilgili bir çalışma yapsın. Şanlıurfa’nın adının kaçak elektrikle, ona benzer olaylarla anılması, imajının bozulması, şehirde yaşayan bir insan olarak bizi üzmektedir” dedi.

    “KAÇAK ELEKTRİK KULLANANLAR HEPİMİZİN MALINI KULLANIYOR”

    Sivil toplum kuruluşu temsilcisi Yusuf Sabri Dişli ise, kaçak elektrikteki sorunu çözmek için kendi önerilerinin de olacağını ifade ederek, “Her şeyden önce Şanlıurfa’nın böyle elektrikle, elektrik eylemleriyle anılmasından son derece rahatsızız. Kaçak elektriğin bu ülkeye getirdiği yük, diğer vatandaşlara getirdiği yük olağanüstüdür. Bunu artık bilmemiz lazım. Boşuna kullanılmış elektrik hepimizden gidiyor. Sadece gömleklerimizin arkasındaki marka etiketinden bir yıl içerisinde iki tane baraj yapılabiliyor. Elektrik öyle sıradan şeylerden üretilmiyor. Suyumuzdan üretiliyor, termik santral varsa havamızdan üretiliyor. Dolayısıyla elektriği kullananların, herkesin malını kullandığının farkına varması gerekiyor” şeklinde konuştu.

    “YAŞANANLAR İYİ OLMADI”

    Gazeteci Mustafa Arısüt de, hükümetin bu konuya kesin bir çözüm getirmesi gerektiğini belirterek, “Geçtiğimiz haftalarda Şanlıurfa, İstiklal Madalyası’nın verilmesi ve Bakanlar Kurulu toplantısıyla gündeme geldi. Bu son birkaç gün içerisinde çiftçilerle DEDAŞ’ın karşı karşıya gelmesi Şanlıurfa’nın imajı açısından iyi olmadı” ifadelerini kullandı.

    “BİR ŞANLIURFALI OLARAK RAHATSIZ OLDUM”

    Yazar Mehmet Göncü, “Şiddet ne Şanlıurfa için, ne Mardin için, ne Türkiye için ne de dünya için iyi değil. Şiddeti sevmiyoruz. Tepkilerin bu boyutta olması bizleri gerçekten üzüyor. Bu imaj bizi çok üzdü. Gönül ister ki olaya bilimsel bakılsın. Yasal ve teknik mevzuatı bilmem ama üzüldüm. Yasal olmayan davranışların sergilenmesi Şanlıurfa’nın imajı bakımından beni üzer. Su da sınırsız değildir. Hiçbir şey sınırsız değildir. Yerinde, biçimli, gerektiği kadar kullanmak gerekiyor. Yani bedava diye bir şey yok, sınırsız diye de bir şey yok. Aldığımız oksijen de sınırsız değil, onu da değerli kullanmak zorundayız. Şanlıurfa’nın imajı açısından üzüldüğümü de belirtirim. Keşke bunlar hiç olmasa. Zaten birkaç defa izledim. Bakanımız Faruk Çelik olsun, diğerleri olsun yasal çözümlerin araştırıldığını dile getiriyorlar. Zaten turizm mevsimine giriyoruz, yazık yani. Şanlıurfa’nın imajına herkes özen göstermelidir. Teknik konuları da yetkililer çözecektir. Çözmek durumundadırlar. İnşallah hem çiftçilerimiz hem de ilgili kurumlar açısından hayırla sonuçlanır. Temennimiz böyle karmaşa olmasın. Bir vatandaş olarak Şanlıurfa’nın imajının bu tür şeylerle anılması beni rahatsız eder” dedi.

    “BİR KURUMA SALDIRILMASI VE YOL KAPATILMASI YANLIŞ”

    Şiddet içeren görüntülerin, kuruma ait binanın taşlanmasının ve yolun kapatılmasının kendisini çok üzdüğünü belirten Mehmet Şansal isimli vatandaş ise, “Düşünün o yolda bir ambulans da hastaneye gidebilir, hasta götürebilir. Allah korusun hasta yaşamını yitirirse bunun sorumlusu kimdir. Bunlar hoş şeyler değil, insan üzülüyor. Tabi ki bazı konularda eleştirebilirler fakat eleştirinin de medeni ölçüleri olması lazım. Dozunu kaçırdığımız zaman bu sefer topluma zarar verecek duruma geliyoruz. Şimdi o binanın taşlanması, çerçevelerin indirilmesi doğru bir şey mi? Biz bu konunun mutabakatla, oturup konuşularak çözülmesini istiyoruz. Geçen gün teknik işlerde çalışan bir arkadaş söyledi, bir köydeki kuyunun elektriği 50 eve bedel bir enerji sarfiyatı oluyor. Sadece bir kuyuda. Düşünün sonuçta özel bir kurum, ödemeleri var. Devletle bir mutabakat sağlanmış, her ay belli bir ödeme yapılıyor. Bunun ödemesini yapamadıkları zaman, tahsilatı yapamadıkları zaman nasıl çevirecekler. O anlamda oturup konuşularak bu işin halledilmesini istiyoruz” şeklinde konuştu.

  • Bakan Müezzinoğlu: “Avrupa Türkiye’nin Yükselişinden Rahatsız”

    Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, “Bazıları Türkiye’nin yükselişinden, bu dünya ile yarışından rahatsız oluyor. Bu yarışta Almanya rahatsız oluyor, Fransa rahatsız oluyor, İngiltere, İsrail gibi ülkeler rahatsız oluyor. Onların rahatsız olmasını anlıyorum. Neden, çünkü Almanya, Fransa, İsrail gibi ülkeler güçlü bir Türkiye istemez. Ama isteseler de istemeseler de biz bu hedefe kitlendik, yürümeye ve koşmaya devam edeceğiz” dedi.

    Bir dizi program kapsamında Trakya Bölgesi’ni ziyaret eden ve Tekirdağ’ın Hayrabolu ilçesindeki Devlet Hastanesi’nin temel atma törenine katılan Bakan Müezzinoğlu, burada 30 yataklı Hayrabolu Devlet Hastane’sini yapacak olan yüklenici firmanın temsilcisini yanına çağırarak pazarlık yaptı. Bakan Müezzinoğlu, yüklenici firma sahibi ile yaptığı pazarlıkta, Hayrabolu Devlet Hastanesi’nin 2016 sonuna bitirileceğinin sözünü aldı.

    Bakan Müezzinoğlu, yaptığı konuşmada, cumhuriyetin kuruluşunun 100’üncü yıl dönümünde Türkiye’nin önemli mesafeler katedeceğini belirterek, “Çalıştık, çalışmaya da devam ediyoruz. İnşallah cumhuriyetin 100’üncü yıl dönümünde bu ülkeyi ve milleti bize vasiyet olarak bırakılan, o cümlenin hakkını verecek şekilde muasır medeniyetler üzerindeki o hedefe bu ülkeyi ve bu milleti taşıyacağız. Bazıları bundan rahatsız oluyor. Bazıları Türkiye’nin bu yükselişinden, bu dünya ile yarışından rahatsız oluyor. Bu yarışta Almanya rahatsız oluyor, Fransa rahatsız oluyor, İngiltere, İsrail gibi ülkeler rahatsız oluyor. Onların rahatsız olmasını anlıyorum. Neden, çünkü Almanya, Fransa, İsrail gibi ülkeler güçlü bir Türkiye istemez. Ama isteseler de istemeseler de biz bu hedefe kilitlendik, yürümeye ve koşmaya devam edeceğiz. Benim anlamakta zorlandığım, içerideki Fransızlar, benim anlamakta zorlandığım içerideki Almancılar. Benim anlayamadığım Türkiye’nin muasır medeniyetler yükselişinden rahatsız olanlar, millet için siyaset yapıyorum diyen, halk için siyaset yapıyorum diyen ve milleti kullanarak belirli grupların hizmetinde olan, güç odaklarının hizmetinde olan ne yazık ki muhalefetimiz. Muhalefet, millet derdi olmayan bir muhalefet. Milleti merkeze almayan bir muhalefet, milletin hak ve hukukunu korumayan bir muhalefet. Bu milletin Fransa, Almanya, İngiltere ile olan yarışından onur duyamayan bir muhalefet. Yalnız ayrıştıran, yalnız dedikodu üreten, yalnız fitne fesat üreten, yalnız milli iradenin ümüğünü sıkmak isteyenlerle yolculuk yapma anlayışı olan bir muhalefet” diye konuştu.

    “AVRUPA’YA VİZESİZ GİRİŞİ DE BAŞARDIĞIMIZDA TİCARETİN ÖNÜNDE ÇOK FARKLI UFUKLAR DOĞACAKTIR”

    Türkiye’nin önümüzdeki süreçte her alanda iyi seviyeye geleceğini aktaran Bakan Müezzinoğlu, “İnşallah önümüzdeki süreçte sağlık alanında, yalnız sağlık alanında değil, ekonomide, ticarette, tarımda, hele hele Trakya’da Tekirdağ’ın önemli dinamikleri var. Sabah Tekirdağ Ticaret Odası’nda iş adamlarımızla bir arada olduk. Önümüzdeki süreçte Tekirdağ Büyükşehir dinamikleriyle çok farklı noktalara gelecek. Haziran ayında Avrupa’ya vizesiz girişi de başardığımızda ticaretin önünde çok farklı ufuklar doğacaktır” ifadelerini kullandı.

    Bakan Müezzinoğlu’nun konuşmasının ardından Hayrabolu Devlet Hastanesi’nin temeli dualar ile atıldı. Temel atma törenine Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun yanı sıra Tekirdağ Valisi Enver Salihoğlu, AK Parti Tekirdağ milletvekilleri, İl Sağlık Müdürü Yavuz Akbulut, Kamu Hastaneler Birliği Genel Sekreteri Seyit Ali Gümüştaş, Namık Kemal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Osman Şimşek ve çok sayıda vatandaş katıldı.

  • Rehberler Son Çıkan Turizm Paketinden Rahatsız

    Nevşehir Rehberler Odası Başkanı Sami Yılmaz hükümet tarafından açıklanan son turizm paketinden rehberlerin rahatsız olduğunu kaydetti.

    Rehberler Odası Başkanı Sami Yılmaz yaptığı açıklamada Turizm Sektörü İstihdam Destek Paketi hâlihazırda faaliyette bulunan Profesyonel Turist Rehberlerinin yetki ve sorumluluk alanlarına giren konularda kavramsal ve hukuksal karmaşalara zemin hazırlamakta olduğunu söyledi. Yılmaz, “ Hükümetimizin 13.04.2016 tarihinde açıklamış olduğu Turizm Sektörü İstihdam Destek Paketi hâlihazırda faaliyette bulunan Profesyonel Turist Rehberlerinin yetki ve sorumluluk alanlarına giren konularda kavramsal ve hukuksal karmaşalara zemin hazırlamaktadır.

    Anılan pakette yapılacak eğitimler neticesinde belgelendirilecek şahısların kazanılmış hakları durumu ortaya çıkacaktır. Alan Kılavuzluğu benzeri Turizm Elçiliği gibi yeni bir mesleki karmaşa durumu oluşacaktır.

    Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı müze ve ören yerlerinde istihdam edilmesi öngörülen yabancı dil bil personel yapılandırmasının, Profesyonel Turist Rehberliği diye bir mesleğin varlığı göz önüne alınarak yapılmadığı anlaşılmaktadır. Önümüzdeki sancılı turizm sezonunda işsizlikle mücadele eden meslektaşlarımızın görev alanlarına direkt müdahale ederek; mesleğimizi itibarsızlaştıran, mesleki alanlarımızı daraltan düzenlemenin revize edilmesini diliyoruz.

    Bakanlığımızın tespitleri ölçüsünde müze, ören yerleri ile hava limanlarındaki yönlendirme eksikliği giderilecekse de bu açığın yasası bulunan, fakülte ve yüksekokulları bulunan, hali hazırda on bine yakın aktif meslek erbabı bulunan turist rehberleri ile yapılması uygun olur. Tasarı halinde bulunan düzenlemenin Rehber Meslek Kuruluşları ile Turist Rehberliği Bölümlerinin görüşleri ışığında yeniden hazırlanmasını diliyoruz” dedi.

  • Esnaf, İzinsiz Dükkan Açan Yabancılardan Rahatsız

    Samsun Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (SESOB) Başkanı Hacı Eyüp Güler, yabancıların açtığı izinsiz ve ruhsatsız dükkanlardan rahatsız olduklarını ifade etti.

    Tüm Türkiye’nin genelinde olduğu gibi Samsun’da da mülteciler ve yabancılar ile ilgili sorunlar zaman zaman boy gösteriyor. Esnafların Samsun’da yabancıların açtığı izinsiz dükkanlardan dolayı mağdur olduğunu dile getiren SESOB Başkanı Eyüp Güler, esnafların sorunları hakkında açıklamalarda bulundu.

    “TÜRKİYE’DE ESNAFLIK YAPMANIN KANUNLARI VARDIR”

    Türkiye’de esnaflık yapmak için bir takım kanunların yerine getirilmesi gerektiğinin altını çizen Hacı Eyüp Güler, “Biz Türk toplumu olarak tabi ki düşkünün yanındayız. Bu din, dil, ırk ve milliyet gibi değerlere bakmadan önce insan olduğu için yapılan bir şeydir. Fakat mültecilerin izinsiz olarak esnaflık yapması konusu değişik bir konudur. Türkiye’de bir kişinin esnaflık yapabilmesi için belli bir takım kanunlar vardır. Bu kanunlar ölçüsünde esnaflık yapmak isteyenlerin maliyeye başvurması, esnaf sicilini yaptırması, esnaf odasına kaydını yaptırması lazım. Ben geldim açtığım mantığı kabul edilebilir bir şey değildir. Yabancı da olsa Türk de olsa dükkan açmak isteyen bir kişi üstüne düşen gereklilikleri yapmaya mecburdur” dedi.

    “YABANCILARIN DÜKKAN AÇMASINA KARŞI DEĞİLİZ, İZİNSİZ DÜKKAN AÇMALARINA KARŞIYIZ”

    Yabancılar tarafından açılan izinsiz dükkanlara karşı olduklarını vurgulayan Güler, “Dışarıdan gelip de çalışmayacaklar diye bir şey de söz konusu değil. Biz mültecilerin ya da ülkemize gelen yabancıların dükkan açmasına karşı değiliz. İzinsiz dükkan açmalarına karşıyız. Çalışma izni olup da çalışmak isteyen yabancılar, dükkan açmak yerine bizim esnaflarımızın yanında da çalışabilirler. Biz esnaf odaları olarak bu arkadaşlara gerekli desteği vermeye hazırız. Biz, izinsiz, ruhsatsız, vergisiz dükkan açıp da bizim esnaflarımızın 3’te 1 fiyatına iş yapan yabancıların açtığı dükkanlara karşıyız. Durum böyle olunca bizim esnafımız da ya dükkanlarını kapatmak zorunda kalıyor ya da zarara uğruyor. Biz, yabancıların esnaflık yapmasına karşı değiliz. Sadece her şeyin kanunlara ve nizamlara uygun yapılmasından yanayız. İzinsiz açılan bu dükkanlarla alakalı olarak da gerekli yerlere gerekli başvuruları yapacağız” diye konuştu.

  • İcra Çalışanları Toplumun Olumsuz Bakış Açısından Rahatsız

    Aydın İcra Müdürü Sedat Baysal, İcra Müdürlüğü çalışanlarının en büyük sıkıntısının toplumun İcra Müdürlüğü çalışanları üzerindeki olumsuz bakış açısı olduğunu belirterek “Bizlerin sadece haciz işlemi yapan devlet memuru olarak görülmesi çalışanlarımız için üzüntü verici” dedi.

    İncirliova Köşk ve Germencik Adliyelerinin kapanmasının ardından Efeler ilçesi ile birlikte dört ilçenin icra işlemlerinin Aydın İcra Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilmeye başlandığını kaydeden Aydın İcra Müdürü Sedat Baysal, günümüzde ayrı yaşayan eşlerin çocuk tesliminden, bayanların çeyiz eşyalarının teslimine kadar pek işlemin icra memurları tarafından gerçekleştirildiğini söyleyerek “Toplumda borçlanma kültürünün kaybolması ile icra dosyalarındaki sayı da arttı” dedi.

    Toplumda icra dairelerinin sadece haciz işlemi yaptığı algısının olduğunu ve birçok kişinin de icra memurlarına karşı bakış açısının olumsuz olduğunu ifade eden Baysal, “Ülke genelinde olduğu gibi Aydın’da da artan nüfus ve borçlanma kültürünün kaybolması ile icra dosyalarındaki sayı arttı. Eskiden insanlar ödeyemeyeceği borcu almazdı ve ödeyemeyeceği borcun altına girmezdi. 15-20 Yıl önce insanlar icra kağıdından hacizden utanır çekinirdi. Artık sanatçılara işadamlarına haciz geliyor bana gelmesi çok mu anlayışı yaygınlaşmaya başladı” diyerek Türk toplumunda da icra işlemlerinin doğal karşılanmaya başladığını kaydetti.

    “MAHKEME KARARININ UYGULANMASI İCRA DAİRELERİNCE YAPILIR”

    Bugün icra dairelerinin sadece haciz işlemi yapmadığını tarafların yerine getirmediği mahkeme kararının icra daireleri tarafından uygulandığını ifade eden Aydın İcra Müdürü Sedat Baysal, “İcra daireleri sadece haciz işlemi yapmaz. Çocuk teslimi, nafaka işlemi, sınır ihlali gibi her türlü mahkeme kararının uygulanmasını icra daireleri yapar. Bizler sadece haciz memuru değiliz. Biz olmazsak hukukun bir ayağı eksik kalır. Ayrılan eşlerin çeyiz eşyalarını biz teslim alıp biz teslim ediyoruz. Bizim olmadığımız yerde ciddi sıkıntılar çıkar. Bu nedenle toplumun bize karşı olan olumsuz bakış açılarının değişmesini istiyoruz” diye konuştu.

    “HER YIL DOSYA SAYISI ARTIYOR”

    Bu arada Aydın’da her yıl icra dosyası sayının arttığı öğrenildi. Kriz yıllarındaki artışın bir anda iki kat artarken son yıllardaki yükselişin nüfus artışına paralel olarak gerçekleştiği öğrenilirken Aydın’da 2014 yılında yaklaşık 35 bin, 2015 yılında yaklaşık 53 bin, 2016 yılının ilk ayında ise yaklaşık 4 bin 800 dosyanın işlem gördüğü ekonomik krizlerde icra dosyası sayılarında birden yüzde 100 oranlarında artışlar yaşandığı öğrenildi.