Etiket: rahatsız

  • Akdeniz foklarını rahatsız etmek resmen yasaklandı

    Su Ürünleri Avcılığı Tebliği’nde yapılan değişiklikle, Akdeniz foklarının yaşadıkları sualtı ve kıyı mağaralarında ışık kullanmak, dalış yapmak, yüzerek ya da tekneyle girmek resmen yasaklandı. Sahil Güvenlik botları ve İl ve İlçe Tarım Müdürlükleri yetkilileri artık bu hukuki dayanakla daha net hareket edebilecek.

    Akdeniz kıyılarında soyları gittikçe tükenen ve Türkiye kıyılarında sayılarının 100’lere kadar düştüğü tespit edilen Akdeniz fokları için önemli bir karar alındı. Su Altı Araştırmaları Derneği Akdeniz Foku Araştırma Grubu (SAD-AFAG) tarafından getirilen öneriyle Su Ürünleri Avcılığı Tebliği’nde yapılan değişiklikle, Akdeniz Foklarının yaşadıkları sualtı ve kıyı mağaralarında ışık kullanmak, dalış yapmak, yüzerek ya da tekneyle girmek yasaklandı.

    Fotokapanların çektiği görüntüler insan baskısını belgeledi

    13 Ağustos’ta Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren yasağın dünya mirası olan bir canlının korunmasına yönelik önemli bir adım olduğunu söyleyen SAD-AFAG ekibinden Cem Orkun Kıraç, fokların yaşam alanlarında en çok rahatsız edildiği bölgelerin Çeşme, Kuşadası, Bodrum, Fethiye, Marmaris, Kaş, Kekova, Kemer, Antalya falezleri ve Alanya olduğuna dikkat çekerek, “20. yüzyıl başlarına kadar açık sahillerde bile üreyen ve barınan Akdeniz fokları günümüzde artık sadece izbe, karanlık ve dalga alan deniz mağaralarının en diplerine kaçmış durumdadır” dedi.

    Mağara içi foto kapanlarla elde ettikleri görüntülerde, Kalkan Mavi Mağara, Mordoğan Ayıbalığı Mağarası, Kekova Korsan Mağarası, Antalya Falezler ve Alanya Kalealtı Mağaraları gibi fokların hala tutunduğu kıyılarda insanların fütursuzca mağaralara girdikleri ve fokları kaçırdıklarının ortaya çıktığını anlatan Kıraç, “Daha da ileri giderek büyük küçük demeden gezi teknelerinin bazı bölgelerde mağaralara girdiklerine dair görüntüler SAD-AFAG’a ulaştığında işin son noktaya ulaştığını anladık” diye konuştu.

    Foklar izbe alanlara hapsedildi

    Bunun üzerine SAD-AFAG olarak ilgili tebliğde değişiklik yapılması için Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğüne sundukları önerinin kabul edilerek yürürlüğe girmesinin sevindirici olduğunu dile getiren Kıraç, “Dünya mirası bir nadir canlının karasularımızda ve kıyılarımızda korunmasına yönelik boşluğun doldurulması önemli. Artık sahil güvenlik botları ve il ve ilçe tarım müdürlükleri yetkilileri bu hukuki dayanakla daha net hareket edebilecekler. Gerek mağara dalışları gerekse günübirlik tur tekneleri, kanolar veya turistlerin yalnızca yüzerek girdikleri fok mağaralarında, en fazla rahatsız edildiği ülkemizin dalış turizmi merkezleri Mordoğan, Çeşme, Kuşadası, Bodrum, Fethiye, Dalaman, Marmaris, Kalkan, Kaş, Kekova, Kemer, Antalya (Falezler) ve Alanya olarak karşımızdadır. Bu bölgelerin hala belirli sayıda fok nüfusunu barındırdığını ve fokların ürediğini altını çizerek belirtmek gerekir. 20. yüzyıl başlarına kadar açık sahillerde bile üreyen ve barınan Akdeniz fokları günümüzde artık sadece izbe, karanlık ve dalga alan deniz mağaralarının en diplerine kaçmış durumdadır. Bu kıyı mağaraları Akdeniz foku kıyı habitatı içinde türün neslini devam ettirebilecek üremelerine uygun tek niş alanlar. Yani uygun kıyı mağaraları bu nadir deniz memelisinin saklandığı, dinlendiği ve üreyebildiği yegane alanlar. Akdeniz fokunun üreme amaçlı yer seçiminde bu kıyı mağaralarından başka alternatifi yok. Dolayısı ile deniz mağaralarının insan baskısından uzak kalmasının önemini daha fazla anlatmaya gerek yok” dedi.

  • Migrenin belirtileri ağrıdan daha rahatsız edici olabiliyor

    Acıbadem Eskişehir Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Ümit Gedikoğlu Kurtar, migrenin 5 süreci olduğunu ifade ederek belirtilerinin ağrılardan daha rahatsız edici olabildiğini bildirdi.

    Artık nörolojik bir hastalık olarak kabul edilen migrenin, beyinde bulunan serotonin gibi bazı kimyasal maddelerinazalması ya da etki göstermemesi sonucu ortaya çıktığı düşünülüyor. Kişi karanlık, sesten uzak bir odada uyuma ihtiyacı duyuyor ve ağrının yoğun olduğu anlarda günlük aktivitelerini dahi yerine getiremeyecek duruma gelebiliyor. Migrenin toplumdaki insanların önemli bir bölümünde görülen ciddi bir baş ağrı çeşidi olduğunu söyleyen Acıbadem Eskişehir Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Ümit Gedikoğlu Kurtar, migrenin 5 süreci olduğunu belirterek “Migren sadece anlık meydana gelen bir ağrıdan ibaret değil. Uyarıcı belirtilerinden iyileşme sürecine kadar uzun ve zorlu bir ağrı dönemini kapsıyor. Ancak koruyucu tedaviler ve ağrı anındaki medikal müdahalelerle önüne geçilebiliyor” ifadelerini kullandı.

    “Kadınlarda görülme sıklığı erkeklerdekinin 3 katı”

    Migrenin genelde ataklar halinde ortaya çıktığını ve kafanın tek tarafına yerleştiğini aktaran Uzman Dr. Ümit Gedikoğlu Kurtar, atakların 4 saat ile 72 saat arasında değişebildiğini vurguladı. Kurtar, “Bu ataklar sırasında baş ağrısının yanı sıra bulantı, kusma, normal ışık ve sesten rahatsız olma gibi şikayetler de görülebiliyor. Günlük hayatı önemli ölçüde olumsuz etkileyen bir hastalık olan migrenin tedavisi ise mümkün. Koruyucu tedavi yöntemi olarak beta blokerler, CA kanal blokerleri ve antidepresanlar gibi ilaçlar faydalı. Atak anında ise hastaya analjezikler, antiemetikler, triptanlar gibi ilaçlar verilebiliyor. Ayrıca uygun hastalara botoks tedavisi de uygulanabiliyor. Nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte migrenin, beyin kan damarları ve beynin sinir iletimindeki kimyasal madde değişiklikleri sonucu ortaya çıktığı düşünülüyor. Kadınlarda görülme sıklığı erkeklerdekinin 3 katı. Bu farklılığın sebebi kadındaki hormonal değişiklikler. Hastaların çoğunda atak 40 yaşından önce ortaya çıkıyor. Bu da genelde ergenlik çağına denk geliyor. 50 yaşının üstünde birinde migren başlama ihtimali oldukça zayıf. Kadınlarda çoğunlukla orta yaşlarda ortaya çıkıyor. Genetik faktörler konusunda çalışmalar sürmekle birlikte, anne ya da babası migren hastası olan birinin migren hastası olma ihtimalinin yüzde 40 oranında olduğu biliniyor. Hem annesi hem babası migren hastası olan birisi ise yüzde 75 oranında migren hastası olma riski taşıyor” dedi.

    “Belirtileri ağrıdan daha rahatsız edici olabiliyor”

    Migrenin 5 evreden oluştuğunu ve iyileşme döneminde de birçok farklı belirti ile kendini hatırlatan bir hastalık olduğunu söyleyen Acıbadem Eskişehir Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Ümit Gedikoğlu Kurtar şunları dile getirdi:

    “Hastalığın bazı belirtileri meydana gelen baş ağrısından daha rahatsız edici olabiliyor. Yorgunluk, ışıktan ve sesten rahatsız olma, kaslarda ağrı, mide bulantısı, kabızlık, ishal, susuzluk, idrara sık çıkma, huzursuzluk, üzüntü gibi nedensiz duygu hallerinin hastalığın uyarıcı belirtileri arasında bulunuyor. Migren ağrısından ortalama 20 dakika kadar önce görülen Aura döneminde, tek taraflı görme kaybı, kör nokta, ışınsal tarzda renkli titrek çizgiler, ışık çakması, kolda bacakta karıncalanma, uyuşma hissi meydana gelebiliyor. Aura dönemi, migren habercisi olarak kabul ediliyor. 72 saate kadar sürebilen baş ağrısı dönemi, başın tek tarafında zonklayıcı bir ağrı şeklinde kendini gösteriyor. Bazen başın iki tarafı da olabilen bu ağrı hareket edildiğinde artıyor. Bununla birlikte bulantı, kusma, ışık ve gürültüden rahatsız olma gibi şikayetler de meydana gelebiliyor. Migren ağrısı yaşayan kişi bu ağrıyı; kafada zonklama, beynin patlayacak gibi olması, kafasının yerinden fırlayacağı düşüncesi ile nitelendirebiliyor. Ağrının geçmesi için uyumayı denemek sıklıkla fayda sağlıyor. Ama ağrının geçmesi için yapılması gerekenler kişiden kişiye değişiklik gösterebileceğini de unutmamak gerekiyor. Çocuklarda kusma çok faydalı olabiliyor. Kimisi için de mutlaka ilaç tedavisi gerekiyor. Bazı hastalarda ise bu tip müdahaleler faydalı olmadığı için sadece ağrı nöbetinin geçmesini beklemek gerekiyor. Atak geçtikten sonra, kişinin fizyolojik durumu kişiden kişiye farklılık gösterebiliyor. Kimi hastalar ağrı nöbeti sonrasında 1 gün boyunca kendini çok yorgun hissederken bazıları da aksine çok enerjik hissedebiliyor.”

    “Migren atağı her gün görülmez”

    Migren ataklarının kişiden kişiye göre değişiklik gösteren bir durum olduğuna dikkat çeken Nöroloji Uzmanı Dr. Ümit Gedikoğlu Kurtar, aynı kişide atak aralığının da zamansal olarak değişiklik gösterebileceğini belirtti. Hastalığın nedenlerinden de bahseden Gedikoğlu Kurtar, “Ayda 1-2 kez ya da haftada bir atak gelebiliyor ya da bir ataktan sonra uzun bir süre atak gelmeyebiliyor. Ama kesin olan, migren atağının her gün meydana gelmeyeceği. Migren atağının gelmesi için tek bir tetikleyici bulunmuyor. Üst üste gelen faktörler atağın başlamasına sebep oluyor. Yapılan araştırmalar migren atağına neden olan en sık görülen durumların; stres, hormonlarda değişiklik, halsizlik, yorgunluk ve öğün atlama olduğunu gösteriyor. Çocuklarda aç kalma, az yemek yeme, kadınlarda adet dönemiyle ilgili hormonal değişiklikler migrene neden olabiliyor” ifadelerini kullandı.

  • Özlem Yıldız; “Bikinili Çekilmekten Rahatsız Değilim”

    Sanatçı ve manken Özlem Yıldız, Bodrum’da katıldığı bir etkinlikte tatile başladığını ve bikinili fotoğraflarının çekilmesinden rahatsızlık duymayacağını açıkladı.

    Bodrum’da bir etkinliğe katılan ünlü manken ve oyuncu Özlem Yıldız gazetecilerin sorularını yanıtladı. Yıldız, Bodrumlu olduğunu ifade ederek, “Kendimi yarı Bodrumlu hissettiğim için ne zaman bu tarafa gelsem kendimi ev sahibi gibi hissediyorum. Bir sene çok çabuk geçti yine Bodrum’dayız. Deniz sezonunu açamadım. Sadece ayaklarımı soktum denize. Ama sahilde güneşlendim bu sezon ilk defa” dedi.

    “ASLA ALBÜM YAPMAM”

    Gazetecilerin “albüm çıkaracak mısınız” sorusuna ise Yıldız, “Bu yaz bana albüm yaptıracaksınız” diyerek esprili bir yanıt verdi. Özlem Yıldız, “Ben iyiyim böyle güzel. Hayatım boyunca bir albüm çıkarmak istemem ve asla albüm yapmam. Ben böyle televizyonda iyiyim” şeklinde konuştu.

    “BİKİNİ İLE ÇEKİLMEMEK İÇİN SAKLANMAM”

    “Bikinili poz vermekten çekinir misiniz” sorusu üzerine Özlem Yıldız, “Çok tercih ettiğim bir şey değil ama özellikle de açık denizlerde denize gireyim de kimse beni çekmesin kadar üstüne titizlendiğim bir durum da değil. Her yaz illaki tatile geldiğim zaman arkadaşlarımız beni eli ile koymuş gibi buluyorlar, o yüzden alıştık artık” ifadelerini kullandı.

  • Genç Kız Ağabeyini Rahatsız Eden Kadını Ve Arkadaşını Bıçakladı

    Adana’da bir genç kız, ağabeyi ile evlenmek isteyen ancak ailesi izin vermeyince sürekli rahatsız eden genç kadını ve arkadaşını sokak ortasında bıçakladı.

    Edinilen bilgiye göre olay, Seyhan ilçesine bağlı Kuruköprü Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, Tarık D. bir süredir görüştüğü Serap B. (26) ile evlenme kararını ailesine bildirdi. Ancak ailesi buna izin vermeyince Serap B. durumu kabullenmeyerek Tarık D.’yi rahatsız etmeye başladı. Durumun devam etmesi üzerine Tarık D.’nin kız kardeşi Remziye D. Melek Girmez Çarşısı’nda olduğunu öğrendiği Serap B. ile konuşmaya gitti. Remziye B., Serap B.’ye “Ağabeyimin peşini bırak onu rahatsız etme” dedi. Bunun üzerine Serap B., Remziye D.’ye “Sen bana karışamazsın” diyerek küfür etti. Remziye D. küfür üzerine yanındaki bıçağı çıkardı. Serap B’yi kovalamaya başladı. Remziye D. sokak ortasında yakaladığı Serap B.’yi bıçaklamak isterken yanındaki arkadaşı Çiğdem A.’yı elinden bıçakladı. Yaralanan genç kız yere yığıldı. Remziye D. bu kez de Serap B.’yi karnından ve vücudunun çeşitli yerlerinden bıçakladı.

    Bu arada, çevredeki vatandaşlar da polise ve ambulansa haber verdi. Olay yerine gelen polis genç kızı elindeki bıçakla birlikte yakalayıp polis merkezine götürdü. Serap B. ile Çiğdem A. ise bir süre ambulans bekledi. Bu arada, genç kadını görüntülemek isteyen basın mensuplarına Serap B.’nin arkadaşları saldırdı. Yaralılar olay yerine gelen ambulansla hastaneye kaldırıldı. Remziye D.’nin polis merkezindeki sorgusu devam ediyor.

  • Başkan Yılmaz’ı Rahatsız Eden Görüntü

    Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, havaalanından şehir merkezine gelirken yol kenarındaki evlerin cephelerin kötü olması ve balkonlardaki uygunsuz çamaşırlarının asılmasından utandığını belirtti.

    Samsun Büyükşehir Belediyesi 2016 yılı Mayıs ayı 9. Birleşiminin 1. Oturumu Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz’ın başkanlığında gerçekleşti.

    “TURİZM ALT YAPISINA KAVUŞTUK”

    Gündem maddeleri öncesi konuşan Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, “Turizm konusunda şehrimizde başka şehirlerde olmayan büyük boyutta turizm altyapısına kavuştuk. Gerek konaklamada, gerek sporda, gerek sağlıkta, gerekse eğitimde, gerekse de sahip olduğumuz doğal zenginliklerinin bir turizm paketi haline getirilebilecek boyutta olduğunun özgüvenine artık sahibiz. Bundan 10 sene önce biz böyle bir konu için bu cesareti kendimizde göremiyorduk. Çünkü konaklama konusunda sorunlarımız vardı. Başka konularda sorunlarımız vardı. Ama bugün Türkiye’nin hiçbir şehrinin sahip olmadığı oranda spor altyapısına sahibiz” dedi.

    “KIZILIRMAK DELTASI GEÇİCİ LİSTEYE GİRDİ”

    Kızılırmak Deltası’nın UNESCO’nun geçici listesine girdiğini müjdeleyen Başkan Yılmaz, “19 Mayıs ve Bafra ilçelerimizdeki Su Basar Ormanları ve Kızılırmak Deltamızın da prestijini yükseltmek, bu deltayı da bir günlük doğa turizmi yapmak isteyen ve doğa turizmine yönelik olan tercihleri cevaplayabilecek donatılara sahip hale getirmeye çalışıyoruz. Kuş Cenneti Yusuf Ziya Yılmaz’ın hevesiyle bulunmuş, keşfedilmiş bir yer değil. Kuş Cenneti zaten orada vardı. Biz sadece Büyükşehir Belediyesi’nin görev alanına girdikten sonra bir şeyler yapmaya başladık. Bizden önce burası 19 Mayıs ve Bafra ilçemizin görev alanındaydı. O arkadaşlarımız da orada bir şeyler yapmak istiyorlardı ama sorumluluk Orman ve Su İşleri Bakanlığı’ndaydı. Bakanlığın buradaki bölge müdürlüğü yönetimindeydi. Onlar da devletin kendi önlerine koydukları iş programı, bütçe, plan gibi günlük programlarla işe bakıyorlardı. Biz 30 Mart seçimlerinden sonra Kızılırmak Deltası’nda bir birliğin kurulmasını sağladık. Orada gecekondulaşmayla mücadele ettik. Bir kısmını yıktık. Bir kısmını da inşallah önümüzdeki süreler içersinde yıkacağız. Amacımız hiçbir şekilde orada tesisleşmek değil, orayı tam tersine herkesten fazla korumaya ve kollamaya aldık. Biz de Kızılırmak Deltası’nı UNESCO’ya müracaat ettik. Dünya mirasına inandığımız bu tabiat zenginliğimizi tabiat listesine girmesini istiyoruz. Bizi geçici listeye aldılar. 15-20 gün içerisinde internet ortamında geçici listeye girdiğimiz yayınlanacak” diye konuştu.

    “GEÇEN SENE BATAN GEMİ BANDIRMA PLAJINI MAVİ BAYRAKTAN ETTİ”

    Bandırma Plajı’na, geçen sene orada batan gemi nedeniyle Mavi Bayrak alamadıklarını belirten Başkan Yılmaz, “10 senedir bir sahil şehrinin sahip olması gereken temiz sahilleri oluşturmak için mücadele ediyoruz. UNESCO’nun Türkiye’deki turizm tesislerinin akreditasyonu ile ilgili bir çevre vakfı Samsun’da 1,5 yıldır sahillerimizde ‘Mavi Bayrak’ araştırması yapıyorlar. Bizim Fener Plajı ve Sheraton Otel’in önündeki küçük plajın ikisi de Mavi Bayrak almaya hak kazandı. Buraya gelenlere niye Atakum sahili ve Engelli Plajı’nın Mavi Bayrak almadığını sorduğumuzda bize, Engelli Plajı ve onun yanındaki Bandırma Plajı’nın geçen sene orada soya yüklü olan bir geminin batmasından dolayı ve onun orada oluşturduğu gübrenin denizin dibinde bıraktığı pislikleri gösterdiler. Bu durum bizim Mavi Bayrağı kesintiye uğrattı. Atakum sahillerinde de yağmurdan sonra çok fazla organik teressübat geliyor. Bu teressübat hem denizin dibinde hem de deniz suyunda belki bakteriyer şeyler değil ama organik bir takım atıklar bırakıyor. Bunun için Mavi Bayrak vermediler” şeklinde konuştu.

    CUMHURİYET MEYDANI’NDAN SONRA IRMAK CADDESİ’NE CEPHE GİYDİRECEĞİZ

    Cephe giydirme çalışmalarına Cumhuriyet Meydanı’ndan sonra Irmak Caddesi’nde devam edeceklerini ifade eden Başkan Yılmaz şöyle devam etti: “Samsun’daki kötü örnekler Türkiye’nin her yerinde var. Ama dünyanın gelişmiş ülkelerinde yok. Türkiye’nin şehircilikte kat etmiş olduğu düzeyde bunlar bir 10 sene öncesinin alışkanlıkları olarak ve 10 sene öncesindeki yapılmışlıklar olarak alırsak biraz yüreğimizi ferahlatıyor. Daha önce yapıldı ve bir çırpıda da sökülüp atılamıyor. Bunların sökülüp atılması zaman gerektiriyor. İnsanların bu çirkinliği içselleştirmesi halinde bu algı ve bunun yönetimi normale döner. Şimdi kazma, kürek ve baltayı alıp bu şehrin çatılarında ne kadar teras gibi çıkıntılar varsa bunları kesmeye kalksak, bu konuda topyekun algı ve anlayışla bunu yapmamız gerekiyor. Bunu ben yapmaya hazırım. Çiftlik Caddesi’nde (İstiklal Caddesi) bir uygulama yaptık. Çok para harcadık. Vatandaşın binasını süsledik, tabelasını yeniledik. Bakın şimdi Çiftlik Caddesi’ne bir düzgünlük, bir disiplin. Bunlar gerçekleştirildiği takdirde hepimiz bundan faydalanıyoruz. Çiftlik hadisesi iyi sonuçlar verdi. Şimdi Cumhuriyet Meydanı’nı yapıyoruz. Orayı tamamladıktan sonra Irmak Caddesi’ne gireceğiz. Havaalanından indiğinizde şehre girerken etrafa baktığınız zaman balkonların, çatıların, binaların cephelerinde kullanılmış olan malzemelerin kullanılmış biçimi ile ilgili değerler şehrin gelişmişliği ve ülkenin gelişmişliği ile ilgili bilgi veriyor. Özellikle kentin vitrini gibi olmuş yerleri asla ve asla o binaları kullanan kişilerin inisiyatifine bırakmayan bir uygulamayı hep beraber yapabiliriz. Ben buna Büyükşehir Belediye Başkanı olarak yürekten hazırım. Bunun için yorulmaya da, üzülmeye de hazırım. Alıp elimize kaynak makinesini gidip bunları kessem, biçsem. Ceberut ve sevimsiz bir belediye başkanı olmaya da razıyım.”

    “UTANIYORUM”

    Havaalanından Samsun merkeze yabancı bir misafirle gelirken yoldaki evlerde asılı olan çamaşırları gördükçe utandığını belirten Başkan Yılmaz, “Biz bu makamlarda fahri olarak görev yapıyoruz. Ben sizlerin buraya büyük bir özveri ile geldiğinizi ve meclis başkanlığı yaptığınızı biliyorum. 2014’ten 2019’a kadar şehrin estetiği ile yapacağımız şeyler, Samsun Büyükşehir Belediye Meclisi’nde ben de verilen kararlarda karar merci olduğum hayırlı bir iştir. Bununla ilgili kurduğumuz Estetik Kurul’un yaptığı faaliyetlere destek veren kamuoyu algısını değiştirmeye dönük olan şeylerde meclisimizin içersinde oluşturabileceğimiz bir komisyonla bu mücadeleye destek verebilirsiniz. Bu beni mutlu eder.

    Ben bundan çok rahatsızlık duyuyorum, utanıyorum. Havaalanından binmişim, yanıma yabancı birini almışım, Kirazlık’ı geçtikten sonra bir bakmışım, iç çamaşırları asılı bir balkon var. Biz bunu hak etmiyoruz. Bize bu yakışmıyor. Burası Hindistan değil, burası Pakistan değil, burası Bangladeş değil. Böyle bir şey olmaz. Canik’te viyadükten geçiyorum. Bakıyorum sağ sola her taraf dolu. Bunlar bize yakışmıyor. Buna dönük olan bir kampanyayı başlatma yönünde bir inisiyatif oluşturursanız, inisiyatifin önünde olmaya her an hazırım” ifadelerini kullandı.

    Konuşmaların ardından gündem maddeleri ilgili komisyonlara havale edildi. Ardından SASKİ Genel Kurulu’nun 2016 yılının 2. Birleşiminin 1. Oturumu yapıldı. Başkanvekili Turan Çakır başkanlığında gerçekleşen toplantıda SASKİ Genel Müdürü Kamil Demircioğlu 2015 yılı faaliyet raporu, denetçi raporu, bilanço ve kesin hesap ile 2014 yılı Sayıştay denetim raporlarını okudu.