Etiket: Rafa

  • Tarladan Rafa Fiyat Farkına Önlem Alınacak

    Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, Türkiye’nin tarımda en büyük sorunlarından birisinin, tarlada üretilen ürünün market raflarına gelinceye kadar fiyat aralığının çok fazla olması olduğunu belirterek, bir yerde kazanç varsa bunun üreticinin de cebine girmesi gerektiğini söyledi.

    Malatya’da bir dizi ziyaretlerde bulunan Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, kentteki ziraat odaları başkanları ve tarım sektörü temsilcileri ile bir araya geldi. Milli Parklar Bölge Müdürlüğü’nde düzenlenen toplantıya Vali Süleyman Kamçı, Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Çakır, AK Parti Malatya Milletvekili Öznur Çalık ve AK Parti İl Başkanı Hakan Kahtalı’da katıldı. Malatya’ya geldiği süre zarfında toplumun çeşitli kesimleri ile bir araya gelmeye çalıştıklarını belirten Bakan Tüfenkci, tarımın bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de önemli bir sektör olduğunu ifade ederek dünya nüfusunun artış hızı ile tarımdaki artış oranlarının aynı oranda seyretmediğini belirtti.

    İleride tarım ile ilgili sıkıntı yaşanılmaması adına tarıma daha fazla önem verilmesi gerektiğini dile getiren Bakan Tüfenkci, sanayileşmenin tarımın alternatifiymiş gibi bir algı oluşturduğu söyleyerek bunun doğru bir algı olmadığını vurguladı. Ekonomileri gelişmiş büyük ülkelerin tamamın aynı zamanda büyük tarım ülkeleri olduğuna da dikkat çeken Tüfenkci, AK Parti Hükümeti olarak 2002 yılından bu yana tarım sektörüne her zaman önemli destekler sunduklarını ifade etti.

    Üretimin arttırılması ile birlikte ciddi pazarlarında bulunabilmesi gerektiğini kaydeden Bakan Tüfenkci, bu konuda da bakanlık ve hükümet olarak çalışmalar yürüttüklerini belirtti. Türkiye olarak ticari ürün üretilmesinin gerektiğini ifade eden Tüfenkci, “Piyasaya uygun üretimin yapılması gerekiyor. Eğer mandalina, kayısı, domates üretiyorsanız ürettiğiniz ürünlerin mutlaka hedef pazarlarda uygun olması lazım. Bu pazarların şartlarına uygun ve nitelikte üretim yapılması gerekir” diye konuştu.

    Türkiye’de en büyük sorunlardan birisin de tarlada üretilen ürün ile market raflarında satılan ürünlerde fiyat aralığının çok fazla olması olduğunu belirten Tüfenkci, “Eğer bir yerde kazanç varsa bu üreticinin de cebine girebilsin. Ama tarlada siz domatesi 1 liraya temin ediyorsanız, markette tüketicimiz 5 liraya bu ürünü yememeli. Bununla ilgili gerekli fiyat arzındaki zincirlerin bir araya getirilerek burada neler yapılması noktasında ilgili Bakanlıklarımıza bağlı genel müdürlüklerimiz birlikte çalışıyorlar” ifadelerine yer verdi.

    Hal yasasının yeniden düzenlendiğini hatırlatan Bakan Tüfenkci, ürünün ucuz olarak tüketiciye ulaşması noktasında Hal Yasasının yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini ve bununla ilgili de çalışmaların sürdüğünü söyledi.

    Bakan Tüfenkci ayrıca Ürün İhtisas Borsası konusunda da çalışmaların sürdüğünü ve kısa süre sonra kamuoyunun görüşüne sunacaklarını belirtti. Özellikle tarım ürünlerinin ticarileşmesi noktasında ve geniş pazarlara sunulması bakımından büyük bir öneme sahip olacak olan Ürün İhtisas Borsalarının dünyada başarılı uygulamaları olduğunu ve Türkiye’de biran evvel uygulamaya geçirmesi gerektiğini dile getirdi.

    Ürün İhtisas Borsası’nda Malatya kayısısının da işlem görmesi adına çalışmaların sürdüğünü ifade eden Bakan Tüfenkci, “Pamukta, incirde, zeytinde, fındıkta var neden kayısıda olmasın diyoruz” diye konuştu.

    Önümüzdeki günlerde Gıda ve Tarım Bakanı Faruk Çelik ile birlikte Malatya’ya yeniden geleceklerini açıklayan Tüfenkci, kayısı ile ilgili sürdürdükleri önemli çalışmaları da Malatya kamuoyu ile paylaşacaklarını söyledi.

  • Cerrahi Yüz Germe Operasyonları Rafa Kalkıyor

    Op. Dr. Bülent Cihantimur Örümcek Ağı estetiği ile 2020 yılında cerrahi operasyonlar kadar etkili sonuçlar alınabileceğini ve yüz germe operasyonlarının artık rafa kaldırılacağını söyledi.

    Op. Dr. Bülent Cihantimur, ‘’2011’den bu yana yaptığım Örümcek Ağı estetiği uygulaması, her geçen gün çok daha fazla avantajıyla geliyor ve sürekli tekniği geliştiriyorum. Örneğin, ilk başlarda az da olsa bazı hastalarımızda yaşadığımız kızarma sorununu görmüyoruz. Günden güne gelen gençleşmeyi çok daha hızlı bir şekilde almaya başladık. Öngörülerime göre 2020 tarihinde cerrahi yüz germe, Örümcek Ağı estetiği sayesinde ortadan kalkacak. İnsanlar anında cevap alabildikleri, iz bırakmayan, sosyal hayatı engellemeyen ve en önemlisi doğal bir duruş sergileyen Örümcek Ağı estetiği ile gençliğin anahtarını alabilecekler, cerrahi yüz germe operasyonları rafa kaldırılacak” dedi.

    ÖRÜMCEK AĞI ESTETİĞİNİN FARKI

    Örümcek Ağı estetiğinin neden bu denli sevildiğini anlatan Op.Dr. Bülent Cihantimur, “Çok seviliyor, çok popüler bir uygulama oldu çünkü yaptıranlara birçok fayda sağlıyor. Öncelikle ameliyatsız, kesisiz bir teknik. Acısız, iyileşme dönemi gibi bir süreci yok, işlemden hemen sonra makyaj dahi yapılarak ya da erkek hastalarımız için, zaman kaybına sebep olmadan iş hayatına dönebilecekleri pratik bir uygulama. Doğallıktan ödün vermeyen bir yapısı var, kolajeni aktif hale getiriyor, cilt kendi kendini onarıyor, yeniliyor ve kırışıklıklar, form kayıpları bu süreçte toparlanıyor, yüz küçülüyor. Örümcek Ağı estetiğini 6 seneye yakın bir zamandır yapıyorum. Tekniğin insanlar tarafından sevilmesi ve sonuçlarının iyi olması onu popüler hale getirdi ve birçok benzer yöntem çıkmaya başladı. Örümcek Ağı estetiğinin en büyük farkı, yerleştirdiğimiz iplerin kalitesi, iplerin anatomiye uygun şekilde diziliş şekli ve uygulayıcının konuya hakimiyetidir. Sanatsal bir bakış açısı gerektiriyor. Herkese aynı adette ip yerleştiremezsiniz. Buradaki belirleyicilik, hastanın cilt yıpranma derecesidir. Dolayısıyla tek yanağa 100’den fazla ip yerleştirdiğim hastalarım var, bu da el becerisi gerektiriyor. İşe yaraması için anatomiyi bilmek ve malzemelerin kaliteli olması gerekiyor” açıklamasında bulundu.

    ÖRÜMCEK AĞI ESTETİĞİ KİMLERE UYGUN DEĞİL

    “Örümcek Ağı estetiğini herkes yaptırabilir. Sadece çektiğimizde cildinde 1 cm’den fazla deri fazlalığı oluşmuş bireylere önermiyorum çünkü bu durumda sonuç almakta zorlanabiliriz. Özellikle yaşlanma belirtileri başlamamış bireyler bu işlemi geciktirme tedavisi gibi görebilirler. Ayrıca ince çizgileri, kaz ayakları ve barkod çizgileri belirmiş veya cildinde form kayıpları yaşayanlar da yaptırabilir. Tedaviye ne kadar erken başlarsanız o kadar iyi, çünkü bu şekilde yaşlanmanın önüne geçmiş oluyorsunuz. Cilt yıpranma derecesi ne kadar fazla ise, yerleştirdiğimiz ip sayısı da bir o kadar artıyor” diyen Cihantimur zamanında önlem almanın gençleştirme tedavilerinde çok önemli bir yeri olduğunun altını çizdi.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Türk Akımı Tarafımızdan Rafa Kaldırılmış Bir Proje”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Türk Akımı projesinin Rusya tarafından durdurulduğu haberlerini yalanlayarak, “Türk Akımı taleplerimizin karşılanmaması sebebiyle bir süredir tarafımızdan rafa kaldırılmış bir projedir” dedi. Rusya’nın ekonomik yaptırımlarını da hatırlatan Erdoğan, “Türkiye bunlarla yıkılacak bir ülke değil. Alsan ne olur almasan ne olur” ifadelerini kullandı.

    “RUSYA VE IRAK TEK KAYNAĞIMIZ DEĞİL”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Türkiye İnovasyon Haftası Kapanış Seremonisi’nde yaptığı konuşmada Rusya ile yaşanan gerginliğe değinerek, “Türkiye zengin enerji kaynakları olan bir ülke değil, tam tersine bu bakımdan dışa bağımlıyız. Rusya ile yaşadığımız son sıkıntıda ilk akla gelen doğalgaz konusu oldu. Niçin Çünkü ısınmada ve elektrik üretiminde büyük ölçüde doğalgaz kullanıyoruz. Petrolümüzün yüzde 90.5’ini, doğalgazımızın yüzde 98.5’ini dışardan alıyoruz. Doğalgazda en büyük tedarikçi Rusya, ham petrolde ise Irak. Her iki ülke de tek kaynağımız değildir. Doğalgazı İran, Azerbaycan, Nijerya, Cezayir gibi ülkelerden de temin ediyoruz. Petrolde İran ve Suudi Arabistan gibi tedarikçiler bulunuyor. Doğalgazın önemli bölümünü elektrik üretiminde kullanıyoruz. Kendi alternatif kaynaklarımızı yenilenebilir enerji olarak kullanma imkanlarımız var. Geçtiğimiz Çarşamba günü Katar ziyaretinde bu doğrultuda önemli bir adım attık. Sayın Başbakanımız’ın Azerbaycan ziyaretinde de farklı adımlar atıldı. Bu arada Rusya ile aramızdaki sorunların doğalgaz, Akkuyu nüklere enerji santrali gibi bu projelere yansıyacağına yönelik bir işaret yok” diye konuştu.

    “TÜRKAKIMI TARAFIMIZ TARAFINDAN RAFA KALDIRILMIŞ BİR PROJE”

    Türk Akımı projesinin Rusya tarafından durdurulduğu yönündeki haberleri de yalanlayan Erdoğan, “Kamuoyunda Türk Akımı projesinin Rusya tarafında durdurulduğu yönünde haberler çıkıyor. Bu yalan haberlere inanmayın. Tam aksine Türk Akımı taleplerimizin karşılanmaması sebebiyle bir süredir tarafımızdan rafa kaldırılmış bir projedir. Dolayısıyla burada da yaşanan son olaylardan kaynaklanan olumsuzluk söz konusu değildir. Buna rağmen biz Rusya’nın krizi tırmandıran üslubunu tasvip etmiyoruz. Biz onların diliyle de konuşmuyoruz. Biz diplomatik dille konuşuyoruz. Bu konuda sabırlıyız. Biz milliyiz, yerliyiz ve bu ülke bu konuda ne zaman neyi konuşacağını çok iyi bilir” şeklinde konuştu.

    “ALSAN NE OLUR ALMASAN NE OLUR”

    Türkiye’nin egemenlik hakları üzerinde operasyon düzenleyenlere karşı uyarıları daha önce de yaptığını vurgulayan Erdoğan, “Bir değil iki değil üç değil. Tüm bunlara rağmen bu gelişme ne yazık ki böyle bir netice doğdu. Burada kalkıp da gıda noktasında herkes Rusya’ya yaptırım uygularken biz yaptırım uygulamadık. Biz yine bütün ürünleri gönderdik. ‘Niye gönderiyorsunuz’ dediğinde ‘bizim stratejik ortağımız’ dedik. Bakıyorsunuz ki şimdi tekstilde falan ‘biz Türk malı tekstil ürünleri almıyoruz’ diyorlar. Bunların hepsi duygusal şeyler. Velkevki 1 milyar dolarlık ithalatınız olsun Türkiye bunlarla yıkılacak bir ülke değil. Alsan ne olur almasan ne olur. Başka kapıdan başka kaynaklar çıkar. Şu anda onlar da çıkıyor zaten. Bu konulardan endişeniz olmasın. Biz üretimlerimizi arttırarak kendimize yeni pazarlar üretmek suretiyle çalışmalarımıza devam edeceğiz. Bu tür sıkıntılarla karşılaşmamızı önleyecek tedbirler zaten gündemimizde” ifadelerini kullandı.

    “ARTIK DİPLOMASİSİ GÜÇLÜ BİR TÜRKİYE VAR”

    Rusya ile yaşanan sorunun Türkiye’nin milli savunma sanayisini geliştirme yönündeki iradesinin ne kadar isabetli olduğunu ortaya çıkardığını söyleyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

    “Bu alanlarda ciddi mesafe kat etmekle birlikte henüz arzu ettiğimiz seviyeye ulaşamadığımızı ifade etmeliyiz. Eskiden mücadeleler yürekle ve bilekle verildiği için işimiz daha kolaydı. Şimdi yüreğiniz ve bileğiniz kadar sağlam güçlü bir ekonomimiz ve gelişmiş ve savunma sanayiniz yoksa netice alıcı bir mücadele yürütebilmeniz mümkün değil. Bir de sahada kazanıp masada kaybetme meselesi var. Artık diplomatik gücü güçlü bir Türkiye var. Masada güçlü bir ülke var”.

    “BÖYLE BİR ZAMANDA ÜLKE SİYASETİ BERABER OLAMAZSA, NE ZAMAN BERABER OLACAK”

    Rusya sorunu üzerinden muhalefeti de eleştiren Erdoğan, “Bizim en önemli sıkıntımız içimizdeki bazı kesimlerin ülkelerine olan güvensizliği. Böyle bir zamanda ülkenin siyaseti bir olamazsa beraber olamazsa ne zaman beraber olacak. Ana muhalefete bakıyorsunuz. Neredeyse utanmasa gidecek Putin’in yanında yer alacak. Zaten Esed’in yanında yer aldı oradan tanıyoruz. Böyle bir şey olabilir mi. Bugün değilse ne zaman. STK’larımızla her şeyle biz bugün bir olacağız ve dayanışma içinde olacağız. Bu herhangi bir siyasi partinin sorunu değildir. Milletimizin ortak sorunudur. Siyasi rekabetle milli çıkarları ayırt edemeyecek kadar basiretleri bağlanmış olanları ben milletimizin vicdanına havale ediyorum. Türkiye’nin karşısında kim varsa onun yanında yer almayı siyasetçi, aydın olmak zannediyorlar. Biz bilim dediğimiz, inovasyon dediğimiz için bunlara da kaşı çıkarlar ha. Her fırsatta bizim nezdimizde millete ve milletin değerlerine olan düşmanlıklarını açığa vurmaktan çekinmeye bu güruha şimdiye kadar eyvallah demedik, bundan sonra da demeyeceğiz” diye konuştu.

    “BİZE DOST OLAN FAYDA SAĞLAR, HUSUMET BESLEYEN ZARAR GÖRÜR”

    Erdoğan dünyanın hızla değiştiğine de dikkat çekerek, “Bize dost olan bundan sadece fayda sağlar, husumet besleyen sadece zarar görür. Biz ruhumuzla gönlümüzle kalbimize Yunus Emre’lerin sevgi ile dostlukla döşeli yolunda ilerliyoruz. Aynı zamanda biz Alparslanların, Kılçarslan’ların, Fatih’lerin, Yavuz’ların, Gazi Mustafa Kemal’lerin torunlarıyız bunun da böyle bilinmesini istiyorum. Kim hangi tarafımızla muhatap olursa o tarafımızı görür. Bizim komşularımızın dostlarımızın huzurundan güvenliğinden başka bir gayemiz yok. Bunun için her türlü yardımlaşmaya varız ama onlardan da kendi huzurumuza, refahımıza saygılı olmaların beklemenin hakkımız olduğuna inanıyorum. Bizden saygı bekleyenler lütfen onlar da bize saygı göstersinler” dedi.

  • Rektör Eruslu: “Tıp Fakültesi Projesi Rafa Kalkmadı, Uygun Zamanı Bekliyoruz”

    Yalova Üniversitesi Rektörü Niyazi Eruslu, Tıp Fakültesi konusunun rafa kalkmadığını, sadece uygun zamanın gelmesini beklediklerini söyledi.

    Yalova Üniversitesi’ne devredilen Termal’deki Rehabilitasyon Merkezi Sağlık Meslek Yüksek Okulu olarak eğitim vermeye başladı. 330 öğrencinin eğitim verdiği binanın 2 blokunun eğitime açıldığını 3. blokun eğitime açılması için ise çalışmaların sürdüğünü dile getiren Yalova Üniversitesi Rektörü Niyazi Eruslu, “Burası Sağlık Bilimleri Fakültesi’nin altyapısını, Sağlık Bilimleri Fakültesi ise Tıp Fakültesi’nin alt yapısını oluşturacak” dedi.

    Tıp Fakültesi projesinin rafa kalkmadığını, ancak uygun zamanı beklediklerini vurgulayan Eruslu, “Sağlık Meslek Yüksekokulu açıldı. 1 ve 2. blok bitti, 3. blok için çalışmalara başlanıyor. Eylülde eğitimlerimiz başladı. Oraya bir turizm okulu yapmayı hedefliyoruz. Merkezdeki turizm bölümünün bir bölümünü de oraya taşımayı hedefliyoruz. Orada fizik tedavi, rehabilitasyon, acil tıp, sağlık işletmeciliği, yaşlı bakımı gibi alanları orada toplayacağız. Orası Sağlık Meslek Yüksekokulu olarak hizmet veriyor. Sağlık Bilimleri Fakültesi ile ilgili YÖK’e bir dosya hazırladık. İzin bekliyoruz. Ondan sonra Tıp Fakültesi için çalışmalara başlayacağız. Tıp Fakültesi’nin kurulabilmesi için şu anki kanuna göre 750 binin üzerinde bir nüfus gerekiyor. Yalova, İstanbul ve Kocaeli’nin toplam nüfusu 19 milyon 750 bin. Bu barajı da bölgesel olarak hesapladık. Fakülte için epey bir zaman gerekiyor. Bizim için imkansız yoktur, sadece zamanı vardır” diye konuştu.

  • Makyaj Hilelerini Rafa Kaldıran Uygulama

    Son yılların favori cilt germe uygulamaları arasında yer alan Örümcek Ağı Estetiği ve tekniğe dahil edilen Yağ Transferi uygulaması kişilere belirgin bir kontür hattı oluşturuyor ve makyaj hilelerine başvurmaya gerek kalmıyor.

    Örümcek Ağı Estetiği yaptıran hastalarının daha az makyaj yaptıklarını söyleyen tekniğin bulucusu Op. Dr. Bülent Cihantimur önemli açıklamalarda bulundu. Cihantimur, “Makyaj aslında bir kontür düzeltme ve kontürleri belirgin hale getirme uygulamasıdır. Kusurlu bulunan alan sürülen pek çok makyaj malzemesi ile kamufle edilir, estetik bir görsellik kazandıracak elmacık kemikleri, dudak bölgesi ise belirgin hale getirilir. Örümcek Ağı Estetiği ile birlikte yine kendi geliştirdiğim Cihantimur Yağ Transferi uygulamasını yaptığımız hastalarımızda belirgin bir kontür oluşuyor. Bu doğrultuda hastalarımızdan aldığımız geri dönüşler de görüyoruz ki hemen hepsi daha az makyaj yaptıklarını belirtiyorlar” dedi.

    FONDÖTENE BİLE GEREK KALMIYOR

    Cihantimur Yağ Transferi ile entegre edilerek uygulanan Örümcek Ağı Estetiği’nin tek seferde, belirgin hale getirilmek istenen yüz bölgesinde, bir kontür hattının oluşmasına fayda sağladığını belirten Cihantimur, “Bunun yanı sıra enjekte ettiğimiz hastanın kendi yağı, kök hücreden de zengin halde olduğu için, cilt tazelenir, kırışıklıklar azalır, cilt gerilir ve her şeyden evvel cilt yapısı çok daha kaliteli hale gelir. Bu da yine fondöten ya da farklı kapatıcı kozmetiklere gerek duyulmamasını sağlıyor” diye konuştu

    KÖK HÜCRE VE ÖRÜMCEK AĞI ESTETİĞİ

    Kök hücre üzerinde çalışmalara devam ettiklerinin de altını çizen Cihantimur “Hastanın bölgesel yağından bir miktar yağ alınır, kök hücreden zengin hale getirilir. Yüz bölgesine uygulanan Örümcek Ağı Estetiği sonrasında kontür düzenleme için, elde edilen kök hücreden zengin yağ, elmacık kemiklerine, dudaklara, gerekirse boyun bölgesine enjekte edilir. Bu şekilde hastanın belirgin bir kontür hattı oluşur. Gözler ortaya çıkar, elmacık kemikleri belirgin hale gelir, cilt canlanır, pürüzsüzleşir. Far, allık ya da kapatıcı kullanmanıza gerek kalmadan, dudaklarınızı belirgin hale getirmek için kalem ya da ruj kullanmadan, estetik bir görüntüye kavuşursunuz” dedi. Cihantimur, hastalarının sabahları sadece bir dudak parlatıcısı sürerek güne başladıklarını belirttiklerini de söyledi.