Etiket: Protezi

  • Diz protezi ameliyatı herkes için uygun değil

    Medicana International Ankara Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op. Dr. M. Derviş Güner, dizinde kireçlenme sorunu bulunan hastaların tümü için diz protezi ameliyatının uygun olmadığını belirterek, “Ameliyat kararında en önemli unsur, hastanın aktivitelerini kısıtlayan ve yaşam kalitesini azaltan ağrının varlığıdır” dedi.

    Özellikle orta yaş ve kilo alımıyla dizlerde oluşan kireçlenmenin getirdiği ağrıların günlük hayatta çok sayıda kişinin en büyük sorunlarından biri olduğunu söyleyen Op. Dr. Güner, “Aktivite ile ortaya çıkan ağrı, dizde sertlik, eklemde şişlik ve ısı artışı kireçlenmenin belirtileri arasında yer alıyor” açıklamasını yaptı.

    “Diz protezi ameliyatını hastanın yaşam kalitesini ileri derecede etkilendiği zaman öneriyoruz”

    Op. Dr. Güner, dizinde kireçlenme sorunu bulunan hastaların tümü için diz protezi ameliyatının uygun olmadığını belirterek, “Ameliyat kararında en önemli unsur, hastanın aktivitelerini kısıtlayan ve yaşam kalitesini azaltan ağrının varlığıdır. Diz protezi ameliyatı ağrının, cerrahi dışı yöntemlerle kontrolü sağlanamadığı ve hastanın yaşam kalitesini ileri derecede etkilediği zaman yapılmasını öneriyoruz” şeklinde konuştu.

    “Kilo kaybı ile şikayetlerde azalma izlenir”

    Op. Dr. Güner, ‘atrit’ rahatsızlığının eklemin mikropsuz iltihabı anlamına geldiğini, hastalığın ilerleyen dönemlerinde diz eklem kıkırdağının, aşınma ile zamanla tamamen yok olarak kemiğin açığa çıktığını söyleyerek, “Diz ekleminde aşınmanın, kireçlenmenin gelişmesi birden çok faktöre bağlıdır. Bunlar; genetik faktörler, geçirilmiş eski diz çevresi kırıkları, mesleki faktörler, geçirilmiş eklem enfeksiyonu, romatoid artri, gut ve sedef hastalığı gibi eklemleri tutan hastalıklardır. Diz ekleminin kireçlenmesi, tipik olarak 50 yaşın üzerindeki kişilerde görülür. Kilolu insanlarda daha sık görülür. Genetik yatkınlık da söz konusudur. Kilo kaybı ile şikayetlerde azalma izlenir” ifadelerini kullandı.

    Op. Dr. Güner, rahatsızlığın belirtileri olarak ise aktivite ile ortaya çıkan ağrı, kısıtlı eklem hareket açıklığı, dizde sertlik, eklemde şişlik ve ısı artışı ile eklemde deformasyon olduğunu kaydetti.

    “Ameliyat sonrası herhangi bir kısıtlama söz konusu değil”

    Diz protezi ameliyatına ilişkin ise Güner, şu bilgileri aktardı:

    “Ameliyatta, harap olmuş kıkırdak eklem yüzeyi tamamen çıkartılır, total diz protezi adı verilen metal ve yüksek dayanıklılıkta plastikten yapılmış komponentler dize yerleştirilir. Ameliyat genellikle sadece bacakların belden yapılan iğne ile uyuşturulması şeklinde anestezi tekniği uygulanarak yapılmaktadır. Ameliyat sonrası beldeki katatere takılan bir cihaz ile hastanın hiç ağrı hissetmemesi sağlanır. Ameliyatın ertesi sabahı pansuman yapılıp hasta ayağa kaldırılır ve ameliyatlı bacağının üzerine tam yük vererek yürütülür. Hastanede kalış süresi ortalama üç gündür. Ameliyat sonrası herhangi bir kısıtlama söz konusu değildir.”

  • Etkinliği artan kalça protezi uygulamaları

    Total Kalça Protezi (TKP) kalçayı etkileyen pek çok problemde giderek etkinliği artan ve sıkça tercih edilen bir cerrahi yaklaşım. Bu yöntem kalça hareketlerinin düzelmesini ve ağrının ortadan kaldırılmasını sağlar. Ülkemizde her yıl giderek artan sayıda hastaya total kalça protezi ameliyatı uygulanmaktadır.

    Medicana International Samsun Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op.Dr. Yılmaz Şahin, ülkemizde artış gösteren total kalça protezi ameliyatı hakkında önemli bilgiler verdi. Op.Dr. Şahin, tedavi yöntemleri, iyileşme süreci ve şikayetlere değindi.

    “Kalça eklemi top ve yuva tarzı bir eklemdir.” diyen Op.Dr. Şahin, ’’Top parçasını uyluk kemiğinin başı oluştururken, yuva ise kalça kemiğinin bir parçasıdır. Topun yuva içerisindeki dönüşü bacağınızı içe, dışa, öne, arkaya ve daire biçiminde oynatmanıza izin verir. Sağlıklı bir kalçada top ve yuva yüzeyleri düzgün bir kıkırdakla kaplıdır. Yüzeyin düzgün olması topun yuva içerisinde kolayca kaymasını sağlar’’ dedi.

    Kalça eklemini tutan hastalıklar ve yol açtığı şikayetler

    Op.Dr. Şahin, kalça eklemini tutan hastalıklar ve yol açtığı şikayetler hakkında şu bilgileri verdi:

    “Kalça eklemini tutan dejeneratifosteoartrit (kireçlenme), kalça çıkığı, romatoidartrit (romatizma) gibi hastalıklarda eklem aralığında daralma olur. Eklem mesafesindeki daralma sebebiyle kalça ekleminin hareketleri kısıtlanacaktır. İlk aşamada hastalar ağrı duyacaklardır. Bu ağrı genellikle kasık bölgesinde bazen kaba et bölgesinde, hatta dizin iç yüzüne doğru da duyulabilmektedir. Hissedilen ağrı küntkarekterde olup, hastalığın başlangıç aşamalarında özellikle yol yürürken rahatsızlık verir. Daha sonraki aşamalarda ağrının şiddeti giderek artar ve istirahat halinde iken bile duyulmaya başlar. Hatta geceleri hastaları uykudan uyandırabilir. Ağrı ve eklem hareketlerindeki kısıtlılık, hastaların merdiven inip-çıkma, çorap giyme, oturup kalkma gibi fonksiyonlarının giderek bozulmasına yol açar.’’

    Eklem hastalıklarında protez dışı tedavi yöntemleri

    Tedavide öncelikle ameliyat dışı yöntemler denenmesi gerektiğini dile getiren Şahin, ’’Kilo verme, baston ya da koltuk değneği kullanılması o ekleme gelen yükleri azaltacaktır. Ağrı kesici ilaçlar ağrının azalması ve hareketlerin daha iyi olmasını bir müddet sağlayabilmektedir. Fiziksel tıp ve rehabilitasyon yöntemleri, ameliyat kararı vermeden önce mutlak suretle denenmelidir. Ameliyat dışı yöntemlere cevap vermeyen, günlük yaşamı etkileyen şiddetli ağrı, hareket kaybı ve neticesinde fonksiyon kaybı olan hastalarda ’Total Kalça Protezi’ düşünülmelidir’’ şeklinde konuştu.

    Kalça eklemi protezinde yapılan işlem

    Kalça eklemi protezinde yapılan işlemi açıklayan Op.Dr. Şahin, ’’Hastanın kalçasına yerleştirilen parçalara ki, biz bunlara kısaca protez diyoruz, yuvaya konacak parçaya kap, uyluk kemiğinin içine konan parçaya da kök (stem) denmektedir. Bu parçaları kemiğe tutturmak için bir çok yol vardır. Örneğin, çimentolu bir total kalça protezinde parçalar kemiğe kemik çimentosu ile tutturulmaktadır. Çimentosuz total kalça protezinde ise kemik dokunun protez çevresine doğru büyüdükçe bağlanması gerçekleşmektedir’’ ifadelerini kullandı.

    Ameliyat sonrası yürüme süreci

    Ameliyat sonrası yürüme sürecine değinen Op.Dr. Şahin, ’’Cerrahiyi takiben 24 saat sonra ameliyat yerine yerleştirilen kan toplayıcı tüp çıkartılır ve bunu takiben hasta yatak kenarına oturtulup pozisyon değişikliği sağlanmaktadır. Bu esnada olabilecek baş dönmesi ya da bulantı kusma endişelendirmemelidir. Daha sonra bir yürüteç ya da koltuk değneği yardımıyla hastalarımızı ayağa kaldırılmaktayız. Her geçen gün hastalar daha rahat yürüdüklerini hissedeceklerdir. Bu ameliyatı geçiren hastalar özellikle ilk 6 hafta süresince alçak yerlere oturmamaya özen göstermelidirler’’ diye konuştu.

  • Cizre’de ilk defa ‘Total Kalça Protezi’ ameliyatı yapıldı

    Şırnak’ın Cizre ilçesinde, bir iş kazası sonucu düşerek sol kalça kemiği kırılan ve 10 yıldır koltuk değneği ile yürüyen 46 yaşındaki Mahmut Tetik, İlçe Selahattin Cizrelioğlu Devlet Hastanesi’nde ilk defa yapılan “Total Kalça Protezi” ameliyatı sayesinde eski sağlığına kavuştu. Tetik, koltuk değneğini kullanmadan ayağa kalkıp yürümeye başladı.

    Cizre’de geçirdiği iş kazası sonucu inşaattan düşerek sol kalça kemiği kırılan 46 yaşındaki Mahmut Tetik, 10 yıldır koltuk değneği ile yürüyordu. Tetik, Şırnak Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği’ne bağlı Cizre Selahattin Cizrelioğlu Devlet Hastanesi’nde Ortopedi Uzmanı Dr. Bangin Bekir Candan tarafından ilk defa yapılan “Total Kalça Protezi” ameliyatı sayesinde sağlığına kavuşarak, 10 yıldır kullandığı koltuk değneklerini attı.

    Ameliyatın ilçede ilk defa yapıldığına dikkat çeken Ortopedi Uzmanı Dr. Bangin Bekir Candan, “46 yaşındaki hastamız 1997 yılında geçirdiği iş kazası sonucu sol kalçası kırıldı. Daha sonra da iki defa ameliyat olmasına rağmen 2006 yılından bu yana koltuk değneği ile geziyor. Hastamızın kalça eklemi kireçlenmiş. Biz ameliyatla tamamen kalça eklemini değiştirdik. Kalça eklemi içerisine protez dediğimiz bir mafsal yerleştirdik. Hasta 10 yıldır koltuk değneği ile gezen bir hasta iken, yapılan ameliyattan sonra değneği bırakıp normal bir şekilde yürümeye başladı ve 15 gün sonrada tamamen normal bir şekilde yürümeye başlayacak. Yani on yıldır kullandığı koltuk değneğini bıraktı. Bu saatten sonrada inşallah ağrısı olmayacak, yani ağrıyı unutacak. Normal ve herkes gibi bir hayata kavuşacak. Tabi bu on yıl boyunca çektiği sıkıntılardan da kurtulmuş olacak “dedi.

    “Hastane koşulları her türlü ameliyata uygun”

    Ameliyatın başarılı ve güzel geçtiğini belirten Candan, “Hastanemizin koşulları bu tür ameliyatlar için çok uygun. Yani şuanda hastanemizin koşulları önceki dönemlerden daha iyi koşullara geldi. Bunda da buraya gelen doktorların, hastane yönetiminin ve sunulan olanakların payı çok büyük. Cizre Devlet Hastanesi bölgedeki emsali olan hastanenin çok daha öte ve üstünde olan her ameliyatı yapabiliyor. Günde bir ameliyat olacak şekilde ayda 30-40 arası ameliyat yapıyorum. Son altı ayda 350-400 yakın ameliyat yaptım ve şuana kadar da Allaha şükür bir sıkıntımız olmadı ve olacağını da düşünmüyorum” diye konuştu.

    Dr. Candan, bu tür ameliyatların hastaların başka illerdeki hastanelere gitmeleri nedeniyle daha önce yapılmadığına dikkat çekerek, şunları kaydetti:

    “Biz artık Cizre’deki bir vatandaşın batı veya Türkiye’nin herhangi bir yerinde alınan sağlık hizmetlerinin aynısını alması için en iyi bir şekilde sağlık hizmeti sunuyoruz. Eğer bir sıkıntı olursa bu burada da olur, Ankara’da da olur, İstanbul’da da olur. Ama bizim koşullarımız yettiği sürece bildiğimiz ve becerdiğimiz bir ameliyat ise hastayı burada tedavi ederek hasta istemediği sürece başka bir yere sevk etmiyoruz.”

    “Maddi imkansızlıklardan dolayı ameliyat olamıyordum”

    Sağlığına kavuşmanın mutluluğunu yaşayan 46 yaşındaki Mahmut Tetik ise, Ortopedi Uzmanı Dr. Bangin Bekir Candan başta olmak üzere ameliyathane ekibine ve tüm hastane çalışanlarına teşekkür etti. Tetik, şu ifadelerde bulundu:

    “1997 yılında çalıştığım bir inşaatta iş kazası geçirdim ve kalçam kırıldı. Batı illerinde bulunan bir hastanede ameliyat oldum. Ertesi sene de platinleri çıkardım ve 2003 ile 2004 yılına kadar sıkıntı yaşamadım. Ama 2004’ten sonra ayağım gittikçe bozulmaya ve yürümekte güçlük çekmeye başladım. Neredeyse merdiven çıkmayacak bir duruma gelmiştim. Ancak maddi imkansızlıklardan dolayı başka bir hastaneye gidip ameliyat olamadım ve 10 yıl boyunca koltuk değneği ile yaşamımı sürdürmeye çalıştım. Burada ameliyat olmadan önce Mardin, Diyarbakır ve Batman’a gittim ama sadece ilaç tedavisi veriyorlardı. Ama şuanda çok iyiyim ve yapılan ameliyattan da memnunum. 10 yıl boyunca koltuk değneği ile yaşamımı sürdürdüm ama başarılı geçen ameliyattan sonra kullandığım koltuk değneğini çöpe atacağım çünkü artık ona ihtiyacım yok. Bugünden itibaren Allah’ın izni ile koltuk değneksiz bir şekilde yaşamıma kaldığım yerden devam edeceğim.”

  • Psikoloji Düzelten Göz Tedavisi, Göz Protezi

    Göz Hastalıkları Uzmanı Doç.Dr. Barış Yeniad, protez göz cerrahisinde temel olarak 2 yöntemin uygulandığını belirtti.

    Görmeyen bir gözün yerine protez göz yapılması fikrinin, nedeni ne olursa olsun hastalar için duygusal olarak zorlayıcı bir karar olduğunu ifade eden Doç.Dr. Barış Yeniad, “Ancak çok iyi bir cerrahi ve birinci sınıf bir protez işçiliği ile hastaların çoğunda yüz güldürücü sonuçlar alınmaktadır. Görmeyen bir gözde tedavi seçenekleri nelerdir ? Görmeyen bir gözde, bazı durumlarda cerrahi uygulanmadan renkli kontakt lensler veya göz üzeri yerleştirilen protezler ile simetrik sonuçlar elde edilebilir. Ancak bunun yapılabilmesi için öncelikle görmeyen gözün buna uygun olması gerekmektedir. Özel cerrahiler ile bu tür gözler protez takılır hale getirilebilmektedir. Tüm uğraşılara rağmen göz üzerine protez takılamıyorsa, ayrıca gözde ağrı, kızarıklık, sulanma gibi kişiyi rahatsız eden, günlük hayatını yaşanmaz hale getiren şikayetler mevcutsa görmeyen gözün alınarak protez takılmasına uygun hale getirilmesi gerekmektedir. Birçok hasta şikayetleri olmamasına rağmen alınan mükemmele yakın sonuçlar nedeni ile kozmetik amaçlı da protez gözü seçmektedir” diye konuştu.

    Protez göz cerrahisinde en sık kullanılan yöntemin sadece göz içeriğinin boşaltıldığı “Evisserasyon“ yöntemi olduğunu kaydeden Doç.Dr. Barış Yeniad, “Bu yöntemde göz kaslarına hiçbir şekilde dokunulmaz. Görmeyen gözün içeriği boşaltıldıktan sonra bu boşluğu doldurmak amacı ile yerine bir orbital implant takılır. Uygulanan cerrahi yaklaşık 30 dakika sürmektedir ve lokal veya genel anestezi altında yapılabilir. İkinci kullanılan yöntem ise gözün tamamının alındığı “enükleasyon” dediğimiz yöntemdir. Bu cerrahide göz kasları ayrılarak göz bütün halinde alınmakta ve kaslar konulan orbital implant üzerine yerleştirilmektedir. Göz tümörleri veya mikroftalmi gibi gözün hiç gelişmediği durumlarda enükleasyon yapılması zorunluluk haline gelebilir. Hangi yöntem uygulanırsa uygulansın enükleasyon veya eviserasyon, mükemmel bir sonuç için çok iyi bir cerrahi ve protez işçiliği gerekmektedir. Orbital implantlar protez cerrahisi yapıldıktan sonra kaybolan boşluğun yerinin doldurulması amacı ile kullanılan yapay veya doğal olabilen yuvarlak şekilli özel materyallerdir. Günümüzde çok farklı tipte orbital implant mevcuttur. En sık kullanılanlar silikon, akrilik, polietilen ve hidroksiapatit materyalden yapılan implantlardır. Her implantın kendine özgü eksi ve artı özellikleri mevcuttur. Temelde hepsi aynı görevi yapmaktadır ancak implant seçiminde görmeyen gözün özellikleri, doktorun bu konudaki tecrübesi ve hasta tercihleri önem kazanmaktadır. Orbital implantlar farklı büyüklükte yapılırlar. Boyutları 14 mm den 22 mmye kadar değişmektedir. Kullanılacak orbital implantın büyüklüğü kişiden kişiye değişmekle beraber erişkinlerde sıklıkla 20 mm ve daha büyük implantın kullanılması daha sonra yapılacak protezin hareketinde kritik öneme sahiptir. Çocuk ve bebeklerde ise daha ufak çaplı implantlar kullanılabilir.” şeklinde konuştu.

    Doç.Dr. Barış Yeniad, ameliyattan sonra hastanede ne kadar kalırım?, protez göz ilk ne zaman uygulanır ? sorularının cevabı hakkında şöyle konuştu:

    “Protez göz cerrahisi lokal veya genel anestezi altında uygulanabilir. Bu tamamen gözün, ve hastanın genel durumu ile ilgilidir. Ameliyat sonrasında hastalar kendilerini iyi hissederlerse evlerine gidebilir ancak sıklıkla hastalarımızın bir gece hastanede misafir edilmesi ameliyat sonrası ağrı kontrolünün daha rahat sağlanması için tercihimiz olmaktadır. Ameliyattan hemen sonra göz kapatılmakta ve ertesi günü açılmaktadır. Ertesi günü pansuman yapıldıktan sonra damlalar ve antibiyotik tedavisi verilmektedir. Ameliyat sonrasında hastalar birkaç gün ağrı hissedebilir tabiki bu hastadan hastaya değişmektedir. Ağrının en önemli sebebi ise sağlam gözün hareketiyle ameliyatlı gözün de hareket etmesidir. Hastalarımızın unutmaması gereken şey ise protez yapılana kadar iç tarafta “konformer” dediğimiz plastik bir koruyucunun konulacağıdır. Ameliyat olan hastalar yaklaşık 1 hafta içinde işlerine dönebilir. Hastalarımızın protez yapılana kadar dışarı çıktığında göz pedlerinden takmasını gözün mikrop kapmaması açısından önermekteyiz. Protez en erken ameliyattan sonra 1. Ayda yapılabilir. Bu süre ameliyat sahasının iyileşmesi için gerekli olan minimum süredir. 1.aydan sonra eğer iyileşme yeterli ise protez gözün yapılması için hastalar protez merkezine yönlendirilir. Protez merkezinde hastaya kişiye özel protez yapılmaktadır ve bu süre yaklaşık 3-4 gün sürebilmektedir.

    Protez göz yapıldıktan sonra hastalarımız kısa sürede protezlerine alışırlar ve protez vücutlarının bir parçası haline gelir. Hastalarımızın protez gözü devamlı takıp çıkarmalarına gerek yoktur. Protezin temizliği ve kontrolü belli aralar ile göz doktorları ve protez merkezlerinde okülaristler tarafından yapılmalıdır. Protez göz çok iyi bir cerrahi ve protez işçiliğinden sonra sağlam göze yakın bir oranda hareket edebilir. Hastalar protez göz ile her türlü aktiviteyi yapabilirler. Denize girebilirler ve spor yapabilirler. Bunun yanında protez gözün daha canlı görünmesi ve kayganlığının sağlanması amacı ile hastalarımıza mutlaka suni gözyaşı ilaçlarını kullanmalarını önermekteyiz. Ancak tüm uygulamalara rağmen zamanla protez eskiyip parlaklığını kaybeder, ayrıca protezin durduğu ve “soket” dediğimiz yuva değişikliklere uğrar bu nedenle protezin 3-4 yılda bir değiştirilmesi protez uygunluğu açısından çok önemlidir.

    Protez göz cerrahisi iyi yapıldığı sürece ikinci bir ameliyat gerekmemektedir. Yapılan cerrahi ile yerleştirilen orbital implant ömür boyu problemsiz şekilde yerinde durmaktadır. Ancak iyi yapılmayan cerrahiler ve uygun olmayan orbital implantların yerleştirilmesi nedeni ile maalesef istenmeyen yan etkiler görülebilmektedir. Zaman içinde protezin yerinden çıkması, yüzeyinin açılması, hastada devamlı çapaklanma olması istenmeyen yan etkilerdir. Hastalarda devamlı çapaklanma ve rahtsızlık hissi protezin soket ile uygun olmadığını göstermektedir.Bu durum protezin tekrardan gözden geçirilmesini gerektirir. Maalesef en istemediğimiz durum vücutlarının bir parçası haline gelir. Hastalarımızın protez gözü devamlı takıp çıkarmalarına gerek yoktur. Protezin temizliği ve kontrolü belli aralar ile göz doktorları ve protez merkezlerinde okülaristler tarafından yapılmalıdır. Protez göz çok iyi bir cerrahi ve protez işçiliğinden sonra sağlam göze yakın bir oranda hareket edebilir. Hastalar protez göz ile her türlü aktiviteyi yapabilirler. Denize girebilirler ve spor yapabilirler. Bunun yanında protez gözün daha canlı görünmesi ve kayganlığının sağlanması amacı ile hastalarımıza mutlaka suni gözyaşı ilaçlarını kullanmalarını önermekteyiz. Ancak tüm uygulamalara rağmen zamanla protez eskiyip parlaklığını kaybeder, ayrıca protezin durduğu ve “soket” dediğimiz yuva değişikliklere uğrar bu nedenle protezin 3-4 yılda bir değiştirilmesi protez uygunluğu açısından çok önemlidir.”

    Doç.Dr. Barış Yeniad, protez göz ile ilgili ne gibi problemler olabileceği konusunda şöyle konuştu:

    “Protez göz cerrahisi iyi yapıldığı sürece ikinci bir ameliyat gerekmemektedir. Yapılan cerrahi ile yerleştirilen orbital implant ömür boyu problemsiz şekilde yerinde durmaktadır. Ancak iyi yapılmayan cerrahiler ve uygun olmayan orbital implantların yerleştirilmesi nedeni ile maalesef istenmeyen yan etkiler görülebilmektedir. Zaman içinde protezin yerinden çıkması, yüzeyinin açılması, hastada devamlı çapaklanma olması istenmeyen yan etkilerdir. Hastalarda devamlı çapaklanma ve rahtsızlık hissi protezin soket ile uygun olmadığını göstermektedir. Bu durum protezin tekrardan gözden geçirilmesini gerektirir. Maalesef en istemediğimiz durum konulan orbital implantın açılması veya yerinden çıkmasıdır. Böyle bir durumda yeni bir implant yerleştirilmesi veya açılma küçükse bu bölgeye yama yapılması gerekmektedir. Bu cerrahiler gerçekten özellikli olup bu işte uzmanlaşmış oküloplastik cerrahlar tarafından yapılmalıdır. Yıllar içinde protez kullanan hastalarda üst göz kapağında düşüklük, alt göz kapağında sarkma ve orbitada çukurlaşma görülebilir. Bu durumlar meydana geldiğinde lokal anestezi ile göz kapağı düzeltme ve orbitaya yönelik dolgunlaştırma işlemleri yapılmalıdır.”

  • Kadının Anatomisine Göre Meme Protezi

    ENTO Kulak Burun Boğaz Cerrahi Tıp Merkezi doktorlarından Plastik ve Estetik Cerrah Op. Dr. Murat Tuna, kadınların boyuna, göğüs çapına ve omuz genişliği ve kilosuna uygun meme protezleriyle meme büyütme ameliyatlarını gerçekleştirdiklerini söyledi.

    ENTO Kulak Burun Boğaz Cerrahi Tıp Merkezi doktorlarından Plastik ve Estetik Cerrah Op. Dr. Murat Tuna, dünyada meme büyütmenin en güvenilir ve en geçerli yolunun meme protezleri ameliyatları olduğunu belirtti. Son yıllarda meme büyütme operasyonlarında yağ doku transferlerinin kullanılmaya başlandığını belirten Dr. Tuna, bu yöntemi daha çok kanser ameliyatı sonrasında meme dokusunu kaybeden kadınların meme dokusunu tamamlamada kullandıklarını söyledi. Meme protezlerinde 1990’lı yıllardan itibaren ciddi gelişmeler yaşandığını anlatan Dr. Tuna, “Şu an kullandığımız protezler iki kat silikon kılıf içerisinde yer alıyor. İçlerinde akışkanlığı düşürülmüş silikon jel bulunuyor. Tüm dünya FDI onaylı bu protezleri kullanıyor” dedi.

    ANATOMİK YAPIYA UYGUN PROTEZ

    Meme protezi seçiminde birçok faktörü bir arada değerlendirerek, anatomik yapıya en uygun memeyi oluşturmaya çalıştıklarını ifade eden Dr. Tuna, “Omuz genişliği, göğüs kafesinin genişliği, mevcut memesinin şekli, pozisyonu, gebelik öyküsü, gebelik planı gibi bir çok parametreye göre bir planlama yapıyoruz. Protezin eni, boyu ve yüksekliği var. Göğüs kafesi dar olan bir kadında, eni, boyu denk olan bir protez kullanılamaz. Bu durumda ince-uzun bir protez kullanılabilir. Üst dolguyu, dekolteyi isteyen kadınlarda yuvarlak protez tercih edilir. Genellikle hamilelik sonrasında bu tip taleplerle geliniyor” diye konuştu.

    PROTEZ AMELİYATINDAN SONRA GEBELİK UYARISI

    Hastalara meme protezi operasyonundan sonra en az 6 ay bir yıl gebe kalınmaması uyarısında bulunduklarını anlatan Dr. Tuna, şunları söyledi:

    “Gebelik ve emzirme dönemi bittikten sonra silikon ameliyatı planı yapılması gerekiyor. Eğer kadın yakın bir planda gebelik planlıyorsa meme ile protezin ilişkisini minimuma indirecek şekilde bir ameliyatı planı yapıyoruz. Hamile kalan bir kadının meme protezlerinin alınmasına gerek yoktur. Protezin emzirmeye bir yan etkisi yoktur.”

    PROTEZ DEĞİŞİKLİĞİ

    Meme protez ameliyatı olan kadınları iki yaş grubuna ayırmanın mümkün olduğunu ifade eden Dr. Tuna, şöyle konuştu:

    “Bu iki grubu ergenlik sonrası 18-20, diğer grubu ise 40’lı yaşlardaki kadınlar oluşturuyor. 18’li yaşlarda bu ameliyatı olan kadınlara, çocuk sahibi olma, kilo alma gibi etkenleri dikkate alıp ileride protez değişikliği önerilebilir. 40’lı yaşlardaki hastaların her yıl kontrolleri yapılır. Bir sıkıntı yoksa, protezlerini ömür boyu kullanabilirler.”