Etiket: Prostat

  • Yaşlanan erkeğin korkulu rüyası prostat

    Yaşlanan erkeğin korkulu rüyası prostat

    Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin düzenlediği aralık ayı konferans serisi “Yaşlanan erkeğin korkulu rüyası; Benign Prostat Hiperplazisi (BPH)” konulu konferans ile sona erdi.

    Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Konferans Salonu’nda düzenlenen etkinliğe Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekan Yardımcıları Prof. Dr. Muhammet Ali Kayıkçı ve Prof. Dr. Bora Büken, Öğretim Üyeleri ile öğrenciler katılım gösterdi. Konferansta Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Alparslan Yüksel, yaş artışıyla beraber görülme sıklığı artan rahatsızlıklardan biri olan iyi huylu prostat büyümesi BPH hakkında önemli bilgiler paylaştı.

    BPH, yaşlanan erkekte alt üriner sistem semptomların en sık nedeni olan patolojik bir süreç olduğunu ifade eden Dr. Yüksel, büyüyen prostatın idrar yolunda tıkanıklığa neden olmasının önemli bir faktör olduğunu kaydetti.

    BPH yaşla birlikte arttığına dikkat çeken Yüksel, 41-50 yaş arası yüzde 20, 51-60 yaş arası yüzde 50 ve 80 yaş üzerinde yüzde 90 oranında görüldüğünü belirtti. Hastalığın idrar yapma ile ilgili alt üriner sistem semptomlar, hematüri, idrar yolu enfeksiyonu, mesane taşı ve böbrek yetmezliği şeklinde belirtiler gösterdiğine dikkat çeken Öğretim Üyesi Yüksel, anamnez, semptom skoru (IPSS) ve yaşam kalitesi, fizik muayene, laboratuvar, görüntüleme, ürodinamik incelemeler ve sistoüretroskopi yöntemleri ile hastaların değerlendirildiğini dile getirdi.

    Prostat hacmi artışına bağlı olarak hastalarda 55 yaşında yüzde 25 ve 75 yaşında yüzde 50 oranında idrar yakınmalarında artış olduğuna işaret eden Yüksel, hastanın obstrüksiyonu gidermek, alt üriner sistem semptomlarını düzeltmek, yaşam kalitesini arttırmak ve BPH’ya bağlı komplikasyonları önlemek amacıyla yapılan gözlem, medikal ve cerrahi tedavi yöntemleri hakkında katılımcılara bilgiler verdi. Tüm erkeklerin 50 yaşından sonra mutlaka yılda bir kez prostat muayenesi olması gerektiğine vurgu yapan Dr. Öğretim Üyesi Yüksel, “İyi huylu prostat büyümesinin oluşturduğu şikayetler dışında böbrek yetmezliğine kadar giden komplikasyonlar akılda tutulmalıdır. Tedavide en çok kullanılan bipolar TUR-P kliniğimizde de uygulanmaktadır” diye konuştu.

    Konferans, Dr. Öğr. Üyesi Alparslan Yüksel’in katılımcıların sorularını yanıtlaması ve Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Muhammet Ali Kayıkçı’nın plaket takdimi ile sona erdi.

  • Prostat kanseri erkeklerde en sık görülen ikinci kanser türü

    Prostat kanseri erkeklerde en sık görülen ikinci kanser türü

    Dünyada ve Türkiye’de erkeklerde en sık görülen kanser türlerinden olan prostat kanseri, erkeklerde kansere bağlı ölümlerde de akciğer kanserinin ardından ikinci sırada yer alıyor. 2018 yılı istatistiklerine göre, dünya genelinde 1,28 milyon hasta prostat kanseri tanısı almış bulunuyor.

    Türk Üroonkoloji Derneği tarafından hazırlanan “Türkiye Prostat Kanseri Haritası”nın sonuçlarına göre, prostat kanseri, hastaların yarısında 60-69 yaş aralığında görülürken, düzenli kontrollere dair farkındalığın artmasıyla geçmiş yıllara oranla daha erken aşamalarda tespit ediliyor.

    Türk Üroonkoloji Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Süleyman Ataus, “Sık idrara gitme, idrar yaparken zorlanma ve idrarda kan görülmesi gibi ürolojik şikayetlerin yaklaşık yarısında prostat kanseri saptanıyor. Yine derneğimiz tarafından 2009 yılında yapılan çalışmada bu oran yüzde 90’a yakındı. Bu oranın azalmasında prostat kanserine yönelik toplumsal bilincin artmasının etkili olduğunu düşünüyoruz. Bununla birlikte mevcut oran da, belirtilerin çeşitliliği karşısında prostat kanserine yönelik düzenli kontrollerin önemini ortaya koyuyor. Hazırladığımız rapor ülkemizde prostat kanseri farkındalığının artırılmasını, bu konuların bilimsel alanlarda tartışılmasının sağlanmasını amaçlıyor” diye konuştu.

    Tanı anında metastatik kanserin saptanma sıklığı son 10 yılda yarı yarıya azaldı

    Raporda, hastalığın prostat dışında başka dokularda ve organlarda da saptanması anlamına gelen metastatik yayılmaya da dikkat çekiliyor. Metastatik kanserin tanı anında hem hasta hem de hekim açısından can sıkıcı bir durum olduğunun altını çizen Ataus, “Hastaların yüzde 8,9’unda tanı anında metastatik hastalık saptanırken, bu oran 2009 yılında yine derneğimiz tarafından gerçekleştirilen çalışmada yüzde 17 olarak saptanmıştı. Aradan geçen 10 yılda yaklaşık yarı yarıya azalmanın söz konusu olduğunu görmek sevindiricidir” ifadelerini kullandı.

    Son 10 yılda erken teşhiste önemli ilerlemeler yaşandı

    PSA (Prostat Spesifik Antijen) taraması, özellikle metastatik hastalık (yaygın-sistemik hastalık) görülme oranlarında düşüşe neden olan faktörler arasında gösteriliyor. Rapora göre hastaların yüzde 62,5’inde tanı anında ölçülen PSA değeri 10 ng/dl’nin altında saptanıyor. Bu oranın 2009 yılında yine Üroonkoloji Derneği tarafında gerçekleştirilen bir çalışmada yüzde 50,6 olarak saptandığını hatırlatan Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Sinan Sözen, “Son 10 yılda prostat kanseri çok daha düşük PSA değerlerinde yakalanıyor ve erken teşhiste büyük ilerlemeler yaşanıyor. Bununla birlikte PSA testinin tek başına yeterli olmadığı ve mutlaka üroloji uzmanı tarafından yapılacak prostat muayenesi ile birlikte değerlendirilmesi gerektiğini de unutmamamız gerekiyor” dedi.

    Sözen, “Özel prostat MR’ında prostat bezinde kanser için şüpheli bir alan olup olmadığı değerlendiriliyor. Kanser şüphesi saptanan bölümler işaretlenip daha sonra özel bir yazılım sayesinde ultrasona yerleştiriliyor. Biyopsi yaparken MR ve ultrason görüntülerinin birleşmiş halini görüp doğru noktadan, doğru hedeften biyopsi yapabilmek mümkün oluyor” dedi.

    Hastaların yüzde 6’ya yakınında tanı sonrası aktif izlem kararı alınıyor

    Prostat kanseri tanısında son on yılda yaşanan en önemli değişiklerden biri olarak hastalığın ilerlemesi açısından düşük risk grubundaki hastalara yapılan-önerilen “Aktif İzlem” tedavi protokolü gösteriliyor. Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Saadettin Eskiçorapçı, “Hastaya zarar verme riski düşük olan hastalığın tedavisinin yol açabileceği olası komplikasyonlardan sakınmayı sağlayan aktif izlem protokolünde hastalar yakın bir takip programında tutulurken, aktif tedaviye ilerleme görülen olgularda geçiliyor” ifadelerini kullandı. Türkiye’de Prostat Kanseri Raporuna göre hastaların yüzde 5,7’sinde tanı sonrası aktif izlem ile takip kararı alındığı belirtiliyor.

    Robotik ve fokal tedaviler yükselişte

    Lokalize hastalıkta dünya genelinde en çok başvurulan tedavi yönteminin ise cerrahi olduğu vurgulanıyor. “Radikal Prostatektomi” ameliyatı sadece ABD’de yılda 80 bin hastaya uygulanırken bu cerrahi teknikle ilgili olarak son yıllardaki en önemli gelişmenin robot yardımıyla gerçekleştirilen laparoskopik cerrahi yöntemi olduğu vurgulanıyor. Eskiçorapçı, “Radikal prostatektomi ameliyatı uygulanan hastaların yaklaşık 3’te 1’inde laparoskopik veya robot yardımıyla laparoskopik cerrahi yöntemi uygulanıyor. Seneler içerisindeki dağılıma bakıldığında ise, açık cerrahi sayılarının sabit seyrettiği ancak laparoskopik ya da robot yardımıyla laparoskopik cerrahi sayılarında ise bir artışın olduğu görülüyor. Hastaların tedavileri için bir teknik arayışı içinde olmaları yerine tecrübeli ve güvenilir bir cerrah arayışı içinde olmaları faydalıdır. Tüm organı tedavi etmek yerine görüntülemeye dayalı hedefe yönelik ‘Fokal Tedaviler’ ise yakın gelecekte ön plana çıkmaya başlayacaktır” dedi.

  • İyi huylu prostat büyümesinde HOLEP tedavisi etkili oluyor

    İyi huylu prostat büyümesinde HOLEP tedavisi etkili oluyor

    Acıbadem Kayseri Hastanesi Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Safikerim, iyi huylu prostat büyümesi tedavisinde Holmium Laser Enucleation of Prostate (HOLEP) yönteminin faydalı olduğunu söyledi.

    Acıbadem Kayseri Hastanesi Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Safikerim, HOLEP tedavisiyle ilgili bilgiler verdi. Safikerim, “İyi huylu prostat büyümesi, yaşlanan erkeklerde en çok gördüğümüz ürolojik problemdir. Prostat idrar kesesinin sonunda idrar kanalı arasında bulunan meni sıvısının üretimine katkıda bulunan, aynı zamanda idrar tutma mekanizmalarına faydası olan bir organdır. Erkekte yaş arttıkça bu organda büyümektedir ve idrar kanalına bası yapmaktadır. Bu nedenle hastalar sık idrara gitme, idrarı zor yapma, idrar yaparken ağrı, yanma gibi gece uykudan idrar için gereğinden fazla uyanma gibi şikayetler ile bizlere başvururlar. İyi huylu prostat büyümesi tanısını koyduktan sonra ilaç tedavisi, yaşam tarzını değiştirme, sıvı alışkanlıklarını değiştirme, uyku alışkanlıklarını değiştirme gibi önerilerle tedavi etmeye çalışırız. Hafif orta derecede olan hastalarımıza ilaç tedavisi uygularız ama bir hasta grubu var ki ilaçtan fayda görmeyen ya da tedavisinin cerrahi olması gerektiğini belirttiğiniz bir hasta grubunda da cerrahi tedaviler tercih ederiz” ifadelerini kullandı.

    Safikerim, “İyi huylu prostat büyümesinde, prostatın büyüklüğünden bağımsız ne kadar hacmi geniş olur ise olsun kapalı olarak uygulayabildiğimiz HOLEP tedavisi, bu bir dalga boyunda ki lazer enerjisiyle biz prostatı çıkarmak istediğimiz dokuyu, prostatın zarından o dokuyu sıyırıyoruz ve bu sıyırdığımız dokuyu idrar kesesinin içerisine atıyoruz. Daha sonra da bir bıçak yardımı ile bunları parçalayarak dışarı çıkartıyoruz. Bu ameliyat tamamen kapalı bir şekilde yapılıyor. Belden anestezi ile yapılıyor. Bir iki gün hastanede kalış istiyor. Açık prostat cerrahisinin birebir aynısı gibi düşünebiliriz ama bütün cerrahi kapalı olarak yapılıyor. Şuan bu tedavi günümüzde tüm dünya ürolojisinde altın standart olmaya en büyük aday bir tedavi” diye konuştu.

  • Ankara garı prostat kanseri için mavi kravat takacak

    Ankara garı prostat kanseri için mavi kravat takacak

    Türk Tıbbi Onkoloji Derneğinin, ‘Tak Bir Mavi Kravat Prostat Kanserine Dikkat’ sloganıyla bu yıl da gündeme taşıdığı bilinçlendirme çalışması bu defa da Ankara Garı, dev bir mavi kravat takacak.

    Türk Tıbbi Onkoloji Derneğinin, Astellas İlaç Türkiye’nin katkılarıyla düzenleyeceği etkinlik kapsamında Ankara Garı, prostat kanserine dikkat çekmek için 17-20 Ekim günlerinde mavi kravat takacak. İlk adımı İstanbul Galata Kulesi’nde gerçekleştirilen etkinliğin Ankara ayağı için, başkentin erken cumhuriyet döneminde inşa edilen en görkemli yapıtlardan biri olan Ankara Garı seçildi.

    Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Üyesi ve Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Erman’ın sözcü hekim olarak yer alacağı etkinlikte, prostat kanserinin tanısı ve tedavisi hakkında bilgiler verilerek hastalıkla ilgili merak edilenler anlatılacak.

    “Prostat erkeklerde en yaygın ikinci kanser türü”

    Prostat kanserinde ilerleyen yaşla birlikte görülme sıklığının arttığını belirten Prof. Dr. Mustafa Erman, “Genç yaşlardan itibaren farkındalık kazanmak önemli oluyor. Özellikle ailesinde prostat kanseri olanlarda erken tarama yapılması gerekiyor. Prostat kanserinin erkeklerde en sık görülen ikinci kanser türü. Aile öykünüzü biliyorsanız ve yaşınız da ilerliyorsa sağlık kontrollerinden geçmeyi, doktor muayenesi olmayı ve idrar ile ilgili yakınmalar varsa mutlaka doktora başvurmanızı öneriyoruz. Günümüzde ileri evre prostat kanserinin de yeni tedavi seçenekleri sayesinde kemoterapi olmaksızın tedavi edilebiliyor. Prostat kanserinin tedavi başarısı en yüksek kanser türüdür” şeklinde konuştu.

  • Canlı yayında prostat ameliyatı yaptılar

    VM Medical Park Bursa Hastanesi, ilklerden birine daha ev sahipliği yaptı. Bursa ve çevre iller açısından, ileri kapalı ameliyat tekniği HOLEP ile iki hastanın ameliyatı canlı yayında gerçekleştirildi.

    VM Medical Park Bursa Hastanesi, bilimsel hekim toplantılarına devam ederken ilklerden birine daha imza attı. Hastanenin konferans salonunda gerçekleştirilen Üroloji Günleri etkinliğinde önemli gelişmeler yaşandı. Prostat tedavilerinde güncel tedavilerin ve HOLEP canlı cerrahilerinin anlatıldığı etkinlikte iki prostat hastasının ameliyatı kapalı ameliyat tekniği ile gerçekleştirilirken ameliyathaneden canlı yayınla katılımcılar ve basın mensupları, saniye saniye gerçekleştirilen işlemleri izledi. Tıp literatürüne önemli bir katkı sunmanın gururunu yaşadıklarını belirten VM Medical Park Bursa Hastanesi Genel Müdürü Metin Arslan, “Hastanemizde her türlü onkolojik cerrahi, SGK kapsamında fark ücreti alınmadan yapılmakta olup tedavi süreci radyoterapi, girişimsel radyoloji PET-CT, nükleer tıp ve medikal onkoloji üniteleri ile birlikte multidisipliner bir yaklaşımla tam anlamıyla bir hizmet bütünlüğü sağlanmış şekilde gerçekleştirilmektedir. Her hafta düzenli toplanan konseylerimiz hastanemiz dışından hekimlerin de katılımıyla son derece verimli toplantılara sahne olmaktadır. Toplum sağlığı için önemli olan her konuda üzerimize düşeni yapma çabasındayız” dedi.

    Gelişmeler masaya yatırıldı

    VM Medical Park Bursa Hastanesi Tıbbi Direktörü-Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Özcan Atahan da “Hastanemizde bilimsel çalışmalar yapabilmek, hekimler olarak bizleri çok memnun ediyor. Son dönemde HOLEP konusunda çok sorunlar dile getirilmeye başlanmıştı. Biz de bu vesileyle ilk toplantımızı hem bilgilerimizi güncellemek hem de canlı ameliyatı göstererek bu tür ameliyatların nasıl yapıldığını bu işi en iyi yapan hocalarımızdan göstermek istedik” dedi. Teorik bilgilendirme oturumunda başkanlar, Prof. Dr. Özcan Atahan ve Prof. Dr. Mete Kilciler oldu. Prof. Dr. Murat Şamlı, Op. Dr. Ethem Arslan, Doç. Dr. Mustafa Kadıhasanoğlu, Doç. Dr. Necmettin Penbegül ve Prof. Dr. Remzi Sağlam da teorik bilgilendirmede bulundu. Canlı ameliyatlar oturumunda ise operatörlüğü Op. Dr. Özgür Koç’un koordinatörlüğünde Doç. Dr. Zafer Tokatlı ve Prof. Dr. Remzi Sağlam yaptı.