Etiket: Projesiyle

  • “Askıda Tablet” projesiyle ihtiyaç sahibi öğrenciler tabletlerine kavuşuyor

    “Askıda Tablet” projesiyle ihtiyaç sahibi öğrenciler tabletlerine kavuşuyor

    Tuzla’da uzaktan eğitim gören öğrenciler için askıda tablet kampanyası başlatıldı. Belediye Başkanı Yazıcı, “Kampanyamıza olan ilgiden çok memnunuz inşallah “Askıda Tablet” kampanyamızla Tuzla’da bilgisayarı, tableti olmayan, online olmayan hiçbir ev kalmayacak” dedi.

    Tuzla Belediyesi, yeni eğitim-öğretim döneminde Tuzla’da yaşayan öğrencilerin, uzaktan eğitime kolay erişebilmeleri için “ Askıda Tablet” kampanyası başlattı. İki gün önce başlayan “ Askıda Tablet” kampanyası kapsamında bir grup ihtiyaç sahibi öğrenci tabletlerine kavuştu. Corona virüsü (Covid-19) ile mücadele kapsamında başlayan uzaktan eğitim dönemiyle ortaya çıkan tablet ihtiyacını gidermek amacıyla hayata geçirilen “Askıda Tablet” kampanyası için Türkiye genelinden binlerce tablet ve bağış talebi alındı.

    “Hiçbir öğrencimiz tableti olmadığı için derslerinden uzak kalmasın”

    “Askıda Tablet” kampanyası kapsamında öğrencilere tabletlerini takdim eden Tuzla Belediye Başkanı Dr. Şadi Yazıcı, öğrencilere ihtiyaç duydukları her konuda eğitim desteği vermeye devam edeceklerini belirterek şöyle konuştu: “Uzaktan eğitim gören hiçbir öğrencimiz tableti olmadığı için derslerinden uzak kalmasın diye “ Askıda Tablet” kampanyamızı başlattık. Hedefimiz Tuzla’da ikamet eden ve eğitim için tablete ihtiyaç duyan tüm öğrencilerimizi tablet sahibi yapmak. Uzaktan eğitimden mahrum kalmış bir çocuğumuza el uzatıp askıya tablet bırakmak isteyen bağışçılarımız www.askidatablet.com üzerinden bilgilerini, askıya bırakmak istediği tablet sayısını ve türünü girerek kampanyamıza destek oluyorlar. Belediye görevlilerimiz de bağışçılarımızla iletişime geçerek tabletler teslim alarak, ihtiyaç sahiplerine ulaştırıyor. Kampanyamız bu şekilde devam ediyor. Askıda Tablet kampanyamıza dileyen ikinci el tabletlerini de bağışlayabilir. Bu yeni normalin en yeni toplumsal hareketine katılıp, el birliğiyle hiçbir çocuğumuzu eğitimden geri bırakmayalım istiyoruz.”

    “Askıda Tablet” kampanyasına ilginin çok büyük olduğunu söyleyen Yazıcı, “Kampanyamızın duyurusunu daha bir hafta önce yapmış olmamıza rağmen binlerce tablet ve bağış talebi aldık. Kampanyamıza olan ilgiden çok memnunuz inşallah “Askıda Tablet” kampanyamızla Tuzla’da bilgisayarı, tableti olmayan, online olmayan hiçbir ev kalmayacak.

    Geleneğimizin en güzel adetlerindendir mahalleli için askıya bir şeyler bırakmak. “Askıda Tablet” kampanyamızı da askıda ekmek ve kahve bırakmak gibi tarihi bir geleneklerimizden ilham alarak hayata geçirdik. Gelen tablet taleplerini gördükçe ne kadar iyi bir iş yaptığımızı da tekrar tekrar anlıyorum. Kendi sosyal medyamdan bile günde 30-40 talep aldığım oluyor. İlçemizde online eğitimden kaynaklı tablete ciddi bir talep var. Ülkemizin dört bir yanından gelecek bağışlar için şimdiden teşekkür ediyoruz” dedi.

  • Büyükşehir Belediyesinin projesiyle 60 aileye toplam bin 500 küçükbaş hayvan verilecek

    Büyükşehir Belediyesinin projesiyle 60 aileye toplam bin 500 küçükbaş hayvan verilecek

    Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, “Haydi Gel Köyümüze Destek Verelim Projesi” kapsamında küçükbaş hayvan ve yem dağıtımını Tarsus ilçesinde başlattı. Birçok paydaşın desteklediği proje kapsamında Tarsus ve Çamlıyayla’dan seçilen 8’i kadın toplam 16 üretici, küçükbaş hayvanlarını törenle teslim aldı. Proje kapsamında 60 üreticinin her birine 25 küçükbaş hayvan, bir yıllık yem ve aşı desteği verilecek.

    Büyükşehir Belediye Başkanı Seçer’in başlattığı “Haydi Gel Köyümüze Destek Verelim Projesi” kapsamında küçükbaş hayvan ve yem dağıtımını Tarsus ilçesinde başlattı. Birçok paydaşın desteklediği proje kapsamında ilk yıl 27’si kadın olmak üzere toplam 60 üreticinin her birine 25 küçükbaş hayvan verilecek. 16 üreticinin küçükbaş hayvanlarını aldığı dağıtım töreni, Tarsus Mezbahasında gerçekleştirildi.

    Mersin Büyükşehir Belediyesinin öncülük ettiği projenin paydaşlarını, Mersin İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, Mersin Veteriner Hekimler Odası ve Mersin İli Damızlık Koyun Keçi Yetiştiriciliği Birliği oluşturuyor. Dağıtım töreninde, Başkan Seçer’e, CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır, Mersin İl Tarım ve Orman Müdürü Arif Abalı, Mersin Veteriner Hekimler Odası Başkanı Bektaş Şenay, Mersin İli Damızlık Koyun Keçi Yetiştiriciliği Birliği Başkanı Mehmet Akdoğan, meclis üyeleri, muhtarlar ve üreticiler eşlik etti.

    “Üreticileri, çiftçileri doğduğu yerde doyurmanın yollarını bulmamız gerekiyor”

    Başkan Seçer, törende yaptığı konuşmada, tarım ve hayvancılığa yalnızca ekonomik açıdan bakmanın yanlış olduğunu ifade ederek, “Orada sosyal, kültürel alanlar oluşturmka, üreticileri, çiftçileri doğduğu yerde doyurmanın yollarını ararken, orada da huzurla yaşamanın ya da yaşadığı yerleri daha cazip hale getirmenin yollarını bulmamız gerekiyor. Tüm bu çalışmaları yapıyoruz. Görece olarak her belediye başkanının ağırlıklı olarak önem verdiği alanlar vardır. Benim önem verdiğim alanların başında tarım da geliyor. Tarımın ekonomik önemi büyük. GSMH’ya katkısı 14 milyarın üzerine çıkmış bir ekonomik değerden bahsediyoruz. Burada bir ölçüm yapsak her 3 kişiden birinin tarımla direk ya da dolaylı bağı vardır. Tarım bu derece önemli” dedi.

    “Bu proje bir güç ve fikir birliğidir”

    Projenin, birçok kurumun işbirliği ile hayata geçtiğini belirten Seçer, “Mersin Büyükşehir Belediyesi önemli bir proje için yola çıkmış, bunun finansmanını karşılıyor ama her şey finansmanı sağlamak değil. Bunun bir de moral motivasyon kısmı var. Mersin İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, Mersin Veteriner Hekimler Odası, Mersin Damızlık Koyun ve Keçi Yetiştiriciliği Birliği ve Mersin Büyükşehir Belediyesinin ortaklaşa yürüttüğü bir proje bu. Bu, bir güç ve fikir birliğidir. Herkes kendi alanında bu projeye önemli katkılar yapıyor” diye konuştu.

    “Gıda, tarım, tarımsal üretim silahtan çok daha kuvvetli”

    Seçer, gıda güvencesini sağlayanların üreticiler olduğunu vurgularken, tarımın ve tarımsal üretimin öneminin pandemi ile birlikte ortaya çıktığını söyledi. Seçer, “Bu proje aslında haydi gel köyümüze geri dönelim, köyde kalalım, kırsalda kalalım. Cumhuriyet kurulduğunda Türkiye bir tarım toplumuydu. Nüfus yoğunluğu kırsaldaydı. Bu döngü tersine döndü. Şu an yoğunluk şehir merkezlerinde. Şehir merkezi bu yoğun nüfusu kaldıramıyor. Pandemi dönemi de bize şunu gösterdi; Türkiye’de, dünyada tarım olmazsa yaşam olmaz. Bizim hayatımızın güvencesi çiftçiler. Tarımına destek olmayan bir ülke mutlaka gıda yönünden dışa bağımlıdır. Gıda silahtan daha kuvvetlidir. Pandemi oldu ihracat durdu. Dünyanın sayılı gıda ihraç eden ülkeleri ihracatı durdurdu. Gıdanın, tarımın, tarımsal üretimin silahtan çok daha önemli olduğu bu pandemi döneminde ortaya çıktı. Bizler bu alana önemli destekler vermeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

    “Damızlık popülasyonuna 7 bin 500 yeni hayvan katıyoruz”

    Projenin detaylarını katılımcılarla paylaşan Başkan Seçer, şunları söyledi:

    “Projede ilk yılımız. 60 üretici tespit edildi. Her bir üreticimize toplamda 25 küçük hayvan vereceğiz. Bu ivesi, Güney Karaman Koyunu, kıl keçisi. Bu seçimleri arkadaşlarımız yöresine, bölgesine uygun yaptı. Projenin başlangıcında hata yapılmaması gerekiyordu. Bu doğru bir iş oldu, çünkü bundan daha iyi verim alabilmemiz gerekiyordu. Önce ırk tespitini iyi yapmamız gerekiyordu. Bu çok önemli aşamaydı. Bu projenin ilk yıl için bize maliyeti 3 milyon lira. Bu yıl 60 üreticiye 25 küçükbaş hayvan veriyoruz. Toplamda 5 yıllık proje. Damızlık popülasyonuna 7 bin 500 yeni hayvan katıyoruz 5 yılsonunda. Gelecek yıldan sonra, bu yıl küçükbaş hayvan verdiğimiz üreticiden elde edeceğimiz dişi damızlık hayvanı 3. yıl yeni üreticilere vereceğiz. Bu döngü böyle devam edecek. Bu projenin bugünkü cari fiyatlarla 5 yılda maliyeti yaklaşık 11 milyon lira olacak. İlk yıl için yemini veriyoruz. Bunlar da titizlikle tedarik edildi. Hayvan ırkının önemli olması gibi yemin kaliteli olması da önemli.”

    “Üretici seçimini yaparken öncelikli olarak kadınlara ve gençlere önem verildi”

    10 ilçede ilk yıl için 60 üreticiye 20 küçükbaş hayvan desteği verileceğini ifade eden Seçer, üretici seçimi yapılırken kadınlara ve gençlere öncelik verdiklerini kaydetti. Kadınların üretime katılabilmesi için böyle bir tercih yaptıklarını vurgulayan Seçer, “Biz toplamda 10 ilçemizde bu projeyi uyguladık. Merkezde Akdeniz, Yenişehir ve Mezitli dışındaki 10 ilçemizde bu proje hayata geçiriliyor. Yoğun hayvancılık yapılan ilçelerimizde bu projenin hayata geçirilmesinin uygun olduğunu düşündük. Üreticilerimizin seçimi objektif koşullarda yapıldı. Ben vicdanen rahatım. Bir günah varsa önce onların boynuna. Diğer paydaşlarımız da bu süreci izlediler. Biz kriterleri ortaya koyduk. Bu kriterlere göre puanlama yapıldı. Bazı köylerde aynı puana sahip üreticiler çıktı, onları da oradaki üreticiler huzurunda kura ile belirledik. Projeye başlamamız değil, sonuç almamız önemli. Bunu takip etmemiz önemli. Bu hayvanları satan ya da iyi bakamayan üreticilerimizin olmadığını düşünüyorum. Gerçekten üretici olan, bu işi bilen ve üretmeye çalışan üreticilerle yolumuza devam etmek istiyoruz. Üretici seçimini yaparken öncelikli olarak kadınlara ve gençlere önem verildi. Mersin genelinde 60 üreticinin 27’si kadın üretici. Bu çok güzel ve önemli. Her alanda kadın desteklensin diyoruz. Çünkü kadınlar çalışma hayatında, karar alma mekanizmalarında geri planda. Kadınları üretime katalım diyoruz. Bu iyi bir başlangıçtır. Bu projede emeği geçen tüm paydaşlarımıza teşekkür ediyorum” dedi.

    “Biz sizi destekleyeceğiz siz alın teri dökeceksiniz, üretime katkı yapacaksınız”

    Proje kapsamında küçükbaş hayvan desteği alan Dedeler Mahallesinden Saniye Kara ile sohbet eden Başkan Seçer, “İnşallah sizin aile bütçenize, kentin hayvancılığına ve ülke ekonomisine katkı sunacak. Sizler de kendi işinizi yapmanın huzurunu yaşayacaksınız. Beraberce çalışacağız. Biz sizi destekleyeceğiz, siz alın teri dökeceksiniz, üretime katkı yapacaksınız. Bereketli olsun” diye konuştu.

    Seçer, konuşmasının sonunda Tarsus’a verecekleri tarımsal desteklerden de bahsetti. Eylül ayı içerisinde Tarsus’ta 60 üreticiye 4 ton yem bitkisi tohumu desteği, Tarsus Süt Üreticileri Birliğine Süt Soğutma Tankı desteği vereceklerini katılımcılarla paylaşan Seçer, 2021’de Tarsus ve Çamlıyayla’ya arıcılık ekipmanı, ekim ayında 10 bin adet sarıulak zeytin fidanı dağıtımı, 82 bin adet nergis soğanı dağıtımı yapacaklarını söyledi.

    “Bu proje çok yerinde ve büyük bir proje”

    Mersin Veteriner Hekimler Odası Başkanı Şenay da “Böyle bir projeyi Mersin Büyükşehir Belediye Başkanımız önümüze getirdiğinde mutluluk duydum, çünkü köylerden şehirlere göç yoğun oranda sürmekteydi. Belediye başkanımız da bu konuda hassas olduğu için bu konuya el atması beni daha da mutlu etti. Bu proje çok yerinde ve büyük bir proje. İnanıyorum ki, yetiştiricilerimiz de bu projenin başarılı olması için ellerinden geleni yapmaya hazırlar. Şehrimize çok katkı sağlayacak bir proje” diye konuştu.

    “Bu projede önemli olan birinci basamak ırk seçimiydi”

    Mersin İli Damızlık Koyun Keçi Yetiştiriciliği Birliği Başkanı Akdoğan ise “Güney Karaman ırkı dağıtılan bu hayvan ırkı çok önemli. Bizim bölgeye, Tarsus’a, ovaya, sıcaklığa uyumlu, son derece ekonomik, bakımı kolay olan bir ırk. Daha önce birçok projeyle karşılaştık, yaptık, birçoğu başarısız oldu. Ben bu projenin başarılı olacağına inanıyorum, çünkü bu projede önemli olan birinci basamak ırk seçimiydi. En iyi ırkları, en iyi hayvanları seçtik. Bu projenin kırsala ve köylere değer katacağını umuyorum. Projenin gerçekleşmesi için talimat veren ve finanse eden Başkanımız Vahap Seçer’e teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.

    Çamlıyayla Sarıkavak Mahallesinden Dilek Uçak, “Şimdiye kadar emeğimle çalışıp her işi yaptım. Ancak sonra işsiz kaldım. İki ay önce Büyükşehir Belediyesinden ekipler yapacakları proje için ahırımıza bakmaya geldiler. Talepte bulundum. İşsiz olduğumuz için, ihtiyacım olduğu için bizlere destek verildiği söylendi. Çok sevindim. Köyümden kente göç etmeyi düşünüyordum, vazgeçtim. Büyükşehir Belediyemiz bizleri geri çevirmedi. Bizler çalışıp, koyunlarımıza bakıp başkanımızı mahcup etmeyeceğiz” dedi.

    İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürü Abalı da Başkan Seçer ve ekibine teşekkür etti.

  • Anadolu Üniversitesi erasmus+ KA107 projesiyle öğrenci ve personeline uluslararası fırsatlar sunuyor

    Anadolu Üniversitesi erasmus+ KA107 projesiyle öğrenci ve personeline uluslararası fırsatlar sunuyor

    Avrupa Birliği ülkeleri dışındaki ülkelere öğrenci ve personel hareketliliği imkanını sunan Erasmus+ Ortak Ülkeler Programı (KA107), 2015 proje döneminden beri Anadolu Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Birimi tarafından yürütülüyor.

    2020 Proje Dönemi kapsamında Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığına toplam 103 üniversite tarafından proje teklifi sunuldu, her bir proje teklifi en az iki bağımsız dış uzman tarafından değerlendirildi. Programa yoğun talep gösterildi. Proje bütçe imkânlarının kısıtlı olmasına karşın Anadolu Üniversitesi’nin proje teklifi kabul edilerek, personel ve öğrenci hareketliliği gerçekleştirmek üzere 194.475,00 Avro hibe sağlandı. Proje kapsamında toplam 75 yararlanıcının faydalanması mümkün olacak.

    Proje Ortağı Ülke Sayısı 13

    Anadolu Üniversitesi tarafından Erasmus+ Ortak Ülkeler Programı kapsamında her ülke için ayrı ayrı proje sunuldu. Arnavutluk, Bosna Hersek, Kosova, Azerbaycan, Ukrayna, Güney Afrika, Ürdün, Lübnan, Fas, Filistin, Cezayir, Moldova ve Tunus için personel ve öğrenci hareketliliği gerçekleştirmek üzere belirlenen bütçe Anadolu Üniversitesi’ne hibe elde edildi. Program sayesinde Anadolu Üniversitesi Avrupa dışı ülkelerle de uluslararası işbirliklerini genişletmeye devam ediyor.

    Projenin yararlanıcılarına yönelik başvuru duyurularının ise daha sonra Uluslararası İlişkiler Birimi web sayfasından duyurulması planlanıyor.

  • Engelliler mesleki eğitim projesiyle rahat iş bulabilecek

    Engelliler mesleki eğitim projesiyle rahat iş bulabilecek

    Denizli’de, Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) etkin hizmet sunumuna katkıda bulunmak amacıyla engellilere yönelik mesleki eğitim ve hibe desteği projeleri konularında tanıtım programı düzenledi.

    İş kulübü ve Engelli İş Koçluğu hizmeti yürüten Denizli İŞKUR engelli vatandaşlara yönelik daha etkin hizmet sunumuna katkı sağlamak amacıyla program düzenledi. Program kapsamında ilk aşamada konu hakkında ortaklaşa çalışan Engelli Iş Koçları ve İş Kulübü Liderleri tarafından engelli vatandaşlara eğitim düzenledi. Engelli vatandaşların iş arama becerilerinin geliştirilmesi ve işveren beklentileri, mesleki eğitim ve işbaşı eğitim programı ile birlikte İş arama kanalları, öz geçmiş hazırlama, telefon görüşmeleri, mülakat teknikleri, beden dili ve iletişim konularına da yer verildi. Ayrıca, engellilere yönelik hibe desteği projeleri kapsamında ise kendi işletmesini kurmak isteyen engellilerde aranan şartlar, başvuru evrakları, başvuruda dikkat edilmesi gereken hususlar, başvuru sonrası kabul edilen projeler için yapılması gereken işlemler, projenin yürütülmesinde dikkat edilmesi gereken hususlar” konularının yer aldığı bilgilendirme sunumları yapıldı.

  • Atatürk Üniversitesi Öğrencileri  “Eğitimi Al Afetten Korkma” projesiyle Pasinler’de panel düzenledi

    Atatürk Üniversitesi Öğrencileri “Eğitimi Al Afetten Korkma” projesiyle Pasinler’de panel düzenledi

    Atatürk Üniversitesi Pasinler Meslek Yüksekokulu (MYO) Öğrencileri tarafından düzenlenen “Eğitimi Al Afetten Korkma” konulu panelde, afet ve acil durumlara hazırlıklı olmanın önemi tartışıldı.

    Erzurum Afet ve Acil Durum (AFAD) Eğitim Birimi Amiri Bülent Kan’ın konuşmacı olarak katıldığı “Eğitimi Al Afetten Korkma” panelinde, afet ve acil durumlar hakkında öğrencilere bilgi verildi. Sosyal sorumluluk kapsamında düzenlenen etkinliğe; Proje Koordinatörü Dr. Öğr. Üyesi İsmail Yıldız ve projeyi yürütücüleri Muhammet İkbal Ünal, Furkan Ertek ve Osman Kadir Ceylan ile çok sayıda akademisyen ve öğrenci katıldı.

    Panelin Açılış Konuşmasında Proje Koordinatörü Dr. Öğr. Üyesi İsmail Yıldız Son 80 Yılda Ülkemizde Meydana Gelen Büyük Depremlerin Meydana Geldiğini Can ve Mal Kayıplarını Dile Getirdi ve Yapıları İnşa Ederken Son Değişen Deprem Yönetmenliğine Uymanın Önemini Dile Getirdi. Ayrıca Katılımcılara “Afetle mücadelede ilk bilgi ve kavramlar, yapısal riskler, toplanma ve buluşma yerleri, yaşanan mekanlarda risklerin azaltılması, acil durum çantası hazırlanması, afet sırasında doğru davranış şekilleri, afet bilinci kültürü, çevredeki riskler” hakkında Ön Bilgi Verdi. Dr. Öğr. Üyesi İsmail Yıldız Katılımcılara AFAD Gönüllüsü olma çağrısında da bulundu.

    Atatürk Üniversitesi Pasinler Meslek Yüksekokulu (MYO) Çok amaçlı salonunda gerçekleşen panelde, Erzurum Afet ve Acil Durum müdürlüğü (AFAD) Eğitim ve halkla ilişkiler Birim Amiri Bülent Kan, “Temel Afet Bilinci ve Farkındalık Eğitimi” kapsamında, ülkemizde sıkça görülen afetlere yönelik olarak afetlerin öncesi, sırası ve sonrasında yapılacak doğru davranışları anlattı. Afetlerde ilk 24 saatin önemine dikkat çeken AFAD eğitim Birimleri Amiri Bülent Kan, afet çantasının evlerde ulaşılabilecek yerde olması ve afet anında çök-kapan ve tutun hareketlerinin uygulanmasını ise doğru bir şekilde yapılması gerektiğini söyledi.

    “Doğal Afet Sonrası Toplama Alanları Belirlenmeli”

    Kan, doğal afet karşısında öncellikle yerleşim bölgelerin titizlikle belirlenmesi gerektiğine dikkat çekerek, deprem afeti karşısında gereken önlemleri ise şöyle anlattı: “Depremin zararlarını en aza indirmek için gerekli önlemler mutlaka alınmalıdır. Yerleşim yerleri çok korunaklı ve alt yapısı bakımından da sağlam yapılmalıdır. Özellikle mevcut binaların gerekli testler sonrası sorun varsa dayanaklığı arttırılmalıdır. Gerek ev içerinde alınması gereken önemli bir diğer hususta, yataklar cam kenarlarından, asılı eşya ve cisimlerden uzaklaştırılmalıdır. Ayrıca Katılımcılara E-Devlet Üzerinden AFAD Gönüllüsü olunmasının Faydalı Olacağı ve Deprem sonrası, su baskını vb. doğal afetlerde olduğu gibi aile bireyleri için toplama alanları belirlenmelidir” dedi.

    “Deprem Anında Yaşam Üçgeni Alanı Yapılmalı!”

    Acil durum çantasının önemini vurgulayan Kan, acil durum çantasının içinde bulunması gereken eşyaların öncelikle temiz su, bozulmayacak yiyecek, radyo, düdük ve fener olduğunu belirterek şöyle devam etti: “Depremin olduğu sırada evde, işyerlerinde ve okul gibi önceliği önemli olan her yerde yaşam üçgeni alanı oluşturulmalıdır. Ayrıca acil durum çantası içerisindeki önemli eşyaları yerleştirildikten sonra, ilk yardım malzemeleri de unutulmamalıdır. Deprem anında çok kapan tutun veya cenin alınarak veya bir koruyucu (yastık, kitap vb) malzeme ile korunmalıdır. Sarsıntı geçene kadar bu pozisyonda beklenmelidir. Kesinlikle panik yapılmamalıdır. Sabitlenmemiş dolap, raf, pencere vb. eşyalardan uzak durulmalıdır. Masa yan veya ön taraf ve dolgun ve hacimli koltuk, kanepe, içi dolu sandık gibi koruma sağlayabilecek eşya yanına dizler yerde hayat üçgeni oluşturulmalıdır.”

    Panel Sonunda Öğrencilerin doğal afetler karşısında daha bilinçli olması gayesiyle yapılan panelde, gelen öğrencilere kek ikramıyla devam etti. Ayrıca daha iyi soru soran öğrencilere ise “Atatürk Üniversitesi Yazılı Kupa” hediye edilerek Panel sona erdi.