Etiket: Programını

  • Matso, BAKA İle 2016 Destek Programını Konuştu

    Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı (BAKA) Genel Sekreteri Mehmet Sırrı Özen Manavgat Ticaret ve Sanayi Oadası ( MATSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Boztaş’ı makamında ziyaret etti. Ziyarette BAKA Antalya Koordinatörü Osman Erol Saraydere ve uzman Gözde Bozdağ’da yer aldı.

    Ziyarette 2016 yılı Mali Destek Programına ilişkin desteklenecek konular, öncelikli alanlar, verilecek hibe tutarları ve oranları ile proje değerlendirme kriterleri gibi konuların ele alındı.

    MATSO Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Boztaş, İlçenin ekonomik yapısı ve Oda çalışmaları hakkında bilgiler vererek Manavgat’ın en büyük ilçelerinden biri olduğunu söyledi. Oda olarak ilçe ekonomisinin daha iyi yerlere gelmesi için çaba gösterdiklerini kaydeden Boztaş, MATSO-BAKA iş birliği ile yapılan çalışmaların sürdürmeyi amaçladıklarını kaydetti.

    BAKA Genel Sekreteri Mehmet Sırrı Özen, şehirlerin kalkınmasında sivil toplum kuruluşlarının önemine dikkate çekerek MATSO’nun ilçede yaptığı çalışmaların önemine vurgu yaptı. Özen, BAKA olarak Manavgat’a büyük önem verdiklerini kaydederek ilçenin birçok ilden daha fazla ekonomik potansiyele sahip olduğunu belirtti.

  • Ata Teknokent Teknoment Programını Başlattı

    ATA Teknokent Teknoloji Transfer Ofisi (ATA TTO) tarafından organize edilen TeknoMENT programının ilk uygulaması gerçekleştirildi.

    ATA Teknokent tarafından organize edilen “SANTEZ proje yazım eğitimi” için Erzurum da bulunan Ege Üniversitesi emekli öğretim üyesi Prof. Dr. S. İsmet Deliloğlu Gürhan’ın gerçekleştirdiği eğitimin ardından Atatürk Üniversitesi akademisyenlerinden Prof. Dr. Memnune Şengül ile Mentör-Mentee programına katıldı.

    Mentee olan Prof. Dr. Memnune Şengül tarafından TÜBİTAK-SANTEZ gibi ulusal bir programa yapılacak başvuru için Mentör olan Gürhan, Mentee’ye tecrübelerini aktararak nitelikli bir proje çıkarılması için destek verdi. Ayrıca İnşaat mühendisliği doktora öğrencisi Sına Rohi’nin SANTEZ projesi için de mentörlük sağladı. ATA Teknokent toplantı salonunda gerçekleştirilen danışmanlık toplantılarının ardından taraflar arasında işbirliği ve gizlilik sözleşmesi imzalandı.

    “SANTEZ Proje Yazma Eğitimi’nin açılış konuşmasını yapan ATA Teknokent Yönetim Kurulu Başkanı Prof.Dr.Recep Sadeler “TeknoMENT programını başlattıklarını belirterek bu program ile Atatürk Üniversitesi akademisyenlerine uygulamalı Ar-Ge projelerinin hazırlanması aşamasında mentörler ile destek vereceğiz. Uygulamalı Ar-Ge projelerinde (SANTEZ, TEYDEB, KOSGEB Ar-Ge İnovasyon, TeknoGirişim, KUDAKA vb) tecrübe sahibi girişimcileri ve hocalarımızı, bu tür projelere yeni adım atan genç girişimci ve hocalarımızla buluşturarak mentörlük yapmalarını sağlayacağız. “Mentörlük”’ü bilgi ve tecrübelerini paylaşan iki insan arasındaki yardımlaşma ilişkisi olarak tanımlayabiliriz. Aslında yeni gibi gözükse de tarihimizde de Mentörlük uygulamasını görmekteyiz.

    Osmanlı Padişahlarının Şehzadelerini eğitmeleri için onları bilgili ve deneyimli olan Lalalara teslim etmeleri bu yardımlaşma sistemine iyi bir örnektir. Bu programın uygulama esasları oluşturularak, ATA TTO’dan İş Geliştirme Uzmanı Ela Binici program koordinatörü olarak görevlendirilmiştir. Programın temel gayesi, Üniversite bünyesinde “uygulamalı Ar-Ge projeleri” için bir mentör havuzu oluşturmak ve onların desteği ile yukarıda ifade edilen nitelikli uygulama projelerinin sayısının artırılması olacaktır. Program Erzurum da ilk kez düzenlenmiştir ve programımıza bizi kırmayarak İzmir’den katılan ve desteğini esirgemeyen Prof. Dr. S. İsmet Deliloğlu Gürhan’a teşekkürlerimi sunuyorum” dedi.

  • Başbakan Davutoğlu Hükümet Programını Açıkladı

    Başbakan Ahmet Davutoğlu, 64. hükümetin yeni kabinesinin belli olmasının ardından hükümet programını açıkladı. AK Parti, hükümet programında yer alan 3 ay, 6 ay ve 1 yıllık eylem planıyla şeffaf bir şekilde nelerin yapılabileceği konusunda uygulamanın etkinliği ve takibi bakımından da sağlam bir zemin oluşturarak yola çıkıyor.

    Başbakan Ahmet Davutoğlu, Meclis Genel Kurulu’nda 64. hükümet programını açıkladı. Hükümet programında “Demokratikleşme ve Yeni Anayasa, İnsani Kalkınma ve Nitelikli Toplum, İstikralı ve Güçlü Ekonomi, Bilim, Teknoloji ve Yenilikçi Üretim, Yaşanabilir Şehirler ve Sürdürülebilir Çevre” başlıkları yer alıyor. Davutoğlu’nun kurmaylarıyla birlikte hazırladığı hükümet programında sunuş ve sonuç bölümleri de yer alıyor. Davutoğlu, Meclis Genel Kurulu’nda okuduğu sunuş bölümünde, “Sayın başkan, değerli milletvekilleri Cumhuriyetimizin 64’üncü, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin 6’ncı hükümeti adına aziz milletimizi ve siz değerli vekillerini saygıyla selamlıyorum. Meclisimizin 26. Dönemi’nin milletimize, ülkemize ve demokrasimize hayırlı olmasını Cenab-ı Allah’tan temenni ediyorum. 1 Kasım 2015 seçimleri ile Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde temsil yetkisi alan bütün siyasi partileri ve milletvekillerini yürekten tebrik ediyor, hep birlikte milletimize yapacağımız hizmetlerde başarılar diliyorum. Huzur ve güven ortamı içerisinde gerçekleşen, hızlı bir şekilde sonuçlandırılan, adil ve özgür bir seçim süreci yaşadık. Yüce heyetiniz önünde seçim sürecine katkıda bulunan tüm kişi ve kurumlara bir kez daha teşekkür ediyorum. 1 Kasım seçimleri, 7 Haziran’da yapılan seçimlerin bir anlamda devamı niteliğinde gerçekleşmiş, 7 Haziran sonrası sürdürülebilir bir hükümet yapısının oluşmaması sonrasında halkımızın hakemliği ile bugünlere gelinmiştir. Bu süreçte AK Parti olarak kendi iç muhasebemizi yapma fırsatı bulduk. Aynı zamanda bu süreçte ülkemizde bir yönetim boşluğu oluşmasına müsaade etmeyerek siyasi sorumluluk içinde hareket ettik. Tüm bu çabaların halkımızda geniş bir teveccüh gördüğünü memnuniyetle müşahede etmiş bulunuyoruz. Bu yönüyle halkımıza şükranlarımızı bir kez daha ifade etmek istiyoruz. 1 Kasım seçimleriyle oluşan bu Meclis, yurt içinde yüzde 87,4 gibi oldukça yüksek düzeyde bir katılım oranı ile şekillendi. Meclisimize girmeye hak kazanan milletvekillerinin temsil ettiği seçmen oranı ise, yüzde 97,5 gibi yine uzun zamandır rastlanmamış bir seviyeye erişti. Bu şekilde hem istikrar hem de güçlü temsil, milletimiz tarafından teminat altına alınmış oldu” dedi.

    “Meclisimizin milletimizin beklentileri doğrultusunda 4 yıl boyunca büyük bir özveriyle çalışacağına inancım tamdır. Milletimiz, Meclis’ten sorunları için çözüm bekliyor ve bu Meclis de inşallah bu beklentiyi en iyi şekilde karşılayacaktır” diyen Davutoğlu, “1 Kasım seçimlerinde milletimiz, yüksek katılım ve temsilin yanı sıra, yönetimde istikrarı da sürdürme yönünde bir irade ortaya koymuştur. Milletimizin iradesi hiçbir tereddüde mahal vermeyecek şekilde tecelli etmiş, halkın tercihi yönetime güçlü bir şekilde yansımış ve demokrasimiz seçimlerden güçlenerek çıkmıştır. 1 Kasım 2015 seçimlerinin asıl galibi hiç ama hiç şüphesiz Türkiye’dir ve Türk demokrasisidir, bu aziz millettir” şeklinde konuştu.

    Daha önceki dönemlerde demokratik siyaset kurumunu zayıflatmaya yönelik her türlü tahrik ve tertibi büyük bir sağduyuyla aştıklarını belirten Davutoğlu, “Bundan sonra da milli irade önüne çıkarılan her engeli, kararlı ve cesur bir duruşla milletimizin desteğiyle aşma noktasında hiçbir tereddüt taşımıyoruz. Bundan önceki dönemlerimizde sorunlardan değil, çözümlerden beslenen ve büyüyen bir iktidar olduk. Tüm reform ve dönüşüm süreçlerinde gücümüzü milletimizden ve onun temsilcisi Meclisimizden aldık. Yeni Türkiye, Cumhuriyetimizin 100. yılına yürürken insana, zamana ve mekana hakkıyla hitap eden kapsayıcı bir yenilenmenin ve süreklilik içinde yeniden inşa sürecinin eseri olacaktır. Yüzyıl önce Trablusgarp, Balkan ve Birinci Dünya Savaşı’nın acıları üzerinde onurlu bir İstiklal Savaşı vererek, Cumhuriyetimizi kuran neslin torunları olarak bizler, bu onurlu savaş sonunda özgürleştirilen vatanımızın asli sahipleriyiz. Etnik, dini, mezhebi zenginliğimiz, ortak geçmişimizin güzel yansımaları olup, vatanımızın asli sahipleri ve devletimizin eşit vatandaşları olduğumuz gerçeğinin en güçlü dayanaklarıdır. Yüz yıl önce kadim coğrafyamızın her bir köşesinden, Anadolu’dan, Rumeli’den, Ortadoğu’dan, Kafkasya’dan gelerek sömürgeciliğe karşı omuz omuza mücadele eden dedelerimiz için de, onları Orta Asya’dan Hint’e, Güneydoğu Asya’dan Afrika içlerine kadar ellerindeki dar imkanlarla ve dualarla destekleyen mazlum milletler için de İstiklal Savaşımız yalnızca bir milletin var olma savaşı değil, bütün bir insanlık onuru için verilen kutsal bir mücadele idi” diye konuştu.

    Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

    “Bugün de Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin en temel ilkesi insan onurunun korunmasıdır. Bu ilkeyi, Şeyh Edebali’nin siyasal bilincimizin ve devlet ahlakımızın temelini dokuyan ‘insanı yaşat ki devlet yaşasın’ ilkesinin çağdaş siyaset dilindeki karşılığı olarak görüyor ve gelenek ile çağdaşlığı bu çerçevede bir zıtlık içinde değil, ayrılmaz bir bütünlük içinde değerlendiriyoruz. Bu çerçevede 1 Kasım seçimleri sonrasında oluşan Meclisimizde ortak değerlerimizi koruyacağımıza, kardeşlik iklimini tesis edeceğimize ve hukuk devletini güçlendireceğimize inancımın tam olduğunu belirtmek isterim. Bu Meclis, Türkiye’nin ve 78 milyonun Meclisidir. Altıncı AK Parti Hükümeti de hiç kuşkusuz partimize oy vermiş olsun veya olmasın tüm vatandaşlarımızın hükümetidir. Yeni dönemde de Meclisimiz içinde birlikte çalışma, uzlaşma arayışı ve işbirliğine önem vereceğiz. Tüm siyasi partilerle yakın bir diyalog ve işbirliği içinde olacağımızı buradan ifade etmek isterim. Hükûmetimiz ülkemizin ve siyasetin normalleşmesini hayati bir mesele olarak ele almaktadır. Bu hususta üzerimize düşen sorumlulukları yerine getireceğimizden milletimiz emin olmalıdır. Aynı şekilde siyasi partilerimizin insicam içerisinde çalışacağı bir yasama dönemi yaşama arzumuzu da bir kez daha tekrar etmek isterim. Özellikle geçen sene milletimizin büyük bir teveccühü ile seçilen Sayın Cumhurbaşkanımıza, Meclis çalışmalarımız başta olmak üzere kurumlarımızın uyumlu ve etkin çalışması için vereceği destekten dolayı şimdiden teşekkür ediyorum. Aynı şekilde 2002’den sonraki büyük dönüşümü gerçekleştiren Sayın Cumhurbaşkanımızdan devraldığımız güçlü mirası aynı doğrultuda geleceğe taşıyacağımızı ifade etmek isterim.”

    “BU SEÇİM İLE TÜRKİYE’DE YENİ BİR ATILIM DÖNEMİNİN ÖNÜ SONUNA KADAR AÇILMIŞTIR”

    Bu seçimle Türkiye’de yeni bir atılım döneminin önünün sonuna kadar açıldığını belirten Davutoğlu, “Bu çerçevede, 64. Hükûmet de, önceki AK Parti hükûmetleri gibi ülkemizin kritik bir döneminde tarihi bir sorumluluk üstlenmektedir. Geçmişteki hükûmetlerimizden aldığımız güç ve tecrübe ile ülkemizi belirlemiş olduğumuz hedefler doğrultusunda çok daha parlak bir geleceğe taşıyacağız. Son 13 yılda gerçekleştirilen reformlar zemininde inşa edeceğimiz yeni nesil reformlar ile 2023 hedeflerimize ve ötesine yürüyüşümüz güçlü ve kararlı bir şekilde devam edecektir. AK Parti hükûmetleri, Cumhuriyet tarihinde hiçbir partiye nasip olmamış bir kurumsal sürekliliğe, reform hafızasına ve tecrübesine sahiptir. 64. Hükûmetimiz, bu engin ve sağlam tecrübeden de istifade ederek Türkiye’nin hedeflerine yürümesinin devamlılığını sağlayacaktır” dedi.

    Önümüzdeki dönemde de Türkiye’yi zenginleştiren, demokratik standartlarını yükselten, Türkiye’nin itibarını daha da artıran politikalarla daha güçlü bir Türkiye için milletten aldıkları yetkiyi yine milletin hizmetine sunacaklarını söyleyen Davutoğlu, “Son 13 yılda yapılanları yeni bir atılım dönemi ile taçlandırmak hükümetimizin temel görevi olacaktır. Amacımız çok daha güçlü, müreffeh, saygın ve demokratik bir Türkiye’ye ulaşmak, ekonomisi, bilim ve teknolojisi, siyaseti, sosyal ve kültürel politikaları ile örnek alınan bir ülke olmaktır. Genç ve dinamik nüfusu ile bu milletin sahip olduğu muazzam enerjiyi iç çekişmelere değil, Cumhuriyetimizin 100. yılında 2023 vizyonu ile çerçevesi çizilen yeni hedeflere yönlendireceğiz. Meclis içinde olduğu kadar Meclis dışında da tüm kesimlerle yakın bir istişare içinde politikalarımızı şekillendirecek ve hayata geçireceğiz. Sivil toplum, meslek kuruluşları, akademik dünya, iş dünyası, çalışan kesimler, kültür ve sanat insanları, basın ve medya ile yerel yönetimler başta olmak üzere katılımcı bir anlayış içinde toplumun tüm yelpazesini kucaklayacak şekilde çalışacağız. Tüm vatandaşlarımızın diline, inancına, kültürüne, değerlerine, yaşam tarzına, tüm farklılıklarına saygı göstermeye devam edeceğiz. Fırsat eşitliğini ve sosyal adaleti en üst düzeyde yaşayan bir ülkede; vatanımızın her karışını, milletimizin bütün kesimlerini kucaklayan bir hükûmet olma azmindeyiz. Bir tek insanımız bile kendisini kıyıda köşede kalmış hissetmeyecektir. Yeni dönemde de insan onurunu merkez kabul eden bir anlayışla insani kalkınmayı esas alarak, hak ve özgürlüklerin alanını genişletmeye devam edeceğiz. Bir yandan ekonomik ve sosyal politikalarımızı etkili bir şekilde uygularken, diğer yandan nereden gelirse gelsin, ülkemizin bu kutlu yürüyüşünü akamete uğratmaya çalışan ve ulusal güvenliğimizi tehdit eden eski ve yeni tüm vesayet unsurlarıyla mücadelemizi kararlılıkla devam ettireceğiz. Hükümetlerimiz döneminde kurumsal vesayet unsurları demokratikleşme ile nasıl ortadan kaldırılmışsa, devlet içi ve dışı her türlü illegal yapılanma karşısında hukuk devletini güçlendirmeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

    “Kimden kaynaklanırsa kaynaklansın ve hangi niyetle olursa olsun kamu düzenini bozmayı amaçlayan şiddet ve teröre asla izin vermeyeceğiz” diyen Davutoğlu, “Bu vesileyle vatanımız ve milletimizin huzuru için en büyük fedakarlığı yapmış olan şehitlerimize bir kez daha Allah’tan rahmet diler, tüm şehit ve gazilerimize minnet ve şükranlarımızı sunarım. Süreklilik içinde değişim ve reform irademizi hayata geçirerek, 21. yüzyıl dünyası şartlarında ülkemizi daha da ileriye taşımak ortak sorumluluğumuzdur. Bu sorumluluktan hareketle köklü geçmişimizi insanlığın evrensel birikimi ile harmanlayarak, bölgemizde ve dünyada barış ve istikrara aktif katkı sağlamaya devam edeceğiz. Bu noktada İstiklal Savaşı’mızın temel ilke ve ruhundan hareketle, dış politikamızda her daim mazlumların ve mazlum milletlerin yanında yer alarak, insan onurunu koruyan ‘değer odaklı’ yaklaşımımızı sürdüreceğiz. Bu yaklaşımı gerçekçi dış politika uygulamaları ile hayata geçirmeyi devam ettirerek, bölgesel ve küresel barışa katkı sağlayan özgün bir vizyonu ortaya koymayı sürdüreceğiz. Bu bağlamda; tarihi ve coğrafi zeminden hareketle dış politikada benimsediğimiz dinamik ve çok boyutlu yaklaşımın devamını sağlayacağız. Bölgesel, transatlantik ve AB politikalarımızı da yeni dönemde daha kuvvetli bir zeminde sürdüreceğiz. Katılım müzakereleri yürüttüğümüz AB’ye tam üyelik perspektifimiz, stratejik bir tercihimiz olmaya devam edecektir. Bunun yanında, başta kültür coğrafyamız olmak üzere farklı kıtalarda son 13 yıl boyunca sürdürdüğümüz siyasi ve ekonomik ilişkilerimizdeki istikrar derinleştirilmeye devam edecektir” ifadelerini kullandı.

    1 Kasım seçimlerinde halkın yapılanları takdir ettiğini gösterdiği gibi gelecekte yürünmesi gereken yol haritasını da hür iradesiyle tayin ettiğini belirten Davutoğlu, “Halkımız istikrar içinde yenilenmeye verdiği desteği açıkça ortaya koydu. Hepimize düşen görev, işte bu çatı altında milletimizin kutlu çağrısına cevap vermektir. Milletimizin sandıkta verdiği mesajı en iyi şekilde okuyarak, ülkemizi her alanda güçlendirmek üzere programımızı hazırladık. Sizlere sunmakta olduğum 64. Hükümet Programımız son seçim beyannamemizde yer alan hedeflerimizi, 10. Kalkınma Planı’mızı, yapısal dönüşüm programlarımızı, projelerimizi, kamuoyuyla paylaştığımız çeşitli strateji belgelerimizi ve taahhütlerimizi esas almaktadır. Geçmişte olduğu gibi bugün de halkımıza verdiğimiz sözleri esas alıyor, siyasete olan güveni bu zeminde daha da güçlendirmeyi hedefliyoruz. Güven ve istikrarı pekiştirerek, öngörülebilir bir ortam içinde ülkemizi hızlı bir şekilde büyütme kararlılığındayız. Takdirinize sunduğumuz ve güveninizi beklediğimiz bu program, yeni bir hamle döneminin perdesini açacak ve yeni yüzyılın yükselen ülkesi Türkiye’yi bölgesinde ve dünyada hak ettiği konuma ulaştıracaktır. Ülkemiz 2002’den bu yana AK Parti hükûmetleriyle oluşan istikrar ve liderlikle, hem bölgesindeki kaostan hem de küresel ekonomik krizlerden pozitif ayrışmayı başarmıştır. 64. Hükûmet döneminde de, küresel ve bölgesel anlamda en değerli sermayeye dönüşen istikrarımızı koruyacağımızı, zorlu süreçlerde liderlik göstereceğimizi milletimizin bilmesini isterim. Türkiye tarihi bir dönemeçte istikrar ve güven adası olmaya devam edecektir. Aynı şekilde dinamik nüfus ve ekonomisiyle kurumlarını güçlendirirken, ihtiyaç duyduğumuz reformlar da bir bir hayata geçirilecektir” dedi.

    “6 TEMEL ALANDA REFORMLARIMIZI YOĞUNLAŞTIRACAĞIZ”

    Başbakan Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

    “64. Hükûmet tam anlamıyla bir reform hükûmeti olacaktır. Dünyanın ve ülkemizin değişen şartları ve 2023 vizyonumuz çerçevesinde kritik alanlarda yapacağımız reformlar ile milletimizin bize verdiği emanete en güçlü şekilde sahip çıkacağız. Bugünün ihtiyaçlarına cevap vermenin ötesinde, başta çocuklarımız ve gençlerimiz için olmak üzere, geleceğin Türkiye’sini inşa edeceğiz. Reformlarımız sonucunda daha özgür, daha rekabetçi ve insan odaklı bir anlayış içerisinde refahını daha adil paylaşan bir Türkiye’ye kavuşma idealini sürdüreceğiz. Bu kapsamda, 6 temel alanda reformlarımızı yoğunlaştıracağız. Bunlar; demokratikleşme ve adalet, eğitim, kamu yönetimi, kamu maliyesi, reel ekonomide köklü değişim, öncelikli dönüşüm programlar alanında gerçekleştireceğimiz reformlardır.”

    AK PARTİ, YENİ ANAYASA VE YARGI REFORMU BAŞTA OLMAK ÜZERE ÇALIŞMALAR YAPACAK

    “Demokratikleşme ve adaleti insan onurunun yüceltilmesinin bir gereği olarak gördüğümüz gibi, ekonomik ve sosyal gelişmemizde de kritik bir zemin olarak değerlendiriyoruz” diyen Davutoğlu, “Yeni anayasa ve yargı reformu başta olmak üzere yapacağımız çalışmalarda, en geniş uzlaşma arayışı içinde ülkemizin uzun zamandır beklediği adımları atacağız. Böylece, özgürlük alanlarının daha da genişletileceği, herkesin birlik içinde farklılığını yaşamasının mümkün olacağı, çok daha yenilikçi ve rekabetçi bir toplumsal düzen de oluşmuş olacaktır. Özgürlük alanlarını genişletmenin yanı sıra diğer bir temel önceliğimiz, insanımıza yapacağımız yatırımlar olacaktır. İçinde bulunduğumuz yüzyılda gerçek rekabet üstünlüğü insan unsurundan bağımsız düşünülemez. Eğitimde erişim meselesini büyük oranda çözmüş hüküetler olarak, önümüzdeki dönemde temel önceliğimiz eğitimin her seviyesinde kaliteyi artırmak olacaktır. Çocuklarımızı ve gençlerimizi, ortak değerlerimizi özümsemiş olarak, bilgi tabanlı ekonomiye ve geleceğe en iyi şekilde hazırlayacağız. Devletin millet için var olduğu’ anlayışı içinde kamu yönetiminde ve kamu maliyesinde halkımızın ve ekonomimizin ihtiyaçları doğrultusunda reformlar gerçekleştireceğiz. Devletin gerçek ve tek sahibi olarak gördüğümüz vatandaşlarımız adına kamu yönetiminin tüm işlerinin şeffaf, katılımcı ve hesap verebilir bir biçimde gerçekleştirilmesi temel şiarımızdır. Daha küçük ama daha etkin bir merkezi idare, güçlendirilmiş ve hesap verebilir yerel yönetimler, daha etkin bir personel rejimi ve dijitalleşme kamu yönetim reformumuzun ana bileşenleri olacaktır” ifadelerini kullandı.

    “REEL SEKTÖRDE KÖKLÜ DEĞİŞİMLER GERÇEKLEŞTİRMEK ANA HEDEFLERİMİZ ARASINDA”

    Ayrıca kamu maliyesinde yapacakları reformların hedefinin değişen koşullara uygun olacak şekilde daha etkin, hesap verebilir ve şeffaf bir mali yönetim sistemini sağlamak olacağına dikkati çeken Davutoğlu, “Bir diğer reform alanımız ise reel sektördür; bu sektörde köklü değişimler gerçekleştirmek ana hedeflerimiz arasındadır. Üreten, istihdam oluşturan, ihracatını artıran bir ülke olma yolunda reel sektörün yatırım ve işletme aşamalarında çok daha güçlü ve rekabetçi olmasını amaçlıyoruz. Bu çerçevede atacağımız adımlarla, üretim yapımızda ileri teknolojiye dayalı yüksek katma değerli ürünlerin payını artıracağız. İnsan gücümüzün niteliğini geliştirecek, iş ve yatırım ortamınını iyileştirecek, stratejik sektörlerde dönüşümü gerçekleştirecek ve bilgi toplumuna dayalı bir altyapı oluşturacağız. Bütün bu alanları kapsayan, ekonomimizin kılcal damarlarına dokunan, çok daha ayrıntılı bir reform paketi olarak ‘öncelikli dönüşüm programlarımızı’ da kararlı bir şekilde hayata geçireceğiz. Bu programlarımızla tasarruf oranlarımızı artırmayı, artan tasarrufları daha üretken alanlara yönlendirmeyi ve potansiyel büyümemizi daha üst noktalara yükseltmeyi hedefliyoruz. Bütün bu reformları, vaatlerimizi ve projelerimizi belirli bir takvime bağlayan, sorumlulukları netleştiren, hesap verebilirliği sağlayacak olan eylem planımızı da ayrıca halkımızla paylaşacağız. 3 ay, 6 ay ve 1 yıl içinde ayrıntılı ve şeffaf bir şekilde neleri yapacağımızı içeren eylem planımız, uygulamanın etkinliği ve takibi bakımından da sağlam bir zemin oluşturacaktır. 64. Hükûmet, Türkiye’nin reformlarla birlikte, siyasi istikrar ve ekonomi büyüme sürecinin tahkim edilmesi için çalışacaktır. Bu sorumluluğu alırken, milletimizin desteğine, siyasi partilerimizin basiretine ve kurumlarımızın enerjisine duyduğumuz güven tamdır. 64. Hükûmet Programı’mızın, insan onurunu esas alan müreffeh Türkiye hedefimiz için hayırlara vesile olmasını dilerim” dedi.

  • Kadınlar, 25 Kasım Programını Açıkladı

    Adıyaman Kadın Platformu, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslar arası Mücadele ve Dayanışma Günü’nde yapılacak olan eylem etkinlik programını açıkladı.

    Platform adına açıklamada bulunan Songül Şahin, kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetlerinin arttığı ve şiddetin her gün arttığını kaydetti

    Kadın Yaşam Derneği’nde basın açıklaması yapan Songül Şahin, “Böyle bir atmosferde, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslar arası Mücadele ve Dayanışma Günü’nde, kadın örgütlülüğünün önemini vurgulamak, savaşa karşı barışı, tekçiliğe karşı eşit ve bir arada yaşamı, hayatlarımızı parçalayan ‘erkek-devlet şiddetine’ karşı direnişi yükseltiyoruz. Biz Adıyaman Kadın Platformu olarak savaşa karşı barışı, oluşturulan korku hegomanyasını dağıtmak için örgütlülüğü öne çıkaracak eylem ve etkinlikler düzenleyeceğiz. Bildiri dağıtımı, ‘Ekmek ve Güller’ adlı film gösterimi, yürüyüş ve basın açıklamaları yapılacak” ifadelerini kullandı.

  • Chp, Eskişehirde Ekonomi Programını Anlattı

    Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) ekonomiden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Selin Sayek Böke, vaat ettikleri çalışmaları alt kalemler şeklinde açıkça söylediklerini ifade etti.

    CHP’nin ekonomi politikalarını anlatmak üzere bir otelde düzenlenen programa katılan Genel Başkan Yardımcısı Böke, gerçekçi ve dürüst siyaset yapılması gerektiğine dikkat çekerek, “Birbirimize çamur atarak Türkiye bu konuma geldi” dedi. CHP olarak iktidardaymış gibi açık ve şeffaf bir hükümet programını 7 Haziran’da sunduklarını ifade eden Böke, “Alt başlıklarla her kalemi söyledik. Ben hükümetten bu zamana kadar yaptıkları programların hiçbirinde bunu duymadım. Geçen hafta Başbakan erkeklere gelin bulacağını vaat etti, ama hangi kaynaktan bulacağını açıklamadı. Ya da iş kuran gençlere 100 bin lira vereceğini söyledi, ama hangi kaynaktan yapacağını açıklamadı. O yüzden dürüst siyaset yapmanın, haksız rekabetin önündeki ilk engeli kaldırmak olduğunu düşünüyorum. Bizim vaat ettiklerimiz milli gelirin yüzde 2,97’ye denk geliyor. Şimdi soruyorum size, cebinizde 100 lira var. Bu 100 liranın 3 lirası ile daha adil sevdiklerinizle rahat bir düzene geçmek istemez misiniz? Ben biliyorum herkes bana ‘3 değil 10 veririm’ diyecek. 100 liradan 2.97 lirayı vererek farklı bir düzene geçmek mi? Yoksa çamur atarak kendisini güzel gösteren bir iktidar ile devam etmek mi? Bunlar tek başına iktidar vaatleri midir? Verdiğimiz bu vaatler tek başına iktidar olunduğu zaman daha kolay yapılacak vaatlerdir” dedi.

    “CHP KÜRT SORUNU İÇİN 2012 YILINDAN BU YANA ÇOK NET BİR HARİTA ORTAYA KOYDU”

    CHP olarak Kürt sorununun çözümü için 2012 yılından bu yana çok net bir harita ortaya koyduklarını belirten Böke, “Bu haritada herhangi bir değişiklik yok. Bu sorun bir demokrasi sonucudur. Demokrasi sorunu olması sebebiyle de çözümünün de demokratik bir şekilde yapılması gerekmektedir. O zaman meşru aktörlerin demokrasinin en temel platformu olan parlamentoda bu işi çözmesi gerekiyor. CHP’nin bu görüşünce hiçbir değişiklik yok” dedi.

    Terör sorununun meşru aktörler ve parlamentoda çözülebileceğini söyleyen Böke, sözlerine şöyle devam etti:

    “Hep bir masadan bahsediliyor. Tek masanın parlamento olduğunu anımsatan bir yaklaşıma ihtiyacımız var. 550 milletvekili parlamentoda, en büyük masa orada. Bizim bu parlamento içinde temsiliyet gösteren bütün partilerin eşit temsil edildiği bir komisyonun kurulması önerimiz var. Bu komisyonun parlamento dışında sivil toplum kuruluşlarını dahil edecek ortak akıl heyeti kurulması ihtiyacı var. O ortak heyeti ile beraber Türkiye’de terörü sonlandıracak, terör örgütünün silahlarını gömmesini sağlayacak mekanizmaları kurma yükümlülüğü bu meşru aktörlerden geçiyor. Bu meşru aktörlerin o yükümlülüğü terör örgütünü nasıl o silahları gömme noktasına getireceği konusunda da önemli uluslararası deneyimler var. Biz parti olarak bu deneyimlere çalıştık. Mesele meşru aktörlerle ve parlamentoda çözülebilecek bir meseledir. Biz de bu görüşümüz dışında herhangi bir görüş ifade etmedik.”

    Etkinliğe Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen, Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, CHP Eskişehir milletvekilleri Cemal Okan Yüksel, Utku Çakırözer, çok sayıda iş adamı ve partili katıldı.