Etiket: Programında

  • ADÜ ‘Kendi Değerlerimiz’ programında sağlığı konuştu

    Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ)’de Geleneksel hale gelen “Kendi Değerlerimiz” adlı söyleşi programının son programında ‘sağlık’ konuşuldu. Program ADÜ Rektörü Prof. Dr. Cavit Bircan’ın moderatörlüğünde Atatürk Kongre Merkezi Maiandros Salonu’nda gerçekleşti.

    Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Recai Tunca, Prof. Dr. Törün Özer, Genel Sekreter V. Yrd. Doç. Dr. Mustafa Aslan, akademik ve idari personelin yanı sıra çok sayıda öğrenci katıldığı programda sağlık alanında çeşitli konular ele alındı. ADÜ akademik personelinin bilgi birikimlerini ve deneyimlerini paylaştığı “Kendi Değerlerimiz” programında bu kez alanında uzman hekimlerimiz ülkemizde sık görülen sağlık sorunlarına açıklık getirdi. Programa konuşmacı olarak ADÜ Tıp Fakültesi Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Erdem Ali Özkısacık, Doç. Dr. Bülent Ertuğrul, Yrd. Doç. Dr. Vahit Yıldız, Yrd. Doç. Dr. Altay Kandemir, Yrd. Doç. Dr. Çağdaş Öykü Memiş ve Yrd. Doç. Dr. Mustafa Ünübol katılırken, “Sağlıkta doğru bildiğimiz yanlışlar”, “Sağlığımızı korumak için ne yapmalıyız?”, “Diyabet nedir? Diyabetik ayak tedavisinde yeni yöntemler”, “Bel ve diz ağrılarından kurtulmak mümkün mü?”, “Çağımızın hastalığı depresyon”, “Tıp dünyasındaki yeni gelişmeler”, “Cerrahi müdahale ile şeker hastalığından kurtulmak mümkün mü?” konuları ele alındı.

    ADÜ Rektörü Prof. Dr. Cavit Bircan’ın açılış konuşmasıyla başlayan etkinlikte, sağlık alanında yaşanan gelişmelere ve merak edilen konulara açıklık getirildi. “Kendi Değerlerimiz” programlarıyla en sıkıcı olabilecek konuları insanlara keyifli bir şekilde anlatarak geniş kitlelere ulaşmayı başardıklarını ifade eden Rektör Bircan, “Çağımızın vebası olarak görülen şeker hastalığı ile mücadelede Üniversitemiz Uygulama ve Araştırma Hastanesinde uygulanan yöntemleri hocalarımız sizlerle paylaşacak.” dedi.

    Türkiye’de kalp damar cerrahisinin gelişimi, bypass, stent ve kalp ameliyatlarının anlatılmasıyla başlayan etkinlikte, ülkemizde gelişen teknolojinin de etkisiyle ileri yaş hastalarımıza müdahale edilebildiği anlatıldı. Enfeksiyon hastalıkları konusunda ise dünyada yalnız yaşamadığımız gerçeğinden yola çıkarak birçok canlı ile aynı ortamda yaşadığımızı anlatan tıpçılar, bu canlılardan bazılarının hastalıklara sebep olduğunu vurgulayarak bu küçük canlıların zaman zaman tarihin akışını değiştirdiklerini, Napolyon’un Moskova’yı kuşattığında ordusunun yarısını tifüs nedeniyle kaybettiği örneğiyle açıkladı.

    “Diyabet son 6 yılda 2 kat arttı”

    Günümüzün vebası olarak adlandırılan diyabet (şeker hastalığı) ile ilgili bilgiler veren hekimler, Pankreasın salgıladığı insülin hormonunun insan vücudundaki yağlardan dolayı kanın, glikozu hücreye sokamaması neticesinde vücudumuzdaki reseptörlerin pankreası uyarması ve pankreasın da daha fazla insülin salgılaması sonucunda diyabet hastalığının meydana geldiğini anlattılar. Her 100 kişiden 7’sinin bu hastalığa yakalandığını ve bu oranın son 6 yılda 2 kat arttığını belirten ADÜ’lü hekimler, hastalığın yaygınlaşma sebebinin ise hareketsiz bir yaşam ve beslenme alışkanlıkları olduğunu söyledi. Dünyada her 20 saniyede bir diyabet hastasının ayağının kesildiğinin altını çizen konuşmacılar bu hastalığın tehlikelerine işaret etti. Bununla beraber ADÜ’de diyabetle mücadele için Diyabetik Ayak Merkezi’nin kurulduğunu ve birçok hastanın ayağının bu merkezde kesilmekten kurtulduğunu kaydettiler.

    “Psikolojik sorunlar bir çok hastalığın temel sebebi”

    Günümüzde birçok hastalığın sebepleri arasında gösterilen psikolojik sorunlara dikkat çekilen etkinlikte tıp doktorları, Psikolojide terapi, Psikiyatride ise hem terapi hem de ilaçlı tedavi olduğunu söyleyerek iki disiplin arasındaki farkları anlattı. Ortopedik tedavi yöntemlerinden kireçlenme hakkında Aymelek Derneğinden gelen yaşlılara bilgiler verilirken bu alanda alternatif tıp yöntemlerinin ne kadar sağlıklı olduğu tartışıldı.

    Katılımcıların sorularının yanıtlanmasıyla son bulan etkinlikte, Rektör Prof. Dr. Cavit Bircan, katkılarından dolayı öğretim üyelerine teşekkür belgesi verdi.

  • Radyo programında mutluluk kartları dağıtıyor

    Özel bir radyo kanalında yayın yapan program yapım ve sunucusu Abdullah Gölbaşı, saklidusler.com’da mutluluk kartları dağıtıyor.

    15 yıldır radyoda keyifli, neşeli ve mutluluk endeksli program yapan Abdullah Gölbaşı, mutlu olmanın püf noktalarını, uzman isimler aracılığı ile aktarıyor. Her gece insanların kalbine dokunup dinleyicilerine mutlu bir yoldaş olan Gölbaşı, kurduğu saklidusler.com isimli site sayesinde artık günün her saatinde mutluluk dağıtıyor. Sitesinde ünlü düşünürler ve önemli eserlerinden sözleri derleyip, saklı düşlerde yolculuk eden insanlara rastgele seçtirdiği kartlarla mutluluk ve umut aşılayan Abdullah Gölbaşı, ayrıca kendi yazılarını ve dinlediklerini de takipçileriyle paylaşıyor.

    Radyo programcısı Abdullah Gölbaşı, “15 yıldır her gün ‘mutlu olmak zorundayız’ anlayışından yola çıkarak dinleyicilere keyifli dakikalar yaşatıyorum. Bunu söylerken yılların tecrübesi ve yaşanmışlıkları ile söylüyorum. Çünkü hayatımız boyunca yazdığımız ve kurduğumuz felaket senaryolarının gerçekleşme oranı o kadar az ki baktığımızda kendimizi üzmekten ve tedirgin etmekten başka bir işe yaramamış. Şimdi daha fazlasını söylemek ve daha fazla mutlu etmek için bu siteyi kurdum. İnsanlar günün her saati, kendilerini kötü hissettiklerinde umutsuz ya da endişeli olduklarında sadece bir kart seçip okusunlar istiyorum. Okudukları sözde kendilerinden bir parça bulup benimsediklerinde, hedefime ulaşmış olacağım’’ dedi.

  • Rekabetçi Sektörler Programı’nda yeni dönem

    İmalat sanayinde dönüşüm, hizmetler ve kreatif endüstriler, AR-GE ve yenilikçilik, teknoloji transferi ve ticarileştirme ekseninde gerçekleştirilecek projeler için 405 milyon Euro kaynak oluşturulan Rekabetçi Sektörler Programı’nın tanıtım semineri, Adana’da yapıldı.

    Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından uygulanan, Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti eş finansmanıyla gerçekleştirilen Rekabetçi Sektörler Programının 2007-2013 yıllarını kapsayan birinci döneminde, Türkiye’nin görece daha az gelişmiş 43 ilinde bölgesel rekabet gücünü artırarak sosyoekonomik gelişmeye katkı sağlamak amacıyla sunulan projelere 565 milyon Euro mali kaynak aktarıldı.

    Rekabetçi Sektörler Programının Türkiye’nin 81 ilini kapsayacak yeni döneminde ise imalat sanayinde dönüşüm, hizmetler ve kreatif endüstriler, Ar-Ge ve yenilikçilik, teknoloji transferi ve ticarileşme ekseninde geliştirilecek projeler için 405 milyon Euro kaynak oluşturuldu. Bu kapsamda 2016 yılı sonu, 2017 yılı başında teklif çağrısı yapılarak desteklenecek projelerin seçimi başlayacak.

    Yeni dönemde geliştirilecek projelerin, ihracatın ve katma değerin artırılmasına; üniversite-kamu-sanayi işbirliğine; kreatif endüstriler ile imalat sanayi arasında ilişkilerin güçlendirilmesine, kreatifliğin rekabetçiliğe kanalize edilmesine, yenilikçi ürünlerin ticarileşmesine, yenilikçi fikirler ile sermaye yatırımcıları arasında işbirliği kurulmasına katkı sağlayacak nitelikte olması bekleniyor.

    Programlama dönemi 2007-2013 yıllarını kapsayan Rekabetçi Sektörler Programı birinci döneminde projelerin seçimi ve olgunlaştırılması tamamlandı; uygulaması ise 2017 yılı sonuna kadar devam ediyor. Programlama dönemi 2014-2020 yıllarını kapsayan ikinci dönemin ise uygulaması 2026 yılı sonuna kadar devam edecek.

    Bölgesel seminerlere kimler katılıyor?

    Bölgesel seminerler geniş bir katılımla gerçekleşiyor. Rekabetçi Sektörler Programı’nın yeni dönem proje desteklerine valilikler, belediyeler, il özel idareleri, kalkınma ajansları, üniversiteler, TOBB ve bağlı oda ve borsalar, sanayi ve teknoloji ile ilgili dernek ve vakıflar, ihracatçı birlikleri genel sekreterlikleri, organize sanayi bölgeleri ve teknoloji geliştirme bölgeleri yönetimleri gibi kuruluşlar başvurabilecek. Projelerin destek görmesi için Rekabetçi Sektörler Programının hedeflerine yapacağı katkı göz önünde bulundurulacak.

    Rekabetçi Sektörler Programı nedir?

    Rekabetçi Sektörler Programı, Türkiye Cumhuriyeti ve Avrupa Birliği mali işbirliği anlaşması çerçevesinde Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından yürütülen, yaklaşık 900 milyon euroluk bir bütçeyi projeler aracılığı ile kullandıran bir programdır. 2007 yılından bu yana yürütülen program ile Türkiye’deki bölgesel farklılıkların dengelenmesi için KOBİ’lerin rekabet gücünün artırılarak sosyal ve ekonomik kalkınma sağlanması amaçlanıyor.

    Programın, 2007-2013 yıllarını kapsayan ilk döneminde yaklaşık 500 milyon Euro bütçeyle Hatay’dan Sinop’a, Mardin’den Yozgat’a 43 ilde büyük çaplı yatırımlar hayata geçiriliyor. Rekabetçi Sektörler Programı ile KOBİ’lerin altyapı ve teknoloji ihtiyaçlarını karşılayacak ortak kullanım atölyeleri ve üretim tesislerinin kurulması, yenilikçi teknolojilerle üretimin katma değerinin artırılması, finansa erişim ve turizm altyapısının geliştirilmesini sağlayan projelere mali kaynak aktarılıyor.

    Bu önemli yatırım programı, yüzlerce KOBİ ve işletmeye teknik altyapı, AR-GE, dış ticaret, pazarlama ve işletme yönetimi, lojistik ve depolama gibi alanlarda kendisini geliştirme ve bu sayede iş ve rekabet edebilme gücünü artırarak yeni pazarlara açılma şansı sağlayacak. Artan iş ve rekabet gücüyle, sağlanan yeni iş imkanlarıyla Programın hedef bölgelerinde ekonomik ve sosyal refahın da artırılması hedefleniyor. AB-Türkiye mali işbirliğinin yeni dönemi kapsamında, 2014-2020 yılları arasında hedef bölgesi tüm Türkiye olarak genişlemiş olan Rekabetçi Sektörler Programı, yenilikçilik ve AR-GE gibi alanları da destek kapsamına alarak kalkınma hamlelerini daha geniş bir coğrafyaya yaymayı planlıyor.

    Programın tanıtım semineri Adana’da yapıldı

    Ocak 2017 başına kadar düzenlenecek tanıtım seminerinin Adana ayağı bir otelde başladı.

    Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü AB Mali Programları Dairesi Başkanı Murat Altun, program hakkında yaptığı sunumda, yatırımlarda altyapıdan ziyade AR-GE, inovatif ve katmadeğer sağlayan ürün konularına odaklandıklarını kaydetti. Programın bir amacının bölgesel kalkınma diğer amacının ise Türkiye’nin rekabet gücüne destek vermek olduğunu vurgulayan Altun, “Daha inovatif, daha yenilikçi projeler ülkenin ekonomik yapısına katkılar sunacaktır” şeklinde konuştu.

    Rekabetçi Sektörler Programı’nın tanıtım seminerine kent protokolü, oda ve sivil toplum kuruluşlarının yanı sıra davetliler katıldı.

  • Fatma Şahin bir televizyon programında konuştu

    Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin bir televizyonun programının konuğu oldu. Şahin gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

    Başkan Şahin, 15 Temmuz sürecinde yaşadıklarını ve yaşananları başkent kulisinde anlattı. Şahin bundan sonra yapılması gerekenler hakkında görüşlerini belirtirken, Gaziantep’in darbe girişimine ne tepki gösterdiğini ifade etti.

    Şahin, 15 Temmuz akşamı İstanbul’da olduğunu belirterek, “Ben 15 Temmuz akşamı İstanbul da uluslar arası bir toplantıdaydım, 120 ülkenin temsilcisinin katıldığı toplantıdaydım. Çıkışta uçağa binmek için Atatürk Hava alanına geldiğimizde tankların hava alanını kapattığını gördük. Orada sabaha kadar bekleyip sabah saatlerinde Gaziantep’e dönebildik” dedi.

    “Zırhlı Tugay Komutanı beni aradı fakat konuşmadım”

    15 Temmuz Türk tarihine altın harflerle yazılacak diyen Şahin, “Aslında sadece belediye ve tek bir kurum değil, 15 Temmuz akşamı Türk tarihine altın harflerle yazılacak bir başarı hikayesi yazıldı. Bir destan yazıldı. 81 ilde her bir organ orada büyük bir mücadele verdi. Biz ikici bir kurtuluş savaşı mücadelemizi verdik. Her şehir bu mücadelenin canlı şahidi oldu. Biz gazi şehir olarak 100 yıl öncede Fransızlara karşı bu mücadeleyi vermiştik. 3 bin 200 şehidi olan bir geçmişten geliyoruz. Dolayısıyla bizim bir kahramanlık hikayemiz var. 15 Temmuzda her şehirde olduğu gibi bizimde durmamız gereken bir duruşumuz oldu. Bizim 3 yıldan beri beraber çalıştığımız komutanımız şuanda göz altında. Daha önceki komutanımız şuanda Trakya da, o da işin içinde ve göz altında. Biz Valimizle beraber güvenlik toplantılarında bu şehrin bu sınırlarını askeriyenin yetemediği bütün lojistik destekleri Büyükşehir içinden yapıldı. Yıllarca beraber bu sınırda birlikte çalıştık. Bugün baktığımız zaman biz bu sınırı kime emanet etmişiz Büyükşehir olarak 50 milyon TL sadece biz verdik. Güvenlik duvarı, pist ve yolları için, en kötü şey güven duygusunu kaybetmektir. Bundan sonra o büyük fotoğrafı çok iyi görüp, toparlanmamız gerekiyor. Jandarma komutanımız, net bir şekilde yanımızda dururken, tugay komutanımızın konuşması değişti. Bizde emir komuta var dedi. Biz baktık ki iş çok vahim, hemen tugay komutanlığına bütün iş makinemizi yığdık. Kışladan çıkmasınlar diye. Tugay komutanı beni arıyor, çünkü biz o kadar çok birlikte çalıştık ki, beni arayıp iş makinelerinden rahatsızlığını bildiriyor. Fakat ben konuşmadım ve gereğini yaptım. Çünkü ben 2 milyonun güvenliği için üzerime düşeni yaptım” ifadelerini kullandı.

    Gaziantep’te 15 Temmuzda yaşananlar hakkında bilgi veren Şahin, “Biz önce liderimizin ne dediğine baktık çünkü Cumhurbaşkanının ne dediği çok önemliydi bu bir takım oyunuydu. Cumhurbaşkanımızın herkes sokağa çıksın mesajı üzerine toplum mesajı aldı. Önemli olan liderlik, toplumun liderine olan güveni ve çok hızlı bir şekilde bunun gereğini yapmasıdır. Millet devleriyle kader birliği yaptığı zaman bütün oyunlar bozuluyor” şeklinde konuştu.

    “FETÖ, PKK’dan daha tehlikeli”

    FETÖ’nün PKK’dan daha tehlikeli olduğunu milletin gördüğünü söyleyen Şahin, “Mısır ile Türkiye de yapılmak istenilen darbeye bakmak lazımdır. Arsındaki farkı görmek gerekiyor. Aslında Mısır, Menderes döneminde yaşananları yaşadı. 50’li yıllarda Türkiye’nin yaşadığını Mısır 2000’li yıllarda yaşadı. Türkiye aradan geçen 60 yılda her 10 yılda bir darbe gördü bu süreçte toplum kendi demokratik derinliğini oluşturdu. Bunların hesaplamadığı nokta budur. En kötü yönetim bile darbe yönetiminden daha iyidir dediği bir toplumsal mutabakat sağlandı. FETÖ terör örgütünü PKK’dan daha tehlikeli bir örgüt olduğunu bu toplum gördü. Çünkü F16 savaş uçaklarının kendi meclisini bombalamasını sağladıklarına bu toplum şahit oldu. PKK’nın elinde böyle bir güç yok” ifadelerine yer verdi.

    Bundan sonra ne yapmak gerekiyor

    Bundan sonra yapılması gerekenleri sıralayan Şahin, “15 Temmuzdan çok büyük bir ders almak gerekiyor. Dersin başladığı yer Kuleli’dir. Bu askeri kadro bu hale nasıl geliyor. Bu işe müfredattan başlanması gerekiyor. Başta Genelkurmay Başkanı olmak üzere, herkesin çok hızlı bir şekilde geriye dönüp, başa dönmesi gerekiyor. Bunlar bir sonuçtur. Ciddi bir denetim sisteminin hayata geçmesi gerekiyor. Daha önceki darbelerde bile parlamentoya kimse bomba atmadı. Biz bir acil eylem planında sınıfı geçtik. Ama bu bundan sonrasıyla alakalı muhalefetin geleceğimiz için bu duyguyu kaybetmeden, bundan sonra bunların yaşanmaması için gerekli yasaların çıkarılması, bununla ilgili radikal tedbirlerin alınması gerekiyor” şeklinde konuştu.

    “Askerin öz eleştiri yapması lazım’’

    Bu durumu görüp sorumlu makamlardaki insanların öz eleştiri yapması gerektiğini vurgulayan Şahin “Eğer o makamlarda olanlar bu eleştiriyi yapmıyorsa onlar da kötü niyetlidir. Dolayısıyla biz kötü niyetlilere göre bekleyecek durumda değiliz. Çok acil bir şekilde bütün tedbirleri almamız gerekiyor. Millet arkamızda diye durmamalıyız, alınması gereken tedbirleri almamız gerekiyor. Bu cuntacılar o kadar geri kalmış ki TRT kanalında yayınladıkları bildirinin bütün kanallarda okunacağını sanıyor. 50’li yılların dünyası gibi bir kanalla bütün basını kontrol edeceklerini düşünen bir cunta bunlar. Sadece Gaziantep’te 50 gazetemiz var. İnternet siteleri bunların bu dünyadan haberleri yoktur” diye konuştu.

  • Meral Akşener’in bayramlaşma programında arbede yaşandı

    MHP Genel Başkan adayı Meral Akşener’in düzenlediği bayramlaşma programında arbede yaşandı.

    Akşener tarafından Söğütözü Anadolu Otel’de düzenlenen bayramlaşma sırasında bir grup tepki gösterdi. Akşener aleyhine slogan atan grup bayramlaşmanın yapılacağı alanı dağıttı. Slogan atan grup daha sonra otelden ayrıldı.