Etiket: program

  • UNESCO 2016 Hoca Ahmet Yesevi Yılı anısına program düzenlendi

    Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Prof.Dr. Musa Yıldız, “Bugün andığımız Hoca Ahmet Yesevi’nin ölümünden 850 yıl geçmiş, anılmasının hikmetleri, sebepleri var” dedi.

    Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tarafından ilan edilen 2016 Ahmet Yesevi Yılı anısına Gazi Üniversitesi Kültür Merkezi Salonu’nda program düzenlendi. Ahmet Yesevi Üniversitesi’nin düzenlediği programda konuşma yapan Mütevelli Heyet Başkanı Musa Yıldız, “Çok önemli bir büyüğümüzü burada anıyoruz. Bu yıl onun vefatının 850. yıl dönümü, üniversite olarak yaptığımız girişimlerle UNESCO tarafından oy birliği ile UNESCO’ya üye 195 ülke tarafından bu sene Hoca Ahmet Yesevi Yılı olarak kabul edildi. Biz de bu kapsamda Türkiye’de ve dünyanın değişik yerlerinde birçok faaliyet planladık. Bugün Gazi Üniversitesi’nde böyle bir faaliyet icra etmek bizleri memnun etti” ifadelerini kullandı.

    Hoca Ahmet Yesevi’nin anılmasının önemini vurgulayan Yıldız, “Bir kişinin annesi vefat ediyor, babası vefat ediyor, bir yıl iki yıl beş yıl anıyorsunuz onu sonra unutuyorsunuz, hayatın hengamesi içerisinde bazen aklınıza geliyor, ama bugün andığımız Hoca Ahmet Yesevi 850 yıl geçmiş onun yaşadığı coğrafyadan yaklaşık 5 bin kilometre uzakta anılıyor. Anılmasının hikmetleri, sebepleri var” şeklinde konuştu.

    Ahmet Yesevi’nin önemli hedeflerine ve topluma ayna tutmuş biri olduğuna değinen Yıldız, “Yesevi Hazretleri kendisine büyük bir hedef koymuş, o hedefte geleceğin devletlerini kuracak kişileri yetiştirecek. Kim onlar? Bugün Anadolu’yu mayalayan büyüklerimiz. Belki o mayalayan büyüklerimizi söylerken şöyle bir teşbih yapabiliriz, Yesevi Hazretleri’nin Peygamber Efendimizin ta Mekke’den yakmış olduğu İslam ışığına Yesi’den tuttuğu ayna Anadolu’ya yansıtılmış, Anadolu’daki ayna Hacı Bektaşi Veliler, Yunus Emreler, Mevlanalar olarak tezahür etmiştir. Balkanlara yansıttığı ayna Balkanlarda, Sarı Saltuklar, Demirci Babalar, Gülbabalar olarak tezahür etmiştir. Yani bugün Anadolu’da Türklük varsa, Balkanlarda Türklük, Müslümanlık varsa rahatlıkla diyebiliriz ki bu bizim manevi büyüğümüz, kurucu atamız Hoca Ahmet Yesevi Hazretleri sayesindedir” dedi.

  • ’Kurtarılmış Suriye’de Eğitim: Problemler ve Çözümler’ konulu program düzenlendi

    Kilis’te İHH İnsani Yardım Vakfı organizesinde ’Kurtarılmış Suriye’de Eğitim, Problemler ve Çözümler’ konulu bir program düzenlendi.

    Kilis Koordinasyon Merkezi, Bilad-ı Şam Konferans salonunda Suudi Arabistan, Katar, Kuveyt, İngiltere, Fransa, Suriye ve Türkiye’den gelen alimler ile İHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım’ın katıldığı ’Kurtarılmış Suriye’de Eğitim: Problemler ve Çözümler’ konulu bir program düzenlendi.

    Programında açılışında bir konuşma yapan İHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım, savaş alanlarında büyük bir problemi tespit ettiklerini ifade ederek, “Savaşta vatanını düşünen, dinini düşünen, milletini düşünenler bir bedel ödüyorlar. Bir şekilde dışarıda eğitimini görenler var. Bedel ödeyenler, eğitimlerini tamamlamadığı için savaş bittiğinde, bedel ödemeyen ve diplomasi olanlar gelip devleti yönetmeye başlıyor. Şehitlerin kanı, mültecilerin acısı, unutuluyor. İkinci bir konu da eğitimi olmayan topluluklar oyuna getiriliyor. Biz Çeçenistan’da, Bosna’da Afganistan’da ve diğer yerlerde bununla karşılaştık. Onun için Suriye’de bir tarafta özgürlük savaşçısı devam ederken bir yandan da gençlerin eğitimini yapmak mecburiyetindeyiz. Fakat gençler üzerinde çok eller var. Suriye’yi bu hale getiren emperyalist ülkelerde burada eğitim veriyor. Onun için ümmetin çocuklarını ümmetin alimleri yetiştirecek. Onun için alimler buraya bereket verdi. Güneş gibi doğdu, İslam ülkelerinin bir çoğundan alimler burada, buradan hayır yolu açılacak inşallah, bunları sizler gerçekleştireceksiniz” diye konuştu.

  • Çerkezler Ahlat’ta program düzenledi

    Bitlis’in Ahlat ilçesinde faaliyet gösteren Ahlat Kafkas Kültür ve Dayanışma Derneği’nin Sosyal Destek Projesi (SODES) kapsamında hazırlamış olduğu “Ahlat Sanatla Buluşuyor” projesi kapsamında Çerkezler bir araya geldi.

    Ahlat Kültür Merkezi’nde bir araya gelen Çerkezler, Kafkas ve Ahlat halk oyunları ile doyasıya eğlendi. Programa katılarak bir konuşma yapan Bitlis Valisi Ahmet Çınar, kendisinin de Dağıstanlı olduğunu ifade ederek, “Bütün katılımcılara hem ilin valisi hem de Kafkasyalı biri olarak kendi adıma da hoş geldiniz diyorum. Ahlat Kafkas Derneği Başkanı ve buna emek veren herkese burada bulunan Çerkez olan olmayan herkese çok teşekkür ediyorum. Tarihin her döneminde ve bugün Kafkasya sözü; büyülü, egzotik insana hoş gelen, karizmatik gelen bir yerdir” dedi.

    Osmanlının ve Türkiye’nin Çerkezlere sahip çıktığını belirten Çınar, “Büyük sürgünde Osmanlı, o zaman halifeliğin merkezi bütün Kafkasyalılara kapılarını sonuna kadar açtılar. Büyük göçler, dalgalar oldu. Osmanlının, Türkiye’nin Türklerin köyleri, şehirleri kapılarını sonuna kadar açtılar. Çok büyük ilgi gösterdiler. Yerleşmelerini sağladılar. Bir başka konuşmamda da söylemiştim. Her iki dedem de oradan geldiler. Hiçbir zaman hiçbir gün Türkiye’de yabancılık çekmediler, farklılık hissetmediler. Hep iltifat, hep bir yüceleme, hep bir saygı gördüler” diye konuştu.

    Dünya Çerkezleri Dayanışma Komitesi ve Türkiye Çerkez Dernekleri Federasyonu Başkanı Dr. Nusret Baş ise, kültürlerini yaşatma çabasında olduklarını belirterek, “Çerkezler anavatanlarından sürüldükten sonra Osmanlı’nın muhtelif yerlerine dağıldılar. O diyarlardan bir tanesi de Ahlat’tır. Burada kültürlerini yaşama gayreti içerisindeler. Büyüklerimizden hep şunu duyduk. Biz vatan kaybettik, vatanın ne anlama geldiğini en iyi biz biliriz. Onun için, içinde bulunduğumuz ülkede mutlu ve müreffeh bir şekilde yaşarken, kültürümüzü de devam ettirmek istiyoruz. Çok şükür yeni Türkiye kültürleri bir tehdit olarak görmüyor. Bir zenginlik olarak görüyor. Dünkü Türkiye böyle görmüyordu ama bugün böyle görüyor. Çerkez kültürü de diğer bütün kültürler gibi saygıya değer ve çok güzel bir kültürdür. Çerkez kültürü nadide bir çiçek gibidir. Dünyada yok olmak üzere olan çiçektir. Bunu devam ettirmek gayreti içerisinde olduğunuz için hepinize teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.

  • İzmir Ekonomi Üniversitesi’ne 4 yeni bölüm 6 program

    Türkiye ve dünyanın en iyi üniversiteleri arasında önemli bir yeri olan İzmir Ekonomi Üniversitesi, yeni açılan 4 yeni bölüm, 6 program ile öğrencilere sunduğu tercih seçeneğini artırdı.

    İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı ve İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) Mütevelli Heyet Başkanı Ekrem Demirtaş, İEÜ’nün yeni eğitim programlarına ilişkin İTO Meclis Başkanı Rebi Akdurak, İzmir Ekonomi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. F. N. Can Şımga Muğan ve dekanlarla birlikte basın toplantısı düzenledi.

    15 Temmuz darbe girişimini kınayarak sözlerine başlayan Başkan Ekrem Demirtaş, oda ve üniversite olarak olayın yaşandığı akşamdan itibaren darbeye karşı net tavırlarını koyduklarını ve 15 Temmuz şehitlerinin çocuklarına tam burs vereceğini açıklayan ilk üniversite olduklarını hatırlattı.

    4 yeni bölüm 6 yeni program

    İzmir Ekonomi Üniversitesi’nin her yıl büyüyerek ve güçlenerek yoluna devam ettiğini ve bu güne kadar 10 bin 500 mezun verdiklerini dile getiren Demirtaş, bu sene yeni bölümler açtıklarının da müjdesini verdi. Demirtaş, “Şu anda 8 fakülte, 35 bölümde eğitim yapıyoruz. Bu sene Mekatronik Mühendisliği, Havacılık ve Uzay Mühendisliği, (Bu bölümü açtığımda NASA uzaydan sinyal alındığını açıklamamıştı), Biyomedikal Mühendisliği, Genetik ve Biyomühendislik bölümlerini açtık. 2 yıllık olarak da Mimari Restorasyon, İç Mekân Tasarımı, Ayakkabı Tasarım ve Üretimi, Laboratuvar Teknolojisi, Mobilya ve Dekorasyon, Tıbbi Laboratuvar Teknikleri programlarını başlattık. Yeni bölümlerimize öğrenci almaya başladık” dedi.

    “Bilim ve ekonomi, sağlık ve teknolojiye odaklanacak”

    Demirtaş, ekonomi eğitiminin İEÜ Balçova Kampüsü’nde, bilim ve teknoloji eğitiminin Güzelbahçe Kampüsü’nde, sağlık eğitiminin de Balçova Termal bölgesinde verileceğini söyledi.

    Gerek Türkiye gerek dünya üniversiteleri sıralamasında İEÜ’nün önemli bir yeri olduğunu belirten Demirtaş, üniversite hakkında şu bilgileri de paylaştı:

    “Eğitim dilimiz İngilizce. 2. dil de öğrenen öğrencilerimiz, fark yaratarak iş yaşamında dikkat çekiyorlar. Sağlık konusunda etkin çalışmalara başladık. 22 değerli hocamız ile tıp alanında yüksek lisans programını başlatıyoruz. Eğitimin yanı sıra araştırma ile de bu alanda da önlerde olacağız. İTO ve İEÜ olarak İzmir iş âleminin sağlığı konusunda her an yanı başında, hatta evinde bulunacağız. 2 – 3 dil bilen elemanlar yetiştirerek sağlık turizmine etkin katkı yapacağız.”

    İEÜ Bilim Koleji

    Bilim ve teknolojiye ağırlık verdiklerini anlatan Demirtaş, “Ülkemiz orta gelir tuzağına takıldı kaldı. Kore başarısını hayranlıkla izliyoruz. Biz yüzlerce kilo ürünü birkaç yüz dolara ihraç ederken batı dünyasının el kadar cihazları birkaç bin dolara satmasını üzüntü ile izliyoruz. O nedenle bilim ve teknoloji alanlarına, bu konuda eğitime yatırım yapmaya başladık. İyi yetişmiş öğrenci sağlamak için de İEÜ Bilim Koleji’nin hazırlığına başladık. Projeler çizildi. Kısa sürede gerekli izinleri alarak, inşaata başlıyoruz. Orta ve üst zekâ seviyeli çocuklarımızı anaokulu, ilk, orta, lise ve üniversiteye, oradan da ülkemiz ekonomisine göndereceğiz” ifadelerini kullandı.

    İEÜ ve İTO’dan ortak deklarasyon

    Toplantıda İzmir Ticaret Odası ve İzmir Ekonomi Üniversitesi mensupları olarak başarısız darbe girişimini nefretle kınadıklarını belirten Demirtaş, darbe girişimine karşı hazırladıkları ortak deklarasyonu da okudu. Demirtaş şunları söyledi:

    “Ülkemiz için demokratik ve parlamenter rejim dışında başka bir seçeneği kabul etmiyoruz. Halkın iradesi dışında hiçbir iradeyi tanımayacağımızı, demokrasiden kesinlikle vazgeçmeyeceğimizi ve darbe girişimlerini kabul etmeyeceğimizi vurguluyoruz. Bundan sonra çok hızlı hareket ederek, yeniden yapılanmaya giderken demokrasi tarihimizde yeni bir sayfa açılmalı.Şimdi demokrasi, parlamenter sistem ve Cumhuriyetimiz etrafında birleşip, Atatürk ilkeleri ışığında ilerleyerek, bu kutuplaşmaya son verip demokrasimizin ve ekonomimizin daha da güçlendiği bir Türkiye yaratmalıyız. Başarısız darbe girişiminin ardından olağanüstü hal ilan edildi. Bizim ekonomi ve eğitim dünyamızda OHAL yok, piyasalar sakin, o nedenle biz işimize bakalım. Elbette eğitimi farklı emeller için kullanan kurum ve kuruluşlarla ilgili çalışmalar devam edecektir. Dileğimiz güçlü Türkiye’ye doğru ve kesintisiz yol almaktır. 75 bin üyeli Odamız ve 8 bin 500 öğrencisi, 438 öğretim üyesi ve 155 idari personeli bulunan üniversitemiz olarak bu yolda tüm gücümüzle çalışırken, demokratik ve parlamenter rejimin de yılmaz savunucuları olacağımızı kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz.”

  • Başbakan 65. Hükümet Programı’nı açıkladı

    Başbakan Binali Yıldırım, 65. Hükümet Programı’nı TBMM Genel Kurulu’nda açıkladı.

    Yıldırım, altı temel alanda çalışmalarını yoğunlaştıracaklarını kaydederek, bunların demokrasi ve adalet, eğitim, reel ekonomide köklü değişim, öncelikli dönüşüm programları, kamu yönetimi ve kamu maliyesi olduğunu söyledi. Yıldırım, “Vatandaşlarımız için olmazsa olmaz olan insan hak ve hürriyetleri ile adaleti daha ileri taşımak, ekonomik ve sosyal gelişmemiz için vazgeçilmez bir hedefimizdir. Türkiye’nin gerçek mukayeseli üstünlüğü genç ve dinamik nüfusudur. Bu gerçeği göz önünde bulundurarak eğitimde fırsat eşitliğinde ve herkesin eğitim imkânlarına erişimi konusunda çok önemli mesafeler katettik. Önümüzdeki dönemde eğitimde uzmanlaşmaya ve her seviyede kaliteyi artırmaya daha fazla hız vereceğiz. Üreterek büyüyen, istihdam oluşturan, ihracatı geliştiren bir ülke olma yolunda reel sektörü daha güçlü, daha rekabetçi hâle getireceğiz. Bu çerçevede atacağımız adımlarla üretim yapımızda ve ihracatımızda ileri teknolojiye dayalı yüksek katma değerli ürünlerin payını artırmış olacağız. İş ve yatırım ortamı iyileşecek, ulusal ve uluslararası doğrudan yatırımları teşvik edecek, destekleyecek ve tüm yatırımcıların ihtiyacı olan her türlü tedbiri zamanında alacağız” ifadelerini kullandı.

    Kamuda zaman yönetimini esas alan etkin bir personel sistemini önemsediklerini belirten Yıldırım, “Bu sayede daha hızlı çalışan, daha hızlı karar veren bir idari yapılanmayı gerçekleştireceğiz. Yerel yönetimlerde, kamu kaynaklarının ülke ve millet menfaati için kullanımını temin edecek düzenlemeleri süratle hayata geçireceğiz. Bütün bu alanları kapsayan öncelikli dönüşüm programımızı uygulamaya devam edeceğiz. Bu şekilde tasarrufları, yatırımı, üretimi, ihracatı artıracak, daha yüksek oranda büyüme hedefini gerçekleştireceğiz” şeklinde konuştu.

    Türkiye’de dördüncü sanayi devrimine geçiş için gerekli çalışmalara hız vereceklerini belirten yıldırım, “65’inci Hükümetimiz siyasi istikrar ve güven sayesinde ekonomik büyümeyi gerçekleştirmeye devam edecektir. Bu dönemde de yatırımlara ve projelere odaklanarak özel sektör yatırımlarını çok daha fazla destekleyeceğiz. Bilim ve teknoloji alanına verdiğimiz önemle başta uzay, havacılık ve savunma sanayisi olmak üzere yerli ve millî sanayimizi güçlendirmek için gerekli adımları atacağız. Bir taraftan üretken yatırımlara alternatif finans imkânları sağlarken, diğer taraftan da finansmana uygun şartlarda erişimi kolaylaştıracağız. Özel sektörün ilgisini yeterince çekmeyen bölgelerde kamu ve özel sektör iş birliği ile istihdam ağırlıklı proje ve yatırımlara öncelik vereceğiz. Böylece bölgesel kalkınma farklılıklarını asgari düzeye indirecek girişimleri güçlendireceğiz. Bütün bunları gerçekleştirerek milletimize karşı olan sorumluluğumuzu yerine getirebilmemiz için Meclisimizin ve milletimizin desteğine duyduğumuz güven tamdır” diye konuştu.

    Yıldırım şunları kaydetti:

    “Cumhuriyetimizin 100’üncü yılı 2023’e giderken önceliğimiz, ülkemizin çoğulcu, özgürlükçü, demokratik, sivil, milli ve hukukun üstünlüğüne dayanan bir yeni anayasaya sahip olmasıdır. Bu değerler üzerine inşa edilecek yeni anayasanın temel ilkesi, ahlaki referansı insan onuru ve insan hassasiyeti olacaktır. Yeni anayasa düzeninin odağında insan hak ve özgürlükleri yer alacak. Bu çerçevede düşünce inanç, ifade ve girişim özgürlüğünü sınırlayan yegâne unsur, eşit haklara sahip diğer vatandaşların özgürlük alanlarıdır. AK Parti hükûmetlerinin önemli bir reform alanı olarak gördüğü hak ve özgürlükler konusunda Türkiye’nin pek çok meselesi milletimizin beklenti ve ihtiyaçları doğrultusunda çözüme ulaştırılmıştır. Ülkemizin güçlü bir hukuk devleti olması yönünde önemli adımlar atılmıştır. Antidemokratik ve hukuksuzluk oluşturan uygulamalar, temel insan haklarına karşı işlenen cürümler, milli irade ve siyaset üzerinde tesis edilen vesayetler birer birer ortadan kaldırılmıştır. Herkesin inandığı gibi yaşayabildiği, fikirlerini özgürce ifade edebildiği, refaha katkıda bulunduğu, refahtan hak ettiği payı aldığı, emniyet, huzur, birlik ve kardeşlik içerisinde yaşayan bir toplum olarak birlikte geleceğe yürüyeceğiz. Bu bağlamda, siyaset alanı genişleyecek, vesayet yerine millet iradesi tam anlamıyla tahkim edilecek, yeni anayasa ve sistemle birlikte yeni Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü, Siyasi Partiler Kanunu, Seçim Kanunu da hazırlanarak yürürlüğe konacaktır.”

    65’inci Hükümet döneminde doğrudan anayasal sistemle bağlantılı seçim kanunlarının, Siyasi Partiler Kanunu gibi kanunların güncelleştirileceğini söyleyen Yıldırım, “Bugün artık bu tartışmaları bir kenara bırakıp Cumhurbaşkanımızın halk tarafından seçilmesiyle birlikte ortaya çıkan fiili duruma anayasayla resmi ve hukuki bir statü kazandırılması bir zaruret hâline gelmiştir. Mevcut sistemin yetki, görev, sorumluluk paylaşımındaki pek çok muğlaklıklar barındırması siyasal sistemin yeniden düzenlenmesini mecburi hâle getirmektedir. Mevcut sistem içindeki tıkanıklığın Meclisimizde oluşacak uzlaşmalarla çözümü için birçok girişimde bulunulmuş ancak bugüne kadar maalesef ortak bir uzlaşma ortaya çıkmamıştır. Bu bakımdan, seçimlerde söz verdiğimiz gibi AK Parti olarak bu konuyu ülkemizin gündeminde daha fazla tutmamak adına gerekli çalışmaları başlatacağız ve bu konuda da tüm siyasi partilerin desteğini arayacağız. Yeni anayasayla seçimlerin istikrar üreteceği, yasama, yürütmenin müstakil olarak etkin olduğu, demokratik denge kontrol mekanizmasının etkin işlediği, toplumsal farklılıkların temsilinin sağlandığı, karar alma süreçlerinin hızlandığı yeni bir siyasal sistem öngörülmektedir. Şunu herkes bilmelidir ki AK Parti’nin başkanlık sistemi önerisi üniter yapıyı esas almaktadır. Adaleti mülkün ve meşruiyetin temeli, hukuk devletinin esası olarak görüyoruz. Bizim için adalet, hukukun üstünlüğüne dayalı, herkesin güven duyduğu, her türlü güç odağından bağımsız, tarafsız, vatandaşın beklentilerine hızlı cevap veren bir yapıda olmalıdır” diye konuştu.
    Yıldırım şöyle konuştu:

    “17-25 Aralık darbe girişimiyle birlikte su yüzüne çıkan, iş dünyasını, sivil toplumun çeşitli kesimlerini, eğitim camiasını, dini cemaatleri, güvenlik ve yargı bürokrasisini ele geçirmeye çalışan paralel terör örgütü ve bu örgütün iç, dış uzantılarıyla hukuki, idari mücadelemiz kesintisiz devam edecektir. Hiçbir kişi veya kesimin devletle bilek güreşi tutuşmasına asla izin verilmeyecektir. Kamu yönetiminde şartların ve anlayışların değişimi içinde, yenilikçi, vatandaş memnuniyetini esas alan yaklaşım bizim için esastır. Bürokratik atalet ve rutinleşmeye karşı katılımcı anlayış içerisinde, yönetim yapımızı, uygulamalarımızı tekrar gözden geçireceğiz. Vatandaşın denetleyen gözüyle, siyasi sahiplenmeyle iş ve yaşam kalitesini sürekli şekilde artıracağız.”

    Başbakan Binali Yıldırım, “İş güvencesi ve kıdem tazminatı hususları tüm sosyal taraflarla görüşülerek çalışanın hak ve hukuku gözetilmek suretiyle birlikte ele alınacaktır” dedi.

    Yıldırım, insani kalkınma hedeflerinin temelinin eğitimin oluşturduğunu söyleyerek, “Eğitimde kalite en öncelik verdiğimiz alanlardan biri olacaktır. Bu kapsamda ‘eğitimde kalite seferberliği’ni başlatarak, ‘Eğitim Kalite Endeksi’ hazırlayacağız. Okul türleri ve bölgeler arası başarı farklılıklarını azaltarak eğitimde fırsat eşitliğine bütün boyutlarıyla hayatiyet kazandıracağız. Milli Eğitim alanında uygulayacağımız politikaların odağında yer alan Öğretmen Strateji Belgesi’ni hazırlayıp yürürlüğe koyacağız. Müfredatı bilgi teknolojileri destekli öğretime uygun hale getirerek, eğitsel e-içeriklerin genişletilmesi ve daha da geliştirilmesini sağlayacağız. Eğitim sisteminin her kademesinde ailenin eğitim sürecine katkısını artıracak etkileşimli bir mekanizma oluşturacağız” ifadelerini kullandı.

    Sağlık alanında hizmet standardının sürdürülebilirliğini sağlamanın, yeni reformlarla hizmet kalitesini artırmanın, başta yoksul kesimler olmak üzere hizmeti vatandaşların ayağına götürmek amacında olduğunu ifade eden Yıldırım, “Tıbbi teknolojide, ilaç ve kozmetik endüstrisinde ve sağlık turizminde kapasitemizi artıracağız. Hedefimiz, yerli ve milli üretimle, ülkemizi sağlık alanında bölgemizin öncü ülkesi yapmaktır. Önümüzdeki dönemde hastanelerimizdeki nitelikli yatak oranını daha da artıracağız. Koruyucu hekimliği yaygınlaştıracağız ve sağlıklı yaşam kültürünü teşvik edeceğiz. Bilgi ve İletişim Teknolojileri destekli entegre uzaktan sağlık ve bakım uygulamalarını yaygınlaştıracağız. Evde sağlık hizmetlerini geliştireceğiz. Ağız ve diş sağlığının düzenli kontrollerle takip edilmesini sağlayacağız. Biyoteknolojik ürünlerde yerli üretimi artıracağız. Yerli plazma ürünleri üreteceğiz. Ülkemizi bu teknolojiyi üretebilen ve kullanabilen sayılı ülkelerden biri haline getireceğiz. Kişiye özel kanser tedavisini öngören ONCOGEN projemizi hayata geçireceğiz. Milli aşı projemiz ile kendi aşımızı üreteceğiz” şeklinde konuştu.

    Yıldırım, güçlü aile yapısını diğer toplumlara göre önemli bir fark ve avantaj olarak gördüklerini belirterek, “Ailelerimizi, kültürel değerlerimizin taşıyıcıları ve bireyi topluma, toplumu bireye bağlayan önemli birer köprü olarak değerlendiriyoruz. Geleceğimizin teminatı çocuklarımız kaliteli bir aile ortamında büyürken, ruhen ve bedenen sağlıklı bir biçimde yetişecekler ve topluma dinamizm kazandıran nesiller oluşturacaklardır. Sosyal yardım veya sosyal hizmete ihtiyacı olan bütün dezavantajlı vatandaşlarımıza ulaşacak olan Aile Sosyal Destek Programı’nın (ASDEP) alt yapısını tamamlayacak ve yeterli sayıda nitelikli personel istihdam ederek ASDEP’i aşamalı olarak hayata geçireceğiz. Aile, bebek ve çocuk dostu kültürel ortam ve mekânlar oluşturacağız. Sokakta yaşayan, çalışan, çalıştırılan ve risk altında olduğu tespit edilen çocuklar ile koruma altında olup uyuşturucu bağımlılığı tedavisi tamamlanan çocuklar ve ailelerine yönelik psikolojik ve sosyal destek programları oluşturacağız” diye konuştu.

    Kadın girişimci sayısını arttıracaklarını söyleyen Yıldırım, “Yeni dönemde kadının bireysel ve toplumsal olarak daha da güçlenmesi için hayata geçirdiğimiz politikaları ve başlattığımız çalışmaları kararlılıkla uygulamaya devam edeceğiz. Kadınlarımızın konumunu daha da güçlendirmek ve uygulamalarımızın etkinliğini artırmak üzere, kadına ilişkin mevzuatı ilgili tarafların görüşlerini alarak gözden geçireceğiz. Başta erken çocukluk dönemi eğitiminin geliştirilmesi olmak üzere kız çocuklarının eğitime devam etmelerinin sağlanması için gerekli tedbirleri alacak ve ilave teşvik mekanizmalarını hayata geçireceğiz. Kadın istihdamına yönelik getirdiğimiz istihdam teşviklerinin devamını sağlayacağız. Kadın Girişimciliği Programı hazırlayarak uygulamaya koyacak ve kadınlarımızın iş hayatına atılmalarını kolaylaştıracağız” ifadelerini kullandı.

    Seçilme yaşını 18’e indireceklerini kaydeden Yıldırım, “Gençlerimizin sosyal hayatta ve karar alma mekanizmalarında daha aktif rol almalarını sağlayacağız. Seçilme yaşını 18’e indireceğiz. Gençlerin ortaöğretimden yükseköğretime geçişte eğitim ve kariyer planlamasına yardım edecek ‘Kariyer Merkezleri’ kuracağız. Genç girişimciliği güçlendirmeye yönelik finansman, teknoloji, işletme ve pazarlama gibi konularda programlar düzenleyeceğiz. Kendi işini kurmak isteyen gençlerimize proje karşılığı 50 bin liraya kadar karşılıksız nakdi destek veriyoruz. Kendi işini kurmak veya geliştirmek isteyen gençlerimize ayrıca 100 bin liraya kadar faizsiz kredi veriyoruz. Yeni iş kuran gençlerimize üç yıl boyunca gelir vergisi muafiyeti sağlayacağız. GENÇDES programını hayata geçiriyoruz. Gençlerimizin kısa film, ilk film, kitap, dergi vb. sanatsal faaliyetleri ile sportif faaliyetlerine proje bazlı karşılıksız destek vereceğiz. Gençlik Akademisi kuracağız. Gençlerimize ücretsiz internet erişimi imkânı getireceğiz” dedi.

    Çalışma hayatına ilişkin olarak Yıldırım, “Çalışan kesimlerimizin iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması insani açıdan önemli olduğu gibi, verimli ve katma değeri yüksek bir üretim yapısının da ön şartıdır. İş güvencesi ve kıdem tazminatı hususları tüm sosyal taraflarla görüşülerek çalışanın hak ve hukuku gözetilmek suretiyle birlikte ele alınacaktır. Özel sektör işletmelerinde eğitim birimleri kurulmasını teşvik edeceğiz. Özel sektör, meslek kuruluşları ile işçi ve işveren kuruluşlarının meslek eğitimi vermelerini özendireceğiz. Sektörden gelen talepler doğrultusunda iş ve eğitim dünyası için gerekli olan Ulusal Meslek Standartları hazırlanıp yürürlüğe konulacak, yürürlükteki standartlar en geç 5 yılda bir güncellenecektir” ifadelerini kullandı.
    Ekonomiye yönelik olarak Yıldırım, Türkiye’nin kalkınmasına daha fazla ivme sağlayacak yüksek katma değerli alanlara odaklanacaklarını aktararak, “İmalat sanayiinde yenilikçi ve yüksek teknolojili sektörlere dayalı bir biçimde dönüşümü gerçekleştirmeyi, girişimcilik kapasitemizi güçlendirmeyi, bilgi tabanlı ekonomiye dönüşüm için nitelikli bir istihdam alt yapısı oluşturmayı öncelikli olarak görüyoruz. Önümüzdeki dönemde yüksek teknolojiye dayalı yurtiçi üretimi artırma ve ithalata bağımlılığı azaltma perspektifiyle, imalat sanayiinin GSYH içindeki payının artırılması ve yapısal dönüşümün sağlanması temel önceliğimiz olacaktır. Kayıt dışı ekonomi ile katılımcı bir anlayışla etkin bir biçimde yürütülecek mücadele sonucunda verginin tabana yayılması sağlanacaktır. Bu sayede oluşturulacak mali alan ile büyüme odaklı yeni politikaların uygulanmasına imkân oluşturacağız. Fiyat istikrarını güçlendirecek para politikası çerçevesini koruyacağız” dedi.

    Yıldırım, istihdama ilişkin olarak şunları söyledi:

    “İşgücü piyasasının daha etkin işlediği bir ortamda işsizliği kalıcı şekilde düşük oranlara indirmeyi hedefliyoruz. İşsizliği azaltmak, işgücü piyasalarında arz ve talep uyumunu sağlamak, daha planlı bir şekilde ihtiyaçları karşılamak üzere sürekli bir şekilde iş dünyamızın taleplerini analiz edecek ve buna bağlı olarak mesleki eğitim başta olmak üzere politikalarımızı şekillendireceğiz. Türkiye’de kadın girişimciliğinin geliştirilmesine yönelik bir program uygulayacağız. Program kapsamında eğitim, finansman ve mentörlük destekleri sağlayacağız.”

    YENİ ANAYASA VE TERÖR VURGUSU

    1 Kasım seçimlerinin asıl galibinin Türkiye olduğunu söyleyen Başbakan Yıldırım, Ahmet Davutoğlu ve Bakanlar Kurulu’na teşekkür etti. Yıldırım, AK Parti hükümetleri olarak verdikleri sözleri tuttuklarını belirterek, “2002’den sonra elde ettiğimiz bütün başarılarımızın mimarı Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dır. Sayın Cumhurbaşkanımızı liderliğinde oluşan bu kazanımları Cumhurbaşkanımız liderliğinde hep birlikte çalışarak geleceğe taşıyacağız. Bütün AK Parti hükümetleri gibi 65. Hükümetimiz de partimize oy versin, vermesin tüm vatandaşlarımıza hizmet edecektir” ifadelerini kullandı.

    Yıldırım, AK Parti hükümetlerinin 14 yıl boyunca demokrasinin yerleşmesi, milli birlik ve beraberliğin sağlanması için canla başla çalıştığını belirterek, milli iradeye dayalı siyaset kurumunu zayıflatmaya yönelik her türlü tahrik ve tertibi milletin büyük sağduyusuyla aştıklarını ifade etti. “Bölücü terör örgütü, paralel terör örgütü tüm terör örgütleriyle mücadelemiz kararlılıkla devam edecektir” diyen Yıldırım konuşmasına şöyle devam etti:

    “Milletimizin birliğine, kardeşliğine ve devletimizin bekasına halel getirecek hiçbir gayrimeşru oluşuma müsamaha gösterilmeyecektir. Milletimiz emin olsun ki bu terör belası Türkiye’nin gündeminden çıkarılacaktır. Ülkemizin terörle mücadelesinde vatanımız ve milletimizin huzuru için en büyük fedakarlığı yaparak kanlarını akıtmış, canlarını ülkemizin geleceği için vermiş olan kahraman şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Tüm şehit ve gazilerimiz ile bize onların emaneti olan aileleri ve yakınları milletim adına şükranlarımı sunuyorum.”

    Yeni Anayasa ile ilgili olarak ise Yıldırım, “Gün bugündür. Artık yeni Anayasa, başkanlık sistemi de dahil olmak üzere yeni yönetim sistemini de belirleyecek değişiklik behemahal 26. yasama döneminde AK Parti hükümeti olarak bizim de öncelikli konularımız arasında yerini alacaktır. İlk millet iradesiyle gerçekleştirilecek bu Anayasa’nın yapımında diğer siyasi partilerin yanımızda görmeyi bekliyoruz. Gelin, bu tarihi sorumluluğu birlikte yerine getirelim” dedi.