Etiket: Prof. Dr

  • Prof.Dr. Hüseyin Şeker: “Büyük veri ve yapay zeka gelecek 5-10 seneye hükmedecek”

    Karabük Üniversitesi, Bangladeş Daffodil Uluslararası Üniversitesi ve Güney Kore Dongseo Üniversitesinin ortaklaşa düzenlediği Uluslararası Siber Güvenlik ve Bilgisayar Bilimleri Konferansı (ICONCS2018) Karabük Üniversitesinde gerçekleşiyor.

    18-20 Ekim tarihleri arasında düzenlenen Uluslararası Siber Güvenlik ve Bilgisayar Bilimleri Konferansı (ICONCS2018) Karabük Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Hamit Çepni Konferans Salonu’nda başladı. Konferansa Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İbrahim Kürtül, İngiltere’de bulunan Northumbrian Üniversitesinden Prof. Dr. Hüseyin Şeker, Amerika’da bulunan Albany Üniversitesinden Prof Dr. Sanyaj Goel ile birlikte çok sayıda öğretim görevlisi ve öğrenci katıldı.

    Siber güvenlik alanındaki bilimsel ve endüstriyel çalışmaların paylaşıldığı konferansta akademisyen ve uzmanlar tarafından siber güvenlik sistemleri teknik, hukuki, ekonomik ve sosyal boyutlarıyla ele alınıyor. 3 gün sürecek konferansa başta İngiltere, Malezya, Amerika, Güney Kore, Bangladeş, Ukrayna ve Fransa olmak üzere çeşitli ülkelerden katılan 200’e yakın akademisyen konuyla ilgili bildiri ve çalışmalarını sunacak.

    Konferansta konuşan Northumbrian Üniversitesinde görevli Prof. Dr. Hüseyin Şeker, yaklaşık 20 yıldır İngiltere’de bulunduğunu bilgisayar, yapay zeka ve veri analizleri gibi alanlarda çalıştığını ve edindiği bilgileri konferansa katılan öğrencilere aktarmak istediğini belirterek, “Bugünkü konuşmamda olaya hem İngiltere hem de dünya perspektifinden baktım. Dünyadaki gelişmeleri anlatmaya çalıştım ve aynı zamanda kendi yaptığım çalışmalardan da bahsetmeye çalıştım. Özellikle son 2-3 senedir çalıştığım endüstri projelerinden bahsettim. Mesela General Electrics (GE) ile yaptığımız petrol ve gaz boru hatlarının akıllı bir şekilde analiz edilmesi ve daha önceden haberimiz oluğunda nasıl sızıntı ve korozyon olmasını engelleyebiliriz. Bu konuda toplanmış 30 senelik veri var. Yaklaşık bir milyon kilometrelik boru hatlarından elde edilmiş veriler var. Biz bunları akılla hale getirdik. Senelik yaklaşık 1000 saatlik insan gücünden tasarruf etmiş oluyoruz. Bunun maddi karşılığı da yaklaşık 100 bin dolarına tekabül ediyor. Bu konuda GE ile beraber çalışıyoruz. Bu proje hem İngiliz hükümeti tarafından hem de GE tarafından desteklenmiş durumda. Bunların haricinde gençler için bir takım örnekler vermeye çalıştık” dedi.

    “İnsanları geliştirebilmek için çok büyük enstitü kurdular”

    Dünyadaki gelişmelerden bahsederek bu konuda neler yapılabileceğini ve verinin toplanması, analiz edilmesi ve bununla beraber doğru veri kaynaklarına ulaşmanın da çok önemli olduğunu ifade etmeye çalıştıklarını kaydeden Şeker, “ İngiltere’de 2015’te artık akıllı tekniklerle bir takım modüller geliştiriliyor. 2017’de İngiltere’de endüstriyel strateji açıklandı. Buradaki kelimeleri sayarsanız ‘data’ kelimesi ve yapay zeka kelimeleri daha fazla. Bunun üzerine çok büyük bir yatırım var. 2018 Mart ayında İngiliz hükümetinin AI Stratejisi yayınlandı. Buna bağlı olarak da insanları daha iyi geliştirebilmek için çok büyük bir enstitü kurdular. 25 üniversitenin ve 40 şirketin beraber çalışacağı bir enstitü kurdular ve çalışma yapıyorlar” diye konuştu.

    “Büyük veri ve yapay zeka gelecek 5-10 seneye hükmedecek”

    Şeker, gerek veri analizi gerekse yapay zeka üzerinde devletlerin çok ilgili olduğunu ve katkı yapmaya başladıklarını dile getirerek gençlere şu tavsiyelerde bulundu:

    “Şirketler de bu konu üzerinde çalışıyorlar. Gerek devlet gerekse endüstri, işlerini otomatize etmeye çalışıyor. Dolayısıyla veri madenciliği, büyük veri analizi, büyük veri yönetimi ve yapay zeka gelecek 5-10 seneye gerçekten hükmedecek. Üzerinde çok fazla durulacak. Gençlerin bu konuda çalışmalarını tavsiye ederim. İngiltere’de son yapılan bir çalışmada da zaten bunun önemini gösterdiler. İngiliz hükümeti gelecek 5-10 yıl içerisinde bu konuya 80 milyar sterlin ayırdı. Son yıllarda şirketlerle yapılan mülakatlarda da iki konu önemli olarak öne çıkıyor. Birincisi veri madenciliği ve bu konu ile otomatize edilmiş araçların geliştirilmesi. İkincisi de bu verilerin korunması. Gençlerin bu konularla ilgili çalışmasını özellikle de endüstri ile ilgili alanla da çalışmasını tavsiye ediyorum.”

    Konferansın sonunda konuşmacılara hediye takdimi yapıldı.

  • Prof.Dr. Atmaca,”Ruh sağlığı sağlığın çok önemli pir parçası”

    Ruh sağlığının, sağlığın çok önemli bir parçası olduğuna dikkat çeken Fırat Üniversitesi (FÜ) Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murad Atmaca,” 15-29 yaş arası bireyler arasında ikinci ölüm nedeni olarak karşımıza çıkan intihar olgusu bu yaklaşımı destekleyen sayısız göstergelerden yalnızca biridir. Bununla birlikte madde bağımlılığı, yeme bozuklukları, tehlikeli araç kullanımı, öfke kontrol sorunları, geleceğe yönelik belirsizlik ve kaygı gibi çok sayıda problem yine gençler arasında yaygın olarak görülmekte ve toplum ruh sağlığı açısından önemli bir risk oluşturmaktadır”dedi.

    Dünya Ruh Sağlığı Günü nedeniyle “Gençler ve Değişen Dünyada Ruh Sağlığı” temasıyla ilgili FÜ Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Türkiye Psikiyatri Derneği Elazığ Şube Prof. Dr. Murad Atmaca açıklamada bulundu.

    10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü, ülkedeki ve dünyadaki ruh sağlığı sorunlarının ve çözümüne ilişkin önerilerin kamuoyu ve politika yapıcıların gündemine taşınması ve farkındalık oluşturulması için önemli bir fırsat ortaya koymak olduğunu belirten FÜ Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murad Atmaca, Ruh sağlığının sağlığın çok önemli bir parçası olduğunu ve ruh sağlığı hizmetinin toplumun her bireyi için bir hak olduğunun altını yeniden çizmek istediklerini söyledi.

    Dünya Sağlık Örgütü tarafından 10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü’nün temasını bu yıl “Gençler ve Değişen Dünyada Ruh Sağlığı” olarak belirlendikleri belirten Prof. Dr. Atmaca, “Günümüzde yaş aralığı daha ileri yaşlara doğru giden ve tanımı da zamanın koşullarına göre değişen ’gençlik dönemi” insan gelişiminin önemli bir evresi olduğu kadar ruh sağlığı açısından çok sayıda riski de beraberinde getiren bir dönemdir. Bu dönemin ilk evresine denk gelen ergenlik dönemi heyecan arayışının yüksek olduğu ve riskli davranışların da sık görüldüğü bir evredir. Bununla birlikte, gelişim dönemine bağlı olmaksızın toplumdaki her bireyi etkileme potansiyeline sahip bazı olayların ergen ve gençlerin ruh sağlığı üzerindeki etkisi, bu gelişim döneminin özellikleri bakımından önem kazanmaktadır. Henüz başa çıkma ve sosyal problem çözme becerileri yeterince gelişmemiş gençler için bu dönemin oldukça zorlayıcı olduğu ise açıktır” şeklinde konuştu.

    “Ruh sağlığı sağlığın çok önemli pir parçası”

    Ruh sağlığını korumanın, tedavide olduğu gibi, bireysel ve toplumsal dinamiklerin bir bileşkesi olduğunu, devletin her kurumunun ve tüm sosyal bileşenlerin ruh sağlığının korunmasında sorumluluğu olduğunu dile getiren Atmaca,“ Tedavi ve danışmanlık olanaklarının yetersizliği, bilgisizlik, eksik ya da yanlış yönlendirme gibi nedenlerle bu problemlerin önemli bir bölümünün tedavi edilmeksizin varlığını sürdürdüğü görülmektedir. Bireyin ileri ki yaşamında da olumsuz etkilere neden olabileceği öngörülebilmektedir. 15-29 yaş arası bireyler arasında ikinci ölüm nedeni olarak karşımıza çıkan intihar olgusu bu yaklaşımı destekleyen sayısız göstergelerden yalnızca biridir. Bununla birlikte madde bağımlılığı, yeme bozuklukları, tehlikeli araç kullanımı, öfke kontrol sorunları, geleceğe yönelik belirsizlik ve kaygı gibi çok sayıda problem yine gençler arasında yaygın olarak görülmekte ve toplum ruh sağlığı açısından önemli bir risk oluşturmaktadır. Tablo böyleyken bir yandan da ülkemizdeki eğitim sisteminde ve koruyucu ruh sağlığı hizmetlerinde gençlerin mevcut problemlerle daha etkili ve sağlıklı şekilde başa çıkmalarını sağlayacak yaklaşımların benimsenmediğini görmekteyiz. Değişen dünyada gençlerin ruh sağlığı temasını vurguladığımız bugünde, ruh sağlığının, sağlığın çok önemli bir parçası olduğunun ve ruh sağlığı hizmetinin toplumun her bireyi için bir hak olduğunun altını yeniden çizmek isteriz“ ifadelerini kullandı.

    Ülkede sağlık çalışanlarının şiddet nedeniyle büyük bir baskı altında çalıştıklarının da altını çizen Atmaca, “Her yıl olduğu gibi bu yılın da bir teması var. Ancak bir hafta önce psikiyatrist meslektaşımız öldürüldü, sağlıkta şiddetin kurbanı oldu. Maalesef zaten gündemde olan sağlıkta şiddet konusu her şeyin önüne geçti. Şiddete maruz kalan sağlık çalışanlarının olayı bildirme ve yardım alma çağrısı için beyaz kod sistemi geliştirilmiştir. Sevgi, saygı, ve adaletin hakim olduğu, karşılıklı anlayış ve uzlaşma temelinde oluşturulmuş sağlıklı yaşam ve çalışma ortamlarında geçireceğimiz 10 Ekimler dileğiyle tüm insanlığın 10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Gününü Kutluyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.

  • Prof.Dr. Fuat Sezgin son yolculuğuna uğurlandı

    Dünyaca ünlü İslam bilim tarihi araştırmacısı Prof. Dr. Fuat Sezgin, son yolculuğuna uğurlandı.

    Prof. Dr. Sezgin için Fatih Camii’nde öğle vakti cenaze töreni düzenlendi. Törene, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş da katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, cenaze töreninde yaptığı konuşmada, Prof. Dr. Sezgin’i tanıdığı andan itibaren ilim noktasında nasıl kararlı bir insan ve nasıl bir vatan sevdalısı olduğunu gördüğünü söyledi. Fuat Sezgin’in, Türkiye’ye sevdalı olmasının yanında tüm eserlerini Türkiye’ye nasıl getireceğinin de hep hesabı içinde olduğunu anlatan Erdoğan, “Bunları kendisiyle konuştuk. ‘Hocam sen nereyi beğeniyorsan, nereyi istiyorsan söyle, biz inşallah orada bu merkezi oluşturalım’ dedik. Hocamız da Gülhane Parkı’nın içinde şu an müze olan yeri beğendiğini söyledi. Bizler belediyemizle birlikte orada bu çalışmayı yoğunlaştırdık. Şu anki yere kavuştuk” şeklinde konuştu.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu anda Sezgin’in yurt dışında kalan eserlerinin Türkiye’ye getirilmesi noktasında çalışmaların sürdüğünü ifade ederek, “Buradaki vakıf yönetimi bu konuyu sıkı bir takipte. Onların gelişiyle birlikte de gerek buradaki müze gerek kütüphane çok daha güçlü bir hale gelecek. İnşallah müzenin yanına da bugün defnini yapacağız. Öyle bir arzusu, talebi daha önce de olmuştu ve bu vesileyle attığımız bu adımda da buna bir ilave yapalım istedik. 2019 yılını inşallah Prof. Dr. Fuat Sezgin İslam Bilim Tarihi Yılı olarak ilan edeceğiz. Bunun da talimatını verdik. İnşallah bu da hem bilim tarihimiz için hem ilim irfan tarihimiz için hayırlara vesile olur” dedi.

    Prof. Dr. Fuat Sezgin’in cenazesi Fatih Camii’nde kılınan cenaze namazının ardından Gülhane Parkı’na defnedildi. Cenaze sonrasında açıklamalarda bulunan Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş ise, “Fuat Sezgin, eşi bulunmaz yeri doldurulamaz büyük bir insandı, büyük bir bilim insanıydı” dedi ve şöyle devam etti:

    “Fuat Sezgin, bilim tarihi üzerine özellikle İslam bilim tarihi üzerine dünya çapında çalışmaları olan büyük bir yıldızlı hem Avrupa’da hem İslam dünyasının dört bir tarafında kendisinin izini takip eden sayısız bilim adamı yetiştirdi. Almanya’da hayatı boyunca biriktirmiş olduğu yaklaşık 72 bin ciltlik büyük kütüphanesinin bir bölümünü, önemli bir kısmını Türkiye’ye getirdik. Ama maalesef Türkiye ile Almanya arasındaki ilişkilerin gergin olduğu geçtiğimiz dönemde bunu da fırsat bilen bazı çevreler tarafından kitaplarının bir kısmına el konuldu şimdi bunların da Türkiye’ye getirilmesi için başlatılan mücadeleyi biz sürdüreceğiz.”

    Cenaze töreninin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş ile birlikte Gülhane Parkı içerisinde oluşturulan Fuat Sezgin Kütüphanesi’nde incelemelerde bulundu.

  • Elazığ’da, Prof.Dr. Nuran Yazıcıoğlu’nun ismi parka verildi

    Elazığ Belediyesi tarafından ünlü Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Nuran Yazıcıoğlu’nun ismi, kentte bulunan bir parka verildi.

    Elazığ Belediyesi tarafından 2018 yılının Kültür ve Sanat Yılı ilan edilmesi ile kentte belirli aralıklarla çeşitli etkinlikler düzenleniyor. Bu kapsamda son olarak Belediye tarafından merkez Ataşehir Mahallesi’nde bulunan bir parka Prof. Dr. Nuran Yazıcıoğlu’nun ismi verildi. Parkın açılışı Belediye Başkanı Mücahit Yanılmaz ve Prof. Dr. Nuran Yazıcıoğlu, Prof. Dr. Canan Karatay, Ankara Elazığ Kültür ve Tanıtma Vakfı Başkanı Mehmet Çağlar ile birlikte çok sayıda davetlinin katılımıyla yapıldı.

    Elazığ’ın her gün biraz daha geliştiğini belirten Belediye Başkanı Mücahit Yanılmaz, “Elazığ’ı geleceğe taşıyoruz. Elazığ’ı geleceğe taşırken yaptığımız yollar, kaldırımlar, parklar, bahçeler ve diğer yatırımlarla birlikte kültürünün, sanatının, musikisinin, edebiyatının ve şiirinin de ne kadar önemli olduğunu idraki içinde hareket ediyoruz. Bir şehri şehir yapan o şehirdeki binalar değil. Binalar mutlaka şehirlere bir ruh verir ancak yeterli değildir. Şehri şehir yapan unsur kadim medeniyetidir, kültürü, sanatı, musikisi ve edebiyatıdır. Bugün karşımızda iki tane bilim adamımız var. Elazığ’ın en meşhur olan şeyi yetiştirdiği insanlardır. Vatanına, milletine bağlı, çalışkan, cesur, vatansever ve misafirperver insanlarıdır. Elazığ bayrağı uğruna canını vermekten çekinmeyen insanların olduğu bir şehirdir. Bununla gurur duyuyoruz” dedi.

    Son 3 yılda Elazığ’a yeni 94 park kazandırdıklarına dikkat çeken Başkan Yanılmaz, “Elbette parkların üzerindeki ağaçlar, yeşillikler ve çiçekler önemlidir. Ancak istedik ki bu parka gelen evladımız, kadınımız, gencimiz ve büyüklerimiz aynı zamanda bu parkın girişinde bulunan ismi andığında yeni bir kimlik ile de karşı karşıya kalsın. O ismi merak etsin bu isim kimdir, nerede doğmuş, nerede büyümüş hangi alanda kendini yetiştirmiş ve hangi alanda insanlığa hizmet etmiş . İnsanlar vefat ettikten sonra bir yerlere isimleri verilir. Biz bu kuralı da bozalım dedik. Vefat ettikten sonra onun ne kadar büyük olduğunu sadece evlatları ve yakınları anmasın. Birde yaşarken hep birlikte bu zevki tadalım. Oda görsün ne kadar büyük olduğunu, ne kadar değerli olduğunu insanlığa ne büyük hizmetler verdiğini yaşarken görsünler dedik ve parklarımızı bu isimlerle donattık” ifadelerini kullandı.

    Çok değerli isimlerin şehirde kimlik oluşturduklarını belirten Ankara Elazığ Kültür ve Tanıtma Vakfı Başkanı Mehmet Çağlar ise “Şehri markalaştıran bu kimlikler şehrin tanıtımında çok önemli bir rol oynamaktadır. Prof. Dr. Nuran Yazıcıoğlu’da bu şehrin yetiştirdiği ulusal ve uluslararası düzeyde kariyeriyle ün yapmış önemli bir değerimizdir” diye konuştu.

    Küçükken bu topraklarda gezdiğini belirten Prof. Dr. Nuran Yazıcıoğlu’da, “Bir gün benim adımın buraya verileceğini nereden bilebilirdim. Gerçekten çok mutluyum. Başkanım ve tüm hemşehrilerime böyle bir parka benim adımı verdikleri için teşekkür ediyorum. Elazığ’da güzel bir çocukluk ve eğitimden geçtim. Elazığ’daki çocukluğum ve lise hayatım gerçekten unutulmayacak değerlere sahiptir” diyerek düşüncelerini aktardı.

    Konuşmaların ardından parkın açılışı, katılımcıların kurdele kesimi ile yapıldı.

  • Bingöl Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr. Olgun: “FETÖ gibi dini istismarcılara karşı insanlarımızı doğru dini bilgiyle donatmalıyız”

    İlahiyatçı Prof. Dr. Hakan Olgun, “Kötü mihraplar tarafından kolayca manipüle edilebilen toplumumuzun, duygusal zeminden çıkıp bilgi düzeyine geçmesi lazım. İnsanlarımızı Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) gibi dini istismarlara karşı, elimizdeki tek silahımız olan doğru dini bilgiyle donatmalıyız” dedi.

    Bingöl Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve İlahiyatçı Prof.Dr. Hakan Olgun, 15 Temmuz’un Türkiye tarihinde önemli bir kırılma noktasını ifade ettiğini belirterek yapılması gerekenlerle ilgili açıklamalarda bulundu.

    Rektör Yardımcısı Olgun, “Müslüman bir delikten iki defa ısırılmaz diye bir kaide vardır. Umarım bu yaşanan tecrübe Türkiye deki milletimiz için yeni tehditlerin yeni tehlikelerin önünü almak açısından güzel önlemler almamızı söyleyen bir uyarı olmuş olsun” diye konuştu.

    FETÖ’nün baştan sona bir istismar harekatı olduğunu vurgulayan Olgun, genç nesilleri çeşitli vaatlerle kandırarak, dini duygularını istismar ettiğini belirterek sözlerine şöyle devam etti:

    “Şimdi şöyle bir örnek verelim genç bir nesil aldığımızı düşünelim gençlik için asıl olan nedirç Meslektir, eğitimdir, sosyal çevredir, iş arayışıdır, evliliktir. Söz konusu örgüt bütün gençlere bunları vadetmek suretiyle yani sosyal bir çevre oluşturmak, iyi bir eğitim almak hatta kataloglar üzerinden eş seçimine kadar işi götürerek, bir anlamda toplumun bütün manevi duygularını, bütün medeni taleplerini bütün fıkhı ihtiyaçları sonuna kadar istismar etmiş bir örgütle karşı karşıyayız.”

    “Artık ikinci aşamaya geçmemiz gerekiyor”

    Toplumun yeterince dini bilgiye sahip olmadığını ve istismara açık olduğunu vurgulayan Olgun, “Geçtiğimiz bir seneyi şehitlerimizi anarak, milli birlik ve beraberlik vurgusu yaparak geçirdik. Ama artık ikinci aşamaya geçmemiz gerekiyor. Sözünü ettiğimiz ikinci aşama ise biz nerede hata yaptık sorusunun cevabını aramaktır. Nerede hata yaptık. Ben bir Yunanistan akademisi olarak kendimce cevabı şöyle veriyorum, bu durum tamamen doğru dini eğitimin verilememesi hatasıdır. Biz gençlerimize kula kul olmamak, bir başkasını eteğine yapışmamak, başkasının iradesine kendi irademizi satmamak şeklinde sadece Allah’a kul olmak, Allah resulünü örnek almak onun dışında hiçbir bilgiyi, öğretiyi körü körüne kabul etmeyi öğretemedik. Umarım bu vesile olur bazen şerlerden de hayır çıkar” ifadelerine yer verdi.

    “Duygusal toplumdan, bilgi düzeyine geçmeliyiz”

    FETÖ, DEAŞ ve PKK’nın insanların duygularını körelterek, egemenlik altına alan terör grupları olduğunu ifade eden Olgun, “Bütün terör örgütleri aslında insanların ya dinini, ya duygusunu ya maneviyatını duygusal yönünü istismar ederek yol almaktadır. Bu yüzden altı çizilmesi gereken konu, toplumumuzun artık duygusal zeminden bilgi düzeyine geçmesi lazım. Yani bilgi toplumu olmamız lazım. Maalesef bizim toplumumuzda, hele ki doğu coğrafyamız duygusal insanlardan oluşmaktadır. Bu duygusallık kötü mihraplar tarafından kolayca manipüle edilmekte, istismar edilmektedir. Bizim bu açıdan tüm terör örgütleri için alacağımız en iyi önlem, bilgi toplumu düzeyinde bir eğitime özellikle doğru dini bilgi düzeyine geçmemiz gerekiyor” diyerek sözlerini tamamladı.