Etiket: Problemlerine

  • Göksu’dan İmamoğlu’na: “İstanbul’un problemlerine kör kaldılar”

    Göksu’dan İmamoğlu’na: “İstanbul’un problemlerine kör kaldılar”

    İBB’nin 2021 Yılı Performans ve Yatırım Programları ile Mali Yılı Bütçesi’nin görüşüldüğü İBB Meclisi’nde konuşan Esenler Belediye Başkanı ve İBB AK Parti Grup Başkanvekili M. Tevfik Göksu, “İstanbul’un problemlerine kör kaldılar. İstanbul’u yönetim kuraklığına mahkum ettiler. Bu kenti yönetmek yerine iletişim illüzyonları ile algıyı yönetmeye çalıştılar” dedi.

    Esenler Belediye Başkanı ve İBB AK Parti Grup Başkanvekili M. Tevfik Göksu, İBB’nin 2021 Yılı Performans ve Yatırım Programları ile Mali Yılı Bütçesi’nin görüşüldüğü İBB Meclisi’nde konuştu. Göksu, “İstanbul’un ilk 500 günü maalesef ’iletişim illüzyonları’ ile geçmiştir. Çok büyük vaatlerle göreve gelen Sayın Başkan’ın 500 günde tüm enerjisini iletişim illüzyonlarına ayırdığı görülmüştür. Genel Başkanınız ve Sayın Başkan siz; defalarca, ’Kimseyi işten atmayacağımıza namus sözü veriyoruz’ demiştiniz. Buna rağmen binlerce kişiyi işten attınız” diye konuştu.

    İBB’nin “İstanbul’un her tarafına 7 bin 500 noktada internet hizmeti veriyoruz” ilanlarına değinen Başkan Göksu, “Bu ilanları hepimiz gördük değil mi? Peki gerçek nedir? 2020 senesinde internet hizmeti verilen nokta sayısı 3 bin 800. 2021 hedefi ise 3 bin 900 nokta. Peki bu 7 bin 500 nedir? Galiba yalanda doz aşımı bu olsa gerekir veya aşırı dozda yalan da diyebiliriz. Kameralar önünde ’İsrafı sona erdireceğim’ diyen Sayın Başkan, kameraların olmadığı lüks restoranlarda israfta sınır tanımayarak büşon paralarını bile İstanbullulara ödetti. Hatta o da yetmedi, kişi başına 6 bin 395 TL yemek parası ödetti. Yenikapı’da şov yapmaya çalıştınız ama elinize yüzünüze bulaştırdınız. Fazilet Durağı yalanında ise İstanbullulara iftira attınız ve böylece Fazilet kavramının, sizin için sadece uğramadığınız bir durak isminden ibaret olduğunu hepimiz anlamış olduk. Temel atmama töreniyle acziyetinizi ortaya koyup kendinizi birkaç yandaşa alkışlatmak zorunda kaldınız” şeklinde konuştu.

    “İstanbul’un problemlerine kör kaldılar”

    İBB’nin projelerinin engellendiği iddialarına ilişkin konuşan İBB AK Parti Grup Başkanvekili M. Tevfik Göksu, “Bana engellenen bir tane projenizi gösterebilir misiniz? Gösteremezsiniz. Engel sizin mensubu olduğunuz siyasal zihniyette. ’Engelleniyoruz’ bahanesinin de sürdürülebilir olmadığını görünce, bu sefer ’Çalışıyoruz, İstanbul için yatırım yapıyoruz’ hikayesi oluşturmak istediler. Bizim yaptığımız projeleri sanki yeni yapılmış ve kendi vaatlerinizin tutulması gibi gösterdiler. Kurbağalıdere, Üsküdar Meydanı, Kent Ormanları, Mecidiyeköy Metrosu, Maalesef dün de Tuzla Hacet Deresi gibi ” dedi

    “İki senede kentsel dönüşüm bütçesini yüzde 75 oranında düşürmüştür”

    Bütçeye ilişkin konuşan Göksu, “Bu bütçede deprem tedbirleri yok. Bu bütçede deprem yatırımları yok. İstanbul’un en önemli meselesinin deprem tedbirleri olduğu hepimizin malumudur. Son İzmir depremi, kaybedecek bir günümüz bile olmadığını göstermiştir. İşte İstanbul için gerçek felaket budur. Başkan iki senede kentsel dönüşüm bütçesini yüzde 75 oranında düşürmüştür. 2018 senesinde; yani bizim zamanımızda 1 milyar TL olan kentsel dönüşüm bütçesi, 2021 bütçesinde 257 milyon 119 bin 500 TL’ye düşürülmüştür. Yani AK Parti’nin İstanbul için ayırdığı deprem bütçesi, bugün CHP’nin ayırdığının tam 6 katıydı. İstanbul’un problemlerine kör kaldılar. İstanbul’u yönetim kuraklığına mahkum ettiler. Bu kenti yönetmek yerine iletişim illüzyonları ile algıyı yönetmeye çalıştılar” diye konuştu.

    Konuşmasını sosyal yardımlarla ilgili konuşarak sürdüren Göksu, “Bizim dönemimizde Sosyal Yardım Ödeneği’nin bütçeye oranı yüzde 3 idi. Bütçede yüzde 2’ye düşürdüğü sosyal yardımı, yönetmelikten tamamen çıkarıyor. İstanbul’daki garip gurebanın hakkını sizin keyfi uygulamalarınıza terk etmeyeceğiz. 15 adet Yaşam Vadisi vaat etmiştiniz. Oysa performans programında buna dair bir şey göremedik. 2019 senesinde İBB’nin hedefi yıllık 4 bin 456 araçlık otopark yapmaktı. 2020 senesinde bu 2 bin 500’e çekildi. 2021 senesi için de yine 2 bin 500 araçlık bir hedef konulmuş. Oysa İmamoğlu, seçim sürecinde yıllık 20 bin, 5 yılda ise 100 bin araçlık otopark yapacağının sözünü vermişti. Performans hedeflerinde 2021 senesinde tamamlanacak metro hatları uzunluğu da 2.9 km’dir. Yılda 2.9 km metro inşaatı yaparak, seçimden önce vermiş olduğu vaadin gerçekleşmesi 2150 senesini bulacaktır. İBB Başkanının metro vaatleri 2150’ye kaldı” dedi.

    “Bu bütçede rekor zamlar var”

    “2019 senesi bütçesinde İBB’nin öz kaynaklarının bütçeye oranı yüzde 24 idi” diyen Göksu, “Şu an yüzde 19 olmuş. Yani bırak yeni kaynak oluşturmayı, merkezi hükumetten gelen pay olmazsa musakka bile yiyemeyeceksiniz. Göreve geldiğiniz günden bugüne kadar toplam 14.1 milyar TL borçlandınız. 2021 için ise borçlanma ihtiyacı yaklaşık 10 milyar TL’dir. Yani iki senede 24.1 milyar TL borçlanıyorsunuz. Bu bütçe diyor ki; CHP yönetimi sayesinde, 2020 İstanbul için tam anlamıyla kayıp bir sene oldu. 2021 de öyle olacak. 2023 ise tekrar İstanbul’un 94 öncesiyle buluşma zamanıdır. Siyasi hesaplarınız uğruna İstanbul’a yazık ediyorsunuz. Bu bütçede rekor zamlar var. ’İstanbul’da hayatı ucuzlatacağız’ diyerek halkımızdan oy isteyenlerin yetki alanlarındaki her şeye fahiş zamlar planladıklarını görüyoruz” diye konuştu.

    Göksu, “2020 senesi bütçesinde işçi ücretleri 568 milyon 619 bin TL olarak öngörülmüş ve gerçekleşme oranına bakacak olursak, yaklaşık olarak böyle olacağını söyleyebiliriz. Peki 2021’de ne kadar bütçe ayrılmış? 516 milyon 996 bin TL. Bu demektir ki, işçi ücretlerine hiç zam yapmasanız bile işçilerin yüzde 9’unu işten çıkarmayı planlıyorsunuz. Eğer sözleşmeler gereği yüzde 10-12 oranında zam yapmak zorunda kalırsanız, bu sefer de işçilerin yüzde 20’sini işten çıkarmayı planlıyorsunuz demektir. Bunun başka bir izahı var mıdır? Tabii ki yok” dedi.

  • Çene problemlerine dikkat

    Çene problemlerine dikkat

    Özellikle alt ve üst dişlerinde oturma (oklüzyon) bozukluğu olmayan hastalarda kullanımının oldukça iyi sonuç vereceğini belirten Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op.Dr.Diren Çelik, çene dolgusu konusunda bilgilendirdi.

    Op.Dr.Diren Çelik, “Oklüzyon bozukluğu olan hastalar için çözüm ortodontik tedaviyi takiben yapılacak ameliyatlardır. Yüzde diğer bölgelerde kullandığımız hyaluronik asit, çene dolgusu için de en sık kullandığımız malzeme olup yaklaşık bir yıl kalıcılığa sahiptir. Bunun dışında kullanılan diğer materyaller ise , hastaların kendi vücudundan elde edilen yağ hücreleri veya kalsiyum hidroksiapatit benzeri kemiği taklit eden ürünlerdir. Özellikle kalsiyum hidroksiapatit ömür boyu kalıcı olması açısından oldukça avantajlıdır. Yağ enjeksiyonları ise çok değişken olmakla birlikte ortalama iki yıl kalıcılık sağlayabilir” dedi.

    Hyaluronik asit ve kalsiyum hidroksiapatit uygulamaları oldukça basit ve kısa sürede uygulanabilir prosedürler olduğunu dile getiren Op.Dr.Diren Çelik, “Yağ enjeksiyonları için ise karın, basen vb. bölgelerden yağ alma ihtiyacı olacağından ameliyathane koşulları gerekli olacaktır.” Dedi.

    Özellikle tüm çene kemiği deformasyonları veya anomalilerine bağlı olarak ısırma bozukluğu olan hastalarda çene dolgusu görüntü olarak fayda sağlasa dahi ısırma bozukluğunu düzeltmeyeceğini ifade eden Op.Dr.Diren Çelik, “Bu tür beklentileri olan hastalarımız için cerrahi müdahele gerekli olacaktır. Burun ameliyatları estetik cerrahinin en sık yapılan ameliyatlarıdır. Bu ameliyat sırasında, nefes alma konusunda iyileştirmek amacıyla bir grup kıkırdak çıkarılmaktadır. Bu kıkırdakların bir kısmı greft olarak burun içerisinde kullanılırken diğer kısmı atılmaktadır. Çene ucunda uzatma düşündüğümüz hastalarda bu kıkırdak dokularını çok küçük parçalar haline getirip, istediğimiz şekle soktuktan sonra çene ucuna yerleştirebiliriz. Bu işlem sonucunda ulaşılacak sonuç kalıcı olacaktır.” şeklinde konuştu.

  • Dudak problemlerine dikkat

    Dudak problemlerine dikkat

    Dermatoloji Uzmanı Dr. Ayfer Aydın, son dönemlerde çok popüler olan dudak dolgusunun doğru uygulandığında hem dudağın şeklini düzeltirken hem de dolgun görünmesini sağladığını belirtti. Aydın, “Aynı zamanda iyi yapılmış bir dudak dolgusu tüm yüze bir dinamizm ve daha genç bir görünüm kazandırır” dedi.

    Bazı kişilerde dudaklar özellikle üst dudakların yok denecek kadar ince olduğunu belirten Dermatoloji Uzmanı Dr. Ayfer Aydın, “Yaşlanma ile de dudaklar zayıflar ve incelir. Bazen de diş kayıpları veya diş şekil bozuklukları dudaklara da incelmeye neden olur. Sigara içmekte dudaklarda incelmeye ve ağız etrafında yoğun çizgilenmeye neden olur. Üst dudaklar çok incedir ve gülerken diş etleri görünür (Gummy Smile) ve bu bazen hastada ciddi rahatsızlık yaratabilir hatta gülerken eliyle ağzını kapatacak kadar rahatsızlık verebilir. Dudak dolgusu uygulaması ile tüm bu sorunlar çözümlenir. Dudaklarda dolgunluk dudaklarda genç ve daha sağlıklı diri bir görünüm sağlarken genel olarak yüzde de büyük bir değişim oluşturur. Dudak Dolgusu ile aynı zamanda ağız çevresindeki ince ve derin çizgilerde açılarak bu bölgenin de önemli ölçüde gençleşmesi sağlanmış olur” diye konuştu.

    DUDAK DOLGUSU NASIL YAPILIR

    Dudakların genel yapısı itibari ile çok sayıda sinir sonlanmalarının yoğun olduğu bir bölge olduğunu kaydeden Dermatoloji Uzmanı Dr. Ayfer Aydın, “Bu sebeple dolgu işlemi yapılmadan önce bölgenin lokal olarak uyuşturulması dudak dolgusu işleminin daha konforlu olmasını sağlayacaktır. İyi bir lokal anestezik kullanılması ya da enjeksiyon ile lokal anestezik yapılması aynı zamanda işlemden bir süre önce ağızdan ağrı kesici alınması işlemin daha kolay yapılmasına imkan verir.

    Dudak dolgusu işleminden önce hasta ile ayrıntılı konuşup beklentisini ve dudaklarını nasıl görmek istediğini iyice anlamak gerekir. Hekimin hastayı iyice dinleyip beklentisini anlatıp dudaktaki asimetriler ve iyi bir muayeneden sonra dolgu işlemine geçilir. ince uçlu iğnelerle veya bir kanül yardımı ile istenilen miktarda dolgu daha önce planlandığı ölçüde dudağa enjekte edilir.

    Dudak Dolgusu işlemi deneyimli ellerde ve uzman doktorlar tarafından yapılmalıdır” diye konuştu.

    Dermatoloji Uzmanı Dr. Ayfer Aydın, kimlere dudak dolgusu hangi amaçlarla yapılabileceği konusunda şunları söyledi;

    “Dudak dolgusunu isteyen herkes yaptırabilir. En sık dudak dolgunlaştırma, Dudak şekillendirme, Dudak kontürünün belirginleştirilmesi, Dudak asimetrilerinin düzeltilmesi, Dudak üzerindeki ince çizgilerinin giderilmesi, Dudak kenarı sarkmalarının azaltılmasında, Gummy Smile- Gülerken Diş Etlerinin görünmesi durumlarında, Sıklıkla Dudak Dolgusu Uygulaması yapmaktayız.

    Dudak dolgusu herkeste standart bir yere yapılmaz. Bazen sadece dudağın kırmızı alanına, bazense sadece dudak konturu denilen dudakla derinin birleştiği alana çerçeve şeklinde yapılabilir. Sonuç olarak kişisel beklentiler değerlendirilerek estetik bir görünüm sağlamak üzere alt ve üst dudakta herhangi bir alana uygulama yapılabilmektedir.

    Dudak dolgusu işlemi çok kolay bir işlemi özel bir uygulamadır. Çok deneyimli olan kişilerce yapılması doğru olacaktır. Çok nadiren yapılan bölgede morarma ve şişlikler olabilir bu durumda çok kolaylıkla kontrol altına alınır. Bölgeye buz uygulaması ve morluk geçirici kremlerin uygulanmasıyla bu durum kısa sürede düzelir. Dudak dolgusu işleminden bir hafta 10 gün sonra hasta kontrole çağırılarak çok nadirde olsa ikinci kere bazı noktalara dolgu işlemi yapılabilir. Böylece işlem sona erer.

    Dudak dolgusu gerçekten de sadece dudağa dolgunluk, genç ve diri bir görünüm vermekle kalmaz aynı zamanda tüm yüze gençlik ve dinamizm kazandırır.

    Uygulamadan hemen sonra dudakların hacmi artar, dudak konturu ve köşeleri belirginleşir. Hyalüronik asit, su tutma özelliği yüksek bir madde olduğundan, dolgu uygulaması sonrasında dudaklar daha nemli ve daha pembemsi görünür.

    Bazen işlem sonrasındaki ilk günlerde şişlik ve ödem olabilir, morluk olabilir. Ama bu bulgular bir kaç gün içinde geçecektir. Kullandığımız dolgu maddesinin kıvamı yumuşak olduğu için çok sert olmadığı için bu bulgular hızla geriler.

    Dudak dolgusu yaptıran kişilerin en merak ettiği soruların başında dudak dolgusunun kalıcı olup olmadığı gelmektedir.

    Kalıcı dolguları ciltte geri dönüşü olmayan reaksiyonlara yol açtıkları için daha yumuşak ve dudağa zarar vermeyen, maksimum bir yıla kadar süren dolgular kullanmaktayız ve bu çok daha sağlıklıdır.

    Kullanılan dolgu maddesi çok önemlidir. Bir diğer önemli konu ise daha önce tekraren yazdığım uygulayacak doktorun bu konuda deneyimli olmasıdır. Dudaklara uygun miktarda dolgu koymak ve dudaklara iyi şekil vermek yüzün bütünlüğü ve uyumu açısından çok önemlidir. Üst dudağa çok dolgu uygulaması yapıldığında ’’ördek dudak’’ yani dudakların öne doğru uzaması şeklinde kötü bir görüntü ortaya çıkmaktadır. Çok hassas olan bu Dudak Dolgusu Uygulamasıyla ancak deneyimli bir hekim tarafından ve doğru oranlarda doğru malzemenin kullanılmasıyla yapıldığında iyi sonuçlar alınabilmektedir.”

  • Hamilelerde diş problemlerine dikkat

    Hamilelerde diş problemlerine dikkat

    Diş Hekimi Zuhal Oygur, hamilelik döneminde kadınların mutlaka diş kaybı yaşayacağına dair bir inanç olduğunu ancak bu inancın bilimsel veriler ile desteklenmediğini belirtti.

    Hamilelik esnasında bebeğin ihtiyacı olan kalsiyumu annenin dişlerinden aldığına bu durumunda her hamilelikte bir diş kaybına neden olacağına dair inanış gerçek olmamakla birlikte hamilelikteki değişimlerin diş sağlığını olumsuz yönde etkilediğinin bilindiğini anlatan Diş Hekimi Zuhal Oygur, “Hamileliğin dönemlerine göre diş tedavisi yapılıp yapılmayacağına karar verilir. Bebeğin organlarının geliştiği 1. trimester oldukça önemlidir. Bu dönemde diş tedavisinden kaçınmak gerekir. Ancak apse ya da diş eti iltihabı gibi bir durum söz konusu ise enfeksiyon bebeğin gelişimini olumsuz yönde etkiler. Bu nedenle hamilenin rutin olarak gittiği jinekolog gözetiminde diş tedavisi yapılabilir. Hamileliğin 3. trimesterinde ise hamilelik yüzünden kişi rahat bir şekilde hareket edemediği için dişçi koltuğunda rahat oturamaz. Bu durumda anne adayı rahatsızlık duyabilir ancak hekim kontrolünde yapılan diş tedavileri için bir sakınca yoktur. Hamilelikte diş tedavisi ile ilgili soru işaretleri olanlar planlı hamilelik öncesinde tam teşekkülü bir diş kontrolü yaptırarak süreci daha rahat geçirebilirler” diye konuştu.

    Hamilelikte Diş Sağlığı Neden Bozulur?

    Hamileliğin vücudun normal dengesinin değiştiği bir dönem olması sebebiyle bu dönemde dişlerin daha kolay çürümesinin mümkün olabileceğini kaydeder Diş Hekimi Zuhal Oygur, “Hamilelikte diş fırçalamanın ve ağız bakımının ihmal edilmesi, bu dönemde çok fazla tatlı ve abur cubur tüketilmesi ve hamileliğe bağlı mide bulantıları ve istifralardan sonra dişlerin fırçalanmaması diş çürüklerinin artmasına neden olabilir. Hamilelik yüzünden anne adaylarının diş etleri normalden daha kolay ve çok kanar. Bu durum hamileleri endişelendirir ve kişi diş fırçalamaktan kaçınmaya başlar. Tüm bu durumlar dişlerin daha kolay zarar görmesine neden olabilir. Hamilelikte Diş Sağlığı İçin Yapılması Gerekenler Hamile kadınların günlük kalsiyum ihtiyacı 1200 mg ile 1500 mg aralığında değişir. Kalsiyumun yeterince alınması için yeşil yapraklı sebze ve süt ürünleri tüketiminin arttırılması gerekir. Gıdalar ile karşılanmayan kalsiyum ihtiyacı bebek tarafından annenin kemiklerinden karşılanır. Özetle bu dönemde anne ağız ve diş bakıma özen gösterirse ve yeterli beslenirse herhangi bir diş sorunu ortaya çıkmaz. Anne ve bebek sağlığının yanı sıra diş sağlığının korunması için de sağlıklı beslenmek önemlidir. Şekerden uzak durmak, kurutulmuş meyve, korkan ya da karamel içerikli şekerlemeler tüketmemek diş sağlığını korumak için alınacak önlemler arasında yer almaktadır.

    Beslenmenin yanı sıra günde dişlerin en az iki kez fırçalanması, diş ipi ve arayüz fırçası kullanımı bu dönemde oldukça önemlidir. Tuzlu su ile gargara yapmak da diş etlerinin rahatlamasını sağlayacağı için bu dönemde düzenli olarak yapılmalıdır.” Şeklinde konuştu.

  • Kadınlarda rahim problemlerine dikkat

    Kadınlarda rahim problemlerine dikkat

    Kadın Hastalıkları Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Prof. Dr. Bülent Berker, kadınlarda rahim problemlerine dikkat çekti.

    Prof. Dr. Berker, “Normalde sadece rahim iç yüzeyinde olması gereken endometrium dokusunun rahim dışında bulunmasına endometriosis adı verilir. Yerleşme yerine göre, rahim duvarı içinde görülürse adenomyosis, yumurtalıklarda içi erimiş kanla dolu kistler şeklinde ortaya çıkarsa endometrioma (çikolata kisti) ismi verilmektedir. Endometriosis hastalığında rahim dışında bulunan endometrium hücreleri, her ay hormonların etkisi ile gelişir ve tıpkı rahim içindekiler gibi bir miktar kanamayla dökülür. Rahim içindeki kanama vajina yoluyla dışarı atılırken, rahim dışındaki hücrelerdeki kanama etraf dokulara zarar verir.Aslında vücudun herhangi bir organında veya bölgesinde yerleşip ona göre bulgular verebilir. Bunların çoğunda kadında adet ile birlikte ortaya çıkan kanamalar söz konusudur” dedi.

    Temel olarak kadın üreme organları tutulmakta ve etkilenmekte olduğunu dile getiren Prof. Dr. Bülent Berker, “Endometriosiste hastalar en sık ağrılı adet görmekten (dismenore) yakınırlar.Endometriozisli hastaların başvuru nedenlerinden en önemlisi kısırlıktır.

    Tüpler veya etrafına yerleşen endometrium dokusunun yol açtığı yapışıklıklar ve sertleşmeler tüplerin hareketlerini azaltmakta buna bağlı kısırlığa yol açmaktadır. Yumurtalıklarda yerleşen ve yapışıklıklara yol açan endometriosis dokusunun yumurta hücresinin olgunlaşmasını bozabileceğini ve bu yolla kısırlığa yol açabileceği düşünülmektedir” diye konuştu

    Prof. Dr. Bülent Berker, genellikle laparoskopi hem en önemli tanı, hem de en önemli tedavi yöntemi olduğunu anlatarak, “Laparoskopi ile üreme organlarına zarar vermeden, aynı zamanda(tek işlemle) tanı konulup, tedavi yapılır.

    Tedavinin amacı yumurtalık hormonlarının rahim içi mukozasına yaptığı düzenli etkiyi önlemek ya da cerrahi olarak endometriozis odaklarını çıkartmaktır.İlaç tedavisinde amaç yumurtlamayı baskılamak, adetleri uzun süre durdurmak ve endometriosis odaklarının gerilemesini hatta yok olmasını sağlamaktır.

    Tedavi her zaman hastanın isteklerine göre planlanır. Bunun yanında ağrıya yönelik analjezik tedavisi uygulanabilir.Cerrahi tedavide ise amaç hasta dokuların kısmen ya da tamamen çıkartılmasıdır.

    Uygulanacak tedavinin seçiminde bulgu ve belirtilerin derecesi, lezyonların büyüklüğü, lokalizasyonu, hastanın yaşı, çocuk isteği gibi kriterler göz önüne alınır. Cerrahi tedavinin en önemli şekli endoskopik yöntemdir.

    Laparoskopi aracılığı ile dışarıdan görülemeyen birçok endometriozis odağı tanınır ve aynı anda tedavisi de yapılmış olur.” Şeklinde konuştu.