Etiket: Problemi

  • Köyde 7 yıldır internet problemi

    Köyde 7 yıldır internet problemi

    Zonguldak’ın Çaycuma ilçesine bağlı Ahatlı köyü Gemecler Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar 7 yıldır internet sorunu yaşıyor.

    Mahalleye gelen internet hatlarının bağlı olduğu direklerin yıkıldığını anlatan mahalle sakinleri, tellerin yerlerde süründüğünü söyleyerek yetkililerin sorunu çözmesini istediler. Ahatlı köyü muhtarı İrfan Erişoğlu, “Daha önceki muhtarlığımda Gemeçler Mahallesi’nin alt tarafında bulunan kısmında, alt yapı internetinde sıkıntı vardı. Zonguldak’a ilgili müdürlüğe gidip şikâyette bulundum, gelinip yapılmıştı. Burası için Çaycuma’ya müracaatta bulundum. Biz bir şey yapamıyoruz, merkez ilgileniyor dedi. Zonguldak’a İl Müdürlüğü’ne gittim. Bana sözde diyorlar ki; 3-5 hane için internet vermeye uğraşamayız, masrafı fazla oluyor denildi. Gelip görmedikleri için buranın hane sayısını bilmiyorlar. Şu an internet alt yapısı olmayan hane sayısı 20’nin üzerinde. Yaklaşık 7 senedir burada telefon hattı yerlerde. Direkler çürüdü, yıkıldı. Bir gün birisinin ya da bir çocuğun üstüne yıkılacak diye kaç defa söylediysem de hiç bir şey yapmadılar” dedi.

  • Burun eti problemi önemsenmeli

    Burun eti problemi önemsenmeli

    Kulak Burun Boğaz Uzmanı Op.Dr.Ali Değirmenci, burun eti problemine dikkat çekti.

    ‘Konka’nın burun içerisinde her iki burun tarafından üçer, bazen dörder adet bulunan ve şişip inerek burun solunumunu düzenleyen yapılar olduğunu belirten Op.Dr.Ali Değirmenci, “Damarlar kan ile dolduklarında bu yapılar şişer ve damarlar büzüldüğünde küçülürler. Burundan geçen havanın nemlendirilme ve yönlendirilmesi, burun refleksleri, burundaki alıcıların dinlenmesi, akciğerlerin dönüşümlü çalışmasını sağlayarak dinlenmeleri gibi faydalı görevleri vardır” dedi.

    Yapısı ve fonksiyonu normal olan konkalar sadece burun içersini ikiye ayıran duvarlarda bir eğrilik olduğunda şiştikleri zaman o tarafta tıkanıklık meydana getirirdiğine dikkat çeken Op.Dr.Ali Değirmenci, açıklamasını şöyle sürdürdü;

    “Bu olay sadece burun duvarının düzeltilmesi ile giderilebilir. Normalden büyük veya küçük olabilirler . Üzerlerinde polip oluşabilir, nadir de olsa tümör ve bazı kronik rahatsızlıklarda dokusu ve dolayısı ile yapısı bozulabilir.

    Fonksiyonel bozuklukları nelerdir?

    Gün boyu düzenli aralıklarla şişip inen bu yapılar halk arasında ‘burun eti’ olarak bilinir. Bazı hastalıklarla beraber büyürler veya fonksiyonları bozulur ve normalden fazla şişerek kişiyi rahatsız ederler. Yapısal bozuklukları şayet belirli dönemlerde oluyor ve ilaç ile düzelebiliyorsa ilaç tedavisi uygulanabilir.

    Sürekli fonksiyon bozukluğu göstermişler veya ilaçlarla küçülemeyecek, geri dönüşümsüz bir yapıya ulaşılmışlarsa cerrahi olarak , lazerle , Shaverle yada son yıllarda sık kullanılan Radyofrekans yöntemi ile küçültülürler.

    Dışarıda bir cilt kesisi , fazla bir şişme ve rahatsızlık hissi olmamasına rağmen bir burun operasyonu geçireceksiniz.

    Bundan dolayı , gerekli önlemleri almanız gerekecektir.

    Orta konkada ise en sık görülen problem etin içinin havayla şişmesidir. Buna konka bülloza adı verilir. Geniz akıntısına yol açabilir. Çok iriyse burun tıkanıklığı da yapar. Tedavisi cerrahi olarak dış yarısının çıkarılmasıdır. Polipli burunlarda bazen konkaların bir kısmı da polipleşmiş olabilir. Bu durumda polipleşmiş kısımları da çıkarmak gerekir.”

  • Çekek yeri problemi deniz turizmini sıkıntıya sokuyor

    Her yıl 1,5 milyon yerli ve yabancı turisti ağırlayan ve günü birlik tur tekneleriyle gezdiren Antalya ve bazı önemli turistik beldelerinde yat çekek ve bakım yerinin olmayışının deniz turizminde sıkıntıya sebep olduğu bildirildi.

    Günübirlik tur tekneleri ve dalış amaçlı teknelerin yoğun hizmet verdiği deniz turizm bölgeleri Adrasan, Kaş, Demre Üçağız ve Manavgat’ta denizcilik sektöründe çekek yeri sıkıntısı yaşanıyor. Sıkıntılar ise yerel yöneticilerin ve bürokratların anlayışlı yaklaşımları ve geçici izinlerle gideriliyor.

    İMEAK Deniz Ticaret Odası (DTO) Antalya Şube Başkanı Ahmet Çetin, 640 kilometrelik sahil şeridine sahip Antalya ve kıyı ilçelerinde her yıl 1,5 milyon yerli ve yabancı turiste günübirlik tur ve dalış yaptırıldığını söyledi.Antalya deniz turizm sektörünün 200-250 milyon Euro’luk ticaret hacmine ulaştığını anlatan Çetin, bölgede 500’ü günü birlik olmak üzere 5 bine yakın yat ve tekne bulunduğunu bildirdi.

    Bu teknelerin bakım ve onarımının yapılacağı, karaya çekileceği çekek yerleri konusunda sıkıntı yaşandıklarını dile getiren Ahmet Çetin, Manavgat Yat Yapım, Bakım, Onarım ve Çekik Yeri, Adrasan, Demre Üçağız bölgesi, Kaş çekek yeri ile Antalya merkezde acilen çekek yeri yapılması gerektiğine dikkat çekti.

    Sıkıntıların bugüne kadar ricayla, yerel yöneticilerin anlayışlı yaklaşımıyla çözüldüğünü belirten DTO Antalya Şube Başkanı Çetin, Antalya Valisi Münir Karaloğlu’nun da denizcilere önemli destekler verdiğini vurguladı.

    Sürekli dalış yapan Vali Karaloğlu’na desteklerinden dolayı teşekkür eden Ahmet Çetin, ’’Çekek yeri olmayan ve günübirlik tur ile dalış yapılan Adrasan, Manavgat, Demre Üçağız ve Kaş bölgelerine mutlaka çekek yeri yapılmalı. Deniz turizminin yoğun olduğu bu bölgelerde denizciler çekek yeri olmadığı için büyük sıkıntı yaşıyor. Çekek yeri taleplerimizi ilettiğimizde karşımıza bürokratik işleyiş, ÇED, SİT ve buna benzer sıkıntılar ortaya çıkıyor. Deniz turizminin olası sıkıntıya girmemesi için bu bölgelere çağdaş şekilde çekek yeri yapımını bir an önce kazandırmalıyız.’’ dedi.

  • Balıkesir’in 40 yıl su problemi yok

    Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Zekai Kafaoğlu Balıkesir Su ve Kanalizasyon İdare Başkanlığı İçme Suyu Arıtma Tesislerini ziyaret etti. Tesisleri gezen Başkan Kafaoğlu yapılan çalışmalar hakkında bilgi aldı. Başkan Kafaoğlu Balıkesir’in 30-40 yıl içme suyu probleminin olmadığını söyledi.

    Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Zekai Kafaoğlu, BASKİ Genel Müdürü Talat Özen, BASKİ Genel Müdür Yardımcıları İzzet Günal ve Seyfi Küçükgöncü ile birlikte Balıkesir Su ve Kanalizasyon İdare Başkanlığı İçme Suyu Arıtma Tesislerini ziyaret ederek, tesisleri gezdi yapılan çalışmalar hakkında bilgi aldı. Başkan Kafaoğlu Balıkesir’in 30-40 yıl içme suyu probleminin olmadığını söyledi. Yapılan çalışmalarla ilgili bilgi veren BASKİ Genel Müdürü Talat Özen “Tesisimiz 220 bin m3 kapasiteli olup, kış aylarında 90 bin m3, yaz aylarında 120-150 bin m3 kapasitede çalışıyor. Sistemimiz Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü kriterlerine uygun olarak vatandaşlarımıza kaliteli, sağlıklı, temiz içme suyu vermektedir. Arkadaşlarımız 7/24 çalışmaktadır. Sistemimiz de giriş suyundan çıkış suyuna kadar bütün sistemimiz online, değerlerimiz laboratuvarlarda sularımız tahlil edilmekte, kirlilik, bakteri oluşumu anlık olarak izlenmektedir” dedi.

    “Endişeye gerek yok, temiz su içmeye devam”

    Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Zekai Kafaoğlu da tesisle ilgili şunları aktardı: “Tesisimizle gurur duydum. Balıkesir’in içme suyu İkizcetepeler Barajı’ndan gelerek burada işlem görüyor, buradaki çalışmaları adım adım takip ettik. Gerek Sağlık Bakanlığı, gerek Çevre ve Şehircilik Bakanlığının tüm kriterlerine uyan sistemiyle, laboratuvarları, bakteri ölçüm laboratuvarları ve diğer çalışmalarıyla Balıkesir’de su güvenli bir şekilde musluktan içilebilir. Sistem tam otomatik olarak çalışıyor, personelimiz 3 vardiya çalışıyor. Su nerede, hangi seviyede veya herhangi bir problem var mı bunlar online olarak burada bakılıyor. Hedefimiz bütün Balıkesir’deki içme suyu arıtma tesislerini buradan yönetebilmek, bunlardan ilkini gerçekleştirdik. Avşa Adası’ndaki deniz suyu arıtma tesisini buradan takip ediyoruz. Tesislerimizin kapasitesi oldukça yüksek, Balıkesir’in 30-40 yıl daha suyla ilgili herhangi bir problemi yok. Büyükşehir olduktan sonra Balıkesir güzergahında bulunan 12 kırsal mahallemize de buradan su temin ediliyor. Vatandaşlarımız hiç endişe etmesinler suyumuz sağlıklı. Her yönüyle denetlenen, numuneleri alınan, laboratuvarı güçlü bir tesise sahibiz. Tesisler yıllar önce yapıldı, bu tesisleri geliştirerek işletiyoruz. Laboratuvarımızı akredite ederek civar illerden tahlil de yapabileceğiz. Balıkesir temiz su içmeye devam edecek. Balıkesirli vatandaşlarımız güvenli ve sağlıklı suyu musluklardan gönül rahatlığı ile içebilirler. Emeği geçen tüm BASKİ yönetimi ve çalışanlarına özverileri için teşekkür ediyorum”şeklinde konuştu.

  • Uyku problemi olan hastalar uyuyarak şifa bulacak

    Bitlis’in Tatvan Devlet Hastanesi, uyku ile ilgili sorunlara çözüm bulmak amacıyla hastane bünyesinde “Uyku Apne Ünitesi” kurdu.

    Tatvan Devlet Hastanesinde kurulan ünite sayesinde uykuda solunumun durması veya duraklaması, uykunun bölünmesine neden olan horlama, boğulma hissi, sabah baş ağrısı, gündüz aşırı uyku hali, dalgınlık, dikkat bozukluğu ve benzeri rahatsızlıkları bulunan hastalar, artık hastanede uygulanacak bir gecelik uyku testiyle şifa bulmuş olacak. Kurulan “Uyku Apne Ünitesi” ile ilgili bilgi veren Hastane Başhekimi Erdinç Eren, “Uyku Apnesi” rahatsızlığı olan hastaların artık başka yerlere gitmesine gerek kalmadığını söyledi. Alanında uzman ekip gözetiminde hizmete başlayan ünitenin önemine dikkat çeken Başhekim Erdinç Eren, “Uyku bozukluğu olan çok sayıda hasta var. Onların tespiti ilimizde yapılamamaktaydı ve gittikleri şehirlerde de çok uzun süreli randevular verilmekteydi. Bu konuda çalışma yaptık ve hastanemizde Uyku Apne Ünitesi açarak, Uyku Apnesi rahatsızlığını ölçen Polisomnografi (PSG) cihazını kurduk. Bu cihaz, uyku ile ilgili çeşitli bozuklukların laboratuvar ortamında kayıt yapılarak tespit etmeye yarıyor. Uyurken horlama veya uykuda solunumun durması yada duraklaması gibi şikayetlerle gelen hastalar artık Uyku Apne Ünitesi’nde değerlendirilecek. Bu hafta itibariyle hasta kabulüne başlamış bulunuyoruz. Bu anlamda bir rahatsızlığı bulunan hastalarımızı hastanemize bekliyoruz” dedi.

    Uyku apnesinin, kişinin hayatına olumsuz etkileri olduğunu belirten Göğüs Hastalıkları Uzmanı Uz. Dr. Pakize Sucu ise, “PSG, halk arasında, geceleri uykuda nefes durması olarak bilinen ama bizim de uyku apnesi dediğimiz uykuda solunumun durması olarak bilinen hastalıkların tanısını koymaya yarayan uyku testidir. Uyku apnesi olan kişiler, kaliteli uyku uyuyamıyor. Aynı zamanda, dalgın ve dikkat bozukluğu olan kişiler haline dönüşüyorlar. Kişinin gece uyurken nefesinin durması veya duraksaması, horlama, gündüz aşırı uyku hali, gün boyu süren baş ağrısı ve benzeri şikayetlerle bize gelen hastalara PSG testi yapıyoruz” diye konuştu.

    Uyku bozukluğunun en çok kısa boyunlu, obez ve küçük çeneli kişilerde görüldüğünü belirten Dr. Sucu, “Hastanemize başvuru yapan hastaların uyku durumunu öncelikle hastadan ve ardından hasta yakınından dinliyoruz. Hasta gece uyurken nefesinin anlık durması, gündür sürekli devam eden baş ağrısı, sürekli uyku hali gibi durumlar olabiliyor. Bu tür şikayetle gelen hastaları değerlendirmeye alıyoruz ve öncelikle kulak burun boğaz hekiminden görüş alıyoruz. Üst solunum yolunda nefese engel olan bir şey var mı, yok mu diye bakılıyor. Ardından nöroloji uzmanı solunum açısından beyinde bir sorun var mı diye bakıyor. Bu sıkıntıları olan hastalara alanında uzman hekim arkadaşlarımız bakıyor. Bu tür sıkıntıları olmayan hastaları da uyku testine alıyoruz. Hastayı, tüm ihtiyaçlarını giderebileceği ve ses geçirmez olan uyku odasına alıyoruz. Burada yapılan testle en az 4 ile 6 saat arasından kayıt alıyoruz. Cihaza takılı sensörler marifetiyle hastanın vücudundaki kan ve oksijen düzeyi, beyin dalgaları, solunum, kalp hızı, nabız ve vücut hareketlerini ölçüyoruz. PSG, apnenin derecelerini test ediyor ve hafif, orta veya ağır olarak derecelendiriyor. Bunların yanı sıra, üst solunum yolu muayenesi, akciğerler, obezite varlığının değerlendirilmesi, kas ya da beyin hastalıkları olup olmaması tanıda önemlidir. Böylelikle hastada uyku apnesine neden olabilecek bir hastalık olup olmadığı kontrol ediliyor. Bu işlem gece yapılıyor ve uyku teknisyeninin gözetiminde olan hasta gece boyunca burada testte kalıyor. Yapılan testte elde edilen raporlar değerlendirmeye alınıyor ve böylelikle tanı konuluyor. Tanı konulan hasta, daha sonra hastalık durumuna göre alanında uzman hekim tarafından takibe alınıyor. Uyku sendromu dediğimiz hastalık çıkan kişileri de tekrar cihaza takıp bir gece daha takibe alıyoruz” şeklinde konuştu.