Etiket: “Probiyotikler

  • Yerli probiyotikler tanıtıldı

    Yerli probiyotikler tanıtıldı

    Atatürk Üniversitesi laboratuvarlarında üretilen yerli ve milli probiyotiklerin patent ve tescil başvuruları yapıldı.

    Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Neslihan Dikbaş öncülüğünde, Dr. Kağan Tolga Cinisli, doktora öğrencisi Merve Şenol Kotan ve yüksek lisans öğrencileri Sevda Uçar ile Emre Canca’dan oluşan bilim ekibi, yaptıkları çalışmaların detaylarını paylaşmak üzere Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı’yı ziyaret etti.

    Tüketildiklerinde insan sağlığı üzerinde olumlu etki bıraktıkları tespit edilen Probiotiklerin bu doğrultuda bazı hastalıkları düzenleyici olarak reçete edilebildiklerini belirten Prof. Dr. Neslihan Dikbaş, gıda takviyesi olarak kullanılan bu ürünlerin genellikle ithal edildiğini, kendilerinin de ülke çıkarlarına hizmet etmek amacıyla bu yola çıktıklarını ve nihayetinde yerli ve milli Probiyotik ürettiklerini belirtti.

    Probiyotiklerin; tamamen doğal kaynaklardan izole edilen faydalı mikroorganizmalar olduklarını aktaran Dikbaş, sindirim sistemi düzenlenmesi, bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi, kalp hastalıkları ve ishal gibi birçok problemlere karşı olumlu etkiler gösterdiğini vurguladı.

    Probiyotiklerin ilaç olmadığını ancak gıda takviyesi olarak kullanıldığı bilgisini paylaşan Prof. Dr. Dikbaş, “Ziraat Fakültesi Tarımsal Biyoteknoloji laboratuvarında üretilen bu probiyotikler için patent ve tescil başvurusunda bulunduk. Ticari ürün olarak piyasaya arzı için birçok formülasyonlar geliştirildi. Ürünlerin, Tarım ve Orman Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığındaki onay işlemlerine başlandı. İnsanlar için gıda takviyesi tablet, kozmetik sektöründe akne giderici krem, tarım sektöründe de arılar, büyükbaş ve küçükbaş hayvanlar için yem katkı maddesi olarak 5 farklı ürünün tanıtımını yakında yapacağız. Bu vesileyle desteğini her zaman hissettiğimiz ve motivasyonumuzu sürekli diri tutan Rektörümüz Prof. Dr. Ömer Çomaklı’ya şahsım ve ekibim adına teşekkür ediyorum” diyerek sözlerini tamamladı.

    “Yerli üretime destek vermeye devam edeceğiz”

    Yerli üretime katkı sağlamak ve doğal takviye edici gıdaların öneminin vurgulanması açısından bu ve benzeri çalışmaların oldukça önemsediklerini ifade eden Rektör Prof. Dr. Ömer Çomaklı, üniversite olarak yakın zamanda yerli ilaç hamlesini gerçekleştirdiklerini ve bu sayede hem akademik bilgiyi ürüne dönüştürdüklerini hem de toplumsal katkı misyonuna uygun bir çalışmayı daha hayata geçirdiklerini hatırlattı.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın öncülüğünde, Türk ilaç sanayisinde başlatılan yerli ve milli ilaç üretim hamlesinin mevyelerini vermeye başladığını ifade eden Rektör Çomaklı, Atatürk Üniversitesi olarak bu hamleye uygun çalışmalar gerçekleştirdiklerini ve geri dönüşlerini çok kısa bir zaman diliminde aldıklarını dile getirdi.

    Patent ile tescil işlemlerine başlanan Probiyotiklere üniversite olarak her türlü desteği vereceklerini kaydeden Rektör Çomaklı, bu yararlı mikroorganizmaların seri üretimleri ve satışlarının yapılabilmesi için fabrikasyon altyapısı kurarak yerli üretime destek verilmesi arzusu içerisinde olduklarını sözlerine ekledi.

  • Probiyotikler ve gebelik

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Opr. Dr. Özge Deniz Ünyeli, hamileyken doğal besin kaynaklarından alınan probiyotiklerin daha güvenli kabul edildiğini söyledi.

    Probiyotiklerin sindirim sistemini desteklemeye yardımcı sağlık üzerine yararlı etkileri olan ve mide-bağırsaklarda doğal olarak bulunan canlı mikroorganizmalar olduğunu belirten Opr. Dr. Özge Deniz Ünyeli, gebelik ve emzirme döneminde de probiyotik kullanımının tartışılan bir konu olduğunu anlattı.

    Probiyotiklerin gebelikte kullanımının güvenli olduğu düşünülmekle birlikte probiyotiklerle yapılan çalışmaların sınırlı olduğunu ifade eden Liv Hospital Samsun Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniğinden Opr. Dr. Özge Deniz Ünyeli, probiyotiklerin sistemik dolaşıma geçerek zarar verme olasılıklarının düşük olduğunu, gebelikte probiyotik kullanımı ile gebelik kaybı ve fetal malformasyon oranlarında artış saptanmadığını kaydetti.

    Doğal besinlerde daha güvenilir

    Opr. Dr. Özge Deniz Ünyeli, “Hamileyken doğal besin kaynaklarından alınan probiyotikler daha güvenli kabul edilmektedir. Ev yoğurdu, ayran, kefir, süt ve bazı meyve suları ile soyalı içecekler probiyotik besinler içeren besinlerdir. Probiyotiklerin zararlı bakterileri yenerek çoğalmasını önlediği düşünülmektedir. Ayrıca bu yararlı bakterilerin enfeksiyonları ve diğer gastrointestinal sistem rahatsızlıklarını önleme, bağırsak florasını düzenleyerek ve bağışıklık sistemini uyararak, patojen mikroorganizmaların o bölgeye yerleşip ishal, kabızlık, bazı kanser türleri gibi hastalıklara yol açmasını engellemeyle, antioksidant, antiallerjenik özelliği ise de özellikle besin alerjisi riskini azaltma potansiyeli vardır. Probiyotik desteklerin hangi dozlarının daha uygun olacağı konusunda yeterli çalışma olmadığı için günlük rutin olarak alınması önerilmez. Ancak doktorunuzun tavsiye edeceği durumlarda kullanabilirsiniz” ifadelerini kullandı.

    Olumlu yönde etkilediği hastalıklarda var

    Probiyotiklerin, aynı zamanda birçok besin öğesinin biyo yararlılığını arttırdığını belirten Ünyeli, “Kalsiyum emilimini artırarak, sağlıklı kemik gelişimini desteklemeleri, K vitamini ve B grubu vitaminlerin kalın bağırsaktaki sentezlerinde önemli rol oynamaları buna örnek verilebilir. Bu anlamda probiyotiklerin, diare, kabızlık, antibiyotiğe bağlı ishal, irritable bağırsak sendromu, iltihabi bağırsak hastalıkları, bakteriyel vajinozis, egzama ve yeni doğanın atopik dermatiti gibi hastalıklara olumlu etkileri olduğunu söyleyebiliriz” diye konuştu.

    Gebelikte probiyotiklerin etkileri

    Opr. Dr. Özde Deniz Ünyeli, konuşmasını şöyle tamamladı: “Erken doğumlarının yüzde 30 ila 50’sinin anneyle ilgili enfeksiyonlardan kaynaklandığı düşünülmektedir. Probiyotikler, zararlı bakterilerle yer değiştirerek ve öldürerek, ayrıca bağışıklık sistemi yanıtını etkileyerek enfeksiyonlarla mücadele ettikleri, dolayısıyla erken doğum eylemini engelleyebilecekleri öngörülmektedir. Probiyotik kullanımıyla gebelikte vajinal enfeksiyonlarda yüzde 81 oranında azalma olmasına rağmen, erken doğumun önlenmesi ile ilgili yeterli veri ve kanıt bulunamamıştır. Ayıca diyabet konusu ile ilgili olarak da vücutta bulunan yararlı bakterilerin gebelik metabolizması üzerine, olumlu etki yapacağı düşünülmektedir. Konuyla ilgili çalışmalar devam etmektedir. 2014 yılında yapılan derlemede; 256 kadını içeren bir randomize kontrollü çalışmada probiyotik kullanan kadınlarda gestasyonel diyabet oranlarını belirgin olarak düşük bulunmuştur. İri bebek, ölü doğum, yeni doğan ölümü oranları ile ilgili veri yoktur ve yeni çalışmalara gereksinim duyulmaktadır.”

  • “Probiyotikler, çocuklar ve yetişkinler için büyük önem taşıyor”

    Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Metehan Özen, okulların açılması ile birlikte artış eğilimi gösteren salgın hastalıkların kontrol altına alınmasında probiyotik kullanımının büyük önem taşıdığını söyledi.

    Özellikle mevsim geçişlerinde bağırsaklar dahil vücutta birçok sorunla karşılaşılabiliyor. Bağırsaklardaki milyarlarca yararlı bakterinin sağladığı denge korunduğu takdirde, bir çok hastalığın ortaya çıkma imkanı azalıyor ya da etkisi çok sınırlı oluyor. Sağlığın kaliteli şekilde devamını sağlamak için vücutta bulunan dost bakterilere ihtiyaç var. Bunun başarılamadığı durumlarda ise probiyotikli gıdalarla beslenilmesi ve probiyotikli destek ürünlerinin kullanılması öneriliyor. Son yıllarda gıda endüstrisindeki gelişmeler neticesinde; içeceklere, bazı yiyeceklere ve bebek mamalarına probiyotikler ilave edilerek, besinlerin zenginleştirildiği görülüyor. Ancak, bu gıdalarda hangi miktarda ve hangi türlerde probiyotik bakteriler bulunduğunu bilmediğimiz ve üretiminden sonraki dönemde içindeki bakteri konsantrasyonları azaldığı için akut hastalık durumlarında tedavi amaçlı kullanımları henüz önerilmiyor. Bununla birlilkte sadece eczanelerde satılan ve içeriğinde probiyotik içeren kapsül, tablet, ve sıvı formunda bulunan ürünler de mevcut. Bu yüzden tedavi amaçlı kullanımlar için mutlaka uzman bir doktora başvurulması gerekiyor.

    Okula dönüş ile birlikte artma tehlikesi yüksek olan ishal de mikrobiotayı dengeleyerek kontrol altında tutulabilecek hastalıklardan biri. Yapılan birçok çalışma, faydalı mikroorganizmaları içinde barındıran probiyotiklerin enfeksiyona bağlı ishalin tedavisine yardımcı olabileceğini gösteriyor. Hem ishal hem de antibiyotik kullanımına bağlı ishalde probiyotik kullanımının etkili olduğunu ifade eden Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Metehan Özen, “Probiyotikler, çocuklarda ishal başta olmak üzere birçok hastalığın tedavisini yardımcı oluyor. Üstelik yapılan birçok yeni araştırma probiyotiklerin, antibiyotik kullanımıyla ortaya çıkabilecek hastalıklara karşı da koruyucu olabileceğini gösteriyor.Bu sebeple AB kullanımı esnasında yanına probiyotik eklemek yan etkilerini azaltacaktır ve de aynı zamanda kronik hastalıkların oluşumunu engelleyecektir Bu yüzden probiyotik kullanımı hem çocuklarda hem de yetişkinlerde büyük önem taşıyor” dedi.

    Probiyotik kullanımının alerjide, bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinde ve ishal gibi pek çok hastalığın tedavisine yardımcı olabileceğini ifade eden Özen, “Sağlık için faydalı olabilecek onlarca bakteri ve maya türü var. Fakat ishal için sadece belli tür probiyotikler yardımcı olabiliyor. Bu yüzden doğru ve etkili probiyotik kullanımı büyük önem taşıyor. Tablet, kapsül ve sıvı şeklindeki probiyotiklerin hangisinin ishal için faydalı olabileceğini öğrenmek için mutlaka doktorlar tarafından bir yönlendirmeye ihtiyaç var. Ebeveynler güvenli ve etki alanı belli olan probiyotikleri doktor kontrolünde çocuklarına vererek ishalin tedavisinde fayda sağlayabilirler” ifadelerini kullandı.

    Bugün eczane ve marketlerde birçok marka probiyotik adı altında satılıyor. Burada önemli olan konu hangi tür probiyotiğin, hangi hastalıkta etkili olduğunu bilmek. Bu konuda uzman hekimlere danışılması bu yüzden büyük bir önem taşıyor. Temel olarak bakıldığında ise probiyotik ürün seçiminde iki konuya özellikle dikkat edilmesi gerektiği görülüyor. Bunlardan biri kullanılan ürünün klinik faydasının gösterilmiş olması, ikincisi ise özellikle çocuklar söz konusu olduğunda kullanım kolaylığı olan ürünlerin tercih edilmesi. Çünkü çocuklar renkli, kokulu ve tatlarını sevmedikleri ilaçları içmekten hoşlanmadıkları gibi probiyotiklere karşı da aynı şekilde davranış sergiliyorlar. Özellikle ishal gibi önemli bağırsak problemlerinde çocukların severek kullanacağı probiyotik ürünlerin tercih edilmesi bu yüzden büyük bir önem taşıyor. Probiyotiklerin bağırsak sağlığına ve bağışıklık sisteminin güçlenmesine yardımcı olduğunu ifade eden Probiyotik ve Prebiyotik Derneği Başkanı Prof. Dr. Tarkan Karakan, “Bir kişi yılda 7 defa soğuk algınlığıyla karşılaşırken probiyotik kullananlarda bu oran 2-3’e düşüyor. Mevsim geçişlerinde daha da artan salgın hastalıklara karşı kalkan olan probiyotikler, ishalin önlenmesi ve tedavisinde de çok büyük bir fayda sağlıyor. Bu yüzden günümüzde çok kolaylıkla erişim sağlanan, etkisi kanıtlanmış tablet, kapsül ve sıvı formları da bulunan probiyotikleri düzenli olarak kullanmakta fayda var” diyerek probiyotik kullanımının ne kadar önemli olduğunun altını çizdi.