Etiket: Politik

  • MÜSİAD İzmir Başkanı Ülkü, “Fitch’in iddiaları politik ve gayriciddi”

    Fitch Ratings’in Türkiye’ye ilişkin hazırladığı raporu değerlendiren Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) İzmir Başkanı Ümit Ülkü, raporu realiteden oldukça uzak, gayriciddi ve tamamıyla politik bir açıklama olarak gördüklerini söyledi.

    MÜSİAD İzmir Başkanı Ümit Ülkü, Amerika merkezli kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings’in, Türkiye’ye ilişkin hazırladığı rapor hakkında değerlendirmelerde bulundu. Ülkü, açıklamasında şunları kaydetti: “Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings’in ülkemiz ekonomisi hakkında yaptığı açıklamaları üzüntüyle takip etmekle beraber, maalesef bu tarz açıklamaların artık bizleri şaşırtmadığını ifade etmeliyiz. Zira Fitch ve benzeri diğer uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının, birçok kritik sürecin arifesinde, Türkiye’nin aleyhine açıklamalar yaptığına daha önce de şahit olmuştuk. Üstelik bu kuruluşların yaptıkları açıklamaların, ekonomik olmaktan daha çok siyasi yorumlar taşımasını da maalesef kanıksamış durumdayız.”

    Bu tür açıklamaların, 24 Haziran’da yapılacak seçim öncesinde, uluslararası kamuoyunda özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın nezdinde, Türkiye ekonomisine yönelik bir algı manipülasyonu yapmayı amaçladığını ifade eden Ülkü, “Kur üzerinden gerçekleştirilen manipülasyonlarla, mevcut hükümetimiz üzerinde baskı kurmak ve 24 Haziran seçimlerine dolaylı yoldan müdahale yapılmak istenmektedir. Bu bağlamda Fitch’in, 24 Haziran seçimleri sonrasında Türkiye’nin para politikasının bağımsızlığının azalacağına dair iddialarını; realiteden oldukça uzak, gayriciddi ve tamamıyla politik bir açıklama olarak değerlendiriyoruz. Buna ek olarak; Fitch ve benzeri diğer kredi derecelendirme kuruluşlarının verdiği notların ekonomimiz üzerindeki etkisi incelendiğinde, tutarlı bir korelasyondan söz edilememektedir” dedi.

    “2010 ve 2011 yıllarında; S&P, Fitch ve Moody’s’in ‘yatırım yapılamaz’ dediği ülkemize yapılan doğrudan yabancı yatırımlar bu dönemde artış kaydetmiştir” diyen Ülkü, “Bu vesileyle, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının kredi notu belirleme yöntemlerinin iyi bir şekilde analiz edilmesi ve tutarlılığının sorgulanması gerektiğine dair görüşlerimizi yineliyoruz” ifadelerini kullandı.

  • ADÜ Rektörü Bircan ‘A Politik’ programına konuk oldu

    ADÜ Rektörü Prof. Dr. Cavit Bircan, Kanal A’da gazeteci Mehmet Toprak’ın moderatörlüğünü yaptığı A Politik programına konuk oldu.

    Milli Eğitim sistemi ve yeni müfredatla ilgili son gelişmelerin tartışıldığı programın diğer konukları, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Bekir Gür, Psikolojik Danışman Mürşid Ekmel Aybek oldu.

    Üniversitelerin, öğrencinin eğitim-öğretim hayatındaki son basamak olduğunun altını çizen ADÜ Rektörü Prof. Dr. Cavit Bircan, “Üniversite eğitimine başlamadan önce öğrencinin almış olduğu eğitimin kalitesi, bizim üzerine ekleyeceğimiz bilgilerin niteliğini doğrudan etkilemektedir” diyerek yeni müfredat çalışmalarıyla birlikte, eğitim sisteminde kalitenin artacağı konusunda olumlu düşüncelere sahip olduğunu belirtti.

    Okullarda eğitimi zayıflatıp öğrencileri dershanelere mecbur bırakan yapının çökertilmesiyle eğitim sisteminin daha da güçlendiğine dikkat çeken Rektör Prof. Dr. Bircan, Milli Eğitim sistemindeki gelişmeleri yakından takip ettiklerini ve Adnan Menderes Üniversitesi’ni tercih eden öğrencilerin kendilerini geliştirmelerine yönelik he türlü fırsatın kendilerine sunulduğunu kaydetti.

  • NATO İzmir Kara Komutanlığı Politik Danışmanı Heıdı Meyer:

    İzmir Üniversitesi’nde “NATO ve Suriye” başlıklı konferans veren NATO İzmir Kara Komutanlığı Politik Danışmanı Heidi Meyer, “İzmir şu anda Avrupa’daki büyük kentlerden terör yönüyle daha güvenlidir. Kendimi burada güvende hissediyorum” dedi.

    İzmir Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi (İİBF) tarafından düzenlenen “NATO ve Suriye” başlıklı konferansa, NATO İzmir Kara Komutanlığı Politik danışmanı Heidi Meyer konuşmacı olarak katıldı. Konferans öncesi Rektör Prof. Dr. Kayhan Erciyeş ve Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Yrd. Doç. Dr. Gülnur Erciyeş ile bir araya gelen Meyer, Torbalı’daki kamplarda kalan Suriyeli mülteciler için İzmir Üniversitesi tarafından yapılan yardımlar konusunda bilgi aldı ve İzmir NATO komutanlığının da bu kamplara yardımda bulunabileceğini, konu ile ilgili görüşmelerde bulunacağını söyledi.

    “NATO, RUSYA KARŞISINDA GÜÇLÜ OLMAK ZORUNDA”

    “NATO ve Suriye” başlıklı konferansta Suriye’de yaşanan savaş, küresel terör tehdidi, artan mülteci sorunu ve Rusya konusunda değerlendirmelerini aktaran Meyer, Rusya’nın özellikle Gürcistan ve Ukrayna krizlerinde görüldüğü üzere, uluslararası alanda gittikçe saldırgan ülkeye dönüştüğünü ve öngörülemez bir tutum içinde olduğunu söyledi. Bu nedenle NATO’nun Rusya ile olan ilişkilerinin eskisi gibi olmayacağını vurgulayan Meyer, “NATO, Rusya ile yeni bir soğuk savaş başlatma amacında değildir ancak, Rusya’nın karşısında güçlü olmak zorundadır. Bu Rusya’nın daha saldırgan bir dış politika izlemesine engeller. NATO güçlü olduğu sürece, Rusya uzlaşmayı tercih edecektir” dedi.

    “MÜLTECİ SORUNU SURİYE SAVAŞI İLE SONA ERMEYECEK”

    Suriye konusunda Batı ve Rusya’nın birlikte harekete ederek tarafları uzlaştırmaya zorlamasının şu anki en uygun çözüm gibi göründüğünü dile getiren Meyer, NATO’nun Suriye’ye yönelik iki görevi bulunduğunu hatırlatırken, bunların Suriye sınırında havadan erken uyarı uçakları ile keşif faaliyeti icra etmek ve böylece büyük boyutlu göçmen akımını önceden tespit etmek olduğunu söyledi. Akdeniz’de kaçak göçmen geçişlerine yönelik olarak NATO gemilerinin denizde gözetleme faaliyeti yaptığını ve tespit edilen kaçak göçmenlere hangi ülkenin kara sularında ise Yunanistan ve Türkiye’nin sahil güvenlik güçlerine haber verilerek kaçak göçmenlerin yakalanmasının sağlandığını ifade eden Meyer, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kaçak göçmenlerle ilgili sorun şu anda Suriye’de yaşananlar ve ülkesini terk eden yaklaşık 4 milyon mülteci nedeni ile gündemde. Ancak Suriye’de savaş sona erse bile mülteci sorunu sona ermeyecek. Farklı kıta ve ülkelerden kaynaklanan mülteci sorunlarını çözmek için ülkeler çalışmaya devam edecekler. Çünkü mülteci sorunu sadece insanların yer değiştirmesi değil beraberindeki ekonomik ve güvenlik sorunları nedeni ile ülkeler için büyük önem arz etmeye devam edecek.”

    “KENDİMİ BURADA GÜVENDE HİSSEDİYORUM”

    Terörün tüm dünya ülkeleri için olduğu gibi NATO üyesi 28 ülke için de hayati bir sorun olduğunu söyleyen Meyer, terörün tanımlanması noktasında NATO üyesi 28 ülkenin de farklı görüşe sahip olduğunu ancak her bir ülkenin kendi anlayışı çerçevesinde terörle aktif mücadele içinde olduğunu söyledi. İki yıldan fazla zamandır NATO İzmir Kara Komutanlığında görev yaptığını hatırlatan Meyer, “İzmir şu anda Avrupa’daki büyük kentlerden terör yönüyle daha güvenlidir. Kendimi burada güvende hissediyorum” dedi.

    Konferansın sonrasında Meyer’e teşekkür plaketini İİBF Dekanı Prof. Dr. Erhan Ada ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Doç. Dr. Sertif Demir takdim etti.

  • Külünk: “Terör En İğrenç Politik Araçtır”

    AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk, terörün iğrenç bir politik araç olduğunu, Ortadoğu’da Türkiye’siz siyasetin dizayn edilemeyeceğini söyledi.

    Gemlik Belediyesi’nin Bursa Gençlik Kulüpleri Federasyonu ile birlikte tertiplediği “Milli Güvenlik ve Terör” konulu konferans Anadolu İmam Hatip Lisesi salonunda yapıldı. Konferansta İstanbul Milletvekili Metin Külünk konuşmacı olarak katıldı. Türkiye’nin terör ve terör işbirlikçileriyle olan imtihanını tarihi bilgiler ışığında anlatan Külünk, insanlığın adalet serüveni yaşadığını vurguladı. PKK-PYD hareketini Jön Kürdist bir hareket olarak değerlendiren Külünk, aynı aklın hem PKK-PYD, hem de DAEŞ üzerinden etnik tartışmalar ve ulus devlet milliyetçiliğini kışkırtarak harita şekillendirmeye çalıştığına dikkat çekti. Külünk, “Terör en iğrenç politik araçtır” dedi.

    Külünk, “Bu millet ne çektiyse Ankara’nın halka kapatılmasından, milletsiz siyasetten çekti. Türkiye’nin yakın tarihinin hikâyesi, şapkasını alıp giden adamın hikâyesidir” dedi.

    Osmanlı’nın çöküşünün insanlığın da çöküşü olduğunu vurgulayan Külünk, sadece İstanbul’da 20 sinagog, onlarca kilise ve cami olduğunu, imparatorluk sınırları içinde de yine onlarca kavim, mezhep ve ırkın birbiriyle çatışmadan yaşayabildiğini anlattı. Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşü ile bu sistemin yerini Irak, Suriye, Ürdün, Lübnan gibi etnik milliyetçilik üzerinden ulus devletçilikler dizayn edilerek sömürü sisteminin getirildiğine hatırlatan Külünk, “Terör üzerinden etnik milliyetçilik duygularını kaşıyarak harita şekillendirilmek isteniyor” diye konuştu.

    Külünk, çözüm sürecinin Kürt vatandaşlar ile PKK arasındaki bağı kopardığını, HDP ve PKK siyasetinin çöktüğünü söyledi. Külünk, yeni anayasa ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’lı başkanlık sisteminin de aynı odakları korkuttuğunu kaydetti. Buna rağmen dik duracaklarını ve uyanık olacaklarını belirten Külünk, bölgede Türkiye ’siz bir siyasetin dizayn edilemeyeceğini sözlerine ekledi.

  • Iı. Karadeniz Ve Balkan Ekonomik Ve Politik Araştırmalar Sempozyumu

    Bülent Ecevit Üniversitesi ile Saint Petersburg Devlet Ekonomi Üniversitesi ortaklığında düzenlenen II. Karadeniz ve Balkan Ekonomik ve Politik Araştırmalar Sempozyumu, 9-13 Kasım 2015 tarihleri arasında Rusya’nın Saint Petersburg şehrinde düzenlendi.

    Karadeniz ve Balkan Ekonomik ve Politik Araştırmalar Sempozyumu, Saint Petersburg Devlet Ekonomi Üniversitesi’nin bu yıl 8.sini düzenlediği “Energetika XXI: Economy, Policy, Ecology” konferanslar serisi ile birleştirilerek ortak paydada enerji konusunun yer aldığı önemli bir akademik platform oluşturulmuş oldu. Saint Petersburg Devlet Ekonomi Üniversitesi tarafından organize edilen “Energetika XXI: Economy, Policy, Ecology” konferansı; sonrasında ise her iki üniversitenin işbirliğinde düzenlenen II. Karadeniz ve Balkan Ekonomik ve Politik Araştırmalar Sempozyumu gerçekleştirildi.

    11 Kasım 2015 tarihinde Courtyard Marriott Pushkin Hotel’de, Saint Petersburg Devlet Ekonomi Üniversitesi Rektörü Igor Maximtsev’in açılış konuşması ile başlayan konferans, başta Rusya’daki üniversiteler olmak üzere dünyanın pek çok ülkesinden enerji alanında çalışmaları olan akademisyenler ile Uluslararası Enerji Ajansı, Gazprom ve Oxford Enerji Çalışmaları Enstitüsü gibi enerji alanındaki çeşitli kuruluşlardan uzmanların sunumları ile devam etti.

    Konferansın ikinci gününde “Avrasya İçin Rusya Gazı” teması ile sabah oturumunda Beijing Enerji Merkezi Başkanı ile Enerji ve Finans Enstitüsü Fonu’nun enerji bölüm direktörü sunumlarını gerçekleştirdi. 12 Kasım 2015 tarihinde öğleden sonraki oturumlar ise II. Karadeniz ve Balkan Ekonomik ve Politik Araştırmalar Sempozyumu’nun açılış oturumları ile eş zamanlı olarak yapıldı.

    Bu kapsamda Konferansın öğleden sonraki eş zamanlı oturumlarında “Rus Enerji Piyasasındaki Değişimler ve AB İle İlişkiler” ile “Avrasya Enerji Piyasasının Kalbi Olarak Rusya” temalarında çeşitli uzmanların sunumları gerçekleştirildi. Eş zamanlı olarak da Courtyard Marriott Pushkin Hotel’in Tolstoy A Salonunda da II. Karadeniz ve Balkan Ekonomik ve Politik Araştırmalar Sempozyumu’nun açılışı yapıldı. Açılışta Sempozyum Düzenleme Komitesi adına Doç. Dr. Özcan Sezer, Saint Petersburg Devlet Ekonomi Üniversitesi’nden Uluslararası İlişkilerden Sorumlu Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Dmitry Vasilenko ile Sempozyum Düzenleme Komitesinden Yrd. Doç. Dr. Şenay Işın konuşmalarını yaptılar. Açılış konuşmaları sonrasında Sempozyum Düzenleme Komitesinden Doç. Dr. Gökhan Dökmen, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Dmitry Vasilenko’ya Sempozyuma işbirliği temelinde sağladıkları katkı çerçevesinde teşekkür plaketi sundu.

    Açılış konuşmalarını izleyen aşamada, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Dış ilişkiler Grup Başkanı Fakir Hüseyin Erdoğan “Energy Politics of Turkey and the Role of Energy Market Regulatory Authority (EPDK)” başlıklı; Yıldırım Beyazıt Üniversitesi öğretim üyesi ve Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) Ankara Ekonomi Araştırmacısı Prof. Dr. Erdal Tanas Karagöl “Turkey at the Equation of Becoming Energy Center” başlıklı; Çukurova Üniversitesi’nden Doç. Dr. Elif Hatun Kılıçbeyli ise “Turkey-Russia Strategic Relations: New Dimensions on Energy Ties” başlıklı sunumları ile açılış paneli yapılmıştır. EPDK Başkan Yardımcısı Dr. Vedat Gün’ün katılımları ile gerçekleştirilen açılış panelinin sonrasında eş zamanlı oturumlara geçildi.

    Sempozyumun ilk gününün akşamında ise açılış kokteyli yapıldı. Kokteyl hem konferans hem de sempozyum katılımcılarını aynı mekanda buluşturmuş ve önemli bir network imkanı sağlandı. Sempozyumun ikinci gününde ise eş zamanlı olmak üzere 8 farklı oturum düzenlendi. Sempozyumda toplamda 62 tebliğ sunuldu. Söz konusu bu tebliğler 46 farklı üniversitede görev yapan öğretim elemanlarının katkıları ile hazırlandı. Sempozyum 9 farklı ülkeden çeşitli akademisyenleri buluşturmuş oldu.

    II.Karadeniz ve Balkan Ekonomik ve Politik Araştırmalar Sempozyumu Düzenleme Komitesinden Doç. Dr. Gökhan Dökmen ise sempozyum hakkında şu değerlendirmelerde bulundu:

    “Sempozyum tema itibariyle hem bölgesel hem de küresel bir üst başlık niteliğinde olan enerji konusunu ele almıştır. Temanın bölgesel niteliği, Karadeniz havasının hem enerji arzı hem de enerji boru hatları açısından önemli bir noktada yer alması açısından önemlidir. Temanın küresel niteliği ise enerji sektöründe ve enerji politikalarında ortaya çıkacak bir değişimin tüm dünyayı etkilemesi bağlamında öne çıkmaktadır. Karadeniz ve Balkan ülkeleri arasındaki işbirliğini geliştirme ve bölge ülkeleri arasındaki işbirliğini sinerjiye dönüştürme noktasında önemli bir platform oluşturulmuştur. Sempozyum geniş bir katılıma dayalı olarak, akademisyenleri ve enerji alanındaki çeşitli uzmanları bir araya getirerek karşılıklı etkileşime dayalı tartışma ortamına zemin hazırlamış ve karşılıklı fikir alışverişi için uygun bir ortam oluşturulmuştur. Bu yönüyle sempozyum, Karadeniz havzasındaki paydaşlar arasında önemli bir ağ yapı kurulmasına zemin hazırlamıştır.”

    “SEMPOZYUM ÜNİVERSİTEMİZİN MARKA DEĞERİNE ÖNEMLİ KATKI SAĞLAYAN BİR ORGANİZASYON OLDU”

    Bülent Ecevit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Özer, II. Karadeniz ve Balkan Ekonomik ve Politik Araştırmalar Sempozyumu ile ilgili olarak yaptığı açıklamada, “Bülent Ecevit Üniversitesi’nin sosyal bilimler alanında yurt dışında organize ettiği ilk sempozyum olması açısından üniversitenin marka değerine önemli katkı sağlayan bu organizasyon, katılımcıların uluslararası niteliği dikkate alındığında üniversitemizin ve kentimizin tanıtımına değer katmıştır. Enerji temasını ele alan bu sempozyumun mekânsal olarak Rusya’da yapılmış olması, enerji temasını enerji merkezi ile birleştirerek bütüncül bir yaklaşım ortaya koymuştur. Türkiye-Rusya ilişkileri açısından son derece önemli olan enerji konularının sempozyumda ele alınması, organizasyonun bilimsel niteliğini daha da arttırmıştır. Bununla birlikte sempozyumun enerji alanındaki çeşitli uluslararası uzmanların ve akademisyenlerin katılımları ile gerçekleşen “Energetika XXI: Economy, Policy, Ecology” konferansı ile ortak bir platformda buluşarak gerçekleştirilmesi sempozyumun uluslararası niteliğini arttırmıştır. Bu olumlu gelişme enerji ve diğer alanlarda yapılacak bundan sonraki çalışmalara ivme kazandıracaktır. Sempozyumun Konferans ile ortak bir organizasyon bağlamında ele alınarak organizasyonun uluslararası nitelik kazanmasıyla birlikte, Bülent Ecevit Üniversitesi’nin başta Karadeniz havzasındaki ülkelerdeki akademisyenler olmak üzere pek çok ülkedeki akademisyenler arasında işbirliği temelindeki ağ yapıya katkı sağlayıcı bir misyonu olmuştur” dedi.