Etiket: Platformu’ndan

  • Kadın Sanayiciler Platformu’ndan kadın sanayicilere ziyaret

    Adana Organize Sanayi Bölgesi’nde (AOSB) bulunan firmaların üst düzey yöneticilerinin oluşturduğu Kadın Sanayiciler Platformu üyeleri, Ceytech Makine San. ve Tic. Ltd. Şti.’yi ziyaret etti. AOSB Kadın Sanayiciler Platformu Başkanı Ayça Çelik, programda ev sahibi firma yetkilisi Yeliz Kulakoğlu’nun 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutlayarak, çiçek takdim etti. Görüşmede Yeliz Kulakoğlu ve İş Geliştirme Direktörü Dilruba Donma tarafından kadın sanayicilere firma hakkında bilgiler verildi.

    Firma ziyaretlerinin yararlı geçmesi amacıyla konusunda uzman kişilerin davet edildiği etkinlikte Adana Sanayi Odası Araştırma ve Ekonomik İşler Sorumlusu Gülhan Özdemir ise “Devlet Teşvikleri ve Hibe Yardımları” konulu sunum yaptı. Programın sonunda firma yetkilileri kadın sanayicilere 8 Mart Dünya Kadınlar Günü sebebiyle hediye takdim etti.

  • Uşak Kardeşlik Platformundan Suriye’deki kimyasal saldırıya kınama -” Ölümlerin konvansiyonel veya kimyasal olması arasında fark yoktur”

    Uşak’ta Çakaloz Camisinde kılınan Cuma namazının ardından Suriye’de öldürülen sivillerin gıyabında cenaze namazı kıldı. Uşak kardeşlik Platformu adına açıklama yapan Av. Fahrettin Tuğrul ; ” Bizim için ölümlerin konvansiyonel veya kimyasal olması arasında fark yoktur. Bizim için asıl olan” Bir insanı öldürmek bütün insanlığı öldürmektir” bakışıyla zulme direnmek, zalimi tarihin çöplüğüne göndermektir.” dedi.

    Açıklamaya “Sakın Allah’ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma. Allah onları ancak gözlerin dehşetle bakakalacağı bir güne erteliyor” İbrahim 42. ayeti okuyarak başlayan Tuğrul konuşmasını şu şekilde sürdürdü; ” Altı yıldır Suriye’de işlenen ve yaklaşık 1 milyon insanın ölümüne yol açan insanlık dışı katliamlar maalesef katlanarak devam ediyor. Karanlık batı ruhunun icadı kimyasal silahlar İdlib’de çoğu çocuk onlarca insana ölüm kustu. Bu katliamda Rusya, ABD, İran başta olmak üzere emperyalist batı, katil Esed’in suç ortaklarıdır. Ayrıca belirtmek gerekir ki, emperyalistlerin ve katillerin kimyasal hassasiyet naraları koca bir kandırmacadan ibaret olup, 100 binlerce insanın ölümünü sıradanlaştıran şeytani kurnazlıktır. Bizim için ölümlerin konvansiyonel veya kimyasal olması arasında fark yoktur. Bizim için asıl olan” Bir insanı öldürmek bütün insanlığı öldürmektir” bakışıyla zulme direnmek, zalimi tarihin çöplüğüne göndermektir. “

    Tuğrul basın açıklamasının kalan bölümünde şu ifadeleri kullandı; ” Aç gözlü emperyalist işgalciler, insanlık düşmanı muhterisler, hainler, kalleşler İnsanlarımız ve şehirlerimiz sizin kirli ellerinizle perişan oldu, bütün evlerimizi yaktınız.

    Dedeleriniz Endülüs’te soykırım yaptı ve siz Haçlı artıkları, Saraybosna’da soykırıma yeltendiniz, Beyrut yaralandı, Kahire vuruldu, Kudüs esir, Gazze hapis, Şam yandı, Bağdat perişan, Basra harap. Halep düştü

    İslam medeniyetinin tüm şehirlerini, tüm değerlerini, camilerini, köprülerini, hanlarını yaktınız, yıktınız, işgal ettiniz, esir aldınız, 2 yüzyıldır etimizi koparır gibi kopardınız şehirlerimizi tarihin kalbinden

    O kadim şehirlerde yaşattığımız insanlığı, huzuru, mutluluğu, kardeşliği, medeniyeti vurdunuz, talan ettiniz. Canımıza tak etti artık!

    Artık gözlerimizin içine bak baka İslam coğrafyasında kardeşlerimizin katledilmesine sessiz kalmayacağız. Artık biz Endülüs’üz, Halep’iz, Şam’ız, Hama’yız, Musul’uz, Kudüs’üz, bırakıp İstanbul’u yakma girişlerinize seyirci kalmayacağız.

    Kadınlarımıza, yaşlılarımıza ve çocuklarımıza uzanan o kirli elleriniz kırmaya ahdettik..

    “Kim bilir belki yarın, belki yarından yakın”

    Bilinsin ki bizim kitabımızda zalimlerden başkasına düşmanlık yoktur.

    Bu coğrafyada döktüğünüz her damla kanın, zulmettiğiniz her mazlumun hesabını soracağız sizden.

    İdlib’de insanlık suçu işleyen, hiçbir vicdanın kabul edemeyeceği yöntemlerle masum sivilleri katleden zalim rejim ve emperyalist destekçileri bilin ki;

    Vekalet savaşlarınızı yürüten taşeron örgütlerinizle de, Halep’i, İdlib’i kan gölüne çeviren paralı köpeklerinizle de ve siz kuklacı emperyalistlerle de hesaplaşacağız.

    Bu Uşak Kardeşlik ve dayanışma platformuna üye olan STK’lar olarak yeryüzünde hürriyetin ve adaletin hakim olması için çabamız, ümidimiz, gayretimiz ve mücadelemiz, artarak devam edecek. Yeryüzünün bütün mağdur, mazlum ve mustazaflarına kol kanat germeye, kucak açmaya devam edeceğiz. Son nefesimize kadar ümitle ve azimle gayret edeceğiz.

    Üzüleceğiz, kalbimiz taşlaşmasın diye ağlayacağız ama gevşemeyeceğiz, asla ve asla ümitsizliğe kapılmayacağız. Ve siz katiller yenilip cehenneme sürüleceksiniz.

    Zalimler için yaşasın cehennem.”

  • Yaşanabilir Şehir Platformundan “Süpürgeni al da gel” eylemi

    Ankara’nın Kızılay, Sıhhiye, Ulus gibi merkezi semtleri başta olmak cadde ve sokaklara üzerlerinde müstehcen resimler ve telefon numaralarının bulunduğu kartların atılarak, insanların fuhşa teşvik edilmesine tepki gösteren Yaşanabilir Şehir Platformu üyeleri, ellerinde süpürge ve küreklerle cadde ve sokaklardaki müstehcen kartları süpürerek Ankara Adalet Sarayına yürüdü.

    Maltepe Köprü altında toplanan grup, cadde ve sokaklara üzerlerinde müstehcen resimler ve telefon numaralarının bulunduğu kartların atılmasına tepki gösterdi. Ellerinde süpürge ve küreklerle caddedeki kartları süpüren grup, daha sonra suç duyurusunda bulunmak üzere Ankara Adalet Sarayına yürüdü. Bu kartların genellikle insanların yoğun bulunduğu cadde ve sokaklara, hatta camiler ve okulların kapılarına ve bahçelerine atıldığını söyleyen eylemciler, kartların dağıtımının da para karşılığında reşit olmayan çocuklara yaptırıldığını ifade ettiler. Bu kartların dağıtımının genç, yaşlı, çocuk ayırt etmeden alenen ahlaksız tahrik ve psikolojik saldırıya ve tacize maruz kalındığını belirten platform üyeleri, çocukların da bu suça alet edildiğini söylediler.

    Konuyla ilgili açıklama yapan Yaşanabilir Şehir Platformu Dönem Temsilcisi Avukat Zeynep Şensayımlar, “Bugün birkaç yıldır Ankara sokaklarında serbestçe dağıtılan fuhuş kartları ile ilgili yetkililerin ve halkın dikkatini çekmek ve suçla mücadele için bir bilinç oluşturmak üzere ‘Süpürgeni al da gel’ adlı bir eylem başlattık. Topladığımız kartlarla Ankara Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunacağız“ dedi.

  • Kayserili fotoğrafçı Amerikan Fotoğraf Platformu’ndan ödül aldı

    Kayserili fotoğrafçı Hasan Aslan, dünyaca ünlü Amerikan Wedding and Portrait Photographers International (WPPI) Fotoğraf Platformu’nun düzenlediği yarışmada Silver (Gümüş) Ödülüne layık görüldü.

    Her yıl, baskı, ilk altı ay ve ikinci altı aylık kategorilerinde dünya çapında yarışma düzenleyen ve gerçekleştirdiği kongrede binlerce fotoğraf arasından seçim yapan WPPI’ın bu yılki yarışmasına, ikinci altı aylık kategoride 10 fotoğraf ile katılan Fotoğraf Sanatçısı Hasan Aslan, 5 fotoğrafı ile Silver Ödülüne layık görüldü.

    14 yaşından bu yana fotoğrafçılık mesleğini icra ettiğini söyleyen Sanatçı Hasan Aslan, gelin-damat, nişan ve portre fotoğrafları dallarındaki fotoğrafları ile dereceye girdi. Bu tür ödüllerin bireyi daha çok şevklendirdiğini dile getiren Aslan, “Fotoğraf sektörü sürekli gelişen ve değişen bir sektör. Özellikle Türkiye’de 2010 yılından sonra fotoğrafçılığın dış mekanlara taşınması çok şeyi değiştirdi. 2013’ten bu yana dünyanın farklı yerlerinde, ünlü fotoğrafçılardan eğitimler aldım. Aldığımız ödüller bu çalışmaların karşılığını aldığımızı gösteriyor ve kendimizi daha çok geliştirmemiz konusunda bizi teşvik ediyor. Bu işte iyi olmanın yolu tamamen eğitimden geçiyor. O nedenle bu işi yapmak isteyen genç arkadaşlarımıza, bu konuda mutlaka eğitim almalarını ve işlerini severek yapmalarını öneriyorum” ifadelerini kullandı.

  • Alevi Platformu’ndan DEAŞ saldırısı uyarısına ilişkin açıklama

    Adana Alevi Platformu Dönem Sözcüsü Şükrü Şahin, kentteki Alevi köylerinde istihbarat çalışması yaptıkları iddia edilen DEAŞ’lı teröristlerin olası saldırılara girişebileceğine yönelik jandarmanın muhtarlara yaptığı uyarıya ilişkin, “Bu ülkede yeni Maraş, Çorum ve Sivasların yaşanmasına izin vermeyeceğiz. Faillerin bir an önce yakalanıp adalete teslim edilmesini istiyoruz” dedi.

    Adana İl Jandarma Komutanlığı, çoğunlukla Alevi vatandaşların yaşadığı köylerin muhtar ve kanaat önderlerine, terör örgütü DEAŞ’ın Alevi ve Nusayri inancındaki vatandaşlara yönelik terör saldırısında bulunabileceği istihbaratı nedeniyle halkın uyarılması için yazı gönderdi.

    Bünyesinde çok sayıda Alevi derneğini barındıran Adana Alevi Platformu, DEAŞ terör örgütünün kentteki Alevi ve Nusayri inancındaki vatandaşlara yönelik terör saldırısında bulunabileceği, buna yönelik istihbarat toplama ve keşif faaliyetlerinde bulunduklarının vurgulandığı uyarıya ilişkin açıklamalarda bulundu.

    Adana Alevi Platformu Dönem Sözcüsü ve Pir Sultan Abdal Kültür Dernekleri Adana Şube Başkanı Şükrü Şahin, Türkiye’nin pek çok yerinden bu tip haberler geldiğini anımsatarak, Adana’da jandarmanın resmi yazısıyla ilk kez böyle bir uyarı yapıldığını söyledi.

    Alevi vatandaşların sürekli baskı altında olduğuna dikkat çeken Şahin, geçen yıl cem sırasında derneklerine yapılan saldırıyı hatırlatarak, saldırının faillerinden bir tanesinin Suriye’de El-Nusra cephesinde savaşırken öldüğünü, diğerlerinin ise Türkiye’de tutuklu bulunduğunu anlattı.

    Şahin: “İnsan ciğeri yiyen katillerin yanında değiliz”

    Suriye üzerinden Halep’te kaybedenlerin yeni bir savaş alanı açmaya çalıştıklarını öne sürerek şunları söyledi:

    “Devletin en yetkili ağızlarından Türkiye’de mezhep savaşlarının çıkacağı açıklanıyor. Biz Aleviler asla buna izin vermeyeceğiz. Gerekirse canlarımızı ortaya koyacağız ama bu ülkede yeni Maraş’ın, Çorumların, Sivasların yaşanmasına izin vermeyeceğiz. Devletimizden de bu konuda uyarmak yerine bir an önce güvenliğimizi alması ve bir an önce faillerin yakalanıp adalete teslim etmesin istiyoruz. Bunları mahalle muhtarlarıyla konuşacaklarına öncelikle Alevilerin örgütlü güçleriyle konuşabilirlerdi. Demek ki korku imparatorluğu yaratılmaya çalışılıyor. Yarından tezi yok adı geçen köylerin tümünü Adana Alevi Platformu olarak ziyaret edeceğiz. Onların yalnız olmadığını, onlarla birlikte omuz omuza olduğumuzu kendilerine ifade edeceğiz. Biz insan ciğeri yiyen katillerin yanında değiliz. Onun üzerinden Türkiye’de saldırı yapılmasın.”