Etiket: Planlaması

  • Tarım Kredi Kooperatifleri’nden tüketime endeksli ürün planlaması hazırlığı

    Türkiye Tarım ve Kredi Kooperatifleri Genel Müdürü Fahrettin Poyraz, üretici ile tüketici arasında doğru bağlantı kurmanın önemine işaret ederek, “Tüketime endeksli olarak üretim planlaması noktasında ciddi bir hazırlığımız var. İnşallah önümüzdeki dönemde Tarım Kredi ve Tarım Kredi şirketlerini net ve belirgin şekilde alanda göreceksiniz” dedi.

    AGROEXPO Uluslararası Tarım ve Hayvancılık Fuarında standıyla yer alan Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri üretici ve tüketicilerden yoğun ilgi görüyor.

    Her zaman üretici ve tüketicilerin yanında yer aldıklarını ifade eden Türkiye Tarım ve Kredi Kooperatifleri Genel Müdürü Fahrettin Poyraz, fuarın Türk tarımı açısından önemli bir fuar olduğunu ve yaklaşık 1 milyon üyesi olan bir kooperatif olarak şirketleri ile fuarda bulunduklarını ifade etti.

    “Tüketime endeksli ürün planlamasında ciddi hazırlığımız var”

    Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri olarak farklılıkları olduğuna dikkat çeken Poyraz, “Özellikle üretim öncesi çiftçimizin ihtiyacı olan tohumluk, gübre, hayvancılıkta yem, ilaç, sera ve sulama malzemeleri olmak üzere ürün öncesi ve sonrasında çiftçimizin ihtiyacı olan tüm girdiler sağlamada şirketlerimiz vasıtasıyla imkanımız var. Ama sadece bununla kalmıyoruz. Fuardaki diğer kurum ve kuruluşlardan bir farkımız da üretilen ürünü alma ve pazara yani tüketiciye ulaştırma noktasında da tarım kredi şirketleri olarak varız. Bu anlamda birlik olarak başta Milli Savunma Bakanlığımız da olmak üzere pek çok kamu kurum ve kuruluşlarımızla yaygın şekilde yayılmış olan ve piyasada bilinen marketler zinciri ile de pazarda varız. Bir taraftan çiftçimize girdiler noktasında destek sağlarken bir taraftan da üretilmiş olan ürünü doğrudan doğruya alarak, gerek kurumsal olarak kurum ve kuruluşlara iletme gerekse de pazara ulaştırma noktasında önemli bir misyon üstlendiğimizin kanatindeyim. İleri dönemde de özellikle bu mantalite ile çalışmalarımızı geliştireceğiz ve tüketime endeksli olarak üretim planlaması noktasında ciddi bir hazırlığımız var. İnşallah önümüzdeki dönemde Tarım Kredi ve Tarım Kredi şirketlerini net ve belirgin şekilde alanda göreceksiniz” diye konuştu.

    “İddialı bir çalışmamız olacak”

    Sözleşmeli çiftçi modelini Türkiye’de hakim kılmayı hedeflediklerini de ifade eden Fahrettin Poyraz, “Bu şekilde de özellikle üretilen ürünün değerinde alınmasını ve tüketiciye ulaştığı zaman da makul fiyatlarla tüketiciye ulaşması noktasında iyi bir misyon üstleneceğiz. Daha agresif demeyelim ama belirleyici olma noktasında iddialı bir çalışmamız olacak. Tarım kredi kooperatifi olarak şu anda yaklaşık 2 bin noktada Türkiye genelinde çiftçimizle iç içe geçen tek kuruluşuz. Sadece diğer birlikler gibi belli bir ürün segmentine odaklanmış da değiliz. Hububattan bakliyata, yağlı tohumlardan yaş meyve sebzeye kadar pek çok ürün gamında hem üreticinin yanında, onları üretim noktasında destekleme ayrıca üretilmiş olan ürünü satın alma sonrasında da tüketiciye en makul fiyatlarda ulaştırma noktasında ciddi bir misyonu üstlendik. Bu yönümüzü güçlendireceğiz sadece bu da değil bu fuarlarla uluslararası pazara da hitap etme imkanı buluyorsunuz. Yurtdışında önemli ölçüde üst düzey katılımcılar var. Biz bu anlamda Tarım Kredi Kooperatifleri ve bağlı şirketleri ile sadece iç piyasada değil uluslararası pazarda Türk çiftçisinin ürettiği ürünleri arz etmek ve oralarda da var olmak noktasında çalışmalar yapacağız. Önümüzdeki dönem Tarım Kredi ve Kooperatiflerinin farklı yönlerinin ön plana çıktığını göreceksiniz”ifadelerini kullandı.

    Ürün ve üretim planlaması

    Bir taraftan vatandaş üretici olarak ‘ürün para etmiyor’ diye şikayetçi diğer taraftan da tüketici de ‘niye ürünü bu fiyattan alıyoruz’ diye şikayetçi. Aslında biraz ürün ve üretim planlaması yapma noktasında çalışmamız lazım. Üretici ile tüketici arasında doğru bağı kurabilirsek eminimki üretici de üretiminde memnun olacak, tüketici de makul fiyatta kaliteli ürünü alma imkanına sahip olacak. Biz de bu anlamda hem iç hem de uluslarası piyasada ülke ve dünya ekonomisine olumlu katkı sunma hedefindeyiz” dedi.

  • MÜSİAD’dan “acil kentsel dönüşüm planlaması” vurgusu

    Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) İzmir Şubesi İnşaat, Çevre ve Yapı Malzemeleri Sektör Kurulu Başkanı Ahmet Türkyılmaz başkanlığında toplanan inşaat ve çevre sektör kurulu üyeleri, sektörleri ile ilgili son gelişmeleri değerlendirdi. Türkyılmaz, İzmir’de kentsel dönüşüm için acilen planlamaya ihtiyaç olduğunu söyledi.

    MÜSİAD İzmir Şubesi İnşaat, Çevre ve Yapı Malzemeleri Sektör Kurulu ekim ayı toplantısı, TURAB Fuarcılık Reklam Organizasyon Hiz. A.Ş. ve TÜRAP – Türk-Arap Ülkeleri İşbirliği Derneği Genel Başkanı Sabuhi Attar’ın ev sahipliğinde yapıldı. İzmir’de kentsel dönüşüm için acilen planlamaya ihtiyaç olduğunu ifade eden Türkyılmaz, “Ülkemizin lokomotif sektörü olan inşaat sektörü ve özellikle de kentsel dönüşüm konusunda büyük şehirlerde ve İzmir’de kentsel dönüşümle alakalı neler yapılabilir, kentsel dönüşümü nasıl gündem yapabiliriz, kentsel dönüşümde İzmir’i nereye taşıyabiliriz, gibi konuları görüştük. Zaman içinde gittikçe hızlanan köyden kente göç süreciyle birlikte baş gösteren yapılaşma problemleri, İzmir’i bugün geçmiş yılların biriktirdiği şehirleşme ve çarpık yapılaşma problemiyle karşı karşıya getirmiştir. Konu ile ilgili olarak çalışmalarımıza deva edeceğiz” dedi. 5-7 Aralık tarihlerinde İstanbul’da gerçekleşecek olan 4. Türk-Arap Yapı-İnşaat Malzemeleri ve Teknolojileri, İç Mimari Mobilya Fuarı hakkında sunum yapılan toplantı sonunda TÜRAP – Türk-Arap Ülkeleri İşbirliği Derneği Genel Başkanı Sabuhi Attar’a ev sahipliğinden dolayı teşekkür eden Ahmet Türkyılmaz, günün anısına plaket hediye etti.

  • Mektebim Okulları kurucusu Kalko: ’’Eğitimde Türkiye’nin, 100 yıllık planlaması olması lazım’’

    Mektebim Okulları’nın Kurucu Ümit Kalko, ’’Eğitimde Türkiye’nin, 100 yıllık planlaması olması lazım. 3, 5,10 yıllık planlamalardan bahsetmiyoruz. Eğitimde 100 yıllık planlama yapılmalı. Şuanda özel okullar eskiye göre daha fazla desteklenmekte. Artık özel okulların çeşitli yatırım teşvikleri var’’ dedi.

    Mektebim Okulları’nın ev sahipliğinde düzenlenen EGT ’Ulusal Kalkınma ve Küresel Barış İçin Eğitim Paneli’ Haliç Kongre Merkezi`nde yapıldı. Ülkelerin kalkınması, o ülke ekonomisine değer katacak yeterli sayı ve donanıma sahip insan gücünün ülkenin stratejik planına ve hedeflerine uygun biçimde artırılmasına bağlı. Türkiye’nin hızla ilerleyen pek çok gündem maddesi arasında en önemlilerinden biri eğitim. Panelde ulusal kalkınma ve küresel barış için eğitimin önemine dikkat çekildi.

    Panele, MektebimKurucusu Ümit Kalko,Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Ayşe Kardaş, Talim Terbiye Kurulu Eski Başkanı Prof. Dr. Ziya Selçuk, UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkan Vekili Avni Botsalı, University of Tennessee Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Aydeniz, Fütürist Ufuk Tarhan ve çok sayıda eğitimci katıldı. Prof. Dr. Selçuk Şirin’de video bağlantı ile panele katılım gösterdi.

    ’’Ülkemizde kronikleşen dershane krizi olmayacak’’

    Panelde konuşan Ümit Kalko, ’’Eğitimde Türkiye’nin 100 yıllık planlaması olması lazım. 3, 5, 10 yıllık planlamalardan bahsetmiyoruz. Eğitimde 100 yıllık planlama yapılmalı. Şuanda özel okullar eskiye göre daha fazla desteklenmekte. Artık özel okulların çeşitli yatırım teşvikleri var. Özel okulların bu yatırım teşviklerinin karşılığında yatırım yaptıktan sonra gerekli talebi toplayabilmeleri için öğrenci teşvikleri var. Bu teşviklerin biraz daha zoraki hızlandırılması için dershanelerin dönüşümü söz konusu oldu. Artık dershane diye bir kavram kalmayacak. Ülkemizde kronikleşen dershane krizi olmayacak. Artık dershanelere harcanan gerek yatırımcıların harcadığı gerek velilerin harcadığı bu ekonomiler, Türkiye’deki nitelikli okul sayısının ve eğitim kalitesinin artması için harcanacak’’

    ’’Eğitimli ülkelerde eğitimli vatandaşlar daha az suç işlemekteler’’

    Gelişmekte olan bir ülke olmaktan gelişmiş ülke olma yolunda ilerleyen, muasır medeniyetleri hedef edinen ülke olarak Türkiye’mizin, eğitimle alakalı yapacağı çok şeyler var diyen Ümit Kalko,’’Eğitimle alakalı yapacağı şeylerin kalkınmaya ve ’Yurt Barış Dünyada Barış’ sloganıyla bir ülkeyi var eden milletimize karşı bir takım sorumluluklarımız var. Eğitime yapılan yatırım, geleceğe yapılan yatırımdır. Kalkınmış olan ülkelerin kimler olduğuna baktığımız zaman eğitim sistemlerini incelediğinizde ciddi bir ivme görüyoruz. Eğitimle alakalı yapılacak olan yatırımların kalkınmayla bire bir ilişkisi var; suç oranları düşmekte. Eğitimli ülkelerde eğitimli vatandaşlar daha az suç işlemekteler. Eğitimli insanların olduğu ülkelerde sağlık sorunları daha sınırlı olmakta ve sağlık harcamaları daha sınırlı olmakta. Eğitimli ülkelerde tasarruflar, maliyetler, üretkenlikler, verimlilikler, bilinçli girişimcilik ve birçok şeyin katkısı kalkınmaya bire bir etki etmekte. Hedefimiz muasır medeniyetlerse bizim büyük düşünmemiz lazım, büyük hayaller kurmamız lazım. Bu hayallerimiz somuta indirgeyip hedeflerimiz haline getirmemiz lazım. Çok ciddi projeksiyonlar çizmemiz lazım. Bunları devlet politikası haline getirmemiz lazım’’ şeklinde konuştu.

    ’’Özel okullaşma yüzde 25’lere çıkacak’’

    Özel okullaşma konusunu değerlendiren Kalko, ’’Özel okullaşmada 2012-13 yıllarından bu yıllara baktığımız zaman yüzde 4 ve 4,5’larda olan özel okullaşma oranı dershanelerin dönüşüm sürecine girmesiyle bir anda yüzde 8,5-9’lara kadar uzanan yatırım ağına dönüştü. Bu daha da büyüyecek. Milli Eğitim Bakanlığımızın kendi öngörüleri 2023 yılında yüzde 15’lere çıkacağı yönünde. Benim şahsi görüşüm olarak yüzde 25’lere çıkacak bir potansiyel olduğu kanaatindeyim. Özellikle son dönemlerde özel okul sayısındaki artışları ve birçok kişinin özel okullar yaptığı teşvikleri görünce ve girişimci bir toplum olduğumuzu görardı etmeyince yüzde 25’lere kadar çıkacak bir özel okullaşma oranı yakalayacağız’’ diye konuştu.

    Bir ülkenin kalınması için sermaye ve teknolojini transferini yanı sıra yeterli sayıda yetişmiş iyi işgücüne, bunların olması için eğitime ihtiyacı olduğunu belirten Ayşe Kardaş, ’’Kadınların işgücüne katılımında eğitim enönemli faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. Bugün hükümet olarak aldığımız tedbirler neticesinde kız-erkek okullaşma oranında ciddi iyileşmeler sağladık. İlk ve ortaöğrenimde yüzde 95 seviyelerini yakaladık. Lisede ise bu oran yüzde 81 civarında. Genel olarak ilköğretimde okullaşma oranının mevcut durumuna bakıldığında cinsiyetler arası eşitsizliğin ortadan kalktığı görülmektedir. Güçlü ve sürdürebilir ekonomik kalkınma ve küresel barışın tesisinde kadının, eğitim ve istihdama katılımı gözardı edilmemelidir. Bilakis teşvik edilmelidir’’ dedi.

    Eğitimin bir gösterilen yüzü var, birde gösterilmeyen yüzü olduğunu ifade eden Prof. Dr. Ziya Selçuk,’’Biz, dilimize hâkim olmadığımız için kendi kelimelerimiz ve kavramlarımız olmadığı için başka kavramları ödünç kullanarak sanki bir medeniyetin içerisinden konuşuyormuş gibi yapıyoruz. Bizim dilimiz, şuanda kullandığımız kelimeler anlamında bir defa ulusal değil ki kalkınmamız ulusal olsun. Biz, dilimizin düşüncelerimizi nasıl değiştirdiği noktasında yeterinde bir çaba sarf etmiyoruz ki gerçek maliyelerin ne olduğunu görelim. Bir şekilde kalkınmayı eğitimle ilişkilendirip aslında neden-sonuç ilişkisinin kurulmasında hata yapıyor olabiliriz. Bunun bütünsel bir insan yetiştirmeyle ilgili olduğunu söylemek durumundayım’’ dedi.

    Eğitimin gerekliliğinden bahsetmek abeste iştigal olduğunu söyleyen Avni Botsalı,’’UNESCO, eğitimde ve kültürde kaliteli ve nitelikli bilginin ana mutfaklarından bir tanesi. Eğitim alanında dil özürlü, başkalarına tabii ve başkalarını takip eden bir ülke konumundan çıkmalı. Dünyadaki gelişmeleri görebilen ve teknoloji koştuğu hızla olmasa da ona yakın bir hızla uluslararası ve küresel sisteme entegre olabilen bir ülke olmalıyız.”İfadelerini kullandı.

    Ufuk Tarhan, ’’Sadece 30 sene içinde bilgisayar dediğimiz aracın ve onun biraz daha gelişmiş türevlerini kullanmamız ve anlamamamız halinde hiçbirşey yapmamız mümkün değil. 30 sene önce hiç olmayan bir şey, bugün vazgeçilmez. Şuanda eş zamanlı olarak dijital devrim içindeyiz. Biyoloji dahil dijitalleşiyor. Şuanda robot devrimi yaşıyoruz. Birçok işimizi robotlara devretmeye hazırlanıyoruz’’ dedi.

    Türkiye’den 17 Ağustos 1999 deprem gününde ayrıldığını belirten Doç. Dr. Mehmet Aydeniz, O günden bugüne kadar geçen süreçte Türkiye müthiş bir değişim yaşamış. Özellikle bu değişim enerjisini İstanbul’da hissediyorum. Gençler kendilerini yetiştirmek için kişisel gelişim seminerlerine katılıyorlar. Bir sinerji var. Fakat bu sinerjiyi İstanbul dışına çıktığınız zaman göremiyorsunuz’’ açıklamasında bulundu.

  • Geleceğin iktisatçılarına kariyer planlaması anlatıldı

    Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) İktisat Fakültesi öğrencilerine yönelik kariyer planlaması konferansı düzenlendi.

    Adnan Menderes Üniversitesi Aydın İktisat Fakültesi’nin düzenlediği, ASTİM Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Maraş ile İnsan Kaynakları Yöneticisi Kazım Önder’in konuşmacı olarak katıldığı kariyer planlaması konulu konferans, ADÜ Atatürk Kongre Merkezi Miletos Salonu’nda gerçekleşti.

    Moderatörlüğünü AİSYEM Koordinatörü Doç. Dr. Hüseyin Yılmaz’ın yaptığı konferansta ASTİM Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Maraş ve Kazım Önder öğrencilere geleceğe yönelik planlarını gerçekleştirebilmek adına ne yapmaları gerektiği, çalışabilecekleri şirketlerin çalışanlardan beklentileri, öğrencilerin kariyer planları doğrultusunda kendilerine katması gereken özelliklerin neler olduğu, yardım alabilecekleri ve kendilerini geliştirebilecekleri alanlar konusunda bilgiler verdi.

    Son olarak soru cevap bölümünün ardından konferans sona erdi.

  • Alima Yeni Malatyaspor Alt Yapısı Yeni Sezon Planlaması

    Alima Yeni Malatyaspor alt yapısı gelecek sezon hazırlıklarına erken başladı. Akademi Liglerinde 2015-2016 futbol sezonunu U14, U15, U16 ve U17 liglerinde tamamlayan sarı kırmızılı alt yapıda her hangi bir olumsuzluk ve büyük bir sakatlık yaşanmaması teknik ekibin yüzünü güldürdü.

    Alima Yeni Malatyaspor Alt Yapı Kordinatörü Levent Doğandemir gelecek yıl planlamalarına başladıklarını belirterek tüm kategorilerde geride kalan sezonu değerlendirdi. Doğandemir, ”Son 3 – 4 yılda çıkardığımız gençlere bakılarak yorum yapıldığında fiziksel tesis ihtiyaçlarımızı saymazsak bölgenin en iyi alt yapılarından birine sahibiz. Malatya futbolunda her yeri tarıyoruz. Şimdiden okulları geziyoruz oyuncu topluyoruz. Her kategoride yetenekli gençleri kulübümüz bünyesine katıyoruz. U14, U15, U16 ve U17 kategorilerinde sezonu bitirdik ama biz ve hocalarımız çalışmaya devam ediyor. Şimdi her kategoride gerekli sirkülasyonu sağlamak için yeniden bölgede yetenek avına çıkacağız. U21 ve U19’a diğer kategorilerden sporcu taşıyoruz. Devre arasında gönderdiğimiz Burak, Ferhat, Furkan ve Abdulsamet’in yokluğunu yaşamadık. Çünkü dinamik ve rekabete dayalı bir yapı oluşturduk. Yönetim ve İrfan hocanın bakış açısı çok olumlu. Eğer tesis eksiğimiz giderilirse Malatya Türkiye’de sayılı alt yapılardan biri haline gelebilir” dedi.