Etiket: Patenti

  • Otomotiv tedarik sanayi firmaları patenti sevdi

    Otomotiv tedarik sanayi firmaları patenti sevdi

    Türk Patent ve Marka Kurumu Başkanı Prof. Dr. Habip Asan, Türk otomotiv tedarik sanayicilerinin artık sadece hazır teknoloji üreten firmalar olmaktan çıktıklarını belirterek; “Tedarik sanayi firmalarımız son yıllarda patentler almaya başladı. Otomotiv sektöründe 1995 yılında başvurulan patent sayısı sadece 76 iken, 2018 yılında bu rakam 2587’ye çıktı” dedi.

    Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği (TAYSAD) ve Uluslararası Patent Birliği (UPB) işbirliğinde organize edilen ‘Patentle Kazanan Şirketler’ panelinde Türk Patent ve Marka Kurumu Başkanı Prof. Dr. Habip Asan, TÜBİTAK Teknoloji Transferi Ofisi Başkanı Murat Baybalı, İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selahattin Karapınar konuşmacı olarak yer aldı. Panelin moderatörlüğünü Prof. Dr. Ayşe Odman Boztosun gerçekleştirdi. TOSB Konferans Salonu’nda düzenlenen etkinliğe TAYSAD üyeleri büyük bir ilgi gösterdi.

    Yerli patent başvuruları yabancıları yakaladı

    Panelde konuşan Türk Patent ve Marka Kurumu Başkanı Prof. Dr. Habip Asan, marka ve patent algısı üzerine Türkiye’de çok önemli gelişimler ve değişimler yaşandığına işaret etti. Otomobil yedek parça sektöründe patent başvuruları oranlarını değerlendiren Prof. Dr. Habip Asan; “1995-1999 yılları arasında bu sektörle ilgili patent başvuru sayısının 76 olduğunu görüyoruz. 2000-2004 arasında 113 tane, 2005-2009 yılları arasında 547, 2010-2014 yıllarında 1786, 2015-2018 yıllarında 2587 yerli patent başvurusu yapıldığını görüyoruz. Yabancı patentlere baktığımız zaman ise bu rakamların çok daha yukarılarda olduğunu görebiliyoruz. Ancak son zamanlarda başvuru oranları yerli patent lehine dönmüş durumdadır” diye konuştu. Türkiye’de faydalı model alanında 1995 yılından 2018 yılına kadar 10 binin üzerinde buluş başvurusu yapıldığını açıklayan Habip Asan, bu rakamın yerli ve yabancı başvurular olarak toplandığında ise 20 bine yaklaştığını kaydetti.

    En önemli detay doğru ön araştırma

    Prof. Dr. Habip Asan, Türkiye’de tedarik sanayi dendiği zaman insanların aklına hazır teknoloji üreten firmalar geldiğini, ancak son zamanlarda otomotiv tedarik sanayicilerin patent konusundaki düşüncelerini değiştirdiklerinin vurguladı. Dünya genelinde ciddi bir patent doküman veri sisteminin bulunduğuna da işaret eden Prof. Dr. Habip Asan; “Dünyada yıl içerisinde toplam 110 milyon patent dokümanının girişi yapılıyor. Ülke olarak bu dokümanlara ancak 10 bine yakın katkı sağlayabiliyoruz. Ancak çok daha ilerisi için hedeflerimiz var. Zaman içerisinde bu hedefleri yakalayacağımıza inanıyorum. Bu veri tabanlarına giriş için ücret alınmıyor. En son bilgilere ulaşabiliyorsunuz. Çok büyük bir hazinedir. Bu bilginin kullanılması ve yeni patent başvurularının buna göre yapılması önemlidir. Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok. Şu anda Avrupa Birliği’nde bile yıllık 60-70 milyar Euro gibi bir rakam, daha önce yapılmış başvurulara bir kez daha başvurmak isteyenler tarafından harcanıyor. Bu büyük bir israftır. Eğer ön araştırma safhasını doğru yaparsanız hem zaman hem de emekten tasarruf etmiş olursunuz. Bu uygulama size ciddi bir zaman kazanımı sağlar. Böylelikle patent çalışmalarınız doğru zamanda doğru bir belgeye dönüşür. İşin tüm özü buradadır. Ön araştırma yapmadan ve daha önce bu konuda bir girişimin olup olmadığını bilmeden yola çıkarsanız, motivasyonunuzu düşürecek sonuçlarla karşılaşabilirsiniz” şeklinde konuştu.

    “Alın terine akıl teri ilave edersek tuzaktan kurtuluruz”

    UPB Yönetim Kurulu Başkanı Erdem Kaya ise toplumdaki farkındalığın arttırılması yönünde çalışmalar yürüttüklerini kaydetti. Son 4 yılda 10 bin kişiden fazla insana Ar-Ge, patent ve sınai haklar konusunda eğitimler verdiklerini açıklayan Erdem Kaya; “Çoğu Ar-Ge merkezi çalışanlarının yürüttükleri projelerin sonuçlarında ne gibi gelişmeler olacağını tam olarak kavrayamıyor. Buna verebileceğimiz en önemli örnek orta gelir tuzağıdır. Bizler sadece üreterek bir ekosistem kurduğumuz zaman kişi başı gelirimizi yıllık ortalama 10 bin Dolar’a çıkarabiliyoruz. Bunun üstüne çıkma şansımız yok. Bunun tek yolu alın terine ilave olarak akıl teri dökebilmemizdir. Yani katma değerli ürün ve hizmetler üretmemiz gerekiyor. Bunları güçlü fikri mülkiyet enstrümanlarıyla korumamız gerekiyor ve rekabetçi bir ekonomi haline gelmemiz gerekiyor” dedi.

    “Rekabeti inovasyon ve ar-ge ile aşacağız”

    TAYSAD Yönetim Kurulu Üyesi Berke Ercan da otomotiv sektöründe tedarik sanayinin son dönemde ciddi oranda inovasyon ve Ar-Ge çalışmalarına ağırlık verdiğini söyledi. Dünyadaki işçilik maliyetlerine vurgu yapan Ercan; “Ülke olarak zaten işçilikle dünya çağında rekabet edebilirliğimizi kaybettik diyebiliriz. Bizden çok daha rekabetçi ülkeler var. Bunu otomotiv sanayi sektörü nasıl aşacak? Mühendislik, Ar-Ge ve inovasyon ile aşacak. Bu çerçevede TAYSAD tarafından 11 Ar-Ge uzman grubu oluşturulmuş durumda. 300’den fazla tedarik sanayi firmasından gelen yönetici arkadaşlarımızın çalıştığı yoğun bir uzmanlık grubumuz var. Bu arkadaşlarımız farklı uzmanlık konularında faaliyet gösteriyor. 20 Aralık Cuma günü tüm Ar-Ge uzmanlık gruplarımızın katılacağı bir organizasyonumuz olacak. TAYSAD’ın bu alanda neler yaptığını görüşeceğiz. Bugün ise önemli bir panele ev sahipliği yapıyoruz. Verimli sonuçlar olmasını diliyorum” şeklinde konuştu.

    Panelde TÜBİTAK Teknoloji Transferi Ofisi Başkanı Murat Baybalı ve İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selahattin Karapınar da sunumlar gerçekleştirdi. Program soru-cevap bölümü ile sona erdi.

  • Patenti alınan Bergama tulumu artık rastgele üretilemeyecek

    İzmir’in Bergama ilçesinde CHP’li Belediye Başkanı Mehmet Gönenç, yörenin meşhur lezzeti “Bergama tulum peyniri” için Patent Enstitüsü’ne coğrafi işaret konusunda başvuruda bulunduklarını söyledi. Bundan böyle sadece Bergama yöresinin sütü ve bu bölgenin üreticilerinin ürettikleri peynirler, Bergama tulumu olarak satılabilecek.

    Sadece Türkiye’nin değil, dünyanın da en meşhur peynirlerinin başında sayılan ve Bergama’nın dağ köylerinde yapılan Bergama tulum peyniri, ‘çoban peyniri’ adıyla da anılıyor. Bergama köylüleri bu peynirin yapımında doğal maya olarak kuzuların sindirim sistemine bağlı adı ‘şirden’ olan bir keseciğin içindeki peynirimsi parçacıkları kullanıyor. Ancak günümüzde çeşitli mandıralarda yapılanlar üretim ve kullanılan malzeme açısından Bergama dağ köylülerinin yaptığı orijinal tada yaklaşamıyor. Üstelik orijinalinden daha yüksek fiyatlara satılabiliyor.

    Sadece bölge üreticilerinin peynirleri satılacak

    Bergama Belediye Başkanı Mehmet Gönenç konu ile olarak sadece markasından dolayı bölgenin özelliğini taşımayan peynirlerin ‘Bergama tulumu’ adıyla satılmasını önlemek amacıyla Patent Enstitüsü’ne başvurduklarını açıkladı. Başvuruyla ilgili açıklama yapan Başkan Gönenç, “Bergama Belediyesi olarak Bergama tulum peyniri konusunda patent enstitüsüne coğrafi işaret konusunda başvuruda bulunduk. Bu şu anlama geliyor. Başka yerlerde üretilip de sadece markasından dolayı bu bölgenin özelliğini taşımayan peynirler Bergama tulum peyniri olarak satılamayacak” dedi.

    Bergama Çamavlu Kozak Süt Ürünleri eski Müdürü Metin Tenekecioğlu, “Bergama tulum peyniri, yöremizdeki koyun, keçi ve inek sütlerinin usulüne uygun şekilde işlenmesiyle elde edilen ve uzun olgunlaşma dönemine tabi tutulan özgün bir peynirdir. Zengin bitki çeşidine sahip, mis gibi kekik kokan doğal ortamda beslenen inek, koyun ve keçilerimiz, bu aromayı ve doğanın tüm mucizevi faydalarını süte yansıtmışlardır. Bu nefis lezzette sütlerin doğallığını bozmadan, kendine özgü usulüyle, özel emek verilerek işlenmesi ve uzun olgunlaştırma süresi sonunda sofralarda Bergama tulum peynirinin mucizevi lezzeti ortaya çıkmaktadır. Coğrafi işaret ise özellikleri itibariyle yöre ile özdeşleşmiş bir ürünün işaretidir” ifadelerini kullandı.

    Coğrafi işaret almanın kırsal kalkınmayı ve yerel üretimi desteklemek anlamına geldiğini söyleyen Tenekecioğlu, “Ayrıca coğrafi işaret almanın geleneksel bilgi ve kültürel değerleri korumak, turizme katkıda bulunmak, çevreyi ve biyolojik çeşitliliği korumak, kırsal istihdam oluşturmak gibi önemli işlevi de vardır. Kültürel mirası ve geleneksel üretimin önemini vurgularken, o bölge üreticisi ile birlikte toprağı, suyu, iklimi korumayı hedefler. Coğrafi işaret, yerelliğin dünya ile buluşmasıdır” diye konuştu.

  • Yöresel Tatlı “Uyuşturma”nın Patenti Alınacak

    Samsun’un Vezirköprü ilçesine özgü yöresel tatlı “uyuşturma”nın patentinin alınacağı bildirildi.

    Vezirköprü Kent Konseyi Başkanı ve Sarıalan Mahallesi Muhtarı Kenan Demir misafirlerine yöresel tatlı uyuşturma ikram ederek asırlık tatlıyı hatırlattı. Asırların damak zevki uyuşturma tatlısının ilçenin belli yerlerinde yapıldığını, Ramazan ayının olmazsa olmazı olduğunu belirten Kenan Demir, bu yemek kültürünün yaşatılması ve hatırlanması için misafirlerine bu tatlıyı yaptıklarını, ilçenin damak zevklerini ve yemek kültürünü yaşatmak, bu konuya ilgi çekmek için “İşte size uyuşturma” esprisi ile dikkat çekmeye çalıştıklarını söyledi. Şeker süt ve kuru incirden yapılan yöresel tatlı uyuşturmanın yöreye ait bir tatlı olduğunu iddia eden Demir, yapılışı kolay ve hafif olan tatlının patentini ilçe adına almak için girişimlere başlayacaklarını ifade etti. Uyuşturma adının uyuşukluk veren anlamında değil sütle incirin uyumu, tatlının kıvamı anlamında kullanıldığını anlatan Demir, “Bu tatlıyı yiyip methiye düzmeyen olmamıştır” dedi.