Etiket: Paralel

  • Nevşehir’de Paralel Yapıdan 1 Kişi Tutuklandı

    Nevşehir’de paralel yapı ile mücadelede 1 kişi tutuklandı.

    Nevşehir İl Emniyet Müdürlüğüne bağlı Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından geçen ay içerisinde yapılan FETÖ/PYD operasyonları kapsamında Nuri P. Ve Akın A. tutuklanmış, 7 kişi ise adli kontrol ile serbest bırakılmıştı. Paralel yapıya yönelik yapılan operasyonlar sonrasında devam eden mahkeme sonrasında ise Hüseyin Sönmez bugün çıkartıldığı mahkeme tarafından tutuklanarak Nevşehir E Tipi Kapalı Cezaevi’ne gönderildi.

    Paralel yapı operasyonları sonrasında tutuklanan zanlının Nevşehir Adalet Sarayı önünde görüntü alan gazetecilere küfürler ve hakaretler etmesi ise dikkatlerden kaçmadı.

  • Aslı Baş Cinayetinde ‘Paralel Yapı’ İddiası

    Bodrum Yalıkavak’ta 21 Temmuz 2010 tarihinde işadamı Ahmet Bayer’in villasında ölü bulunan mankenler kraliçesi Aslı Baş’ın Muğla 1. Ağır Ceza Mahkemesindeki 26. Duruşması yapıldı. Duruşma’ya tutuksuz yargılanan işadamı Ahmet Bayer, oğulları ve Volkan ve Hakan Bayer, Aslı Baş’ın babası Mehmet Yavuz katıldı.

    Duruşma öncesi açıklama yapan Manken Aslı Baş’ın Babası Mehmet Yavuz Baş, dava sürecinde işin içine paralel yapının müdahil olduğunu ve delilleri karattıklarını ileri sürdü. Baba Baş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a gönderdiği mektubunda, “21 Temmuz 2010 tarihinde Bodrum Yalıkavak’ta kızım Aslı Baş öldürüldü. Öldürenler ağırlaştırılmış müebbet hapisle yargılanmak üzere Muğla 1. Ağır Ceza Mahkemesi savcılığının açtığı davada bizler sadece hukuk mücadelesi değil, paralel yapı ve İhsan Kalkavan davamızı 17 ay savsaklatan ve delillerin karartılmasını sağlayan savcı Ramazan Oruç davamıza delil olabilecek ses tapelerini 4,5 yıl saklayan Bodrum Jandarma Komutanı, mevcut delilleri değerlendiren savcıya namussuz diyen TBMM Başkanlık Müşaviri Rüçhan Akıncıoğlu gibi paralel yapı mensupları hakim ve savcıya rüşvet ve imtiyaz sağlayan yargıyı etkilemeye çalışanlarla mücadele ediyoruz. Mağduriyetimi takdirlerinize arz eder, sizden başka sığınacağımız kimsemiz yok. Allah başımızdan eksik etmesin” dedi.

    Aslı Baş’ın ailesinin Avukat İbrahim Ataş, Bodrum 4. Ve 6. Asliye Ceza Mahkemesine delilerini karartılması ve yalan beyanda bulunmaktan suç duyurusunda bulunduklarını söylerken, Bodrum ve Muğla 1. Ağır Ceza Mahkemesindeki dosyaların birleştirilmesi taleplerinin mahkemece kabul edilmediğini söyledi. Avukat Ataş, “Bu celsede Bodrum’da 6. ve 4. Asliye Ceza Mahkemesine iki dava açmıştık. Davanın içeriğinde sanık taraflarının tanıklarının yalan beyanda bulunmaktan dolayı yaptıkları eylem ile ilgili suç duyurusunda bulunduk. Bodrum’da 4. Asliye Ceza’da Cumhuriyet Savcısı yeterli şüphenin oluşması nedeniyle kamu davası açılmasına karar verdi. 6. Asliye Ceza Mahkemesine yaptığımız suç duyurusu da suç delillerinin karartılmasına yönelikti. Bundan da Savcılık yeterli delilin olması nedeniyle kamu davası açılmasına karar verdi. Bodrum’daki iki dosyanın Muğla’daki Ağır Ceza dosyaları ile birleştirilmesini talep ettik. Mahkeme bunu kabul etmedi. Ama Bodrum’daki mahkeme dosyaların birleştirilmesi noktasında Yargıtay’a gönderdi dosyayı” dedi.

    Mahkeme çıkışında gazetecilere açıklama yapan Aslı Baş ailesinin avukatı Fahri Safa Küpçü, Polisten 155’e yapılan arama kaydını istediklerini, fakat kaydın olmadığı söylendiğini belirterek, “Polis 155 bizde kaydı yok diyor. Problem şu. Sabit olan bir şey var o da NTS (Numara Taşınabilirliği Bilgi Sistemi) kaydı var. NTS kaydında bu numara 155’i aramış. O arayan kişi de tanık olarak dinlendi ve ‘Evet ben 155’i aradım’ dedi. Aradan 5 yıllık bir süreç geçti ve net olarak ne söylediğini hatırlayamıyor. Biz ses kayıtlarının içeriğinin getirilmesini istiyoruz. Hayati önem taşıyabilir. Çünkü 112 kaydı da çok önemsiz gibiydi. Çünkü Aslı Baş için atladı dedikleri, merdivenden düştü diye ifade kullandılar. Yani yargılamanın sürecini ciddi şekilde değiştirdi” dedi.

    Duruşması öncesinde Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, Muğla Adliyesi önünde kadın cinayetlerini protesto etti. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu adına açıklama yapan Dilara Karakoç, Aslı Baş için adalet sağlanana dek davanın takipçisi olacaklarını söyledi.

    Duruşma ileri bir tarihe erteledi.

  • Aksaray’da Paralel Yapının Lisesine Yıkım Operasyonu

    Aksaray Belediyesi, geçen günlerde kayyım atanan paralel yapıya ait bir lisenin duvarını ruhsatsız ve yasalara uygun olmadığı gerekçesiyle yıktı.

    Aksaray Belediyesine ait iş makineleri ile birlikte okula giden zabıta ekipleri, ruhsatsız ve yasalara uygun olmadığı gerekçesi ile Sema Fen Lisesinin duvarlarını yıktı. İl Emniyet Müdürlüğüne bağlı Çevik Kuvvet Şubesi ekiplerinin geniş güvenlik önlemi ile gerçekleştirilen yıkımda okulda eğitim gören öğrenciler yıkımı protesto etti.

  • Akşener: “Bana Paralel Diyenler Yamuk”

    Bursa’daki programının ardından İnegöl’e gelen Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Adayı Meral Akşener, İnegöl’de Başbakan sloganlarıyla karşılandı. Kendisine paralel diyenlere İnegöl’den cevap veren Akşener, “Hepimize paralel dediniz muhteremler. Eğer geometrinin kavramlarını kullanacaksak, siz de yamuksunuz, yamuk” dedi.

    Parti binası önünde toplanan kalabalığa taburenin üzerine çıkarak seslenen Meral Akşener, “Biz bir yola çıktık. Biliyorsunuz ki, demokratik hak kullanımı için yola çıktık. Partimizin 1 Kasım seçimlerinde aldığı 12 civarındaki oyun, bu sonucun bizim partimize, bizim geleneğimize yakışmadığını, potansiyelimizin daha büyük olduğunu ve MHP’nin bir önemli iktidar alternatifi olabileceğini, kuvvetli bir seçenek olduğunu, olabileceği iddiasıyla olağanüstü kongre istedik ve yola çıktık. Ben vatandaş nezdinde, halkımızın, milletimizin ve teşkilatımız nezdinde hadi çık, yürü, beraber gidelim sözleriyle muhatap olduğum için bugün burada karşınızdayım. Teşkilatımızın, tabanımızın ve milletimizin hadi bakalım, yürü dediği için bu yürüyüşe başladım. Dünde Bursa’da aday olduğumu kamuoyuna deklare ettim. Ama çıkmadan evvel Cenab-ı Hakka şöyle dua ettim; ‘Ya Rabbim, çıktığımız bu yolun hayırlı olmasını nasip eyle. Allah’ım hepimizi, başta beni, hayırlı hizmetlere vesile olmayı bizlere nasip eyle. Allah’ım hepimize hayırlı bir zafer nasip eyle.’ Kendimle ilgili sonrasında şöyle söyledim; ‘Ya Rabbi vicdanımı kaybedeceksem, kibirleneceksem, milletimi, arkadaşlarımı, dostlarımı unutacaksam, acımasız olacaksam, dinin direği merhamettir. Merhametten uzaklaşacaksam, çalmaya, çırpmaya yol açacaksam, göz yumacaksam, insanları birbirinin karşısına iktidarda kalabileyim, bu güç elimde kalsın diye Alevi veya Sünni, Cumhuriyet veya demokrasi, Cumhuriyet veya Osmanlı şeklinde tek tek insanları birbirine karşısına dikeceksem, Allah’ım bana nasip etme’ diye ettim” diye konuştu.

    “’YEMEZLER ABİ YEMEZLER’”

    Alınan olağanüstü kongre kararına değinen Akşener, “Bugün geldiğimiz yer, 8 Nisan’da Sulh Hukuk Mahkemesinin verdiği bir kararla çağrı heyetinin atanması ve 3 üst kurul delegesinin aldığı kararla 15 Mayıs’ta olağanüstü kurultayımız Allah’ın izniyle yapılacak. Şimdi bu bizim iç işimiz. Bizim iddiamız nedir? Biz MHP’yi iktidarın önemli bir alternatifi, önemli bir seçeneği haline getirebiliriz. Dolayısıyla iddiamız iktidar olmaktır. İktidarın karşısında ki güçlü iktidar alternatifi olmaktır. Bu nedenle dedim ki, ‘Ben Başbakan olacağım.’ Ve aziz milletimiz bu kararımızın, bu hissiyatımızı, bu hedefimizi uygun gördü ki, gittiğimiz her yerde büyük bir çabaya, paraya, pula ihtiyaç olmadan milletimiz kendi kendine hadi bakalım buyurun der oldu. Milletimiz ülkücü iradeye diyor ki, ‘Hadi yapın kongrenizi, yapın değişiminizi ve biz sizi bu defa iktidar olarak deneyeceğiz. Bu defa size destek olacağız.’ Bununla ilgili sokakta, mahallede, esnafta, ev kadınlarının içinde, gençlerimizde gördüğümüz o teveccühün birilerini korkuttuğunu hep beraber görüyoruz. Nasıl korkuttu? 8 Nisan’ın ertesi günü rutin bir işlemin kararının verildiği günün sonrasında 8 gazete bizim aleyhimizde manşetle çıktı. Sayın Cumhurbaşkanını seven, ölümüne koruyan yazar, çizer takımı, olmadık hakaretleri, iftiraları atar oldular. Biliyorsunuz eğer bir insana rakipleri bu derece de hakarete varan iftiralara kalkışırsa, bilin ki o kişi ve kişiler doğru yoldadır. O kişi ve kişiler kurulu düzenin, iktidarın, güç odaklarının korkulu rüyası olmuşlardır. Şimdi bir televizyon programında her ay araştırma yaptırdığımı ve bu araştırmaların ortalamasının yüzde 25 olduğunu, yani Genel Başkan olarak seçildiğim takdirde başlangıcımızın yüzde 25 olduğunu söyledim ve hiçbir araştırmacı bunun hakkında, aleyhte yalanlayıcı söz söyleyemedi. Ama majestelerinin araştırmacıları nereye gitti? Sayın Bahçeli’nin değişmesi halinde MHP’de asla bu oy değişiminin olmayacağını söylediler. Söylerler, yalandan kim ölmüş. Cumhurbaşkanının danışman kadrosuna giren bir başka araştırmacı, o da aynı minvalde kim geçerse geçsin, kim seçilirse seçilsin, MHP’nin oylarında bir puan bile oynama olmayacağını söyleyerek, televizyonlarda dolaşmaya başladı. Ben eski bir hocayım, gençlerin dili ile konuşayım; ‘Yemezler abi yemezler.’ Bu defa ülkücüler uyandı. Bu defa ülkücüler iktidar istiyor. Bu defa Türk milliyetçileri duruma vaziyet etmek istiyor. Ama en önemlisi asenalar, kadınlarımız duruma vaziyet ediyor ve Allah’ın izniyle bizi iktidara taşıyacaklar. Biz milletimizin sesine kulak verdik” dedi.

    “SİZ DE YAMUKSUNUZ, YAMUK”

    Akşener, “Çok ilginçtir bir siyasi partinin içişlerine bir başka siyasi partinin karıştığı vaki değil. Bizim dışımızda, üst kurul delegelerimizin dışında herkes konuşuyor. Başbakan konuşuyor, havuz medyası konuşuyor, akil adamlar konuşuyor. Hatta biri hızını alamadı, AK Parti milletvekili hızını alamadı eğer seçilirsem partiyi PKK’ya yaklaştıracakmışım. Tövbe estağfurullah. Onu yapsa yapsa siz yapıyorsunuz muhterem. Aynı muhteremin daha önceki yazılarına baktığınız zaman aynı muhterem Abdullah Öcalan’ı, bebek katilini bilge lider ilan etmişti, utanın, utanın. Yuhlamaya lüzum yok, onları millet süpürecek. Allah’ın izniyle, sizlerin iradesiyle bu kongreyi yapacağız. Anlıyoruz ki, bu kadar çok düşmanımız varmış gibi gözüktüğüne göre, bu kadar çok korkunun eseri iftiralar ortaya atılmış olduğuna göre, biz doğru yoldayız. Milletimizin sesini doğru duymuşuz. Milletimizin avukatı olma konusundaki kararlığımızı da milletimize doğru anlatmışız. Buradan bütün muhteremlere sesleniyorum; bana iftira atan, 548 delegemize, il başkanlarımıza iftira atanlara sesleniyorum, bize çeşitli sözler söylüyorsunuz. Biz onlara gülüp geçiyoruz. Hepimize paralel dediniz muhteremler. Eğer geometrinin kavramlarını kullanacaksak, siz de yamuksunuz, yamuk. Allah’ın izniyle önce partimizde demokrasiyi, sonrasında ülkemizde demokrasiyi gerçekleştireceğiz. Önce partimizde dostluğu, kardeşlik hukukunu, sonra da ülkemizde dostluğu, kardeşlik hukukunu ve huzuru gerçekleştireceğiz” diye konuştu.

    “ASLA YOLSUZLUK VE HIRSIZLIĞA MÜSAADE ETMEYECEĞİM”

    Seçildiği takdirde asla yolsuzluğa ve hırsızlığa müsaade etmeyeceğini kaydeden Akşener, vaatlerini şu şekilde sıraladı:

    “Sizin çocuklarınız KPSS’den 85 puan bile alsa tayinleri yapılmıyor. Ama annelerinin dantel kefeniyle gezenler vardı ya, çakma kahramanlar, bu kişilerin ise 35 puanla rektörlerin, valilerin, belediye başkanlarının özel kalemliğinden bir ayda oturup, geçerek hepsi sizin çocuklarınızın hakkını, hukukunu çiğneyerek, kul hakkı alarak hepsi ballı maaşların, ballı ihalelerin peşinde. Meral Akşener’de hırsızlık yoktur, hırsızlığa müsaade de yoktur. Bu düzenin değişmesine ödleri patlıyor. Ama korkunun ecele faydası yok. Korku dağları beklemeye başladı. Anlıyoruz ki Tarzan zorda, Abbas yolcudur. Sonuç itibariyle bu yola çıktık. Her türlü iftira atanlara sesleniyorum; asla ve kat’a beni geri döndüremezsiniz. Benimle birlikte arkadaşlarımı da döndüremezsiniz. MHP’yi partinizin arka bahçesi yapamayacaksınız. Biz buna müsaade etmeyeceğiz. Bana Başbakan diyorsunuz, sonra Davutoğlu üzülüyor, sonra bana iftira atıyor. Pazar günü benimle olarak güç verdiniz. Bu sevgiyi, bana yaşattığınız heyecanı ölünceye kadar unutmayacağım. 2001 yılında sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın peşinden koşan insanların gözünde öfke vardı, bir diş sıkması vardı. Çünkü 28 Şubat’tan haksızlığa uğramışlardı ve bu haksızlığı kalplerinde derinlemesine hissetmişti insanlarımız. Şimdi bizimle beraber olan, bizimle beraber yol yürümeye başlayan kardeşlerimizin gözünde umut ve neşe görüyorum. Umudun, neşenin, gelecek umudunun çok daha geniş bir alanı kapladığını hep beraber biliriz. O öfkeyi maalesef AK Parti kalbimizden, vatandaşlarımızın gözünden alamadığı gibi 14 yılda tam tersine derinleştirdi. Muhteremler hem iktidar oldular hem muhalefet oldular. Ağlaya ağlaya bir 14 sene geçti. Bunlar evvel ezelden ağlıyor. Mübarekler küçük Emrah büyüdü, çoluk çocuğa karıştı. Bunlar hala ağlamaya devam ediyor. İki söz veriyorum; asla yolsuzluk ve hırsızlığa müsaade etmeyeceğim. İki, asla kimse beni kandırdı demeyeceğim. Ve buna bağlı olarak, varsa yanlışın sorumluluğunu alacağım, asla Allah’tan başka kimseye boyun eğmeyeceğim. Ve de kul hakkı yiyenlerin sonuna kadar peşinde olacağım.”

    Vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği Akşener, konuşmanın ardından Eskişehir’e doğru hareket etti.

  • Mehmet Özhaseki: “Paralel Yapı Fabrika Kodlarına Dönerse Mücadele Biter”

    AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Kayseri Milletvekili Mehmet Özhaseki, “Paralel yapı ne zaman ki fabrika kodlarına döner, o zaman bu mücadele biter” dedi.

    AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Kayseri Milletvekili Mehmet Özhaseki, Kayseri Gönüllü Kültür Teşekkülleri Platformu’nun düzenlediği kahvaltı programına katıldı. Emirgan Parkı’nda düzenlenen programda paralel yapı ve terörle mücadele konularında konuşan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki, “Paralel yapı fabrika kodlarına dönerse mücadele biter” dedi.

    “YURT DIŞINDA TÜRKİYE ALEYHİNE ÇALIŞAN EN ÖNEMLİ LOBİ”

    Devlet içinde devlet gibi davranmaya devam ettiği müddetçe paralel yapı ile mücadelenin süreceğine dikkat çeken Özhaseki, “20-25 sene önce ilk tanıdığımızda yaptığı faaliyetler şöyle görülüyordu; talebe faaliyetleri, insan yetiştirme, ülkeye, vatana, millete faydalı olmak. Bu arada fukara hizmetleri de ortaya koymuşlardı. Devam eden bu yapıyı içimizden birçok insan da sevdi, açık, gizli destekler verdi. Güçlendirdik. Çalışmalara baktık; ‘elinize sağlık, Allah razı olsun’ dedik. Paralel yapı ne zaman ki fabrika kodlarına döner, o zaman bu mücadele biter. Hala kafalarında taşıdıkları ‘biz bu devleti ele geçiririz’, ‘biz burada her şeyi yaparız’, ‘dış güçlerle temasımız devam eder’ düşünceleri devam ediyorsa bu mücadele hiç bitmez. Şu gelinen noktada Türkiye’nin aleyhine çalışan en önemli örgüte dönüştü. Yurt dışında Türkiye aleyhine çalışan en önemli lobi bunlar. Akıl alır gibi değil. Orada hala birtakım polisiye işlerle ’herkesi dinleriz, herkesi çekeriz, istediğimiz zaman şantaj yaparız, görüntü de çıkartırız, birini devirmek için elimizden geleni yaparız’ diyerek devlet içinde devlet gibi davranıp bu tür kötülüklerine devam ettikleri sürece mücadele devam eder” diye konuştu.

    “VATANDAŞ ÖZYÖNETİM İSTEYENLERİN ARDINDAN GİTMEDİ”

    Terörle mücadelede son aşamaya gelindiğini kaydeden Özhaseki, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki yaraların kısa zamanda sarılacağının altını çizdi. Vatandaşın, terör örgütünün beklediği gibi, özyönetim isteğinde bulunanların arkasından gitmediğini ifade eden Özhaseki, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:

    “Saddam gibi vahşiyane, Esed gibi insafsız tavırlarla terör örgütünün üzerine gidilecek olsa idi, emin olun 2-3 günlük iş vardı. Ama öyle olsaydı masumlar, çocuklar, kadınlar zarar görürdü. Biz başka bir yöntem tercih ettik, hiçbir masum insanın canına zarar gelmemesi için tek tek, yavaş yavaş mücadele ettik. Şimdi mücadelenin sonuna gelindi; olaylar 2-3 gün önce Yüksekova’da bitti. Bir iki yerde devam ediyor. Bundan sonra ancak bireysel teröre başvururlar. Yine bir yerleri patlatırlar. Değişik metotlar üretmeye başladılar artık, laboratuar adamlarla, cep telefonu kullanmadan terör eylemlerini devam ettirmeye çalışıyorlar. Ama bitiyor bu iş. Şimdiye kadar iyiliğe tutuldu, kötülüğe tutuldu, birtakım metotlar denendi ama geldiğimiz noktada artık işin sonu gözüküyor. Bunlar kadar vahşi, ilkel, ne istediğini bilmez adamların oluşturduğu yapı da kalmadı. Ama Doğu’da yapılması gerekenler var. Yaraları kesinlikle sarmak lazım. Vatandaş, özyönetim isteyenlerin arkasından gitmedi, özyönetime fırsat vermedi.”