Etiket: Paralel

  • Devrolan paralel hastanelere Sağlık Bakanlığı eli değdi

    Bursa’da FETÖ’ye ait Özel Rentıp Hastanesi ve Özel Bahar Hastanesi, Kamu Hastaneleri Genel Sekreterliği’ne bağlanarak yeniden kapılarını açtı.

    15 Temmuz darbe girişimi sonrası çıkarılan ilk OHAL kararnemesiyle kamulaştırılan Özel Bahar Hastanesi, Bursa Devlet Hastanesi’nin Osmangazi; Özel Rentıp Hastanesi ise Yüksek İhtisas Hastanesi’nin Nilüfer ek hizmet binası olarak pazartesiden itibaren hizmete girdi. Bursa’daki diğer kamu hastanelerinden gelen personelin görevlendirildiği her iki hastanede de MHRS Merkezi Hastane Randevu Sistemi kullanılarak, 182 no’lu telefondan veya ayaktan randevu alınarak hasta kabulüne başladı.

    Bursa Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Prof. Dr. Rüstem Aşkın, “Eski Bahar ve Rentıp Hastanesi olarak bilinen hastanelere devletimiz el koydu. Milletin olan hastaneler yine millete hizmet vermek üzere tarafımıza aktarıldı. Rentıp’ı Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin Nilüfer ek binası ve Bahar Hastanesi’ni ise Bursa Devlet Hastanesi ek binası olarak iki gün içinde hizmete soktuk. Yüksek İhtisas Nilüfer ek binamız 17 ayrı dalda poliklinik, Devlet Hastanesi Osmangazi binasında 12 poliklinik odasıyla hizmeti verilmekte. İki hastanemizde günlük hasta sayısı yaklaşık bin kişiye ulaştı. Daha da artacak. Hayırlı uğurlu olsun” dedi.

  • Paralel yapının kapatılan hastaneleri devlet hastanelerine bağlandı

    Bursa’daki paralel yapının kapatılan hastaneleri Kamu Hastaneler Birliği’ne bağlandı.

    Bursa’daki darbe girişimi sonrası kararnameyle kapatılan Özel Rentıp Hastanesi ve Özel Bahar Hastanesi, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası çıkarılan ilk OHAL kararnemesiyle kapılarına kilit vurularak Kamu Hastaneler Birliği’ne bağlandı.

    Özel Bahar Hastanesi Dörtçelik Çocuk Hastanesi’nin, Özel Rentıp Hastanesi ise Yüksek İhtisas Hastanesi’nin ek hizmet binası olarak bugünden itibaren hizmet vermeye başladı. Bursa’daki diğer kamu hastanelerinden personelin görevlendirildiği her iki hastaneden MHRS Merkezi Hastane Randevu Sistemi kullanılarak randevu alınabiliyor.

  • Paralel yapının kan kusturduğu iş adamı konuştu:

    17-25 operasyonu ile yargılanan ve mal varlığı dondurulan bir iş adamı olan Cengiz Aktürk, Zaman gazetesine abone olmadığı için tetikçi savcıların düğmeye bastığını, FETÖ/PDY’nin kendisini 3 yıl boyunca izlediğini, ofisinden 3 tane böcek çıktığını ve hakkında binlerce sayfa dosya hazırlandığını söyledi.

    İş adamı Cengiz Aktürk önemli açıklamalarda bulundu. Zaman Gazetesine abone olmadığı için takip edildiğini, dinlendiğini çocuklarının bile huzurunun bozulduğunu belirten Aktürk, “Biz kendi halinde ailesiyle yaşayan, kimsenin ayağına basmadan ticaret yapan insanlarız. Zaman zaman hizmet grubunun toplantılarına çağrılır, katılmazdım, himmet vermezdim, yardım yapmazdım. Zaman gazetesine de abone olmadım. Örgüt ’Spark’ diye bir program kullanıyor, tetikçi savcılar gazete abonesi olup olmadığınızı oradan görüyorlar. Sonradan öğreniyoruz ki bunlar bizi üç yıl evden alıp eve bırakmışlar, fiziki takibin yanı sıra dinlemeye tabi tutmuşlar. Ofisimden üç tane böcek çıktı. Sağımız solumuz kuşatılmış. Değişik yerlerde fotoğraflamışlar. Arkadaşlarla şipşakçılara resim çektirmişiz onları bile toplamışlar arkamızdan. Binlerce sayfalık dosya düzenlemişler Allah’a şükür ki ne birisini incitecek bir cümlemiz var, ne de eğri bakmışız vatanımıza milletimize bayrağımıza. Ama bir şeyler isnat edildi mi, ithamda bulunuldu mu atılan çamurun izi kalıyor. Kamuoyunun malumu olan bir maden meselesi var. Az değil değeri 10 milyar dolar. Kılıçdaroğlu fezleke için 100 milyar dolarlık yolsuzluk algısı oluşturmak istiyordu ya, işte 10 milyarı buldu güya. Bahsi geçen Körtopal bir taş ocağı. Mıcır üretiyorduk orada. Bizim mülkümüz de değil. Mayıs 2012’de kiralamıştık, 2 yıllığına. İşe henüz başlamıştık ki ’Gezici tipler’ musallat oldular ’yok efendim zarar veriyorsunuz doğaya!’ Maksatları avanta. Ben hayatımda rüşvet vermedim vermem de. Bakın dedim köyünüze okul, sağlık ocağı isteyin yapayım, ambulans, itfaiye deyin alayım. Ama haraç koparamazsınız, yorulmayın boşuna. Üç ay çalışmıştık ki ruhsatı iptal ettiler. Biz de karşı dava açtık, neticeyi bekliyorduk o ara. Düşünün bir mıcır ocağının ruhsatını bile çıkaramadık, halbuki dedikleri gibi nüfusumuzu kullanıyor olsak. Hasılı bıraktık çıktık, ocak atıl duruyordu o sıra”.

    “KILIÇDAROĞLU GERÇEK DEĞERİ BİLİYOR TEKLİFE YAKLAŞMADI”

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun o dönemde yaptığı eleştirileri hatırlatan Aktürk, “Kendisine sadece noter masrafını ödemesi karşılığında ocaktaki payımı (yarısı benimdi) hediye etmeyi teklif ettim. Fakat gerçek değeri bildiğinden olsa hiç yanaşmadı” ifadelerini kullandı.

    “FEZLEKE YALAN, İFTİRA DOLU VE KOMİK”

    Kendi hakkında verilen fezlekedeki 14 termik santral, yenileme ihalesi iddiaları ile ilgili olarak ise Aktürk, “Fezlekede iddia ediyorlar ki benim 14 tane termik santralim varmış. Bunlar sayı saymayı bilmiyorlar herhalde. Zaten Türkiye’deki bütün termik santraller 21 tane. Enerji Bakanlığı’ndan büyük olacak değilim. Yenileme ihaleleri ise tam bir iftira ben ömrü hayatımda kamu ihalesine girmedim, devlete bir kurşun kalem satmış değilim. Etiler Polis Okulu ihalesiz bana verilmiş güya. 460 milyon dolara almışım. Almakla da kalmamış yapmışım satmışım devleti 1 milyar dolar zarara uğratmışım. İyi de hani inşaat? Nerede o bina? Buharlaşmadı ya. Nitekim Kadir Bey çıktı: ’Etiler Polis Okulu yerinde duruyor’ dedi ’işte tapusu burada!’ İşleri güçleri yalan iftira” dedi.

    BİLAL ERDOĞAN’LA TANIŞIKLIK, USAME KUTUP İLE ORTAKLIK İDDİALARI

    Bilal Erdoğan ile tanışıklığı ve Usame Kutup ile ortaklığı ile ilgili açıklamalarda da bulunan Cengiz Aktürk, “Diyorlar ki Cengiz, Usame Kutub’un ortağı. Tamam ortak bir iş yapıyorum onunla. Suud menşeli bir Fransız parfümü pazarlıyoruz. Usame, Muhammed Kutub’un oğlu. 1972’de Mısır’da Nasır baskısı artınca Suudi Arabistan’a taşınmışlar. Yasin el Kadı da sahip çıkmış bunlara. Benim üzerimden bir operasyon düzenleyecek hayali halkaları tamamlayıp Yasin beyin oğlu Muaz, sonra Bilal, derken Cumhurbaşkanımızın üzerine gidecekler akılları sıra. Bilal Erdoğan’la ise bir ortaklığım yok. Birkaç kere aynı cemiyette bulunmuşuzdur o kadar. Ortak arkadaşlarımız var ama” ifadelerini kullandı.

    “BU ACILARIN TEMELİNDE BİZİM YANLIŞ DURUŞUMUZUN DA PAYI VAR”

    Balyoz ve Ergenekonu kumpas olarak niteleyen Aktürk, “Burası etme bulma dünyası. Biz Ergenekon ve Balyoz kumpasları ile ordunun savaşan gücü kırılırken karşı durmadık. Oturduk film gibi seyrettik, aldırmadık. Ne zaman ki 17-25 ithamlarına maruz kaldık olup biteni anladık. Bu ıstırapların temelinde bizim eğri duruşumuz yatıyor. Laik kesime olan mesafemizden adil olamadık. İlker Paşa için de ayağa kalkar vermezdik icabında. Hakan Fidan gibi sahip çıkmadık ona. Kuddusi Okur Paşa’ya Ergenekon kasası diyorlardı, halbuki naaşını Maltepe Belediyesi kaldırdı. Kanserdi, ki bilirsiniz son aşamasında ağrılı sancılı olur. Silivri’de çırpına çırpına can verdi, ilgilenmedik bigane kaldık. Eh sen misin insanlara zulmedilirken ses çıkarmayan, yanlışına müsamaha ettiklerimiz dönüp bizi vurdular bu defa” dedi.

    “TARLAMIZI SÜRMÜŞLER HABERİMİZ OLMAMIŞ”

    FETÖ/PDY ile ilgili çarpıcı tespitlerde bulunan Cengiz Aktürk, “Bu darbecilerin anne babaları da darbe mağduru idiler. Kendilerini gizlemek için ne namaz kıldılar, ne oruç tuttular. Eşlerini açtılar, takiyye yaptılar. Bakıyorum çoğunun vücudu lımbır lımbır yağ. Demek ki rakı sofralarından kalkmamışlar. İnandığı gibi yaşamayan yaşadığı gibi inanırmış, mutasyona uğradılar. DAEŞ 20 günde militan yetiştiriyor, yazılım yüklenince adam kendini patlatıyor. Bunlar ise 30 yıldır eğitiliyor. Nitekim gözlerini kırpmadan meclisi bombaladılar, halkı tanklarla çiğneyip kurşuna tuttular. Bakın CİA’nın yazışmaları, Mason ayinleri bile deşifre oluyor bunların ki düşmüyor ortaya. Organize bir örgüt, zirvedekilere yaver olmuşlar, ötesi var mı daha? Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu diyordu ki ’Tarlamızı sürmüşler haberimiz olmamış. Ekin boy vermiş, şimdi hasat ediyorlar. Çocuklar benim ama gidip Şii’ye, Vehhabi’ye çalışıyorlar.” Milli ve yerli olmayı Markar Eseyan adlı Ermeni ile Mehmet Metiner gibi Kürt’ten öğrenmek lazım” ifadelerini kullandı.

    “PARALEL ÖRGÜTLE MÜCADELEDE CUMHURBAŞKANIMIZ YALNIZ BIRAKILDI”

    Paralel örgütle mücadelede Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yalnız bırakıldığını söyleyen Aktürk, “Bu mücadelede Cumhurbaşkanımızın ’kardeşim’ dediği yol arkadaşları yanında durmadı. Mitinglere gelmediler, Fetih kutlamasına dahi katılmadılar. 17-25’te algı operasyonları yapılırken ’alın size twitter buradan girin’ deyip arkadan vurdular. Şimdi gelmiş yanında dolanıyorlar. Hainler Marmaris’te başarsalar ne olurdu sanki? Reis, şehit tahtından gülümserdi makamına. Cumhurbaşkanımız yapayalnızdı. Allahü teala bir sıkıntı daha verdi ama sonunda inşirah var İnşallah. Bizim şer gördüklerimiz hayır çıkabilir, görelim neyler Mevla? Kadir Mısıroğlu ne diyor ’bunların kalbi gavurdan yana!’ Hristiyan’la diyalog, Yahudi ile diyalog, gel bir de benle konuş. İsmail ağayla uğraştılar, Cübbeli Ahmed Hoca’ya kahpelik yaptılar. Hanefi Avcı gibi milliyetçi bir ismi yasa dışı sol bir örgütten aldılar, genelkurmay başkanını terörist diye tıktılar. Bir kasetle CHP gitti, başka kasetlerle MHP darbe yedi. Sadece partileri değil vakıfları cemaatleri zora soktular. İnsanların mahremine giremezsin. Yargılamak yaftalamak sana mı kaldı? İyi kul, kötü kul. O Allah-ü teâlânın bileceği şey, hesap günü niye var?” dedi.

    “ÇOCUKLARI ROBOTLAŞTIRDILAR, CANAVARLAŞTIRDILAR”

    Darbede kullanılanların mütedeyyin insanların çocukları olduğunu belirten Aktürk, “En zekilerini seçtiler, robotlaştırdılar. Hrant Dink’in karısı ’bir çocuktan canavar imal ettiniz’ demişti. Bunlar ışık evlerinde, nur evlerinde dershanelerde binlerce canavar imal ettiler. Düşünün tankı kalabalığın üzerine sürecek kadar. Whatsaplarına bakıyorum vur, ez, çiğne, öldür, patlat! Tüfeğini ateşlemedi diye garip askerin kafasına sıkabiliyor. Saralıya soğan koklatılır malum, darbenin de panzehiri halktır. Nitekim çağrıyı alır almaz, Vatan Emniyet’e koştuk. Helikopteri kovaladık ama kalkarken bizi taradı, yanımdaki çocuk (gencecik bir garsondu bayraklı bir tişört giymişti hiç unutmam) başından vuruldu şehit oldu yanımda. Şehzade başında belki 25-30 vatan evladı düştü toprağa. Memleketin yüzde 99’u ile kavgalı olacak sonra Eset gibi başta duracaksın öyle mi? Böyle bir şey sosyal bilim açısından mümkün değil ama dış güçler öyle istiyor. ABD, stratejik ortağını, müttefikini kaybetmeyi göze aldı, mevzilerini kaybetmeyi göze alamıyor. Malum şahsa malikanelerde bakıyor” ifadelerini kullandı.

    “YAŞADIKLARIMIZDAN SONRA ARTIK YÜZLEŞSEK VE HELALLEŞSEK İYİ OLACAK”

    Toplumun farklı kesimlerinin yaşanan darbe girişimiyle birbirine yaklaştığını, birbirini tanıma fırsatı bulduğunu dile getiren Cengiz Aktürk, “Bizi dinsizler değil cebinde Cevşen olanlar vurdu. Kendilerine yardım edene, himmet verene sıktılar. Niye? Sorma yap! Üst akıl öyle emretti zira! Milli ve yerli olsalar yaparlar mıydı? Asla! Önyargılarımızı kaldırmalıyız artık. Önce vatan dediklerinde Ulusalcılara ayar olurdum, adamlar haklıymış bir bakıma. Doğan Medya yıllardır bizi incitti gel gelelim o gün demokrasiye sahip çıktılar, o telefon görüşmesini yayınlayarak önemli bir iş yaptılar. Onları da tekbir getiren sakallılar, şalvarlılar kurtardı. Canları pahasına silahlı militanların üzerine koştular. İzmir’de de aynı endişeleri taşıyan kalabalıklar vardı. Bize benzemek zorunda değiller, nitekim onuncu yıl marşıyla çıktılar meydana. Elimizi başımızın arasına alıp düşünelim, nerede hata yaptık? Artık yüzleşsek ve helalleşsek iyi olacak. Şimdi kenetlenme zamanı. Yeni bir dönem başlasın ki bizim yaşadıklarımızı çocuklarımız yaşamasın, şehitlerimiz bizar olmasınlar” dedi.

    “ABD IRAK’A GİRERKEN ELİNDE DELİL Mİ VARDI?”

    Son olarak ABD’nin Fethullah Gülen’in iadesi için delil istemesini eleştiren Aktürk, “Irak’a girerken elinde delil mi vardı? Oturdu üretti. İsterse bulur, sana bana da sormaz” ifadelerini kullandı.

  • Acıkök: “Paralel ile mücadelede sonuna kadar Cumhurbaşkanımızın destekçisiyiz”

    Kozmetik Medikal Sağlık Turizmi Derneği Başkanı iş adamı Kenan Acıkök, paralel çetenin tasfiye edilmesinde sonuna kadar Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın destekçisi olacaklarını açıkladı.

    Kozmetik Medikal Sağlık Turizmi Derneği (KOMED) Başkanı Kenan Acıkök , 15 temmuz akşamı yaşanan darbe kalkışmasını kınadı. Acıkök yaptığı açıklamada devlet ve ordu içerisindeki paralel çetenin tasfiye edilmesinde sonuna kadar Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın destekçisi olacaklarını bildirdi. Acıkök’ün açıklamasında şu ifadelere yer verildi: “Bir toplumun refah düzeyinin arttırılması ve toplumsal huzurun sağlanması ancak güçlü Devlet ile mümkündür. Devletlerin kalkınmasında en önemli pay sahibi istikrarın sürdürülmesidir. Ülkemiz çeşitli zamanlarda istikrarı sağladığı ve güçlü kalkınma hamleleri yapmaya başladığında ne yazık ki demokrasimizi sekteye uğratan, kişisel hak ve özgürlükleri sınırlayan darbelerle geleceğine ipotek konulmaya çalışılmıştır. Her darbe de hedef yüce Türkiye Cumhuriyeti devletinin gelişmesinin engellenmesi olmuştur. Ülkemiz içerisinde bürokraside,kamu kurum ve kuruluşlarında, kolluk kuvvetlerimizde ve özel teşebbüslerde kalkınmamızdan ve dünya siyasetinde söz sahibi olmamızdan rahatsız olan güçlerin desteklediği paralel yapılanma bir darbe kalkışması gerçekleştirmiştir.

    Devletimizin birliği, dirliği ve yükselişini hazmedemeyenlerin desteklediği bu terör örgütünün darbe kalkışması Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın, Hükümetimizin,Sayın Başbakanımız Binali Yıldırım’ın , muhalefet parti liderlerinin ve Türk Silahlı Kuvvetleri ve Emniyet mensuplarımızın dik duruşları ve büyük milletimizin vatanına ve devletine sahip çıkması neticesinde hüsrana uğramıştır. Bir kahramanlık destanı yazılarak darbe kalkışması püskürtülmüştür. Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un “Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez.” Mısrası ile kelimelendirdiği gerçek darbecilerin ve destekçilerinin yüzüne tokat gibi inmiştir. Bu kahramanlık destanını yazan bir millete mensubiyetin haklı gururunu yaşıyoruz. Halihazırda devletimiz darbe kalkışmasının müsebbibi olan paralel yapıya karşı gereken tepkiyi vermekte ve bu yapılanmayı hayatın çeşitli alanlarından tasfiye etmektedir. Bu hususta gerekenin yapılacağından kuşkumuz olmadığını ve sonuna kadar destek olduğumuzu belirtiriz. Sağlık bakanlığımızın da gerek kamu gerek özel teşebbüslerde konuşlanmış olan paralel yapı mensuplarının temizlenmesi hususunda gerekli hassasiyeti göstereceğinden hiçbir kuşkumuz yoktur. Sağlık turizminin canlandığı Balkanlar-Kafkasya-Ortadoğu ve dünyanın çeşitli yerlerinden sağlık hizmeti için ülkemizin tercih edilmeye başlandığı göz önünde bulundurulursa bu kalkışma tüm alanlarda olduğu gibi sağlık turizmini de baltalamaya yöneliktir. Ancak bizler Kozmetik Medikal Sağlık Turizm Derneği (KOMED) olarak bu etkinin çok kısa sürede aşılacağını umuyoruz. Devletin şahsı manevisine, bölünmez bütünlüğüne ve ekonomik-iktisadı istikrarına yapılan bu mütecaviz harekete bir şekilde ilişiği bulunan herkese en sert tepkinin verilmesi gerektiğini vurgulamak istiyoruz. Darbe kalkışmasının püskürtülmesi esnasında destansı bir mücadele ile kahraman olan milletimize şükranlarımızı sunuyor, şehitlerimize yüce Allah’tan rahmet yaralılarımıza acil şifalar diliyor, bu menfur hadisenin cereyan etmesinde payı ve dahli olan hainleri şiddetle kınıyoruz”.

  • Başkan Yılmaz’dan FETÖ/PDY’ye yeni tarif: “Paralel İhanet Çetesi”

    Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Enver Yılmaz, darbe girişiminde bulunan Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PYD) ile ilgili tepkisini dile getirerek, Paralel Devlet Yapılanması ifadesinin Paralel İhanet Çetesi olarak değiştirilmesi önerisinde bulundu.

    Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Enver Yılmaz, kent merkezindeki 16 Temmuz Demokrasi Meydanı’nda demokrasi nöbetine katıldı. Burada vatandaşlara seslenen Başkan Yılmaz, FETÖ/PDY darbe girişimiyle ilgili iddianamede yer alacak örgüt adına ilişkin teklifte bulundu. Örgüt adının FETÖ/PDY olduğunu hatırlatan Başkan Yılmaz, ’PDY’ isminin yerine açılımının Paralel İhanet Çetesi olarak değiştirilerek iddianamede yer alması önerisinde bulundu. Başkan Yılmaz şunları söyledi:

    “Bunların kısaltılmışı Paralel Devlet Yapılanması’ydı. Biz bundan sonra bunların kısaltılmışlığını da değiştirmemiz lazım. Paralel İhanet Çetesi. Şu anki iddianamede düzenlenen (FETÖ) Fethullahçı Terör Örgütü, (PDY) Paralel Devlet Yapılanması, iddianamedeki ismi bu idi. 15 Temmuz’dan sonra şimdi bunların ismi şu olmalı. Buradaki teklifim; Paralel Devlet Yapılanması, Paralel İhanet Çetesi. Paralel Devlet Yapılanması’nı söylerken rahat rahat söylüyoruz ama paralel ihanet çetesini söylerken içimizde bir çekince var ’acaba şudur, budur. İçimizde çekince olmasın, bunların hepsi p.. Çünkü bunların hepsi paralel ihanet çetesi. ’P’si paralel, ’İ’si ihanet, ’Ç’si çete. Var mı tereddüt, yok. Paralel İhanet Çetesi. Bundan sonra bizim söylemlerimiz paralel ihanet çetesi olacak. İnanıyorum ki iddianameye de bu şekilde bir düzenleme yapılacaktır.”

    Darbe girişiminin ardından Ordu’da 20’nin üzerinde hakim, savcı, 10’un üzerinde rütbeli polis ve 50’ye yakın polisin açığa alındığını veya tutuklandığını hatırlatan Başkan Yılmaz, ilginç bir konuya temas etti. Yılmaz, “Büyükşehir Belediyesi resmi bir belediye. Şu gördüğünüz logo bizim bütün araçlarımızda var. Fakat bizim belediye araçlarına ceza yazan özel paralel polisler var. İşi gücü bırakmış, belediyenin logosu olan her aracımıza ceza yazıyor. Araştırıyoruz, emniyet müdürünün haberi yok, araştırıyoruz trafik şube müdürünün haberi yok. Araştırıyoruz valinin haberi yok. Sonradan öğrendik ki, belediyenin araçlarına ne kadar ceza yazan varsa hepsi biraz önce söylediğim paralel ihanet çetesinin mensuplarıymış” diye konuştu.

    “OHAL’den korkmayın”

    Olağanüstü hal (OHAL) ile ilgili bilgi veren Başkan Yılmaz, “Arkadaşlar OHAL’den korkmayın. OHAL anayasanın tarif ettiği bir düzenlemedir. İl valilerine bazı konularda özel yetki verilmesi olayıdır. Mesela vali, büyükşehirden 50 iş makinesi ve kamyon istediği zaman ben vermek zorundayım. Vali, OHAL süresi içinde şu alanı istiyorum, şu binayı istiyorum dediği zaman geçici olarak alabiliyor” ifadelerini kullandı.

    Demokrasi nöbetini sürdüren meydanda yüzlerce vatandaşa kentteki esnaflar da ücretsiz olarak döner, yiyecek ve içecek ikramında bulundu.