Etiket: Para

  • Korona virüs yasaklarına uymayan 32 kişiye para cezası kesildi

    Korona virüs yasaklarına uymayan 32 kişiye para cezası kesildi

    Kastamonu İl Emniyet Müdürlüğüne bağlı ekipler, korona virüs tedbirlerini ihlal eden 32 kişiye toplam 12 bin 544 TL para cezası uyguladı.

    Kastamonu İl Emniyet Müdürlüğüne bağlı ekipler, gün içerisinde korona virüs (Kovid-19) tedbirleri kapsamında İl Hıfzıssıhha Kurulunun almış olduğu kararlar doğrultusunda 20 yaş altı gençler, 65 yaş ve üstü ile kronik rahatsızlığı bulunan vatandaşların sokağa çıkma yasağı, sosyal mesafeye uymayan, karantina ve salgın kurallarını ihlal eden 32 kişiye toplam 12 bin 544 TL para cezası uyguladı. Denetimlerin bundan sonrada artarak devam edeceği belirtildi.

  • Jandarmadan sahte para operasyonu: 3 gözaltı

    Jandarmadan sahte para operasyonu: 3 gözaltı

    Erzurum İl Jandarma Komutanlığı ekipleri tarafından düzenlenen operasyonda 20 bin 900 TL sahte para ele geçirilirken, sahte para temin eden ve kullanan 3 kişi gözaltına alındı.

    Alınan bilgilere göre, Tortum ilçesinde 3 kişi sahte para kullanarak büyükbaş hayvan satın aldı. Durumu fark eden hayvan sahibi Erzurum İl Jandarma Komutanlığı’na bağlı ekiplere haber verdi. İstihbarat üzerine jandarma ekipleri tarafından şahısların Erzurum’un Oltu ilçesindeki ikametlerine eş zamanlı operasyon düzenlendi. Operasyonda evlerde yapılan aramada 209 adet sahte 100 TL, 25 bin TL suç gelirini aklamakta kullanılan para, 1 adet ruhsatsız tabanca, 14 adet hayvan küpesi ele geçirildi.

    Konu ile ilgili 3 şüpheli şahıs gözaltına alındı.

  • Yasadışı sülük avına 73 bin lira para cezası

    Yasadışı sülük avına 73 bin lira para cezası

    Konya’nın Beyşehir ilçesinde yasadışı sülük avlayan kişiye 73 bin 747 lira para cezası verildi.

    Beyşehir ilçesi Yeşildağ Mahallesi İskele mevkisinde sazlık alanda ticari amaçlı yaşadışı sülük avlayan D.A. (32) avladığı beş bin adet sülük ile birlikte İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri tarafından yakalandı. Milli Parklar Şefliği tarafından el konulan sülükler doğaya bırakılırken şahsa 73 bin 747 lira idari para cezası uygulandığı bildirildi.

  • TCMB Başkanı Uysal: “Önümüzdeki dönemde para politikası duruşumuzu enflasyondaki düşüş sürecinin devamını sağlayacak şekilde belirledik”

    TCMB Başkanı Uysal: “Önümüzdeki dönemde para politikası duruşumuzu enflasyondaki düşüş sürecinin devamını sağlayacak şekilde belirledik”

    Merkez Bankası Başkanı Murat Uysal, “Önümüzdeki dönemde para politikası duruşumuzu enflasyondaki düşüş sürecinin devamını sağlayacak şekilde belirlerken, finansal istikrara yönelik olarak zorunlu karşılıklar gibi makro ihtiyati araçları da etkin bir şekilde kullanacak; yapısal politika alanlarındaki analizlerle kamuoyunda farkındalık oluşturma misyonumuzu yerine getirmeye devam edeceğiz” dedi.

    İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisi’nin bugün yapılan olan aylık olağan toplantısı ‘Nitelikli ve Sürdürülebilir Üretim Ekonomisi İçin Finansal Politikaların ve Fiyat İstikrarının Önemi’ ana gündemi ile gerçekleştirildi. İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ın açılış konuşmasını yaptığı toplantıya Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Murat Uysal konuk olarak katılarak gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

    Uysal, “Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası olarak reel sektörü daha iyi anlama ve bu yönde iletişimi güçlendirme konusuna verdiğimiz önemi daha önce çeşitli platformlarda ifade etmiştim. Bu toplantıyı, bahsettiğim çerçevenin hayata geçirilmesi yolunda önemli bir adım olarak değerlendiriyorum” dedi.

    Cari işlemler dengesinin 2018 yılının ikinci çeyreğinde başlayan dengelenme süreciyle birlikte hızla iyileştiğini ve uzun yıllar sonra ilk kez bu yılın Haziran ayında yıllık olarak fazla verdiğini söyleyen Uysal, “Cari dengedeki iyileşme üçüncü çeyrekte de devam etmiş ve Eylül ayı itibarıyla yıllık yaklaşık 6 milyar dolar fazlaya ulaşılmıştır. Böylece, 2018 yılı ikinci çeyreğinde milli gelire oran olarak yüzde 6,5 düzeyinde açık veren cari işlemler dengesinin, 2019 yılı üçüncü çeyreği itibarıyla yaklaşık yüzde 1 oranında fazlaya ulaştığı tahmin edilmektedir. Bu noktada hatırlatmak isterim ki cari işlemler dengesi tarihimizin en derin krizlerinden birini takiben en son 2002 yılının Kasım ayında yıllık olarak fazla vermiş ve o dönemden 2019 yılının Haziran ayına kadar kesintisiz olarak açık vermiştir. Bu açıdan bakıldığında cari dengedeki mevcut düzeltmeyi getiren dinamiklerin önceki dönemlerle kıyaslanması ve farklılıkların tespit edilmesi büyük önem taşımaktadır” diye konuştu.

    Türkiye üzerine yapılan akademik çalışmaların ithalatın reel gelir ve reel kurdaki değişimler tarafından anlamlı bir düzeyde açıklanabildiğini göstermekte olduğunu belirten Uysal, “Söz konusu çalışmalar ithalatın gelir esnekliğinin göreli fiyatlara göre daha yüksek olduğuna işaret etmekte. Bu çerçevede, iç talepte 2018 yılı ikinci çeyreğinden itibaren görülen yavaşlamanın ithalatı belirgin ölçüde sınırladığını söyleyebiliriz. Bununla birlikte ithalat ile milli gelir arasındaki ilişkinin son dönemde belirgin bir biçimde zayıfladığını da gözlemliyoruz. Bu gelişmede reel kurdaki uzun süreli uyarlamanın ve firmaların üretim yapısındaki değişimin etkili olduğunu değerlendiriyoruz. Bu çerçevede, ilerleyen dönemde iktisadi faaliyetin kademeli olarak toparlanacağı bir konjonktürde göreli fiyatların sınırlayıcı etkisi nedeniyle büyümenin cari denge üzerindeki etkisinin nispeten daha az olmasını bekleyebiliriz.

    Cari açıktaki düzelmede göz ardı edilmemesi gereken diğer bir faktör ham petrol ve emtia fiyatlarındaki gelişmelerdir. Türkiye’nin üretim ve ihracat yapısında enerji ve emtia kaynaklı ithal girdi bileşeninin yüksek olması nedeniyle, başta petrol ve metal olmak üzere uluslararası fiyatlardaki aşırı hareketler ithalatta talep koşullarından bağımsız dalgalanmalar oluşturabilmektedir. Örneğin, son enflasyon raporumuzda yer verdiğimiz bir kutu çalışmasında da değindiğimiz üzere, 2014 yılının sonlarından itibaren petrol fiyatlarında gözlenen belirgin düşüşün cari açığı önemli ölçüde sınırladığını söyleyebiliriz. Benzer şekilde 2018 yılında ortalama 71 dolar olan Brent petrol fiyatının küresel büyümedeki yavaşlamaya bağlı olarak daha ılımlı düzeylerde seyrettiği bir konjonktürde, geçtiğimiz yıl 43 milyar dolar olan enerji ithalatımızın bu yıl daha sınırlı kalması kuvvetle muhtemel görünüyor” dedi.

    “Reel sektörü finansal risk yönetimi ve krediye erişim konularında desteklemeye devam edeceğiz”

    Son yıllarda ihracat reeskont kredilerinde limitlerin artırılmasına, kredi kapsamının genişletilmesine ve kullanım kolaylığı sağlanmasına yönelik bir takım düzenlemeler yaptıklarından bahseden Uysal, “Önümüzdeki dönemde Türk lirası cinsi varlıkların riskten korunmasına ve fiyatlanmasına yönelik yürütmekte olduğumuz finansal mimari çalışmalarımızın yanı sıra zorunlu karşılıklar gibi makro ihtiyati araçları da etkin bir şekilde kullanarak reel sektörü finansal risk yönetimi ve krediye erişim konularında desteklemeye devam edeceğiz. Sahip olduğumuz araç seti çerçevesinde bu alanlarda gereken düzenlemeleri her zaman ivedilikle hayata geçiriyor olmakla birlikte, cari dengedeki iyileşmenin kalıcı olmasını sağlamak için bu politikaların yapısal adımlarla desteklenmesi kritik önem taşıyor” ifadelerini kullandı.

    Başkan Uysal, dış pazarlardaki yavaşlamaya, ticaret savaşlarına ve jeopolitik risklere rağmen reel sektörün güçlü bir ihracat performansıyla ekonomideki dengelenmeye önemli katkı sunduğunu belirterek, “Ürün ve pazar çeşitliliğinde sağlanan başarının ihracat performansında kritik rol oynadığını değerlendiriyoruz. Bu süreçte, geleneksel ihracatçı sektörlerimize ek olarak başta savunma sanayi, kimya, mobilya ve inşaat yan sanayi sektörlerinde olmak üzere firmalarımız yeni pazarlarda önemli başarı elde ettiler. Yeni pazarlara açılmak ihracat kompozisyonumuzun çeşitlenip derinleşmesine katkıda bulunuyor. Savunma sanayi, tekstil, makine-teçhizat, fabrikasyon metal, ilaç, kimya ve enerji gibi sektörlerde son yıllarda üretimin yerli içeriğinde önemli artışlar olduğunu izlemekle birlikte bu alanda gidilecek daha çok yol olduğunun farkındayız. Kuşku yok ki üretimin ithal girdi oranını azaltma konusunda atılacak politika adımları, ekonominin dengeli ve sürdürülebilir bir büyüme patikasına yönlendirilmesine önemli katkı sunacak” diye konuştu.

    “Önümüzdeki dönemde para politikası duruşumuzu enflasyondaki düşüş sürecinin devamını sağlayacak şekilde belirledik”

    Uysal son olarak şunları kaydetti: “Geçmiş konuşmalarımda da vurguladığım üzere fiyat istikrarı ve sürdürülebilir büyüme birbirini tamamlayan unsurlardır. Verimlilik kaynaklı büyüme fiyat istikrarına katkı sağlarken, fiyat istikrarı öngörülebilirliği artırarak ve uzun vadeli faiz oranlarını düşürerek potansiyel büyümeyi desteklemektedir. Geçmiş deneyimlerimiz göstermiştir ki fiyat istikrarına ulaşılabilmesi ve ekonominin dengeli, sürdürülebilir bir büyüme patikasına yönlendirilebilmesi için cari dengenin makul düzeylerde korunabilmesi kritik önem arz etmektedir. Konuşmamın bu bölümüne kadar özetlediğim konjonktürel unsurlar ve yapısal politika adımları büyümenin daha sağlıklı bir zeminde sürdürülebilmesi konusunda para politikası ve diğer politika yapıcılar nezdinde yüksek bir farkındalığa ve somut çabaların varlığına işaret etmektedir. Önümüzdeki dönemde para politikası duruşumuzu enflasyondaki düşüş sürecinin devamını sağlayacak şekilde belirlerken, finansal istikrara yönelik olarak zorunlu karşılıklar gibi makro ihtiyati araçları da etkin bir şekilde kullanacak; yapısal politika alanlarındaki analizlerle kamuoyunda farkındalık oluşturma misyonumuzu yerine getirmeye devam edeceğiz. Bunu yaparken, Merkez Bankası ve reel sektör arasındaki iletişim köprüsünü daha da güçlendirerek beklentilerinizi ve önerilerinizi ilgili kamu kurumlarıyla paylaşmayı sürdüreceğimizi belirtmek isterim.”

    Bahçıvan: “Üretim odaklı bir ekonomi anlayışı hakim kılınmalıdır”

    Toplantıda konuşan İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, dünya toplumlarının daha fazla refah, adalet ve öngörülebilir gelecek istediğinin altını çizerek “Bunun için de nitelikli ve sürdürülebilir büyümenin sağlanmasının gerektiğini biliyoruz. Geleceğe ilişkin endişeleri azaltmak, kaygıların yerine umutları yeşertmek için üretim odaklı bir ekonomi anlayışı hakim kılınmalıdır” dedi.

    “Ekonominin refah üreten, istihdam oluşturan verimlilik artışı sağlayan asli unsuru üretim; dolayısıyla sanayidir” diyen Bahçıvan, “Üretim ekonomisine hak ettiği yeri yeniden kazandırmak için birinci koşul finans ayağının sağlam olmasıdır. Bunun yolu ise finans ile reel sektörün uyum içinde iş birliğini esas alan bir sanayi ve üretim ekosistemini oluşturulmasından geçiyor” diye konuştu.

    Erdal Bahçıvan, reel sektör odaklı üretimi, büyümeyi ve istihdamı gözeten yeni bir modelin kurgulanmasının geleceği kaybetmemenin tek seçenek olduğunun altını çizdi.

  • Karaman’da sahte para operasyonunda 2 kişiye adli kontrol

    Karaman’da sahte para operasyonunda 2 kişiye adli kontrol

    Karaman’da polisin düzenlediği sahte para operasyonunda gözaltına alınarak adliyeye çıkarılan 2 kişi adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

    Edinilen bilgiye göre, Karaman İl Emniyet Müdürlüğüne bağlı Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Şubesi ekipleri, M.D. ve A.C. isimli şahısların piyasaya sahte para süreceği yönünde duyum alması üzerine çalışma başlattı. Ekipler takibe aldıkları iki şahsı düzenledikleri operasyonla yakalayarak gözaltına alınırken, 225 adet sahte 100 lira ele geçirildi. Emniyetteki işlemlerinden sonra adliyeye sevk edilen 2 şüpheli çıkarıldıkları mahkemece adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.