Etiket: pandemi

  • Irak krizinde dip yapan yumurta fiyatı pandemi sürecinde arttı

    Irak krizinde dip yapan yumurta fiyatı pandemi sürecinde arttı

    Irak’ın yumurta ihracatının durmasının ardından dip yapan yumurta fiyatları, pandemi sürecinin ardından ise zirve yapıyor. Son bir ay içerisinde yumurtanın koli fiyatına gelen yüzde 30’luk zam gelirken, yumurta üreticileri ise zammın maliyet artışından kaynaklandığını kaydetti.

    Yumurta fiyatında uçuk bir artış olmadığını ifade eden Gaziantep Yumurta Üreticileri Birliği Başkanı Kenan Uygur, yaşanan maliyet artışlarından dolayı yumurta fiyatlarının yükseldiğini belirtti. Irak’ın ithalatı durdurmasından dolayı uzun süredir yumurtayı maliyetinin altında sattıklarını aktaran Kenan Uygur, “Yumurta kalitesine ve maliyet artışlarına baktığımızda hala bizim üreticimizin aleyhinde bir fiyat skalası var” dedi.

    “Koli çıkış fiyatı 15 ile 16 lira arasında”

    30’lu yumurta kolisinin üreticiden çıkış fiyatının 15 ile 16 lira arasında olduğunu, ancak fiyatın boyuta ve büyüklüğe göre değiştiğini sözlerine ekleyen Uygur, “Bizim kendi işletmemizde 2 milyon yumurta tavuğumuz var. Ortalama günlük 1 milyon 700 ile 1 milyon 800 bin arasında yumurta üretmekteyiz. Ürettiğimiz yumurtaların bir kısmını ihracata, Katar, Dubai, Birleşik Arap Emirliklerindeki diğer ülkeler ve çok da az olsa Irak’a gönderiyoruz. İç piyasada da ulusal, bölgesel ve yerel marketlerin birçoğunun tedarikçisiyiz. Türkiye’de üretilen yumurtanın yüzde 15’lik kısmı Gaziantep’te üretiliyor. Son yıllarda bu sektörde en büyük kapasite artırımı ve en büyük yatırım yapan şehir Gaziantep’tir. 5 yıl öncesine kadar Gaziantep yumurta üretiminde çok küçük bir pay sahibiydi. Ancak şuan ciddi bir paya sahip. Şuan ki ekonomik şartlardan dolayı şu an yeni yatırımlar yapılmıyor. 2019‘un başından beri yatırımlar yapılmıyor. Hatta yeni yatırımlar yapılmadığı gibi bazı üreticiler üretim azaltmasına gidiyor” diye konuştu.

  • Rize’de pandemi dolayısıyla müzeye gidemeyen öğrenciler müzeyi okulda kurdu

    Rize’de pandemi dolayısıyla müzeye gidemeyen öğrenciler müzeyi okulda kurdu

    RİZE (İHA) – Rize’de 10 Kasım nedeniyle Atatürk Müzesi’ne gitmek isteyen öğrenciler pandemi dolayısıyla gidemeyince kendilerine okulda mini bir Atatürk Müzesi kurdu.

    Rize Merkez Anaokulu çocuklara Atatürk’ün hayatı ve başarılarını aktarabilmek için her yıl 10 Kasım Atatürk’ü Anma Gününde düzenlediği Atatürk Müzesi gezi etkinliği düzenlemek istedi. Bu yıl 10 Kasım korona virüs salgınına denk geldiği için ise bu projeyi gerçekleştiremedi. Bunun üzerine harekete geçen öğretmenler bu kez öğrenciler için okulun girişinde bir Atatürk Müzesi oluşturdu.

    Öğrenciler okulda kurulan müze sayesinde törenin ardından Atatürk Müzesini ziyaret ederek Atatürk’ün hayatını daha yakından öğrendiler.

  • İTO Başkanı Avdagiç: “İstanbul, marka şehir olarak pandemi sonrasında önemini arttıracak”

    İTO Başkanı Avdagiç: “İstanbul, marka şehir olarak pandemi sonrasında önemini arttıracak”

    Prof. Philip Kotler öncülüğünde 104 ülkede eş zamanlı gerçekleştirilen Dünya Pazarlama Zirvesi başladı. İTO Başkanı Şekib Avdagiç, İstanbul’un marka şehir olarak pandemi sonrasında özellikle önemini artıracağını belirterek, “Pandemiyle beraber İstanbul gibi bölgesel anlamda tedarik ve lojistik desteklerin çok daha hızlı verilebileceği konumlar çok önemli hale geldi” dedi.

    Prof. Philip Kotler öncülüğünde 104 ülkede eş zamanlı gerçekleştirilen Dünya Pazarlama Zirvesi (eWMS), ’Kritik Zamanlarda Fikirler’ temasıyla pazarlamanın duayen isimlerini bir araya getirdi. 6-7 Kasım tarihleri arasında düzenlenen zirvede dünyaca tanınmış 80’in üzerinde konuşmacı Kovid-19 salgını sırasında küresel pazarlamayı ve ticaret ile işletme algısının dönüşümünü değerlendirdi.

    İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, video konferans yöntemiyle gerçekleştirilen zirvede, ’Yeni normalde küresel değer zincirini yeniden değerlendirme gerekliliği’ başlıklı bir konuşma yaptı. Kovid-19 salgınının başından itibaren, ulusal ve küresel toplum ve bu arada tüketici ile müşteri davranışlarında çok önemli değişiklikler ortaya çıktığına dikkat çeken Avdagiç, “Bu, aslında küresel bir travma olarak da nitelendirilebilir. Kırılganlıkların onarılması zaman alabilecektir” dedi.

    Avdagiç, pandemide arz değer zincirinin yeniden düzenlenmesi başta olmak üzere, yeni stratejilerin uygulanmasına ihtiyaç olduğunu vurgulayarak, İstanbul’un marka şehir olarak pandemi sonrasında özellikle önemini artıracağını belirtti.

    “Dijital dönüşümün sadece büyük şirketlerde değil KOBİ’lerde de uygulanabilir hale getirilmesi gerekir”

    Avdagiç, değer zincirinde ’rekabetçi farklılaşma’ için önerilerinden bahsederek, “Yenilikçilik, hem firma hem de ulusal anlamda lokomotif hale gelmeli. Nitekim küresel verilere göre, bu pandemi sürecinde bugüne kadar yaklaşık 400 binden fazla yeni ürün pazara verilmiştir. Dijital dönüşümün sadece büyük şirketlerde değil KOBİ’lerde de uygulanabilir hale getirilmesi gerekir. Kovid-19 sonrası normale ve zor günlere dönük olarak, değer zincirini gözden geçirip yeniden yapılandırmak firmalarımız için elzemdir. İşletmelerimiz Kovid-19 sürecindeki tutum ve davranışları itibariyle liderlik ve yönetimlerinin otokritiğini yapmalı. Mevcut ve geliştirilecek olanaklarla küresel bir tedarik üssü olarak İstanbul’un, 3A diye kısaltılan Avrupa, Asya ve Afrika için ‘daha yakın, daha hızlı, daha esnek ve daha güvenli’ bir eksende, yeniden konumlandırılması, İstanbul’a ve Türkiye’ye rekabetçi bir üstünlük sağlayacaktır” diye konuştu.

    “İstanbul gibi bölgesel anlamda tedarik ve lojistik desteklerin çok daha hızlı verilebileceği konumlar önemli hale geldi”

    Avdagiç; deniz, demir ve karayolu taşımacılığı bakımından ‘hub’ olma özelliğine kavuşan İstanbul’un jeo-stratejik açıdan da lojistik merkez olmaya çok elverişli olduğunu kaydederek sözlerini şöyle tamamladı: “Pandemi süreci küresel ölçekte işleyen tedarik ve lojistikteki aksamaların pazardaki talebin karşılanamamasının ortaya çıkarabileceği aksamaları açıkça göstermiştir. Bu durumda İstanbul gibi bölgesel anlamda tedarik ve lojistik desteklerin çok daha hızlı verilebileceği konumlar çok önemli hale geldi. Güçlü ve esnek çalışabilen KOBİ kapasitesi, genç ve enerjik insan kaynağı ve kültür ile sağlık alanındaki potansiyeli ile birlikte dikkate alındığında pandemi sonrasında İstanbul destinasyonunun çok sayıdaki mal ve hizmet bakımından tedarik, lojistik ihtiyacının optimum karşılanabileceği bir merkez olma ihtimalini artırmıştır”.

  • İl pandemi kurulu toplandı

    İl pandemi kurulu toplandı

    DÜZCE (İHA) – Düzce’de İl Pandemi Kurulu Düzce Valisi Cevdet Atay başkanlığı Düzce Valiliği toplantı salonunda ilgili kurum ve kuruluşların temsilcisi ile yapıldı.

    Korona virüs salgını ile mücadele kapsamında alınan tedbirlerin görüşüldüğü Düzce İl Pandemi Kurulu, Düzce Valisi Cevdet Atay’ın başkanlığında toplandı. Düzce Vali Yardımcısı Haluk Çakmak, Düzce İl Emniyet Müdürü Mehmet Ali Akkaplan, Düzce İl Jandarma Alay Komutanı Mustafa Çetinkaya, Düzce Belediye Başkan Yardımcısı Dr. Cengiz Tuncer ve Düzce İl Sağlık Müdürü Dr. Yasin Yılmaz’ın katıldığı toplantıda salgınla mücadele de daha önceki toplantılarda alınan kararlar görüşüldü.

    Alınan kararların uygulanma süreci değerlendirilirken, bundan sonraki süreçte alınması gereken tedbirlerde toplantıda görüşüldü.

  • Prof. Dr. Yavuz Özoran: “Pandemi kurallarına uymazsak başa döneriz”

    Prof. Dr. Yavuz Özoran: “Pandemi kurallarına uymazsak başa döneriz”

    Avrasya Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yavuz Özoran, pandemi kurallarına uymanın önemine işaret ederek “Pandemi öncesindeki dünya ile, pandemi sonrasındaki dünya aynı olamayacak. Buna hazırlıklı olmalıyız. Kurallara uymaktan başka bir çaremiz yok. Tersini yaparsak başa döneriz” dedi.

    Özoran, açık ortamlarda Covid-19 pozitif olan kişi ile sohbet ederken sosyal mesafeye uyarak dört dakikaya kadar virüs almadan kalınabildiğine işaret ederek, “Son bilimsel gelişmeler gösteriyor ki açık ortamlarda Covid -19 pozitif olan bir kişi ile sohbet ederken sosyal mesafeye uyarak dört dakikaya kadar virüs almadan kalabiliyoruz. Ama buna karşın kapalı ortamlarda bu süre bir buçuk dakikaya kadar iniyor. Bu nedenle vatandaşlarımızı açık ortamlarda bulunmaları sosyal izolasyona, sosyal mesafeyi korumaya, maske takmaya ve hijyen koşullarına uygun olarak hareket etmeleri konusunda yeniden uyarıyorum. Sonbaharın son güneşli günlerinden yararlanmakta fayda vardır” diye konuştu.

    Havaların soğumasıyla kapalı ortamlarda kalma süresinin artacağına dikkat çeken Özoran, “Bilim Kuruluda bu konuda tüm vatandaşları uyardı. Kış gelecek, havalar soğuyacak, kapalı ortamlarda kalma süremiz giderek daha da artacak. Buda pandemi de bir artışa yol açacak, şeklinde uyarılar oldu. Yaz döneminde de herkes kendi doğduğu şehirlere, özellikle büyük şehirlerden Anadolu’ya göç ettiler. Bu seyahatler sırasında da Anadolu’nun çeşitli yerlerine virüs taşınmış oldu. İlk başlarda büyük şehirlerde yoğunlukta görülen hastalık, bu kez Anadolu genelinde yaygınlaştı. Bunun yanı sıra düğünlerin artması ve asker uğurlama törenlerinin yapılması ve benzer etkinliklerle başta sosyal mesafeye uygun davranmamak nedeniyle bir artış görüldü. Anadolu’dan büyük şehirlere dönüşlerin başlamasıyla bu durum İstanbul özelinde daha büyük artışlara sebep olduğu gözlemledik. Bu nedenle Bilim Kurulu’nun açıklamalarına kulak vermemiz ve tavsiyelerini yerine getirmemiz süreç için çok önemli. Akılda kalması için bir kez daha tekrar edersek; Maske takarak, sosyal izolasyona sosyal mesafeye uygun davranarak, sıkça ellerimizi yıkayarak kendimizi koruyabiliriz. Bu yalnızca kendimiz için değil, bunun ötesinde bir sosyal sorumlulukta aynı zamanda, çevreye saygımızın gereği olarak yapmalıyız. Ama insanların bir arada olmak gibi bir tutkusu var. Toplumumuz sıcak kanlı insanlardan oluşuyor. Sarılmak, kucaklaşmak, el sıkışmak, birbirinin omzuna vurmak gibi yakın teması çok seviyoruz. Ama unutmayalım ki bilişim ortamında konuşmak, hareket etmek ve göz temasını koruyarak iletişim kurmak yeni dönemin en önemli iletişim konularından bir tanesi haline gelecek. Buna uyum göstermeliyiz” şeklinde konuştu.

    “Avrupa’da, alınan pandemi kurallarına karşı şiddetli bir reaksiyon var”

    Avrupa’da alınan pandemi kurallarına karşı şiddetli bir reaksiyon olduğunu kaydeden Özoran, “Özellikle Avrupa’da, alınan pandemi kurallarına karşı şiddetli bir reaksiyon var. İngiltere’de ve Fransa’da maske takmaksızın, sosyal mesafeye dikkat etmeksizin yürüyüşler, toplantılar düzenlendi. Tedbirlerin tümünü reddedeceklerini bağıra çağıra ifade ettiler. Sonunda ne oldu, Fransa’da bazı illerde sokağa çıkma yasağına varıncaya değin tedbirler geri geldi. Bu bir damlacık enfeksiyonu olması nedeniyle korunmak için elimizdeki tek imkan hijyen koşullarına uygun davranmak, elimizi sık yıkamak ve bunun ötesinde sosyal mesafeye ve maskeye riayet etmek. Yoksa tekrar şiddetlenmesi hiçte uzak bir ihtimal değil. Bunun şiddetlenmesi demek, sadece hastalığın yaygınlaşması değil, bunun ötesinde sosyal, psikolojik birçok sorunları da beraberinde getiriyor. Yine en çok etkilenen ekonomi oluyor. Hatta Alman şansölyesi bir ikinci atağa Alman ekonomisinin dayanamayacağını ifade etti. Dolayısıyla ekonominin korunması, sağlığın korunması ve her türlü fedakarlığı gösteren sağlık çalışanlarının korunabilmesi için bizim bilim kurulunun önerdiği kurallara mutlaka uyum göstermemiz lazım. Böylelikle sosyal bütünlüğümüzü korumamız lazım” ifadelerini kullandı.

    “Covid- 19 virüsü bugünden yarına ortadan kalkacak bir virüs değil” diyen Özoran, açıklamasını şöyle sürdürdü:

    ”Pandemi bizlere sosyal dayanışmanın ne denli önemli olduğunu öğretti. Sadece kendi sağlığımızı düşünmememiz, toplumun sağlığını da kendi sağlığımız gibi düşünmemiz gerektiğini öğretti. Bu Covid- 19 virüsü bugünden yarına ortadan kalkacak bir virüs değil. Kalıcı hasarlar da bırakıyor. Sadece kendisine karşılık oluşturulan bağışık yanıtın üç, dört ay içerisinde ortadan kalkması değil tüm bağışıklık sistemini olumsuz etkilediğinden birçok hastalığa da yol açabilecek bir virüs. Onun için elimizde, güvenilir ve ucuz olan, yaygın olarak kullanılması mümkün olan tedbirlere uyum gösterelim. Unutmayın ki aşıda tam koruyucu ya da önleyici değil, peki ne yapacak aşı? Aşı ile araştırmalar gösteriyor ki hastalığın meydana gelmesi ile orta çıkan bulgular, tıp dilinde semptom diyoruz, tamamen ortadan kalkmasa da hafifletici oluyor. Onun için şua anda kurallardan başka elimizde kesin sonuç verebilecek bir unsur yok. Unutmayalım pandemi öncesi ile, sonrası dünya için aynı olmayacak. Biz bu virüsle birlikte yaşamayı, ondan korunmayı öğreneceğiz.”