Etiket: Ozon

  • Diyarbakır’da ozon tedavisi ünitesi açıldı

    Diyarbakırlı Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. İbrahim Yardımeden, Sağlık Bakanlığının ozon tedavisinde getirdiği sertifikayı alarak, Diyarbakır’da ruhsatlı ozon tedavi ünitesini açtı.

    Sağlık Bakanlığının ozon tedavisinde merdiven altı kullanımı engellemek için 2014 yılında doktorlara sertifika zorunluluğu getirdi. Bu tarihten itibaren farklı branşlardaki doktorlar eğitimlere katılarak, ozon tedavisinde sertifika almayı başardı. Diyarbakırlı fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanı Dr. İbrahim Yardımeden, aldığı sertifika ile yetinmeyerek ozon tedavi ünitesi açmak için gerekli girişimlerde bulundu. Başvuruları olumlu sonuçlanan Uzm. Dr. Yardımeden, Diyarbakır’da ruhsatlı ozon tedavi ünitesini vatandaşların hizmetine sundu.

    Ozon tedavi yöntemi ile ilgili İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezinde görevli Uzm. Dr. İbrahim Yardımeden, ozon tedavisinin yıllardır bütün dünyada kullanılan bir tedavi yöntemi olduğunu söyledi. Ozonun molekül gereği iyileştirici, onarıcı, tedavi edici bir gaz olduğunu belirten Uzm. Dr. Yardımeden, “Daha önce Türkiye’de uygulama yetkisi yoktu ve uygulanamıyordu. 2014 yılı itibari ile Sağlık Bakanlığının sertifika sistemi devreye girdi. Bu sertifika sistemine binaen hekim arkadaşlar üniversitelere başvurarak sertifikalarını aldılar. Biz de eğitim veren üniversitelerin birinde sertifikamızı aldık bu sertifika ile Sağlık Bakanlığına başvurduk. Bakanlık aracılığıyla ünite açma yetkisi aldık” dedi.

    “Hastadan alınan kan, ozonlanarak hastaya naklediliyor”

    Uygulama ünitesinde çeşitli hastalıkları tedavi edeceklerini kaydeden Uzm. Dr. Yardımeden, “Fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanı olduğum için kendi branşımız ile alakalı bel boyun fıtıkları kireçlenmeler ilgili hekimce yönlendirilmiş diyabetik yaraları tedavi edebileceğiz. Bu tedaviler sayesinde hastalar birçok ilaçtan ameliyattan maliyetli ve külfetli tedavilerden kurtulmuş olacak. Bizim jeneratörümüz var, oksijeni jeneratöre vererek oradan ozon üretiyoruz. Ozonun belli kullanım şemaları var, kullanım dozları var, etkileri var. Biz hastalara göre dozunu belirleyip hastanın önce kanını alıyoruz kapalı ortamda, kanını aldıktan sonra ozonluyoruz, ozonladığımız kanı hastaya tekrar veriyoruz. Bu şekilde bütün vücudu ozonlamış oluyoruz. Bölgesel olarak hastalıkla ilgili bölgelere lokal uygulamalar da enjeksiyon yöntemi ile yapıyoruz” diye konuştu.

    “Dünyada birçok hastalıkta kullanılıyor”

    Ozonun bilinen bir yan etkisinin olmadığına vurgu yapan Uzm. Dr. Yardımeden, konuşmasını şöyle sürdürdü:

    “Dünyada birçok hastalıkta kullanılıyor. Hepatitten tutun, karaciğer hastalıklarına, diyabet, hipertansiyon kanser hastalarında bile ozon tedavisi kullanılıyor. Kanser hastalarında kemoterapi öncesi, sonrası kemoterapinin oluşturduğu hastalığı gidermekte dahi kullanılıyor. Ozon tedavisi uyguladığımız hastaların yüzde 80’inde başarı oranı var. Hastaların hem günlük yaşam fonksiyonları artıyor hem de ağrı çeken hastalarımız ağrıdan kurtuluyorlar. Bu yöntemle tedavi olamayacak birkaç hasta grubu var, çok ağır kalp yetmezliği olan, tedavi ile kontrol altına alınamayan tansiyon hastalarında ve derin anemi dediğimiz aşırı kansız hastalarda uygulayamıyoruz.”

    Hastalar, ozon tedavisinden memnun

    Ozon tedavisi gören Medeni Kan isimli hasta, bel fıtığı nedeni ile merkeze başvurduklarını söyledi. Kan, “Yaklaşık bir senedir bacaklarım sızı yapıyordu ağrı yapıyordu. Doktora gittim ve bel fıtığımın olduğunu, bunun bacaklara attığını söylediler. Ben araştırmalarım ve buraya gelen arkadaşlarıma sorduktan sonra burada tedavi olmanın iyi olacağına kanaat getirdim. Yaklaşık bir aydır geliyorum. 3. seanstan sonra faydasını görmeye başladım. Bütün arkadaşlarıma bu yöntemi tavsiye edeceğim. Hatta benim baldızım İsveç’te kalıyor. Kendisi buraya gelmişti tatile merkezde tedavi gördü ve ağrılarının dindiğini söyledi” ifadelerinde bulundu.

  • Prof. Dr. Sinan Ekici: “Ozon tedavisi artık pek çok hastalıkta kullanılıyor”

    Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Sinan Ekici, ozon tedavisinin artık günümüzde, pek çok hastalığın, özellikle açık ve enfekte yaraların, ciltteki ülserlerin, diyabet ve komplikasyonlarının, bazı kardiyovasküler, ortopedik ve diş hekimliği sorunlarının ve kronik enfeksiyonların tedavisinde kullanıldığını söyledi.

    Hisar Intercontinental Hospital Üroloji Bölümü Uzmanı Prof. Dr. Sinan Ekici, ürolojide ozon tedavisi hakkında bilgi verdi. Vücuda alınan besinler oksijen ile birleşerek metabolik işlemlere maruz kalır ve vücut için gerekli enerjinin elde edilmesini sağladığını belirten Prof. Dr. Sinan Ekici, bunun sonucunda da artık ürünlerin en zararlısı olan ’oksidan’ denilen moleküller oluştuğunu söyledi. Oksidanların vücudun normal hücrelerine zarar vererek, hücre beslenmesini, metabolizmasını bozarak (oksidatif stres) anormal, kanserli hücrelerin oluşmasına neden olduğunun altını çizen Ekici, bu durumun pek çok akut ve kronik hastalığın da başlangıç nedeni olmaya sebep olabildiğini bildirdi.

    “Vücudun dokularındaki bozulma hastalık gelişimine neden olabiliyor”

    Vücudun doğal savunma mekanizmaları, her gün oluşan zararlı oksidanlara ve hücrelere karşı savaş vererek doğal vücut dengesini koruduğunu kaydeden Prof. Dr. Sinan Ekici, “Vücudun antioksidan mekanizmalarının genel veya lokal olarak zayıflaması, dokuların oksjenlenmesinde azalma işlemi ve sonrasında oksidatif hasarı, hücre bozulmasına ve hastalık gelişimine neden olabilmektedir. Ozon artık günümüzde, pek çok hastalığın, özellikle açık ve enfekte yaraların, ciltteki ülserlerin, diyabet ve komplikasyonlarının, bazı kardiyovasküler, ortopedik ve diş hekimliği sorunlarının ve kronik enfeksiyonların tedavisinde kullanılmaktadır” dedi.

    Ozon, vücudun doğal antioksidan mekanizmalarını aktive ederek, güçlendirerek, hücrelerin oksijene ulaşımını kolaylaştırarak etki ettiğini belirten Ekici, “Kanın oksijen taşıma kapasitesini ve kan dolaşımını artırır. Bağışıklık sistemini aktive eder, düzenler ve antioksidan enzimleri aktive eder. Bakterilere, virüslere ve mantarlara karşı öldürücü etki oluşturur. Dezenfektan etkisiyle yara temizlenmesini ve iyileşmesini sağlar” ifadeleri ile ozonun vücuda olan etkilerini açıkladı.

    “Hastalıklarda tamamlayıcı ve destekleyici tedavi yöntemi olarak kullanılıyor”

    Prof. Dr. Sinan Ekici, sözlerine şöyle devam etti: “Ozon tedavisi, sık olarak karşılaştığımız, ilaçlara dirençli üretrit (bel soğukluğu), kronik prostatit, kronik sistitler, aşırı aktif mesane, üretra (idrar yolu) darlıkları, testis iltihabı, fournier gangreni ürolojik hastalıklara uygulanabilmektedir. Ayrıca penisdeki sertleşme güçlüğünün tedavisinde de PRP ve ozon birlikte kullanılmaktadır. Bu hastalıkların tedavisinde ozon tedavisi tedavi edici veya bilinen tedavi yöntemlerini tamamlayıcı ve destekleyici tedavi olarak kullanılmaktadır. Bunlara ek olarak kemoterapi alan hastalarda bağışıklık sistemini güçlendirmek amaçlı, kemoterapi süresince uygulanan destekleyici ozon tedavisi hastanın kemoterapi yan etkilerini tolere edilebilir bir şekilde geçirmesini sağlamaktadır”.

    Ozon tedavisi her bir hastaya özgü değerlendirmeyi takiben belirli dozlarda ve farklı uygulama yöntemlerinden uygun olanı seçilerek yapılması gerektiğini belirten Ekici, mutlaka bu konuda uzmanlaşmış ve Sağlık Bakanlığı onaylı ozon uygulama sertifikası olan doktor tarafından uygulanması gerektiğini vurguladı.

  • Prp İle Ozon Tedavisinin Uyumu Hastaları Memnun Ediyor

    Özel Eskişehir TSG Anadolu Hastanesi’nde, ozon ile Platelet Rich Plasma’nın (PRP) aynı anda uygulanması, omzunda kırığa bağlı hareket kısıklığı bulunan hastanın iyileşmesini sağladı.

    Düşme sonucundan sağ omzu kırılan ve yaklaşık bir ay omuz askısı kullanan Cem Erdal isimli hasta, eklemlerde hareket kısıtlılığı şikayetiyle Özel Eskişehir TSG Anadolu Hastanesi’ne başvurdu. Hastane Başhekimi Anestezi ve Reanimasyon Uzmanı Dr. Levent Bilir ve Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Vedat Altuntaş Ozon ve PRP uygulaması için hazırlıklarını tamamladı. İki ayrı tedavi yöntemi aynı anda uygulanan hastada olumlu sonuçlar elde edildi.

    Konuyla ilgili konuşan Dr. Vedat Altuntaş, hastanın iyileşmek için çeşitli yöntemler kullandıktan sonra kendilerine geldiğini söyledi. Hastanın Ozon tedavisini tercih ettiğine anlatan ve uygulanan PRP tedavisinin, platelet yönünden zenginleştirilmiş plazma uygulaması olduğuna dikkat çeken Altuntaş, “Hastaya uygulanan PRP tedavisinde, hastalardan alınan kan, ayrıştırma işlemi uygulandıktan sonra kırmızı kan hücrelerini beyaz hücrelerden ve plazmadan ayrıştırılır. Bu plazma bir kez elde edildikten sonra hastanın çeşitli bölgelerine farklı yollarla enjekte edilebilmektedir. Plateletler veya diğer adıyla trombositler vücudumuzdaki hasarlı dokuların onarımını ve doğal hallerine dönmelerini sağlamak için gerekli olan faktörleri yapısında barındıran kan pulcukları olarak da bilinen yapılardır. Dokularımızda herhangi bir hasar oluştuğunda, kanımız plateletleri bu dokuya toplayarak bir onarım süreci başlatır hızlandırır” dedi.

    Ozon gazı kullanılarak yapılan iyileştirici tedavilere “ozon tedavisi” denildiğini vurgulayan Altuntaş, “Ozon tedavisi birçok patolojik durumu iyileştirmede yardımcıdır. Ozon terapi, doku ve hücrelere ihtiyacı olan oksijeni en etkili şekilde sağlayan tedavi yöntemidir. Ayrıca ozon tedavisi; hücre ve dokulara giden kan dolaşımını artırır. Damarları yeniler, eklem ağrılarını ve kas rahatsızlıklarını iyileştirir. Kaslarda biriken toksini gidererek kasları gevşetir ve yumuşatır, esnekliğini artırır. Ozon tedavisinin PRP ile birlikte kullanımında PRP nin etkisini arttırdığı ve PRP hücrelerinin aktifleşmesinde etkili olduğu gösterilmiştir. Hastamız Fadime hanımda da PRP ve ozon terapinin beraber kullanımının sinerjik etkisinden faydalanabilmek için birlikte kullanılmıştır” ifadelerini kullandı.

  • Ozon İle Prp Tedavisinin Uyumu Başarı Sağladı

    Özel Eskişehir TSG Anadolu Hastanesi’nde, ozon ile Platelet Rich Plasma’nın (PRP) aynı anda uygulanması, uzun zamandır omzunda kireçlenme ve bağlarda zedelenme bulunan hastanın iyileşmesini sağladı.

    Bir çok tedavi yöntemi ile omuz bölgesinde bulunan kireçlenme ve bağlardaki yırtık sorununun önüne geçemeyen Fadime Mutlu, Karaman’dan Eskişehir’e geldi. Ağrılarının tedavisini Eskişehir’de arayan Mutlu, Özel Eskişehir TSG Anadolu Hastanesi’ne başvurdu. Hastane Başhekimi Anestezi ve Reanimasyon Uzmanı Dr. Levent Bilir ve Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Vedat Altuntaş Ozon ve PRP uygulaması için hazırlıklarını tamamladı. İki ayrı tedavi yöntemi aynı anda uygulanan hastada olumlu sonuçlar elde edildi.

    Konuyla ilgili konuşan Dr. Vedat Altuntaş, hastanın iyileşmek için çeşitli yöntemler kullandıktan sonra kendilerine geldiğini söyledi. Hastanın Ozon tedavisini tercih ettiğine anlatan ve uygulanan PRP tedavisinin, platelet yönünden zenginleştirilmiş plazma uygulaması olduğuna dikkat çeken Altuntaş, “Hastaya uygulanan PRP tedavisinde, hastalardan alınan kan, ayrıştırma işlemi uygulandıktan sonra kırmızı kan hücrelerini beyaz hücrelerden ve plazmadan ayrıştırılır. Bu plazma bir kez elde edildikten sonra hastanın çeşitli bölgelerine farklı yollarla enjekte edilebilmektedir. Plateletler veya diğer adıyla trombositler vücudumuzdaki hasarlı dokuların onarımını ve doğal hallerine dönmelerini sağlamak için gerekli olan faktörleri yapısında barındıran kan pulcukları olarak da bilinen yapılardır. Dokularımızda herhangi bir hasar oluştuğunda, kanımız plateletleri bu dokuya toplayarak bir onarım süreci başlatır hızlandırır.

    Ozon tedavisi ise aktif oksijen molekülü olan ozon gazı kullanılarak yapılan iyileştirici tedavilere “ozon tedavisi” denilmektedir. Ozon tedavisi birçok patolojik durumu iyileştirmede yardımcıdır. Ozon terapi, doku ve hücrelere ihtiyacı olan oksijeni en etkili şekilde sağlayan tedavi yöntemidir. Ayrıca ozon tedavisi; hücre ve dokulara giden kan dolaşımını artırır. Damarları yeniler, eklem ağrılarını ve kas rahatsızlıklarını iyileştirir. Kaslarda biriken toksini gidererek kasları gevşetir ve yumuşatır, esnekliğini artırır. Ozon tedavisinin PRP ile birlikte kullanımında PRP nin etkisini arttırdığı ve PRP hücrelerinin aktifleşmesinde etkili olduğu gösterilmiştir. Hastamız Fadime hanımda da PRP ve ozon terapinin beraber kullanımının sinerjik etkisinden faydalanabilmek için birlikte kullanılmıştır.

  • Ozon Tedavisinin Faydaları Nelerdir

    Özel Eskişehir TSG Anadolu Hastanesi Başhekimi Anestezi ve Reanimasyon Uzmanı Dr. Levent Bilir, herhangi bir yan etkisi bulunmayan ozon tedavisinin, kronik yorgunluk hisseden hastaların yanı sıra iyileşmeyen ya da geç iyileşen yaralarda da etkili bir şekilde kullanıldığını söyledi.

    Son yıllarda özellikle yorgunluk ve halsizlik hisseden vatandaşlara uygulanan ozon tedavisi hakkında bilgiler veren Anestezi ve Reanimasyon Uzmanı Dr. Levent Bilir, Ozon tedavisinin son dönemlerde popüler olan tedavi yaklaşımlarından biri olduğunu söyledi. Ozon tedavisinin günümüzde tek başına tedavi edici bir yöntem olmadığını belirten Bilir, “Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp” uygulamalarından biri olarak kabul ediliyor. Ama bir takım hastalıkların tedavisinde klasik tedavi yöntemleriyle birlikte kullanıldığında son derece etkili sonuçlar elde ediyor. O hastalıklar nelerdir, özellikle dolaşım sisteminin bozulmasıyla beraber seyreden hastalıklarda son derece etkin. Çünkü dokuların beslenmesi ve oksijenlenmesi kan yoluyla oluyor ve ilgili dokuların kan akımında azalma olduğunda, beslediği organ veya dokuda hasarlanmalar meydana geliyor. Böyle durumlarda son derece başarılı oluyor. Buna örnek verecek olursak, şeker hastalığına bağlı ayaklardaki iyileşmeyen yaralar, iltihaplı kronik yaralar ve geç iyileşen yaraların tedavilerinde etkili bir şekilde kullanılıyor. Bunun dışında karaciğer hastalıklarında, şeker hastalıklarında son derece iyi sonuçlar elde ediyoruz” dedi.

    “KRONİK YORGUNLUK SENDROMUNDA ÇOK İYİ SONUÇLAR ELDE EDİYORUZ”

    Kronik yorgunluk sendromundan dolayı hastalara uygulanan Ozon Tedavisinden çok iyi sonuçlar elde ettiklerini dile getiren Dr. Bilir, sözlerinin bir kısmına şöyle devam etti:

    “Sabah uyandıkları zaman insanlar, kendilerini çok daha güçlü ve dinç hissediyorlar, böyle ağacı yerinden sökecekmiş gibi. Son derece mutlu oluyorlar. Ozon Tedavisinin birkaç uygulama yöntemi var. Ana uygulama yöntemi Majör otohemoterapi dediğimiz kan ozonlamasıdır. Bu yöntemde, tamamen steril şartlar altında daha özel ozon şişelerine hastadan yaklaşık bir 50-100 CC arasında kan alıyoruz, bu aldığımız kanı ozonladıktan sonra hastamızın kanını hastamıza tekrar geri veriyoruz. Hastamızın kendi kanı, tek kullanımlık ürünler ve dolayısıyla bir enfeksiyon oluşturma riskimiz zaten yok. Bu ana uygulama yöntemini başlangıçta haftada en az iki kez olmak üzere 10 kürlük bir tedavi programı ön görüyoruz. Daha sonra hastalığın türüne göre kronik bir hastalık ise, ikişer aylık aralıklarla da tek seanslar şeklinde kan ozonlamasının devam etmesini ön görüyoruz.”

    “OZONUN BUGÜNE KADAR HERHANGİ BİR YAN ETKİSİ TESPİT EDİLMEDİ”

    Dr. Levent Bilir, ozon tedavisinin herhangi bir yan etkisinin tespit edilmediğine dikkat çekerek, “Ozona bağlı herhangi bir alerjik reaksiyon bildirilmemiş, bilinen herhangi bir yan etkisi tespit edilmemiştir. Kan ozonlamasında başımıza gelen en büyük sıkıntı, hastanın damarının iyi olmaması dolayısıyla, hastadan almamız gereken 50 CC ile 100 CC arasındaki kanı almakta zorlanmamız olmaktadır. Bunun dışında minör otohemoterapi dediğimiz minör ozon yöntemi var. Bu yöntemde ise hastadan 5 CC kadar kan alıyoruz, bu kanı ozonladıktan sonra kas içine yani intramüsküler dediğimiz şekilde geri veriyoruz. Bunun dışında iyileşmeyen yaralarda majör kan ozonlamasının yanında torbalama yöntemi de yapıyoruz. Ayağı özel bir ozon torbası içine alıyoruz. Yüksek konsantrasyonda ozon veriyoruz. Yaraların iyileşmesinde son derece etkin oluyor. Ana kullanım yolları bunlar” diye konuştu.