Etiket: Özlemi

  • Şehit oğlunun baba özlemi

    Manisa’nın Salihli ilçesinde 1,5 yaşındaki şehit oğlu Süleyman Gür, hiç görmediği şehit babasının mezar taşındaki fotoğrafını öpmesi duygulandırdı.

    Şırnak’ta görev yaparken 2016 yılında teröristler tarafından düzenlenen saldırıda şehit düşen Salihlili Uzman Çavuş Süleyman Gür’ün şehit olduktan yaklaşık 7 ay sonra dünyaya gelen 1,5 yaşındaki oğlu Süleyman Gür, babasının Hacıbektaşlı Mahalle Mezarlığı’ndaki kabrini ziyaret etti. Babasının şehit edildiği tarihte annesi Merve Gür ile birlikte ziyaret eden Süleyman Gür, ziyarette hiç görmediği babasının mezar taşındaki fotoğrafını öpmesi ise duygulu anlar yaşattı.

    Uzman Çavuş Süleyman Gür, Şırnak-Cizre karayolunda 30 Eylül tarihinde PKK’lı teröristler tarafından askeri konvoya düzenlenen saldırıda yaralanırken, 10 Ekim 2016 tarihinde tedavi gördüğü Ankara Gülhane Askeri Tıp Akademisinde (GATA) şehit düşmüştü.

  • Yarım asırlık özlemi bitirdiler

    Milas Lisesinden 1972 yılında mezun olan öğrenciler, 46 yıl aradan sonra ilk kez yeniden bir araya geldiler. Türkiye’nin dört bir yanından gelen mezun öğrenciler, uzun yıllardır görmedikleri lise arkadaşlarıyla özlem giderdi.

    Milas Lisesi 6 Edebiyat B Şubesi’nden, 1972 yılında mezun olan öğrenciler 46 yıl sonra düzenlenen kahvaltı etkinliğinde bir araya geldi.

    Topçu Ömer Konağı Tarihi Konak Lokantası’nda gerçekleştirilen organizasyona; Türkiye’nin dört bir yerinden gelen mezun öğrenciler, lise arkadaşlarıyla 46 yıl sonra buluştu.

    Eşleriyle birlikte kahvaltı etkinliğine katılan mezun öğrenciler; Milas Lisesi 6 Edebiyat B Şubesi Sınıf Öğretmeni ve aynı zamanda Fransızca Öğretmeni Ali Ak’ı da unutmadılar.

    Liseden mezun olan ve hayata atılan arkadaşlarını bir arada yeniden görmek ve eski lise günlerini yâd etmek istedikleri için bu organizasyonu gerçekleştirdiğini aktaran Ünsal Yalçınkaya; aralarından ayrılan 8 lise arkadaşını da andı.

    Yaklaşık 50 yıl aradan sonra yeniden bir araya geldikleri için oldukça heyecanlı ve mutlu olduklarını aktaran mezun öğrenciler, yaşantılarını ve anılarını paylaştı.

    6 Edebiyat B Şubesi Sınıf Öğretmeni Ali Ak, 46 yıl sonra mezun öğrencilerini bir çatı altında topladıklarını ve çok güzel bir tablo oluşturulduğunu ifade ettikten sonra, “1972 yılında mezun olan 46 öğrencimle, yaklaşık 50 yıllık bir aradan sonra ilk kez bir araya geldik. Bir öğretmen olarak yetiştirdiğim öğrencilerimin geldiği yerleri görmek beni çok mutlu etti. Çok duygulandım. Sizler benim en güzel armağanlarımsınız. Türkiye’nin en uzak köşesinden, bu kahvaltı için geldiniz. Herkese çok teşekkür ediyorum.” dedi.

    İlk kez 46 yıl sonra bir araya geldiklerini belirten Yalçınkaya, bu etkinliği her yıl yapmayı istediklerini dile getirerek: “Mezun olduktan sonra hayata atıldık. Türkiye’nin dört bir köşesinde yaşamaya başladık. Mezun arkadaşları ve sınıf öğretmenimi yeniden buluşturmak istedim. Organizasyon davetini ilettiğim zaman, mezun olan arkadaşlarım memnuniyetle gelmek istediklerini ifade etti. Türkiye’nin dört bir yerine dağılana arkadaşlarımla, burada buluştuk. Biz 46 kişilik bir sınıftık. Aramızdan, 8 arkadaşımız ayrıldı. Onları rahmetle anıyorum. Buluşmalarımızı, geleneksel hale getirmek istiyorum. Çok güzel duygular yaşanıyor burada. Anılarımızı tazeledik, eski günlerimizi yeniden yaşadık. Lise yıllarımıza yeniden döndük. 50 yıllık hasreti giderdik.” ifadelerini kullandı.

    Kahvaltı etkinliğinin ardından Yalçınkaya, mezun öğrenciler adına sınıf öğretmenleri Ak’a çiçek takdim etti. Çiçeği aldıktan sonra duygu dolu anlar yaşayan Ak, öğrencilerine “Bana verdiğiniz çiçek için çok teşekkür ederim. En güzel çiçek sizlersiniz.” diye kaydetti.

    Topçu Ömer Konağı Tarihi Konak Lokantası İşletmecisi Hazar Karabulut, etkinliğin kendi işletmesinde yapıldığı için oldukça mutlu olduğunu ifade ederek: “Mezun öğrenciler, 50 yıl sonra benim işletmemde yeniden buluştu. Buna vesile olduğum için çok mutluyum.” dedi.

    Mezun öğrenciler; yaklaşık 50 yıl sonra buluştukları arkadaşlarıyla bol bol sohbet edip, fotoğraf çekildi.

  • Türk profesörün yapay yumurta hipotezi, bebek özlemi çeken ailelere umut oldu

    Yaklaşık 20 senedir tüp bebek, yumurta ve sperm biyolojisi üzerinde çalışan Uşaklı bilim insanı Prof. Dr. Önder Çelik’in yazdığı, insanlarda yapay yumurtanın yapılabileceği hipotezi, değişik bilimsel dergiler tarafından kabul edilerek yayımlandı.

    2010 yılında profesör olan Önder Çelik, akademik çalışmalarını tüp bebek, yumurta ve sperm biyolojisi üzerinde yoğunlaştırdı. Tedavisi çok zor olan doğuştan veya sonradan yumurta ve sperm yokluğu problemi yaşayan hastalara çözüm üretebilmek için yaklaşık 20 yıldır hem deneysel hem de klinik bazda çalışmalarına devam etti. Konu hakkında birçok bilimsel çalışması ve kitapları olan Prof. Çelik’in yapay yumurtaya ilişkin hazırlamış olduğu en son makalesi 2017 yılında saygın bir bilimsel dergi tarafından yayımlandı.

    Doğadaki birçok böcek türünde erkek cinsiyetin olmadığı halde dişilerin kendiliğinden gebe kalması ve Hz. Meryem’in Hz. İsa’ya olan mucizevi gebeliğinin kendilerini böyle bir projenin imkansız olmadığı yönünde cesaretlendirdiğini söyleyen Prof. Dr. Çelik, “Evrenin yaratılışı ne kadar büyük bir mucizeyse yumurtanın yaratılışı bilimsel açıdan baktığınız zaman aynı derecede ya da daha mucizevi. Çünkü evren çok büyük bir tuval üstüne resmedilmiş ama yumurta mikron çapındaki bir hücre üzerine nakşedilmiş, bu bizi bilimsel açıdan hayranlık içinde bırakıyor” dedi.

    Prof. Çelik, projelerinin amaçlarını şöyle özetledi:

    “Aslında bütün hayalimiz birçok hastanın muzdarip olduğu ve bu yüzden gebe kalamadığı sperm ve yumurta yokluğu problemine çözüm bulabilmek. Yumurtanın tamamen yokluğu yanı sıra sayısal ve kalite olarak azlığı da temel bir problem. Bu durum anne karnında gelişen bazı genetik ve yapısal problemlerden kaynaklanabileceği gibi çocukluk çağı kanserlerinin tedavisi esnasında kullanılan kanser ilaçları veya ışın tedavilerine bağlı olarak da ortaya çıkabilmekte. Ayrıca yumurtalıklara yapılan cerrahi müdahaleler de erken yumurtalık yetmezliğini başlatmakta ya da hızlandırmakta.”

    Erken yumurtalık yaşlanması olan hastalara önerilen çözümlerin yetersiz kaldığını ifade eden Prof. Çelik, yumurta bağışı programlarının tedavide etkili olduğunu ancak bunun ülkemizde yasal olmadığını belirtti. Ayrıca her hastanın yumurta bağışı programına sıcak bakmadığını belirten Prof. Çelik, “Bizim projemiz bu aşamada devreye giriyor. Bu proje sayesinde hastalarımız başkalarının yumurtasını kullanmak zorunda kalmayacak. Kendi vücudunda bulunan deri, yağ dokusu, rahim duvarı veya kıkırdak hücrelerinden ya da yumurtalık içerisinde bulunan erken evre yumurta hücre öncüllerinden veya GV evre yumurtası olanların bu hücreleri laboratuarda miktar ve kullanım süresi tarafımızdan belirlenmiş bazı moleküller ile muamele edilecektir. Bu işlem sayesinde sağlıklı bir yumurtanın ihtiyacı olan tüm moleküler gereksinimler bu taşıyıcı somatik hücrelerin içerisine aktarılacak ve yapay canlı bir yumurta elde edilecektir” diye konuştu.

    Yapay yumurta projelerine ait çalışmalarının değişik bilimsel dergiler tarafından kabul edilmesi ve yayımlanmasının projelerine olan bilimsel inançlarını teyit ettiğini belirten Çelik, “Bu bizi sevindirdi, çünkü yabancı bilim insanlarının eleştiri ve katkılarını alıp ona göre projede bazı değişiklikler yaptık, bu şekilde projenin güvenilirlik ve yapılabilirliği akademik olarak onaylandı. Daha önceki bir makalemizde yumurta-benzeri hücre gelişimini sağlamıştık. Benzer şekilde başka bir deneysel çalışmamızda da hasarlanmış yumurtalık dokusu içerisine yerleştirdiğimiz barsak mukoza hücreleri sayesinde yeni yumurtaların oluştuğunu göstermiştik” dedi.

    “Projemiz bir tür klonlama yöntemi değildir”

    Son projeleriyle beraber insan uygulamasının mümkün olabileceğini belirten Prof. Dr. Çelik, sözlerine şöyle devam etti:

    “Yumurta ve sperm hücreleri özel ve özellikli hücreler, özellikle yumurta hücresi vücudun en hızlı yaşlanan hücresidir. Kendine has enerji tüketimi ve bölünme özellikleri vardır. Bu sebeple normal bir deri ya da yağ dokusu hücresine mayoz bölünme yaptırmak veya 2n kromozomunu yarıya indirmek karşılaşılan en büyük problem. Hayvanlarda embryonik kök hücre kullanarak sperm veya yumurta benzeri hücre yapmak mümkün, ancak somatik bir hücreden yumurta veya sperm yapmak fevkalade zor. Bu sebeple yumurtalık dokusu içerisindeki erken evre yumurta öncüllerini ya da boş yumurta hücrelerini veya GV yumurtaları birer kontainer gibi kullanmak daha mantıklı bir çözüm. Benzer şekilde nanopartiküller içerisine sağlıklı bir blastokistin genomik, reseptif ve embryo spacing etki yapan navigasyon proteinlerinin nakli ile aynı sonuçları elde edebilir miyiz diye düşünüyoruz. Evet olabilir ancak yumurtanın dış kılıfını oluşturan nanopartikülün lizizle erimesi sonrası plasenta oluşumu mümkün olmayabilir bu da klonlamadaki problemlere benzer sorunlar oluşturabilir. Nano-container kökenli yumurtaların daha çok sağlıksız yumurtaların tutunmasını artırmak amaçlı kullanılması gerekebilir. Şunu belirtmekte fayda görüyorum. Projemiz bir tür klonlama yöntemi değildir ve kullanılacak hücreler hastanın bizatihi kendisine aittir.”

    Çalışmalarına multidisipliner bir şekilde devam ettiklerini ve farklı merkezlerin bilimsel katkılarını aldıklarını belirten Prof. Çelik proje aşamasında katkıları olan başta Dr. Mustafa Acet olmak üzere ekipte bulunan tüm çalışma arkadaşlarına teşekkür eden Çelik, “İstiyoruz ki hastalarımız kendi genetik yapılarına ait yumurtaları kullanarak gebe kalabilsinler. Tedavi için yurt dışına gitmek, başkalarının yumurtalarını kullanmak zorunda kalmasınlar. Tabi zor bir proje ama bu aşamaya geldikten sonra yokuş aşağı yürümek gibi bir şey, Allah yardımcımız olsun” şeklinde konuştu.

    “2018 yılında bu yumurtaları kullanarak gebelik elde etmeye çalışacağız”

    Bu konudan muzdarip olan yüzlerce hasta olduğunu ve proje gerçekleştiğinde bu hastaların yaşayacağı mutluluğun yanı sıra, Türkiye’ye ekonomik olarak da büyük katkı sağlayacağının altını çizen Prof. Çelik, açıklamalarını şu şekilde tamamladı:

    “Eğer projeyi gerçekleştirebilirsek yurt dışındaki hastalar ülkemize gelirler ve ülke ekonomisine katkıda bulunurlar. Uşak’ın konumu İstanbul gibi değil ama Uşak bu konuda başı çeksin istiyorum. Gerekli izin ve onayları alabilirsek en azından 10 hastada 2018 yılında bu yumurtaları kullanarak gebelik elde etmeye çalışacağız.”

  • Alanya’nın 30 yıllık teleferik özlemi haziranda bitiyor

    ANTALYA (İHA) – Antalya’nın Alanya ilçesinde önemli turizm merkezlerinden biri olan Alanya Kalesi’ne hızlı ulaşım sağlamak amacıyla yapımına başlanan teleferik inşaatı haziranda tamamlanıyor. Hattın direk ve istasyon ekipmanları, doğayı tahrip etmemek için helikopterle taşınmaya başlandı.

    Alanya’nın 30 yıllık özlemi olan teleferik projesinde son aşamaya gelindi. Teleferiğin üst istasyonu ile 3’üncü ve 5’inci direklerinin monte edileceği alana doğal yaşamın zarar görmemesi için ekipmanların Alanya tarihinde bir ilk olan helikopter destekli nakil işlemi başladı. Ekipmanların taşınmasının ardından cumartesi günü saat 11.00’de üst istasyon ile 3. ve 5. direklerin montajı gerçekleştirilecek.

    30 yıllık özlem haziranda bitiyor

    UNESCO Dünya Kültür Mirası adayı olan tarihî Alanya Kalesi’nin ulaşım ağının iyileştirilmesini hedeflediklerini belirten Alanya Belediye Başkanı Adem Murat Yücel, “Alanya Kalesi’nin tarihi dokusunu koruyarak kültürel varlıklarımızı daha iyi tanıtacak olan teleferik projesini haziranda tamamlayarak Alanya halkının 30 yıllık özlemini inşallah bitireceğiz” dedi.

    “Helikopter desteği ile montajı yapılacak”

    Damlataş Sosyal Tesisleri ile Ehmedek Kapısı arasına planlanan teleferik ve ahşap yürüme bandı projesinin sonuna yaklaştıklarını anlatan Başkan Yücel, “İki istasyon ve beş direkten oluşan teleferik tesisinin alt istasyonunun montajı tamamlandı. İstasyonun çatı montajına devam ediliyor. Direklerden de 1., 2. ve 4. direğin montajı tamamlandı. Yarın da kalan son iki direğin yani 3. ve 5. direğin montajı yapılacak. Helikopterle üst istasyonun malzemeleri nakledilecek ve montajı yapılacak. Üst istasyon ve direklerin montajı tamamlanır tamamlanmaz halatlar çekilecek. Önümüzdeki hafta da kabinlerin nakli yapılarak halatlar çekildikten sonra kabinlerin de montajına geçilecek. 2.5 yıl süren çalışmalarımızın neticesinde gerekli izinler alınarak, 2016 yılı kasım ayında inşaatına başladığımız ve 19 milyon liraya mal olan bu dev yatırımımız haziranda hizmete girecek. Bu sayede tarihi doku korunacak, bölge turizmi canlanacak, kalemizdeki kültürel varlıklarımız daha iyi tanıtılacak, Alanya’nın sosyal yaşantısı renklenecek” dedi.

  • 7 yıllık özlemi Haluk Levent’le son buldu

    Van’da 7 yıl önce geçirdiği trafik kazasında felçli kalan 51 yaşındaki Halil Erdem, sanatçı Haluk Levent tarafından hediye edilen tekerlekli sandalyeye kavuştu.

    İpekyolu ilçesi Seyit Fehim Arvasi Mahallesinde ikamet eden 51 yaşındaki Halil Erdem’in hayatı, 7 yıl önce geçirdiği trafik kazasıyla alt üst oldu. Kazadan sonra vücudunun bir kısmı felçli kalan ve yürüyemeyen Erdem, 7 yıldır evden dışarı çıkamıyordu. Durumunun, sosyal medya fenomeni ‘Vanlı Amca’ tarafından paylaşılmasının ardından harekete geçen sanatçı Haluk Levent, akülü tekerlekli sandalye göndererek, Halil Erdem’in 7 yıllık hasretine nokta koydu.

    “7 yıldır hasret kaldığım gökyüzünü izledim”

    İHA muhabirine konuşan Halil Erdem (51), 7 yıl aradan sonra güneşe çıktığını ve gökyüzünü izlediğini belirterek, emeği geçen herkese teşekkür etti. Erdem, “Sanatçı Haluk Levent’e ve Vanlı Amca’ya çok teşekkür ediyorum. Allah kendilerinden razı olsun. 7 yıldır hasret kaldığım gökyüzünü izledim. Güneşlendim ve çay içtim. Çok mutluyum” dedi.

    “Herkese teşekkür ediyoruz”

    Halil Erdem’in yeğeni Rahmi Erdem de, amcasının ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandığını ifade ederek, “Amcam bundan 7 yıl önce geçirdiği trafik kazası sonrasında felç kaldı. Sosyal medya fenomeni ‘Vanlı Amca’ durumumuzu sosyal medyada paylaştı. Bunun üzerine olaya duyarsız kalmayan sanatçı Haluk Levent, amcam için akülü sandalye gönderdi. Kendisine çok teşekkür ediyoruz. Amcamız bu sayede güneşe çıkabildi. Gökyüzünü görebildi. Bu anlamda katkısı olan herkese teşekkür ediyoruz” şeklinde konuştu.

    Olayı yakından takip eden Memleketim Van Dergisi İmtiyaz Sahibi ve eski haber sunucu Yılmaz Tekin ise, ‘Vanlı Amca’ adlı sosyal medya kullanıcısının kentte fakirlerin ve muhtaçların sesini duyurmaya çalıştığını ifade ederek, “Van’ımızın sosyal medya fenomenlerinden ‘Vanlı Amca’, fakir fukaranın yanında yer aldı ve felçli olan amcamızı bularak onun için bir kampanya başlattı. Türkiye’mizin duyarlı sanatçılarından Haluk Levent de bu mağduriyete duyarsız kalmayarak amcamıza akülü tekerlekli sandalye gönderdi. Akülü aracın buraya gelmesini sağlayan başta Vanlı Amca’ya, bu duruma duyarsız kalmayan Haluk Levent’e ve akülü aracı buraya gönderen Star Medya Grubundan Murat Sancak’a çok teşekkür ediyoruz” diye konuştu.