Etiket: Özgür

  • Parkinson Hastaları Duodopa tedavisi ile daha bağımsız ve özgür

    Parkinson hastalığı için Türkiye’de sayılı merkezlerde yapılan Duodopa tedavisi, Düzce Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi’nde de uygulanmaya başlandı.

    Parkinson Hastalığı ve Hareket Bozuklukları alanında çalışmalarını sürdüren Düzce Üniversitesi Nöroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yıldız Değirmenci tarafından takip ve tıbbi tedavi altında olan 12 yıllık Parkinson hastası; Duodopa tedavisi sonrası yürüme zorluğu, titreme, yavaşlık ve katılık şikâyetlerinde semptomatik düzelme sağlanarak taburcu edildi.

    Duodopa uygulamasını Düzce Üniversitesi Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Serkan Torun ile birlikte ekip olarak gerçekleştirdiklerini ifade eden Doç. Dr. Değirmenci, uyguladıkları tüm cihaz destekli tedavilerde olduğu gibi Duodopa tedavisinde de hasta değerlendirmelerinin titizlikle yapıldığının ve uygun görülen hastalarda ilaç dozlarının her hastaya özel olarak hesaplanıp hazırlandığının altını çizdi. İlaç uygulamasının; burundan ince barsaklara uzanan nazojejunal tüp ile test edildiğini dile getiren Düzce Üniversitesi öğretim üyesi; klinik cevabın görülmesiyle Doç. Dr. Torun tarafından mideden ince barsağa uzatılan perkütan endoskopik gastrojejunostomi sistemi ile kalıcı hale getirildiği belirtildi.

    Hastaların birkaç gün gözlem altında tutulduktan sonra rahatlıkla evlerine gidebildiklerine dikkat çeken Doç. Dr. Yıldız Değirmenci, “Duodopa uygulamasının da başlamasıyla birlikte, ülkemiz ve dünyada uygulanan Beyin Pili ve Apomorfin Pompa uygulaması gibi tüm cihaz destekli tedavilerin, Hastanemiz bünyesinde Parkinson Hastalığı ve Hareket Bozuklukları Kliniğimizde başarıyla yapılabildiğini söylemekten mutluluk duyuyoruz. “ ifadelerini kullandı.

    Parkinson hastalığının tedavisinde temel prensibin, hastalık bulgularını baskılamaya yönelik ilaç tedavileri olduğunun önemine vurgu yapan Doç. Dr. Değirmenci, “Özellikle ilaç tedavisi ile motor dalgalanmaları veya istemsiz hareketleri izlenen, ilaç cevabı yetersiz titremesi olan, zaman içinde ilaç cevabı azalan bulguları olan, ağızdan ilaç kullanımını tolere edemeyen hastalarda Duodopa tedavisi önemli bir seçenek.” şeklinde konuştu.

    Tüm amaçlarının Düzce ve çevre illerde yaşayan Parkinson hastalarına yardımcı olabilmek olduğunu dile getiren Doç. Dr. Yıldız Değirmenci, hastaların günlük yaşam aktivitelerini olabildiğince düzelterek yaşam kalitelerini arttırmak amacıyla Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi çatısı altında Gastroenteroloji, Beyin Cerrahi, Psikiyatri ve Anestezi Ana Bilim dallarının da desteğiyle çalışmalara devam edeceklerini sözlerine ekledi.

  • Özgür Yıldırım: “Öğretmenlere değer vermeyen hiç bir toplumun geleceği yoktur”

    Sağlık Sen İzmir 1 No’lu Şube Başkanı Özgür Yıldırım, 24 Kasım Öğretmenler Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, “Öğretmenlik, sadece belli kalıplarla kitaplarda yazılanları anlatmak değildir. Öğretmen; yaşamıyla, duruşuyla, hayata bakışıyla öğrencisine örnek olan, yetiştiren, terbiye eden, öğrencisinin içindeki cevheri bir mücevher ustası inceliğiyle işleyen ve açığa çıkartan kişidir” dedi.

    Sağlık Sen İzmir 1 No’lu Şube Başkanı Özgür Yıldırım, Öğretmenler Günü nedeniyle bir açıklama yaparak, öğretmenlerin kutsal bir mesleği icra ettiğini belirtti. Yıldırım, “Bizler ’beşikten mezara kadar ilim tahsil etmeyi’ emreden, kalemin kılıçtan üstün olduğu bir medeniyetin mensupları olarak, tarih boyunca olduğu gibi bugün de öğretmenlerimize büyük değer veriyoruz” dedi.

    Başkan Yıldırım, mesajında şu ifadelere yer verdi:

    “Başta başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere; görevi başında şehit olmuş eğitimcilerimize ve ahirete göç etmiş tüm öğretmenlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Üzerimde sonsuz emeği olan eğitim ve öğretim hayatım boyunca yolumu aydınlatan öğretmenlerimin ve bu kutsal mesleği icra eden eşimin de bu özel gününü en kalbi duygularımla kutluyorum. Zira öğretmenlik; sadece belli kalıplarla kitaplarda yazılanları anlatmak değildir; öğretmen yaşamıyla, duruşuyla, hayata bakışıyla öğrencisine örnek olan, yetiştiren, terbiye eden, öğrencisinin içindeki cevheri bir mücevher ustası inceliğiyle işleyen ve açığa çıkartan kişidir. Bu yönüyle öğretmenler, eğitim öğretim sistemimizin temel yapı taşları, Gazi Mustafa Kemal’in de dediği gibi ’istikbalimizin mimarlarıdır’. Öğretmenlerine hak ettikleri değeri vermeyen, onların fedakârlıkları karşısında ahde vefa göstermeyen hiçbir toplumun geleceği yoktur.”

  • Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Esen: “Memur-Sen özgün ve özgür bir sendikacılığın temsilcisidir”

    Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Esen, Memur-Sen’in çatışmacı, çözümsüzlüğe odaklı ve çözümsüzlükten beslenen sendikal anlayışa karşı çözüm odaklı, milletin inancıyla ve dini değerlerle çatışan anlayışlara karşı inanç ve medeniyet değerleri ile uyumlu özgün ve özgür bir sendikacılığın temsilcisi olduğunu söyledi.

    Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Esen, Denizli ve Şırnak’ta Eğitim-Bir-Sen Şubelerinin 6’ncı Olağan Genel Kurullarına katıldı. Katılımcılara hitap eden Esen, Memur-Sen olarak çeyrek asrı aşan tarihiyl, yeni bir anlayışın, yeni bir paradigmanın sendikal hayattaki karşılığı olduklarını belirterek, “Çatışmacı, çözümsüzlüğe odaklı ve çözümsüzlükten beslenen sendikal anlayışa karşı çözüm odaklı, Milletin inancıyla ve dini değerlerle çatışan anlayışlara karşı inanç ve medeniyet değerlerimizle uyumlu özgün ve özgür bir sendikacılığın temsilcisidir” ifadelerini kullandı.

    Esen, Memur-Sen’in tarihinin vesayetle, darbelerle, baskılarla mücadele tarihi olduğunu belirtti. “Gerek Türkiye’de, gerekse de bütün dünyada olan bitenlere gözümüzü kapatmadık, kapatmıyoruz” diyen Esen, “Suriye, Haiti, Bayırbucak, Doğu Türkistan, Filistin ve daha nicesi bizim ilgi alanımızda, destek hattımızda oldular hep. Gerek Eğitim-Bir-Sen ve gerekse de Memur-Sen olarak tecrübe ve birikimlerimizi yeni bir dünya mümkün diyerek bütün dünyayla paylaştık. 5 kıtaya gittik. Yüzlerce ülke sendikasını Türkiye’de konuk ettik. Yetiştirdiğimiz onlarca uzman sendikacı üzerinden kardeşlik ve dayanışma köprüleri kurduk. Uluslararası sempozyumlar, forumlar ve programlarla küresel çapta buluşmalar ve tecrübe paylaşımları gerçekleştirdik” dedi.

    “Sadece sesi değil, sözü de yükselten bir teşkilatız”

    Bugünlere kolay gelinmediğini belirten Esen, hem Eğitim-Bir-Sen, hem de Memur-Sen’in son birkaç yıldır gerçekleştirdiği uluslararası toplantıların içe, dışa ve işe yönelik felsefelerinin bir yansıması olduğunu kaydetti. Esen, şöyle devam etti:

    “ILO sürecini düşünün. 50 yıldan fazla bir süredir devam eden geleneği yıkarak bu yıl Memur-Sen’in ILO temsiliyetini alması basit bir olay değildir. Hamdolsun imtihanı yüzümüzün akıyla verdik. Çünkü biz sadece sesi değil, sözü de yükselten bir emek hareketiyiz. Çünkü biz birbirimizin hukukunu riayet ederek bu toprakların değerleriyle de yoğrulmuş bir sivil toplum hareketiyiz. Bakınız, gerek İLO sürecinde, gerekse kendi gerçekleştirdiğimiz toplantılarda bugünkü sömürü düzenine karşı öneriler getirdik, getirmeye de devam edeceğiz. Yeter ki birlik olalım, yeter ki birbirimizin hukukunu koruyalım, yeter ki birbirimize emanet olduğumuzu unutmayalım. Başımızı hep dik ve çıtayı hep yukarıda tuttuk. Bu bizim vizyonumuzu ve misyonumuzu gösteriyor.”

    Önemli bir seçim sürecinden geçildiğini ifade eden Esen, bu seçimlerin kazananının daima kamu görevlileri olduğunu vurguladı.

    Seçimleri Denizli’de Feyzullah Özelmiş ve ekibi, Şırnak’ta ise Abdullah Çatı ve ekibi kazandı.

  • Özgür Kurga, Kemer’de AK Parti’den aday adayı oldu

    Kemer İş Adamları Derneği (KEMİAD) Başkanı Özgür Kurga, AK Parti’den Kemer Belediye Başkanlığı Aday Adaylığı başvurusunda bulundu.

    KEMİAD Başkanı Özgür Kurga, aday adaylığı başvuru dosyasını AK Parti İlçe Başkanı Selami Minta’ya verdi. İlçe binasında düzenlenen törende, Başkan Selami Minta AK Parti Aday Adaylığı için Özgür Kurga’yı kutlayıp 31 Mart Yerel seçimlerinde Kemer’i AK Parti Belediyeciliği tanıştırmak için çalıştıklarını söyledi.

    Özgür Kurga da “Doğduğum ve doyduğum Kemer’de geçtiğimiz dönem siyaset sahnesinin içine girdik. Dur durak bilmeden çalışmalarımızı sürdürdük, elini sıkmadık insan bırakmayana kadar. Bu süre zarfında Partimizin verdiği her görevi layıkıyla yerine getirdik. Vatana hizmet gönül işidir, aşktır, sevdadır. Bu memleket için sözümüz var. Kemer yıllardır kan kaybediyor. Kemer’de artık yeni yüzlerin siyasetin içinde yer alması gerektiğine inanıyoruz. Kemer’in yerel yönetim anlayışında da buna ihtiyacının olduğunu biliyoruz. Hedeflerimiz büyük. Her zaman dediğimiz gibi ben değil biz olacağız. Halkımıza hizmetkâr olmak için AK Parti Kemer Belediye Başkan Aday adaylığına başvuruyoruz” dedi.

  • Tevfik Aksoy; “Milli irademizle özgür, özgür irademizle var olacağız”

    Sen Aydın Şube Başkanı Tevfik Aksoy, 29 Ekim mesajında; “Milli irademizle özgür, özgür irademizle var olacağız” dedi.

    29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla bir kutlama mesajı yayımlayan Başkan Aksoy; “Hür doğup hür yaşamaya hayatı pahasına ant içmiş milletimiz, emperyalizmin en zalim, en zorba işgal ve saldırılarını, tek bayrak altında tek bir ülkü ve ilke için birleşerek püskürtmüş, eşsiz tarihî şahlanışını 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet’le taçlandırmıştır. Milletimiz, 95 yıl önce, yaşlısı, genci, çocuğu, kadını ile yediden yetmişe, bütün dünyaya, istiklal ve istikbaline darbe vurulamayacağının dersini vermiştir. Zor şartlarda emperyalist devletlere karşı verilen İstiklal Harbi’nin neticesi olan Cumhuriyet, millî irade kararlılığının en somut zaferidir.

    Devlet de millet de asli kimlik ve karakterini bağımsızlıktan, özgür iradeye bağlılıktan alır, almaktadır. Özgür olmayan irade yok hükmündedir. İradesi olmayan özgürlük ise koca bir yalandır. Cumhuriyet, kayıtsız şartsız cumhurun, yani milletin egemen olması sebebiyle önemli ve anlamlıdır. Bu yüzden, Milli iradenin kazanımlarını, artan iman, heyecan ve yorulmak bilmez gayretle bugünden yarınlara taşımak, içeriden ve dışarıdan her türlü saldırıya karşı canımız pahasına korumak kadar önemlidir.

    Özgürlük ve iradenin mahiyetine de etki eden dünyanın yeni gerçekliği, var olma biçimi ve başarma yollarını değiştiren bir mücadele dönemini başlatmıştır. O nedenle, bugün, en öldürücü silahları kullanarak maddi manevi varlığımızı işgal ve talan etmek isteyen küresel emperyalizme karşı dünkünden daha donanımlı, daha kararlı olmaya mecburuz.

    Bugün umudu çoğaltıp canlı tutan bilinçle asla ihmal edilemeyecek öncelikli alanlarımız eğitim, bilim ve teknoloji olmalıdır. Millet olarak yarınki dünyaya, medeniyet değerlerimizi insanlığın ortak değerleri ve küresel imkânlarla bütünleştirerek hazırlanmalıyız. Bu noktada, yüksek verim ve kazanımlarla başarmak mecburiyetinde olduğumuz eğitim davamız, varoluş ve gelecek iddiamızın temeli, teminatıdır. Bu nedenle, ilmî hâkimiyet olmadan millî hâkimiyet olmaz, diyoruz. Güçlü yarınlar için dünyayla rekabet edecek donanım ve olgunluğa sahip insanlar yetiştirmeyi amaçlayan eğitim vizyonunun hayata geçirilmesi, millî egemenlik mücadelemizde tarihî başarımız olacaktır.

    İnsan değerli olunca toplum, toplum değerli olunca insan önemli olur. Bunun için de eğitimin kaliteli olması gerekir. Nitelikli sosyal ve kültürel sermaye için şart olan nitelikli insan ve toplum, ancak nitelikli bir eğitimle mümkündür. Çünkü güçlü bir Türkiye, her şeyden evvel bilgi, beceri, ahlak bakımından güçlü insan kaynağı ile mümkündür. Dahası, bir ülkenin sosyal, kültürel sermayesi güçlüyse yönetimi de demokrasisi de, ekonomisi de güçlü olur.

    Tarihin, yeni dünyaların kapısını aralayan çok önemli aşamasında bulunuyoruz. Eğitimde arzulanan açılım ve atılımı gerçekleştiremezsek, geleceği taşıyamaz, geleceğe taşınamayız. Varoluşlarını istiklal ve istikbal idealiyle özdeştirmeyenlerin gelecekleri de olmayacaktır.

    Medeniyet değerlerimizle kaynaşmış istiklal yolumuz, tarihsel dayanaklara yaslanan bugünün, yarınlara hamle yapmasıyla ilerlemelidir. Çağın icapları değişse de varlığımıza kimlik kazandıran öz, değişmez değer olarak hep aynı kalacaktır. Millî irademizle özgür, özgür irademizle var olacağız. Yeni küresel zulüm ve meydan okumalara karşı ancak bilinçli, bütünlüklü bir duruşa sahip insanlarla cevap verebiliriz. Eğitim-Bir-Sen olarak, özgürlüklerin, kardeşliğin ve huzur ikliminin hâkim olduğu nice yıllar diliyoruz” ifadelerini kullandı.