Etiket: özelleştirme

  • Milletvekili Dikbayır, “Tank Palet fabrikasının özelleştirme kararı kabul edilemez”

    İYİ Parti Sakarya Milletvekili Ümit Dikbayır, Tank Palet Fabrikası ile ilgili alınan özelleştirme kararının kabul edilemez olduğunu söyledi.

    İYİ Parti Sakarya Milletvekili Dikbayır, halk arasında Tank Palet Fabrikası olarak bilinen 1. Ana Bakım Fabrikası’nın, Cumhurbaşkanı’nın imzasıyla 2019 yılı sonuna kadar özelleştirilmesi kararını eleştirdi. Milletvekili Dikbayır, bunun bir özelleştirilmeden çok, şu anda belli olan bir gruba devir işlemi olarak gördüklerini, özelleştirme fikrinden, şekline kadar tüm boyutlarıyla konunun karşısında olduklarını ifade etti.

    ‘Bunu kabul etmemiz mümkün değil’

    Milletvekili Dikbayır yaptığı açıklama, “AK Parti iktidarları döneminde devletimizin tüm stratejik kurumları özelleştirilmiştir. Telekom, Şeker Fabrikaları gibi bir devletin olmazsa olmaz kurumlarının özelleştirilmesi bir tarafa, yabancılara altın tepsilerde sunulmuştur. Milli güvenliğimizde derin yaralar açan bu adımların bir yenisi daha bu defa da milli savunma sanayi alanında yapılmak istenmektedir. Bunu kabul etmemiz mümkün değildir” diye konuştu.

    “Türkiye’nin gözbebeği”

    Binden fazla kişinin istihdam edildiği ve bugün tanklar, obüsler yapan fabrikanın Sakarya’nın gururu, Türkiye’nin de gözbebeği olduğunu kaydeden Milletvekili Dikbayır, “Bu fabrikamız zaten modern tanklar, obüsler yapabilmektedir. Çok ileri düzeyde bir tecrübesi bulunmaktadır. Biraz daha destekle milli tank yapabilecek seviyeye bile çıkartılabilecekken, bunu özel sektöre devretmenin masum hiçbir tarafı yoktur. Var olan tecrübe de çöpe atılmak istenmektedir. Türkiye’nin verimlilik açısından ilk sıralarında yer alan fabrikaya kimse el uzatamaz. Konu vatan millet olduğunda gözünü kırpmadan tankların önüne yatan vatan evlatları varken, adımlarınızı doğru atmanız gerekmektedir” dedi.

    “Sakaryalıların da bir hesabı var?”

    Sakarya’daki herkesin bu kararın ardından şok yaşadığını ve şehirde büyük bir tepki olduğunu ifade eden Milletvekili Dikbayır, “Aslında bu fabrikanın kime devredilmek istendiği hepimizin malumudur. Bu şahsa önce savunma sanayi ve demiryolu sanayi yatırımları için Karasu’da yer tahsisleri yapılmamış mıydı? Bu kadar yatırıma ne gerek var, Sakarya’da Tank Palet fabrikası, TÜVASAŞ fabrikaları var zaten mi denilmiştir. Kimseye danışmadan, sormadan karar alan Cumhurbaşkanının ve yandaş işadamının Tank Palet ile ilgili bir hesapları varsa, Sakaryalıların da ondan daha büyük bir hesabı vardır. Bundan kimsenin şüphesi olmasın” şeklinde konuştu.

    “31 Mart’ta sağlam bir tokat geliyor”

    Konuyu “Nereden tutsanız elinizde kalıyor” şeklinde özetleyen Milletvekili Dikbayır, “Şimdi yandaş tüccar gazeteciler bile korkudan dile gelmeye başladılar. ‘Millet bize sağlam bir tokat atmaya hazırlanıyor’ diyorlar. Korkunun ecele faydası yok. Evet bu millet size sağlam bir tokat atmaya hazırlanıyor. 31 Mart’ı sabırsızlıkla bekliyor. Elimizde kalan gözbebeğimiz fabrikalarımızı size yedirtmeyiz. Midenize öyle bir oturur ki, ağırlığının üstesinden gelemezsiniz. AK Parti iktidarı uzatma dakikalarını oynuyor. İYİ Parti iktidarında elbette ki tüm bunların hesabı sorulacak ve açılan tüm yaralar onarılacaktır” dedi.

  • Turhal Şeker Fabrikasının Kayseri Şeker’e teslimi Özelleştirme İdaresinde yapıldı

    Turhal Şeker Fabrikasının Özelleştirme idaresinden Kayseri Şeker adına devir töreni Özelleştirme idaresi Başkanlığında yapıldı.

    Törene Özelleştirme İdaresi Başkanı Ahmet Aksu, Kayseri Pancar Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Akay, Kayseri Şeker Fabrikası Yönetim Kurulu Başkanı Turhan Özer, Kayseri Şeker Fabrikası Genel Müdürü Osman Canıtez, Genel Müdür Yardımcısı İsmail Gedik ve diğer yetkililer katıldılar.

    Törende konuşan Özelleştirme İdaresi Başkanı Ahmet Aksu; Türkiye’nin en önemli şeker fabrikalarından Turhal Şeker fabrikasının Kayseri Şeker ‘e hayırlı olmasını diliyorum. Kayseri Şeker’in sektördeki yerini daha da sağlamlaştıracağına olan inancımız sonsuzdur dedi.

    Devir töreni esnasında Konuşan Kayseri Pancar Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Akay; Özelleştirme idaresinden Turhal Şeker Fabrikasının Kayseri Şeker adına devrini bu törenle almış bulunuyoruz. Bu bizim için tarihi bir gün ve tarihi bir imzadır. Bu imza Kayseri Şeker Fabrikasının son yıllarda yakalamış olduğu başarıyı taçlandıran bir işi gerçekleştirmiş oluyoruz. Allah utandırmasın.

    Turhal Şeker Fabrikasının Türkiye’de şeker sektöründe çok önemli bir kuruluş olduğu inancındayız. Bu anlayış içerisinde bu işe talip olduk. Turhal Şeker Fabrikasının Kayseri Şeker’e kazandırılmasında arkadaşlarımızla birlikte ısrarcı olduk. Şimdi ise 7 Haziran tarihi itibarıyla imzalarımızı atmış bulunuyoruz. Yarın da Türk Şeker yöneticilerinden teslim almış olacağız.

    Böylece bizim için Tarihi bir süreç başlamış oluyor. Biz ağır bir yükün altına girdiğimizin Farkındayız. Ama bizim gerek insan kaynaklarımız gerek şirketimizin potansiyeli ve enerjimiz bu ağır yükün üstesinden gelecek bir potansiyel taşıyor. O nedenle bu işten yüzümüzün akıyla çıkmayı ümit ediyoruz. Başarmak için büyük gayret göstermemiz gerektiğinin bilincindeyiz. Gelecek sene yine özelleştirme kapsamında olan fabrikalar tekrardan ihale edilmek noktasına gelecek olursa o zaman yeni fabrikaları da kazanmak arzusundayız dedi.

    Başkan Akay Turhal Şeker Fabrikasına sözleşmeli pancar ekimi yapan çiftçiler ve çalışanlar ile ilgili olarak da şunları söyledi; Biz ihalenin ilk yapıldığı gün şunu söylemiştik “Turhal Şeker Fabrikasının ihalesini Kayseri Şeker Fabrikası kazandı. Ama aslında kazanan Turhal Fabrikasın pancar üreten Çiftçiler ve Turhal halkı ve Turhal Şeker Fabrikası çalışanları olmuştur demiştik. Bu anlayışımızı sürdürüyoruz.

    Biz tarihi değeri olan Turhal Şeker fabrikasını geliştirerek yaşatmak arzusundayız. Kotasını Kayseri’ye taşımak gibi bir anlayış içerisinde olmayacağız. Kesinlikle o fabrikayı onlarca yıl yaşatmak arzusundayız. Son günlerde Turhal şeker fabrikasına pancar üretimi yapan çiftçilerimizle yapmış olduğumuz toplantılarda Çiftçilerimiz bizim niyetimizin ne olduğunu neler yapmak istediğimizi anlamış durumdalar. Ama çalışanlar açısından maalesef biraz tahrikkar tutumlar ile karşılaşıldığını üzülerek görmekteyiz. Onların farklı şekilde yönlendirilmek istendiğini biliyoruz. Ama şu inançtayız Turhal Şeker Fabrikasında öncelikli olarak çalışması gereken insanlar o bölgenin insanı, o bölgede yaşayan insanlardır. Biz onların bu hakkına her şekilde saygılıyız. Onlara da bu imkanı sunacağız. Ama olaki oradan olumsuz bir yaklaşım gelecek olursa da Kayseri Şeker’in iki fabrikası olması nedeniyle ciddi bir insan kaynağı potansiyeli mevcut olup Turhal Şeker Fabrikasının işletilmesi konusunda herhangi bir zaafiyete müsaade etmeyiz. Gereken tedbirleri bu çerçevede alırız ama elinden geldiği kadar şirkete katkı sağlamak çalışmak isteyenleri de başımızın üstün taşırız. Onlara bu fırsatı şimdiye kadar verdik şimdiden sonra da ilk fırsatı onlara vereceğiz. Ümit ediyorum karşılıklı anlayış içerisinde Turhal Şeker Fabrikası başarı ile varlığını sürdürecektir.”

  • Başkan Akay, “Turhal Şeker Fabrikası devletteydi, özelleştirme ile millete geçti

    Kamuya ait Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi aşamasında Şeker sektörünün tek temsilcisi olarak ihalelere katılarak Turhal Şeker Fabrikasını da bünyesine katmayı başaran Kayseri Şeker, ihalelerin onaylanmasından sonra öncelikle Turhal Şeker Fabrikasının sözleşmeli pancar ekimi yapan dokuz bölgede Pancar ekicileri ile toplantılar yapmaya başladı.

    Kayseri Pancar Kooperatifi Yönetim ve Denetim Kurulu Üyeleri, Kayseri Şeker Fabrikası Yönetim Kurulu Üyeleri, Kayseri Şeker Fabrikası Genel Müdürü, Genel Müdür yardımcıları, Şeker İş Sendikası Kayseri Şube Başkanı, Birim Müdürleri ve diğer yetkililer hep birlikte öncelikle pancar çiftçileri ile görüşme yaptılar.

    Tokat Merkez, Niksar, Artova ve Çamlıbel pancar çiftçileri ile tanışma toplantısı esnasında konuşan Kayseri Pancar Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Akay; Kayseri ve Boğazlıyan Şeker Fabrikalarından sonra Turhal Şeker Fabrikasını da Kayseri Şeker’in bünyesine katmaktan duyulan memnuniyeti dile getirdi.

    Kayseri Şeker’in bir çiftçi kuruluşu olduğuna dikkat çeken Başkan Akay; Kayseri Şeker’in bünyesine katılan Turhal Şeker Fabrikasının özelleştirilmesini, “Turhal Şeker fabrikası devletteydi şimdi Kayseri Şeker’in almasıyla Devletten Milletin uhdesine geçmiştir” diyerek değerlendirdi.

    Başkan Akay; “Kayseri Şeker Türkiye’deki Şeker sektörünün önemli aktörlerinden, güçlü kuruluşlarından bir tanesidir ve yaptığımız başarılı çalışmalar sonucunda şu anda şeker sektörünü ayakta tutan en güçlü kuruluş haline gelmiştir. Dolayısıyla Kayseri Şeker bu sektörde varlığını daha güçlü bir şekilde sürdürmek adına bu ihalelere girerek Turhal Şeker Fabrikasını almıştır. Bizim niyetimiz Turhal Şeker Fabrikasını geliştirerek çalıştırmaktır. 84 ncü kampanya dönemini yaşayan Turhal Şeker Fabrikasının Kayseri Şeker ile birlikte daha onlarca yıl Turhal’da varlığını sürdürmesi azim ve kararlılığı içerisinde çalışacağız, çalıştıracağız” diye konuştu.

    Başkan Akay sözlerini şöyle sürdürdü;

    “Kamuya ait Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi aşamasında şeker sektöründen ve Pancar Kooperatiflerinden Kayseri Şeker’in dışında hiçbir kuruluş tek başına gelip de talip olmamış ve fabrika alamamıştır. Biz Kayseri Şeker olarak özelleştirme ihalelerinde sekiz fabrikanın ihalesine katıldık. Turhal Şeker’i aldık ama diğer fabrikaların da değerlerinin artmasına katkı sağlamak suretiyle Devletimizin, hazinemizin kazanmasına da vesile olduk. Bütün bu gelişmeler Kayseri Şeker’in gücünün ve bu sektördeki rolünün bir ifadesidir.

    Bizim için öncelik çiftçidir. İhale onaylandıktan sonra bir ekip olarak fabrikadan önce çiftçiye geldik. Bu uygulamayı çiftçiye verdiğimiz değer ve saygının bir ifadesi olarak görüyoruz. Biz öncelikle çiftçilerimizle görüşelim, çiftçilerimizi tanıyalım onlar da bizi tanısınlar sektöre ve pancar tarımına bakışımızı, niyetimizi ifade edelim. Karşılaştıkları sorunlar varsa onları da dinleyelim istedik o nedenle ilk ziyaretimizi çiftçilerimize gerçekleştirdik.

    Turhal’da bir afiş gördük “Şeker yoksa Turhal yok diyor” biz o kanaatte değiliz. Şeker de var olacak Turhal da var olacak, Tokat ta var olacaktır. Çünkü biz şuna inanıyoruz. Şeker sektörü Türkiye’de stratejik ve önemli bir sektördür. Pancar Çiftçisi ve şeker pancarı tarımı bizim için, Türkiye için çok değerli anlamlıdır. Bölgemiz açısından Şeker pancarı olmazsa olmazımızdır. O nedenle bu fabrikaların yaşaması ve mutlaka varlığını sürdürmesi lazımdır.

    Fabrikayı yaşatacak olan üretimdir. Fabrikanın ihtiyacı olan üretim yapılırsa bu fabrikalar yaşayabilir. Çiftçi olmadan bu fabrikaların üretim yapıp varlığını sürdürmesi mümkün değildir. O nedenle, mutlaka pancar çiftçisinin ayakta kalması varlığını sürdürmesi, şeker pancarının üretiminin devam etmesi ve şeker fabrikalarının yaşaması bizim için vaz geçilmez Milli görevlerden bir tanesidir. Biz bu işi Milli bir görev olarak kabul ettiğimiz bu kadar bu işe sahip çıkıyoruz.

    Akay; Burası çiftçinin malıdır. Bizler Fabrikamıza emanetçi olarak sahip çıktığımız gibi çiftçilerimiz de üretim yaparak, Fabrikasına kendi malı gibi sahip çıkacak ve dolayısıyla hep birlikte Şeker Pancarına da Şeker Fabrikalarımıza da sahip çıkacağız dedi.

    Tokat Merkezde yapılan toplantıya Pancar ekicisi çiftçiler, Ziraat Odası, Kooperatif ve tarımsal kuruluş temsilcileri, Köy ve Mahalle muhtarları ile nakliyecilerin büyük ilgi göstermesi Kayseri Şeker yöneticilerini de memnun etti.”

  • Maliye Bakanı Naci Ağbal: “Birçok alanda Özelleştirme İdari Başkanlığı olarak hazırlıklarımız var”

    Maliye Bakanı Naci Ağbal, Varlık Barışı uygulamalarını yaparken özel bir rakam hedeflemediklerini söyleyerek, “Yurtdışındaki varlıklarını Türkiye’ye getirmek isteyen kesimler için bu düzenlemeyi getirmiş olduk” dedi.

    Maliye Bakanı Naci Ağbal, Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) ve Türkiye Bankalar Birliği’nce (TBB) ortaklaşa düzenlenen ‘Türk Bankacılık Sektöründe Suç Gelirlerinin Aklanması ve Terörün Finansmanı İle Mücadele Çalıştayı’ndaki konuşmasının ardında basın mensuplarının sorularını cevaplandırdı. Varlık Barışı uygulamasının bir önceki yıllara kıyasla farkının ve hedeflerinin ne olduğu şeklindeki soru üzerine Bakan Naci Ağbal, Varlık Barışı uygulamalarını yaparken özel bir rakam hedeflemediklerini belirterek, “Geçen sene yurtdışından getirilen varlıklarla ilgili düzenleme yapmıştık ve süresi bitmişti. Ama özellikle önümüzdeki süreçte uluslararası bilgi paylaşım süreci başlıyor. Ülkeler artık birbirleri ile bilgi paylaşmaya başlayacak. Özellikle yurtdışında varlığı olup bir önceki Varlık Barışı’nda varlığını Türkiye’ye getiremeyenlerin beklentileri var. Dolayısıyla yurtdışındaki varlıklarını Türkiye’ye getirmek isteyen kesimler için bu düzenlemeyi getirmiş olduk” ifadelerini kullandı.

    “Kaynaklar atıl olarak kalmasın ekonomiye dahil olsun”

    Küçük ve orta ölçekli işletmelerin bilançolarını ve aktiflerini güçlendirme konusunda istekli olduklarını belirten Bakan Ağbal, “Ancak işletmecilerin tereddütleri de var. Bu Varlık Barış’ı ile bütün işletmelerimize diyoruz ki ‘Herhangi bir çekinceniz olmasın altınınızı, paranızı, gayrimenkulünüzü işletmenin aktifine dahil edin, biz hiçbir şekilde sizlerden vergi almayalım, böylelikle sizin bilançolarınız güçlensin. Bu kaynaklar atıl olarak kalmasın ekonomiye dahil olsun. Bankalara gittiğiniz zaman bilançonuz daha güçlü olduğu için kredilenebilme hale gelin diyoruz’. Dolayısıyla burada hem yararlanılanın kazandığı hem de Türk ekonomisinin kazandığı bir çözüm. Önümüzdeki birkaç ay içerisinde, ekonomide bir hareketlenme ve canlanma getireceğini söyleyebilirim” dedi.

    “Birçok alanda Özelleştirme İdari Başkanlığı olarak hazırlıklarımız var”

    Özelleştirme portföyüne alınabilecek varlıklar konusunda da çalışmalar yaptıklarını söyleyen Bakan Ağbal, şöyle konuştu: “Bununla ilgili açıklamayı Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun kararı çıktıktan sonra vermek daha doğru olur. Özelleştirme uygulamalarını biz serbest piyasalar ekonomisinin bir aracı olarak görüyoruz. Birçok alanda Özelleştirme İdari Başkanlığı olarak hazırlıklarımız var. Onları Özelleştirme Kurulunun gündemine getireceğiz, oradan kabul edilenleri sizlerle paylaşacağız. Bu uygulamayı yakın bir zamanda yapacağız”.

    “Ekonomimizin istikrarı her şeyin üzerinde gelir”

    Bir gazetecinin, Ekonomi Koordinasyon Kurulu toplantısının ardından somut bir kararın alınıp alınmadığıyla ilgili sorduğu soruya ise Bakan Ağbal, “Ekonomi Koordinasyon Kurulu toplantısının ardından mali disiplinin devamı, para politikasındaki duruşumuzun devam edeceği hususu özelikle vurgulandı. Orta ve uzun vadede büyüme odaklı ekonomi politikasına vurgu yapıldı. Dolayısıyla biz ekonomi politikalarına bütünsel yaklaşımla bakıyoruz. Tek bir araca veya çözüme odaklanmak doğru bir yaklaşım değil. Gerek para gerekse maliye politikası gerek ekonomi politikaları bütünsellik içerisinde enflasyonun aşağıya çekilmesi cari açığı kontrol altında tutulması orta ve uzun vadede Türkiye’nin büyümesinde bir çerçeve oluşturdu ve oluşturmaya devam edecek. Son derece önemli bir toplantıydı. Toplantının akabinde teknik ekipler, ilgili kurumlar çalışmalarını yürütüyor. Bu çalışmaların sonuçlarına bağlı olarak her türlü kararı alırız. Ekonomimizin istikrarı her şeyin üzerinde gelir. Türkiye ekonomisini 2010 sonrası yüzde 7 büyütmüşüz. Son 16 yılda Türkiye ekonomisi üç buçuk kat büyümüş. Tüm bunları yaparken uyguladığımız kararlı ekonomi politikaları ile buna aynen devam edeceğiz” açıklamasında bulundu.

  • Maliye Bakanı Naci Ağbal’dan özelleştirme açıklaması

    Maliye Bakanı Naci Ağbal, “Özelleştirme portföyünde olan varlıkların özelleştirme uygulamalarına kararlı bir şekilde devam edeceğiz. Özelleştirme programına yeni varlıkların alınması konusunda da yürütmüş olduğumuz çalışmalar var” dedi.

    Maliye Bakanı Naci Ağbal, Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) ve Türkiye Bankalar Birliği’nce (TBB) ortaklaşa düzenlenen ‘Türk Bankacılık Sektöründe Suç Gelirlerinin Aklanması ve Terörün Finansmanı İle Mücadele Çalıştayı’na katıldı. Çalıştayın açılış konuşmasını gerçekleştiren Bakan Naci Ağbal, enflasyon ile mücadeleye mali disipline devam ederek destek olacaklarını ve Merkez Bankası’nın enflasyonla mücadele politikasına uygun bir kamu maliyesini kararlı bir şekilde uygulayacaklarını belirterek, “Maliye politikası ile Para politikası uyumu enflasyonla mücadele için son derece önemli. Biz maliye politikasında hedeflerimizi oluştururken bir taraftan ekonomi politikalarının genel çerçevesiyle uyumlu gözetiyoruz. Maliye politikası ekonomi politikalarının genel hedeflerine uyumlu olmalı diğer taraftan cari açığı artırmayacak hatta kontrol altında tutacak bir çerçeve içinde olmalı, diğer taraftan da Merkez Bankası’nın enflasyonla mücadele politikasına destek vermelidir. Burada iki tane eksenimiz var; bir tanesi enflasyonla mücadelede para politikasına, mali disipline devam ederek destek olacağız. Çünkü enflasyonu oluşturan faktörlerden bir tanesi de tabi ki mali disiplinin seviyesi. Bu anlamda gerek bu sene sonu itibariyle gerek önümüzdeki yıllarda Merkez Bankası’nın enflasyonla mücadele politikasına uygun bir kamu maliyesi çerçevesini kararlı bir şekilde uygulayacağız” diye konuştu.

    “Enflasyon üzerinde etkili olabilecek vergi ve fiyat ayarlamalarını yapmaktan ısrarla kaçınıyoruz”

    Maliye Bakanı Ağbal, enflasyon üzerinde etkili olabilecek vergi ve fiyat ayarlamalarından ısrarla kaçındıklarını ifade ederek, şöyle konuştu: “Maliye politikalarında bir dengelenme bütçeyle ilgili ortaya koyduğumuz hedeflerde de bir konsolidasyona harfiyen uyacağız ve mali disiplini önümüzdeki süreçte devam ettirmek suretiyle para politikasıyla uyumlu bir çerçeveye devam ettireceğiz. Para politikasına destek vereceğimiz ikinci çerçeve mal ve hizmet vergileriyle ilgili çerçevedir. Vergiler üzerinde yapacağınız ayarlamalar da enflasyonist dinamikleri etkileyebiliyor. Burada da son iki yıldır buna çok özen gösteriyoruz. Özellikle enflasyon üzerinde etkili olabilecek vergi ve fiyat ayarlamalarını yapmaktan ısrarla kaçınıyoruz. Bundan sonra da aynı politikaya devam edeceğiz. Maliye politikası içinde vergi ayarlamaları ve fiyat ayarlamaları hiçbir şekilde Merkez Bankası’nın ortaya çıkarttığı politika çerçevesi dışına çıkmayacak. Yani vergi ayarlamaları maliye politikasının imkanları dahilinde ne kadar imkanımız varsa bunu da enflasyonun aşağı çekilmesi noktasında kullanacağız. Enflasyonun şuan ki seviyelerini kabul etmemiz mümkün değil. Enflasyonun aşağı çekilmesi ekonomi politikalarımızın en temel amaçlarından bir tanesini oluşturuyor.”

    “Vergi oranlarının düşürülmesini hala önemli bir hedef olarak belirliyoruz”

    Bakan Naci Ağbal, vergi sisteminde adaletin sağlanmasını ve vergi oranlarının düşürülmesini hedeflediklerini söyleyerek, “Vergi sisteminde vergi adaletinin sağlanmasına son derece önem veriyoruz. Mali imkânlar çerçevesinde vergi oranlarının düşürülmesini hala önemli bir hedef olarak belirliyoruz. Özellikle yatırım, üretim, istihdam ve ihracat üzerindeki vergilerin aşağı çekilmesi özellikle verimlilik temelinde yapılacak yatırımların vergisel teşviklerle desteklenmesi son derece önemli” dedi.

    “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi bize yepyeni fırsatlar sunuyor” diyen Maliye Bakanı Naci Ağbal, şu ifadeleri kullandı: “Özellikle kamu harcamalarının rasyonelleştirilmesi, devletin küçülmesi bakımından son derece önemli yeni bir aşamadayız. Dün yetki kanunu da çıkarıldı. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi dönüşümü sırasında devletin küçüldüğü daha çok yönlendirici olduğu piyasada bütün taraflar açısından hukuk sisteminin tam olarak işlerlik arz ettiği bir yeni çerçeve oluşturulacak özellikle yatırımcıların korunması gerek bizim yerli yatırımcılar olsun gerekse uluslararası yatırımcılar olsun her bakımdan hukuk karşısında güvencelerinin artırılmasına dönük çerçeve bir kanun çalışması yapılacak.”

    “Özelleştirme programına yeni varlıkların alınması konusunda da yürütmüş olduğumuz çalışmalar var”

    Bakan Ağbal, özelleştirme programına yeni varlıkların alınması için çalışmalar yürüttüklerini kaydetti. Özelleştirme uygulamalarının kamu maliyesine destek veren bir unsur olmasını sağlayacaklarını vurgulayan Maliye Bakanı Ağbal, “Özelleştirme uygulamalarına kararlı bir şekilde devam edeceğiz. Bu sene yapmış olduğumuz uygulamalarla Türkiye şeker fabrikalarına ilişkin önemli bir süreci hemen hemen tamamlamış durumdayız. Burada bu uygulamayı yaparken her zaman söylüyorum; bütün tarafların hassasiyetlerini dikkate alarak bir özelleştirme modeli ortaya koyduk. Gerek üreticilerimizin korunması geleceğe dönük üreticilerimizin haklarının korunması noktasında şartname ve sözleşmelerde gerekli düzenlemeleri yaptık. Gerek şeker fabrikalarında çalışan kardeşlerimizin ileriye dönük haklarının korunması noktasında düzenlemeler yaptık.

    Gerek şeker piyasasında arz ve talep dengesinin sağlanması noktasında gerekli adımları attık. Özellikle şeker pancarı üretimini artırmak üzere n5e kotalarını aşağı çekecek düzenlemeleri yaptık. Üretimin devamını sağlayacak şekilde düzenlemeler yaptık. Bütün bu düzenlemeleri yaptıktan sonra uygulamaya başladığımız için de bugün görüyorum ki gerek hukuk nezdinde gerekse toplum nezdinde gerçekten genel kabul gören bir uygulama olarak devam ediyor. Dolayısıyla özelleştirme portföyünde olan varlıkların özelleştirme uygulamalarına kararlı bir şekilde devam edeceğiz. Özelleştirme programına yeni varlıkların alınması konusunda da yürütmüş olduğumuz çalışmalar var. Özellikle özelleştirme gelirlerinin de önümüzdeki dönemde kamu maliyesine destek veren bir unsur olmasını sağlayacağız” şeklinde konuştu.