Etiket: Özelden

  • CHP’li Özel’den Soma Davası Açıklaması

    Soma’da, 301 kişinin yaşamını yitirdiği faciaya ilişkin Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın 6’ncı duruşması, 16 Şubat günü görülecek.

    Soma davasında birçok madencinin ‘Tazminatımız ödenmedi, fişlendik, hiçbir yerde çalışamıyoruz, Soma A.Ş. sandığımızdan güçlüymüş’ diyerek tanıklıktan çekildiğini belirten CHP Grup Başkanvekili ve Manisa Milletvekili Özgür Özel, “Her şey şirket lehine ilerliyor” dedi.

    Faciayı başından beri en yakından takip eden isim olan CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, duruşmanın geldiği aşamayı şöyle anlattı:

    “Son duruşmada iki tutuklu tahliye oldu. Çok uzun süre sonra ilk kez ailelerden bayılanlar, sinir krizi geçirenler oldu. Davanın ilk duruşmasında 4 kilometrelik bir insan korteji oluştu. 10 bin kişi dışarıda bekliyordu. Duruşma salonu, ‘Unutursak kalbimiz kurusun’, ‘Soma için adalet istiyoruz’ sloganlarıyla inliyordu. Son karar gününde salonda sadece 100 kişi vardı. Birçok aile, eş, parasızlık ve imkansızlıktan artık gelmiyordu. Son duruşmada sanık avukatları ağlayan bir şehit eşi ve annesinin, ‘Duygu sömürüsü yapma yoluyla mahkemeyi etkilediğini ileri sürecek kadar ileri gitti. Geçen sürede psikolojik atmosfer ailelerin aleyhine ve tutuklu sanıkların lehine gelişti. Hakim de tepki gösterdi. Kamuoyu ilgisinin en az olduğu noktada hakimin tavrı değişmişti. Aileler, ‘Bu salıverilmeler devam edecek, suçlu yine gariban olacak, bizimkiler öldüğüyle kalacak’ noktasına gelmiş durumda.”

    BÜYÜK BİR YILGINLIK VAR

    Özel, çok sayıda kişinin tanıklıktan çekildiğini, şikayetçi olmaktan vazgeçtiğini belirterek şunları söyledi:

    “Parasızlık içinde olanların, Soma A.Ş. ile gayriresmi yolla sorunu çözdükleri iddia ediliyor. Kazada yaralanan veya kaza sırasında madende bulunan çok sayıda madenci tanıklıktan çekildi. Olay günü madenden yaralı kurtulan madenciler, ‘İşimizden, aşımızdan olduk, tazminatımız ödenmedi, fişlendik, hiçbir yerde çalışamıyoruz, Soma A.Ş. sandığımızdan güçlüymüş’ diyor. 10 binlerin slogan attığı bir yerden salonun üçte birinin dolu olduğu bir yere döndü. Büyük bir yılgınlık var.”

    İŞÇİLERİ FİŞLEDİLER

    Birçok dernek ve kuruluşun müdahillik talebinde bulunduğunu kaydeden Özel, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Kanunlarımıza göre doğrudan mağduru temsil etme yetkisi bulunan sendika müdahillik talebinde dahi bulunmadı. Ne Türk-İş ne Maden-İş’ten bir yetkili mahkemeye gelmiyor. Bunlar, ölen işçilerin aidatlarıyla maaş alan insanlar. En büyük hayal kırıklığı bu. Burada işçiyi temsil yetkisini kullanmadılar ama firma ile işçiler adına anlaştılar. Sendika ile şirket bir araya geldi, bu direnişin önünde olan işçileri fişledi, analarından doğduklarına pişman ettiler. Kazanın olduğu gün istifa eden sendikanın Soma Şubesi Başkanı şimdi Maden-İş’in genel sekreteri oldu.”

    KEŞİF ŞİRKET LEHİNE

    Soma’nın sahipsiz olduğunu anlatan Özel, sözlerine şöyle devam etti: “Şirket, oyunu kuralına göre oynuyor, savunmayı bıraktı, hücuma geçti. Geçen günlerde madende yapılan keşfin amacı davanın seyrini Soma A.Ş. lehine değiştirmekti. Her şey şirket lehine ilerliyor, psikolojik hava, kamuoyu ilgisi. Yargılama biraz daha uzadıkça, ölenler öldüğüyle kalmayacak, suçlu çıkacak. Aileler, bu tahliyelerin süreceğini, birkaç celse içinde tutuklu kimsenin kalmayacağını düşünüyor. Bu konudaki kaygılarının yersiz olmadığını düşünüyorum.”

    GERMİNAL’İN 2016 VERSİYONU

    Meclisteki 4 siyasi partinin bir daha olmaması için gerekli dersin çıkarıldığına dair söz verdiğini hatırlatan Özel, “Zaman geçtiğinde bu ilginin tamamen yok olduğu görülüyor. İşsizlik ve açlıkla terbiye edilen madenciler artık farklı düşünüyor. Tazminatların ödenmemesi tesadüf değil. Tazminatın ödenmemesinin hiçbir gerekçesi yok. 2 bin 200 işçi perişan. Bu durum, direnme gücünü kırıyor. Madenciler ve aileleri, ‘Biz iktidara, şirkete ve sendikaya karşı direnç gösterdik, doğruları söyledik, cezası olarak işsiziz, açız, devlet bizi cezalandırıyor’ diye düşünüyor. Hepimizin okuduğu Germinal’in 2016 versiyonunu satır satır yaşıyoruz” dedi.

    ‘SORUMLULAR HESAP SORACAK NOKTADA’

    Soma’da yaşananların sorumlularının, mağdurlardan hesap soracak ve zulmedecek bir noktaya geldiğini anlatan Özel, şunları söyledi:

    “Şirketin avukatları savunmayı bıraktı, saldırıya geçti. Soma’da bir teyze, ‘Vay anam vay, bu devlet dediğin şey, Soma A.Ş. dediğin şey ne güçlüymüş, biz bunlarla baş edemezmişiz, boşuna gelmişiz’ diyor. Devlet Soma’nın hesabını sormuyor ama bir sonraki faciada oluşacak mağdurların ailelerine, o şehre şimdiden ayar veriyor. ‘Benim karşımda durmaya kalkma, o gün bir şey yapmam ama günü geldiğinde doğduğuna pişman ederim’ diyor. Siyaset, sendika ve sermaye üçgeninin facia sonrası işbirliği insanın aklını oynatacak bir noktaya gelmiş durumda. Bu yaşananları bilenlerin yeniden Soma’ya sahip çıkmaları lazım. Salı günü çok önemlidir.”

  • CHP’li Özel’den Arınç’a Çağrı

    Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanvekili Özgür Özel, eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ı son günlerde yaptığı açıklamalar üzerinden eleştirerek, “Sayın Arınç, ne biliyorsanız söyleyin. Bu ülkeye boynunuzun borcudur. Birtakım imalarda bulunarak kime şantaj yapıyorsunuz” dedi.

    CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Manisa’da geçtiğimiz günlerde yapılan, aralarında eski belediye personelinin de gözaltına alındığı Paralel Devlet Yapılanması (PDY) operasyonları ve eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın son günlerdeki beyanları hakkında gazetecilere Manisa Emniyet Müdürlüğü ek hizmet binası önünde açıklamalarda bulundu. PDY operasyonları kapsamında gözaltına alınan bazı kişilerin serbest bırakıldığını aktaran CHP’li Özel, “Dün belediyede çalışan teknik personelin, müdürlerin ve dışarıda çalışan mühendislerin akşam saatlerinde ifadeleri alındıktan sonra salıverilmelerine şahit olduk. Tabii aslında bilgisine başvurulması gereken konuyla ilgisi olmayan çok sayıda kişiyi Cumhurbaşkanı’nın verdiği talimatla, cadı avı şeklinde soruşturmalar yürütüldüğü için sabahın 5’inde çocuklarının ve komşularının gözünün önünde çok ciddi suç örgütünün üyeleriymiş gibi alınıp karga tulumba götürenler o kişileri itibarsızlaştırıyorlar. O kişilerin sosyal yaşantılarına zarar veriyorlar. Manisa Belediyesi’nin geçmişte ve bugün de görev yapmış olan çok sayıda personeline de çok ciddi bir sosyal mobbing uyguladılar. Bu fevkalade sorunlu bir durum” dedi.

    “SAYIN ARINÇ, NE BİLİYORSANIZ SÖYLEYİN”

    Eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın son günlerdeki açıklamaları hakkında da konuşan Özel, “Bülent Arınç, ne zaman televizyonlara çıksa, ne zaman kendi televizyonlarında kendi partisini rahatsız edecek bir şeyler söylese arkasından bir operasyon geliyor. Aslında birileri cemaat üzerinden Bülent Arınç’a, Bülent Arınç üzerinden cemaate mesaj veriyor. Bülent Arınç ve AKP arasındaki restleşme sürekli Manisa’da birtakım operasyonlar olarak karşılığını buluyor. Biz buradan Sayın Bülent Arınç’a bir çağrıda bulunuyoruz; Manisa’nın bir evladı olarak Türkiye Cumhuriyeti’nde ana muhalefet partisi, Cumhuriyet Halk Partisi’nin grup başkanvekili olarak, 8 Haziran’dan önce çıktınız, Türkiye gündemini meşgul ettiniz, kendi partinizi tedirgin ettiniz. Hepimizi merak içerisinde bıraktınız. ‘8 Haziran günü her şeyi anlatacağım. Özellikle Melih Gökçek’in Ankara’yı parsel parsel nasıl sattığını anlatacağım’ dediniz. 8 Haziran’dan sonra ne olduysa oldu ‘yanlış yaptım’ dediniz ve sustunuz. Ekim ayı içerisinde çıktınız, size uygulanan ambargodan, yandaş kanalların sizi linç etmesinden, eskiden size bağlı olan kamu kurumlarının size ambargo uygulamasından, Anadolu Ajansı’ndan, TRT’den şikayet ettiniz ama daha sonra sustunuz. Şimdi tekrar, nasıl bir ihtiyaç duyduysanız bir açıklamada daha bulundunuz. Biz bu açıklamaları önemsiyoruz. Biz Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin daha bundan 7-8 ay önce Başbakan Yardımcısı olmuş birisinin açıklamalarını önemsiyoruz. Biz bir yandan da şantaj siyasetinden fevkalade rahatsızız. Sayın Arınç, ne biliyorsanız söyleyin. Bu ülkeye boynunuzun borcudur. Bir takım imalarda bulunarak kime şantaj yapıyorsunuz. Cumhurbaşkanına şantaj yapıyor musunuz, partinizin yöneticilerine, Başbakana şantaj yapıyor musunuz? Önce bunu yapıyorsunuz, sonra neden susuyorsunuz. Size ne söylüyorlar, ne veriyorlar da susuyorsunuz. Eğer böyle bir şey yoksa siz, bizim bildiğimiz anlamda bildiklerini ortaya koyacak iradeyi gösterebilecek siyasetçisiniz. Bunu sizden bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

    “SUÇU ÖRTMEK, SUÇLUYU KORUMA SUÇUNU İŞLER”

    Arınç’ı açıklama yapmaya davet eden CHP’li Özel, konuşmasının sonunda şu ifadelere yer verdi:

    “Kendisinin siyaset yaptığı partide belli çirkinliklere, pisliklere buluşmamış kişileri de töhmet altında bırakıyor. Kim pis, kim temiz, kim rüşvet yemiş, kim yememiş, kim parsel parsel satmış, kim satmamış, kim rüşvete, ihaleye, ranta aracılık etmiş, kim etmemiş, Bülent Arınç, ne biliyorsa söylesin. Bunları söylerse söyler, söylemezse ‘suçu örtmek, suçluyu koruma suçunu işler.’ Kendisi hukukçudur, bunları hepimizden iyi bilir.”

  • CHP’li Özel’den Çalışma Bakanlığına Çağrı

    CHP Grup Başkanvekili ve Manisa Milletvekili Özgür Özel, 301 işçinin hayatını kaybettiği maden ocağının hemen yanı başındaki İmbat madencilik’te Eynez’deki sorunların yaşandığını söyledi. Son günlerde işçi çıkarmaların hızlandığı madende işçilerin kara listeye alındığını öne süren Özel, Çalışma Bakanlığının acilen müfettiş görevlendirmesi gerektiğini anlattı.

    CHP Grup Başkanvekili ve Manisa Milletvekili Özgür Özel, Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinde görülen Soma davasının 5’inci duruşmasının 5’inci oturumunun öğleden sonraki bölümüne katıldı. Mahkeme girişi öncesinde basına açıklama yapan Özel, facianın meydana geldiği Eynez maden ocağının hemen yanında bulunan İmbat madencilikte de aynı sorunların yaşandığını ve bu konuda iş işten geçmeden tedbir alınması gerektiğini söyledi.

    Duruşmada tanıkların dinlendiğini kaydeden Özel, şöyle konuştu: “Aslında her gün daha önce Soma’daki ve Türkiye’deki madenlerle ilgili söylediğimiz bir iddiamız daha ispatlanıyor. Bugün dinlenen tanıkların verdiği ifadelerden önemli olan şuydu: Biz üretim baskısı altındayız ve üretim baskısı altında tutuyoruz madencileri. Aylık ve günlük kotalar var. Kotaları tutturmazsanız madencilerin aldığı paralarda kesinti yapıyoruz. Eğer kotanın üstüne çıkıp daha çok üretim yaparsak pirim var. Bu yüzden dolayı ciddi şekilde üretim baskısı var. Bu yüzden güvenlik tedbiri almaya, olağan dışı bir durumu rapor etmeye, üretimi durdurmaya imkan yok. Üretimi durdurmak demek herkesin ekmeği ile oynamak demek. Tehlike görüp üretimi yavaşlatmak, bunu rapor etmek demek, kotayı tutturamamak, maaşı kestirmek demek, prim alamamak demek.”

    “Bunlar bizim yıllardır söylediğimiz, kazadan önce ifade ettiğimiz, üretim baskısı Soma’ya felaket getirecek, madencilik böyle yapılmaz dediğimiz konulardı” diyen Özel, faciadan sonra da çok konuşulduğunu söyledi.

    Gerçeğin ilk kez hakim huzurunda ve bütün dinleyenlerin gözü önünde gün yüzüne çıktığını anlatan Özel, sözlerini şöyle sürdürdü: “Pek çok sebep var ama bu üretim baskısı, yani prim sistemi, yani ‘Hedeflenen kadar kömürü çıkaramazsan paran kesilir’ her şeyi görmezden gelen adeta son dakikaya, ölüme kadar son hızla kömür çıkarmaya insanları iten çok tehlikeli bir durum. Bunu görmek ve buna tedbir almak lazım. Bu konuda çok ciddi önerilerimiz var. Bir madenden kaç işçi ile hangi teknoloji ile ne kadar kömür çıkarılacağı devlet tarafından bilinir. Bunların ilan edilmesi, bunun üzerinde miktarın alınmaması gerekir. Çıkarırsanız devlet olarak bunu satın almayız. Eğer bunu çıkarırsanız size ceza keseriz. Hedefin altında ve hedefin üstündeki üretimler ikisi de ciddi müeyyideye tabi olması lazım. Burada hedeflerinin altında kömür çıkartırsan devlet bana söylediğin kömürü çıkarmadın diye müeyyide uyguluyor. Ama 1 milyon ton kömür yerine 3 buçuk milyon ton kömür çıkartıyorsun hepsini alıyor. Aynı miktar işçi aynı ekipmanla daha çok kömür. İşte tam burada ciddi bir kârlılık, ballı bir para var. Ama bir tarafında da ölüm var. Devletin bu imkan ve bu işçilerle ne kadar kömür çıkarılacağını belirleyip bundan üstünü almaması lazım.”

    Facianın olduğu madenin yanında faaliyette bulunan İmbat madencilikte yaşanan sıkıntılara da değinen Özel, şunları söyledi: “Burada İmbat maden ocağı var. İmbat maden ocağı, bu facia yaşandıktan sonraki süreçte çok gündeme gelmişti. Benzer risklerin bulunduğu bir maden ocağıdır. Soma madenlerinin İmbat’tan daha güvenli olduğu söyleniyordu. Hatta sayın bakan burası için Türkiye’nin en güvenilir madeni demişti. En güvenlisi buysa yanı başında ne oluyor’ diyorduk. Zaman zaman yangınlar, zaman zaman patlamalar, iş güvenliği ile ilgili sıkıntılar varken İmbat’ta şikayetler yükselmeye başladı. Son günlerde şunu gördük. İmbat’ta işten çıkarmalar başladı. Bir kara liste olduğu anlaşılıyor. Bu kara listenin yapılmasında devrin Soma kaymakamının, Manisa valiliğinin, Soma’daki jandarmanın, Soma’daki emniyetin parmağı var. Çünkü polis kameralarından bakmışlar. Hakkını arayan, Soma’da hak aram yürüyüşlerine katılan eylem yapan madencileri kara listeye almışlar, onları tek tek işten çıkarıyorlar. Ayrıca madencilere verilen iki gün hafta tatilini ellerinden almak için çeşitli yöntem geliştirmişler. Maaşlar alınırken bir bakıldı ki 29 Ekim günü çalışmayanlardan yevmiye kesintisi var. 29 Ekim resmi tatil. Çalıştırman için özel izin alman lazım, 2 kat yevmiye lazım. Bunu yapmamış.”

    Maden ocağında işçi kardeşlerimizin, madenci kardeşlerimizin ezildiğini, emeklerinin sömürüldüğünü anlatan Özel, sözlerini şöyle tamamladı:

    “Paraları kesiliyor, işlerinden ediliyorlar ve Soma’da ne hata yapıldıysa İmbat’ta o hata yapılmaya başlanıyor. Facia olduktan sonra ‘Özgür Özel bunu söylemişti, Cumhuriyet Halk Partisi muhalefet partisi milletvekilleri konuyu gündeme getirmişti’ demenin kıymeti yok. Bugünden itibaren çalışma bakanlığı Soma’daki madenlere özellikle facianın yanı başındaki İmbat madenciliğe müfettiş görevlendirmelidir. Orada son bir ayda işten çıkarılan işçileri tek tek dinlemelidir.”

  • Özel’den Yenimek Kursiyerlerine Söyleşi

    Türkiye Foto Muhabirleri Derneği Başkanı ve Hürriyet Gazetesi Foto Muhabiri Rıza Özel, Yenimahalle Belediyesi Meslek Edindirme ve Hobi Kursları (YENİMEK)’in Fotoğraf Çekim’i kursiyerlerine söyleşi düzenledi.

    Batıkent Meydan AVM ‘de düzenlenen “Basın Fotoğrafı Etkisi ve Gücü” adlı söyleşiye Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşarda katıldı. Katılımın oldukça yoğun olduğu söyleşide,ilk olarak kursiyerlere fotoğraf tarihçesini anlatan Özel, güzel fotoğraf çekmenin ipuçlarından da bahsetti. Usta foto muhabirlerinin kadrajlarından çıkan ödüllü fotoğrafları da kursiyerlere sunan Özel, tarihe geçen ilk fotoğrafı da göstererek, o kareye giren kişinin de ilk fotoğrafı çekilen kişi olduğunu söyledi.

    YAŞAR FOTOĞRAF ÇEKTİ, KURSİYERLER POZ VERDİ

    Söyleşinin sonunda Usta Foto Muhabir Özel’e teşekkürlerini sunarak çiçek takdim eden Başkan Yaşar, fotoğraf makinasını da eline alarak kursiyerlerin fotoğrafını çekti. Fotoğraf çekmenin önemli bir sanat olduğunu söyleyen Yaşar, “Bazen bir fotoğraf karesi dünyanın güzelliklerini, doğanın güzelliklerini anlatırken, kimi zaman dainsanların çektiği acıları, yapılan yanlışları da anlatabiliyor. Böylelikle halkın bilinçlendirmesinde büyük rol oynayabiliyor. Hatta ve hatta kimi zaman bir fotoğraf karesi dünyayı ayağa kaldırıyor” dedi.

    Sözlerine devam eden Başkan Yaşar, “Rıza Özel Türk toplumunu tarafsız bir şekilde bilinçlendiren iyi bir fotoğrafçı önemli bir gazeteci. Bugünde bizlerle beraber olmasından dolayı çok memnun oldum. Teşekkürlerimi sunuyorum” diye konuştu.

  • CHP’li Özel’den Manisa’daki Gözaltılara Tepki

    CHP Grup Başkan Vekili ve Manisa Milletvekili Özgür Özel, Manisa’da Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) soruşturması kapsamında dün sabaha karşı gerçekleştirilen operasyonda aralarında iş adamı, doktor, eğitimci ve esnafın bulunduğu 27 kişinin ellerine kelepçe takılarak gözaltına alınmasına tepki gösterdi. CHP Grup Başkan Vekili Özel, “Hukukun siyasallaştırılması ve bir intikam aracı haline getirilmesi kabul edilemez” dedi.

    Manisa’da gerçekleşen operasyonda gözaltına alınan kişilerin Manisa’nın ticari ve sosyal hayatının önemli ve tanınmış isimleri olduğunun altını çizen Özel, şöyle konuştu: “Bunlar Manisa’da çok çeşitli meslek gruplarında başarılı çalışmaları ile takdir gören kişiler. Öncelikle şunu ortaya koyalım. Bu kişiler ne ile suçlandıklarına bakmaksızın, hangi inanç grubuna mensup olduklarından bağımsız olarak Manisa’nın evlatları hepsi. Ayrıca, daha dün kutlama törenlerine devletin en üst protokolü, valisi, kaymakamı, emniyet müdürü tarafından bizzat davet edilen, özel telefonlarla çağrılan, yaptıkları hizmetler, etkinlikler, bağışlar, gösterdikleri sosyal çabalarla ilgili sürekli devleti yönetenler ve Manisa’nın da üst düzey bürokrasisi tarafından övgülere muhatap olan kişiler bunlar. Şimdi bu kişilere, çok farklı görüşlerden de olsak, dünya görüşlerimiz taban tabana zıt da olsa Manisa’da hakim olan ve birbirimize her daim gösterdiğimiz asgari nezaket anlayışının gösterilmesi gerekirken, bu kişiler telefonla ifadeye çağrılmadan, yaka paça emniyete götürülüyor, kelepçe takılıyor. Oysa telefonla ifadeye çağrılsalardı, ifade vermeye gidecekleri çok açık, yurt dışına kaçmayacakları da gün gibi ortada.”

    Ceza Muhakemesi Kanununa göre yakalama emri çıkarılabilmesi için, ‘şüphelinin çağrı üzerine gelmemesi veya çağrı yapılamaması’ gerektiğini aktaran Özel, şunları söyledi: “Oysa ne böyle bir çağrı var ne de çağrılıp da bu çağrıya icabet etmeme gibi bir durum var. Bu kişilerin kim oldukları belli, evleri belli, adresleri belli, kimisi avukat, kimi her gün selamlaştığımız komşumuz. Açıkça kanuna aykırı bir işlem yapıldığı, bunun hukuki bir işlemden ziyade bir itibarsızlaştırma muamelesi olduğu ortadadır. Sabahın köründe eş zamanlı operasyonla evlerin basılması, çocukların korkutulması, komşular karşısında kelepçe uygulaması ile bu kişilerin itibarsızlaştırılmak istenmesi bir hukuk kuralını yerine getirmek değil, olsa olsa intikam almaktır.”

    Kötü ve haksız muameleye kadınların dahi tabi tutulmuş olmasının yanlış olduğunu anlatan Özel, sözlerini şöyle tamamladı: “Siyasi görüş ayrılıkları, suçlamalar, iddialar, devam eden soruşturma, her şey bir yana, Manisa’ya ve Manisalıların kendi aralarındaki iletişime ve muhabbete yakışmamıştır. Yapılan bu muameleyle, bu insanların hem kişilik haklarına saldırılmış hem de meslek onurunun zedelenmesine sebebiyet verilmiştir. En evrensel hukuk ilkesi kişinin suçu ispatlanana kadar suçsuz muamelesi görmesi gerektiğidir. Hukuka ve yasalara hepimizin saygısı var. Ama hukukun siyasallaştırılması ve bir intikam aracı haline getirilmesi kabul edilemez.”