Etiket: Oturmak

  • Çok oturmak hasta ediyor

    Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzman Dr. Ali Şahabettinoğlu, 30 dakikadan fazla oturmanın sırt ve bel bölgesi rahatsızlıklarını tetiklediğini söyledi.

    İnsanların hareket halinde olmalarının büyük faydasının olduğunu belirten Dr. Ali Şahabettinoğlu, ancak çalışan kişilerin zamanlarının çoğunu oturarak geçirdiğine dikkat çekti. Hareketsizlikle ilgili yapılan araştırmalara göre, oturmanın salgın bir hastalık haline geldiğini ve bunun ‘oturma epidemisi’ olarak tarif edildiğini ifade eden Şahabettinoğlu, “Uzun müddet oturmanın çeşitli kanser türleri, kalp hastalıkları ve tip-2 diyabet gibi kronik hastalıkların gelişme riskini arttırdığı söyleniyor. Ayrıca 7 saat oturan ve fiziksel aktivite yapmayan kadınların diğer kadınlara nazaran depresyona girme ihtimalinin 3 kat daha fazla olduğu ispatlanmıştır. Bilgisayar önünde günde 5 saat ya da daha fazla oturan insanlarda ise depresyon ve uykusuzluk riskinin arttığı gözlenmiştir. İnsanların iş veya başka sebeplerle günde 8 saat bilgisayar önünde durduğu ve akıllı telefonlara 2 ile 4 saatten daha fazla zaman ayırdığı günümüzde, bel ve boyun bölgesinde oluşabilecek kas-iskelet rahatsızlıklarına karşı da dikkatli olunması gerekir” şeklinde konuştu.

    “Oturma şekliniz fıtığı kaçınılmaz hale getiriyor”

    İnsanların oturma süresi uzadıkça sırt ve bel bölgesinde öne eğilme (kamburluk) oluştuğunu ifade eden Şahabettinoğlu, “Bu durum, boyundaki omurga hizalanmasının da ileriye doğru kayması ile boyun düzleşmesine zemin hazırlamaktadır. Normalde omurga otururken yandan bakıldığında hafif bir S harfi şeklindedir. Fakat bu durumda C harfi olup omurlar arası disklere binen yük artar, dolayısıyla boyun ve bel fıtıkları kaçınılmaz hale gelmektedir” diye konuştu.

    “1-2 dakikalık yürüyüş omurganızı koruyor”

    Eğer mesleği uzun oturmayı gerektiriyorsa 20-30 dakikada bir 1-2 dakika hareketlenme ve cep telefon konuşmaları esnasında yürümenin büyük faydasının olacağını belirten Şahabettinoğlu, “Hareketlilik beden sağlığını koruyacağı gibi zihnî performans, duygu durumu ve verimliliği de arttıracaktır. Ancak omurgadaki hizalanma bozulursa ya da boyun düzleşmesi, bel-boyun fıtıkları oluşmuş ise bu rahatsızlıkların tedavisinin manuel (elle) tedavisi mümkün” dedi.

  • (Özel Haber) Otizmli çocuklar evde oturmak istemiyor

    Türkiye’de 1 milyon 200 bin otizm hastası olduğu, 352 bin otizmli çocuktan ise ancak 29 bininin eğitim görebildiği öğrenildi.

    Aileler, çocuklarına iyi bir eğitim verildikten sonra iş imkanı sağlanmasını istiyor. Evde oturan otizmlilerin davranışlarının değiştiğini ve kilo problemiyle karşılaştığını söyleyen aileler, bu duruma çare bulunmasını istiyor. Otizmli vatandaşların sıkıntılarını dile getiren Anadolu Otizm Federasyonu Başkanı Şenay Şahin, “Sıkıntımız çok büyük. Otizmli çocukların eğitim alabileni çok az. Eğitim çağında 352 bin otizmli çocuğumuz var, bunlardan 29 bini ancak eğitim alabiliyor. Kaynaştırma problemleri yaşıyoruz, Ailelerimizin daha çok dışarıya çıkması, çocuklarının eğitim alması gerekiyor” dedi.

    Otizm eylem planının bir an önce devreye girmesini talep eden Şenay Şahin, “Özel eğitimin çok pahalı olması en büyük problemimiz. Özel eğitim almadan otizmlilerin hayata katılmaları mümkün değil. Çocuklarımızın özel eğitimi, ailelere maddi yük getirmeden devlet tarafından karşılanmalı. Kurumlarımızın bu işin farkına varması ve dikkate alması gerekiyor. Otizmli gençlerden eğitim görenler de iş bulamıyor. Eğitim ve istihdam meselesine acilen çare bulunmalı” diye konuştu.

  • Arabada Yanlış Oturmak Şoförleri Hasta Ediyor

    Sıkça seyahat eden araç kullanıcılarının ve taksi şoförlerinin neredeyse yarısından fazlası boyun ağrısı yaşıyor. Daima direksiyonda bulunan şoförlerin bu ağrıyı çektiğini vurgulayan Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Turgut Göksoy, “Bütün gün araçta bulunmak ve yanlış oturmak zaten riskli. Bir de arabayı pencere açık kullanmak riski çoğaltıyor. Otomobil koltukları genellikle ergonomik ve başı arkadan destekleyecek şekilde bir boyunluk araçlarda bulunuyor. Fakat bu kurallara uyan çok az. Arabada yanlış oturma, şoförlerin çoğunu hasta ediyor” şeklinde açıklamalarda bulundu.

    Küçük bir alanı kaplamasına rağmen boyun bölgesinde 32 adet kas bulunduğunu belirten Göksoy, “40’lı yaşlardan sonra boyunda yıpranma belirtileri başlar. İlk bozukluklar omurgalar arasındaki disklerde ortaya çıkar. Disklerin içerdiği sıvı miktarı azalır ve giderek kurumaya ve elastikiyetini kaybetmeye başlar. Bazı meslek gruplarında boynun yanlış kullanılması bu yıpranmayı hızlandırıyor” dedi.

    Prof. Dr. Turgut Göksoy, uzun yol şoförlerinin, başını yukarıda tutarak çalışmak zorunda kalan boyacıların, yere çömelerek çalışan seramikçilerin, el işi yapan ev kadınlarının, masa başında ve bilgisayar karşısında devamlı durmak zorunda kalan meslek gruplarının, boyun ağrıları açısından yüksek risk taşıdığını belirterek, “Modern yaşam koşulları günlük yaşamda stresi bizlere artık kanıksatır hale getirdi.’’ Yoğun stres altında yaşayanlarda bunun bedelini çok kez vücuttaki bazı organlarla beraber boyun omurgası da ödüyor. Mide, bağırsaklar, başta sırt ve boyun bu stresten etkileniyor. Buna ilaveten bir de boynu yanlış kullanma alışkanlığıyla bu bölgede birçok ağrı ortaya çıkıyor. Boyun ağrıları bir yerleşirse artık vücudu kolayca terk etmiyorlar” şeklinde açıklamalarda bulundu.

    Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Turgut Göksoy, boyun ağrısından şikayetçi olanlar çoğalınca “Boyun Okulu” açtı. Pendik Bölge Hastanesi’nde faaliyet gösteren “Boyun Okulu”, aynı sorunu yaşayanları bir araya getirerek, deneyimlerin paylaşılmasını ve ameliyat olmadan ağrılara çözüm bulmayı öğretecek. Prof. Dr. Turgut Göksoy, “Boyun ağrılarının kollarda ağrı ellerde uyuşma şeklinde belirtilerine sıkça rastlanıyor. Bu yüzden boyunda hafif sorunlar olmasına rağmen bundan bağımsız olarak birlikte el bileği kanalında bir sıkışma (Bilek Kanalı Sendromu) oluşabiliyor. Boyun ağrılarında ilaç kadar etkili olan bir yöntem de fizik tedavi. Fizik uygulamaların amacı ağrıyı gidermek, kasılmış adaleleri gevşetmek, kısıtlanmış boyun hareketlerinin yeniden yapılabilmesini sağlamak” dedi.

    Araç kullananlara önerilerde bulunan uzmanlar, “Direksiyondan fazla uzak olunması sakıncalı. Aynı şekilde direksiyona aşırı yaklaşmak yanlış. Aşırı ağrılı durumlarda özellikle akut boyun ağrılarından kurtulmak için araç kullanırken boyun korsesi takmalı. Uzun süre araç kullanılacak olursa belli aralıklarla durup hem bel hem de boyun için egzersizler yapılmalı” dedi.

  • Uzun Süre Oturmak Fıtık Ediyor

    Zirve Üniversitesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölüm Başkanı ve Zirve Üniversitesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ali Cımbız, uzun süreli oturmanın boyun fıtığına neden olduğunu söyledi.

    Prof. Dr. Ali Cımbız, boyun fıtığının son dönemlerde dünyada insanların büyük bir kısmının karşılaştığı nörolojik bir rahatsızlık olduğunu belirterek, bu rahatsızlığın belli başlı sebepleri, etkileri ve tedavi yolları hakkında bilgiler verdi. Boyun fıtıklarının çok tehlikeli olduğunu söyleyen Prof. Dr. Ali Cımbız, “Boyun fıtıkları ve boyun ağrıları beyin kısmına çok yakın olduğu için vücutta nörolojik problemlere sebep olabiliyor. Bu durum doğal olarak baş dönmesi, boyun, kol, bacak ve göz ağrıları başta olmak üzere vücudun pek çok kısmında şiddetli ağrılara sebep olabiliyor ve bünyeleri çok olumsuz bir şekilde etki altında bırakabiliyor. Bu gibi hemen hemen aynı anda gerçekleşen ve dayanılması güç bir hal alan ağrılardan kurtulmak için yapılması gereken en temel şey fizik tedavi uygulamaktır” dedi.

    Boyun kısmının beyine yakınlıktan dolayı vücut mekanizmasının çok önemli bir noktasını oluşturduğunu belirten Cımbız, “Boyun ağrıları konusunda en çok şikayetçi olan gruplar ofis çalışanları olarak göze çarpıyor. Bu durumun birincil sebebi yoğun iş temposu esnasında bireylerin oturma pozisyonlarını düzensiz bir şekilde ayarlamaları ve özellikle çalışma mekanizması olarak kullanılan bilgisayarlara bakış açılarını yanlış belirlemeleridir. Boyun ağrılarının bir başka sebebi ise yanlış yatış pozisyonları olarak gösterilebilir. Bu durumlar hem boyun ağrısına hem de şiddetli göz ağrılarına sebep olmaktadır” diye konuştu.

    “AMELİYAT SON ÇARE OLMALI”

    Beyni besleyen ana damarların boyun kısmından geçtiğini söyleyen Cımbız, bu durumun boyun ameliyatlarını son derece tehlikeli bir duruma soktuğunu belirtti. Hastaların büyük bir kısmının bunun farkında olmadan bir ameliyatlı çözüm istediğini ancak bu durumun hem hastalar için hem doktorlar için ciddi bir sorun teşkil ettiğini açıkladı. Cımbız, bu tür rahatsızlıklarda ameliyatın son tercih olarak kullanılmasının ve ilk etapta ilaçlı tedavi ile birlikte fizik tedavinin uygulanmasının önemine de değindi. Boyun fıtığının hemen hemen herkeste bir şekilde bulunabileceğine ve bunun doğal bir şey olduğuna değinen Cımbız, “Boyun fıtıkları herkeste görülebilecek bir rahatsızlık ve bunların bir çoğu ağrısızdır. Bazı durumlarda ise yapılan ani ve yanlış hareketler boyun fıtığını tetikliyor ve dolayısıyla şiddetli ağrıları da beraberinde getiriyor. Bu ağrılardan kurtulmak için ani hareketlere, yatış pozisyonlarına çok dikkat etmek gerek” ifadelerini kullandı.