Etiket: Otomotivde

  • Otomotivde tüm zamanların ihracat rekoru kırıldı

    Türkiye ekonomisinin lokomotif sektörü ve son 11 yıldır üst üste ihracat şampiyonu olan otomotiv sektöründen mart ayında tüm zamanların rekoru geldi. Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Sabuncu, “Mart ayında yüzde 32 artışla 2.7 milyar dolar ihracat gerçekleştiren sektörümüzde, aylık bazda tarihi bir başarı yakaladık” dedi.

    İhracatın beşte birini tek başına gerçekleştirmeyi sürdüren sektörde, aralarında Almanya, İtalya, Birleşik Krallık, Fransa, ABD ve Polonya’nın da olduğu en büyük pazarlara yüzde 116’ya varan oranlarda çift haneli artışlar oldu. Türkiye ihracatının lider sektörü otomotiv endüstrisi, mart ayında tarihi başarı elde etti. Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) verilerine göre, son 11 yıldır üst üste ihracat şampiyonu olan sektörden, şimdi de aylık bazda tüm zamanların rekoru geldi. OİB Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Sabuncu, “Türk otomotiv endüstrisi ihracatında en yüksek artışı son olarak mayıs 2008 döneminde 2.5 milyar dolar ile elde etmiştik. Geçen mart ayında 2.7 milyar dolarlık ihracat ile tüm zamanların rekorunu kırmış olduk. Mart ayı performansında binek otomobiller ihracatındaki yüzde 85 oranındaki artış temel belirleyici oldu” diye konuştu.

    Sektörün ayrıca altı aydan bu yana aralıksız olarak ihracatta 2 milyar dolar barajını aştığını da hatırlatan OİB Başkanı Orhan Sabuncu, “Toplam ihracattan aldığımız yüzde 20 pay ile Türkiye ihracatının beşte birini tek başına gerçekleştirmeyi sürdürüyoruz. Mart ayında ayrıca aralarında Almanya, İtalya, Birleşik Krallık, Fransa, ABD ve Polonya’nın da olduğu en büyük pazarlara çift haneli artışlar kaydettik” şeklinde konuştu.

    Mal grubunda binek otomobillerde yüzde 85 artış

    OİB mart ayı verilerine göre mal grupları bazında binek otomobil ihracatı yüzde 85 artışla 1 milyar 171 milyon dolar olurken, otomotiv yan sanayi ihracatı yüzde 8 artışla 875 milyon dolar, eşya taşımaya mahsus motorlu taşıtlar ihracatı 444 milyon dolar ve otobüs-minibüs-midibüs yüzde 22 artışla 152 milyon dolar olarak gerçekleşti. Otomotiv yan sanayinde en büyük pazar olan Almanya’ya ihracat yüzde 11, diğer önemli pazarlardan İtalya’ya yüzde 12, Romanya’ya yüzde 18, İran’a yüzde 19 arttı. Fransa’ya yüzde 18, Amerika Birleşik Devletleri’ne yüzde 14 düşüş oldu. Binek otomobillerde en büyük pazar olan İtalya’ya ihracat yüzde 114 artarken, ikinci ülke Fransa’ya yüzde 68, Almanya’ya yüzde 108, Birleşik Krallık’a yüzde 32, İspanya’ya yüzde 66 ve Amerika Birleşik Devletleri’ne de yüzde 206 artış yaşandı.

    Eşya taşımaya mahsus motorlu taşıtlarda en büyük pazar olan Birleşik Krallık’a ihracat yüzde 48, Fransa’ya yüzde 29 artarken, Almanya’ya yüzde 13 ve Hollanda’ya yüzde 63 düşüş oldu. Otobüs-minibüs-midibüs ürün grubunda ise en büyük pazar Almanya’ya yine yüzde 18 düşüş yaşanırken, Birleşik Krallık’a yüzde 94, İtalya’ya yüzde 68, Polonya’ya yüzde 212 artış görüldü.

    Almanya’ya ihracat yüzde 21 arttı

    OİB verilerine göre mart ayında ülke bazında en büyük pazar olan Almanya’ya ihracat yüzde 21 artışla 413 milyon dolar oldu. Almanya’ya yönelik artışta bu ülkeye yan sanayi ihracatının yüzde 11, binek otomobiller ihracatının yüzde 108 arması etkili olmuştur. İkinci büyük pazar olan İtalya yüzde 54 artışla 336 milyon dolar, Birleşik Krallık’a ise yüzde 36 artışla 295 milyon dolar oldu. Türkiye’nin diğer önemli pazarları olan Fransa’ya ihracat yüzde 34, İspanya’ya yüzde 44, Belçika’ya yüzde 57, Amerika Birleşik Devletleri’ne yüzde 63, Polonya’ya yüzde 116 arttı. Hollanda’ya yönelik ihracat ise yüzde 39 düştü.

    AB’ye ihracat yüzde 33 arttı

    Türkiye otomotiv endüstrisinin ülke grubu bazında yüzde 79 pay ile en büyük pazarı olan Avrupa Birliği ülkelerine ihracat yüzde 33 artışla 2 milyar 154 milyon dolar oldu. Mart ayında alternatif pazarlardan Amerika ülkelerine ihracat artışı yüzde 54, Orta Doğu ülkelerine yüzde 23, Eski Doğu Bloku ülkelerine yüzde 41 ve Diğer Avrupa ülkelerine yüzde 36 olarak gerçekleşti.

  • Özgenç: “Otomotivde fahiş ÖTV sermaye ve emeğe haksızlıktır”

    KOBİDER Genel Başkanı Nurettin Özgenç, otomobillere uygulanan özel tüketim vergisine getirilen düzenleme ile ilgili açıklama yaptı.

    Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler Derneği (KOBİDER) Genel Başkanı Nurettin Özgenç, otomobillere uygulanan özel tüketim vergisine getirilen düzenleme hakkında açıklama yaptı. Özgenç, “Motorlu taşıtların ÖTV oranlarını yeniden belirlemeye yönelik, Bakanlar Kuruluna yetki verilmesi, alacakların yapılandırılmasında başvuru süresinin uzatılması düzenlemelerini de içeren tasarı TBMM’de kabul edildi. Mesela lüks tüketim maddesi olan değerli ve yarı değerli taşlara uygulanan ÖTV kaldırılarak sadece yüzde 18 KDV’ye tabi tutuldu. Bir diğer önemli husus ise milyondolarlar karşılığı satılan rezidans dairelere ve konutlara ÖTV uygulanmamaktadır. Devletin lüks anlayışı sadece otomotiv üzerine midir. Bu bağlamda lüks tüketim maddesi olan 18 ayar 4,84 gram ağırlığında VS2 kalitesinde 2.00 karatlık tek taş 56.500,00 TL’lik yüzükten yüzde 18 KDV alınırken, lüks konutlar gurubunda olan ve piyasa değeri 700-800 bin TL ile satılan 150 m2 altındaki lüks konuttan ise sadece yüzde 1 KDV alınıyor ama aynı fiyatlarda satılan bir araçtan ise üç misli vergi alınmaktadır. Konut ihtiyaçta otomobil ihtiyaç değil midir? Bu durum hakkaniyete aykırıdır ve çok büyük haksızlıktır.

    “Türkiye’de ithal binek aracın vergisi fiyatının katbekat üstünde”

    Cari açık yarasına en iyi merhem olarak görülen ve ülke bütçesine en büyük katkıyı sağlayan kalemlerden olan otomobil vergilerinin Türkiye’de yüzde 18 KDV + ÖTV olarak tanımlı olduğunu belirten Özgenç, “Devlet otomotivden fahiş oranda vergi alırken ultra lüks konutları muaf tutması anlaşılır gibi değil. Lüks araçlarda ÖTV artarken milyon dolarlık konutlar lüks sayılmıyor mu? Elbette mali imkânı olan yalı, köşk, villa, malikane, konak ve rezidans dairede de oturur, buna bir diyeceğimiz yoktur. Ancak biz KOBİDER olarak üzerinde durduğumuz konu ÖTV üzerinden yüzde200’e yakın gelir elde edilmesi ve lüks olmasına rağmen 1 milyon TL tutarlarında satılan konutlardan vergi alınmayıp onların onda biri kadar ücretle satılan araçlardan fahiş oranda ÖTV+KDV adı altında vergi alınmasınadır.Örneğin; binek taşıtı olarak kullanılacak olan 1600 motor vergiler hariç liste fiyatı 92.285 TL olan ithal bir araç ÖTV+KDV eklendiğinde 159.000 TL’ye yükselmektedir” şeklinde konuştu.

    “Otomobil fiyatının neredeyse 3 katı vergi ödeniyor”

    “Yapılan vergi düzenlemesinde 2 litre üstü motor hacmine sahip araçlarda da fiyat sınırı olarak 200 bin TL belirlenmiş” diyen Özgenç, “200 bin TL ve altındaki otomobillerin ÖTV’si yüzde 145’te kalırken, 200 bin TL’nin üstü araçlarda yüzde 168 olarak belirlendi. Dahası 2000 motor üstü vergiler hariç liste fiyatı 227.390 TL olan ithal bir araç ÖTV+KDV eklendiğinde 661.000 TL’ye çıkmaktadır. Aracın neredeyse 3 katı değerinde vatandaşa satılması ticaret anlayışına göre ters bir durum teşkil etmektedir. Otomobil firmasının büyük sermayeler ile kurduğu otomobil fabrikasında mühendislerinin çizdiği, tasarımcısının tasarladığı binlerce kişilik işçinin istihdamı sonucu üretip montajını yaptığı otomobile kâr marjını ekleyerek 227.390 TL’ye satışa sunduğu arabadan belki de 30-40 bin TL kazanırken devlet sadece alt yapı hizmeti ile yani yol sağladığı için yaklaşık 430.000 TL vergi alıyor” dedi.

  • OİB ve İTÜ Arı Teknokent, otomotivde başarılı projeleri üretime taşıyacak

    Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB), sektörde başarılı projeleri hayata geçirmek amacıyla iş birliği yaptığı İTÜ Arı Teknokent’in girişimcilik yarışması ’İTÜ Çekirdek BigBang’ finalinde beş projeye 250 bin TL ödül verdi.

    Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) ve İTÜ Arı Teknokent arasında otomotiv endüstrisinde başarılı projelerin hayata geçmesi amacıyla yürütülen iş birliği bu yıl da meyvesini vermeye devam ediyor. OİB’in her yıl düzenlediği Ar-Ge Proje Pazarı ve Komponent Tasarım Yarışması’nda dereceye giren ve İTÜ Çekirdek’te ön kuluçka ve hızlandırıcı süreçlerindeki eğitimlerini tamamlayan projeler, İTÜ Çekirdek Big Bang finalinde OİB tarafından 250 bin TL ile ödüllendirildi. Big Bang finalinde girişimcilik ve üretim yolunda ilk adımı atan beş projeden Metrobi 70 bin TL, Formulate 60 bin TL, Progin-Bilişim-Transafe 50 bin TL, Nanografen 35 bin TL ve Parkkolay 35 bin TL ödüle layık görüldü.

    Ödül alan projelerden Metrobi, bulut tabanlı altyapı ile yapay zeka ve veri bilimini kullanarak toplu ulaşım yöneticileriyle yolcularına ihtiyaç duyduğu araç ve bilgileri sağlıyor. Formulate projesi parça başına üretimi 5 dakikanın altına indiren yeni nesil reçine formülasyonu sunarken, Progin-Bilişim-Transafe araçlara sonradan monte edilebilen radar temelli çarpışma ve takip mesafesi uyarı sistemi getiriyor. Nanografen projesi ile yeni nesil araçlar için grafen ile güçlendirilen hafif, dayanıklı ve maliyeti düşük kompozit iç tirim parçası üretilirken, Parkkolay mobil uygulaması ile de bir dakikada otopark bulunması ve rezevaryon yapılması sağlanıyor.

    Big Bang töreninde proje sahiplerine ödüllerini OİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ömer Burhanoğlu ve OİB Yönetim Kurulu Üyesi Emre İncekara birlikte verdi. OİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ömer Burhanoğlu, “OİB olarak yeni nesil projelere yatırım yapmamız gerekiyor. Bu yıl çıtanın yükseldiğini memnuniyetle görüyoruz. Eski sermaye, yeni nesil akıllara aklamalı ki geleceğe sahip çıkalım. Son 100 yılda nüfus ve sermaye altı kat arttı ama dolaşım bin kat arttı ve 1,5 trilyon dolarlık yeni bir pazar oluştu. Biz de bu pazardan akıllı ulaşım sistemlerine getirilen yeni projelerle pay almak istiyoruz” dedi.

    “Araç ve parçaların katma değeri yükseltilmeli”

    İTÜ Çekirdek ile iş birliklerinin proje sahiplerine girişimcilik alanında deneyim, vizyon ve know-how katacağı değerlendirmesinde bulunan Ömer Burhanoğlu, “Otomotiv endüstrisi tasarım, Ar-Ge ve inovasyona yoğunlaşmalı. Bu alanda güçlü olmanın yegane yolu, Türkiye’de üretilen araç ve parçaların katma değerlerinin yükseltilmesidir” dedi.

    Bu amaçla Ekonomi Bakanlığı desteği ve Türkiye İhracatçılar Meclisi koordinatörlüğünde bu yıl 4’üncüsünü düzenledikleri ’Türkiye Otomotiv Sektöründe Ar-Ge Proje Pazarı ve Komponent Tasarım Yarışması’ ile proje ve fikirleri sektörle buluşturmaya çalıştıklarını vurgulayan Ömer Burhanoğlu, “Bu yolda önemli bir adım olan İTÜ Çekirdek işbirliği, fikirden sanayiye giden yolda girişimcilere destek olarak sektörümüze katkıda bulunabilecek olan bir projedir. Bu proje sayesinde, girişimciler fikirlerini projeye, ürüne ve hizmete dönüştürebilmeleri için araştırmalarını yapabilecekleri ortama sahip olmuşlardır.  Fikir halinde olan projeler ete kemiğe bürünerek birer ürün/prototip olarak sanayiye kazandırılmaktadır” dedi.

    Burhanoğlu, yarışmada başarılı olan proje sahiplerinin kendilerini geliştirmeleri, toplumda girişimcilik, inovasyon ve Ar-Ge kültürünün oluşturularak teknoloji tabanlı ekonomik değer yaratmanın önemine değinerek şöyle devam etti: “İTÜ Çekirdek ile iş birliğimiz bilinçli ve başarılı start up firmalarının kurulmasını sağlayacak, proje ve fikirden sanayiye giden yolda girişimcilere destek olacak, sektörümüze katkıda bulunabilecek bir çalışmadır. İş birliği ile fikirlerin sanayileşip, üretime dönüşmesini ve endüstrimize birer çıktı olarak katkı sağlamasını amaçladık. Big Bang ile de başarılı projeleri ödüllendirdik. Bu projelerin önümüzdeki dönemde de takipçisi olacağız”.

    Ticarileştirilebilir projelere sahip çıkıp geliştirilmelerini sağlayan İTÜ Çekirdek, bu yıl ’Otomotiv Teknolojileri’ özel kategorisiyle otomotiv endüstrisinde algı değiştirecek inovatif projelere sahip çıktı. Projelerin geliştirilerek hayata geçirilmeleri için kuluçka ortamı sunan İTÜ Çekirdek, burada başarılı olanları ’İTÜ Çekirdek Big Bang’ organizasyonuyla girişimcilik yönünde teşvik etti. Başarılı projelerin hayata geçebilmesi için sanayicilerle tanışma fırsatı da verilecek olan organizasyonda, proje sahiplerinin üretime odaklanması sağlanacak.

  • “Otomotivde 130 Yılın En Büyük Değişimi Yaşanıyor”

    KPMG Türkiye Otomotiv Sektör Lideri ve Şirket Ortağı Ergün Kış, KPMG Türkiye Otomotiv Yöneticileri Araştırması 2016 yılı sonuçlarının açıklandığı toplantıda otomotivde 130 yılın en büyük değişiminin yaşandığını dile getirdi.

    Otomotiv sektörde yükselen trendleri ve gelecekte karşılaşılabilecek risklerle fırsatları ortaya koyarak yatırımcılara ve sektörün diğer oyuncularına yol gösterme amacıyla yapılan “KPMG Türkiye Otomotiv Yöneticileri Araştırması 2016” açıklandı.

    Geçtiğimiz 3 yıl boyunca BRIC ülkelerindeki üreticilerin Avrupa pazarına girmesinden emin olan Türkiye otomotiv yöneticilerinin bu yıl fikir değiştirdiğini söyleyen KPMG Türkiye Otomotiv Sektör Lideri ve Şirket Ortağı Ergün Kış, başarılı olamayan Çinli üreticilere olan inancın sarsıldığını ifade etti. Avrupa pazarının isteklerinden oluşan bariyerlerin Çin şirketleri için aşılamayacak kadar yüksek göründüğünü söyleyen Kış, geçtiğimiz yıllarda bir Çinli markanın yaşadığı hayal kırıklığını hatırlatarak, Çin araçlarının kalite bakımından uluslararası düzeyde olduğu düşünülmesine rağmen düşük kalite algısı, satış ağının yetersizliği ve sınırlı model sayısının diğer Çinli şirketler için de tehdit oluşturduğunu söyledi. Özellikle AB pazarında etkin bir bayi sisteminin oluşturulmasında her yeni marka için önemli zorlukların olduğuna dikkat çeken Kış, “Pazar bariyerleri yüksek. Öte yandan aracın ikinci el değerinin oluşması da yerleşik markalara göre çok uzun sürüyor. Bu, tüketici talebi için çok olumsuz bir durum. Bu koşullarda Çin otomotiv ürünlerinin AB pazarına girişi olumsuz görünüyor. AB’de üretim yapmasına rağmen AB dışı markaların pazar paylarının hala yetersiz düzeyde olduğu da dikkate alınmalı” dedi.

    “PAZARIN BÜYÜMESİ “MİLLİ GELİRDE ARTIŞA BAĞLI”

    Otomotiv pazarının büyümesi için kişi başına düşen milli gelirin artış hızının, pazar oyuncuları tarafından en önemli etken olarak görüldüğü ve ilk defa bu beklentinin sektör üzerindeki vergi yüklerinin azaltılmasından daha önemli olarak ortaya çıktığını belirten Ergün Kış,kar merkezlerinde önümüzdeki 5 yıl değişiklik beklenmediği sonucu alınan araştırmada,sektör beklentilerini şöyle ifade etti: “Zaten kullanılmış araç pazarının yeni araçtan 4-5 kat fazla oluşu, düşük gelir nedeniyle yeni araç alınmadığı tablosunu doğrular nitelikte bir sonuç. Ekonomideki genel konjonktür değişimleri doğal olarak her sektörde talebe yansıyor ancak bu taraftaki büyüme, yeni araç alımına yansımıyor. Çünkü sektör için milli gelirin dağılımı da artışı kadar önemli. Bu durum, sektörün sanayiden ticarete her kesimindeki olumsuz etkilerinin azaltılması için daha dengeli bir sisteme ihtiyaç duyulduğunu ortaya koyuyor”.

    Yetkili satıcıları etkileyen en önemli dış faktörler arasında, yoğun rekabette değişen tüketici beklenti ve davranışlarının dikkatle izlendiğini aktaran Ergün Kış, finansal risklerle karşı karşıya kalan ve yoğun rekabet içinde olan yetkili satıcılar nezdinde ikinci el pazarının internet üzerinden büyümesinin beklendiğini söyledi.

    Yetkili bayilerin, artan rekabetin yanı sıra hızla değişen tüketici isteklerinin yer aldığı farklı bir pazar gelişimini yakından izlediğini dile getiren Kış, “Özellikle bu durum yeni nesil tüketicilerde daha fazla izleniyor. Tüketici, bayiden daha fazla hizmet ve seçenek sunmasını bekliyor. Öte yandan pazarda artan marka ve model seçenekleri de bayilerin showroomlarında daha fazla modelle tüketicinin karşısına çıkmasını gerektiriyor. Kullanılmış araç ticareti alanının ise elektronik ticaret sistemi üzerine kayması beklentisi var. Yeni araç satışlarında kullanılmış aracın uygun bedelle değişimi müşteri için kolaylık sağlıyor. Bayiinin bu araçların satışını internet üzerinden hızla satışı, işletmede nakit yönetimi acısından da önem taşıyor” dedi.

    “ÜRETİM VE KAPASİTE AÇIKLAMALARI BEKLENTİLERİ SOLLADI, 5 YILLIK TAHMİNLER YAKALANDI”

    Yöneticilerin büyük çoğunluğunun üretimde artış beklediğini belirten Ergün Kış, üretimin 1 milyon 200 bin (baz yılı 2014) 1 milyon 400 bin üzerine ve kapasitenin 1 milyon 700 binden 1 milyon 900 binin üzerine çıkmasına yönelik beklenti olduğunu, ancak bazı üreticilerin son açıklamaları ile gerçeklerin beklentileri geçtiğini ifade etti. Bazı üreticilerin, 2016 yılının başında yaptıkları açıklamalarla üretim ve kapasitenin beklentilerin üzerine çıkmasının kesinleştiğini söyleyen Kış, sektörün yeni Ar-Ge ve yatırım teşvikleriyle son yıllarda önemli bir gelişme ivmesi yakaladığını ifade etti. Sektörün beş yıl sonra geleceği noktanın şimdiden yakalandığını belirtti.

    Üretim ve kapasite artışında gelişmelerin olumlu devam ettiğini söyleyen Kış, “Yeni bir marka yatırımı beklenmiyor ancak mevcut şirketlerin yeni yatırımlarla genişlemesi önemli. Özellikle ‘tedarik zinciri’ bütünlüğünde olması da sevindirici. Ayrıca otomotiv sektörü için stratejik önem taşıyan yassı çelik, özel çelik ve plastik sanayisinin yanısıra elektronik ve yazılım sektörleri ile de daha sıkı ve uzun vadeli işbirliği kurmak gerektiği açık. Hızla gelişen Ar-Ge yetkinliğinin ulaştığı düzeyde tümüyle yerli olarak tasarlanan taşıtların küresel standartlarda yapılacak geliştirme testleri için önemli altyapı yatırımının en kısa surede tamamlanması gerekiyor. Bu sorun Ar-Ge’nin bir bütünleyicisi olarak görülerek mevzuatın yeniden düzenlenmesi ve genişletilmesi şart. Otomotiv ihracatının en önemli sorunu ise lojistik altyapısı. AB pazarına ulaşımda demiryolu sisteminin yeniden kurulması öncelik taşırken otomotiv limanı ihtiyacı her gecen yıl daha da artıyor” dedi.

    “TÜRKİYE, BRIC ÜLKELERİNE KARŞI REKABET GÜCÜNÜ ARTIRMALI, İRAN’A BAKMALI”

    BRIC ülkelerinin yatırım cazibesinin Türkiye için engel teşkil ettiği ve ihracat sürekliliği sağlanabilmesi için ikili anlaşmaların şart olduğunun altını çizen Ergün Kış,özellikle tedarik ve yan sanayide Ortadoğu’nun en büyük pazarı olan İran’ın çok dikkatle izlenmesi gereken bir pazar olduğunu vurgulayarak “Türk otomotiv sektörü şu anda tahminlerin ötesinde bir noktada. Ancak büyümeyi sürekli kılmak için rekabet gücünün artması gerekiyor. Özellikle BRIC ülkelerinin yatırım cazibesi ve İran’ın rakip hamlesine karşılık vermek, bu tabloda sektör için elzem görünüyor. İhracat sürekliliğinin sağlanması için serbest ticaret anlaşmalarına katılım ve gelişmekte olan pazarlar ile ikili anlaşmaların yapılması şart. Araştırma sonuçlarında tedarik sanayisinin beklentisi geleceğin kritik teknolojilerinin öne çıkması sebebiyle Ar-Ge ve tasarım yetkinliğinin artırılması olarak ortaya çıkıyor. Bölgesel aktörlerden İran’ın geçen yıl gündemde yokken bu yıl tedarik sanayisinin en önemli ülkeleri arasına girmesi de bu beklentiyi artırıyor” şeklinde konuştu. Türkiye otomotiv sektörünün küresel rekabet gücünü sürdürmenin yanı sıra, bu gücü artırmaya devam etmesi gerektiğini söyleyen Ergün Kış, bilişim sektöründeki gelişmelerin sektörü yeni nesil müşterilerle sürekli zorladığını ifade etti ve geleceğin kritik teknolojilerine entegre olmadan ilerlemenin mümkün olmadığını kaydetti.

    Kış, teknolojik gelişmelerin dikkate alınarak yazılım ve elektronik sektörleri ile otomotiv sektörü arasında öncelikle organik işbirliğinin sağlanması ve bu amaçla özel teşvik sisteminin kurulması gerektiğini belirterek “Bilişim teknolojilerine kolay bağlanabilirlik, bir yandan yeni iş modellerinin ortaya çıkmasını sağlarken öte yandan sanayi dışındaki yeni oyuncu olan tarafların da doğrudan müşteri ilişkileri geliştirmesine imkan veriyor. Bu durumda, otomotiv endüstrisi üreticileri, gelecekteki değişik iş modellerini müşterilerinin yaşam tarzlarını yansıtmak zorunda kalacak, duruma ve uygulamaya göre harcanan zamanı ile masrafı azaltan ve yaşam kalitesini artıran çözümler geliştirmesi gerekecek. Artık otomotiv üreticilerinin son derece karmaşık bir otomotiv ürünü üreticisi olmaya ek olarak bilişim ve teknoloji alanında da hızla genişlemesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.

  • Otomotivde Yeni Teknolojiler Sektör Devleriyle Buluştu

    Yıldız Teknik Üniversitesi tarafından düzenlenen otomotiv teknolojisinde gelişen teknolojiler proje pazarı, otomotiv alanında uzman akademisyen, öğrenciler ve sektör temsilcilerini bir araya getirdi.

    Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Teknoloji Transfer Ofisi tarafından düzenlenen “Otomotiv Sektöründe Yeni Gelişen Teknolojiler Proje Pazarı”, yeni fikir ve projeleri sektörün liderleriyle buluşturdu. Akademisyen ve sektör temsilcilerinden oluşan jürinin değerlendirdiği projelerden dereceye girenler ödüllerini aldı.

    Yıldız Kampüsü Oditoryum’da düzenlenen etkinliğe Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek, Gebze Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Haluk Görgün, Elginkan Vakfı Müdürü İlhan Üttü, Yıldız Teknik Üniversitesi Teknopark Yönetim Kurulu Başkanı Erdem Bektaş’ın yanı sıra çok sayıda sektör temsilcisi öğrenci ve akademisyen katıldı.

    Etkinliğin açılışında konuşan YTÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek, otomotiv sektörünün Türkiye’nin ekonomik ve sanayi gelişimi açısından önemine değindi. Türkiye’de 218’in üzerinde Ar-Ge merkezi 60’ın üzerinde teknopark bulunduğunu aktaran Rektör Yüksek, bunlardan 70 tanesinin ise sadece otomotiv sektörü ile ilgili çalıştığını vurguladı.

    “YABANCI ARAŞTIRMACILARI ÜLKEMİZE ÇEKMELİYİZ”

    Türkiye’nin hedeflediği ilk 10 ekonomiye girme hedefini gerçekleştirebilmesinin yolunun ar-e ve inovasyondan geçtiğini vurgulayan Yüksek, bu amaca gidebilmek için 300 bin Ar-Ge mühendisine ihtiyaç olduğuna işaret etti. Rektör Yüksek, “Şu anda 110 bin civarında Ar-Ge mühendisimiz var. Bunlardan 70 bini üniversitelerde ders veren nitelikte. 30-40 bin gibi bir kısmı da proje yapıyor” şeklinde konuştu.

    Bu sayının tamamlanabilmesi için tersine beyin göçünün yanı sıra kaliteli yabancı araştırmacıların Türkiye’ye kazandırılması gerektiğini aktaran Yüksek, tüm dünyada üniversiteler ve şirketlerin yabancı personelle çalıştığını Türkiye’nin de bu açığını kapatabilmek için nitelikli yabancı araştırmacı ve bilim insanlarını Türkiye’ye çekecek adımlar atması gerektiğini dile getirdi.

    “OTOMOTİV ÜRETİMİNDE İLK 20, İSTİHDAMDA İLK 10 SIRADAYIZ”

    Gebze Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Haluk Görgün de, üniversite olarak yaptıkları çalışmalardan bahsetti. Üniversite olarak teknoloji transfer ofisi kurduklarını belirten Görgün, bu süreçte kendilerine mentörlük desteği veren YTÜ Teknoloji Transfer Ofisi’ne teşekkür etti.

    Otomotiv sektörünün gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin anahtar sektörü olduğunu belirten Görgün, “Bu sektörü sadece ana üretim ve yan sanayi olarak düşünmemek gerekir. Otomotiv sektörünün hem beraberinde sürüklediği demir-çelik sektörü, cam endüstrisi, elektronik endüstrisi gibi sektörler hem de hizmet götürdüğü sektörlerle birlikte düşünülmesi gerekir” ifadelerini kullandı.

    YTÜ Teknopark Yönetim Kurulu Başkanı Erdem Bektaş ise, yapılan bu tür etkinliklerin en önemli amacının Türkiye’de eksikliği hala devam eden üniversite-sanayi işbirliğinin sağlanması olduğunu belirtti.

    Teknopark çalışmaları hakkında bilgi veren Bektaş, son yıllarda yapılan yeni çalışmalar sayesinde YTÜ Teknopark’ın Türkiye’nin en büyük teknoparkları arasına girdiğini aktardı.

    Etkinlikte akademisyen, sektör ve STK temsilcilerinin katıldığı panellerde, “Otomotivde Üniversite Sanayi İşbirliği Modeli”, “Otomotivde Ar-Ge yatırımları” başlıklarında sunumlar yapıldı.

    DERECEYE GİREN PROJELER ve ÖDÜLLERİ

    Akademisyen ve sektör temsilcilerinden oluşan jürinin yaptığı değerlendirmede 53 proje arasından dereceye giren projeler belirlendi.

    1’inci proje: “Otomotiv Radar Uygulamaları İçin Çoklu Lens Anten Tasarımı” Doç. Dr. Nurhan Türker Tokan – YTÜ / Ödülü: Macbook Air

    2’nci  proje: “Geri Dönüşüme Dayalı Proses ile Grafen Üretimi ve Otomotiv Plastiklerinde güçlendirici ve hafifletici katkı malzemesi olarak kullanımı” Dr. Burcu Saner Okan – Sabancı Üniversitesi/Ödülü: İpad Air

    3’üncü proje: ”Karbon Fiber Takviyeli ve Termoset Rec¸ine Matrisli Kompozit Malzemeden Otomotiv Salıncak Kolu U¨retimi Emre Yigˆitogˆlu” – Coşkunoz Metal Form A.Ş./Ödülü: Apple Watch