Etiket: Örüyor

  • Türk Kızılayı İlmek İlmek Sevgi Örüyor

    Türk Kızılayı Eskişehir Şubesi Kadın Kolları tarafından, “Gönül Örgüsü” projesi dolayısıyla mağdur çocuklar için sevgi ilmekleri atılıyor.

    Türk Kızılayı Eskişehir Şubesi Kadın Kolları Başkanı Nurhan Arı, konuyla alakalı yaptığı açıklamada, her ilmeğin sevgiyle örüldüğünü belirtti. Yaptıkları işleri birçok kişinin yüzünü güldüreceğini aktaran Arı, “Bir çocuğun yüzündeki gülümseme, dünyanın bütün servetine değer. Allah bunları giyen çocuklarımıza hayırlı, uzun bir ömür nasip etsin. Yavrularımızın yüzündeki gülücükler eksik olmasın. Atılan bu ilmekler dünyada barışa vesile olur, atılan bu ilmekler mağdur insanların acılarına ve yaşama tutunmalarına bir nebze olsun katkı sağlar” dedi.

  • Erkekler Örüyor, Kadınlar Süpürüyor

    Hatay’ın Hassa ilçesinde erkekler bahçelerinde yetiştirdikleri süpürgelik bitkisinden elde ettikleri süpürgeleri örerek ev ekonomisine katkı sağlarken, unutulmaya yüz tutmuş bu zanaati yaşatmaya çalışıyor.

    Hassa ilçesinde, bahçelerinde yetiştirdikleri süpürgelik bitkisinden elde ettikleri süpürgeleri ören köylüler hem evlerinin süpürge ihtiyacını karşılıyor, hem de ihtiyaç fazlası ürünleri satarak ev ekonomisine katkıda bulunuyor. Uzun kış gecelerini süpürge örerek geçiren köylüler, para kazanmanın yanında, unutulmaya yüz tutmuş geleneksel bir zanaati yaşatmaya çalışıyor.

    Gazeluşağı Mahallesi’nde yaşayan ve 50 yıldır bu mesleği yapan Seyfettin Kara, büyüklerinden öğrendikleri ata yadigarı bu mesleği genç kuşaklara taşıma gayretinde olduğunu belirterek, “Köyde benim yaşımda bu zanaati bilenler var ancak bu işleri bıraktılar. Çarşıdan hazır alıyor. Ama çarşıda satılanlar çabucak yıpranıyor. Çarşıdan 10 liraya alacağınıza buradan 20 liraya alın, pişman olmazsınız” dedi.

    Süpürge yapmanın kolay ve eğlenceli bir iş olduğunu anlatan Kara, süpürge yapımını şöyle tarif etti:

    “Süpürge tohumlarını kendi bahçemize ekiyoruz. Yaz sonu süpürgelikleri kesip bir yere istif ediyoruz. İhtiyaca göre bunları leğen gibi büyük bir kapta bir iki gün ıslı bırakıyoruz. Sonrasında tohumlarını bir güzel demir taraktan geçiriyoruz. Kıvama gelen süpürgelikleri bir kütük üzerinde ağaç tokmakla döverek süpürge şekline getiriyoruz. Kıstırgaç dediğimiz aletin yardımıyla süpürgeyi sabit konumda tutuyoruz. Yöresel ismi, kıyık olan çuvaldızla sap kısmından başlayarak el emeği ve göz nurumuzu sanata dönüştürüyoruz. Uzun kış gecelerini, hane halkının bütün bireyleriyle eğlenceli bir şekilde süpürge örerek değerlendiriyoruz. Bizim burada süpürgeleri erkekler örüyor, evleri kadınlar süpürüyor. Geleneksel ata yadigarı mesleğimizi genç kuşaklarımıza böylece sevdirerek, bu mesleğin yaşamasını sağlıyoruz.”

  • Hatice Teyze Otuz Yıldır Balık Ağlarını Örüyor

    Muğla’nın Bodrum ilçesinde otuz yıldır balık ağı örerek geçimini sağlayan Hatice teyze, görenleri şaşkına çeviriyor.

    Gündoğan balıkçılar barınağında teknesi olan 52 yaşındaki Hatice Ataman 30 yıldır her gün eşi balık avından geldikten sonra yırtılan ağları örerek geçimini sağlıyor. İki çocuk annesi Ataman evlendikten sonra eşine yardım etmeye başladı. Balıkçılık yapan eşini her gün limanda bekleyen Hatice teyze eşinin gelmesi ile birlikte avda yırtılan balık ağlarını örüyor. Kendi yaşındaki kadınlar kazak, atkı gibi birçok örgü işi ile uğraşırken Hatice teyze genelde erkek mesleği olarak bilinen balık ağı örüyor. Çocuklarından birini bu iş sayesinde okuttuğunu, diğer çocuğunu ise evlendirdiğini söyleyen Hatice Ataman, balıkçılar tarafından çok seviliyor. Balıkçılar içerisinde en hızlı ağ örme unvanına sahip olan Hatice teyzenin esprileri ise civarda bulunanları kırıp geçiriyor. Gündüzleri ev işi ile uğraşan Hatice teyze akşam üzeri yırtılan ağları örmek için limana geliyor. Çok hızlı bir şekilde ağ ören Hatice teyze daha sonra eve giderek kızı ve eşine yemek hazırlıyor.

    Ağ örmeyi meslek edindiğini dile getiren Ataman, bu işin baba mesleği olduğunu ifade ederek, “30 yıldır bu işi yapıyorum. Çocuklarımı bu sayede okuttum, evlendirdim. Babamdan kalan bir meslek. Eşim balığa çıkar bende balık avından döndüğünde yırtılan ağları dikerim. Bu benim mesleğim. Çok kolay bir iş 30 yıldır her gün gelir yırtılan balık ağlarını onarırım, dikerim bakımını yaparım” diye konuştu

  • Mağarada Çorap Örüyor

    Gaziantep’te, çorap örme makinesi ile bir mağarada klasik yöntemle çorap ören Salih Tunç, el emeği göz nuru çoraplarını mağaraya gelen ziyaretçilere satıyor.

    Gaziantep’in Kaleoğlu mağarasında 52 yıllık baba yadigarı çorap örme makinasıyla çorap ören Salih Tunç, bu mesleği artık hiç kimsenin yapmadığını, mağaraya gelen ziyaretçilere süs amaçlı çorap sattığını ifade etti. Türkiye genelinde bu mesleği kendisinden başka hiç kimsenin yapmadığını belirten Tunç, “Bu çoraplar bir bayanın hoşuna gitti. ’Bu çorabı çerçeveletip evin duvarına asacağım’ dediğinde çok şaşırdık. Araştırdığımızda bu yöntemle çorap ören kimsenin kalmadığını öğrendik” dedi.

    Turistik amaçlı kullanılan ve Yenihan içerisinde bulunan Kaleoğlu mağarasında antika çorap örme makinesi ile görenlerin hemen dikkatini çeken Salih Tunç, mağara içerisinde çalan Türk Sanat Musikisi eşliğinde el emeği göz nuru çoraplarını yapmaya devam ediyor.

    Çorapçılığı dayısından öğrendiğini ifade eden Salih Tunç, “Benim dayım çorap dokurdu. İlkokul çağlarında onun yanında çırak idim. Dayımın yanında öğrendim bu mesleği. Bu makine dayımın. Ondan sonra dokumacılığa başladım. Bu makineyi de öğrendim. Elim yatıyor kullanmak için. 13 yıl dokumacılık yaptım. Askere gittim geldim. 1980’de dokumacılığı bıraktım” dedi.

    Çorapçılık ve dokumacılık dışında uzun süre Türk Sanat Müziği söyleyen Tunç, “Son 17 yıldır bu çorapçılık mesleği ile uğraşıyorum. Üç senedir bu mağaraya geldim. Burada çorap yapıyorum” diye konuştu.

    Kullandığı antika çorap örme makinesinin kendisinden başka kimse de bulunmadığını belirten Tunç, şunları söyledi: “Bu makineden Gaziantep’te başka yok. Benim bildiğim 3 tane var. Biri benim komşumun, arızalandığı için çalışmıyor. İki tane çalışır vaziyette makine var. Her ikisi de bende. Başka kimsede yok bu makineden. 52 senedir bizde. 27 yıldır bende, 25 senedir dayımda idi.”

    Elindeki antika çorap örme makinesi ile günlük 18-20 çift arasında çorap ördüğünü ifade eden Salih Tunç, makinesinin motorunun bulunduğunu ancak nostalji olsun diyerek makineyi manuel olarak çalıştırdığını söyledi. Tunç, yaptığı el emeği göz nuru çoraplarını mağaraya gelen müşterilere 1,5-2 TL gibi bir fiyata satıyor.

    BİR MESLEK DAHA KAYBOLUYOR

    Örgülü çorapların diğerlerinden farkının biraz kalın olması olduğunun altını çizen Tunç, şöyle konuştu: “Bunlar genelde ev içinde giyilecek çoraplar. Artık evlerin çoğu doğalgazlı bizim çorapları giyen kalmadı. Zaten çorap giyen bayan yok. Alanların çoğu süs malzemesi olarak alıyor. Ama bu meslek artık ölüyor. Benim yaptığım iş şuan dünyada tek. Bir meslek İstanbul’da yoksa Gaziantep’te olur, Gaziantep’te olmazsa bu iş bitmiş demektir. Ben bu işi yapan son kişiyim. El makinesinde çorap ören son usta benim. Bu işi yapabilecek çırak bulmak neredeyse imkansız.”