Etiket: oruç

  • Şanlıurfa’da oruç tutan vatandaşlar serinlemek için doğal yolları kullanıyor

    Şanlıurfa’da yaklaşık 35 derecede oruç tutan vatandaşlar, her yıl olduğu gibi bu yıl da serinlemek için doğal yolları kullanıyor.

    Şanlıurfa’da Ramazan ayında yaklaşık 35 derecede oruç tutan vatandaşlar, serinlemek için doğal yollara başvurdu. Öğlen vakti, havanın en sıcak olduğu zamanda parklara akın eden vatandaşlar, çimenlerin üzerinde uzanırken camiye giden vatandaşlar ise namazdan sonra uzanıp iftarı bekliyor. Özelikle Balıklıgöl platosundaki parklara giden vatandaşlar saatlerce ağaç gölgelerinde serinliyor. Çocuklar ise Hasanpaşa Camii’nin bahçesi ve Balıklıgöl’deki kanallarda suya girip serinlemeye çalışıyor. Sıcağın altında oruç tutmanın zor olduğunu dile getiren vatandaşlar, doğal serinleme yollarına başvurup iftarı beklediklerini dile getirdi.

  • Uzman Diyetisyen Yücel: “Oruç tutanlar toplam 4 öğün yemeli”

    Özel Mersin Yenişehir Hastanesi’nde görevli Uzman Diyetisyen Didem Yücel, herhangi bir sağlık problemi olmayan ve oruç tutabilen bir kişinin mutlaka sahur, iftar ve iftardan sonra 1,5 saat aralıkla 2 ara öğün ile birlikte toplamda 4 öğün yemesi gerektiğini belirtti.

    Uzman Diyetisyen Yücel, yazılı bir açıklama yaparak, Ramazan ayında beslenmede dikkat edilmesi gereken konular hakkında bilgi verdi. Ramazan’da 17 saatlik açlık ve susuzluk dönemi yaşandığına dikkat çeken Yücel, oruç tutanların doğru beslenme tekniklerinin metabolizma açısından önem taşıdığına dikkat çekti. Yücel, “Son beş yıldır geçirdiğimiz Ramazan aylarının yaz aylarına denk gelmesi nedeniyle yaklaşık 16-17 saatlik açlık ve susuzluk durumunu karşımıza çıkarıyor. Bu durumda, doğru beslenme teknikleri metabolizmada oluşan değişiklikleri kontrol altına almak açısından daha da bir önem kazanıyor. Ramazan ayı boyunca öğün sayısının azalması, uyku saati ve süresinin değişmesi, sıvı alımının kısıtlanması vücut için önemli sayılabilecek birçok değişikliği beraberinde getireceğinden, bazen ağırlık kaybı bekleyen bir kişinin Ramazan sonunda vücudundaki yağ oranının arttığını bile görebiliyoruz” dedi.

    “Oruç tutanlar toplam 4 öğün yemeli”

    Herhangi bir sağlık problemi olmayan ve oruç tutabilen bir kişi için mutlaka sahur öğünü, iftar öğünü ve iftardan sonra 1,5 saat aralıkla 2 ara öğün ile birlikte toplamda 4 öğün yapması gerektiğini belirten Yücel, “Sahurda tuzlu, baharatlı, hamurlu ve yağlı gıdaların fazla tüketimi gün içerisinde susuzluk hissini arttıracaktır. İftarda ise yoğurt ve mayalı hamur işleri gibi mayalı ürünlerin bulundurulması halinde şişlik ve hazımsızlık şikayetleri artabilir. İftar sonrası bitki çaylarından özellikle rezene, melisa ve papatya çayı kullanılabilir. Özellikle iftardan yatana kadar geçen vakitte 1,5 litre (8 su bardağı) kadar su içilmesi de ödem ve hazımsızlık problemlerinin azaltılmasına yardımcı olacaktır” ifadelerini kullandı.

    Yücel, rahat bir Ramazan ayı geçirmek isteyenler için tercih edilmesi gereken sahur ve iftar menüsünde tüketilmesi gerekenleri ise şöyle sıraladı:

    “Sahur Menüsü

    1 kase çorba

    1 dilim peynir veya 1 yumurta

    2 ince dilim ekmek

    Domates, salatalık, yeşillikler

    İftar Menüsü

    1 kuru hurma ve su

    1 kase çorba (çorbadan sonra 10 dakika ara verilmesi önerilir)

    1 tabak etli sebze yemeği

    1 avuç içi kadar Ramazan pidesi

    Salata

    İftardan sonra 1. ara

    1 kase komposto veya 1 su bardağı limonata veya 1 kase yoğurt/cacık

    İftardan sonra 2. ara

    1 kase doğranmış meyve salatası”

    Haftanın 2 günü iftardan sonraki 2 ara öğün yerine 1 dilim tahin helvası veya 1 porsiyon sütlü tatlı veya 3 top dondurma tercih edilebileceğini de vurgulayan Yücel, “Bu porsiyonlar kişinin yaş, cinsiyet ve vücut ağırlığına göre değişkenlik ve çeşitlik gösterecektir” dedi.

  • 500 derece sıcaklıkta oruç tutuyorlar

    Siirt’te 500 santigrat derece sıcaklığa ulaşan ocakların başında gün boyu demir döven ustalar, büyük zorluklara rağmen oruç tutmayı aksatmıyor.

    Siirtli demirciler, kor ateşlerin yandığı ve sıcaklığın 500 santigrat dereceye ulaştığı ocakların önünde çalışarak, büyük zorluklara rağmen günde 16 saat oruç tutuyor. Hem işlerini hem de ibadetlerini aksatmamak için büyük fedakarlık gösteren sıcak demir ustaları, gün boyu kızgın demirlere çekiç sallıyor. Kentteki Bakırcılar ve Demirciler Çarşısı’ndaki 20 metrekarelik iş yerinde 30 yıldır sıcak demir döven Abdulvahap Atınç (44), zorlandıklarını ancak ne işlerinden ne de ibadetlerinden vazgeçtiklerini belirtti. Ramazan aylarında çok zorlandıklarını anlatan Atınç, “Halen köylülerin talep ettiği orak, balta, keser gibi bağ ve bahçe işlerinde kullanılan tarım aletler yapıyoruz. Onun dışında başka işler kalmadı. Bu meslek dede ve babadan kalma meslektir” dedi.

    İsmet Batur adlı müşteri ise oruçlu halde çalışmanın çok zor olduğunu anlatarak, özellikle de sıcak demir döven ustaların Ramazan ayında bin bir güçlükle çalıştığını görmenin kendilerini etkilediğini dile getirdi.

    Feyat Saldıran adlı müşteri de sıcak demir ustalarının işlerinin çok güç olduğunu belirterek, “Allah Ramazan’da çalışana sabır ve kuvvet versin. Ramazan’da çalışmak güzeldir. Herkes 500 derece sıcağın altında çalışamaz” diye konuştu.

  • “Oruç diyet programı değildir”

    Sağlık Bilimleri Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Biyokimya Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatih Gültekin, orucun bir ibadet olduğuna dikkat çekerek, “Oruç sabahtan akşama kadar aç kalmak demek olmadığı gibi bir diyet programı da değildir” dedi.

    Prof. Dr. Fatih Gültekin, Ramazan ayında bir günün nasıl geçirilmesi gerektiğini anlattı. Gültekin, Ramazan’da beslenme konusunda alışkanlıkların üstesinden gelmek için sadece kişinin değil tüm çevresinin gayret göstermesi gerektiğini söyledi.

    Ramazan ayında ilk kez oruç tutacaklara ayrı, yaşlılara ayrı, gençlere ayrı, hastalara ayrı öneriler yapılabileceğini aktaran Gültekin, “İşin sağlık yönü, uygun beslenme yönü hep konuşulur. Konuşulmalı da. Ancak öncelikli olan orucun ruhunu kavramak ve amacından sapmamaktır. Öncelikle bilinmelidir ki oruç bir ibadettir, sabahtan akşama kadar aç kalmak demek olmadığı gibi bir diyet programı da değildir. Benlik ve irade eğitimimize katkı sağlayacak önemli bir ibadettir. Arzularımızla mücadele etmenin pratik bir uygulamasıdır. İrade eğitimimiz açısından oruç ibadeti ile yeme alışkanlıklarımızın düzenlenmesi benzerlikler gösterir. Oldukça zor olan bu mücadelenin üstesinden gelebilmek için hep birlikte el ele vererek gayret etmek gereklidir. Nasıl mı? Sofraları abartma, israfı önle” dedi.

    “Kilo verdiyseniz uygun beslenmişsiniz demektir”

    Akşama kadar sabretmenin güzel olduğunu belirten Gültekin, “Ancak iftarda sınırları zorlayacak şekilde fazla yiyip içmek ve israf derecesinde sofraları donatma konusunda dikkatli olunmalıdır. Orucun ibadet niyetiyle tutulduğu gözden kaçırılmamalı, sofralar da ibadet bilinci ile hazırlanmalı, yiyeceğimiz miktarlar da aynı niyetle orucun ruhuna uygun sınırlandırılmalıdır. Bir kere bu ayda kilo alınmamalı, az da olsa verilmelidir. Eğer kilo vermediyseniz, bir de aldıysanız bu ayın ruhuna uygun beslenmediğinizi düşünebilirsiniz” şeklinde konuştu.

    “Ev sahipleri abartılı ikramlardan kaçının”

    Ramazan sofraları ile ilgili alışkanlıkların üstesinden gelmenin sanıldığı gibi kolay olmadığını dile getiren Gültekin, “Tüm çevremizle niyet etmeli ve gayret göstermeliyiz. Ev halkı ve misafirler bu gayrette birbirlerine destek olmalıdırlar. Ev sahipleri abartılı bir ikram hazırlamamalı, misafirler ise abartılı bir ikram beklentisinde olmamalıdır. Yemeklerden sonra sofraya dönüp baktığımız zaman hazırladıklarımızın pek azını tüketebildiğimizi görürüz. O halde baştan sofralar daha ölçülü donatılmalıdır. Abartısız olmak aynı zamanda misafir almayı ve misafir olmayı da kolaylaştıracaktır. İsraf konusunda özellikle duyarlı olunmalıdır. Ramazanı muhteşem sofralarla hatırlamak yerine iç dünyamızda ve moral değerlerimizde yaptığı değişikliklerle hatırlamak gerekir. Bir pirinç tanesine bile ihtiyacı olanların varlığı akıldan çıkarılmamalıdır. Özetle, iftar sofraları abartısız olmalı, yemekler ölçülü yenmeli ve israf konusunda azami titizlik gösterilmelidir.”

    “Oruç usulüne uygun tutulursa bedene sıhhat verir”

    Orucun sağlıkla yakından ilişkili olduğunu kaydeden Gültekin, “Usulüne uygun tutulduğu zaman bedene sıhhat verir. Bu sebeple sağlık ararken sağlığımızı kaybetmemek adına birkaç hatırlatma yapmak istiyoruz. İftarı soğuk olmayan suyla aç ve bol su iç. 10-15 dakika katı bir şey yeme, bekle. Sonra yemeğe başla. İftar-sahur arasında bol su iç. Gündüz susuz kalan vücudunu suya doyur. İftarda ne istersen ye, ancak çok yeme. İftarda tatlıyı abartma. Meşrubat, tatlı veya meyveden sadece birini tüket. Tatlı meşrubatlar yerine sade maden suyunu tercih et. İftarda sucuk ve pastırma yerine hurma, kuruyemiş ve meyve kuruları gibi doğal gıdaları tercih et. Arzularına gem vurmaya alışmak için oruç tut” şeklinde konuştu.

  • Oruç tutmanın saymakla bitmeyen faydaları

    Diyetisyen Dilara Yıldız, Ramazan ayının tüm yıl boyunca bedende biriken toksit maddeleri uzaklaştıran ve fizyolojik arınma sağlayan sağlığımız için adeta şifa niteliğinde olduğunu belirtti.

    Diyetisyen Dilara Yıldız, Ramazan ayının başlaması ile birlikte oruç tutmanın vücut için faydalarını anlattı. 11 ay boyunca aralıksız çalışan sindirim sisteminin rahatlayacağını belirten Yıldız, “Bedenimizde depo edilen zararlı yağlar bu dönemde erimeye başlar. Vücudumuzda yenilenme gerçekleşir. Kısacası sağlıklı kişiler için oruç tutarak bedeni dinlendirmek oldukça yararlı ve sağlık için ihtiyaçtır da denilebilir” ifadelerine yer verdi. Yıldız, özellikle tansiyon, böbrek ve diyabet hastalarının sadece uzman kontrolünde, kullanmaları gereken ilaçların sahur ve iftar saatlerine uygun olarak ayarlandıktan sonra oruç tutabileceklerini ifade etti. Ramazan Ayında beslenmenin nasıl olması gerektiği konusunda da açıklayıcı bilgiler veren Yıldız, “Mutlaka sahur yapmalı ve sahurda kahvaltı tarzı beslenilmeli, en az 2-3 bardak su içilmelidir. Gece metabolizma hızı düşük olacağından, yediklerimizin yağa dönüşmemesi için midemizi yormayacak besinler tercih edilmelidir. Örneğin, glisemik indeksi düşük ve ayni zamanda tokluk hissi sağlayacak kepek ekmeği, peynir, domates, salatalık, haşlanmış yumurta, yeşillikler, ayran ya da süt tüketilebilir. Ek olarak abartıya kaçmadan 1 porsiyon meyve de olabilir” dedi.

    İftarda aniden çok ve aşırı yemekten kaçınılması gerektiğini da vurgulayan Diyetisyen Dilara Yıldız, “Orucumuzu açarken 1 bardak ılık su ve 1 hurma ile başlayabiliriz. Sonrasında 1 kase çorba ile devam edip, mümkünse 10 dakika kadar beklemeye çalışmalıyız. Gün boyu uzun süre açlık dönemi ardından metabolizmamızın yavaşlaması sebebiyle sindirim de yavaş olacaktır. O nedenle birdenbire mideye besin yüklemesi yapmak, tansiyon yükselmesine, şişkinliğe, mide-barsak rahatsızlıklarına neden olabilir” diye konuştu.

    Kızartma gibi yağlı, ağırlık oluşturan yiyeceklerden kesinlikle uzak durulması gerektiğini dile getiren Yıldız, şu önerilerde bulundu:

    “Ana yemeğin yanında salata olmasına özen gösterilmeli. Yemekler etli ise aşırıya kaçmadan ölçülü tüketilmeli. Yavaş yavaş iyice çiğneyerek yemeli ve Ramazan’da gaz şikayetini azaltmak için gıdalar çok sıcak veya çok soğuk tüketilmemelidir. Yemekler az sulu tüketilirse daha az yağ alınmış olur. Ödeme yol açacağından tuza dikkat edilmelidir. İftardan sonra hemen oturulmamalı, mutlaka kısa mesafeli yürüyüş yapılmalı, en azından hareket edilmelidir. Kabızlık problemine karşı lifli gıdalar tüketilmeli. İftardan yaklaşık 2 saat sonra ilk ara öğünde meyve veya sütlü tatlılar tercih edilebilir. Yine iftardan sonra ikinci ara öğün olarak yoğurt veya süt tüketilebilir. İftardan sahura kadar en az 10 bardak su tüketmeye özen gösterilmelidir.”