Etiket: Ortadoğu’nun

  • Ortadoğu’nun mega projelerini Türk doğal taşları süsleyecek

    Ortadoğu’nun mega projelerini Türk doğal taşları süsleyecek

    Türk doğal taş sektörü, pandemi sonrasında Çin pazarında yaşadığı ihracat düşüşünü, Ortadoğu ülkelerine işlenmiş ürün ihraç ederek kapatacak.

    Pandemi döneminde işlenmiş ürün ihracatına yoğunlaşan Türk doğal taş sektörü, işlenmiş ürün ithalatının önemli merkezlerinden Ortadoğu pazarına yönelik, “Ortadoğu Ülkeleri Sanal Doğaltaş Ticaret Heyeti” düzenliyor. Ege Maden İhracatçıları Birliği’nin Ticaret Bakanlığı destekleriyle organize ettiği, “Ortadoğu Ülkeleri Sanal Doğaltaş Ticaret Heyeti” 15-18 Şubat tarihleri arasında Zoom uygulaması üzerinden yapılacak. Organizasyona Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Kuveyt, Bahreyn ve Umman’dan ithalatçılar katılırken, 19 Türk doğal taş ihracatçısı da ürünlerini tanıtacak.

    Türk doğal taş sektörünün en büyük ihraç pazarı olan Çin’de pandemi nedeniyle büyük bir daralma yaşandığı bilgisini veren Ege Maden İhracatçıları Birliği Başkanı Mevlüt Kaya, bu daralmanın önüne geçmek için işlenmiş ürün ihracatına yöneldiklerini, 2020 yılında Türkiye’nin işlenmiş doğal taş ihracatının yüzde 7’lik artışla 1 milyar 58 milyon dolara ulaştığını dile getirdi.

    Ortadoğu ülkelerinin işlenmiş ürün ithalatçısı olduğuna temas eden Kaya, “Ortadoğu ülkelerinde yatırımlar, mega projeler ve ithalat artışları göz önüne alındığında Türk doğal taşının bu pazarda tanıtılması, mermer ve dekorasyon tercihlerinin anlaşılması ve doğal taş ithalatçıları ile B2B ikili iş görüşmelerinin yapılması amacıyla içinde bulunduğumuz salgın sürecini de dikkate alarak “Ortadoğu Ülkeleri Sanal Doğaltaş Ticaret Heyeti”ni düzenleme kararı aldık” dedi.

    BAE’de inşaat sektörünün yüzde 3.8 büyümesi bekleniyor

    Birleşik Arap Emirlikleri’nin 2019 yılı doğal taş ithalatına bakıldığında 328 milyon dolar olduğu bilgisini veren Ege Maden İhracatçıları Birliği Başkanı Mevlüt Kaya, BAE’nde devam eden inşaat projelerinin 2021 yılında yüzde 3.8 büyümesinin beklendiğini bu genişlemeden daha fazla pay almak için BAE’ni sanal ticaret heyeti organizasyonuna dahil ettiklerini kaydetti.

    2020 yılında Vietnam’a yönelik düzenledikleri sanal ticaret heyeti organizasyonundan edindikleri deneyimlerle “Ortadoğu Ülkeleri Sanal Doğaltaş Ticaret Heyeti”nin daha verimli geçmesini hedeflediklerini anlatan EMİB Başkanı Kaya, “Dijitalleşmenin sunduğu olanaklarla dünyanın en zengin desen ve renk çeşitliliğine sahip olan Türk doğal taşlarını tanıtacağız. Pandemi nedeniyle fiziki fuarların ve ticaret heyetlerinin yapılamadığı günümüzde ihracatımızda devamlılığı sağlamak için sanal fuar ve ticaret heyetlerine devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

    Katar 150 milyar dolarlık stat ve tesisler yapacak

    Katar’ın, dış ticaretinin, uluslararası enerji fiyatlarına bağlı olarak şekillendiğinin altını çizen Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Katar’ın tamamlanmış veya sürdürülmekte olan petrol ve gaz sektöründeki yatırımlar, altyapı geliştirme programı, sanayi, eğitim ve turizm sektöründeki yatırımlarla artan ihracat ve ithalata bağlı olarak dış ticaret hacmi son yıllarda katlanarak gelişiyor. 2022’de dünya kupasına ev sahipliği yapacak olan Katar, önümüzdeki on yıl boyunca 150 milyar ABD Doları büyüklüğünde konaklama tesisleri, stadyumlar ve ulaşım terminalleri inşa edecek. Katar’ın 2030 vizyonu için başlatılan 470 projeye üye firmalarımızın dahil olabilmeleri için bu tür etkinliklerimizi arttıracağız. Bulunduğu coğrafya sebebiyle doğal taş sektöründe net ithalatçı pozisyonunda olan Kuveyt yıllık 126 milyon dolar olan doğal taş ithal ederken, Türkiye bu ithalattan yüzde 11,2’lik pay alıyor. Bahreyn, inşaat sektörünün 2019-2023 döneminde hızlı büyümesi hedefleniyor. Bahreyn Hükümeti, ekonominin petrol ve doğal gaza olan bağımlılığı azaltmak istiyor.

    Bu amaçla 11 milyar dolarlık toplam 119 mega projenin hayata geçmesini onayladı. Bahreyn’in doğal taş ithalatında Türkiye’nin payı yüzde 18. İnşaat sektörünün önemli bir girdisi olan doğal taşlara talep mega projeler sayesinde artacak. Biz de bu ülkelere düzenleyeceğimiz sanal ticaret heyeti organizasyonlarıyla daha fazla ihracat yapacağız.”

  • Kurtulmuş: “Türkiye, Ortadoğu’nun kilit taşıdır”

    AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, Türkiye’nin, Ortadoğu’nun kilit taşı olduğunu belirterek, “Eğer Türkiye’yi çeker alırsanız bu coğrafya darmadağın olur. YPG, PYD, DEAŞ, FETÖ denen terör örgütleri bunun için hareketlendirilmişler” dedi.

    AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, yaklaşan 31 Mart seçimleri öncesi Denizli’nin ilçelerinin AK Parti ve ’Cumhur İttifakı’ adaylarını açıkladı. Kurtulmuş, daha sonra AK Parti Denizli Teşkilatı’nın vefa yemeğinde başkan adayları ve partililerle bir araya geldi. Burada bir konuşma yapan Kurtulmuş, 31 Mart’ta yapılacak olan yerel seçimlerin Türkiye için önemli seçimlerden birisi olduğunu belirterek, “24 Haziran’da ilk seçimini yaptığımız yeni Cumhurbaşkanlığı Yönetim Modeli çerçevesinde, yeni sisteme geçtikten sonra yapmış olduğumuz ilk seçim olacak. Yerel bir seçim yapılacak, nihayetinde belediye başkanlarını seçiyoruz, yerelde kimlerin o ilçeyi o ili yöneteceğine karar veriyoruz fakat bu seçimde verilecek olan genel bir intiba Türkiye’nin hangi istikamette devam edeceğini gösterecek. Cumhurbaşkanlığı Yönetim Sistemi’ne milletimizin vermiş olduğu desteği inşallah bu seçim bir kere daha gösterecek” dedi.

    “Ortadoğu, iki kutuplu dünya savaşlarının merkezinde yer alıyor”

    Zor bir ülkede zor bir dönemde siyaset yaptıklarını belirten Kurtulmuş, dünyanın bütün siyasi ve ekonomik dengelerinin alt üst olduğu bir dönemde siyaset yaptıklarını söyledi. Dünyanın her yerindeki karışıkların merkezinin Türkiye’nin olduğun Ortadoğu coğrafyası olduğunu ifade eden Kurtulmuş, “Dünyada Çin Halk Cumhuriyeti ile Amerika’nın başını çektiği iki kutuplu bir ekonomik ve ticari savaş yer alıyor. Bu savaşların da önemli merkezlerinden birisi Ortadoğu coğrafyasıdır. Vekalet savaşları adı altında insanlık tarihinin en kanlı, en hain, en aşağılık savaşları Ortadoğu’da cereyan ediyor. YPG, PYD, DEAŞ ellerine on binlerce dolarlık silahlar verilerek Ortadoğu coğrafyasında Türk’ün, Kürt’ün, Arap’ın başına bela ediliyor” diye konuştu.

    “Eğer Türkiye’yi çeker alırsanız bu coğrafya darmadağın olur”

    Türkiye’nin, Ortadoğu, Baykanlar, Kafkasya ve Doğu Akdeniz’in kilit taşı olduğunu kaydeden Kurtulmuş, terör örgütlerinin bu kilit taşını yok etmek için hareketlendirildiğini belirterek, “Böyle bir coğrafyada meselenin asıl hedefi Türkiye’dir. Bu coğrafyanın kilit taşı olan, kilit taşının ne olduğunu biliyorsunuz; Osmanlı kemerlerinde taşlar üst üste dizilirdi, tam orta noktaya da bir taş koyulurdu. O taşa da kilit taşı derler, o taşı alırsanız o kemer aşağı doğru çeker. Türkiye Ortadoğu’nun, Balkanlar’ın, Kafkasların, Doğu Akdeniz’in kilit taşıdır. Eğer Türkiye’yi çeker alırsanız bu coğrafya darmadağın olur. YPG, PYD, DEAŞ, FETÖ denen terör örgütleri bunun için hareketlendirilmişler. İsterler ki bu coğrafyanın beyni olan bu coğrafyanın hamisi olan, bu coğrafyanın koruyucusu olan Türkiye, yeniden ayağa kalkmasın güçlü bir şekilde yoluna devam etmesin” ifadelerine yer verdi.

  • Ortadoğunun gıda ihtiyacını Güneydoğu karşılıyor

    Güneydoğu Anadolu Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mahsum Altunkaya, bölgeden bu yılın ilk 4 aylık diliminde 669 milyon 143 bin dolarlık hububat bakliyat yağlı tohumlar ve mamulleri ihracatı gerçekleştirildiğini söyledi.

    Altunkaya yönetiminde Güneydoğu Anadolu İhracatçı Birliklerinde (GAİB) toplanan Güneydoğu Anadolu Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları yönetimi, sektördeki gelişmeleri ve ihracatı değerlendirdi.

    Başkan Altunkaya, dünyanın farklı bölgelerine hububat bakliyat ve yağlı tohumlar kategorisine giren her kalemde ihracat yaptıklarını belirtti. Dünya döndükçe ve insanoğlu yaşamını sürdürdükçe gıdaya olan ihtiyacın da devam edeceğini ifade eden Altunkaya, “Farklı coğrafyalarda 151 ülke, Türkiye’de üretilen ve işlenen ürünleri tüketiyor. Hemen hemen Türkiye menşeli ürün girmeyen ülke kalmadı. Ürün zenginliğiyle girdiğimiz pazarlarda kalıcı olmak ve ihracat rakamlarını da yukarılara çıkarmak istiyoruz” dedi.

    151 ülkeye 669 milyon 143 bin dolarlık ihracat

    İhracat yapılan ürünlere bakıldığında buğday ununun öne çıktığını ifade eden Başkan Mahsum Altunkaya, “Ocak-nisan döneminde 152 milyon 140 bin dolarlık buğday unu ihracatı yapıldı. Buğday ununu 126 milyon 761 bin dolarlık ihracatla makarna, 84 milyon 741 bin dolarlık ihracatla da bisküvi ve pasta izledi. Kalan ihracatı da diğer ürünler karşıladı. İhracatta ilk sırayı ise Ortadoğu ülkeleri aldı, bu bölgeye 4 ayda 472 milyon 531 bin dolarlık ihracat yapıldı. Ortadoğuyu 140 milyon 59 bin dolarla Afrika ülkeleri, 21 milyon 669 bin dolarla Amerika ülkeleri izledi. Ülke olarak değerlendirdiğimizde Irak 336 milyon 189 bin dolarla ilk sırada yer aldı. Bu ülkeyi 71 milyon 878 bin dolarla Suriye ve 22 milyon 422 bin dolarla Benin izledi” diye konuştu.

    İhracatı artırmak için yurt içinde ve yurt dışında çeşitli etkinliklere katıldıklarını belirten Altunkaya, bu yıl içinde Türkiye Tanıtım Grubu ile işbirliği halinde Çin Halk Cumhuriyetinin Urumçi ve Şangay şehirlerinde, ayrıca Somali, Cibuti ve Gana’da kapsamlı etkinlikler gerçekleştireceklerini, yurt içinde ise Cumhurbaşkanlığımız himayelerinde İstanbul’da düzenlenecek Dünya Helal Zirvesine katılacaklarını belirtti.

  • Ortadoğu’nun kan gölünden kaçıp Diyarbakır’da huzuru buldular

    Ortadoğu’nun kan gölünden kaçan çoğu Afganistanlı 20 genç, Türkiye’ye sığındı. Ülkelerindeki iç savaştan kaçan savaş mağduru 20 gencin hayatı Diyarbakır’da kesişti. Türkiye’nin en büyük meslek edindirme kursunda eğitim alan öğrencilerden başarılı olanlar, istihdam edilecek.

    Afganistanlı Fahimullaq Ghanizade, Emrah Mahdevi ve Yusuf Sefa, Pakistanlı Shabbir Hussayin ile Suriyeli İhab Dkak’ın ortak kaderi, ülkelerinde yaşanan savaşın ortasında kalmaları. Henüz çocuk denecek yaşta silah ve bombardımanların arasında kalan gençler, savaşın meydana getirdiği olumsuzluklardan kurtulmak için ülkelerini terk etmeye karar verdi. Birbirlerinden haberdar olmayan gençlerden bazıları karayoluyla ülkelerini terk ederken, bazıları da koşar adımlarla ailelerini geride bırakmak zorunda kaldı. Türkiye sınırına geldiklerinde yeni bir hayata yelken açacaklarını bilen gençler, ilk olarak Ankara’ya gitti. Burada bir süre bihaber zaman geçiren çocuklar, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından Diyarbakır’a yönlendirildi. Savaştan kaçan 20 gencin kaderdaşlığı Diyarbakır’da devam etti. Burada yurda yerleştirilen gençler, kendilerini ifade edebilecek düzeyde Türkçe öğrendikten sonra, MEKSA Vakfı tarafından açılan kaynakçılık kursuna yönlendirildi. Burada kursa yazılan savaş mağduru gençlerden başarılı olanlar, eğitimlerinin ardından istihdam edilecek.

    Türkiye sevgisi konula ay yıldızlı dövme yaptırdı

    Afganistanlı 17 yaşındaki Fahimullaq Ghanizada, yaklaşık bir yıl önce ailesini arkasında bırakarak ülkesini terk etti. Savaşın getirdiği bütün olumsuzluklara göğüs gerdikten sonra Türkiye’nin yolunu tutan Ghanizada, sınırı geçtikten sonra bir daha Afganistan’a dönmemeye yemin etti. Türkiye’ye olan sevgisi tarif edilemeyen Ghanizada, koluna ay yıldız dövmesi yaptırarak, ülkeye olan sevgisini vücuduna kazdırdı. Yaşadıkları ile ilgili İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Ghanizada, “Afganistanlıyım, 1 yıl önce Türkiye’ye geldim. Ailem Afganistan’da, buraya kaçak yollarla geldim. Kursa gelip kaynakçılık öğreniyorum. Eğitimimin ardından Türkiye’de kalıp çalışmak istiyorum. Ben Türkiye’yi daha çocukken çok seviyordum, bu yüzden koluma ay yıldız dövmesi yaptırdım. Afganistan’a dönmek istemiyorum, orada savaş var düşmanlar var ve burası çok güzel” dedi.

    4 günlük yolculuktan sonra özgürlüğe adım attı

    Bir başka Afganistanlı 17 yaşındaki Emrah Mahdavi de tıpkı, Ghanizada gibi ülkesindeki iç savaştan kaçarak Türkiye’nin yolunu tuttu. 7 ay önce, 4 günlük araç yolculuğun ardından özgürlüğüne kavuşan Mahdevi, ülkede kaldığı kısa sürede Türkçe konuşmayı sökmüş. Arkadaşları ile konuşurken de Türkçeyi seçen Mahdavi, “7 ay önce Türkiye’ye geldim. Daha önce Türkçe bilmiyordum burada öğrendim. Afganistan’da savaş var. Burada okuyorum ve ders çalışıyorum. Babam vefat etti, annem ise Afganistan’da yaşıyor. Otobüsle kaçak yollarla 4 günlük yolculuğun ardından Diyarbakır’a geldim. Burada teknik kurs görüyorum. Afganistan’a geri dönmek istemiyorum, burada kalıp yaşamak istiyorum” diye konuştu.

    Afganistan’a dönüp savaşı sonlandırmak istiyor

    Bir diğer Afganistanlı 13 yaşındaki Yusuf Sefa, 1 yıl önce yürüyerek Türkiye’ye geldi. Hayatının en zor günlerini geçirdiği yolcuğun ardından Türkiye’ye gelen Sefa, içinde buruk bir sevinç yaşadı. Ailesini Afganistan’da bıraktığından dolayı mutsuz olan Sefa, “1 yıldır Türkiye’deyim, bazen koşarak bazen de otobüs yolculuğu ile geldim ve çok zordu. Okul okumak için buraya geldim. Afganistan’da savaş var, ailem Afganistan’da. Savaşta amcamı kaybettik. Burada ders çalışıyorum, kaynak yapmayı öğrenmek için geliyorum. Türkiye’yi seviyorum ama Afganistan’a dönmek istiyorum. Oradaki insanlara yardım etmek için, savaşı bitirmek için ülkeme gitmek istiyorum” şeklinde konuştu.

    Pakistan’dan Diyarbakır’a acı dolu yolculuk

    Pakistanlı 17 yaşındaki Shabbir Hussain’de Afganistanlı arkadaşları gibi savaştan kaçarak Diyarbakır’ın yolunu tuttu. Yaklaşık 1 buçuk yıl önce bazen yürüyüp bazen de araçlara binerek yolculuğunu tamamlayan Hussain, şöyle konuştu:

    “Pakistanlıyım, savaştan dolayı 1 buçuk yıl önce buraya kaçak olarak geldim. 12 saat yürüdük, Diyarbakır’ı seviyorum ve Ankara’dan buraya geldim. Burada öğrenciyim, kaynakçılık öğreniyorum. Ailem Pakistan’da, oraya dönmek istemiyorum”.

    Ortadoğu’nun kan gölü Suriye

    Suriyeli 17 yaşındaki İhab Dkak, bir yıl önce ülkelerindeki iç savaşa dayanamayarak kente terk etmeye karar verdi. Geride tüm yaşantısını bırakan Dkak, bazen yürüyerek bazen de araçlara binerek savaşın getirdiği olumsuzluklardan uzaklaşmak için hiç durmadan Diyarbakır’a kadar geldi. Diyarbakır’da kendisi gibi savaş mağduru gençlerle tanışan Dkak, arkadaşları gibi kaynakçılık kursuna yazılarak meslek sahibi olmaya karar verdi. Ülkesine dönmek isteyen fakat savaş nedeni ile bunu aklından çıkarmaya karar veren Dkak, kursun ardından Diyarbakır’da yeni bir hayata yelken açacak.

    Kaynakçılık kursu eğitmeni Sedat Ergün, öğrencilerin geldiği kursla ilgili bilgi verdi. Kurslarında 400 saatlik eğitim verileceğini belirten Ergün, “Özellikle rağbet görülen ve ihtiyaç olan kursları veriyoruz. Sınıfımız 20 kişilik, Suriyeli, Afganlı ve Pakistanlı göçmen kursiyerler için özel bir kurs yaptık. Eğitimlerimiz başladı. Yaklaşık 4 ay devam edecek. Başarılı olup sertifika alacak kursiyerlerimizi istihdam edeceğiz” dedi.

  • AK Parti’li Uzer: “Ortadoğu’nun emirleri, ’emir eri’ olmaktan kurtulmalı”

    AK Parti Gaziantep Milletvekili Ahmet Uzer, Ortadoğu ülkelerinin Katar’a karşı aldığı yaptırım kararına gönderme yaparak, “Ortadoğu’nun emirleri, ’emir eri’ olmaktan kurtulmalı. Kardeş kanı akıtılmamalı” çağrısında bulundu.

    AK Parti Gaziantep Milletvekili Ahmet Uzer, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Katar’a yaptırımda bulunan Suudi Arabistan’ın başını çektiği Ortadoğu ülkelerine kardeş kanı akıtılmaması için çağrıda bulunarak, “Garip dünya, sen Katar’ı ’teröre destek veriyor’ diye cezalandıracaksın, İsrail’in yeni yerleşim yerlerini onaylamasına ses çıkarmayacaksın. Katar teröre destek vermiyor, İsrail ise devlet terörü suçu işliyor. Görmeyenler artık bunu görsün. Emirler değil, emir erleri bunu bilsin. Ortadoğu’nun emirleri, ’emir eri’ olmaktan kurtulmalı. İslam ve Müslümanların üzerindeki kara bulutlar dağılmalı. Kardeş kanı akıtılmamalı” ifadelerini kullandı.