Etiket: Ortadan

  • Ticari taksiye ortadan çarptı, 4 kişi yaralandı

    Bursa’da ticari taksi ile bir aracın çarpıştığı kazada 4 kişi yaralandı.

    Edinilen bilgiye göre kaza, Bursa’nın merkez Osmangazi ilçesine bağlı Altıparmak Caddesi üzerinde meydana geldi.

    İddiaya göre, Altıparmak Caddesi üzerinde yolcu aldıktan sonra yasak olmasına rağmen U dönüşü yapan Yavuz N. idaresindeki 16 T 0819 plakalı ticari taksiye, yolun üst tarafından hızlı bir şekilde gelen İlhami S. idaresindeki 16 AY 917 plakalı araç çarptı. Çarpmanın etkisiyle savrulan ticari taksi yol kenarında bekleyen 16 SM 186 plakalı araca çarparak durabildi.

    Kaza sonrası taksi şoförü, taksinin içindeki müşteri ve diğer araçta bulunan iki kişi yaralandı. Yaralı taksi şoförü olay yerine gelen ambulansla Muradiye Devlet Hastanesi’ne kaldırılırken, diğer yaralılar ayakta tedavi edildi.

    Kazanın ardından Altıparmak Caddesi bir süre trafiğe kapalı kalırken, çevrede bulunan vatandaşların kazaya karışan ticari taksiyi yol kenarına itmesiyle trafik açıldı.

    Polis olayla ilgili tahkikat başlattı.

  • Ticari aracın çarptığı kamyonet ortadan ikiye bölündü

    Afyonkarahisar’da meydana gelen trafik kazası bir anlık dikkatsizliğin nelere mal olabileceğini gösterirken, 1 kişinin yaralandığı kazada ticari aracın çarptığı kamyonet ortadan ikiye ayrıldı.

    Edinilen bilgilere göre kaza, Afyonkarahisar-Kütahya karayolunun 33. kilometresi Anıtkaya köyü kavşağında meydana geldi. Yaşanan kazada, köy yolundan çıkan Abdullah Dalgıç idaresindeki 03 VY 564 plakalı kamyonet ile Levent Koç yönetimindeki 07 MGF 26 plakalı araç çarptı. Çarpışmanın etkisi ile Dalgıç’ın kullandığı kamyonet ortadan ikiye bölünürken, Koç çarptığı kamyonetin arka kısmını bir süre sürükledikten sonra orta refüje çıkarak durabildi. Kamyonetin kupa diye tabir edilen kısmı ise yol ortasına savruldu. Kazada kamyonet sürücüsü Dalgıç yaralanırken, olay yerine gelen 112 Acil servis ambulansı ile Afyon Kocatepe Üniversitesi Hastanesine kaldırılarak tedavi altına alındı. Kaza sonrası köylüler duruma tepki göstermek amacı ile karayolunu yaklaşık 1 saat boyunca trafiğe kapattı.

    Kaza ile ilgili soruşturma başlatıldığı bildirildi.

  • Piliç’te dışa bağımlılık ortadan kaldırıldı

    Niğde’de, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Tavukçuluk Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü ile Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi işbirliğiyle “Türkiye 1. tavukçuluk araştırmaları” çalıştayı düzenlendi.

    Şehit Ömer Halisdemir Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen çalıştay, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından konuşmalar ile devam etti.

    Çalıştayda konuşan Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü Tavukçuluk Araştırma Enstitüsü Müdürü Dr. Serdar Kamanlı, Bakanlığımızın piliç konusunda da yaptığı çalışmalar ile çok daha dışa bağımlı iken şuanda bu dış bağımlılığın ortadan kaldırıldığını söyledi. Kamanlı, “Ülkemiz tavukçuluk sektörü açısından ihracatçı konumda olup, yumurta ve piliç eti üretimi bakımından da 10. sıralarda yer almaktadır. Bu kadar bir gelişmiş sektörde neden bu kadar dışa bağlı olmanın riskli bir durum olduğu dünyada yaşanan son gelişmeleri ile bir kere daha ortaya konmuştur.

    Katar olaylarında da olduğu gibi milli gelirleri çok yüksek olmasına rağmen üç gün içerisinde marketler boşalmış ve bir gıda krizi baş göstermiştir. Burada çalışmak ve üretmek için olduğumuzu vurgulamak istiyorum. Yumurta ve tavukçuluk alanında yapılan çalışmalarda bugün ülkemizin palet stok ihtiyacının yaklaşık yüzde 10’una ulaşmış bulunmaktadır” dedi.

    Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Ayhan Şahenk Tarım Bilimleri ve Teknolojileri Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ahmet Şekeroğlu ise yapılan çalıştayın özellikle önümüzdeki yıllarda dünya ile rekabet eden Türkiye tavukçuluğunun gücü artıracak araştırma imkanlarını geliştireceğini dile getirdi. Prof. Dr. Şekeroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

    “Türkiye 1.Tavukçuluk Araştırmaları çalıştayı, özellikle Türkiye’de çalışan bilim insanlarını, bakanlığımıza bağlı araştırmaların ve sektör temsilcilerini bir araya getirerek Türkiye tavukçuluğu konusundaki sorunların tespiti ve bu sorunlara yönelik araştırma öncelikleri verilmesi amacı ile Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Tavukçuluk Araştırma Enstitüsü ile Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi arasında yapılan bir program. Önümüzdeki yıllarda Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi sahip olduğu tavukçuluk araştırma ve uygulama alt yapısı ile bu araştırmaları yönlendirecek.”

    Çalıştaya Niğde Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Şener, Niğde Ziraat Odası Başkanı Veli Kenar, Patates Araştırma Enstitü müdürü Uğur Pırlak, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü Tavukçuluk Araştırma Enstitüsü Müdürü Dr. Serdar Kamanlı, Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Ayhan Şahenk Tarım Bilimleri ve Teknolojileri Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ahmet Şekeroğlu, Bilimsel Tavukçuluk Derneği Başkanı Prof. Dr. Rüveyda Akbay, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı yetkilileri, sektör temsilcileri ve bilim adamları katıldı.

  • (Özel Haber) Dünyanın pisliğini ‘siyah altınlar’ ortadan kaldırıyor

    Mersin’deki evinin bahçesinde solucan gübresi üreten Ziraat Yüksek Mühendisi, kompost gübre uzmanı Huriye Yıldız Kara, solucanların birer ’siyah altın’ ve insanlık için çok büyük bir şans olduklarını söyledi. Kara, “Nasıl ki arılar olmazsa yaşam bitmiş demektir, solucanlar da bittiği zaman yaşam bitmiş olacak. Solucanlar ve birlikte çalıştıkları bakteri ve mantarlar olmasa dünya kokudan ve pislikten geçilmez. Bizim pisliğimizi onlar kaldırıyorlar” dedi.

    Mersin’in Erdemli ilçesine bağlı Çeşmeli Mahallesi’nde yaklaşık 200 yıllık aile bahçesinde hem organik turunçgil yetiştiren hem de araştırmacı kimliğiyle yeni tatlar oluşturan, üç çocuk annesi 57 yaşındaki Ziraat Yüksek Mühendisi Huriye Yıldız Kara, kompost gübre uzmanı kimliğiyle de solucan gübresi yapıyor. Tarım alanında ar-ge çalışmaları yapan, konferanslar veren, öğrencilere ve ev kadınlarına kompost gübre yapımını öğreten, üniversite öğrencilerinin bir hafta-10 gün Çeşmeli’deki evinde kalarak, bahçesinde bizzat araştırma yaptıkları, konuya ilgi duyan herkesle bilgilerini paylaşan Kara, Hindistan ve Avrupa’nın tamamında organik çiftliklerde birçok çalışması olan çok yönlü biri. Akdeniz florası üzerine doktora yapan Kara, Tarım, Hayvancılık ve Köyişleri Bakanlığı bünyesinde organik tarım konusunda da 10 yıl ders verdi.

    Erdemli’deki Alata Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü’nden emekli olduktan sonra kendisini tamamen bahçesinde yaptığı araştırmalara adayan Kara, özellikle kompost gübre alanında gerçekleştirdiği ar-ge çalışmaları ile solucan gübresi üretiyor. Bahçesinde solucanlar için atıklardan doğal bir yaşam alanı oluşturan Kara, her türlü atığı değerlendirdiği bu alanı aynı zamanda ar-ge çalışmaları için kullanıyor. “Kompost Ana” olarak adlandırılan Kara, solucanın önemini ve gübrenin yapılışını İHA’ya anlattı.

    “Atıklarımızdan sağlıklı bir şekilde kurtulmayı sağlıyor”

    Doğada var olan bir olguyu tarıma ve kentlere de taşımak gerektiğini belirten Kara, solucan gübresinin hem kent insanına hem de tarıma çok güzel çözümler getirdiğini ifade ederek, “Aynı zamanda da atıklarımızdan sağlıklı bir şekilde kurtulmayı sağlıyor. Solucan gübresinin en ideal yetişme ortamı sığır gübresidir. Solucanlar aynı zamanda evsel atıklara son derece rahat adapte olabiliyorlar ve taze atıkları hızlı bir şekilde gübreye dönüştürüyorlar. Çok hızlı çoğaldıkları ve çok fazla çalıştıkları için arıların bal yapması gibi bunlar da gübrelerini hep birlikte yoğun bir nüfusla hızlı bir şekilde yapabiliyorlar” diye konuştu.

    Solucanları bilimsel adları yerine kendi verdiği adlarla anlatan ve üst döküntü yiyen ‘eisenia fetida’ya esencan, ortadaki karıştırıcılar olan ‘endojeik’ türlere ortacan, alttaki toprak içinde çalışıp tünel kazan ‘anesik’ türlere de zorlucan diyen Kara, çocuklara eğitim verirken bu adlarla şarkılar söyleyerek çok eğlendiklerini anlattı. Solucan kompostunun kent yaşamına, kent bahçeciliğine, balkon bahçeciliğine çok uygun olduğunu vurgulayan Kara, “Çünkü toprağa uygun bakteri ve mantarlar çalışıyor. Solucan başka türlü yaşayamaz. Önden onlar bir işlem yapıyor, arkasından esencan dediğimiz üst döküntü yiyen solucanlar devreye giriyor” şeklinde konuştu.

    “Solucansız bir dünya bitmiş demektir. Bunlar siyah altındır”

    Kara, kent hayatında, kent bostancılığında, balkonda sağlıklı ürünler elde edebilmek için, ayrıca fidancılık ve tohum ekiminde de solucan gübresinin ‘siyah altın’ değerinde çok garantili bir ürün olduğunun altını çizdi.

    “Solucansız bir dünya bitmiş demektir. Bunlar siyah altındır” diyen Kara, şöyle devam etti:

    “Hem atıklarımızı değerlendiriyoruz hem de çok sağlıklı, çok değerli, çabuk faydalanılabilecek bir ürün. Bitkinin anlık ihtiyacını karşılıyor, yavaş salınım özelliği de veriyor. Bu kadar yoğun tarım yaptığımız için solucan gübresinin de ayrı bir önemi oluyor sera yetiştiriciliği, fidancılık, çiçekçilik gibi alanlarda. Kendiniz bile bu kompost gübreyi yapabiliyorsunuz. Başkalarına göre kurtulmak istenen bir atık, bana göre bir madde ve bunun bir şekilde değerlenmesi gerekiyor. Ana amaç, bir an önce toprağın hakkını toprağa döndürmek, bu atığı bir baş belası olmaktan kurtarıp bir hammaddeye dönüştürebilmek. Bunun sonucunda aynı zamanda çok değerli bir gübre alıyoruz. Burada tüm amaçlar birbirini bütünleyerek, insanın, doğanın ve tarımın yaşayabileceği sağlıklı bir yerküreye yol açar.”

    Bir solucan kutusunda uygun atıklar verilirse 1-3 ay arasında gübre oluştuğu bilgisini veren Kara, “Evsel atıklar içinde yumurta kabukları, ayçiçeği, kabak çekirdeği, fındık, ceviz kabukları en sona kalırlar yığında, çünkü solucan sudan oluşan nazik bir hayvan. Yağa ve tuza hassastırlar. Bir anda çok taşıyamayacakları kadar yük yüklememek gerekir. Günde en fazla bir gram atık tüketebiliyor. Ben evdeki bir kutuya 100 tane solucan koymuşsam, bu en iyi ihtimalle 100 gram atık tüketecekler demektir. Bunun içine salatalık, karpuz, kavun kabukları, kuru ot her şeyi koyabiliyorsunuz ama yağlı ve tuzlu olanlarla narenciye, zeytin suyu gibi keskin malzemelerde küçük kutulara girmemesine dikkat etmek lazım” ifadelerini kullandı.

    “Solucanlar ve birlikte çalıştıkları bakteri ve mantarlar olmasa dünya kokudan ve pislikten geçilmez. Bizim pisliğimizi onlar kaldırıyorlar”

    Solucanların dünyada şu ana kadar tespit edilebilen 4 binin üzerinde türü olduğuna dikkat çeken Kara, “Solucan bizim her türlü organik atığımızı üst döküntülerde, üst döküntülerdekini aşağı geçiren orta bölgede ve toprağın içerisinde bitkilerin köklerine uygun bir sistem meydana getirmede çok önemli rol oynayan bir hayvan. Dolayısıyla solucanlar olmasa ve tabi ki, onların birlikte çalıştıkları gözle göremediğimiz bakteri ve mantarlar olmasa dünya kokudan ve pislikten geçilmez. Bizim pisliğimizi onlar kaldırıyorlar. Tuvalet kağıdından da solucan besini yapabilirsin. Mesela kartonu çok severler. Önemli olan sürdürülebilir malzemeyle atık değerlendirmeyi hedef alarak yapabilmemiz. Bu atıkları hammadde olarak kullandığımız zaman bize yakıt da gübre de sağlayan bir şey. Solucanlar bu işi bir sistem içerisinde adapte olarak yapabildikleri için çok şanslıyız. Doğada zaten yapıyorlar ama bizimle birlikte de rahat çalışabilen solucanlar mevcut. Yani solucan olmazsa nasıl ki, arılar olmazsa yaşam bitmiş demektir, solucanlar da bittiği zaman yaşam bitmiş olacak. O yüzden ne kadar katkı sağlayabilirsen kendimizden ve en yakın çevremizden başlayarak, yani balkonumuzda hem atığımızı değerlendirerek hem de güzel bir domates, biber, teremizi, yeşil soğanımızı, maydanozumuzu yetiştirmenin, elimizle koparmanın tadına varacağız. Bir ucundan tutarak çocuklarımız, geleceğimiz için daha yaşanabilir bir dünyaya adım atmanın, insan ihtiyaçlarını toprağın, suyun, diğer canlıların hakkına riayet ederek yapmakla esasen çok daha refah içinde yaşayabileceğimizi, çok daha güvenli, huzurlu, keyifli bir dünya süreceğimizi, daha lezzetli gıdalarla şifayı ve lezzeti aynı anda alabileceğimizi deneyimleyebiliriz” dedi.

  • Bakan Tüfenkci: “Biz artık bürokratik vesayetin ortadan kalkmasını istiyoruz”

    Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, “Düşünün 2016 yılında aldığımız kararlar 2017 başında ancak işleme geçmeye başlıyor. Biz artık bu bürokratik vesayetin ortadan kalkmasını istiyoruz. Onun için cumhurbaşkanlığı hükÜmet sistemine inşallah hep beraber ‘evet’ diyeceğiz” dedi.

    Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, Malatya’da Battalgazi Belediyesi tarafından düzenlenen ‘Muhtarlarla İstişare Toplantısı’na katıldı. Toplantıda konuşan Bakan Tüfenkci, 16 Nisan’da yapılacak referandumun önemine dikkat çekerek, “Bizim etkin ve sürdürülebilir bir yönetime ihtiyacımız var. Bürokrasiden burada bulunan muhtarlarımız arasında şikayeti olmayan yoktur. Muhtarlarımız bürokrasiden çok çekmiştir. Biz istiyoruz ki artık bürokratik vesayet ortadan kalksın. Ankara’da almış olduğumuz kararlar hızlı bir şekilde Malatya’ya intikal etsin. Hemen işleme geçebilsin. Düşünün 2016 yılında aldığımız kararlar 2017 başında ancak işleme geçmeye başlıyor. Onun için cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine inşallah hep beraber ’evet’ diyeceğiz” diye konuştu.

    Malatya’ya yapılan yatırımlardan da bahseden Tüfenkci, Battalgazi ilçesine yeni bir devlet hastanesinin yapılacağını söyledi. Bakan Tüfenkci, “Malatya’ya Sağlık Bakanı ile geldik. Tekrardan Battalgazi ilçemize Devlet Hastanesi ile ilgili konuştuk. Yanımda aradı. İnşallah proje çizimine başlamışlar. Temmuzun 15’ine yetiştiririz inşallah” ifadelerini kullandı.

    Yeşil Kuşak Projesi’nin Malatya için önemine dikkat çeken Bakan Tüfenkci, Battalgazi Belediye Başkanı Selahattin Gürkan’ın Yeşil Kuşak Projesi kapsamında büyük gayret gösterdiğini belirterek, “Bu konuda Büyükşehir Belediye Başkanımıza da teşekkür ediyoruz. Biz de bu projeye her türlü desteği veriyoruz. Gerek kurumlarla, gerek özel şahıslarla, gerekse Milli Eğitimle, şehrin içindeki okulların dışarı çıkarılması konusunda belirli bir mutabakatı sağladık” şeklinde konuştu.

    AK Parti Battalgazi İlçe Başkanı Osman Güder ise, “Hepinizin bildiği gibi AK Parti halkın içinden çıkmış, halkın isteklerine kulak veren, onun istekleri doğrultusunda hareket eden bir partidir. Bu bağlamda önümüzdeki 16 Nisan’da çok önemli bir referandum var. Ülkemiz için bir dönüm noktası sayabileceğimiz bir referandum. Malatyalı her zaman sağduyu olmuştur. Her zaman yeniliklerin yanında yer almıştır. Önümüzdeki süreçte de yeni oluşacak bir sistemi Türkiye’de uygulanması için Malatyamız her türlü gayret ve çabayı sarf edecektir” diye konuştu.

    Battalgazi Belediye Başkanı Selahattin Gürkan de, belediye faaliyetleri hakkında bilgi vererek, katılımcı, sosyal, kültürel, çevre dostu ve hizmet belediyeciliği kapsamında önemli hizmetleri hayata geçirdiklerini belirtti. Gürkan, “Biz seçimlerden önce Malatya’yı çağdaş anlamda elimizden gelen gayreti yapacağımızı ifade etmiştik. Biz siyasi mülahazalarla projelerimizi ifade etmiyoruz. Biz söylediklerimizin en az üç katını yapacağımızdan emin olun dedik. Çünkü geçmişteki tecrübelerimizin tezahürü olarak bundan sonra da aynısını yapacağımıza inancımız tamdı. Niyetiniz halisane olursa, siz Cenabı Allah’a yalvarırsınız, Allah yapılamayacak işleri sizlere nasip eder, o yapar siz seyredersiniz. Bugün Battalgazi Belediyesinin bütçesini değerlendirdiğiniz zaman, yapılan çalışmalara baktığınız zaman yüz yıllık bir belediyede neler varsa bu üç yılın içerisinde Battalgazi Belediyesine hepsini ihdas ettik” diyerek yapılan yatırımları anlattı.

    Toplantıya Bakan Tüfenkci’nin yanı sıra Malatya Valisi Mustafa Toprak, Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Çakır, Battalgazi Kaymakamı Vedat Yılmaz, AK Parti İl Başkanı Hakan Kahtalı, Battalgazi Belediye Başkanı Selahattin Gürkan, Yeşilyurt Belediye Başkanı Hacı Uğur Polat, AK Parti Battalgazi Merkez İlçe Başkanı Osman Güder, Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Hasan Hüseyin Erkoç, AK Parti Battalgazi İlçe Kadın Kolları Başkanı Şule Kürün Özkan, Türkiye Muhtarlar Derneği Malatya Şube Başkanı Mustafa Eren, Battalgazi Muhtarlar Derneği Başkanı Abdulvahap Ortaç, belediye meclis üyeleri, bazı kamu ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve davetliler katıldı.