Etiket: Ortadan

  • 81 il ve 911 ilçenin şehir tabelasından o bilgiler silindi, masraf ortadan kaldırıldı

    81 il ve 911 ilçenin şehir tabelasından o bilgiler silindi, masraf ortadan kaldırıldı

    T.C. Karayolları Genel Müdürlüğü, ekonomik olarak masrafa yol açtığı gerekçesiyle 81 il ve 911 ilçenin giriş ve çıkışlarında yer alan tabelalardan nüfus ve rakım bilgilerini kaldırdı.

    Karayolları Genel Müdürlüğü, her yıl nüfusun ve bazı bölgelerde rakımın değişmesinin ardından her il ile ilçenin giriş ve çıkışlarında bulunan bilgilendirme tabelalarında değişikliğe gitti. Her yıl yapılan değişikliklerde ortaya çıkan ekonomik masrafın önüne geçilmek için düzenlenen uygulamada tabelalardan nüfus ve rakım bilgileri kaldırıldı. Tabelalarda sadece il ve ilçelerin isimleri yer aldı. Kırıkkale’de de şehrin giriş ve çıkışlarında bulunan tabelaların yeni düzenlemeye göre hazırlandığı görüldü. Ankara’nın Elmadağ ilçesindeki tabelaların da yenilendiği gözlendi.

    Çorum geçen yıllarda ‘rakım’ bilgisi ile gündem olmuştu

    Değişimin yapıldığı bir başka il ise Çorum oldu. Geçmiş yıllarda tabelalar ile gündeme gelen Çorum, farklı tarihlerde çekildiği anlaşılan fotoğrafların ilkinde rakımı 770 metre, ikincisinde 801 metre, son fotoğrafta ise 820 metre olarak kaydedilmişti. Çorum sürekli artan rakımı sebebiyle sosyal medyada ‘Anadolu’nun yükselen yıldızı’ olarak paylaşımlarda yer almıştı. Çorum’da da tabelalardan nüfus ve rakım bilgisi kaldırılırken sadece şehir ismi kaldı.

    Çankırı’da tabelalar aynı kaldı

    Karayolları Genel Müdürlüğünce tasarruf maksadıyla değiştirilen uygulama sonrasında bir diğer Anadolu kenti Çankırı’da ise henüz tabelalarda değişikliğe gidilmediği görüldü. Çankırı’nın giriş ve çıkışında yer alan tabelada ‘Nüfus: 86400 ve Rakım: 720’ bilgileri yer aldı.

  • Disleksili çocukların sorunları AHOB yazılımıyla ortadan kalkacak

    Disleksili çocukların sorunları AHOB yazılımıyla ortadan kalkacak

    Diyarbakır’ın Yenişehir İlçe Belediyesi, bir ilke imza atarak anla, hızlan, odaklan, başar (AHOB) yazılım programı ile okumada zorluk çeken, cümlenin sonunu karıştırıp satır atlayan çocuklara yönelik eğitim programı başlattı. Kaymakam ve Belediye Başkan Vekili Murat Beşikci, 1-7 Kasım Disleksi Farkındalık Haftasında disleksili çocuklarla bir araya geldi.

    Yenişehir Belediyesi bir ilke imza atarak anla, hızlan, odaklan, başar (AHOB) yazılım programı ile okumada zorluk çeken, cümlenin sonunu karıştırıp satır atlayan çocuklara yönelik eğitim programı başlattı. Her yıl 1-7 Kasım Disleksi Farkındalık Haftası etkinlikleri kapsamında Rabia-tül Adeviyye Kadın Kültür ve Sanat Merkezinde disleksili çocuklarla bir araya gelen Kaymakam Murat Beşikci, burada yapmış oldukları çalışmaların sadece disleksili çocuklara yönelik bir eğitim programı olmadığını, ilçe geneli bu rahatsızlıkla mustarip olmuş çocukları bitirdikten sonra tüm eğitim programlarının öğrencilere yönelik devam edeceğini belirtti.

    “Disleksi olan genç kardeşlerimize özel bir yazılım programı yaptık”

    Kaymakam Murat Beşikci, 1-7 Kasım tarihleri arasında dünya genelinde disleksi hastaları için farkındalık oluşturmak amacıyla çok farklı etkinlikler düzenlendiğini söyledi. Yenişehir Belediyesi olarak bu yıl ilk kez bir uygulamayı hayata geçirerek disleksililerin yaşamış oldukları sıkıntıları, anlama bozukluklarını ortadan kaldırarak, bilmek amacıyla anla, hızlan, odaklan ve başar sloganıyla oluşturulmuş özel bir programla gençleri eğitime tabii tutmaya başladıklarını ifade eden Kaymakam Beşikci, “Bu haftanın önemiyle birlikte de bu eğitim programımızın ilk adımını 1-7 Kasım tarihleri arasına denk gelen süreçte farkındalık oluşturmak amacıyla başlattık. Bugün burada disleksi rahatsızlığı olan genç kardeşlerimiz özel bir yazılım programıyla bu rahatsızlığın ortaya çıkardığı olumsuzlukları ortadan kaldırmak adına bir eğitime tabii tutuk. Tabii disleksi hastalığı tedavi gerektiren, tedavi edilmediği taktirde anlama bozukluklarını, saldırganlığa, özgüven kaybına neden olabilen bir rahatsızlık. Ancak bizim burada yapmış olduğumuz çalışma, elbette ki bir tedavi değil. Bir eğitim programıyla bu rahatsızlığın ortaya çıkardığı olumsuzlukları gidererek gençlerimizin eğitim hayatlarında daha başarılı olabilmelerine vesile olmak işitiyoruz. Gençlerimiz ilk olarak bu yazılımla, bu eğitimle başladıklarında anlama ve ortalamaları ölçülüyor. Daha sonra bu anlama ortalamaları da eğitim programının sonuna doğru özel yöntemlerle artırılmaya çalışılıyor. İnşallah bizlerde analiz edeceğiz. Gençlerimiz hangi ortalama ile başladılar ne ile bitirdiler programlarını. Böylece güzel bir sonuç alabileceğimizi tahmin ediyorum. Tabii burada yapmış olduğumuz çalışma sadece disleksi hastalarına yönelik bir eğitim programı değil. İnşallah ilçemiz geneli ikamet eden, bu rahatsızlıkla mustarip olmuş çocuklarımızı bitirdikten sonra tüm öğrencilerimize yönelik bu eğitim programımız inşallah devam edecektir” dedi.

  • Kenevir, keten ve ısırgan tarımındaki en büyük engel ortadan kalktı

    Kenevir, keten ve ısırgan tarımındaki en büyük engel ortadan kalktı

    Samsun’da kenevir, keten ve ısırgan tarımı önündeki en büyük engellerden birisi olan havuzlama ve lif soyma işleminin ortadan kaldırarak, iş gücü ile maliyetlerin düşmesini sağlayacak olan lif sıyırma makinesi prototipinin tanıtımı gerçekleştirildi. Bu yöntem de kullanılarak kenevirden elde edilen kumaş, Çin’den ithal edilenden daha ucuza mal edildi.

    Kamu-üniversite-özel sektör iş birliğinde Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü (TAGEM) desteği, Karadeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü ve Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nin katkılarıyla İzmir merkezli özel bir firma tarafından lif sıyırma makinesi prototipi geliştirildi.

    Havuzlama yapmadan lifleri soyabiliyor

    Geliştirilen makine havuzlama yapmadan kenevir, keten ve ısırgan liflerini soyabiliyor. Bu sayede büyük sorun olan havuzlama ve lif soyma işlemleri ortadan kaldırıldı. Hasat edilen kenevir, keten ve ısırganın doğrudan makinede lifleri soyulabilir hale geldi. Makine üreticilerin iş gücü ihtiyacı ve maliyetleri önemli oranda düşmesini ve kenevir tarımının cazip hale gelmesini sağladı. Aynı proje içinde bir hallaç makinesi de tasarlandı.

    Ekim alanı artacak

    Karadeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Kibar Ak, “Bundan sonra bu makinelerin mantığından yola çıkarak daha ileri noktaya gelişecek. Endüstriyel kenevir üretiminde vatandaşın üretimden uzaklaşmasına neden olan havuzlama ve sıyırma noktasında bir kolaylık sağlayacağı için hem çiftçilerimize hem de bölgede ekim alanının artmasına neden olacak” dedi.

    Çin’den daha ucuz

    Kenevirden elde edilen kumaşın Çin’den ithal edilenden çok daha ucuza mal edildiğini anlatan firmanın Müdürü Haldun Babacan, “Türk kenevirinin tekstilde çok iyi olmadığı söylentileri yayılmaya çalışılıyordu. Projemiz tamamen Türkiye’de üretilen kenevirlerin tekstilde kullanılabilen en iyi kenevir olduğunu ortaya koyan bir çalışmadır. Esasında en önemli konu üretilen keten, kenevir, ısırgan liflerinin tekstilde kullanılabilecek ana madde haline gelmesiydi. Biz bunu başardık. Ürettiğimiz elyaf ve kumaş örneklerini de getirdik. Dünyada meşhur birkaç ülkenin elyafları ile aynı kalitededir. Çin’den ithal edilen tekstil elyaflarından da fiyat olarak ucuzdur. Yüzde 55 kenevir yüzde 45 pamuk karışımlı kumaşın metresi KDV dahil 34 TL metre fiyatından tüketiciye ulaştırılacaktır. Bu fiyat da Çin’den ithal edilen kumaşların, ipliklerin ve elyaflardan da daha ucuzdur” diye konuştu.

    Kamu-üniversite-özel sektör iş birliği

    OMÜ Rektörü Prof. Dr. Yavuz Ünal, “Bize iş birliklerinin önemini gösteren bir prototip olarak önümüzde duruyor. Üniversitenin iki temel parametresi vardır: Bir tanesi eğitimdir. Yalnız eğitim dediğimiz şey bilgiyle olan ve bilgi de kendiliğinde eskiyen bir şeydir. Bilginin güncellenmesi yapılacak olan AR-GE çalışmalarına bağlıdır. Güncellenen bilgiyle yapılan eğitim ve bu şekilde eğitim alan bireylerin döngüyü tamamlayan bir unsur olarak sürece katılması, bu ülkenin geleceğine uluslararası rekabet gücüne katkı sağlayacak bir motor gücü üstlenecektir. Bu anlamda üniversite olarak biz, bize düşen bütün yükümlülükleri yerine getirmekten gurur duyacağız” şeklinde konuştu.

    Samsun çekim merkezi olacak

    AK Parti Samsun Milletvekili Fuat Köktaş ise, “Samsun lifli bitkilerde bir çekim merkezi olacak. İnanıyorum ki Türkiye’den dünyaya bir marka çıkacaksa bu Samsun’dan olacaktır” ifadelerini kullandı.

  • AK Parti’li Yılmaz: ”Türkiye’nin enerji bağımlılığını ortadan kaldırıyoruz”

    AK Parti’li Yılmaz: ”Türkiye’nin enerji bağımlılığını ortadan kaldırıyoruz”

    AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, ”Türkiye’nin enerji bağımlılığını ortadan kaldırıyoruz. Bu bir taraftan cari açığımız azaltacak, ekonomik varlığımıza destek verecek. Diğer taraftan da Türkiye’nin belli ülkelere bağımlılığını azalttığı için uluslararası ilişkiler anlamında da çok daha bağımsız çok daha rahat konuma ülkemizi taşımış olacak” dedi.

    Bingöl’ün Genç ilçesinin doğalgaza kavuşması nedeniyle meşale yakma töreni düzenlendi. Törende konuşan Vali Kadir Ekinci, “Hakikaten heyecanlıyız. Genç ilçemizi, büyük emek ve gayretlerle böylesine güzel bir hizmete kavuşturmanın mutluluğunu yaşadığımız bir günü idrak ediyoruz. Rabbim, hizmetlerin en güzeline layık olan kardeşlerimize bu güzel doğalgaz hizmetini huzurlu, sağlıklı günlerde kullanmayı nasip etsin inşallah. Bingöl’ün ekonomik gelişmesine ve istihdamına büyük katkısı olan Organize Sanayi Bölgemiz de doğalgaz altyapısına kavuşmuş olur. Dolayısıyla buradaki sanayicilerimize de ben şimdiden hayırlı uğurlu olsun diyorum. Çünkü bu kışı kısmet olursa doğalgazlı geçirecekler. Bu Organize Sanayi Bölgemize daha çok yatırım gelmesi için de bizim için çok önemli” dedi.

    Hem Genç ilçesine hem de Organize Sanayi Bölgesi’ne doğalgaz verildiğini aktaran AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, iki bölgeye aynı anda bir basınç istasyonu kurmak suretiyle ilçe ve Organize Sanayi Bölgesinin de bu hizmete kavuştuğunu aktardı.

    “Ülkemiz doğalgazda petrolde ve enerji de çok farklı bir yere gelecek”

    Denizlerde yeni kaynakların arandığını aktaran Yılmaz, “Biliyorsunuz biz, doğalgazı ithal ediyoruz. Ama son dönemlerde Oruç Reis, Barbaros Hayrettin Paşa, Yavuz ve Fatih gibi sondaj gemilerimizle Karadeniz’de ve Akdeniz’de yeni kaynaklar arıyoruz. Çok şükür Karadeniz’den ilk müjdeli haberi aldık. 320 milyar metreküplük bir kaynak bulunmuş oldu. İnşallah ilçemizde gelecek yıllarda bu milli kaynağımızdan istifade edecek. İthal etmeden kendi kaynağımızı kullanacak günleri de göreceğiz. Bu çok çok önemli. Bu sadece bir başlangıç. İnşallah yeni aramalarla ve sondajlarla ülkemiz gerek doğalgazda gerek petrolde gerek se enerji de çok farklı bir yere gelecek. Bunu yaparken bir taraftan da güneş, rüzgar gibi enerjileri kullanıyoruz ve geliştiriyoruz. Yenilenebilir enerjide kendimiz üretiyoruz. Bu sene cumhurbaşkanımız bir fabrikanın tesisin açılışını yaptı artık onları da ithal etmeyeceğiz. Kendi ülkemizde ürettiğimiz güneş panellerini kullanacağız” şeklinde konuştu.

    “Türkiye’nin enerji bağımlılığını ortadan kaldırıyoruz”

    Bir diğer taraftan da nükleer enerjinin devam ettiğini ifade eden Yılmaz, “Akkuyu Nükleer Enerji Santralimizde 2023 perspektifinde tamamlanacak, Türkiye’nin enerji bağımlılığını ortadan kaldırıyoruz. Bu bir taraftan cari açığımız azaltacak, ekonomik varlığımıza destek verecek. Diğer taraftan da Türkiye’nin belli ülkelere bağımlılığını azalttığı için uluslararası ilişkiler anlamında da çok daha bağımsız çok daha rahat konuma ülkemizi taşımış olacak” ifadelerini kullandı.

    Törene, Vali Ekinci ve AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz’ın yanı sıra AK Parti Bingöl Milletvekili Feyzi Berdibek, Belediye Başkanı Erdal Arıkan, il ve ilçeden protokol üyeleri katıldı.

  • Av. Kök: “Kadına yönelik şiddetin toplumsal cinsiyet eşitsizliği ile doğrusal ilişkisi olup, toplumsal cinsiyet eşitsizliği önlenmeden şiddetin de ortadan kalkmayacağı açıktır”

    Av. Kök: “Kadına yönelik şiddetin toplumsal cinsiyet eşitsizliği ile doğrusal ilişkisi olup, toplumsal cinsiyet eşitsizliği önlenmeden şiddetin de ortadan kalkmayacağı açıktır”

    Erzurum Barosu Kadın Hakları Komisyonu, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla bir basın açıklaması yaptı.

    8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle Erzurum Barosu’nda toplanan Kadın Hakları Komisyonu basın açıklaması düzenledi. Açıklamayı okuyan Avukat Ömer Melih Kök, Cumhuriyet devrimleri ve kadının insan hakları kazanımlarından vazgeçmeyeceklerini söyledi. 8 Mart 1957 yılında Amerika’da kadın işçilerin düşük ücretleri, uzun çalışma saatleri ve insanlık dışı çalışma koşulları nedeniyle başlattıkları grevde 129 kadın işçinin yakılarak öldürülmesiyle başlayan sürecin kadınların; eşitlik, özgürlük mücadelesinin simgesi haline geldiğini belirten Kök, 8 Mart’ın kadınlar için mücadele ve dayanışma günü olduğunu söyledi.

    8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar gününün; tüm dünyadaki emekçi kadınların; kendilerini ailede, toplumda, siyasal, sosyal ve ekonomik alanlarda eşit bir birey olarak görmeyen zihniyetlere karşı dayanışma ruhuyla hareket ederek; toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması, kadının insan haklarının ihlal edilmesinin ortadan kaldırılması için gerekli eğitim, kültür, ekonomik ve yasal alanda çalışmalar yapılması taleplerini dile getirdikleri mücadele ve dayanışma günü olduğunu hatırlatan Kök, bugün yürütmekte olunan mücadelede çok daha fazla dayanışmaya ihtiyaç olunduğunu ifade etti.

    Basın açıklamasında ülkemizdeki kadınların sorunlarına da değinen Kök, “Maalesef dünyada eşitsizlik, yoksulluk, şiddet ve savaşlar giderek artmaktadır. Bizler savaşı, yoksulluğu, eşitsizliği, şiddeti arttıran sistemi sorgulamadan ve değiştirmeden kadının insan haklarının ihlalinin ortadan kaldırılamayacağının bilinciyle, insanları yoksulluğa iten, eşitsizliğe, şiddete ve savaşa yol açan bu sömürü düzeninin değişmesi gerektiğinin bilincindeyiz. Ülkemizde toplumumuzun yarısını oluşturan kadınlarımız ne yazık ki eşit bir şekilde eğitim ve istihdam olanaklarına ulaşamamakta, kültürel ve siyasal alanda yeterince temsil edilememektedirler. Kadınlarımızın büyük çoğunluğu mülksüz, yoksul ve emekçidir. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin yaygın olması toplumsal ilerlemenin önündeki en önemli engeldir. Kadınların ev içinde harcadıkları ücretsiz emeğin yok sayılması engellenmelidir” diye konuştu.

    Kadınlara eşit fırsat tanınması gerektiğini belirten Ömer Melih Kök, “Eğitimde fırsat eşitliği sağlanarak, kadınların eğitime erişimleri sağlanmalıdır. Kız çocukların eğitimlerini bırakmalarına yol açan 4+4+4 sistemi terk edilmelidir. Yine istihdam alanında kadınların önündeki engeller kaldırılmalı ve kadının ekonomik bağımsızlığına yol açacak istihdam politikaları oluşturulmalıdır. Kadınların siyasi, ekonomik ve sosyal hayatın karar alma süreçlerine etkin ve eşit biçimde katılmaları için eşit fırsatlar tanınmalıdır. Kadına karşı gerek politikada, gerek medyada gerekse dini alanda kullanılan dilin erilleşmesi önlenmelidir. Laiklik ilkesinden uzaklaşılmasının en olumsuz etkileri kadınların üzerinde hissedilmektedir. Ülkemizde son yıllarda kadına karşı şiddet ve kadın cinayetlerinin sayısı hızla artmaktadır. Kadına yönelik şiddetin toplumsal cinsiyet eşitsizliği ile doğrusal ilişkisi olup, toplumsal cinsiyet eşitsizliği önlenmeden şiddetin de ortadan kalkmayacağı açıktır” dedi

    Erzurum Barosu Avukatlarından Melih Kök açıklamanın devamında şu cümleleri kullandı:

    “Kadınları toplumsal hayatın dışına iten ayrımcı ve cinsiyetçi politikalardan vazgeçilerek, kadını sadece ailenin bir parçası olarak gören, özgür birey olduğunu kabul etmeyen politik ve kültürel anlayış değiştirilmeli, kadınlara siyasal, sosyal ve ekonomik alanda yer açacak toplumsal cinsiyet eşitliği politikaları samimiyetle uygulanmaya geçilmelidir. Hak savunucu olarak bizler kadının İnsan Hakları mücadelemizi dünden daha büyük bir inançla ve dayanışmayla sürdürmeye kararlıyız. Bizler, Türkiye Kadın Hukuku Komisyonu ( TÜBAKKOM ) üyeleri olarak; Cumhuriyet Devrimleri sonucunda ve mücadelelerimizle elde edilen kadın hak ve kazanımlarından geriye götürmeye yönelik her türlü zihniyetin, söylemin, girişimin karşısında olacağımızı, kadına karşı ayrımcılığın ortadan kalktığı, kadının eşit ve özgür bir birey olarak var olduğu, kadının insan haklarının ihlal edilmediği, barışın ve özgürlüğün var olduğu bir Türkiye ve Dünya için; kadın haklarının teminatı olan Atatürk Devrimlerine ve Laik Cumhuriyeti’mize bağlılıkla, mücadelemizi ve dayanışmamızı sürdüreceğimizi kamuoyuyla saygılarımızla paylaşıyoruz.”

    Basın açıklamasına Baro Başkanı Talat Göğebakan, Yönetim Kurulu Üyeleri, Kadın Hakları Komisyon Başkanı İlknur Sarcan ve yönetimi katıldı.