Etiket: Oradan

  • Aydın’daki kazaya oradan geçen sağlık ekibi müdahale etti

    Aydın’ın Efeler ilçesinde meydana gelen trafik kazasında yaralanan motosiklet sürücüsüne ilk müdahaleyi oradan geçen Muğla’nın Marmaris ilçesinde görevli ambulansta bulunan 112 Sağlık ekibi yaptı.

    Edinilen bilgiye göre kaza, Muğla karayolu İmam Hatip Kavşağı’nda meydana geldi. Veysel A. idaresindeki 09 LJ 936 plakalı motosiklet, sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu refüje çarptı. Çarpmanın etkisi ile yola savrulan Veysel A. yaralandı. Kazayı gören diğer sürücülerin ihbarı üzerine olay yerine polis ve 112 sağlık ekipleri sevk edildi. Kaza sonrasında Aydın’ın Nazilli ilçesine hasta bırakan ve yola çıkan Muğla’nın Marmaris ilçesine bağlı ambulansta bulunan 112 Acil Sağlık ekipleri olay yerinde durarak kazazedeye ilk müdahaleyi yaptı. Kazazede Veysel A. sedye ile ambulansa alındı ve ilk tedavisi yapıldı. Veysel A. olay yerine gelen diğer ambulansa sedye ile nakledilerek Aydın Devlet Hastanesine kaldırıldı. Motosiklet sürücüsü Veysel A.’nın hayati tehlikesinin bulunmadığı öğrenildi.

    Kazayla ilgili soruşturma devam ediyor.

  • İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: “3 kelimeyi bir araya getirip konuşamayacaksın AK Parti’ye iftira edeceksin her türlü yalanı söyleyeceksin sonra bu ülkeyi yönetmeye kalkacaksın, hadi oradan”

    İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Malatya’da vatandaşlarla buluştu.

    AK Parti Malatya İl Teşkilatı tarafından düzenlenen toplantıya katılmak üzere Malatya’ya gelen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 15 Temmuz Meydanında teravih namazı sonrası vatandaşlarla buluştu.

    Vatandaşlar tarafından coşkuyla karşılanan Bakan Soylu, “Malatya bu akşam kararını vermiş 24 Haziran’da okyanus ötesi dahil Türkiye’ye pusu kuranlara, herkese şu Anadolu toprağında güçlü bir ses çıkarmak Recep Tayyip Erdoğan’ım dünyada nasıl bir lider olduğunu göstermeye hazır” dedi.

    Türkiye’nin çok önemli bir zaman dilimi içerisinde olduğunu belirten Soylu, kritik bir seçime gidildiğini dile getirdi. Her seçimim kritik olduğunu da ifade eden Soylu, “Millet çıplak ellerle kendi geleceğini tesis etmektedir. Az önce yatsı ezanı okundu, bundan 68 yıl önce minarelerden ezan okunması yasaktı, bu nasıl aşındı biliyor musunuz? 50 gramlık oy pusulası ile millet sandığa gitti ve Allah’a hamd olsun ezanlar minarelerden sema ile buluşmaya başladı. Bu ülkede 15 yaşından küçüklerin Kuran’ı öğrenmesi yasaktı. 28 Şubat’ta yasaklanmıştı. Peki nasıl ortadan kalktı bu, 50 gramlık bir oy pusulası ile millet 2002’de Recep Tayyip Erdoğan’ı getirdi ve yasakları elinin tersi ile itiverdi. Bu ülkede başı açık kadınlar ile başı kapalılar birbirinden ayrılıyordu. Üniversiteye gidemezsin, memur olamazsın diyorlardı, peki nasıl bu soru ortadan kalktı, TBMM’de başı açığı da kapalısı da bir arada nasıl oldu, 50 gramlık oy pusulası ile” şeklinde konuştu.

    Bu ülkeyi asla hainlere teslim etmediklerini belirten Soylu, “İşimizi yarım bırakalım mı? Terörle mücadeleyi yarım bırakalım mı? Şu PKK’yı dağlara sıçan gibi kaçırdık, onları tamamen yok etmeyi yarım bırakalım mı? Peki, bu ülkeye yapılabilecek en büyük hainliği yapan Pensilvanya’da oturan, oradakilerin uşağı olan hainle mücadeleyi yarım bırakalım mı? Güzel dinimizi istismar eden DEAŞ ile mücadeleyi yarım bırakalım mı, DHKP-C ile mücadeleyi yarım bırakalım mı? Uyuşturucu ile mücadele de bir söz söylemiştim hatırlarsanız. Bu mücadeleyi yarım bırakalım mı? 9 bin 500 uyuşturucu satıcısını kodese tıktık, daha yeni başladık. Avrupa’da atölyelerde üretiyorlar, Türkiye’de satıyorlar. Bir taraftan faizle bizi kıskıvrak mengeneye almaya çalışanlar, PKK ile bezirmeye çalışanlar şimdi de gençlerimize saldırıyorlar. Medeniyetimize, anne baba kültürüne, geleneğimize saldırıyorlar. Bilesiniz ki bu ülkede bir tek uyuşturucu satıcısı kalmayacak, hepsini silip süpüreceğiz inşallah” ifadelerine yer verdi.

    Türkiye’nin geçen yıl yüzde 7,4 büyüdüğünü ve 15 Temmuz darbe girişimine rağmen, ABD, Avrupa’ya rağmen yüzde 9,2 sanayi üretimini büyüttüklerini belirtti. Soylu, “Bakın Van’da oteller dolu, Diyarbakır’da, Mardin’de, Ege’de Akdeniz’de oteller dolu. Kemal Kılıçdaroğlu’na baksan bunların hiç birinin gelmemesi lazım. Dış dünyaya ne dedi, ‘Türkiye’de güvensiz’ dedi. 33 milyon insan geliyor da sen ana muhalefet liderisin, ülkene nasıl güvensiz dersin” dedi.

    Türkiye’nin büyüdüğünü ve büyümeye de devam edeceğini ifade eden Bakan Soylu konuşmasını şöyle sürdürdü:

    “Bu büyük projeler devam ediyor. Kendi arabamızı, kendi uçağımızı, kendi yerli milli uydumuzu yarım mı bırakalım? Huzurumuzu yarım mı bırakalım? Doğu ve Güneydoğu’da bugün durum nasıl, ben Ramazan’ın birinci günü Van’daydım iftar yaptık sonrada huduttaki kahramanların yanına gittim. İkinci günü Hakkari, Yüksekova, Şemdinli’deydim. Daha sonra Silopi, Şırnaktaydım. Sokaklar cıvıl cıvıl, anneler ellerine çocuklarını almış yürüyorlar. Herkes huzur içerisinde. Bir tek şey söylüyorlar ‘Sayın bakanımız bizi bu PKK’nın eline bırakmayın ne olur, bir daha buradan ayrılmayın diyorlar.

    Hakkari’ye gittiğimde bir anne yanıma girdi ve dedi ki ‘Sayın Bakan sen devlet adamısın, 15 yaşındaki kızımı yanımdan alıp dağa götürdüler. Sen güçlü adamsın kızımı ne olur geri yanıma getir. Bir annenin feryadına derman olamıyorsam bakanlığım neye yarar. Dedim ki ‘Bir kız daha dağa çıkarsa İçişleri Bakanlığı bana haram olsun’ Ve şunu ifade etmek itiyorum, şuanda en dip seviyelerde kızlar okula gidiyor, okullarda öğretmen var, hastanelerde doktor var, esnafta iş var”

    Muhalefetin HDP’nin Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş’ı ziyaret etmesi ve serbest bırakılması taleplerini de eleştiren Soylui “Siyaset yaparsınız, ama memleketin bazı meseleleri vardır bunlar üzerinden siyaset yapılmaz, oy devşirilmez. Adamlar Selahattin Demirtaş’ın hapishanesini türbeye çevirdiler. Muharrem İnce gidiyor, hem ziyaret ediyor hem de Türkiye’ye ‘Ben Selahattin Demirtaş’ın çıkmasını istiyorum diyor. Sadece o mu? Birisi daha var. Ömrü boyunca ezik bir şekilde yaşamış, 28 Şubatçıların zulmü altında kalmış. Ondan öncede onu ezmişler Fakat Tayyip Erdoğan kompleksinden de bir türlü kurtulamamış Temel Karamollaoğlu var. Oda diyor ki ‘Demirtaş çıksın’. Peki çakma milliyetçilik kisvesi altında güya yeni bir parti kurmuş, Devlet Bahçeli’den Allah razı olsun onu iyi zamanında keşfetti. Güya milliyetçi diyor ki ‘Demirtaş çıksın’ Meral Akşener. Ya biz bilmiyoruz ya onlar çok şey biliyor. Biz niye terörle mücadele ediyoruz, bizim evlatlarımız neden şehit oluyor. Biz şehitlerin annesine babasına, kolu, bacağı kopmuş gazilerimize ne cevap vereceğiz.

    53 kişi 6-7 Ekim’de olaylarında katletti tahrik etti parti kararı aldı yapmadığı şey kalmadı. Yasin Börü kurban eti dağıtan apartmanda atılmasına vesile oldu. Bu 93 tane belediyeyi görevden aldık ya PKK’lı belediyeler. Onlar napıyorlardı PKK’ya para gönderiyorlardı PKK’ya adam alma gibi çalışıyorlardı, çukur olaylarında iş kamyonları bunlarındı. Bunların genel başkanı kimdi? Selahattin Demirtaş. Ey Muharrem İnce, ey Temel Karamollaoğlu, ey Meral Akşener. Bakın siyaset sadece bu dünya için yapılmaz. Bu dünya bir sınav, imtihan dünyasındır. Bu millet, bu dünyada da, ö teki dünyada da bu yakanıza asılacak, sizi bırakmayacak” ifadelerini kullandı.

    Muharrem İnce’nin 2.Ordu Komutanı Korgeneral İsmail Metin Temel ile ilgili söylemlerine de değinen Bakan Soylu, “Adam apolet sökücü çıktı ya. Sen ömründe çivi söktün mü çivi ki apolet sökeceksin. Bunlar ömründe 3 koyun güdemediler. Esas derdi bu TESK’in verdiği iftar yemeği değil, derdi Metin Temel’in oraya gelmesi de değil, derdi bence ‘Siz nasıl ABD’den izin almadan Avrupa’dan izin almadan Afrin’e girersiniz PKK’yı nasıl yerle bir ederseniz. Bunu hangi komutanızla yaptıysanız onu görevden alacağız’ Bize güya mesaj veriyor. Senin ağa baban bize gözdağı veremedi” şeklinde konuştu.

    Soylu konuşmasın şöyle sürdürdü:

    “Sandıkları öyle bir dolduracaksınız ki seçim bittikten sonra Tayyip Erdoğan yurtdışına gittiğinde o liderler haddini bilecek bir adım geriye çıkacak sizden istediğimiz budur. Bizim işimiz sandıkla oy ile diğer işi zaten askerimiz, polisimiz aslan gibi yapıyor aslan gibi.

    Mesele seçimi kazanmak değil, önümüzdeki 5 yıl şimdi her şey hazır sitem hazır eski vesayet siteminden kurtuluyoruz. Dışardaki o uluslararası faiz çetelerinden kurtuluyoruz. Bu sistem güçlü bir meclis güçlü bir hükümet çıkaracak. Öyle sandıkları doldurun ki şu 5 yılda Türkiye’yi dünyanın yıldız ülkesi haline hep birlik getirelim.

    Türkiye 2 bin dolarlık bin 500 dolarlık bir ülke değil, bir fiske ile ayakları ezilecek bir ülke hiç değil. Türkiye’nin fırsatları, güçlü adımlar var. Biz kuvvetli olmalıyız. 2-3 bin dolarlık değil 11 bin dolarlık bir ülkeyiz. Erdoğan 16 yıldır Türkiye’yi idare ediyor. Şunu söyleyeyim, uğraştıkları bu ülkenin lideri, onu tasfiye edelim gerisini hallederiz diyorlar. Erdoğan’ı parmak sallayarak korkutamadılar, ürkütemediler, sindiremediler. Muharrem İnce’ye parmağının ucunu gösterseler.. Anladınız değil mi?. Bu CHP’nin de hakikaten çok sıkıntısı var. Kılıçdaroğlu’ndan kurtulayım derken İnce’ye tutuldu Yağmurdan kaçayım derken doluya tutuldular.

    3 kelimeyi bir araya getirip konuşamayacaksın AK Parti’ye iftira edeceksin her türlü yalanı söyleyeceksin sonra bu ülkeyi yönetmeye kalkacaksın, hadi oradan”

  • Parlak:” Gol pozisyonlarını değerlendirirsek oradan 3 puan ile ayrılırız’’

    Gaziantepspor’un hücum oyuncularından İlhan Parkak, Medipol Başakşehir maçının en kötü şeyi iyi futbolun sonuca yansımamasını olduğunu söylerken, hafta sonu Fenerbahçe ile oynayacakları maç hakkında ise, gol pozisyonlarını değerlendirdikleri takdirde 3 puan ile ayrılacaklarını söyledi.

    Gaziantepspor’un ileri uçtaki en önemli silahlarında biri olan İlhan Parlak, antrenman öncesi basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Başarılı oyuncu öncelikle geçen hafta oynadıkları Medipol Başakşehir maçı hakkında konuştu. Spor Toto Süper Lig’in lider takımı Medipol Başakşehir’in, Abdullah Avcı önderliğinde iyi bir ekip olduğuna dikkat çeken başarılı oyuncu, ”Biz de sahaya bunun bilinci içinde çıktık. Hocamızın bizden istediği şeyleri sahaya yansıtmaya çalıştık. Ve iyi de bir mücadele etmeye çalıştık. Şunu gördük; Eğer hocamızın bizden istediklerini sahaya yansıtır ve iyi mücadele edersek, lider takım bile olsa yenebiliriz. Sadece evimizde seyircimizin önünde neler yapabileceğimizi gösterdik. Tabii bu sonuca yansımadı. Başakşehir maçının en kötü şey sonucu yansımamasıydı. Ama ileriye dönük baktığımız zaman eğer biz böyle mücadele edersek ve böyle futbol oynarsak inşallah büyük başarılar elde edeceğimize inanıyorum” dedi.

    “Fenerbahçe’de lige iyi başlamadı”

    Hafta sonu Fenerbahçe karşılaşması ile ilgili de konuşan İlhan Parlak, “Hafta sonu bizi zorlu bir mücadele bekliyor. Fenerbahçe de lige iyi başlamadı. Ama dün Kasımpaşa karşısında iyi bir futbol oynadılar ve netice olarak da iyi bir skor elde ettiler. Dediğim gibi biz istediğimiz futbolu sahaya yatırsak, İstanbul’da Fenerbahçe deplasmanında eğer şanssızlığımızı da kırarsak ve gol pozisyonlarını değerlendirirsek oradan 3 puanı ile ayrılırız” şeklinde konuştu.

    “Türkiye Kupası da bizim için önemlidir “

    Tecrübeli oyuncu, Ziraat Türkiye Kupası 2. Eleme Turu’nda yarın Eyüpspor ile karşılaşacakları maç için ise, “Eyüpspor ile bir kupa maçı oynayacağız. Eyüp takımı tabii tam olarak tanımıyoruz. Hocalarımız en iyi şekilde analiz edip, bizi o maçta en iyi şekilde hazırlayacaklardır. Tabi bir üst tura geçmek istiyoruz. Türkiye Kupası da bizim için önemlidir” ifadelerini kullandı.

  • 13 Yıl 3 Ay Hapis Cezası Alan Hükümlü: “TEK Suçum O An Oradan Geçmek”

    Adana’da 2005 yılında askerden izne gelen akrabasını gezdirmek için otomobil kiralayan bir kişi, Hacı Sabancı Bulvarı’ndan geçtiği sırada yaşanan silahlı çatışmanın sanığı durumuna düştü. Şahıs, trafik polisinin lehte ifadesine rağmen adam öldürmeye teşebbüsten iki arkadaşıyla birlikte 13 yıl 3 ay hapse mahkum edildiğini söyledi.

    Olay, 7 Temmuz 2005 yılında Yüreğir ilçesine bağlı Hacı Sabancı Bulvarı Sinan Paşa Mahallesi’nde meydana geldi. Alınan bilgiye göre, Emrah Tepegül (29), askerden izne gelen kuzeni Muhittin Kemal Kirici’yi (30) gezdirmek için kiraladıkları 01 EB 108 plakalı otomobil ile yanlarına Kemal Kirici’yi de (29) alarak eğlenmeye çıktı. Hacı Sabancı Bulvarı’ndan gelen arkadaşlar, D-400’i çıkış kapalı olduğu için tekrar dönüp Hacı Sabancı Bulvarı’na girdikleri sırada bulvar üzerine gelen beyaz renkli Brodway marka bir otomobilden iki kişi inerek kahvenin önüne doğru ateş etmeye başladı. Tepegül ve arkadaşları çıkan çatışmanın ortasında kalınca korkarak 3 arkadaş hızla olay yerinden uzaklaştı. Çatışma devam ederken D-400 karayoluna bağlandığı yerde alt geçit çalışması olduğu için trafiği açmak için görevli olan trafik polisi Murat Karslı, silah seslerini duyunca yere yatıp havaya doğru ateş etti. Polisin ateş ettiğini gören zanlılar, geldikleri otomobile binerek Yavuzlar Mahallesi’ne doğru kaçtı. Olayda Ersoy Ata (41) isimli şahıs hafif şekilde yaralanıp hastaneye kaldırıldı. İbrahim Çiçek (35), Ferit Coşkun (32) ve Nurullah Şenözlü de (61) mağdur oldu. Olaydan hemen sonra trafik polisi, silahlı saldırıyı gerçekleştirenlerin beyaz Brodway marka bir otomobil ile kaçtığını yaşlarının ise 25 ile 30 yaş arasında olduğunu söyledi. İbrahim Çiçek adlı vatandaş ise olay yerinden geçen 3 arkadaşın bindiği otomobilin plakasını vererek o otomobilden ateş açıldığını söyledi. Bunun üzerine polis çalışma başlattı. Bir süre sonra Brodway marka otomobil terk edilmiş halde bulundu. Bu arada Erdal Çetin (32) isimli bir şahıs olaydan sonra kaçarken yakalandı. Yakalanan şahsın üzerinden horuzu çekilmiş halde bir tabanca bulundu. Bir süre sonrada 3 arkadaş şüpheli olarak arandığı için Baraj Yolu’nda bir lokantada yemek yerken yakalandı. Emrah Tepegül ve 2 arkadaşı polis merkezine götürülerek ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı. Bu olayla alakalı olarak daha sonra Yüksel Keskin (47) ve Kürşat Yılmaz da yakalanıp ifadesi alındı. Polis gerekli incelemeyi yaptıktan sonra olayı adliyeye intikal ettirdi. Yüksel Keskin (47), Müdafii Kürşat Yılmaz (37), Emrah Tepegül (29), Muhittin Kemal Kirici (29) Remzi Kirici (29) ve Erdal Çetin (32) hakkında “öldürmeye teşebbüs etme, mala zarar verme, yaralama, ruhsatsız tabanca bulundurma” yüzünden 2. Ağır ceza mahkemesinde kamu davası açıldı.

    Mahkeme sürecinde trafik polisi Karslı, saldırıyı gerçekleştiren şahısların beyaz bir Brodway marka otomobil ile kaçtığını belirtti. İbrahim Çiçek ise olayın Emrah Tepegül (29), Muhittin Kemal Kirici (29) Remzi Kirici’nin (29) içinde bulunduğu araçtaki şahısların gerçekleştirdiğini ve o aracın içinde Yüksel Keskin’in de olduğunu ileri sürdü. Kahvehane sahibi Nurullah Şenözlü ise ifadesinde Emrah Tepegül (29), Muhittin Kemal Kirici (29) Remzi Kirici (29) bu saldırıyı onların yapmayacağını, gençleri tanıdığını saldırıyı yapanların onlar olmadığını söyledi. Yapılan kriminal incelemelerde de olayda bulunan ve 9 boş kovanın Erdal Çetin’in üzerinde ele geçirilen tabancadan çıktığı belirlendi. Ayrıca olayda 5 ayrı tabanca kullanıldığı sanıkların hepsinin elinin üst tarafında barut atığı olduğu tespit edildi. Mahkemede hiçbir sanık suçlamayı kabul etmezken, Emrah Tepegül (29), Muhittin Kemal Kirici (29) Remzi Kirici (29) olayla hiç bir alakalarının olmadığını, olay saati yol kapalı olduğu için oradan geçtiklerini bütün suçlarının bu olduğunu söyledi. Mahkeme bu ifadeler ve deliller doğrultusunda sanıklardan Erdal Çetin’in “adam öldürmeye teşebbüs ve mala zarar verme suçlarından” beraat, Kürtaş Yılmaz’a 12 yıl hapis cezası verirken diğer sanıklara 13 yıl 3 ay hapis cezası verildi. Emrah Tepegül ve arkadaşları suçsuz oldukları gerekçesiyle Yargıtay’a temyiz için başvurdu. Yargıtay ise 2009 yılında kararı temyiz ederek, verilen kararın delil yetersizliğinden dolayı yasaya ve hukuka aykırı olduğunu 3 kişinin beraat etmesi gerektiğini, yasaya uygun olan mahkumiyetleri onadığını hükmetti. Bunun üzerine dava 2. ağır ceza mahkemesinde yeniden başladı. 2011 yılında mahkeme 4 kişiye yine 13 yıl 3 ay hapis cezası verirken, Erdal Çetin’e beraat kararı verdi. 3 arkadaş tekrar Yargıtay’a başvurdu. Yargıtay 2009 yılında bozduğu kararı bu kez onadı.

    “ADALET İSTİYORUZ”

    13 yıl 3 ay hapis cezası olan gençlerden biri olan Emrah Tepegül, olaydan sonra kaçarken yakalanan ve üzerinde olayda kullanılan tabanca çıkan şahsın beraat ettiğini kendilerinin sadece olay yerinden geçtiğini buna rağmen 13 yıl 3 ay hapis cezası aldıklarını söyleyerek, “Adalet istiyorum. Bizim hiçbir suçumuz yok. Tek suçumuz o on oradan geçmek. Trafik polisinin verdiği ifadeye göre de biz masumuz. Bizim kullandığımız otomobil ile polisin verdiği ifadedeki otomobil markası bile farklı. Üstelik o otomobil daha sonra terk edilmiş halde bulundu. Ben suçsuz yere o cezaevine girmek ölüm gibi olur. Cumhurbaşkanıma, Başbakanıma sesleniyorum. Biz sadece adalet istiyoruz başka bir şey istemiyoruz” dedi. Tepegül, artık tek çarelerinin Anayasa Mahkemesi’ne gitmek olduğunu oraya başvurup haklarını arayacaklarını söyledi.