Etiket: Onu

  • Koç’un Arkadaşları Mezarı Başında ’Onu’ Anlattı

    Kalp krizi sonucu hayatını kaybeden Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç’un Zincirlikuyu mezarlığındaki kabri ziyaretçi akınına uğradı. Koç’un annesi ve halasının yanı sıra golf kulübünden ve binicilik federasyonundan arkadaşları ile çok sayıda seveni mezarını ziyaret ederek dua etti.

    Geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybeden Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç için dün Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Tatbikat Camisinde cenaze töreni düzenlendi. Törenin ardından dedesi Vehbi Koç’un mezarının bulunduğu aile kabristanlığına defnedilen Koç’un mezarı ziyaretçi akınına uğradı. Sabah saatlerinden itibaren Koç’un golf kulübünden ve binicilik federasyonundan arkadaşları ile çok sayıda seveni ziyarete geldi.

    “YARIŞA GİDERKEN BENİ ‘İHTİYAR’ DİYE ÇAĞIRIRDI”

    Binicilik kulübünden arkadaşı Türkiye Binicilik Federasyonu eski Başkanı Tunç Çapa, Koç’un golf arkadaşı Cavit Özyardımcı ile kabristana geldi. Koç’un mezarı başında dua eden Çapa ve Özyardımcı kabristan çıkışında gazetecilere açıklama yaptı. Çapa, değerli arkadaşı Mustafayı kaybettiğini belirterek “Uzun yıllar beraber ata binmiştik. Almanya’dan Balkanlar’da, İstanbul’da, Ankara ve İzmir’de bir çok yarışmaya katıldık. Zamansız gitmesi bizi derinden üzdü. Allah ailesine sabır versin. Yaşım ona göre büyük olduğu için yarışlara girerken beni ‘İhtiyar’ diye çağırırdı. Çocukluğundan beri beraberdik, onun için çok üzgünüm” dedi.

    “MÜTEVAZİYDİ”

    Mustafa Koç’un İstanbul At Spor Kulübü ve Golf Kulübünden arkadaşı olan Cavit Özyardımcı ise, 30 yıllık bir arkadaşlığı olduğunu belirterek şunları söyledi:

    “Hiç birbirimizi kaybetmedik, her zaman için birbirimizle irtibatı kesmedik. Çok iyi bir insandı. Çok da anılarımız var anlatmakla bitmez. Allah mekanını cennet etsin. Mütevazilikte toprak gibiydi. Bu kadar mütevazi bir insan daha olamazdı. Allah’ın takdiri, rahmet eylesin”

    Ziyaretçilerin arasında TFF eski Başkanı Yıldırım Demirören’in kayınvalidesi Tülay Ulusoy’da vardı. Ulusoy’da, Koç’un mezarı başına gelerek dua ettikten sonra mezarına dokundu, kabristan çıkışında gazetecilere çok üzgün olduğunu belirtti. Ulusoy’un ziyaretinin ardından Koç’un annesi Çiğdem Simavi ve halası Semahat Arsel de mezarını ziyarete geldi.

  • Sözlü: “Rafineri Ve Petrokimya Yatırımlarının Önü Açılmalı”

    Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü, Ceyhan Enerji İhtisas Endüstri Bölgesi’ne yatırım yapmak isteyen kuruluşların önünün açılması durumunda Adana’nın yeniden Türkiye’nin lokomotif şehirden biri haline getireceğini söyledi.

    Adana’da faaliyet gösteren çok sayıda sivil toplum kuruluşunun oluşturduğu ve her ay farklı bir konu ve konukla bir araya gelen Adana Ekonomi Platformu, Çukurova GİAD’nin ev sahipliğinde toplandı. Platformun son konuğu Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü oldu.

    Ev sahibi Çukurova GİAD Başkanı Ömer Faruk Sakarya ile Platform Dönem Başkanı MÜSİAD Adana Şube Başkanı Suat Yahşi’nin açılış konuşmalarının ardından söz alan Başkan Hüseyin Sözlü, Adana’yı ekonomik anlamda sıçratacak ve yeniden ülkenin ilk 4 büyük ekonomik gücü arasına girmesini sağlayacak gücün, Ceyhan Enerji İhtisas Endüstri Bölgesi’ne yatırım yapılmasıyla ortaya çıkacağını söyledi.

    YATIRIM TALEPLERİ GERİ ÇEVRİLDİ

    Başkan Sözlü, “Ceyhan Enerji İhtisas Endüstri Bölgesi’nin ivedi olarak faaliyete geçirilmesi gerekmektedir. Bunu uzun yıllardır dile getiriyorum. 13 Haziran 2006’den bu yana petrol akıyor. Petrolün transit geçişinin dışında bölge ekonomisine yapabileceği katkıyı oluşturacak, katmadeğer sağlayacak bir işin içine girilemedi. Siyaseten bununla ilgili çok vaatte bulunuldu ancak bir türlü yerine getirilemedi, halkımızın bununla ilgili artık heyecanı kalmadı. BTC Boru Hattı, dönemin Türkiye, ABD, Gürcistan ve Azerbaycan liderlerinin katıldığı törenle açıldı. Projenin her aşamasını bizzat yaşadık. O zamandan bu zamana dünyanın en verimli ve önemli transit petrol geçiş hattı olarak çalışıyor. Burada yatırıma talip olan Azerbaycan SOCAR şirketi İzmir Aliağaya yönlendirildi, Doğan Grubu rafineri yapmak istedi, lisans verilmedi. Türkiye’de faaliyet gösteren TEKFEN’e (Rafineri yapımında dünya markasıdır) lisans verilmedi. Garipoğlu Ailesi Ceyhanlıdır, müracaat ettiler fakat onlara lisans verilmedi. Bunun gibi çok sayıda şirket bölgede yatırım yapmak istediği halde izin verilmedi. Çalık Grubu’nun 5 milyar dolarlık katılımla bir yatırımı olacaktı ancak bu da gerçekleşmedi. 10 yıldır petrol akıyor, biz bakıyoruz” dedi.

    VAATLER HAYATA GEÇMELİ

    Başkan Sözlü, şunları söyledi:

    “Ceyhan Enerji İhtisas Endüstri Bölgesi’nin hayata geçirilmesi, şehrimiz ve bölgemiz için hayati önem taşımaktadır

    Petrokimya tesisleri, rafineriler, bunları desteleyecek lojistik altyapı yatırımları noktasında çok büyük fırsatlar var. BTC’de 10 yıl doldu, 25 yıl dolunca Azerbaycan’ın hakkı artacak, taşınacak petrolde Türkiye’nin payı da artacak. BTC için imzalanan anlaşma 25 yıllık ve 10 yıl geride kalmasına rağmen bölgemizle ilgili vadedilenlerin henüz 1 tanesi bile gerçekleşmediyse sorun var demektir.”

    YENİDEN TÜRKİYE’NİN LOKOMOTİFİ OLURUZ

    Adana’nın zaman zaman Gaziantep’le, Kayseri ve Konya’yla kıyaslandığını hatırlatan Başkan Sözlü, “Yerimizde saymıyoruz ama ivmesi düşmüştür Adana’nın. Türkiye çapında etkili olacak işletmeler, yöneticiler burada hala mevcuttur. Ben Ceyhan’dan bu yana sanayicimizin, üreticimizin önünü açıyor, büyümeleri için elimden geleni yapıyorum. Adana’nın ekonomik anlamda büyümesi için yatırımcımızın işini kolaylaştırmamız gerek. Sermaye tasnifi yapmadan, kimseyi siyaseten ayırmadan sanayicimizi, üreticimizi desteklememiz gerek. Kendi ihtisas alanında üreterek zengin olanlar, ülkenin gerçek zenginleridir. İnşaat yaparak bir sanayiciyi mal varlığı açısından geride bırakabilirsiniz fakat ülke açısından gerçek zenginlik, üreten insanın ortaya koyduğu zenginliktir. Üretip ihracat ikamesini yerine getiren üreticiler, ülke zenginliğini inşa eden gerçek velinimetlerimizdir. Onlara samimi bakmak gerekir. İnsanımızın refah toplumunun bir parçası olmasını istiyorsak böyle bakmalıyız. Ceyhan Enerji İhtisas Endüstri Bölgesi’yle ilgili hükümet üzerine düşeni yaparsa sıçrama gerçekleştiririz, aksi halde yine bir 10 yıl daha bekleriz. Ceyhan’ı Sarımazı üzerinden Enerji İhtisas Endüstri Bölgesi’ne bağlayan, Karayolları standardında bir yol yapılması gerektiğini her 6 Ocak’ta (Ceyhan’ın Kurtuluşu) söylerdim. Bu yolu arzu ettiğimiz kalite ve genişlikte şimdi yapıyoruz. Yarıdan fazlası bitti. Enerji İhtisas Endüstri Bölgesi’ne inancımla, vatandaşlarımızın da kamulaştırma konusundaki desteğini alarak 28 kilometrelik, 25 metre geniliğinde bölünmüş yolumuzu yapıyoruz. Yaz başlangıcında açılışını yapacağız. Ceyhan Enerji İhtisas Endüstri Bölgesi ilçe ölçeğinde Ceyhan’ı kurtarır, Adana’yı sıçratır. Adana’yı geçmişte olduğu gibi ekonomik açıdan ülkenin ilk dört ilinden biri yapar. Akdeniz ölçeğinde Akdeniz Bölgesi’ni kalkındırır. Petrokimya tesisleri, refinerilerle Mersin-İskenderun arasındaki bölgede ekonomik canlılık sağlanır. Bu tip yatırımların etkisi kümülatiftir. Oluşan sinerjiyle ekonomik büyüme katlanarak artar. Yıllık 3-4 milyar dolarlık yatırım alırız ve bunun 2-3 milyar doları yabancı kaynaklı yatırım şeklinde gelebilir. Adana’yı yeniden Türk ekonomisinin lokomotif şehirlerinden biri yapar. Bu konuda hükümete iş düşüyor” diye konuştu.

  • Buz: “Uğurtan’ın Yeteneklerine İnanmasam Onu Aldırmazdım”

    Yeni Malatyaspor Teknik Direktörü İrfan Buz, “İki transfer yaptık. Sağ bekte alternatif oyuncumuz bile yoktu. Uğurtan benim takip ettiğim bir oyuncuydu. Yeteneklerine inanmasam onu aldırmazdım” dedi.

    PTT 1. Lig’in ikinci yarı hazırlıklarını Antalya Side’de sürdüren Alima Yeni Malatyaspor, kamp çalışmalarında ikinci günü geride bıraktı.

    Yeni Malatyaspor Teknik Direktörü İrfan Buz, takımın son durumu ve transfer çalışmalarıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Ligin ikinci yarısında güçlü bir takım oluşturmak istediğini dile getiren Buz, ortaya çıkacak takımla ilgili de ipuçları verdi.

    Transfer çalışmalarını büyük bir titizlik içerisinde yürüttüklerini ifade eden İrfan Buz, “İki transfer yaptık. Sağ bekte alternatif oyuncumuz bile yoktu. Uğurtan benim takip ettiğim bir oyuncuydu. Yeteneklerine inanmasam onu aldırmazdım. Bugün de Nijeryalı Azuka Izu kampa katıldı. Transfer çalışmaları başlamadan biz zaten listemizi hazırlamıştık. Transfer olayı tamamen yönetimde. Biz listemizi onlara sunduk. Geri kalan bölümü onlar hallediyorlar. Burada temennimiz alınacak oyuncuların bir an önce kampa yetiştirilmesi. Kampta onlarla birlikte çalışabilirsek, uyum sürecini daha iyi atlatırız. Tabi burada yönetimi de anlamak lazım. Devre arası transferi zor ve riskli bir süreç. Her oyuncunun bir maliyeti var. Onlar da hata yapmamak istiyorlar” ifadelerini kullandı.

    “KATILACAK ARKADAŞLARLA YENİ BİR TAKIM OLACAĞIZ”

    Devre arası kamp çalışmaları hakkında da bilgiler veren İrfan Buz, “Zaten hafta sonu itibariyle toplanmıştık. Kampta iki günü geride bıraktık. Kamp süresi çok az biliyorsunuz. Sadece bu hafta içi uygun. Ondan sonra maç haftası var. Süreç kısıtlı olduğu için çok sıkı çalışmamız lazım. Kadromuzdaki oyuncularla belli bir seviyeye geldik ama aramıza yeni katılacak arkadaşlarla yeni bir takım olacağız. Ligin ikinci yarısının çok zor geçeceğini bizler de biliyoruz. Hazırlıklarımızı ve transferlerimizi zaten buna göre yapacağız” dedi.

    “TARAFTARIMIZIN İÇİ RAHAT OLSUN”

    Taraftarın kendisine duyduğu güveni boşa çıkarmayacağını belirten Buz, “Tabi taraftarımız bize güveniyor. İlk yarı itibariyle onlara bir şeyler verdik. Şimdi beklentiyi artırdık. Bunun farkındayız. Transfer listemizi belirlerken, camianın beklentilerine göre hareket ettik. Zaten bu takımın ilk yarı nerelerde sıkıntısı olduğunu herkes biliyor. Buna göre oyuncular alacağız. Bazen genç isim olunca ya da pek fazla duyulmamış olunca insanlar ’Nereden çıktı bu oyuncu’ diyebiliyor. Tanınmış isim oyuncular da alınabilir ama sisteme uygun oyuncu da almalısınız. İkinci yarı daha kompakt oynayan, rakibi karşısında ezilmeyen, içeride ve dışarıda kazanmayı düşünen bir takım oluşturacağız. Taraftarımızın bu konuda içi rahat olsun” şeklinde konuştu.

  • Tacize Uğrayan Kız Çocuğu: “Rüyamda Her Gün Onu Görüyorum”

    Adana’da, komşularının evinin tuvaletinde tacize uğrayan 10 yaşındaki kız çocuğu, “Her gün rüyamda o adamı görüyorum, çok korkuyorum” dedi.

    Olay, Yüreğir ilçesinin Dadaloğlu mahallesinde geçen cumartesi-pazar günü bir evde meydana geldi. Olayda Sebahat Aktar’a ait evin bahçesinde bulunan tuvalette bir kişi, Suriyeli 11 yaşındaki erkek çocuğuna tecavüz etti, sonra aynı kişi Suriyeli 9 yaşında bir çocuğu tuvalete getirerek tacizde bulundu. Bir gün sonra 10 yaşındaki H.K.E.’yi tuvalete getirip tecavüz etmeye çalışırken, komşu kızının olayı fark etmesiyle tacizci olay yerinden kaçtı.

    Olay mahalleli tarafından polise haber verildi. Polis, alarma geçerek çocuklara tacizde bulunan kişiyi yakalamak için çalışma başlattı.

    “ELİNDEKİ POŞET DÜŞÜNCE KURTULDU”

    10 yaşında ilkokul 4. sınıf öğrencisi H.K.E., o günden beri zor günler geçirdiğini belirterek şunları söyledi:

    “Ben bakkala gidiyordum orada bir adam geldi, ’burada Fatma diye bir kadın oturuyormuş’ dedi ben de gittim nerede oturduğunu gösterdim. Sonra ’kapıyı aç’ dedi bende açtım sonra ’tuvalete gir sus’ dedi ve burada ’dur’ dedi. Adam kapıdan bakıyordu sonra komşunun kızı süt almaya gidiyordu, benim elimdeki poşet yere düşmüştü ses çıkınca, kız dedi ki ’anne tuvaletten sesler geliyor’ annesi çıkınca adam hemen kaçtı. Ağzımı kapatmıştı kulağımı çekmişti sesim çıkmasın diye ’sus’ diyordu. Ben bakkala giderken dedi ki ’elindeki parayı bırak sana büyük para vereceğim’ dedi sonra beni oraya götürdü.”

    Küçük kız çok korktuğunu belirterek, “O günden beri hayaller görüyorum rüyama giriyor hep aynı adamı görüyorum, dışarıya çıkamıyorum” diye konuştu.

    “EV SAHİBİNİN KIZI OLMASAYDI BEN ÖLÜRDÜM”

    Anne Fatma K. ise şikayetçi olduğunu belirterek şunları söyledi: “Bugün benim başıma gelen yarın başkasının başına gelmesin istemiyorum. Allah yüzüme baktı o ev sahibinin kızı olmasaydı bana ölüm lazımdı. Allah başkasının başına vermesin, başkasının başına da gelebilir. O kişi yakalanmasa çok şey yaşanacak, bugün de gittik şahsın resimlerine baktık iki kişi yakalanmıştı onlar değildi. Sonra 3’üncü kişiyi gösterdiler diğer Suriyeli çocuğu da getirip gösterdiler ’bu’ dedi, kız da ’bu’ dedi. Öğretmeni diyor ki okulda çok sessiz duruyor hiç sesi çıkmıyor. Çantasına beslemesini katıyorum yemiyor anne diyor ’canım hiç bir şey istemiyor.’ Gece uyurken bağırıyor uykusunda korkuyor anne geliyor, geliyor diyor. Hastaneye götürmem gerekiyor doktora görünmesi gerekiyor. Sürekli aklımdan hiç çıkmıyor rüyalarıma giriyor kabus görüyorum.”

    H.K.E.’nin ailenin en büyük kız çocuğu olduğu belirtildi. Kendisinden başka 3 kardeşi daha var. Babası Mustafa E. (42) ise iki yıl önce bir kadın yüzünden çocuklarını ve eşini terk edip gitmiş.

  • Prof. Dr. Metin Yerebakan: ‘’Madencilik Ve Savunma Sanayi Birlikte İlerlerse Türkiye’nin Önü Açılır’’

    Türkiye’nin içinde bulunduğu teknoloji platformunun mevcut durumunu ve bu platformu ileri götürmek için izlenmesi gereken politikaları değerlendirmek üzere düzenlenen ‘’Tekno Ekonomi Paneli’’ gerçekleşti. Panelin konuşmacılarından Prof. Dr. Metin Yerebakan, ‘’Madencilik ve savunma sanayinin birlikte geliştirilmesi Türkiye’nin önünü açacaktır’’ dedi.

    Türkiye’nin yüksek teknoloji dönüşümü ile ilgili konuların ele alındığı, MÜSİAD ve UTESAV işbirliğinde düzenlenen ’’Tekno Ekonomi Paneli’’ MÜSİAD Genel Merkezi’nde gerçekleşti. UTESAV Mütevelli Heyeti Üyesi Mehmet Akif Özyurt’un moderatörlüğünü yaptığı panelde, Roketsan Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Metin Yerebakan, MÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi Hakan Altınay, THY Genel Müdür Danışmanı Halil Tokel ile SAHA İstanbul Savunma Havacılık ve Uzay Kümelenmesi Genel Sekreteri İlhami Keleş konuşmacı olarak yer aldı. Panelistlerden Roketsan Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Metin Yerebakan, sektörün tetikleyicisi olarak madencilik sektörünü gördüğünü fakat bu alana yeterince önem verilmediğini vurguladı. Getirisi fazla olduğu için inşaat sektörünün daha çok desteklendiği söyleyen Yerebakan, ‘’Madenciliğin dışında savunma sanayine de yeterli önemi vermemiz gerekiyor. Madencilik ve savunma sanayinin birlikte geliştirilmesi Türkiye’nin önünü açacaktır’’ dedi.

    ‘’BİLİM, TEKNOLOJİ, SANAYİ VE EKONOMİ BİRBİRİNE BAĞLI KAVRAMLAR’’

    Bilim, teknoloji, sanayi ve ekonominin üst üste katmanlar olduğunu dile getiren Yerebakan, ‘’Bir ülkenin bilimi teknolojisine, teknolojisi sanayisine, sanayisi de ekonomisine bağlıdır’’ ifadelerinde bulundu.

    ‘’İNSAN KAPASİTESİ VE TEKNOLOJİ OLUMLU YÖNDE İLERLİYOR’’

    Türkiye’nin çok yeni bir sanayi platformuna sahip olduğunu belirten Prof. Dr. Metin Yerebakan, özelikle sınai bölgeleriyle gelişen büyük bir sanayi dinamiğinin varlığından söz etti. Teknoloji transferinin montaj sanayi ile şekillendiğini söyleyen Yerebakan, ‘’Bugünlerde yeni nesil inovasyon destekli yeni oluşumlara yelken açtı. Ülkemizin insan kapasitesi de teknoloji düzeyi de olumlu yönde ilerliyor. Hızımız rakiplerimizin gerisinde. Ülke rekabet endeksimiz çok cesaret verici değil ama her sene iyileşiyor’’ dedi.