Etiket: Önlenebilir”

  • Prof. Dr. Cevdet Duran; “ Diyabet kronik ama önlenebilir bir hastalıktır”

    Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Cevdet Duran Diyabet hastalığının insanoğlunu, toplumları ve devletleri sağlık ve ekonomik açıdan ciddi düzeyde tehdit ettiğini belirtti.

    Diyabet Haftası nedeniyle Belediye önünden 15 Temmuz Şehitler Meydanına kadar yürüyüş düzenlendi.

    Yürüyüşe Uşak Diyabetliler Dernek Başkanı Sercan Bozer, İl Sağlık Müdürü Dr. Alper Cem Ünal, Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Cevdet Duran ve diyabet hastaları katıldı.

    Diyabete karşı farkındalığı artırmak için bu yürüyüşü düzenlediklerini söyleyen Prof. Dr. Cevdet Duran, 2004 yılından itibaren 14 Kasımlarda uygulamalı diyabet yürüyüşü adı altında Dünya’nın çok farklı ülkelerinde farkındalık yürüyüşlerinin yapıldığını bu zamana kadar da yaklaşık 1 Milyon kişinin de bu yürüyüşlere katıldığını söyledi.

    Her yıl farklı bir temanın seçildiğini bu yıl ki temanın ise Diyabet ve Kadın olduğunu belirten Duran; “ Sağlıklı gelecek hakkımız teması ile yola çıkıldı. Bu yıl ki temamızda kadın seçildi bunun sebebi ise diyabetik kadılarda diyabetik komplikasyonlar, erkeklere oranla biraz daha kötü seviyede onun için bunun önlenmesi gerekiyor. Kadınların özellikle gebelik diyabeti önem arz ediyor. Yaklaşık 7 gebelikten biri diyabetle seyrediyor ve dünya üzerinde her yıl 20 Milyon çocuk diyabetik anne çocuğu olmakta böbrek yetmezliği, körlük, kalp damar hastalıkları maalesef kadınlarda diyabetik olmayanlara göre daha yüksek” dedi.

    Konuşmaların ardından vatandaşları diyabet hastalığı hakkında bilgilendirmek için 15 Temmuz Şehitler Meydanına kurulan stantlarda vatandaşların şeker ölçümü yapıldı. Şekeri yüksek çıkan kişiler hastanelerin ilgili bölümlerine yönlendirildi.

    Etkinlikler çerçevesinde halk oyunları oynandı.

  • Tanşıldızı: “Sadece tütün kontrolü ile kanserin üçte ikisi önlenebilir”

    İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Görüntüleme Teknikleri Bölüm Başkanı Öğr. Gör. Handan Tanyıldızı, sadece tütün kontrolü ile kanser vakalarının üçte ikisinin önlenebileceğini söyledi.

    Tanyıldızı, 4 Şubat Dünya Kanser Günü’nde Türkiye’de kanser ve kanser politikasını değerlendirerek, Türk Halk Sağlığı Kurumu verilerine göre, Türkiye’de kanser vakalarının gün geçtikçe arttığını söyledi.

    Kanserin kesin sebebi ya da sebeplerinin bilinmediğini belirten Tanyıldızı, “Bireylerin gen mirasları, bazı virüsler, bilinçsiz şekilde radyasyona maruz kalma, çeşitli yollarla kimyasal maddeler kullanma, bağışıklık sistemindeki bozulmalar, çeşitli çevresel faktörler ya da yetersiz beslenme kanser sebepleri arasında sayılıyor. 21. yüzyıl içerisinde kanserle mücadelede eden tüm ülkelerin bu faktörleri değerlendirip, akılcı kanser mücadele politikaları geliştirmesi gerekiyor. Kanser sadece pahalı ilaç ya da tedaviler ile kontrol altına alınabilecek bir hastalık değildir, önlenebilir bir hastalıktır. Bu yüzden, ülkelerin finansal kaynaklarına uygun şekilde yatırımlarını kanseri önleme ve erken teşhise yönlendirmeleri gerekmektedir” diye konuştu.

    “Kanser vakaları gün geçtikçe artıyor”

    Türk Halk Sağlığı Kurumu verilerine göre ülkemizde kanser vakaları gün geçtikçe arttığına dikkat çeken Tanyıldızı, “Sağlık Bakanlığının yayımladığı istatistiklere bakıldığında ülkemizde de dünyaya paralel oranda artış gösteren başlıca kanser türleri kadınlarda meme ve tiroid iken, erkeklerde akciğer ve prostattır. Diğer ülkeler ile kıyaslandığında ülkemiz için esas sorun tütün kullanımına bağlı oluşan kanserler. Sağlık bakanlığı verilerine göre her yıl yeni teşhis edilen 150 bin kanser olgusunun en az 100 bini direkt olarak sigara kullanımı ile ilişkili. Bu nedenle Türkiye için en önemli kanser kontrol yöntemi tütünle mücadele. Sadece tütün kontrolü ile ülkemizde görülen kanserlerin üçte ikisinin önlenmesi ön görülmektedir” dedi.

    Tanyıldızı konuşmasına şu şekilde devam etti, “Ülkemizdeki kanser politikaları ile mücadele eylem planları Ulusal Kanser Kontrol Programı tarafından organize edilmekte. Dünya Sağlık Örgütü ile ortaklaşa çalışılan bu eylem planı kanser kayıtçılığı, kanser önleme, kanser erken teşhis ve tarama, kanser tedavileri ve son dönem hastalar için palyatif bakım hizmetlerinin artırılmasını içeren beş başlıktan oluşmakta. Tüm bunlara ilaveten tütün ile mücadele ve ulusal obezite kontrol programı da kanserle mücadelede önemli bir adımdır.”

    “Kanser hastalarının koşulları iyileştirilmeli”

    Tanyıldızı, “Kanserle savaş için bakanlık tarafından yönetilen kanser politikalarına ek olarak toplumumuza da önemli görevler düşmekte. Kanser vaka sayısı alınan önlemler ile stabil tutulmaya ve düşürülmeye çalışılırken, mevcut kanser hastalarının koşulları iyileştirilmeli. Bir kanser hastası hastalığını açıkça konuşabilmeli, hikâyesini örnek teşkil etmesi açısından paylaşabilmeli, günlük yaşantısına dönebilmeli ve en önemlisi moral ve motivasyonla kanser yolculuğunu yönetebilmeli. Toplum tarafından kanser hastaları kabul görmeli, daha sağlıklı alanlar oluşturulmalı. En önemlisi de erken teşhisin öneminin idrak edilmesi” ifadelerini kullandı.

  • Erez Eğilmez: “Sıtma, istenirse çok kolay önlenebilir”

    Ünlü koreograf Erez Eğilmez, Birleşmiş Milletler (BM) iyi niyet gönül elçisi olarak sıtma hastalığına önemli bir mücadele başlatıyor.

    Ünlü koreograf Erez Eğilmez, Birleşmiş Milletler (BM) iyi niyet gönül elçisi olarak, dünya tarihinin en ölümcül hastalıklarından biri olan sıtma ile önemli bir mücadele başlatıyor. 6 ay süren çalışmaları sonucu hazırladığı tez kapsamında projesini başlatan Eğilmez sıtma hastalığının şu anda dünyada olmaması gereken bir hastalık olduğunu, istenirse çok kolay önlenebileceğini açıkladı.

    Özellikle Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Afrika açılımının bu projenin önemini arz ettiğini vurgulayan Eğilmez şöyle devam etti: “Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın ’Barış için paylaşalım’ cümlesinde de ifade ettiği gibi projemin ileride şahsım dışında da destek göreceğine inanıyorum. Toplumsal duyarlılığı yüksek kişiler desteklerini sunup bir konsorsiyum oluşturursa tüm kıta sorunlarının çözülmesi ütopya değil”.

    Dünyada birçok ünlünün toplumsal sorunlara dikkat çekip, yardım gönüllüsü olarak çalıştığını belirten Erez Eğilmez, Türkiye’deki ünlü isimlerin de bu konularda girişimlerde bulunması gerektiğini söyledi.

    Eğilmez, Afrika basını ve büyükelçilerin de desteğini alacağını söylerken, Anadolu Afrika Ülkeleri İş Adamları Derneği Başkanı Levent Kuloğlu ve iş adamlarımızdan Cengiz Akçay’ın da projeye destek verdiğini belirtti.

  • Prof. Dr. Muzaffer Demir: “Tromboz öldürebilir ve önlenebilir bir hastalık”

    Dünyada en sık görülen 3 ölümcül kalp ve damar hastalıklarının (Kalp krizi, inme-felç ve venöz tromboembolizm) ortak mekanizmasında ve bu hastalıkların oluşumunda yer alan sessiz bir klinik vaka olan Tromboz hastalığı ile ilgili farkındalık oluşturmak için çeşitli etkinlikler düzenleniyor.

    Bu önemli sağlık sorunu ile ilgili toplumda farkındalığı artırmak, trombozdan korunma ve tedavi yollarını anlatmak hedefiyle Beşilktaş Barbaros Meydanı’nda kurulan çadırda yapılan etkinlikler kapsamında Türk Hematoloji Derneği üyesi hekimler tarafından halkı bilgilendirme, hastalıkla ilgili broşür dağıtımı yapıldı. Hareketsiz yaşam, fazla kilo, sigara içmek, uzun süren yolculuklarda hareketsiz kalmak sonucunda kan pıhtılaşmasıyla oluşan Trombozu önlemek için ‘hareket etmeye’ dikkat çekilen etkinlikte vatandaşlar uzman hekimler tarafından bilgilendirildi.

    Türk Hematoloji Derneği, “International Society on Thrombosis and Haemostasis (ISTH)” nın başlattığı ve her kıtadan Tromboz ile ilgilenen organizasyonların katıldığı, “Dünya Tromboz Günü” kampanyası ortakları arasında yer almaktadır. ISTH ulusal ve yerel organizasyonlar ile birlikte tromboza karşı farkındalığı arttırmak için, 13 Ekim tarihini Dünya Tromboz Günü olarak ilan etmiştir.

    Hareketsiz yaşam ve kilo, bacaklar üzerine baskı yaparak kan akımının yavaşlamasına neden olarak pıhtı ‘’Tromboz’’ oluşturuyor, uzun yolculuklarda hareketsiz kalmak da kirli kan damarlarında pıhtı “Tromboz” oluşturabiliyor, bunun yanında sigara içmek de sadece damar sertliğine sebep olmaz aynı zamanda kirli kan akımının yavaşlamasına neden olarak da pıhtı “Tromboz” oluşturabilir.

    Dünya Tromboz Günü etkinlikleri kapsamında düzenlenen organizasyonda Tromboz hastalığı ile ilgili bilgiler veren Türk Hematoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Ahmet Muzaffer Demir Türk Hematoloji Derneği olarak her yıl 13 Ekim’de toplumun Tromboz hastalığı hakkında bilinçlenmesini sağlamaya çalıştıklarını, bunun için etkinlikler düzenlediklerini söyledi.

    -Prof. Dr. Ahmet Muzaffer Demir: “Tromboz öldürebilir ancak önlenebilir bir hastalık”

    Trombozun ölümle sonuçlanabilen ciddi bir vaka olduğunu söyleyerek devam eden Demir “ Tromboz demek damarlarda kan pıhtılaşmasının oluşması demektir, tıkandığı organda organ yetersizliği meydana getiriyor ve beraberinde ölümle de sonuçlanabiliyor. Dünya’da 4 ölümden 1’i tromboza bağlı olarak ortaya çıkıyor. İnsanlar kalp krizi ve felci çok iyi biliyorlar ama bacakların toplardamarlarında oluşan pıhtıyla ilgili bilgileri yok. Bacaklarımızın toplardamarlarında meydana gelen pıhtı kopup akciğer damarlarına geliyor. Akciğer damarlarına geldiğinde de ölümle sonuçlanabiliyor. Tromboz öldürebilir ve önlenebilir bir hastalıktır. Hareketsizlik tromboz hastalığına sebep olan ana nedenlerdendir. Tromboz tedavi edilebilir bir hastalıktır. Güçlü ilaçlarımız ülkemizde kullanmaktadır, damardan kullanılan iğne olarak ve hap olarak kullanılan ilaçlarda mevcuttur” sözlerini ifade etti.

    – Prof. Dr. Mehmet Kurtoğlu: “Tromboz hareketsizlik sonucu oluşur”

    Tromboz tedavisiyle ilgili açıklamalar yapan İstanbul Tıp Fakültesi Genel ve Periferik Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Kurtoğlu ise “Tromboz hareketsizlikle ortaya çıkan bir hastalıktır. Bir insanın kolu ya da bacağından birinde diğerine göre şişme görülüyorsa ilk akla gelecek şey trombozdur. Ultrason ile tromboz hastalığı teşhis edilebiliyor. Tromboz tanısı koyulduktan sonra hemen tedaviye başlanır, aksi takdirde kendi haline kalır, oyalanılırsa 10 kişiden 1’inde ani ölümlere yol açabilir. Trombozun ameliyat ya da ilaç, hap şeklinde tedavi edilmesi mümkündür fakat bu tedavilerden sonra da tekrar nüksetme ihtimali vardır. Bu nedenle doktor kontrolünde olunması gereklidir” dedi.

    Prof. Dr. Ayşegül Ünüvar: “Bilgisayar başında fazla zaman geçiren çocuklar Tromboz risk grubunda”

    İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Hematoloji Onkoloji Bilim Dalı emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Ayşegül Ünüvar da yaptığı açıklamada çocuklarda görülen tromboz hastalığına dikkat çekerek “50 yaşından önce ailede tromboz öyküsü var ise o ailenin çocukları risk altında olabiliyor. Günümüz çocukları internet çağı çocukları. Çocuklar bilgisayar başında çok zaman geçirebiliyorlar, bu süreyi çok kısa tutmak gerekiyor. Çocuklarımızın günlük hareketlerine egzersizlerine özen göstermemiz gerekiyor. Çocukların susuz kalmamaları doğru beslenmeleri gerekiyor. Çocuklarda daha çok alt bacak damarlarında tromboz görülüyor. Tromboz bacaklarda şişlik ağrı şikayeti ile belirti gösterebiliyor. Bu belirtiler varsa doktora görünmek gerekiyor. Tromboz erken teşhis ile çok daha kötü sonuçlar olmadan tedavi edilinebilir bir hastalıktır” diye konuştu.

  • “Tüm İş Kazaları Önlenebilir, Yeter Ki Eğitimler Verilsin”

    Yaklaşık 5 milyon adam-saatlik iş günü kayıpsız çalışma gerçekleştirmeyi başardıklarını belirten Philsa İşletmeler Direktörü Dominique Voegeli, “Yeterli önlemlerin alınması ve eğitimlerin verilmesi durumunda tüm iş kazalarının önlenebileceğine inanıyoruz” dedi.

    İş sağlığı ve güvenliği konusunda 4 milyon 900 bin adam-saatlik kayıpsız iş gününe imza atarak bu alandaki önemli kuruluşlardan biri olan Philsa İşletmeler Direktörü Dominique Voegeli, iş kazaları konusunda mükemmelliğe ulaşmanın yolunun insan kaynağı ve teknolojiye yatırım yapmaktan geçtiğini söyledi.

    İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası nedeniyle açıklama yapan Voegeli, 20 yıldan fazla süredir ülke ekonomisine katkı sağladıklarına değinerek, “Kuruluşumızdan bu güne kadar Türkiye’de faaliyet sürecimizde; yatırımlarımızı, ihracat hacmimizi ve kaliteli insan kaynağımızı artırırken, iş sağlığı ve güvenliği her zaman şirket olarak ilk odağımız oldu. Biz iş kazalarının tümünün yeterli önlemlerin alınması ve eğitimlerin verilmesi durumunda önlenebileceğine inanıyoruz” dedi.

    ÇALIŞAN KATILIMI VE FARKINDALIĞIN GELİŞMESİ EN ÖNEMLİ HEDEFİMİZ

    İş sağlığı ve güvenliği konusunda şirket olarak önleyici yaklaşımı benimsediklerini ifade eden Voegeli, “Philsa, olarak iş sağlığı ve güvenliği konusunda sürekli iyileştirmeye odaklandık. Bizim için öncelikten de öte, temel değerlerimizden biri olan iş sağlığı ve güvenliği konusunda önleyici yaklaşımı benimsiyoruz. Bu nedenle, çalışanlarımıza yönelik çok kapsamlı eğitimler düzenliyoruz. Çalışan katılımının iş sağlığı ve güvenliği konusundaki tüm aksiyonların en değerli öğesi olduğunu düşünüyoruz. Çalışanlarımızın farkındalıklarının sadece işyeri ile sınırlı kalmaması, iş dışındaki yaşamlarında da bu konuda bilinçli olmaları gerektiğine inanıyor, ‘güvenli yaşam’ bilincinin artması için çalışıyoruz” dedi.

    İş sağlığı ve güvenliği alanındaki çalışmaları teşvik etmek için etkin şekilde kullanılan ‘Davranış Odaklı İş Güvenliği’ ve ‘İş Güvenliği Liderliği’ programları uyguladıklarını ve çalışanlara yönelik kapsamlı ve periyodik eğitimler düzenlediklerini anlatan Voegeli, “Bu eğitimlerin içerikleri arasında; ‘Davranış Odaklı İş Güvenliği’, ‘Yöneticiler İçin İş Güvenliği’, ‘İş Güvenliği Liderliği’, ‘İş Ekipmanlarının Güvenli Kullanımı’, ‘Güvenli Sürüş Tekniği’, ‘Alt İşveren İş Sağlığı ve Güvenliği’, ‘Acil Durum Yönetimi’, ‘Etiketleme-Kilitleme Sistemi’, ‘Makine Güvenliği’, ‘Herkes için Ergonomi’, “Elektrik Güvenliği’ gibi konular buluyor. Üretim sahasındaki çalışanlarımızın eğitiminin yanı sıra ofis çalışanları için de ofis ergonomi programı ile sağlıklı yaşam çalışmalarını hayata geçirdik” diye konuştu.

    Önümüzdeki döneme dair öncelikli hedefleri arasında, çalışanların kişisel farkındalık ve katılımlarını en üst seviyelere çıkarmak olduğunu dile getiren Voegeli, “Davranış odaklı iş güvenliği yaklaşımı ile her çalışanın, kendisinin ve çalışma arkadaşlarının güvenliğinden sorumlu bir iş sağlığı ve güvenliği lideri olarak gelişmesini sağlamak, en yüksek güvenlik standartlarına sahip üstün teknolojik donanımdaki ekipmanları şirkete kazandırmak ve iş güvenliğine yatırım yapmaya devam etmek kararındayız” dedi.