Etiket: “Onları

  • Başkan Günaydın, büst hırsızlarına: “Onları vatan haininden daha kötü görüyorum”

    ISPARTA (İHA) – Isparta Belediye Başkanı Yusuf Ziya Günaydın, 26 Şubat Hocalı ve Şehitler Parkı’ndaki 12 Türk büyüğünden 9’unun büstünün çalınmasıyla ilgili, “Bu insanlar, tarihimizi yok etmek isteyenler. Vatan haininden daha kötü görüyorum” dedi.

    Isparta’da Şehitler Parkı’ndaki 12 büstten 9’unu çalan kişi ya da kişilerin bulunması için çalışma başlatıldı. Belediye Başkanı Yusuf Ziya Günaydın, 26 Şubat Hocalı ve Şehitler Parkı’nda büstlerin çalınmasıyla ilgili İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine yaptığı açıklamada, “Bence bu insanlar, tarihimizi yok etmek isteyenler. Vatan haininden daha kötü görüyorum. Ben, bunu Isparta halkından birinin yaptığını zannetmiyorum ve yapmamıştır. Bir ekibin dışarıdan gelip, bunu yaptığı tahmininde bulunuyoruz, şekiller onu gösteriyor. O bölgede emniyetimizin de bölgeyi görüntüleyen kameraları var. O kadar büstü kucağında götüremezsin, mutlaka bir araç vesaire görülmesi gerekiyor. Onun için emniyetimiz bu konuda sıkı bir çalışma yapıyor. İnşallah, yakalansınlar istiyorum” dedi.

    “Bu maddi amaçlı hırsızlık da olabilir”

    Büst hırsızlığının henüz hangi amaçla olduğuna anlam veremediklerine değinen Günaydın, “Art niyet de olabilir ama esas olarak bu maddi amaçlı hırsızlık da olabilir. Zaten o noktaya gelmiş insanın milli şuuru yok, yetişmiş insan değil. Bunlar, aslında toplumda hezimete uğratılması gereken veya eğitilme çekilmesi gereken insanlar grubudur. İçeri alınması gereken grup olabilir. Ben, bunda büyük bir kasıt olduğunu düşünmüyorum. Ama bu maden (tunç) pahalı olduğu için adam onunla uğraşıyor herhalde. Ben o kanaatteyim ama kasıt ihtimali de belki olabilir” diye konuştu.

    “Maalesef bizi bu yöne sevk edecekler”

    Kentte Gökçay’daki Tarih Yolu’ndan sonra ikinci kez böyle bir olayın yaşandığını ve tunçtan yapılan büstlerin ve fleksilerin çalındığına dikkat çeken Başkan Günaydın, “Buna maalesef bir önlem alacağız. Bu olay iyice ortaya çıktıktan sonra binlerce yıl kalacak malzemeden kullanma olayını ortadan kaldıracağız. Özel bir malzeme, plastik veya çok özel, sağlam, katmerli ve kalın, kurşun geçirmeyecek tarzda malzeme değişikliği yapacağız. Çünkü, o değişikliği yapınca, onun, eskicilerin veya eritmek isteyenlerin, bir değeri olmadığı için bunu yapacağız. Maalesef bizi bu yöne sevk edecekler herhalde” dedi.

    “Anahtarla, kilitle bağlamak bizim gururumuzu okşamıyor”

    Başkan Günaydın, daha önceleri belediyeler tarafından yapılan demir rögar kapakları ve ızgaraların çalındığını, sonrasında kendilerinin önlem aldıklarını anımsatarak, “Bir zamanlar, bütün şehirlerde demir ızgaraları çalıyorlardı. Hatta, bazı belediyeler, ızgaraları anahtarla kilitliyorlardı. Bakın ne duruma geldik. Biz onu çözdük, demirden daha sağlam, para etmeyen bir malzeme ile bu ızgaralarımızı koyduk, biz rahatız, şu anda çalamıyorlar. Anahtarla, kilitle bağlamak bizim gururumuzu okşamıyor, ‘Biz bu hallere mi düştük?’ diyorsun” ifadelerini kullandı.

    “Isparta’da aç yatan yok”

    Yaşanan büst hırsızlığı ve diğer maddi sıkıntılar konusunda Isparta Belediyesi olarak gerekli önlemleri aldığına değinen Başkan Günaydın şu görüşlerde bulundu:

    “Ben bu konuda Isparta’da yoğun bir çalışma yapıyorum. Hem giyim bank hem de gıda bank kurduk. Şu anda Isparta’mızda aç yatan yok, bu benim en büyük projelerimden birisiydi. Şu anda herkes ihtiyacını görebiliyor. Isparta’da aç yatan yok. Veren eli de alan eli de göstermemek kaydıyla, bu benim daha önce seçimlerde ve birkaç yerde söylediğim aht, yerine geldi. Onun için insanlarımı o durumu düşürmek istemiyoruz. İnşallah, Isparta bir başka olsun, farklı olsun, en güzeli ve en kültürlüsü olsun şeklinde düşüncelerimiz. En büyük projelerin ve görülmemiş müzelerin kentinin de Isparta olması yönünde düşüncelerimiz. Bu, gece – gündüz kafamızda ve bu yolda da ilerliyoruz.”

    “İnsan yetiştirmek çok önemli”

    Olayı gerçekleştiren kişi ya da kişilere yönelik yorumlarda bulunan Günaydın, “Hırsıza kilit tutmaz, bunlar maalesef o cihette, fakat bizim bu konuda insan yetiştirme olayına girmemiz lazım. Belki vadesi uzun olabilir ama insan yetiştirmek çok önemlidir. Bu açıdan, tarihten ve güzelliklerden anlatan, bahseden, milli gücümüzü ve bayrağımızı tam manasıyla yetişen insan oluşturmak gerekiyor. Bunun, öğrencilerimizin hücrelerinde zerk edilmesi lazım. Ben esas bunu öneriyorum. Zaman uzun olabilir ama olsun, bir yerden başlamak lazım. Eğitim, görgü, kültür diyorum. Bu olması lazım” ifadelerine yer verdi.

  • Tonya Süt Fabrikası’nın kapanması en çok onları etkiledi

    Trabzon’un Tonya ilçesinde yaklaşık 50 yıldır faaliyet gösteren “Tonya Koop” adlı süt fabrikasının geçtiğimiz günlerde kapanması hem burada çalışanları hem de bu fabrikaya süt veren yüzlerce süt üreticisini mağdur etti. Üreticiler fabrikanın Tonya halkı için “olmazsa olmaz” olduğunu belirtirken, yetkililerin bir an önce harekete geçerek fabrikanın tekrar açılmasını istedi.

    Bazı üreticiler aralıksız 40 yıldan fazla sütlerini aynı fabrikaya verdiklerini belirtirken şu an ne yapacaklarını bilemediklerini söylüyor.

    Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Tonya Belediye Başkanı Osman Beşel, sorunun çözümü için acil 1.5-2 milyon TL sıcak paraya ihtiyaç duyulduğunu belirterek fabrikanın tekrar faaliyete geçmesi için ellerinden gelen gayreti sergileyeceklerini söyledi.

    Fabrika ekonomik dar boğaza girdi

    Fabrikanın düşük üretimle çalışıp zarar etmektense sorun çözülene kadar üretime ara verilmesine karar alındığını belirten Başkan Beşel “Fabrika için ’kapandı’ tabirini kullanmadan sorun çözülene kadar üretime ara verildi demek daha doğru olur. Tonya Süt Fabrikası 1969 yılında üç bin üye ile kurulmuş şu anda 2 bin 700 aktif üyesi olan sadece Tonya’nın sütünü işleyen bir fabrika. Kooperatiflerin genel kaderidir. Genelde profesyonel yönetimlere nasip olmayabilirler. Tonya Süt aslında zarar eden bir kuruluş değil. Üretim giderleri, girdiler, çıktılar dengesi itibariyle kar eden bir kuruluş ancak Türkiye’nin ekonomik gidişine paralel olarak paranın da yönetimini içine koyduğumuz zaman bazen firmalar özel sektör dahi bu tür sıkışık ekonomik dar boğazlara girebiliyorlar. Şu anda Tonya Süt’ün içinde bulunduğu durum böyledir. Ekonomik dar boğaza girmiştir. Bir süredir zararına çalışması söz konusu oldu. Düşük üretimle çalışıp zarar etmektense sorun çözülene kadar üretime ara verilmesi kararı alındı. Belediye başkanı olarak sorunun çözümü için elimizden geleni yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz. Fabrikanın tekrar faaliyete geçmesi için 1.5-2 milyon TL civarında sıcak paraya ihtiyacı var. Bunun tedarik edilmesi lazım” dedi.

    Üretim son günlerde 3 tona kadar gerileyince üretimi durdurma kararı alındı

    Fabrikanın normal günlük süt işleme kapasitesinin son günlerde 3 tona kadar gerilemesinin kapanma kararında etkili olduğunu kaydeden Beşel, “Bütün yönetimler hemen hemen arkasında borç bırakmış ve hep borçla devrettiler. Borç birike birike bugüne kadar gelindi. Sonunda bir patlama noktası yaşadı. Yönetim kurulları her zaman profesyonelce düşünemiyor, işin ehemmiyetini kavrayamıyor. Kavrasa dahi buna bilgisi ve gücü yetmeyebiliyor. Neticede bir kooperatif profesyonelce yönetilen bir şirket değil. Sorun bugünün sorunu değildir, geçmişten beri birikmiş sorunların bugün geldiği son noktadır. Bunu böyle değerlendireceğiz. Yoksa bunu yönetime bir kişiye veya birkaç kişiye mal etmek isabetsiz bir yaklaşım olur. Fabrikada 40 kişi istihdam ediyor. Tonya’dan süt alımı yapılıyor. Fabrikada günde ortalama 25 ton süt işleniyordu. Son zamanlarda bu 15 tondan nihayetinde 3 tonlara kadar düşünce artık günlük giderler gelirleri karşılayamaz duruma gelince fabrika yönetimi ister istemez zararına çalışmaktansa geçici bir süre üretimi durdurup bir hal çaresi bulma gibi bir karar verdi. Şu anda yaşanan durumda budur” diye konuştu.

    Doğu Karadeniz’de alanında ilk örnek

    Tonya Süt Kooperatifi satış reyonu sorumlusu Mehmet Gül ise yaptığı açıklamada fabrikanın süt işleme kapasitesinin son zamanlarda gerilediğini hatırlatarak “Kooperatifimiz Doğu Karadeniz Bölgesi’nde kendi alanında ilk örnektir. Dünyada bir kriz var doğal olarak bizim kooperatifimiz de bir sıkıntıya düştü. İnşallah kısa zamanda tekrar eski haline gelecek. İlçemizin evladı vekilimiz Salih Cora başta olmak üzere Tonya’nın ileri gelenleri buna sahip çıkacak. Son zamanlarda nakit akışı bayağı sıkıntı oldu. Şöyle oldu, böyle oldu demektense önümüze bakıp mücadelemizi verip tekrar üretime geçeceğiz” şeklinde konuştu.

    Fabrikaya 40 yılı aşkın bir zamandır süt veriyorlardı

    Kooperatife yaklaşık 43 yıldır aralıksız süt veren Ali Eyüpoğlu isimli süt üreticisi ise “Fabrikamız yıllardır hizmet veriyordu. Tonya halkı olarak bu fabrika olmazsa yaşamımızı idare edemeyiz. Çünkü hayvanlarımızın yemini buradan aldığımız paralarla karşılıyorduk. Paramız olsa da olmazsa da fabrika sayesinde ihtiyacımızı karşılıyorduk. Ben 1975 yılından beri fabrikaya süt veriyordum. Şu ana kadar 1 kilo süt daha başka fabrikaya vermedim. Fabrika bir zamanlar 40 ton süt alırken daha sonra 20 tona 15 tona kadar geriledi. Bu sene ise 5 tona kadar geriledi. Fabrikaya süt verenlerin paraları yaklaşık 4 ay birikti. Şimdi de fabrikayı kapattılar” ifadelerini kullandı.

    Fabrikanın kapatılmasının en çok kendilerini mağdur ettiğini belirten süt üreticilerinden Hayriye Arslan ise “Hayvancılıkla uğraşıyoruz, başka bir gelirimiz yok. Uzun yıllardan beri fabrikaya süt veriyorduk. Şu ana kadar bir sıkıntı olmamıştı. Şimdi ise ne olmuşsa hepten faaliyetlerini durdurdular. Ne yapacağımızı şaşırdık. Sütlerimizi başka fabrikalara gönderdik ancak onlardan da hiç memnun değiliz. Bir fabrikamız vardı o da kapanınca iyice mağdur olduk. Bize göre fabrika iyi yönetilemediğinden kapandığını düşünüyoruz” derken, yaklaşık 40 yıldır fabrikaya süt veren Havva ve Fatma Arslan da “Fabrikaya 40 yıldan fazladır süt veriyorduk. Şu ana kadar 1 litre sütü dışarı yani başka fabrikalara vermedik. Fabrikayı iyi yönetemedikleri için kapandığını sanıyoruz. İnşallah sorunlar kısa zamanda çözülür biz de fabrikaya eskisi gibi sütümüzü veririz” dedi.

  • Türkçe aşkı onları bir araya getirdi

    Türkçe Yaz Okulu’na katılan 10 ülkeden 20 yabancı öğrenci çeşitli ziyaretlerde bulunmak amacı ile Kütahya’ya geldi.

    Dumlupınar Üniversitesi ile Yunus Emre Enstitüsü Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı işbirliğiyle gerçekleştirilen Türkçe Yaz Okulu programına katılan ve aralarında İran, Afganistan, Mısır, Azerbaycan, Kırgızistan, Kazakistan, Cezayir, Makedonya, Arnavutluk ve Ukrayna’dan gibi dünyanın farklı ülkelerinden öğrenciler kenti geziyor. Dumlupınar Üniversitesi Türkçe Öğretimi Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde eğitim alan öğrenciler, Türkçe’nin yanı sıra Ebru, Resim, Çini, müzik gibi derslerle Türk Kültürünü de öğreniyorlar.

    Öğrencilerin en sevdiği türkü ise ’Kütahya’nın Pınarları’. Mısır’dan Kütahya’ya gelen Mahmod Mustafa Ülkesinde Tarih Bölümü okuduğunu ve derslerini Türkçe olarak öğrendiğini ifade etti. Mahmod, “Türkçe yaz okulu için geldiğim Kütahya’yı çok sevdim” dedi.

    Azerbeycan Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı 2. sınıf öğrencisi olan Raziye Rasulova ise, Türkiye’nin kendisi için çocukluk hayali olduğunu ve bu hayalini Kütahya’ya gelerek gerçekleştirmekten mutlu olduğunu belirtti.

    Dzhennet Beibudova da, “Kütahya’ya gelmekten mutluyum. Kütahyalılar çok tatlı insanlar çok sempatikler. Yunus Emre Enstitüsün de okumakdan çok mutluyum” diye konuştu.

    İchrak Gourari ise Türkiye’ye gelme hikayesini “Kütahya’ya gelince çok mutlu oldum. İnsanlarda çok iyi ve çok cana yakın kendi ülkemde gibi hissettim. Türkçe derslerinin yanı sıra Müzik ve el sanatları dersleri görüyoruz” diye anlattı.

    Yunus Emre Enstitüsü Rehber öğretmeni Gülay Karakök, Türkiye genelinde 66 ülkeden 700’ü aşkın öğrenciyi misafir ettiklerini, enstitüsü olarak düzenledikleri Türkçe Yaz Kampına Kütahya’yı ilk kez dahil ettiklerini ifade ettiler.

  • ’Altın Elbiseli Adam’ın feci ölümü onları birleştirip sokaklara döktü

    Daha önce erkekleri kıskanıp süslü egzoz’ adı altında kadın motosiklet gurubu kuran kadınlar, erkek motosiklet grubuyla bir araya gelerek, ’Altın Elbiseli Adam’ için Tekirdağ sokaklarında sürüş yaptılar.

    ’Altın Elbiseli Adam’ lakabıyla bilinen ünlü motosiklet ve model araç uzmanı Barkın Bayoğlu’nun 15 Temmuz Şehitler Köprüsünde motosikletiyle kaza yapıp hayatını kaybetmesinin ardından, Tekirdağ’daki motosiklet grupları bir araya geldi. Daha önce Tekirdağ’da erkekleri kıskanıp ‘Süslü egzoz’ adı altında kadın motosiklet gurubu kuran kadınlar, Ünlü Motosiklet Uzmanı ‘Altın Elbiseli Adam’ın feci ölümünden sonra erkeklerle bir araya gelip Tekirdağ sokaklarında sürüş yaptılar.

    “Tekirdağ’a gelecek diye sözleştik. Sabah kalkınca gözyaşlarına boğuldum”

    Hayatını kaybeden Barkın Beyoğlu için bir araya gelen kadınlı erkekli motor grupları adına bir konuşma yapan ‘Süslü Egzoz’ motosiklet grubu üyesi Kübra Ağlamaz, “Dün akşam acı bir kazayla kaybettiğimiz namı diğer Altın Elbiseli Adam için toplanmış bulunmaktayız. Halen kendisinin vefat ettiğine inanamıyorum. Çünkü Cumartesi günü kendi kadın kulübümüz için Tekirdağ’da buluşmak için sözleşmiştik. Bu sabah kendisiyle saati teyitleşip Cumartesi günü hangi saate geleceğini konuşacaktık. Bu sabah vefat haberi ile uyandım. Gözyaşlarına boğuldum” dedi.

    Ağlamaz gözyaşlarına hakim olamadı

    Konuşması sırasında gözyaşlarına hakim olamayan Ağlamaz “Barkın abi, seksenler doksanlarda çocuklar için Barış abisi neyse biz motosiklet tutkunları içinde barkın abi öyle bir insandı. Sempatik, duyarlı, cana yakın bambaşka bir insandı. Onun acısı için burada toplandık. Buradan herkese sesleniyorum. Lütfen kural tanımaz hareketlerinizden vazgeçin. Lütfen plansız yollar yapmaktan vazgeçin, lütfen motosikletleri bir araç olarak görmemekten vazgeçin, lütfen motosikletin bir kültür olduğunu akıllarınıza sokun. Bizi öldürmeyin. Sizlerden tek ricam budur. Burada Barkın abi için ‘Motosikletleri fark edin’ adı altında bir sürüş yapacağız” diyerek konuşmasını noktaladı.

    Onlarca motosikletli bu seferde ’Altın Elbiseli Adam’ için gazladı

    Konuşmaların ardından Hürriyet Mahallesi İstanbul-Tekirdağ Karayolu üzerinde bir dinlenme tesisinde bir araya gelen onlarca kadın ve erkek motosikletli, Barkın Beyoğlu’nun hayatını kaybetmesi nedeniyle ‘Motosikletleri fark edin’ adı altında Tekirdağ’ın bir ucundan diğer ucuna kadar sürüş yaptılar.

    Gün boyu Barkın için paylaşımlar yapıldı

    Öte yandan ‘Süslü Egzoz’ adı altında motosiklet grubu kuran kadınlar, sosyal medyadaki ‘Süslü Egzoz’ sosyal paylaşım sitelerinde gün boyu ’Altın Elbiseli Adam’ lakabıyla bilinen ünlü motosiklet ve model araç uzmanı Barkın Bayoğlu için paylaşımda bulundular.

  • (Özel haber) Bayramlarda onları içeride tutmak imkansız

    Ramazan Bayramı nedeniyle Tekirdağ sahili dolup taşarken, bayramın en mutluları yine çocuklardı. Sahilde bulunan park alanlarına akın eden çocuklar, gece geç saatlere kadar gönüllerince eğlenirken, aileleri ise yaptıkları açıklamalarda özellikle bayram günlerinde çocukları içeride tutmanın imkansız olduğunu belirttiler.

    Bayramın ilk gecesini heyecanla geçiren çocuklar, her bayramda olduğu gibi bu bayramda da doyasıya eğlendiler. Sabahın ilk ışıklarıyla bayram sevinciyle uyanan çocuklar, gün boyunca parklarda eğlenmenin tadını çıkardı. Süleymanpaşa İlçesinde bulunan park alanına akın eden çocukların aileleri de çocuklarının eğlencesini mutlulukla izleyerek, “Bizlerde onların zamanında bayramın ilk gecesi heyecandan sabaha kadar uyuyamazdık. Şimdi bizde onlarla birlikte kendimizi dışarıya attık” diyerek çocukları içeride tutmanın imkansız olduğunu söylediler.

    “Nasıl sabah olacak diye düşünüp dururduk”

    Burada bulunan çocukların aileleri ise “Bizlerde onların zamanında bayramın ilk gecesi heyecandan sabaha kadar uyuyamazdık. Hep düşünürdük nasıl sabah olacak diye düşünüp dururduk. O anki heyecanı anlatamayız. Hemen sabah olsun da harçlıklarımızı alıp akşama kadar eğlenelim istiyorduk. Tabi o zamanlar başkaydı bu kadar oyuncak bu kadar imkan yoktu. Çocukları içeride tutamak imkansız. Şimdiki çocuklar daha şanslı akıllara gelmeyecek kadar çeşit çeşit var. Şimdi buraya geldik çocuklarımız eğleniyor bizde onları izliyoruz” diye konuştular.