Etiket: Öner

  • Başkan Öner: “Yarıyıl tatili yüz yüze eğitime hazırlık dönemi olmalıdır”

    Başkan Öner: “Yarıyıl tatili yüz yüze eğitime hazırlık dönemi olmalıdır”

    Memur-Sen Manisa İl Temsilcisi ve Eğitim-Bir-Sen Manisa Şube Başkanı Mesut Öner, “Yarıyıl tatili yüz yüze eğitime hazırlık dönemi olmalıdır. Eğitim yönetiminde kararlılık, koordinasyon ve uyum esastır. Salgın sürecinde eğitim yönetiminde kararlar zamanında alınmalı, alınan farklı kararlar eğitim çalışanlarını belirsizlik içerisinde ve zor durumda bırakmamalıdır. İkinci dönem bu tür kararsızlıklara ve çelişkilere düşülmemelidir” dedi.

    Memur-Sen Manisa İl Temsilcisi ve Eğitim-Bir-Sen Manisa Şube Başkanı Mesut Öner, 2020-2021 eğitim-öğretim yılı birinci dönemi ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Uzaktan eğitimin öğretmenlerin fedakârlıklarıyla icra edildiğini belirten Öner, “2020-2021 eğitim-öğretim yılı birinci dönemi, eğitimde her geçen gün telafisi daha da zor olacak kayıplar oluşturarak, öğretmenlerin fedakârlıkları, çoğu zaman eğitim kurumu yöneticilerinin kullanmış olduğu inisiyatifler doğrultusunda tamamlandı. Salgın nedeniyle büyük oranda uzaktan eğitim yöntemiyle gerçekleştirilen birinci yarıyılın sonunda objektif bir ölçme-değerlendirme yapmak, başarı notu takdir etmek mümkün olmadı. Okullar öğrencisiz, öğretmenlerimiz sınıflarından uzakta, kendileri açısından meşakkatli bir eğitim-öğretim sürecini geride bıraktılar. Dünyayı etkisi altına alan korona virüs salgınından en fazla etkilenen alanlardan biri de eğitim-öğretim oldu. Yüz yüze eğitime ara verilmesi gibi, salgınla mücadele konusunda alınması zorunlu ve kaçınılmaz kararlar, eğitim-öğretimin her aşaması ve basamağına ne yazık ki telafisi zor zararlar vermiştir, hâlâ da vermeye devam etmektedir. Hayatın her alanda normalleşmesi için, salgının sona erdirilmesi adına alınan tedbirlere uyulması hepimizin sorumluluğudur. Bu süreçte oluşan öğrenme kayıplarının telafisi, yüz yüze eğitime geçilebilmesi için normalleşme gerekli ve zorunludur. 2020-2021 eğitim-öğretim yılı salgınla mücadele tedbirleri kapsamında 31 Ağustos tarihinde TRT EBA, EBA ve canlı dersler kullanılarak uzaktan eğitim yoluyla başlatıldı. Yüz yüze eğitim, ana sınıfları ve birinci sınıflar için 21 Eylül’de başladı. 12 Ekim tarihinden itibaren ilkokullar, köy okulları, 8 ve 12. sınıflar, lise hazırlık sınıfları ile özel eğitim öğrencileri için; 2 Kasım tarihinden itibaren ise 5 ve lise 9. sınıflarda yüz yüze eğitime geçildi. Ancak salgının yeniden artış göstermesi üzerine ilk ara tatil sonrası 23 Kasım tarihinden itibaren uzaktan eğitim başlatıldı” dedi.

    “Uzaktan eğitim öğretmenlerin fedakarlıklarıyla icra edildi”

    Bu süreçte eğitim-öğretim, TRT EBA kanalları ve EBA platformu başta olmak üzere uzaktan eğitim araçlarıyla sürdürüldüğünü hatırlatan Öner, açıklamasına şöyle devam etti: “Ancak canlı ders veya EBA TV erişiminde bölgesel ve yöresel eşitsizlikler ile aynı eğitim kurumundaki öğrenciler arasında dahi var olan eşitsiz derse katılım imkanları, merkezi planlamanın göremediği sonuçlar üretmiştir. Bu olumsuz duruma rağmen, öğretmenlerimizin öğrencilerin eğitimde geri kalmaması adına gösterdiği olağanüstü ve fedakârca çabalar, uzaktan öğrenimi mümkün kılmıştır. Öğrencisi için sabahın erken saatlerinden gece geç saatlere kadar bilgisayar başında, bir yandan öğrencisinin dikkatini derste tutmaya çalışıp diğer yandan ders veren öğretmenlerimiz, bu zorlu süreçte hem eğitimin ayakta tutulmasının hem de öğrenme kayıplarının en aza indirilmesi mücadelesinin mimarları olmuştur. Salgın süreci özellikle eğitimde fırsat eşitliği konusunda eğitim sistemimizdeki sorunları daha görünür kılmıştır. Sosyo-ekonomik özelliklerin uzaktan eğitime erişim imkânlarına etkisi göz önüne alındığında yüz yüz eğitimin ertelenmesinin daha fazla mümkün olmadığı ortadadır. Önümüzdeki günlerde Bakanlığın ana odak noktası, uzaktan eğitim sürecinde oluşan öğrenme kayıplarının giderilmesi olmalıdır. Bu amaçla öğrenme kayıpları tespit edilmeli, okulların kapasitesi güçlendirilmeli, öğrenciler yönlendirilmeli, öğretmenler desteklenmelidir.

    25 Ocak tarihi itibarıyla Destekleme ve Yetiştirme Kurslarında yüz yüze eğitime başlanacak olması kararı yerinde ve doğrudur. Ancak, bu kararın okul yönetimlerine ve öğretmenlere yeterli hazırlık imkânı bırakılmadan alınmış olması eğitim çalışanlarını zor durumda bırakmıştır. Eğitimin uzaktan sürdürüldüğü eğitim-öğretim yılının birinci döneminde aynı şekilde hizmet içi eğitimlerden unvan değişikliği sınavına kadar personel politikasının belkemiği niteliğindeki çok sayıda faaliyet de askıya alındı veya ertelendi. Geçici bir tedbir olarak zamanında gerekli görülen bu ve benzeri faaliyetler daha fazla ertelenmemelidir. Ertelenen unvan değişikliği sınavlarının ne zaman gerçekleştirileceğinin duyurulmaması, belirsizliğe ve haklı beklentinin karşılıksız kalmasına neden olmuştur. Eğitim-öğretimin yükünü çeken eğitim personelinin unvan değişikliği sınavları beklentileri karşılanmalı, sınav tarihi netleştirilerek gerekirse online gerçekleştirilmelidir”

    “Eğitim çalışanlarının yer değişikliği talepleri karşılanmalıdır”

    Açıklamasında eğitim çalışanlarının yer değişiklik taleplerine de değinen Öner, “Salgın süreci ve alınan tedbirlerin doğurduğu olumsuz sonuçlar gözetilerek, öğretmenlerimizin il içi ve iller arası yer değişikliği talepleri, mazeretlerinin giderilmesi başta olmak üzere, istekleri dâhilinde mağduriyet üretmeyecek ve yeni mağduriyetlere sebebiyet vermeyecek şekilde karşılanmalıdır. Öğretmen açığı, ücretli öğretmenlik gibi hak kayıplarına neden olan güvencesiz istihdam türleriyle kapatılmak yerine, öğretmen ihtiyacı gözetilerek yarıyıl tatili döneminde en az 60 bin öğretmen atanması yapılmalıdır. Aynı işi yapan, aynı sorumluluklara sahip kamu görevlileri arasında eşit olmayan özlük hakları doğuran statü farklılıkları kabul edilemez. Öğretmenler odasında farklı haklara sahip eğitimcilerin bulunması ayrımcılıktır. Bu ayrım eğitimciler arasında iş barışına, öğretmenin iç huzuruna ve eğitimin verimliliğine zarar vermektedir. Öğretmenin yetiştirilmesinden emekliliğine kadar öğretmenlik mesleğini bütün olarak ele alacak, yöneticilik ve liderlik süreçlerine katılım, bu pozisyonlardaki mali, sosyal ve özlük hakları da içerecek, uluslararası standartlara uygun, öğretmenliğin kariyer mesleği niteliğini dikkate alan, öğretmenin etkinliğini artıracak, itibarını yükseltecek nitelikte bir meslek kanunu eğitimin geleceği açısından ertelenemez bir zorunluluktur. Bakanlık 15 Şubat tarihi itibarıyla eğitimin her basamağında yüz yüze eğitimi başlatma iradesini ortaya koymuş bulunduğundan devam eden salgın süreci gözetilerek tatil döneminde bazı ivedi adımların atılması zorunludur. Bu çerçevede okulların yüz yüze eğitime hazır hâle getirilmesi ekseninde okullara bütçe/ödenek tahsisi yapılmalı, okullarda güvenlik önlemleri artırılmalı, öğrenme kayıplarının hızlı bir şekilde tespiti ve giderilmesi için ilave kurs/ders imkânları getirilmeli, istekleri dâhilinde aşılamada öğretmenlere öncelik verilmeli, unvan değişikliği sınavları başta olmak üzere ertelenen sınavlar bir an önce gerçekleştirilmeli, salgın sürecinde ortaya çıkan özlük hakları kayıplarını telafi edecek, yüz yüze eğitime ara verilmesi hâllerine ilişkin toplu sözleşme hükmünü eksiksiz hayata geçirecek somut düzenlemeler yapılmalıdır. Salgın süreci, eğitim sistemi içindeki tüm paydaşlarla iş birliğine dayalı etkin bir iletişimin önemini ortaya koymuştur. Bundan sonraki süreçte, bunun gereklerini yerine getirecek adımların atılması olumlu olacaktır’’ dedi.

  • Öner, Memur-Sen’in aylık ‘Açlık-yoksulluk araştırması’ sonuçlarını paylaştı

    Öner, Memur-Sen’in aylık ‘Açlık-yoksulluk araştırması’ sonuçlarını paylaştı

    Memur-Sen Manisa İl Temsilcisi ve Eğitim-Bir-Sen Manisa Şube Başkanı Mesut Öner, Memur-Sen tarafından her ay düzenli olarak yapılan ‘Açlık-yoksulluk araştırmasının’ mayıs ayı sonuçlarını kamuoyu ile paylaştı.

    Açlık sınırının 2 bin 484 Lira olduğunu belirten Öner, “Türkiye’deki 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 2 bin 484,01 TL, yoksulluk sınırı ise 7 bin 15,7 TL olmuştur. Yapılan araştırmaya göre mayıs ayında nisan ayına göre gıda madde fiyatlarında ortalama yüzde 0,34’lük bir düşüş yaşanmış. Mayıs ayında göze çarpan en büyük artışlar yüzde 40,87 artışla çilek, yüzde 27,19 artışla havuç, yüzde 24,15 artışla kivi, yüzde 13,29 artışla elma; en çok göze çarpan düşüşler ise yüzde 40,52 azalışla biber, yüzde 36,83 azalışla sarımsak, yüzde 35,47 azalışla kuru soğan, yüzde 34,13 azalışla taze fasulye madde fiyatlarında yaşanmıştır.” dedi.

    Haberleşme madde fiyatlarında düşüş yaşandı

    Haberleşme madde fiyatlarında düşüş yaşandığını vurgulayan Öner, açıklamalarına şu şekilde devam etti: “Mayıs ayında nisan ayına göre haberleşme madde fiyatlarında ortalama değişim yüzde 1,9’luk bir düşüş olarak yansıdı. Haberleşme madde fiyatlarında nisan ayına göre en göze çarpan değişimlerin yüzde 5,77 artışla telefon ekipmanları; yüzde 25 azalışla PTT koli gönderme ücreti madde fiyatlarında olduğu gözlendi. Mayıs ayında nisan ayına göre ulaşım madde fiyatlarında yüzde 1,79’luk bir artış olduğu belirlendi. Nisan ayına göre en göze çarpan değişimlerin yüzde 11,56 artışla şehirlerarası otobüs ücreti fiyatlarında olduğu gözlendi. Çevre ve su madde fiyatlarında yüzde 0,003’lük bir artış yaşandı. Çevre ve su madde fiyatlarında nisan ayına göre en göze çarpan değişimlerin yüzde 1,01 artışla pencere (PVC), yüzde 0,8 azalışla badana ve boya malzemeleri madde fiyatlarında olduğu gözlendi. Eğitim-kültür madde fiyatlarında yüzde 0,91’lik bir artış oldu. Eğitim-kültür madde fiyatlarında nisan ayına göre değişimin yüzde 25,03 artışla oyun konsolu, yüzde 5,53 artışla tablet madde fiyatlarında olduğu gözlendi. Bununla birlikte eğitim-kültür madde fiyatlarında yüzde 0,01 azalışla kablo özel yayın hizmetleri fiyatlarında düşüş olduğu tespit edildi. Aydınlanma madde fiyatında ise mayıs ayında nisan ayına göre herhangi bir değişim gözlemlenmedi. Mayıs ayında nisan ayına göre ısınma madde fiyatlarında ortalama yüzde 1,23’lük bir artış gözlenirken; mayıs ayında nisan ayına göre barınma madde fiyatlarında yüzde 0,49’luk bir artış oldu.”

    Giyim ve sağlık madde fiyatlarında artış yaşandı

    Mayıs ayında nisan ayına göre giyim fiyatlarında ise ortalama yüzde 4,57’lik bir artış gözlemlendiğini kaydeden Öner, “Giyim madde fiyatlarında nisan ayına göre en göze çarpan değişimler yüzde 12,24 artışla elbise, yüzde 11,15 artışla kadın gömleği, yüzde 10,63 artışla tişört madde fiyatlarında oldu. Bununla birlikte giyim madde fiyatlarında nisan ayına göre yüzde 0,69 azalışla kemer, yüzde 0,09 azalışla giysi tamir ücretleri madde fiyatında düşüş gözlemlendi. Mayıs ayında nisan ayına göre sağlık madde fiyatlarında ortalama değişim yüzde 0,27’lik bir artış olarak gözlenirken, en göze çarpan değişimlerin yüzde 1,24 artışla tansiyon aleti; yüzde 0,81 azalışla derece fiyatlarında olduğu tespit edildi. Kişisel temizlik ve bakım madde fiyatlarında yüzde 0,26’lık bir artış gözlendi. Kişisel temizlik ve bakım madde fiyatlarında nisan ayına göre en göze çarpan değişimin yüzde 24,95 artışla misafir kolonyası madde fiyatlarında olduğu tespit edildi. Bununla birlikte kişisel temizlik ve bakım madde fiyatlarında nisan ayına göre yüzde 9,81 azalışla parfümler madde fiyatında düşüş gözlemlendi.” şeklinde açıklamasını tamamladı.

  • Kaymakam Öner, gitmedik mahalle bırakmadı

    Burhaniye ilçesinde, Kaymakam Hüseyin Öner, ilçeye bağlı kırsal mahallelerinin tamamını ziyaret etti. Öner, beraberinde İlçe Jandarma Komutanı Alim Burak Çelik, İlçe Milli Eğitim Müdürü Bora Zihni, İlçe Sağlık Müdürü Dr.Faruk Kendigelen, İlçe Tarım ve Orman Müdürü Muhsin Pala, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı Müdürü Selçuk Çiftçi ve Belediye Muhtarlıklar Müdürü Yüksel Yüce ile son olarak kırsal mahallelerden Pelitköy, Taylıeli ve Çoruk’u ziyaret ederek kırsal mahalle ziyaret programını sonlandırdı.

    Köy ziyaret programı çerçevesinde BENGİ Projesine yönelik okul ziyaretleri de gerçekleştiren Kaymakam Öner, Pelitköy Halit Selçuk Ortaokulunu ziyaret ederek öğretmenlerle eğitime ilişkin gerçekleştirdiği sohbetin ardından 6.sınıf öğrencileriyle birlikte okuma etkinliğine katıldı. Kırsal mahallelerdeki vatandaşların sorunlarını, isteklerini dinlemek amacıyla kırsal mahalleleri ziyaret ederek vatandaşlarla bir araya gelen Kaymakam Hüseyin Öner, ziyaretlerin çok verimli geçtiğine vurgu yaparak vatandaşların taleplerinin ilgili birimlere ivedilikle aktarılacağını ve Kaymakamlıkça halkın sorunlarının ve taleplerinin takipçisi olacaklarını ifade etti.

  • Kaymakam Öner, kırsal mahalle gezilerine devam ediyor

    Burhaniye ilçesinde, Kaymakam Hüseyin Öner, kırsal mahallelerde yaşayan vatandaşların talep ve sorunlarını yerinde dinlemek ve incelemek maksadıyla, beraberindeki heyet ile kırsal mahalle ziyaretlerine devam ediyor. Geziler sırasında, kırsal mahallelerde eğitim-öğretim faaliyeti yürüten okulları da ziyaret eden Kaymakam Öner, öğrencilerle birlikte okuma etkinliklerine de katılıyor.

    Kaymakam Öner, vatandaşlarla sohbet ederken, Balıkesir Eğitimde Niteliği Geliştirme ve İzleme (BENGİ) Projesi kapsamında Şarköy İlkokulu ve Kuyumcu İlkokulu öğrencileriyle okuma saati etkinliği gerçekleştirdi. Öğrencilerle sohbet eden Öner, kitap okumanın önemine değinirken, kitap okuyan bireylerin hedeflerine ve hayallerine daha çabuk ulaşacaklarını söyledi. Öner, öğrencilerden okumayı alışkanlık haline getirmelerini istedi. Öğretmenlerden de bilgiler alan Öner, eğitim seviyesini yükseltmek için çalıştıklarını söyledi.

  • Öner: “Vesayetin tetikçi cübbesi millet iradesini aşamayacak”

    Eğitim-Bir-Sen Manisa Şube Başkanı Mesut Öner Türk Silahlı Kuvvetlerinde başörtüsünün serbest bırakılmasının iptal edilmesi için Danıştay’a Halkın Kurtuluş Partisi tarafından yapılan başvuru nedeniyle açıklamalarda bulundu. Öner millet iradesinin önünde kimsenin duramayacağını vurguladı.

    Milletin değerlerini, egemenliğini, iradesini kabullenmekte isteksiz davrananları, özgür iradesiyle ve inancı gereğiyle başını örten ve bu şekilde kamu hizmeti sunma sorumluluğunu yerine getiren kadın kamu görevlileri gerçeğini tahammülde zorlananları, vesayeti yeniden hortlatma hayali kuranları bir kez daha uyardıklarını vurgulayan Öner, “Artık millete rağmen ele geçireceğiniz mevziniz de milleti yok sayarak varacağınız menziliniz de kalmadı ve hiçbir zaman olmayacak. Ya milletle birlikte yolculuğuna ortak alacaksınız ya da millet iradesinin ve egemenliğinin sarsılmaz gücü ve yenilmez cüssesi karşısında ortalıktan kaybolup yok olacaksınız.” dedi.

    “Vesayetçiler duvara toslamıştır”

    Milletin kadimden tevarüs eden değerlerle temasını artırmasından, siyasetin ve devletin millet iradesi doğrultusunda hak ve özgürlük temelli bakışla sonuç üretme hassasiyetiyle davranmasından rahatsız olan bir gurup zevat olduğunu dile getiren Öner, “Millete ve değerlerine, sivilleşmeye, özgürleşmeye ve demokratikleşmeye dair kinini ve vesayet hedefini farklı kulvardan ve sonunda duvara toslamaları kaçınılmaz yollardan ifşa ve icra etmeye devam ediyor.

    Türkiye’nin son on beş yıllık süreçte gerçekleştirdiği, yönünü ve içeriğini de bizzat milletin belirlediği ’Öze dönme’, ’Özgürleşme’, ’Sivilleşme’ ve ’Demokratikleşme’ ve nihayet ’Yeni Türkiye’ hedefli değişim ve dönüşümlerin hem her birini hem de bütününü kabul etmekte ve sindirmekte zorlananlar; daha geçen ay Türkiye’nin hem gündemini sarsan hem de dümenini eskiye doğru kırmaya ayarlı ’Öğrenci andı’ kararına mevzi yapılan Danıştay üzerinden yeni bir hamleye girişmişler.” şeklinde konuştu.

    “Milletin inanç ve değerlerine esaret getiremezsiniz”

    Silahlı Kuvvetler bünyesinde görev yapan kadın personelden isteyenlerin ’Başını örterek görev yapma hakkından’ yararlanmasını sağlayan yönetmelik değişikliğinin iptali istemiyle Halkın Kurtuluş Partisi adlı parti tarafından Danıştay’da dava açıldığı bilgisini veren Öner, “Danıştay Savcısı tarafından da hem milletin değerleriyle hem Türkiye’nin gerçekleriyle hem de demokrasinin, insan haklarının ve insan onurunun gerekleriyle bağdaşmayan içerikte mütalaa yazılmıştır. Açılan dava ve yazılan mütalaa, ’millet iradesine vesayet’ ve ’milletin inanç ve değerlerine esaret’ hedefleyenlerin pusuda olduğunu ve boş durmadığını belgeliyor. Kamuda görev yapan kadın personelden isteyenlerin başı örtülü olarak görev yapmasına engel olan vesayet dönemi artığı kılık ve kıyafet yasaklarını yeniden hayata döndürmek için süfli teneffüs yapmaya kalkışmışlar. Senaryo gayet net: Dava açılacak, mütalaa yazılacak ve başarılabilirse karar çıkarılacak, başarılamazsa, dikkate alınmayan mütalaa üzerinden gündem oluşturulacak. Görünen ve anlaşılması gereken odur ki, Danıştay bünyesinde toplumu germeye, vesayetle malul ‘Eski Türkiye’yi geri getirmeye, hak ve özgürlük temelli hukuk anlayışının hakim olması noktasında ipe un sermeye meyilli bir yapı cirit atıyor.” dedi.

    “Vesayet iklime de iradesine de izin vermeyeceğiz”

    Başörtüsüne özgürlük için milletin feraset kalemiyle 12 milyon 300 bin imza attığını söyleyen Öner, “Milletin egemenliğinin aşırıldığı vesayetin puslu havasının dağıtılmasına, kamu görevlilerinin hakkının ve hukukunun korunmasına hem öncülük eden hem de sözcülük yapan Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen olarak söz veriyoruz. TSK dahil milletin hiçbir kurumunda, kuruluşunda, Türkiyemizin tek bir karışında, bugününde ve yarınında başörtüsü yasağına da başı örtülü olarak görev yapma istek ve iradesine sahip olan kadınların ve kızlarımızın inanç ve değerlerini yok sayacak bir yasanın yapılmasına da yargı kararının ve mütalaanın yazılmasına zemin oluşturacak bir iklime de iradeye de izin vermeyiz, vermeyeceğiz.” şeklinde konuştu.