Etiket: Öncelik

  • Bakan Özlü: “Öncelik verilecek konuların başında dördüncü sanayi devrimi geliyor”

    Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, yeni süreçte bakanlığının öncelik vereceği konuların başında dördüncü sanayi devriminin geldiğini söyledi.

    Bakan Özlü, İstanbul Sanayi Odadı’nın (İSO) Ağustos ayı Meclis Toplantısı’na konuk oldu. Burada İSO üyelerine hitap eden Bakan Özlü, “Yeni dönemde bakanlığımızın en öncelik vereceği konuların başında dördüncü sanayi devrimi geliyor” dedi.

    15 Temmuz darbe girişiminin bir felaket olarak kurgulandığını kaydeden Özlü, ancak bu olayı gerçekleştirenlerin hedefi tutturamadığını anlatarak, “Allah’a şükürler olsun 15 Temmuz darbe girişimi bir felaket olarak kurgulandı ama hedefi tutturamadı. Hatta tam aksine o gece nice hayırlara vesile oldu. O geceden sonra hepimizin bilinci biraz daha açıldı. Hepimizin sorumluluk duygusu biraz daha güçlendi. Herkes, bu ülke için elini taşın altına koymaya daha istekli hale geldi. Herkes işin bir ucundan tuttu ve Türkiye’de hayat süratle normale döndü. İş dünyamızın da gayretiyle yerli ve yabancı yatırımcılara çok önemli mesajlar verildi. O mesajlarda Türkiye’de huzur ve güven ortamının devam ettiği, yatırımın ve yatırımcının önünde herhangi bir engel bulunmadığı net bir şekilde vurgulandı. Hepimizin birlikte ortaya koyduğu gayret sayesinde 15 Temmuz girişimini gerçekleştiren yapı mağlup edildi” ifadelerini kullandı.

    Hiç kimsenin zerre şüphesinin olmaması gerektiğini vurgulayan Bakan Özlü, bu milletin 15 Temmuz’dan sonra devreye aldıkları terörü de mağlup edeceğini söyledi.

    “Torna tezgahına da uygulama indirmeye ihtiyacınız olacak”

    Yeni dönemde dördüncü sanayi devrimine öncelik vereceklerini anlatan Bakan Özlü şunları kaydetti:

    “İstanbul’daki sanayicilerimizin Türkiye’ye bu süreçte öncülük etmelerini bekliyorum. Biliyorsunuz önceki üç sanayi devrimini hep geriden takip ettik. Bu nedenle yıllarca ekonomik açıdan istediğimiz seviyenin altında kaldık. Bu yeni sanayi devrimini de geriden takip etmek gibi bir lüksümüz asla bulunmuyor. Yeni sanayi devrimi, temel olarak akıllı üretim sistemlerine dayanıyor. Bu süreç zincirleme bir şekilde hem üretilen ürünleri hem de o ürünleri üretme biçimimizi değiştirecek. Seri üretim, yerini neredeyse tamamen kişiselleştirilmiş bir üretim anlayışına terk edecek. Bu süreçte bazı yeni sektör ve teknolojiler öne çıkacak. Özellikle yapay zeka, bulut bilişim, büyük veri, otomasyon, robotik teknolojiler, nesnelerin interneti, 3-D yazıcılar ve sensörler, öne çıkan yeni teknoloji alanları olacak. Ancak şu hususa dikkat etmek gerekiyor; bu yeni teknolojilerden bütün sektörler hep birlikte etkilenecek. Mesela otomotiv sektöründeyseniz, aracınızda sensörler ve yapay zeka teknolojileri kullanacaksanız. Beyaz eşya üretiyorsanız, ürettiğiniz beyaz eşyaların birbirleriyle veya başka cihazlarla etkileşim ve iletişim içinde olması icap edecek. Bugün tabletlere veya cep telefonlarına olduğu gibi yarın bir torna tezgahına da uygulama indirmeye ihtiyacınız olacak. Yakın bir gelecekte ürettiğiniz gömleğin de internete bağlanabilmesi, kullanıcının giyim tercihiyle ilgili bilgileri belirli data merkezleriyle paylaşabilmesi gerekecek.”

    Önümüzdeki dönemde üretimin akıllı fabrikalarda yapılabileceğini ifade eden Özlü, “Bir kürdan bile üretiyor olsanız fabrikanızı robotlarla, sensörlerle, yapay zeka uygulamalarıyla donatacaksınız. Firmalarımızı ve insan kaynağımızı, işte bu yeni sürece şimdiden hazırlamamız önem taşıyor. Bu işin bizim için iki önemli ayağı bulunuyor. Birincisi bu yeni nesil teknolojilerin üretimidir. İkincisi ise, bu teknolojilerin yerli sanayimizde etkin şekilde kullanılmasıdır. Basit bir örnek vermek istiyorum. Üretim yapan herkes yakın gelecekte fabrikasında 3-D yazıcıları kullanacak. Bu teknolojiyi kullanmadan üretim yapanlar, fiyatta veya kalitede dünya ile rekabet edemez hale gelecek. Sanayicilerimizin öyle veya böyle kullanmak zorunda kalacakları bu yazıcıları, Türkiye’de milli imkanlarla üretmemiz çok büyük önem taşıyor. Aksi takdirde diğer sektörlerde yerli üretim yapsak bile yerlilik oranımız yine çok düşük kalacak. Hatta belki de birçok sektörden çıkmak zorunda kalacağız. Emek yoğun sektörlerde dahi gelişmiş ülkelerle rekabet edemez hale geleceğiz. Hep birlikte bunun önüne geçmek durumundayız. Bakanlık olarak, biz bu gerçeklerin farkındayız” diye konuştu.

    Dördüncü sanayi devrimi konusunda özel bir çalışma grubu oluşturduklarını da kaydeden Bakan Özlü, “Bu çalışmalar sonucunda ortaya bir yol haritası çıkaracağız. Bu yol haritası biraz daha olgunlaşınca, sonuçlarını sizlerle de paylaşacağız. Hep birlikte bu çalışmaya son halini verip, gerekli adımları süratle atacağız. Bu süreçte, sanayicilerimize, özellikle de İstanbul Sanayi Odası’na çok güvendiğimizi tekrar ifade etmek istiyorum” dedi.

  • Kanserde Öncelik Erken Tanı

    Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Onkolojik Cerrahi Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cem Kaan Parsak, kanserin çağın en büyük sağlık sorunlarından birisi olduğunu belirterek, erken tanının son derece önemli olduğunu söyledi.

    Prof. Dr. Cem Kaan Parsak, 1-7 Nisan Kanser Haftası dolayısıyla yaptığı açıklamada, kanserin birçok kişi için korkulu bir rüya olduğunu, ancak tıpta gelinen noktanın bu hastalığın tedavisi konusunda da son derece önemli adımların atılmasına neden olduğunu ifade etti. Erken tanının son derece önemli olduğunu belirten Prof. Dr. Parsak, her kanser hastasının tedavi planının farklı olduğunu, Cerrahi Onkoloji Bilim Dalı’nın da tam bu noktada devreye girdiğini, hastaya özel yaklaşımlar ile ileri cerrahi girişimlerin son teknolojiyle uygulandığını kaydetti.

    Kanserde öncelikli hedefin riskleri azaltmakla birlikte erken tanıyı ön palana çıkarmak olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Parsak, modern kanser cerrahisi ve kişiye özel yaklaşımlar ile genel cerrahi içinde yeni şekillenen kanser cerrahisi uzmanları olarak hep birlikte kanserle mücadeleye devam ettiklerini söyledi.

    KANSERE CERRAHİ YAKLAŞIMLAR

    Onkolojik Cerrahi Birimi’nin kanser hastalarının cerrahi operasyonlarının gerçekleştirileceği bir birim olarak Balcalı Hastanesi’nde kurulduğunu, Cerrahi Onkoloji Bilim Dalı adı altında hizmet verdiğini belirten Prof. Dr. Parsak, Cerrahi Onkoloji Bilim Dalı’nın bölgede ilk ve tek olarak hastanelerinde hizmet vermeye başladığını söyledi.

    Prof. Dr. Parsak, amaçlarının çağın en önemli sağlık sorunlarından biri olan kanser hastalarına daha kaliteli ve özgün sağlık hizmeti vermek olduğunun altını çizdi. Prof. Dr. Parsak, Cerrahi Onkoloji Bilim Dalı olarak onkolojik rahatsızlığı olan hastalara cerrahi operasyonla müdahale edilmesi, yeni ve son gelişmelerin yakından takip edilerek uygulama işlemlerinin yapılması gibi hizmetler verdiklerini, bu sayede hastanın yaşam kalitesinin en üst seviyeye çekilmesini sağladıklarını kaydetti.

    Kurulduğu günden bugüne geçen kısa zaman zarfı içerisinde Dahiliye Onkoloji’yle birlikte ortak yürüttükleri çalışmalar sayesinde cerrahiye uygun olan kanser hastalarını tedavi ettiklerinin altını çizen Prof. Dr. Parsak, hastalardan istedikleri tek şeyin ise umutlarını asla yitirmemek olduğunu sözlerine ekledi.

  • Büyükşehir’de Öncelik Öğrencilerin Sağlığı

    Manisa Büyükşehir Belediyesi, il genelinde paydaşlarından gelen talepleri geri çevirmeyerek halk sağlığının korunması noktasında haşere ile mücadelesine devam ediyor.

    Manisa Büyükşehir Belediyesi, 17 ilçede kamu kurumları, sivil toplum kuruluşları ve muhtarlıklar gibi paydaşlarından gelen talepleri geri çevirmeyerek hizmete dönüştürüyor. Gölmarmara Kız Teknik ve Meslek Lisesi’nin Manisa Büyükşehir Belediyesi Gölmarmara İlçe Koordinasyon Merkezi’ne başvurusu üzerine Büyükşehir Belediyesi ekipleri hemen harekete geçerek okulun bahçesinde ilaçlama faaliyetinde bulundu. Büyükşehir Belediyesi Sağlık İşleri Dairesi Başkanlığı tarafından gerçekleştirilen ilaçlama ile öğrencilerin ve öğretmenlerin daha sağlıklı bir ortamda eğitim hayatına devam etmeleri noktasında destek sağlandı.

    İlaçlama çalışmalarında insan, bitki ve hayvan sağlığını ön planda tutulduğunu söyleyen Manisa Büyükşehir Belediyesi Sağlık İşleri Daire Başkanı Serpil Aykurt, “17 ilçemizde vatandaşlarımızı haşerelerden korumak adına havaların ısınmasıyla birlikte mücadelemize başladık. Bu çalışmalarımızı yaparken paydaşlarımızın taleplerini de değerlendiriyor ve destek oluyoruz. Gölmarmara Kız Teknik ve Meslek Lisemizin isteği doğrultusunda okul bahçesinde ilaçlama çalışmaları gerçekleştirdik. Öğrencilerimizin daha sağlıklı bir ortamda eğitim hayatlarını devam ettirmeleri için mümkün olan tüm desteği veriyoruz” dedi.

  • Tok: “Öncelik İnsan Ve İstikrarlı Hizmet”

    İlkadım Belediye Başkanı Erdoğan Tok, belediye hizmet ve projelerini halkın talep, istek ve önceliklerine göre şekillendirdiklerini söyledi.

    Hizmetlerini halkla yapılan istişareyle sonuca kavuşturduklarını belirten Başkan Erdoğan Tok, ‘önce insan’ ilkesi ile çalışmalar yaptıklarını kaydetti. 7’den 70’e herkesimi kucaklayarak toplum faydasını gözettiklerini söyleyen Erdoğan Tok, “Hizmetlerin yapılması noktasında vatandaşlar ile bilgi alışverişini önemsiyorum. Halkın içinde halkı önemseyen bir belediyecilik anlayışı ile çalışıyoruz. Bu manada ‘mahalle istişaresi’ adını verdiğimiz toplantı ve buluşmalar düzenleyerek halkımızın ayağına giderek ilk ağızdan talepleri dinliyoruz. Esnaf gezisi yaparak ilçemizin ekonomik yükünü çeken esnaflarımıza kulak veriyor, isteklerini alıyoruz. Kim ne istiyorsa, istişare ve değerlendirme süzgecinden geçirerek en verimli sonuçları alıyoruz” dedi.

    İSTİKRARLI VE SAĞLAM ADIMLAR

    Geleceğe sağlam ve istikrarlı adımlarla yürüdüklerini ifade eden İlkadım Belediye Başkanı Erdoğan Tok, “Belediye olarak her mahallemizde bir çalışmamız var. Kaldırım, asfalt, parke yol, parke taş bunlar artık bizim yapmakla zorunlu olduğumuz rutin işler. Hazırlanan program dahilinde her mahallemizde bu görevlerimizi yerine getiriyoruz. Samsun’un en büyük ilçelerinden birisi olan İlkadım ilçemiz artık en büyük projelere ev sahipliği yapıyor. Bir yanda Türkiye’nin en büyük gençlik merkezi diğer yanda Samsun’un en büyük toplantı ve düğün salonunu içinde barındıran Derebahçe Kültür ve Sosyal Tesisleri ile İlkadım’ı geleceğe hazırlıyoruz. Bitimine sayılı günler kalan ahşap merdivenli yol projemiz ile halkımız doğa ile iç içe bir yürüyüş parkuruna sahip olacak. Yine mimarisi ile Türkiye’ye örnek olacak bir cami-külliye projesi inşa ediyoruz. Selçuklu mimarisine uygun tamamen ahşap ve kesme taşlardan yapılacak olan cami sadece Karadeniz Bölgemize değil Türkiye’ye örnek olacak. Yeni belediye hizmet binamızı ise temellerini Mayıs ayında atacağız. Projelerimiz hizmetlerimizi saymakla bitmeyecek kadar. Bu projeler bu hizmetler ilçemizi daha yukarılara taşıyacak daha modern ve gelişmiş bir İlkadım olacak” şeklinde konuştu.

  • Eğitim-bir Sen Genel Başkan Vekili Selvi: “Yeni Anayasaya Ve Müfredat Değişikliğine Öncelik Verilmelidir”

    Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Vekili Latif Selvi, “Yeni anayasaya ve müfredat değişikliğine öncelik verilmelidir” dedi.

    Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Vekili Latif Selvi, yaptığı yazılı açıklamada, 2015-2016 eğitim-öğretim yılının birinci kanaat döneminin angaryaya son verilerek nöbete ücret ödenmesi, sınav ücretlerindeki adaletsizliğin ortadan kaldırılması, cuma namazı konusunda yaşanan mağduriyetin giderilmesi gibi sorunların çözüme kavuşturulması dolayısıyla eğitim çalışanları açısından ümit verici gelişmelerin yaşandığını belirterek, “Ancak hala çözüm bekleyen birçok sorun bulunmaktadır. Eğitim, bütün bir milleti, ülkeyi ilgilendirmektedir. Eğitim sisteminin temel sorunlarına çözüm aramak ve bulmak konusunda çaba harcanmalı, sonuç alıcı adımlar atılmalı. Çünkü temel meseleler çözülmediği takdirde pansuman tedaviler mesabesinden öteye gitmeyen ve gitmeyecek olan önerilerin bizi asıl amaca götürmediği anlaşılmıştır. Baştan beri Milli Eğitim müfredatının geciktirilmemesi gereken bir mesele olarak milli ruh, kültür ve hayatımıza uygun düzenlenmesi gerektiğini söyledik, söylüyoruz. Fiziki imkânlar ve araçlar bakımından bariz iyileşmeler yaşanan eğitim sistemimiz, ruh ve felsefe olarak da milli dokumuza uygun bir mahiyete sahip olmalıdır. Vesayetçi, totaliter anlayışları muhafaza eden, değerlerimizle çatışan paradigmaların belirgin olduğu müfredat programları ile ideal birey ve nesil yetiştirmek zordur. Bugün yaşanan kimi sıkıntıların temelinde yatan sebebin başında da bu meselenin milli bünyemize uygun çözüme kavuşturulmaması gelmektedir. Yeni anayasa tartışmalarının belli bir olgunluk düzeyinde sürmesi, yarının hak ve özgürlüklere dayanarak güçlenen Türkiyesi adına bizi ümitlendirmektedir. Eş zamanlı olarak müfredat meselesinin de çözüme kavuşturulması, ümidimizi gerçekliğe dönüştürecektir. Bu nedenle, sadece temel eğitimde değil, yükseköğretim de dâhil, eğitim ve öğretimin her kademesinde demokrasilerde ve çoğulcu bir yapıda olmaması gereken ve gerçekte herhangi bir etki de oluşturmayan ideolojik endoktrinasyonun sona erdirilmesini amaçlayan, çoğulcu düşünmeyi ve farklılıklara saygıyı, empatiyi hedefleyen bir müfredat değişikliği zorunludur” dedi.

    Kılık ve kıyafet dayatma ve sendikal hak ihlallerinin sona erdirilmesi gerektiğini savunan Selvi, “Yıllardır kamusal alan yalanıyla kadınlara ve kız öğrencilere yönelik uygulanan kılık ve kıyafet dayatmaları, Eğitim-Bir-Sen’in çeşitli eylem ve etkinlikleri neticesinde kamuda çalışan kadınlara yönelik ‘başı açık’ dayatmasına son verilerek, kadının kamu hizmetine katılımında önemli bir eşik aşılmıştı” dedi.

    Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Okul Öğrencilerinin Kılık ve Kıyafetlerine Dair Yönetmelik’te de yapılan değişiklikle öğrencilere kılık ve kıyafet dayatmasının kaldırılmasının son derece önemli bir adım olduğunu bildiren Selvi, bir yasağın daha tarihe karıştığını, kamu personelini ilgilendiren çerçeve yönetmelikte de acilen değişiklikler yapılarak, sivil itaatsizlik gerekçelerinden erkek kamu çalışanlarına da kılık ve kıyafet dayatmalarından vazgeçilmesi gerektiğini bildirdi. Selvi açıklamasında şunları kaydetti:

    “Öğretmen atamaları, ihtiyaç kalmayacak şekilde yapılmalıdır. Şubat ayında 30 bin öğretmen ataması yapılması beklenmektedir. Ara dönemde 30 bin öğretmen ataması azımsanacak bir rakam olmamakla birlikte öğretmen ihtiyacı dikkate alındığında bunun yeterli olmayacağı açıktır. Eğitim sistemindeki reformları kalıcı kılacak olan okullarda boş ders kalmaması ve sınıflarda sadece kadrolu öğretmenlerin olmasıdır. Bunun nedenle öğretmen ataması, imkânlar zorlanarak ihtiyaç kalmayacak şekilde yapılmalıdır. 2010 yılında yapılan 18. Milli Eğitim Şûrası’nda sendikamızın teklifleri doğrultusunda yeni eğitim sistemine geçiş, Milli Güvenlik Dersi’nin kaldırılması, Kur’an-ı Kerim, Siyer ve Temel Dini Bilgiler derslerinin müfredata girmesi gibi önemli kararlar alınmış ve kısa sürede yapılan düzenlemelerle hayata geçirilmişti. 19. Milli Eğitim Şûrası’nda alkollü içki ve kokteyl hazırlama dersinin kaldırılması, ilkokul 1, 2 ve 3. sınıflara da din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin konulması, ortaokulda hafızlık eğitimi alacak öğrenciler için ara verme süresinin 1 yıldan 2 yıla çıkarılması ve ara verilen sürelerde öğrencilere dışarıdan sınav hakkı verilmesi, değerler eğitimine öğretim programlarında etkin bir şekilde sarmallık anlayışla yer verilmesi, öğretmenlere 3600 ek gösterge verilmesi, öğretmenlere 4 yıla bir yıpranma payı verilmesi, Osmanlı Türkçesinin Anadolu İmam Hatip Liseleri ve Sosyal Bilimler Liselerinde zorunlu, diğerler liselerde ise seçmeli ders olarak okutulması, ortaokullarda 5, 6 ve 7. sınıflarda birer saat rehberlik dersinin konulması gibi önemli kararlar alınmıştır. Bu ve diğer kararlar bir an evvel hayata geçirilmelidir. ‘Karma’ dayatmasından vazgeçilmelidir. Avrupa’da sorgulanan ve bilimsel araştırma sonuçlarıyla da yüzyılın pedagojik yanlışı olarak nitelendirilen karma eğitim mecburiyetine son verilmelidir. 1739 sayılı Temel Eğitim Kanunu’nda yer alan ’Okullarda kız ve erkek karma eğitim yapılması esastır’ ibaresi değiştirilmeli, karma eğitim dayatması yerine demokratik, veliye ve öğrenciye seçme hakkı tanıyan bir düzenleme yapılmalıdır. “

    Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde devam eden çatışmalar sebebiyle ara verilmek zorunda kalınan eğitim-öğretim faaliyetlerine bir an önce başlanması gerektiğini bildiren Selvi, “Güven ortamı tesis edilerek, öğretmenlerin görevlerinin başına dönmesi sağlanmalı, çatışmalar nedeniyle eğitim-öğretim hakkından mahrum kalan öğrenciler için telafi eğitimi verilmelidir. Özellikle 8 ve 12. sınıf öğrencilerine yönelik kapsamlı eğitimlere süre gözetilmeksizin derhal başlanmalıdır” dedi.