Etiket: Omüde

  • OMÜ’de senaryo yazarlığı konuşuldu

    OMÜ’de senaryo yazarlığı konuşuldu

    Düş Topluluğu ve OMÜ Radyo ortaklığında düzenlenen söyleşide Senaryo Yazarı Fatih Mutlu konuk sektörle ilgili deneyimlerini öğrencilerle paylaştı.

    Moderatörlüğünü İletişim Fakültesi Arş. Gör. Uğur Kılınç’ın üstlendiği söyleşi 8 Aralık Salı günü Saat 21.00’da OMÜ YouTube kanalında OMÜ Kurumsal İletişim Bölümü’nün desteğiyle gerçekleşti. Söyleşi boyunca sektör hakkında tecrübelerini aktaran ve senaryo yazımı ile ilgili bilgi veren Mutlu, öğrencilerden gelen soruları da yanıtladı.

    “Senaryonun nasıl oluştuğunun net bir cevabı yoktur”

    Söyleşi moderatör Uğur Kılınç’ın, OMÜ Rektörü Prof. Dr. Yavuz Ünal’a, Rektör Danışmanı Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Yasin Selçuk’a, İletişim Fakültesi’ne, Kurumsal İletişim Bölümü’ne, Öğrenci Konseyi’ne, OMÜ Radyo’ya ve Sine-Düş Topluluğu’na teşekkürleri ile başladı.

    Fatih Mutlu hakkında bilgilendirme yapan Kılınç, Mutlu’nun senaryosunu yazdığı son film olan ‘Son Şaka’ filminin hazırlanış süreci ile ilgili ilk soruyu yöneltti. Sözlerine, perdede senaryonun nasıl çıktığının net bir cevabı olmadığı ile başlayan Mutlu, “Bir hikâye tasarlanıp bunun üstüne senaryo yazılabilir, gözde bir sahne canlanır ve bu sahne bir hikâye vaat eder ya da bir karakter; gördüğünüz, duyduğunuz, okuduğunuz bir kişi ile bir senaryo yazabilirsiniz” dedi.

    Son Şaka filminin senaryosunda Radyocu Serdar Gökalp’in bir hikâyesini temel alarak yazdığını dile getiren Mutlu, “Yazdığım senaryo, bir hikâye üzerine başlanmış bir senaryo serüveniydi. Gökalp’in hikâyesi üzerine evrimleştirdiğimiz ve geliştirdiğimiz bir senaryo oldu. Haliyle ana karakter olan Serdar, Radyocu Serdar Gökalp’ten ilham alarak oluşturulmuş bir karakterdi” sözlerine yer verdi. Karakter üzerine de duran Mutlu “Benim iki sayfalık bir hikâyeyi 90-100 sayfalık bir senaryoya dönüştürmem için haliyle karakterler de oluşturmam gerekti. Hikâye önceden hazır olduğu için senaryoda öncelikle karakterleri oluşturma üslubunu tercih ettim ve senaryoyu buna göre şekillendirdim” diye konuştu.

    Sektörde azimli olun

    Öğrencilerden sektör ile ilgili gelen sorulara, sektörde serbest piyasa ekonomisinin geçerli olduğunu yanıtını veren Mutlu, sözlerine şu şekilde devam etti: “Siz dünyanın en güzel senaryosunu yazsanız bile, yapımcı öyle bir film çekmek istemiyorsa sizin senaryonuzu kabul etmez. Maalesef bu işin serbest piyasa ekonomisi ile alakalı olan kısmı ve buna yapacak bir şeyiniz yok. Tamamen yapımcı ya da yönetmenin isteğine bağlı”

    Öğrencilere sektörde azimli olunması gerektiğini vurgulayan Mutlu, “Mesela yazı yazmayı çok seviyor ve nasıl yazar olacağınızı bilmiyorsunuz. Yazı yazıp bir dergiye göndereceksiniz. Kabul edilmedi mi? Bir daha göndereceksiniz. Yine mi kabul edilmedi? Belki o konu hakkında bir yazı vardır ya da dergi o konu üzerine yayın yapan bir dergi değildir. Belki de beğenmemişlerdir. Fakat yazınız defalarca tekrar tekrar gelince, editör sizin bu işi gerçekten istediğinizi ve azimli olduğunu anlar” şeklinde konuştu.

    Sadece sektörde değil, her alanda azimli olunması gerektiğini dile getiren Mutlu, “Derslerde mesela, senaryo yazmak mı istiyorsunuz? Bir şeyler yaz, film izle, göster kendini. Bu işi sadece derste yapma. Ders dışında da hocalarının yanına git. Sürekli derslere gir. Çünkü senin derse girmen ve ilgili olman, hocan için azimli olduğunun bir göstergesi. Bu yüzden her alanda mutlaka kendinizi gösterin” ifadelerine yer verdi.

    Alaylı mı, okullu mu?

    Öğrencilerden gelen bir soru üzerine sektördeki alaylı ve okullu ayrımına da değinen Mutlu, “Sektör içinde olarak alaylı şöyledir ya da okullu böyledir diye net bir ayrım söyleyemem. Örneğin rahmetli Lütfi Akad sektörde muhasebe bölümündeydi fakat sonra Türk Sineması’na yön veren bir yönetmenimiz oldu. Veyahut okullu olup yine sinemaya yön veren değerli yönetmenlerimiz de var. Konu hakkında kendinizi ne kadar çok geliştirir ve bir şeyler bilirseniz alaylı ya da okullu olmanızın hiçbir önemi kalmaz. Çünkü senaryo yazmak teknik bir meseledir. Yeri gelir alnınızdan kan damlayana kadar 10 saat boş kâğıda bakmanız gerekir. Bu yüzden işin tekniğini okulda mı öğrenirsiniz yoksa kendi başınıza kitap okuyarak mı öğrenirsiniz size kalmış” sözlerini kullandı.

    Son olarak sözlerine senaryo üzerine her türlü tekniğin bilinmesi gerektiğini de ekleyen Mutlu, “Senaryo sizden bazı şeyler bekler. Amerikan ya da Fransız formatından birinde yazmak zorundasınız. Senaryoyu okuyan kişi bazı kurallar bütününü senaryonuzda görmeli. Nerede başladığını, nerede bittiğini, hangi karakterin ne yaptığını, ne söylediğini görmeli” dedi.

    Söyleşinin sonunda Fatih Mutlu’ya ve katılımcılara teşekkürlerini sunan Kılınç, pandemiden sonra İletişim Fakültesi’ne de konuk etmek istediklerini dile getirerek söyleşiyi sonlandırdı.

  • OMÜ’de mezun buluşmaları pandemi sürecinde online olarak devam ediyor

    OMÜ’de mezun buluşmaları pandemi sürecinde online olarak devam ediyor

    Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nde (OMÜ) geleneksel hale gelen mezun buluşmaları pandemi sürecinde online olarak devam ediyor. Çevrimiçi buluşmalarda OMÜ mezunları tecrübelerini öğrencilerle paylaşıp başarı basamaklarını öğrencilere aktarıyor.

    OMÜ Mezunlar Koordinatörlüğü tarafından düzenlenen 2020-2021 eğitim öğretim dönemi “Online Öğrenci-Mezun Buluşması” etkinlikleri kapsamında ilk olarak İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü 2011-2012 dönemi mezunu Finansal Kontrol Uzmanı Bengi Bilgin, öğrencilerle bir araya geldi. Bilgin, kariyeri ve tecrübeleri hakkında katılımcılara bilgi verdi, aynı zamanda mezuniyet sonrasına ilişkin tavsiyeler bulunarak katılımcıların sorularını cevapladı.

    Aralık ayında OMÜ’den mezun uzmanlar öğrencilerle buluşmaya devam edecek

    17 Aralık Perşembe günü saat 14.00’de, Güzel Sanatlar Fakültesi Görsel İletişim Tasarımı Bölümünden mezun olan ve Havas Worldwide İstanbul Ajansı’nda Sanat Yönetmeni olarak çalışmalarını sürdüren, başarılı reklam kampanyalarına imza atan Muhammet Kayra Keskin, “Görsel İletişim Tasarımında Kariyer” adlı sunumunu online olarak gerçekleştirecek. Keskin, söyleşisinde özgeçmişine, lisans eğitiminin kariyer açısından önemine, başarı hikayesine değinecek ve Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencilerine kariyer planlamalarıyla ilgili önerilerde bulunacak.

    22 Aralık Salı günü saat 13.30’da, Terme MYO Muhasebe ve Vergi Uygulamaları Bölümünden mezun olan Serbest Mali Müşavir Kenan Candan, online olarak öğrencilerle bir araya gelerek tecrübelerini, iş hayatını anlatıp öğrencilere tavsiyelerde bulunacak.

    24 Aralık Perşembe günü saat 16.00’da, Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik ve Cam Bölümü mezunu olan ve Ordu Büyükşehir Belediyesi’ne ait Cam Atölyesi’nde Uzman olarak çalışan Yasemin Kurt, öğrencilerimizin mezuniyet sonrasına ilişkin sorularını cevaplayacak ve deneyimlerini paylaşacak.

    29 Aralık Salı günü saat 16.00’da, Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü mezunu olan ve aynı bölümde Araştırma Görevlisi olarak çalışan Kemal Aydın, Yansı Kültür, Bilim ve Sanat Söyleşileri’nin devamı olarak Online Yansı Söyleşisi gerçekleştirerek öğrencilerin mezuniyet sonrasına ilişkin sorularını cevaplayacak ve deneyimlerini paylaşacak.

    Söyleşiler, Google Meet Uygulaması üzerinden yayınlanacak ve ilgili tüm katılımcılara açık olacak.

  • OMÜ’de eğitim-öğretim yeni bir vizyon ve modelle devam edecek

    OMÜ’de eğitim-öğretim yeni bir vizyon ve modelle devam edecek

    Ondokuz Mayıs Üniversitesinde (OMÜ) planlanan eğitim-öğretim revizyonu; öngörülen üniversite ve öğrenci profili ile bunun nasıl gerçekleştirileceğine ilişkin temalar ekseninde hayata geçiriliyor.

    İnternet üzerinden yapılan on-line (çevrimiçi) “Eğitim Planlaması Toplantısı’nda OMÜ Rektörü Prof. Dr. Yavuz Ünal ve üniversite senatosu üyeleri, başlatılan eğitim ve öğretim revizyonunun işleyiş takvimi ile bu hususta iyileştirilmesi gereken noktaları ele aldı.

    “Eksik ve zaaflarımızı gidererek mevcut potansiyelimizi enerjiye çevirmek zorundayız”

    Toplantıda, belirledikleri yeni eğitim-öğretim modeli ve vizyonunun detayları üzerinde duran Rektör Yavuz Ünal, “Nasıl bir üniversite ve öğrenci öngörüyoruz ve bunu nasıl gerçekleştireceğiz? Bu soruların cevabını en temelden başlayarak bulmaya çalışacağız ve bu çalışma da eğitimle alakalı vizyonumuzu biçimlendirecek. Buradan bir yol haritası çıkaracağız. Bu sorular ekseninde müfredatımız, içerik, materyal, yöntem ve alacağımız tedbirleri göz önüne alarak üniversitemizdeki eğitim-öğretim sürecindeki gerçeklerle yüzleşeceğiz. Burada amacımız; OMÜ’nün açık ve zaaflarını kamufle etmek değil, tam aksine bunları tespit ederek bu doğrultuda çözümler üretmek olacak. Eğitime bütüncül bakıp tasarladığımız revizyonu yapacağız. Eksik ve zaaflarımızı gidererek mevcut potansiyelimizi enerjiye çevirmek zorundayız. Bu eğitim politikası olarak benimsedikten sonra bu sürecin altından rahatlıkla kalkacağımızı düşünüyorum” dedi.

    “Üniversite olarak tercihte yüzde 50 oranında bir iyileşmeyi hedefliyoruz”

    OMÜ’de kalite çıtasını yükseltecek akreditasyon sürecini önemsediklerini vurgulayan Prof. Dr. Ünal, “Her birimizin web sayfasında nasıl bir mezun öngördüğümüzle ilgili beyanname var. Sizlerden bu noktada, başlattığımız revizyon çalışmasını olgunlaştırıp yetkinleştirmenizi istirham ediyorum. Yani benim bir taahhüdüm var diyerek bu çalışmayı sürece yaymanızı ve nihayetinde de bunu gerçekleştirme noktasında bizleri ikna etmenizi istiyoruz. Bu minvalde fakülteleri, alan bazında bir araya getirip süreci hep beraber işletme arzusundayız. Bu hususta öğrenci ve akademisyeni birbirine entegre ederek iletişim dilini açık tutmamız gerekiyor. Üniversite olarak tercihte yüzde 50 oranında bir iyileşmeyi hedefliyoruz, tabii bu oran bölüm ve programlara göre değişebilir. Yapmak zorunda olduğumuz şey; söz konusu parametreleri (değişken) bir araya getirmek ve bunların üzerine kendi gerçekliğimizi inşa etmek. Bu doğrultuda nasıl bir mezun istediğimizin deklarasyonunu ortak akılla şekillendirmeliyiz” diye konuştu.

    “OMÜ’nün sorunlarını bir aile olarak kendi içimizde çözmeliyiz”

    Bu süreçte istişare ve ortak aklın ön plana çıktığına dikkat çeken Rektör Ünal, Senato üyelerine çağrıda bulunarak “İdealize ettiğimiz üniversite sorusunu cevaplandırabilmek için bu süreci ilmek ilmek işlemeliyiz. Kendi içinde bir sistematiği ve estetiği olan bir tablo ortaya çıkmalıdır ki bu da üniversitemizin markası olsun. Bunu ast-üst ilişkisi içinde değil, bir kardeşlik hukuku çerçevesinde yürütmek niyetindeyiz. Bir haftalık süre boyunca her birim gidilecek revizyon adına bir çalışma grubu oluşturarak kendi yeterliliklerini gözden geçirsin. Şu hususun altını çizmeliyim: OMÜ’nün imkânları, fırsatları, riskleri yani gerçekliği kendine özgüdür. OMÜ’nün sorunlarını bir aile olarak kendi içimizde çözmeliyiz. Dolayısıyla da mümkün olan en sağlıklı yapıyla koşuya katılmak taraftarıyız. Yatarak mezun olmayı düşünen tembel öğrencinin üniversitemizi tercih etmemesi lazım, böyle bir öğrenci OMÜ’den mezun olmamalı. Çünkü bu öğrenci profili üniversitenin diploma kalitesini düşürüyor. O yüzden bu süreçte seçtiği alanı seven ve bu alanda meslek sahibi olmak isteyen öğrenciyi üniversitemize çekebilmeliyiz. Bu bağlamda fakülte ve programlardan kendilerini daha sık tanıtmalarını isteyeceğiz. Amacımız; öğrenciyi alırken kazanmak ve istediğimiz özellikleri taşıyan öğrencilerle daha da güçlenmek. Bu uğurda öğrencileri burslandırarak, ödüllendirerek, yahut alanlarından kendilerini ispat etmiş kişileri davet ederek OMÜ’yü cazip hâle getirme yükümlülüğümüz var” şeklinde konuştu.

    “Asenkron dersler 1 hafta önce sisteme yüklenmeli”

    Pandemi sürecindeki eğitim-öğretim yapılanmasında yer alan senkron ve asenkron dersler ile uygulamalardan da bahseden Ünal, asenkron derslerin bir hazırlık aşaması olması gerektiğine işaret ederek şunları söyledi:

    “Her birimden, başlangıçtan şu ana kadar derslerle ilgili bir değerlendirme yapmalarını bekliyoruz. Bu süreçte kişisel inisiyatifler, kurumsal hedeflerin önüne geçmemeli. Asenkron dersler 1 hafta önceden sisteme yüklenmeli zira bu uygulama, eğitimdeki niteliği yükseltmesi ve eş güdümü sağlaması bakımından büyük önem arz ediyor. Üniversitemizin hâlihazırda bir strateji belgesi var. Yeni yapılanmayla birlikte hizmet ve iş odaklı yeni strateji belgeleri çıkarmak suretiyle mevcut yükü dağıtacağız. Örneğin sağlık, eğitim veya topluma hizmetle ilgili bir politikamızın olması gerekiyor, bu politikanın da bir belgeye ihtiyacı var. Sonrasında hazırlayacağımız bu belgelerin ortaya çıkaracağı verilerle nasıl bir üniversite tahayyül ettiğimizi paylaşacağız. Şu an itibarıyla zihnimizi netleştirmeye çalışıyoruz.”

    Toplantıda, senato üyeleri de revizyona katkı sunacak fikir ve değerlendirmelerini paylaşırken odak konuları; üniversitenin yeni yapılanmasındaki iç ve dış paydaş görüşleri, fakülteler ve meslek yüksekokulları bünyesindeki bölüm ve programların eğitim ve performansları ile başarı sıralamaları, fakültelerin yürüttüğü akreditasyon süreci, yabancı dil eğitimi ve sertifikasyonu ile bu alandaki beceri ve beklentiler, mezunların işe giriş ve kariyer gelişimleri, uzman meslek mensupları ve mezunlarla düzenlenecek seminer ve organizasyonlardan oluştu.

  • OMÜ’de bataklığa dönüşen alan piknik yeri yapılıyor

    OMÜ’de bataklığa dönüşen alan piknik yeri yapılıyor

    Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Kurupelit Kampüsü’nde toprak kaymalarıyla oluşan göletin boşaltılarak ıslah edilmesi ve çevresinin mesire alanına dönüştürülmesi için çalışmalar başladı.

    OMÜ Tıp Fakültesi Hastanesi’nin arka tarafında Samsun Kredi Yurtlar Kurumuna (KYK) bağlı Münevver Ayaşlı Yurdu’nun ilerisinde bulunan ‘Otlağın Deresi’nde çevre kirliliğinin yanı sıra insan sağlığını tehdit eden gölet alanı ile çevresi Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Samsun Büyükşehir Belediyesi, Devlet Su İşleri (DSİ) ve Orman Genel Müdürlüğü’nün ortak çalışmasıyla yeniden düzenlenerek üniversite öğrencilerinin ve Samsun halkının kullanımına açılacak. Rektör Prof. Dr. Yavuz Ünal’ın doğal yaşam alanları, deniz ve doğanın kesişim noktasındaki konumu, zengin florasıyla Türkiye’nin dikkat çeken alanlarından biri olan Kurupelit Kampüsü’nü kent sakinleri için bir cazibe mekânına çevirmek arzusunda olduklarını açıklamasının ardından zaman geçirilmeden çalışmalara başlandı. İlk olarak kamu kurumlarının iş birliğiyle Kampüs içerisinde yer alan ‘Otlağın Deresi’nde toprak kaymalarıyla oluşan göletin suyu önemli oranda boşaltılarak çevresine verebileceği zararların önüne geçildi.

    “Gölet bölgesinin temizlenmesi hem insan sağlığı, görünüş hem de coğrafi olarak önem taşıyor”

    Çevre düzenlemesi hakkında bilgi veren Rektör Danışmanı Dr. Öğr. Üyesi Yener Aksoy, toprak kaymalarıyla dere yatağının kapanması ve yağışlarla birlikte yüksek yerlerden gelen suların zamanla aynı bölgede birikmesi sonucu oluşan göletin bölgeyi bataklık haline getirdiğini söyledi. Aksoy, gün geçtikçe tehlike arz eden göletin bulunduğu bölgenin temizlenmesinin hem insan sağlığı, hem görünüş hem de coğrafi olarak önem taşıdığını vurguladı.

    Üniversite öğrencileri ve Samsun halkının kullanımına açılacak

    Yapılan çalışmalar hakkında bilgi veren Aksoy, konuşmasına şöyle devam etti:

    “Yakın zamanda DSİ’nin yaptığı çalışmalar doğrultusunda göletten büyük bir miktar su çekilerek toprak doldurma işlemi yapıldı. Göletten 3 4 metre civarında pis su çekildi. Bölgenin tamamen temizlenmesinin ardından mesire alanına dönüştürülecek bölge; bisiklet yolu, yürüyüş parkuru ve piknik alanı gibi ortak kullanım alanlarına açılacak.”

    “Üniversite öğrencilerinin sağlıklı yaşam sürmeleri sağlanacak”

    Bölgenin aynı zamanda heyelan riski de içerdiğini anlatan Yener Aksoy, “Alanın her şekilde düzenlenmesi çevre yararına olacaktır. Bu yeşil gölet zamanla pis suya dönüştüğünden çevresine koku yaymaya ve sivrisinek oluşumuna neden oldu. Göletteki çalışmalarımız şu an devam ediyor, en kısa zamanda oranın düzenlemelerini yaparak Üniversite öğrencilerinin sağlıklı yaşam sürmeleri sağlanacak” dedi.

    Göletin kurutulmasının ardından yapılacak çalışmalara da değinen Aksoy, bölgenin düzenlenmesinin ardından Münevver Ayaşlı Yurdu aşağısından başlanarak OMÜ lojmanlarının altında bulunan bölgeye kadar yeşil alan olarak düzenleneceğini söyledi.

  • OMÜ’de ‘Sağlık Turizmi ve Sağlıkta Kalite Standardı’ gözden geçirildi

    OMÜ’de ‘Sağlık Turizmi ve Sağlıkta Kalite Standardı’ gözden geçirildi

    Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nde (OMÜ) Samsun’un sağlık turizmi potansiyeli ve bu potansiyelin etkili ve verimli kullanılmasına yönelik atılacak adımlar, sağlık ekosistemi, kentte sağlık sektöründe kalite standardının yükseltilmesi ve iyileşmeye açık alanlar yapılan istişare toplantısıyla yakın plana alındı.

    Rektörlük Senato Salonu’nda düzenlenen ve Samsun’daki sağlık sektöründe kamuda ve özelde hizmet veren kurum ve kuruluş yetkililerinin buluştuğu ‘Sağlık Turizmi ve Sağlıkta Kalite Standardı’ adlı istişare toplantısı, Rektör Prof. Dr. Yavuz Ünal öncülüğünde gerçekleştirildi.

    Toplantıya; Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Recep Sancak, zamanda Tıp Fakültesi öğretim üyesi ve Samsun Sağlık Turizmi Derneği Başkanı olan Prof. Dr. Fatih Özkan, Yeşilyurt Demir Çelik Meslek Yüksekokulu (MYO) Müdürü Doç. Dr. Kemal Yıldızlı, OMÜ Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekim Prof. Dr. Türker Yardan’ın yanı sıra Samsun İl Kültür ve Turizm Müdür Vekili Adnan İpekdal, Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Orta Doğu Karadeniz Bölge Temsil Kurulu Başkanı Yılmaz Uzunlar, Medikal Sanayi İnovasyon Kümesi Derneği (MEDİKÜM) Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ahmet Aydemir, Medikal Sanayi İnovasyon Kümesi Derneği (MEDİKÜM) Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ahmet Aydemir ve Samsun Medikal Park Hastanesi Genel Müdür Yardımcısı Dr. Mustafa Şen, MEDİKÜM Yönetim Kurulu üyesi Turan Özfırat da katılarak görüşlerini paylaştı.

    Rektör Ünal: “İhtiyaçlarını tespit edenler bu yarışı kazanacak”

    Toplantının amacına dair bilgiler veren Rektör Prof. Dr. Yavuz Ünal, üniversite olarak sağlık alanındaki hizmet kalite ve politikasına odaklandıklarını, bu doğrultuda öncelikler ve stratejiler belirlediklerini vurgulayarak, “Sizlerin öneri ve bakış açılarınız; kendi hizmet kalitemiz, yanı sıra da ortak akıl ve politikalar geliştirilmesi açısından son derece önemli. Bu durumu sadece Üniversite yahut Tıp Fakültesi için düşünmemek gerekiyor zira kentimiz özelinde bu sektördeki yeniden bir dizaynı ve hizmet politikasını dikkate aldığımızda nasıl bir yol haritası çıkarılmalı, nereden başlamalı ve neler yapılmalı gibi sorularla yol almak gerekiyor. OMÜ olarak öncelikle kendi ödevimizi çıkarmak ve ortak akılla geleceğin gereksinimlerine önceden hazırlanmak niyetindeyiz. Bu sebeple sizlerin bu husustaki ‘bilgi notu’ büyük bir değer taşıyor. Dünyadaki değişimi göz önüne alırsak geleceğin ihtiyaçlarını tespit edenler bu yarışı kazanacak” dedi.

    “AR-GE olmazsa eğitim geri kalacak”

    Temel önceliklerinin eğitim olduğunu ve bu sürecin ancak araştırma geliştirme (AR-GE) çalışmalarıyla sürdürülebilirse anlamlı hâle gelebileceğini vurgulayan Prof. Dr. Ünal, sağlık alanındaki hedeflerini “AR-GE olmazsa eğitim geri kalacaktır, bilgiyi güncelleyebilecek tek şey AR-GE’dir ve bunu bir döngü olarak görüyoruz. Burada ikinci ayak ise hizmet üretimi ve kalitesi, dolayısıyla bu unsurlara eğilmemiz gerekiyor. Toplantımızın temel konusu; sağlık turizmine zemin oluşturabilecek altyapının iyileştirilmesi. Sağlık turizmini de bu iyileştirmelerin bir sonucu olarak görmeliyiz. O yüzden sağlık turizmine giden süreçleri ve yolu konuşmak, tartışmak ufkumuzu açacaktır. Samsun’un sağlık alanındaki jeopolitik pozisyonu itibarıyla sağlık sektöründe faaliyet gösteren aktörlerin iş birliği, birbirlerinin sahip oldukları imkânları bilmeleri ve fırsata çevirmeleri kentimize değer katacaktır. Çünkü sağlık turizmini tek başına yürütmek mümkün değil. Bu amaçla değişen dünyada iyi bir yerde konuşlanabilmek için neler yapmamız gerekiyor? İşte bizler de bu imkânları birlikte kullanabilmenin yolunu açmak istiyoruz” sözleriyle dile getirdi.

    “Hedef gruplarına Samsun iyi anlatılıp tanıtılmalı”

    Öneri, görüş ve değerlendirmelerin sunulduğu toplantıda ilk olarak söz alan Tıp Fakültesi öğretim üyesi ve Samsun Sağlık Turizmi Derneği Başkanı Prof. Dr. Fatih Özkan, sağlık turizmi kapsamındaki medikal turizm ile ilgili Samsun’un fiziki altyapısının uygun olduğunu ve bunu daha da geliştirmenin yollarını aramak gerektiğini söyledi. Dünyada sağlık turizminde Türkiye’nin yüzde 1 civarında düşük bir paya sahip olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Özkan, devletin; 11. Kalkınma Planı ile 2019 – 2023 Stratejik Plan dâhilinde bu payı 20 milyar dolara çıkarmayı hedeflediğini belirterek sağlık turizmindeki hedef grupları için Samsun’un iyi anlatılıp tanıtılmasının gerekli olduğuna işaret etti.

    “Havza Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi Türkiye’de örnek durumda”

    Toplantıda görüşlerini aktaran Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Recep Sancak, Tıp Fakültesi olarak çok iyi doktorlara sahip olduklarını, hastane hizmetleri ve çevresel etkenlerin de revize edilmesiyle sağlık turizminde Tıp Fakültesi’nin önemli bir pozisyona geçeceğini kaydetti.

    Sağlık turizminin bir diğer alanı olan termal turizmde Tıp Fakültesi’ne bağlı Havza Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi’nin Türkiye’de örnek konumda olduğuna dikkat çeken Rektör Yardımcısı Sancak, ayrıca Tıp Fakültesi’nin, hizmetlerin az maliyetli olmasıyla da önemli artıya sahip olduğunu sözlerine ekledi.

    “Koordine hareket edilirse bir sıçrama yapacağız”

    Ardından değerlendirmelerini paylaşan Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Orta Doğu Karadeniz Bölge Temsil Kurulu Başkanı Yılmaz Uzunlar, Samsun için sağlık turizminin çok büyük potansiyel barındırdığını ancak kentte bu alanda faaliyet gösteren dernekler arasında iletişim kopukluğunun bulunduğunu söyledi. Başkan Uzunlar, koordine olarak hareket edilmesi hâlinde bu sorunun çözüleceğini ve bir sıçrama yapacaklarına vurgu yaptı.

    “Dünya pazarındaki rakipler iyi izlenmeli”

    Bir diğer konuşmacı Medikal Sanayi İnovasyon Kümesi Derneği (MEDİKÜM) Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ahmet Aydemir, sağlık turizminde dünya pazarındaki rakiplerin iyi izlenmesi ve hangi yollara başvurduklarının bilinmesi gerektiğine değinerek tanıtım, dil bilen sektör çalışanı, ihtiyaç analizi gibi başlıklarla düşüncelerini paylaştı.

    “İletişim ve koordinasyonu istikrarlı bir ivmeyle devam ettirirsek güzel sonuçlar alacağız”

    Katılımcılardan Samsun Medical Park Hastanesi Genel Müdür Yardımcısı Dr. Mustafa Şen, sağlık turizminde OMÜ’nün desteğinin belirleyici olduğunun altını çizerken şu değerlendirmede bulundu: “Rektör Hocamızın bu işe gönül vermesi, çok önemli bir gelişme. Dolayısıyla bu koordinasyon ve iletişimi istikrarlı bir ivmeyle devam ettirebilirsek inanıyorum ki şehrimiz adına güzel sonuçlar alacağız. Nitekim bu yöndeki altyapımız çok müsait. Sağlık turizmi kapsamında gelen hastaların ne istediğini bilmek, büyük önem arz ediyor. Bu hastaları memnun ederek ülkelerine gönderirsek bunun Samsun’a olumlu yansımalarını zamanla görmüş oluruz. Yani en iyi reklam, hastanın kendisinin yaptığı reklamdır, bunu başarmamız lazım. Medikal Park olarak sağlık turizminin her kademesinde bulunmaya çok istekli olduğumuzu söylemek isterim.”

    Sağlık turizminde uluslararası öğrenci vurgusu

    OMÜ’lü uluslararası öğrencilerin, hasta-doktor iletişiminde görev alabileceği yönünde tavsiyede bulunan MEDİKÜM Yönetim Kurulu üyesi Turan Özfırat ise bu öğrencilerin aynı zamanda ülkelerine döndüklerinde Türkiye’deki sağlık turizminin de elçileri olacağını belirterek konuşmasında OMÜ’nün bu potansiyelini değerlendirmesi gerektiğine odaklandı.

    Toplantıda yer alan Yeşilyurt Demir Çelik Meslek Yüksekokulu (MYO) Müdürü Doç. Dr. Kemal Yıldızlı, sağlık turizminin teknik noktaları olan tıbbi cihaz üretimi ve sertifikasyonu vb. hususlardan bahsederek, bu noktada takımlar kurup birlikte hareket etmenin önemine atıfta bulundu.

    Samsun İl Kültür ve Turizm Müdürü Adnan İpekdal, sağlık sektöründe markalaşmada tanıtımın önemi ve rolü üzerinde durdu.

    Son olarak sağlık turizmi özelinde Tıp Fakültesi’nin yürüttüğü çalışmaları ve belirlediği hedefleri aktaran Başhekim Prof. Dr. Türker Yardan ise, “Ne zaman ki Tıp Fakültesi hastaları artık havaalanına inip servislerle Fakülteye ulaşabiliyorsa kendimizi hedefimize ulaşmış sayacağız. Zaten bu yönde de adımlarımız var. Ayrıca sağlıkta kalite standartlarında istediğimiz puana ulaşabilmek için de çaba gösteriyoruz, bu doğrultuda fakültemize yönelik değerlendirme süreci devam ediyor. Sonrasındaki amacımız ise fakülte olarak ‘sağlık turizmi belgesi’ne sahip olmak ve otelcilik başta olmak üzere farklı noktalarda ilerleme sağlamak. Yani ‘Artık Tıp Fakültesi de sağlık turizminde var’ mesajını vermek. Zira birçok branşta çok ciddi bir potansiyele sahibiz hatta bu konuda iddialıyız. Belki de Samsun’da bu konuda en önemli merkezlerden biri konumundayız” ifadelerine yer verdi.

    Buluşma sonunda Rektör Ünal, bundan sonraki toplantıları tematik hâle getirme kararlılığında olduklarını bildirerek sözlerini “Umuyorum, Samsun sağlık alanında kendi gücünün ve imkânlarının farkına varmış ve bu imkânları üzerinden de istikbal devşiren bir iradeye sahip olur” şeklinde tamamladı.