Etiket: Omüde

  • Tüp Bebek İçin OMÜ’de ‘Icsı’ Ve ‘Imsı’ Yöntemi Uygulanıyor

    Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tüp Bebek Merkezi Embriyoloji Laboratuvar Sorumlusu Doç. Dr. Bülent Ayas, çiftlerin bebek sahibi olabilmeleri için ICSI ve IMSI yöntemini uyguladıklarını söyledi.

    OMÜ Tüp Bebek Merkezi Embriyoloji Laboratuvarı’nda bebek sahibi olmak isteyen kişiler için uyguladıkları yöntemler hakkında bilgiler veren OMÜ Tüp Bebek Merkezi Embriyoloji Laboratuvar Sorumlusu Doç. Dr.Bülent Ayas, ICSI ve IMSI yöntemlerini başarılı bir şekilde uyguladıklarını ifade etti. Doktor Ayas, “Yumurta toplama işlemini takiben; yumurtaların enzimatik olarak denüdasyonu (temizlenmesi) gerçekleştirmekte ardından mikroenjeksiyon yöntemi (ICSI) ile sperm ile yumurtanın birleşmesi sağlanmaktadır. ICSI’de kullanılacak spermler, işlemden önce androloji laboratuvarımızda ilgili kişiden alınmakta ve hazırlanmaktadır. Bu hazırlık aşamasında sperm örneğinde ön inceleme yapılmakta ve mevcut örnekten en iyi spermin elde edilmesine yönelik sperm hazırlama protokolleri seçilip uygulanmaktadır. Bu yöntem sperm bozukluğu olan erkeklerin çocuk sahibi olmasına olanak sağlıyor” dedi.

    “EMBRİYOLAR VİTRİFİKASYON YÖNTEMİYLE DONDURULUYOR”

    Mikroenjeksiyon işleminin ardından bir sonraki gün yumurtaların fertilizasyon durumunun kontrol edildiğini söyleyen Ayas, “Böylece yapılan ICSI işlemi ile normal embriyo oluşumunun gerçekleşip gerçekleşmediği gözlenebilmektedir. Oluşan embriyoların gelişimleri, embriyoların kalitesine göre 3. veya 5. güne kadar laboratuvar ortamında günlük olarak takip edilmektedir. Böylece mevcut embriyoların morfolojik olarak en iyileri seçilerek embriyo transfer işlemi gerçekleştirilmektedir. Merkezimizde embriyo transferinden önce embriyoların rahime tutunmasını yardımcı olmak üzere lazerli assisted hatching (embriyo zarının inceltilmesi) uygulanmaktadır. Geri kalan, transfer edilmeyen embriyolardan da en kalitelileri seçilip vitrifikasyon yöntemiyle dondurulmakta ve ileride tekrar kullanılmak üzere saklanabilmektedir. Günümüzde vitrifikasyon yöntemiyle dondurulmuş embriyoların çözme ile canlılık ve gebelik oranları belirgin bir şekilde artmıştır. Merkezimizde de vitrifikasyon yöntemiyle dondurulmuş embriyoların transferinden yüksek başarı oranları sağlanmaktadır” diye konuştu.

    “EN KALİTELİ SPERM SEÇİMİ GERÇEKLEŞİYOR”

    Gebelik başarısını arttırmaya yönelik uyguladıkları bir diğer yöntemin IMSI olduğunu belirten Ayas, “Bu özel mikroenjeksiyon işlemi ile kullanılacak spermler daha büyük büyütmelerde (6000-8000 mikroskop büyütmesinde) incelenerek spermlerin, özellikle baş kısmındaki normal olmayan oluşumları gözlenebilmektedir. Bu şekilde morfolojik olarak en kaliteli sperm seçimi gerçekleştirilebilmekte ve işlemde bu kaliteli spermler kullanılmaktadır. Bu yöntem; sperm testinde yüksek oranda normal olmayan sperm tespit edilmiş kişilerde, daha önce başarısız tüp bebek denemesi olanlarda, tekrarlayan düşük öyküsü olanlarda ve önceki denemelerinde kaliteli embriyo elde edilememiş olanlarda kullanılabilmektedir” açıklamalarında bulundu.

  • OMÜ’de Kalite Konferansı

    Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ufuk Ötesi Topluluğu’nun organize ettiği “Kalite Hayatın Neresinde” başlıklı konferans OMÜ İlahiyat Fakültesi Konferans Salonu’nda yapıldı.

    Konferansın konuşmacısı Türk Akreditasyon Kurumu Baş Denetçisi ve Gençlik Eğitim ve Kültür Konfederasyonu (GENÇ-KON) Yönetim Kurulu Üyesi Dr. İ. Samet Karadavut idi. Konferansa Ufuk Ötesi Topluluğu Başkanı Doç. Dr. Yakup Keskin, öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı.

    Dr. Samet Karadavut genel olarak “kalite” kavramının almış olduğumuz eğitimdeki etkisi ve bu kalitenin kişisel boyutu üzerinde durdu. Konferansın başında kalite mefhumunun meydana gelişindeki kriterler hakkında bilgiler veren Karadavut bir kişinin yaptığı işe gerçekten ehemmiyet vermesinin kalite referansı olarak kabul edildiğini vurguladı. Kalitenin tarihi hakkında bilgiler verirken Hz. Peygamber dönemine atıfta bulunan Karadavut, Hz. Peygamber’in bizzat çarşı ve pazardaki mallarının niteliğini kontrol ettiğini belirtip bu anlamda Hz. Muhammed’in “Bizi aldatan bizden değildir” hadis-i şerifini ve de “Allah güzeldir, güzeli sever” hadisi-i şerifini hatırlattı.

    Osmanlı dönemindeki kalite kavramının en önemli temsilcisinin Ahi Teşkilatı ve Ahilik Sistemi olduğuna dikkat çeken Dr. İ. Samet Karadavut, kalite olgusunun Avrupa ve Amerika’da ancak 18. yüzyıl sonunda Sanayi Devrimi ile başlayabildiğine işaret etti. Karadavut, bu bağlamda Batı’nın kalite kavramını Ahilik Sisteminden alıp kendi kültürlerine entegre ettiğini ifade etti.

    “İNSAN ODAKLI CİHANŞÜMUL PRENSİPLER MANZUMESİ”

    Karadavut, Ahilik Teşkilatının Osmanlı coğrafyasında bir barış ve kardeşlik atmosferi oluşturduğunu vurgulayarak, “Bugünkü çeşitli meslek kuruluşları, kooperatifler, sivil toplum kuruluşları Ahilik Teşkilatından türedi. Ahilik sistemi Osmanlı’nın insan odaklı cihanşümul prensipler manzumesidir. Yani kalitede odak noktası insandır, insan merkezlidir” dedi.

    “BU KAPIYA ODUNUN EĞRİSİ BİLE GİREMEZ”

    Samet Karadavut kalite yönetiminde “plan, program, zaman, usul, ve kontrol”e dikkat edilmesi gerektiğine değinerek bu unsurlardaki kalifikasyon eksikliğinin zaman, mekan ve insan israfına neden olacağını kaydetti. Karadavut Yunus Emre’nin “Bu kapıya odunun eğrisi bile giremez” düsturuna referansta bulunarak “Kendine göre kalite ilkelerini belirleyen bir insanın bir malın eğrisi ve doğrusunu ayırt edebilmesi o kişiyi Yunus yapabilir. Kalite hayatın her alanında söz konusu; araba alırken, yemek yerken, kıyafet alırken, teneffüs ettiğimiz havanın bile kalitesi söz konusu ve elbette sahip olduğumuz arkadaşların ve onlarla geçirdiğimiz zamanın kalitesi de…” diye konuştu.

    “KİŞİSEL GELİŞİM EĞİTİMİNE BEN KARŞIYIM”

    Dr. Karadavut, kalite realitesinin dünya pazarında ne kadar önemli olduğuna dikkat çekerek kalitenin dünya ticaretine yön verdiğini söyledi. GENÇ-KON Yönetim Kurulu Üyesi Karadavut kişisel gelişim eğitimine karşı olduğunu belirterek, “Bugün izlediğimiz, gördüğümüz, katıldığımız kişisel gelişim eğitimlerinde sürekli bir ‘ben’ ve ‘bencillik’ kavramı vurgulanıyor. Bu eğitimler eğer topluma, diğer insanlara bir faydası, katkısı varsa olumludur, dikkate değerdir” şeklinde konuştu.

    Dr. İ. Samet Karadavut “kişisel kalite”de belli başlı prensipler olduğu bilgisini paylaşarak bunları “niyet, ekip, istişare, zaman yönetimi, güven, iletişim, hedef, plan, takip ve raporlama” olarak sıraladı. Samet Karadavut konuşmasında öğrencilere hitap ederek “Kalite hayatın her yanında, lütfen yaptığımız her işi önemseyelim” telkininde bulundu.

    Konferansın sonunda Ufuk Ötesi Topluluğu Başkanı Doç. Dr. Yakup Keskin, Dr. Samet Karadavut’a çiçek takdim etti ve Karadavut kendisini dinleyen öğrencilerle hatıra fotoğrafı çektirdi.

  • OMÜ’de “Hayata Farklılıklarıyla Bakmak” Konferansı

    Microsoft Türkiye’nin görme engelli program geliştirme uzmanı Hasan Özdemir, Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nde (OMÜ) “Hayata Farklılıklarıyla Bakmak” konulu bir konferans verdi.

    OMÜ Eğitim Fakültesi Konferans Salonu’nda yapılan konferansın açılış konuşmasını Sosyal Yaşamı Destekleme Topluluğu Başkanı Tayfur Aslan yaptı. Tayfur Aslan, engellilerin de toplumun bir parçası olduğunu vurguladığı konuşmasında, “Engelliler olarak biz, hayatın her alanında bir arada olmak için uğraşıyoruz. Bu konferans bizim de hayatın farklı alanlarında ne kadar etkili olduğumuzu göstermemiz açısından önemli” dedi.

    “ÇOCUKLUĞUM VE GENÇLİĞİM MÜCADELE İLE GEÇTİ”

    Konferans, Hasan Özdemir’in kendini anlattığı video gösterisinin ardından başladı. Özdemir katılımcılara, kimsenin üzerinde durmaya gerek görmediği engelliler ve sorunları konusunda kendisini dinlemeye geldikleri için teşekkür etti. 18 yıldır program yazdığını, altı yıldır da Microsoft’ta çalıştığını belirten Özdemir, bulunduğu toplumda engelinden dolayı önemsenmediği için bütün çocukluğunun ve gençliğinin mücadele ile geçtiğini söyleyerek insana yapılan yatırımın öneminden bahsetti.

    “TÜM ENGELLİLERİN ÖNÜNDEKİ ENGELLERİ TEKNOLOJİ İLE KALDIRACAĞIZ”

    Microsoft’taki konumu ve sivil toplum çalışmaları dolayısıyla kendisinin ve engelsiz erişime gönül vermiş insanların ortak bir amacı olduğunu ifade eden Hasan Özdemir, “Bizim vizyonumuz net. Tüm engellilerin; eğitim, sosyal yaşam ve iş hayatlarının önündeki engelleri teknoloji ile dönüştürmek ve kaldırmak. Bunu denedik, yaptık ve gördük ki bunun bir numaralı sigortası benim. Şu an ben iyi bir eğitim aldıysam, gayet sosyal bir insansam ve Microsoft seviyesinde yazılım geliştiriyorsam, başka bir engelli de bunları yapabilir” diye konuştu.

    “TOPLUMA DUYARLI ENGELLİ, ENGELLİYE DUYARLI TOPLUM”

    Eğitimde, sosyal yaşamda ve iş hayatında başarılı rol modellerin olması gerektiğine dikkat çeken Özdemir, engellilerin bu üç alanda sorunlarının çözülmesi durumunda topluma duyarlı engelli, engelliye duyarlı toplumun oluşacağını özellikle belirtti.

    İşitme engelliler için tercümanın da hazır bulunduğu konferansa, öğretim görevlileri ve öğrencilerin yanı sıra, Türkiye Beyazay Derneği Başkanı, İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı ve Altınkum Özel Eğitim Okul Müdürü İrfan Yetik katıldı.

  • Omüde Türk Bayrağı Motifli Aşure

    Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı ve OMÜ Vakfı OMKAN işbirliğiyle Muharrem ayı dolayısıyla, “Aşure Günü” etkinliği düzenlendi.

    Her yıl geleneksel olarak yapılan aşure dağıtımı, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Kurupelit Kampusü’nün çeşitli noktalarında gerçekleşti. Nar taneleri ile Türk bayrağı motifi yapılan aşure kazanı büyük ilgi topladı. Düzenlenen etkinlikte, OMÜ personeline ve öğrencilere üç bin beş yüz kişilik aşure dağıtıldı.