Etiket: Ömrü

  • Mühendisler diş implantlarının ömrü için harekete geçti

    Uludağ Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fatih Karpat tarafından önerilip YÖK tarafından da desteklenmeye uygun bulunan “Farklı Tasarım ve Kaplamalara Sahip Diş İmplantlarının Ömürlerinin Tespiti için Teorik ve Deneysel Metotların Geliştirilmesi” konulu proje start aldı.

    Doç. Dr. Fatih Karpat, Yrd. Doç. Dr. Esin Karpat, Arş Gör. Oğuz Doğan, Arş. Gör. Celalettin Yüce ve yüksek lisans öğrencisi Hasan Karaman’dan oluşan proje ekibi, Amerika Birleşik Devletleri Central Oklahoma Üniversitesinde çalışmalarına başladı. Bir ay süreyle Prof. Dr. Morshed Khandaker ve ekibiyle çalışmalarını sürdürecek olan Uludağ Üniversitesi ekibi onuruna Central Oklahoma Üniversitesi yönetimi tarafından bir resepsiyon verildi. Resepsiyona Uludağ Üniversitesi ekibinin yanı sıra Central Oklahoma Üniversitesi Başkanı Prof. Dr. Don Betz, Başkan Yardımcısı Prof. Dr. John Barthell ile Uluslararası İlişkilerden Sorumlu Başkan Danışmanı Prof. Dr. David Macey, Mühendislik ve Fizik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Wei Chen ile çok sayıda akademisyen katıldı.

    Resepsiyonda konuşan Central Oklahoma Üniversitesi Başkanı Prof. Dr. Betz, Uludağ Üniversitesinin Türkiye’nin bölgedeki önemi nedeniyle 50’ye yakın partner üniversite içinde farklı bir yeri olduğunu ve bu nedenle güçlü stratejik bir ortak olarak gördüklerini ifade etti. Konuşmasının ardından proje ekibini konuklara takdim eden Prof. Dr. Betz, üniversitesinin rozetlerini proje ekibine hediye etti.

    Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Barthell’ın daha önceki Bursa ziyaretinde edindiği Uludağ Üniversitesi logosunu taşıyan kravat ile resepsiyona katılması ise dikkat çekti. Doç. Dr. Fatih Karpat da Uludağ Üniversitesi adına el yapımı lokumluğu Prof. Dr. Betz’e hediye etti.

    Yüksek Öğretim Kurulunca “Türk yüksek öğretim sisteminin dünyaya açılan penceresi” olarak nitelendirilen “Proje Tabanlı Mevlana Değişim Programı” kapsamında desteklenen proje bir yıl sürecek. Proje kapsamında Central Oklahoma Üniversitesinden üç akademisyen, ortak çalışmalarda bulunmak üzere yaz döneminde Uludağ Üniversitesine gelecek.

  • Bu ilçede yaşayanın ömrü uzun oluyor

    Akdeniz Üniversitesi Gerontoloji Bölümü Başkanı İsmail Tufan ile ekibi tarafından 15 yıldır sürdürülen ‘Türkiye’nin Yaşlanma Atlası’ çalışmasında Türkiye’nin en uzun ömürlü yeri olarak belirlenen 10 yerden biri olan Ordu’nun Gölköy ilçesi uluslararası bilim insanlarının ilgi alanına girdi.

    Akdeniz Üniversitesinden Prof.Dr.İsmail Tufan öncülüğünde Avustralya Melbourne Üniversitesinden Prof.Dr.Terence Seedsman, Muğla Sıtkı Koçam Üniversitesinden Prof.Dr.Mammer Tuna, Prof.Dr.Melis Oktuğ Zengin, Ege Üniversitesinden Doç.Dr.Sevnaz Şahin, Gazi Üniversitesinden Doç.Dr.Ayşe Canatan, Akdeniz Üniversitesinden Dr.İkuku Murakami, Gerontolog Faruk Y.Gürdal, Gerontolog Sıla Ayan, Elisabeth DeLuca, Hiroşi Nakaşima Ordu’nun Gölköy ilçesine geldiler.

    Konuk bilim insanlarının Gölköy ilçesini ziyareti sebebiyle Gölköy Belediyesinin evsahipliğinde, Ordu Valiliği, Ordu Büyükşehir Belediyesi, Gölköy Belediyesi, İsmail Tufan Gerontoloji Vakfı, Ulusal Sosyal ve Uygulamalı Gerontoloji Derneği ve Akdeniz Üniversitesi’nin destek ve katkılarıyla “Yerelden Merkez Yaşlanan İnsan ve Toplum” konulu uluslararası sempozyum düzenlendi. Sempozyuma Ordu Valisi İrfan Balkanlıoğlu, Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Enver Yılmaz, Gölköy Kaymakamı Mustafa Hamit Kıyıcı, Gölköy Belediye Başkanı Ali Kemal Mert, protokol mensupları, yurt dışı ve yurt içindeki üniversitelerden gelen akademisyenler ve davetliler katıldı.

    “Yeşil, orman, oksijen bol, yiyecekler doğal olunca haliyle ömür uzun oluyor”

    Ordu Valisi İrfan Balkanlıoğlu, Gölköy ilçesinin ‘Türkiye’nin en uzun ömürlü yeri’ olarak belirlenmesinin başkaları için şaşırtıcı gelse de kendileri için normal olduğunu söyledi. Vali Balkanlıoğlu, şöyle konuştu:

    “Ordu, oksijeni en bol illerinden birisidir. Çevresinde doğayı kirletecek büyük sanayi yok. Tarımsal ilaçlama aşırı derece yapılmıyor hemen hemen hiç ilaçlama yok. Her taraf yeşil ve orman olunca oksijen de bol ve insanlar da doğal besleniyorlar. Bundan dolayı dünyada cazibe merkezlerinden birisi olmaya aday. İnsanlar 1 gün daha fazla yaşamak için her şeylerini feda etmeye hazırlar. Bundan dolayı daha fazla parayı verip doğal yiyecekler almaya çalışıyorlar. Marketlerde doğal, natürel, kimyasal müdahale olmayan yiyeceklerin satıldığı yerler var. İnsanlar sağlıklı kalabilmek için yapmayacağı fedakarlık yok. Sırf sağlıklı kalabilmek için bazı insanlar yaşadıkları yerden çevresel açıdan çok daha müdahalesiz yerlere taşınan, buralarda yaşayan insanlar var. Gölköy’de böyle güzel imkanlar varsa ve Türkiye üzerinde en sağlıklı insanlar buradaysa, en uzun ömür burada sürülüyorsa, buranın bu yönüyle de iyi bilinmesi lazım. Belki dünyada hali vakti iyi birçok insan buranın sağlıklı ve uzun ömre katkı sağlayan bir yer olduğunu duysa, öğrense gelir tatilini burada yapabilir. Biz de Ordu’yu tanıtma gayreti içerisindeyiz. Ordu’da en güzel ilçelerin başında Gölköy geliyor. Burada Ulugöl, dereler, şelaleler var. Bir de bu özellikleri ön plana çıkarılabilir. Tanıtırsak sadece Türkiye’den değil, Yemen’den bile insanlar buraya gelip, tatil yapmaya ve buralardan mesken edinmeye gayret edeceklerdir” dedi.

    Konuk bilim insanları adın abir açıklama yapan Avustralya Melbourne Üniversitesinden Prof.Dr.Terence Seedsman, Türkiye’de yaşlılık alanında yapılan çalışmaların Avustralya açısından örnek olacağını belirterek, Gölköy ilçesinin doğasının uzun ömür için en uygun yer olduğunu belirtti.

  • Sinan Ergin: “Fortune 500 listesindeki şirketlerin ömrü 40 yıl”

    Live Consulting & Academy Kurucusu Sinan Ergin, piyasa şartları, ekonomik ve politik krizlerin rekabeti çok zorladığını söyleyerek, “Kar marjlarımız düşük, değer satmak zor tüm bunlar hepimizin ortak sıkıntıları” dedi.

    Live Consulting & Academy Kurucusu Sinan Ergin, küresel rekabette piyasaların her geçen gün firmaları çok zorladığını söyledi. Her firmanın birinci amacının kurumsal uzun ömürlülük olduğunun altını çizen Ergin, “Fortune 500 listesindeki dünya çapında en büyük şirketlerin ortalama ömrü 40 yıldır. Son 10 yılda Türkiye’de kurulan her 3 şirketten 2’si ne yazık ki hayatına devam edemiyor” dedi.

    Dünyadaki mevcut ekonomik krizler ve zorlu rekabet şartları dolayısıyla kar marjları iyice düştüğünün belirten Sinan Ergin, artık firmaların devamlılığı için sorumluluk seviyesi yüksek, doğru karar almada endişe ve kaygılardan arınmış, bilgi ve tecrübesini doğru kullanma yeteneği üst sevide, kreatif, adanmışlığı yüksek ve hem içsel hem de dışsal bütünlüğünü sağlamış yöneticilere ihtiyaç olduğunu vurguladı. Live Consulting & Academy gelişim programlarının ve danışmanlıklarının temel amacının katılımcıların içsel oluşum ile beraber harici hayattaki başarısını arttıracak yönetim, pazarlama, satış ve finans bilgilerinin de geliştirmek, farklı bir bakış açısı kazandırmak, içsel oluşumunun önündeki engelleri kaldırarak bütünselliği geliştirmek olduğunu kaydeden Ergin, “İstanbul dışında yaşıyor olabilir, eğitim almak, kendimi geliştirmek ve daha başarılı ve mutlu olmak istiyorum ancak imkanım yok, vaktim yok, bütçem yok diyor olabilirsiniz; İstediğiniz her yerden istediğiniz zaman ulaşabileceğiniz özellikle satış ve pazarlama, liderlik, yöneticilik, kişisel bütünlük, kendine liderlik konularında 100’ün üzerinde eğitim videosunu youtube kanalımız aracılığıyla herkese açık olarak sunuyoruz” ifadelerini kullandı.

    Firmaların küresel anlamdaki ortak zorlukları aşabilmek için bazen bir değişime ve desteğe ihtiyaç duyduğunu belirten Sinan Ergin, “Bu doğrultuda kişilere ve kurumlara destek olmak amacıyla 100’ün üzerinde eğitim videolarımızı youtube kanalımız üzerinden herkese açık olarak sunarak çok önemli tekniklerin ve uygulamaların paylaşıldığı bu eğitimler kişilere ve kurumlara zorlukları ve sıkıntıları aşmakta ve farklı bir bakış açısı kazandırmakta katkı sağlarsa ne mutlu bizlere” dedi.

  • Sinan Ergin: “Türkiye’deki şirketlerin ortalama ömrü 14 yıldır”

    Live Consulting and Academy kurucu ortağı Sinan Ergin, Türkiye’deki şirketlerin ortalama ömrünün 14 yıl olduğunu, dünyada ise 40-50 yıla çıktığını söyledi.

    Türkiye’deki şirketlerin ortalama ömrünün 14 yıl olduğunu vurgulayan Live Consulting and Academy kurucu ortağı Sinan Ergin, Fortune 500 listesindeki şirketlerin ise ortalama şirket ömürlerinin 40 ile 50 yıl olduğunu söyledi. Kar ve performans denildiğinde akla hep iş dünyasının geldiğini söyleyen Ergin, “Halbuki hayatın her aşamasında kar, karı getiren performans ve bunu gerçekleştiren kararlar vardır. Oluşturmuş olduğumuz değerler ister kişisel, ister firmamız için olsun; dışarıda bir alıcı buluyorsa ve geri dönüşü oluşuyorsa bu bizim değerlerimizin değerlendirildiği anlamına gelir. Bu değerlendirmenin karlı olabilmesi içinse içsel dünyamızda öncelikle bunu hak ettiğimize inanmamızla ve kendimizin de aynı değeri verdiğimizi göstermemizle mümkündür” dedi.

    Eski işletme sistemlerinde firmaların ürettikleri ürünlerin üzerine maliyetlerini, masraflarını ve bekledikleri kar oranlarını koyarak bir bedel belirlediklerini söyleyen Ergin, “Üretim ve talep dengesi üreticiden yana olduğundan dolayı da üreticiler her zaman için çok hızlı biçimde alıcı bulur ve yüksek karlar elde ederlerdi. Günümüzde ise bütün dünyada üretim bolluğu yaşamaktayız. Bu üretim bolluğu içerisinde ürünler ve şirketler nasıl değerli ve karlı olacaklar? Değerli ve karlı olabilmek için şirketler ve kişiler değerlerini ve güçlü yanlarını çok iyi analiz etmelidir. Nerede olmak istedikleri ve ya ne istedikleri çok önemli değildir. Firmalar ve kişiler kendilerinde yapacakları gerçekçi ve farkındalık bilinci içerisindeki bu analiz ile değerlerini bulurlar ve bu değerler onların DNA’sını oluşturur. Bu oluşum, olmak istenen yer ve şu andaki durum arasındaki ikiliği ortadan kaldırır ve kurumların gerçekçi pozisyonlarını ortaya çıkarır. Bu pozisyon firmanın ve ya kişinin ürettiği ürünlere ve yaptığı işlere yansıyacaktır. Buradan da anlaşılacağı gibi sizin konumunuz ve oluşumunuz pazarın ihtiyaçlarına göre bir üretim yapmak değil, kendi değerlerinizi ve gücünüz fark ederek pazarda ve müşteri gözünde değerinizin doğru algılanmasını sağlamaktır. Doğru konumlandırma sayesinde firmanızın lokasyonundan, çalıştırdığınız insanlardan, ürettiğiniz ürünlere kadar bir bütünlük oluşacaktır. Sizin oluşumunuz ve değerleriniz piyasada doğru pozisyon almanızı ve doğru müşteri ile buluşmanızı sağlayacaktır. Bütün bunların sonucu yüksek değer ve karlılık olacaktır” ifadelerini kullandı.

    Karlılık, her koşul ve şartta kısa bir dönem için sağlanabildiğinin unutulmaması gerektiğinin altını çizen Ergin, önemli olanın sürdürülebilir ve kalıcı olması olduğunu, bunu sağlamak için ise ancak değerlerimize sahip çıkmakla ve dışarıda yaşanan sosyoekonomik oluşumlar ve ya beklenmeyen politik ve ekonomik durumlara rağmen değerlerinizden ve pozisyonunuzdan ödün vermemekle olacağını belitti.

    Bu tip kurum ve kuruluşlar kısa dönem içerisinde hak ettikleri değerleri alamasalar bile uzun dönemde her zaman değerleri olan karlı bir kurum olacaklarını, değerlerine sahip çıkan ve değerlerine değer veren kurum, kuruluş ve kişiler sürdürebilir büyüme ve sürdürebilir karlılık içerinde var olmaya devam edeceklerini vurgulayan Sinan Ergin sözlerini şöyle tamamladı: “Şirkette çalışan liderler kendi değerleri ile şirket değerlerini birleştirmeli, şirket ve kendilerini ayırmamalıdırlar. Ayrım olması durumunda, bu ikilik içsel oluşumlarda çatışma doğuracak ve bu çatışma şirket içerisinde ciddi enerji kaybına neden olacaktır. Bu enerji kaybı performans kaybına ve kararlara da yansıyacak, sonucunda karsızlık olacaktır. Bu sebeple üst yönetimdeki lider ve yöneticilerin asli görevi karlılığın ve sürdürebilir büyümenin içeriden dışarıya doğru oluştuğunu fark etmeleri ve düşünce, çalışma, eylem ve kararlarını bu yönde oluşturmalarıdır. Bu da ancak kişisel bütünlüğe ulaşmış, pragmatik, vizyoner bir bakış açısıyla mümkündür”.

  • Antik eserlerin ömrü uzatılıyor

    Dünya Kültür Mirası geçici listesinde yer alan Muğla’nın Yatağan ilçesindeki Aşk ve Gladyatörlerin kenti Stratonikeia antik kentinde Pamukkale Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Bilal Söğüt başkanlığında yapılan kazı çalışmalarında ortaya çıkan metal ve seramik eserler kazı alanında oluşturulan laboratuvarda mikroskoplarla yapılan temizlik ve konservasyon sonucu ömrü uzatılıyor.

    Dünyanın en büyük mermer antik kenti olmasının yanı sıra, içinde Helenistik, Roma, Bizans, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemini barındıran ender antik kentlerden birisi durumundaki Stratonikeia antik kentinde kazılarda ortaya çıkan eserler ince ve titiz bir çalışma sonrası temizlik sonrası daha fazla yıpranması önlenerek ömrü uzatılıyor.

    Stratonikeia antik kenti kazı başkanı Pamukkale Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Bilal Söğüt, kazılarda çıkan metal ve seramik eserlerin bakımları yapılarak ömrünün uzatıldığını açıkladı. Söğüt, “Kazı esnasında bulduğumuz eserlerin hepsinin gerekli olan bakımlarını, konservasyonlarını yaparak depoya teslim ediyoruz. Buradaki arkadaşlarımız seramik ve metal eserlerin temizliğini, konservasyonunu ve gerektiğinde restorasyonunu yapıyor. Her birimin başında mutlaka sorumlu bir arkadaşımız var. Burada Pamukkale Üniversitesi Kültür Varlıklarını Koruma Onarım Bölümünden öğretim görevlisi Fatma Şenol başkanlığında bu arkadaşlarımız çalışıyor. Stratonikeia antik kentinde yapılan kazı çalışmalarında ortaya çıkan tüm metal ve seramik eserlerin tamamı yani 3 bin yıllık tarihi süreç içindeki tüm eserlerin bakımını yaparak o eserlerin ömrünü uzatıyoruz. Bu eserlerin bakım çalışmaları yapıldıktan sonra müzeye teslim ediyoruz” dedi.