Etiket: oluşturmalıyız”

  • Ali Koç: “31 Mayıs’a kadar 65 milyon euro gelir oluşturmalıyız”

    Ali Koç: “31 Mayıs’a kadar 65 milyon euro gelir oluşturmalıyız”

    Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Ali Koç, ‘FENER OL’ projesinin detayları paylaştığı toplantıda önemli açıklamalarda bulundu. Koç, “”31 Mayıs’a kadar 60-65 milyon euro gelir oluşturamadığımız takdirde Finansal Fair Play (FFP) konusunda Avrupa’ya gitme sıkıntısıyla karşı karşıyayız” dedi.

    Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Ali Koç, kitlesel kaynak oluşturma projesi ‘FENER OL’ ile ilgili detayları ekonomi gazetecileriyle paylaştı. Düzenlenen basın yemeğinde konuşan Koç, Fenerbahçe’nin spor ekonomisi tarihinde bir ilke imza atacağı kampanyanın kulübe finansal açıdan yarar sağlayacağını söyleyerek, “Fenerbahçe Spor Kulübü, FFP konusuyla ilgili 3 yıllık bir anlaşma yaptı. Yaptığı bu anlaşmaya göre, denk bütçe denen bir durum söz konusu. 3 senenin sonunda, bu 31 Mayıs itibarıyla olacak, Fenerbahçe Spor Kulübü’ne müsaade edilen rakam eksi 30 milyon. Yani 3 senenin sonunda Fenerbahçe Spor Kulübü’nün gelir-gider dengesine bakıldığında eksi 30 milyon veya altında kaldığı zaman bu anlaşmaya uyulmuş olacak. Şu an eksi 95 milyon rakamındayız. Yani 31 Mayıs’a kadar 60-65 milyon euro gelir yaratamadığımız takdirde FFP konusunda Avrupa’ya gitme sıkıntısıyla karşı karşıyayız. Bu ne demek? Avrupa Kupası’na, Şampiyonlar Ligi’ne katılamamak söz konusu. Dolayısıyla bizim hedeflediğimiz, başarı için önemli bulduğumuz 4 ayaklı planın en önemli ayaklarından birinin etkileniyor olması demek” diye konuştu.

    “Kritere uyduk”

    Koç, kampanyanın gelir yazılabileceği konusunda UEFA’dan da olumlu cevap aldıklarını söyleyerek, kampanyanın 31 Mayıs’ta bitmeyeceğini belirtti. Koç, “FFP’nin 2 ayağı daha var. Biri; oyuncularınıza yani futbol organizasyonuna ödediğiniz ücretlerin ya 85 milyon euroyu geçmeyecek ya da gelirinizin yüzde 60’ını geçmeyecek. Bu rakam geçen sene 92 milyon euro iken bu sene 79 milyon euroya düştü. İşin o tarafını da tatmin ediyoruz. Sattığın kadar alabilirsin bu süreçte. Yani oyuncu sattığın kadar oradan oluşturduğun gelir kadar oyuncu satın alabiliyorsun. Bizim hem sezon başı hem de devre arası yaptığımız transferlerin toplam maliyeti yaklaşık 24 milyon euroya geliyor ama yazın 25 milyon euroluk transfer satışı gerçekleştirmiştik. Bu kritere uyduk.” İfadelerini kullandı.

  • Yeşilboğaz: “Ortak mücadele alanı oluşturmalıyız”

    Türkiye Barolar Birliği, baro başkanları ve avukatlar, yargıdaki, adliye binalarındaki, mahkemelerdeki, yargıda şeffaflık ve avukatlık mesleğinin sorunlarını tespit ve çözüm yollarını ortaya koyabilmek amacıyla İzmir Barosu tarafından düzenlenen ‘Biz olmadan olmaz’ çalıştayında bir araya geldi.

    Toplantıyı değerlendiren Mersin Barosu Başkanı Bilgin Yeşilboğaz, yargının olmazsa olmazı, adaletin teminatı olan avukatlar ve barolar olmadan asla adil yargılamanın olmayacağını tüm yargı camiasının öğrenmek zorunda olduğunu söyledi.

    Avukatlık mesleğinin özgürce ifa edilebilmesi, avukatları ve baroları yok sayan unsurların ortadan kaldırılabilmesi için bu çalıştayın önemli olduğunu ifade eden Yeşilboğaz, “Sorunların dile getirilmesinde ve çözüm üretilmesinde baroların tek ses olabilmesi çok önemlidir. Adalet mücadelesi veren barolar, avukatlık mesleğinin itibarsızlaştırılmasına ve yargının her geçen gün daha büyük bir kaosa sürüklenmesine karşı ortak mücadele alanı oluşturmalıdır. Bu mücadelede avukatlar, baroları ile birlikte mücadele etmeli. Birlikte hareket edilirse, sorunların üstesinden daha kolay gelinir” dedi.

  • Başkan Şahin: “Mobilyada Samsun markasını oluşturmalıyız”

    Mobilyacı esnafı ile buluşan Büyükşehir Belediye Başkanı Zihni Şahin, “Daha çok yatırım, daha çok üretim ile mobilyada Samsun markasını oluşturmak zorundayız” dedi

    Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Zihni Şahin, Samsun Mobilyacı İşadamları Derneğinin düzenlediği kahvaltıda sektör temsilcileriyle bir araya geldi. Bir restoranda gerçekleştirilen kahvaltı programında Dernek Başkanı Bahattin Eker’in konuşmasının ardından söz alan Başkan Zihni Şahin, sektöre yönelik önemli açıklamalarda bulundu. Zihni Şahin, markalaşmanın önemine dikkati çekerek, “Sektörde daha çok yatırım ve üretimi gerçekleştirerek Samsun markasını oluşturmak zorundayız. Bunu başarabiliriz” diye konuştu.

    Göreve geldiği günden bu yana 17 ilçenin birikmiş problemlerinin çözümü için mücadele verdiğini hatırlatan Zihni Şahin, “Şehrimizde gerginlik yaratan bir çok problemin üzerine gittik. Örneğin, Gülsan Sanayi Sitesindeki arkadaşlarla toplantılar yaptık, kaçmadık, sorunun üzerine gittik ve çözümü konusunda sağlıklı adımlar attık. Nerede, hangi sektörde problem varsa, o sektörün temsilcileriyle bir araya geldik. Böylece Samsun’da bir rahatlama oldu” şeklinde konuştu.

    ’Ortak akıl’ın önemine değinen Başkan Zihni Şahin, “Sorunları bugüne kadar hep ortak akıl ile, hangi meslek grubunda sorun varsa onların temsilcileriyle görüşerek çözdüm. Bu benim anlayışım. Büyükşehir bünyesinde Kalkınma Merkezini kurduk. Proje üreten arkadaşları bir araya getirdik. 6 ay boyunca süren fikir fırtınaları gerçekleştirdik. Samsun’un bugüne kadar değerlendirilmeyen potansiyelini harekete geçirmek için mücadele ediyoruz. Zararın neresinden dönersek kardır” ifadelerini kullandı.

    Mobilyacı esnafının bir çatı altında, ayrı bir alanda faaliyetlerini sürdürmesi gerektiğini vurgulayan Başkan Şahin, “Bir sektörde ayrı ayrı yapılan çalışmalar ve üretim, özellikle pazarlamada sıkıntı oluşturacaktır. Sektörün tek çatı altında bir arada üretimde yatırım yapması, üretim gerçekleştirmesi o sektörün yararınadır. Böyle bir oluşum sektörün kar etmesini de sağlar” açıklamasında bulundu.

    Mobilya sektöründe atılacak sağlam adımların sektörün geleceği için hayati önemde olduğuna da dikkati çeken Başkan Zihni Şahin konuşmasını şöyle tamamladı:

    “Böylece mobilyada Samsun markasını oluşturabiliriz. Hedefimiz bu olmalı. Daha çok yatırım, daha çok üretim ve daha çok insanımıza iş imkanı sağlama hedefimize birlikte yürüyeceğiz.”

  • Bilgiç: “Rekabette geri düşmemek için araştırmalarımızla kaynak oluşturmalıyız”

    Ondokuz Mayıs Üniversitesinde (OMÜ), akademik başarılarını “doçent doktorluk” ve “doktor öğretim üyeliği” unvanları ile taçlandıran 14 öğretim üyesi, Rektör Prof. Dr. Sait Bilgiç’in konuğu oldu.

    Rektörlük Yönetim Toplantı Salonundaki buluşmada, akademik unvanlarında aşama kaydeden öğretim üyeleri ile tanışan Rektör Bilgiç, öncelikle her bir akademisyeni performanslarından dolayı tebrik ederek kendilerine akademik hayatta başarılarının daim olması temennisinde bulundu.

    “Rekabette geri düşmemek için araştırmalarımızla kaynak oluşturmalıyız”

    Görüşmede üniversitenin daha da güçlenmesi, ileri taşınabilmesi ve dolayısıyla daha iyi ve donanımlı öğrencilerin yetiştirilmesi adına düşüncelerini paylaşan Rektör Bilgiç, görevde yükselen 14 öğretim üyesiyle birlikte OMÜ’nün akademik kadrosunu daha da zenginleştirdiğini kaydetti. Rektör Bilgiç, dünyada ve üniversiteler arasında yaşanan rekabetten ötürü nitelikli öğretim üyesi konusunda hassas ve titiz davrandıklarını belirterek, “Bu yarışta geri düşmemek için bir taraftan araştırma yaparken öte yandan da bu araştırmalar için kaynak oluşturmalıyız. Dünyanın gelişmiş ülkelerinde bu kaynakları akademisyenler oluşturur, yani onların ürettikleri projeler ve kazandıkları başarılarla bu kaynaklara ulaşılır. Ülkemizde bu alışkanlık ve eğilim yeni yeni başladı. Bilimsel araştırma projeleri (BAP) var ancak bunların bütçe boyutları çok büyük değil. Dolayısıyla daha büyük bütçeli projelere ayrılan kaynakları elde etmemiz, araştırma ve gayretimize bağlı” dedi.

    “Akademisyen, çalıştığı kuruma hak ettiğine inanarak gelmeli ki bir şeyler yapabilme gayreti içinde olsun” diyen Rektör Bilgiç 14 akademisyenin de aynı his ve çalışma arzusuyla OMÜ’ye geldiğinden şüphe etmediğini dile getirdi.

    “Çalışmalar akademik unvan endişesiyle değil, bilim ve teknolojiye katkı sunacak bir motivasyonla yapılmalı”

    Konuşmasında akademik kariyerlerinde bir üst aşamaya geçen öğretim üyelerinden yapacakları işlerde dürüst olmaları ve adil davranmalarını isteyen Rektör Bilgiç, bu hasletlerin olmaması durumunda mensubu olunan kurumun zarar göreceğini vurguladı. Rektör Bilgiç ayrıca, akademisyenlerden dış kaynaklı proje üretmeleri sözü isterken bu çalışmaların; akademik unvan endişesiyle değil, bilim ve teknolojiye katkıları olacak bir motivasyonla yapılması gerekliliğine işaret etti.

    Daha önce görevde yükselen akademisyenlerden dış kaynaklı proje hazırladıklarına dair haberler aldıklarını söyleyen Rektör Bilgiç, “Bu iş denemeden olmuyor. Pes etmeyin zira beşinci seferde projesi kabul edilen akademisyenleri biliyorum. Umarım bu çaba ve ısrar sizler için özendirici olur. Tekrar, unvanlarınız hayırlı uğurlu olsun, iyi haberlerinizi bekliyoruz” sözlerine yer verdi.

    Buluşmada Rektör Bilgiç, akademisyenlerin talep ve önerilerini dinlerken bu konularda yapılacak çalışmalara dair niyet ve değerlendirmeler de paylaşıldı.

  • Anıl: “Güçlü markalar oluşturmalıyız”

    İnegöl Ticaret ve Sanayi Odası (İTSO) tarafından Türk Patent ve Marka Kurumu öncülüğünde “mobilya sektörü” için uygulanacak olan ’Hezarfen’ projesinin açılışı gerçekleştirildi. İnegöl’de faaliyet gösteren sanayicilerin ufkunu genişletme ve katma değer sağlaması için hayata geçirilen projenin protokolü de imzalandı.

    Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Türk Patent ve Marka Kurumu, İnegöl Ticaret ve Sanayi Odası, İnegöl Mobilya Sanayicileri Derneği, İnegöl Organize Sanayi Bölgesi, İnegöl Mobilya Ağaç İşleri İhtisas Organize Sanayi Bölgesi, Endüstriyel Tasarımcılar Meslek Kuruluşu iş birliğiyle gerçekleştirilen projeyle mobilya sanayindeki KOBİ’lerin kalkınması sağlanacak. İTSO Konferans Salonu’nda düzenlenen programa Kaymakam Ali Akça, Belediye Başkan Yardımcısı Alper Taban, Türk Patent Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Hasan Asan, Uludağ Üniversitesi İnegöl İşletme Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İbrahim S. Canbolat, İTSO Başkanı Metin Anıl, oda ve dernek başkanları, STK temsilcileri, kurum ve kuruluş temsilcileri ile çok sayıda sanayici katıldı.

    İTSO Başkanı Metin Anıl, “Projenin adı Hezarfen. Buluş yapan ülkeler dünyanın en büyük 10 ekonomisini oluşturmuşlar. Bizim de yeni bir şeyler oluşturmamız lazım. Ve bu yeniliklerin önünü açma çalışmaları yapmamız lazım. Mobilyanın başkenti İnegöl’de mobilyanın daha iyi ve güzele ulaşması adına ARGE, inovasyon ve markalaşma konusunda yol kat etmeliyiz. Buna inanan kurum ve kurullar bir araya gelerek ‘Madem İnegöl mobilya ve mobilyacısı KOBİ’lerden oluşuyor, bu kurum ve kuruluşların kendilerini tanıtma, ARGE ve inovasyonlarını hızlandırma, markalaşma oluşturma adına kümelenme oluşturalım ve bu kümelenmenin tacı da İnegöl mobilyası olsun dedik ve İnegöl Mobilyası Tanıtım Grubunu kurduk. Bütçe oluşturarak önce Türkiye sonra dünyaya tanıtmaya başladık. Neticesini de aldık. Yeter mi? Yetmez. İnegöl mobilyasını tanıttık, ama artık İnegöl’deki mobilyacı arkadaşların kendi firmalarını markalaştırma adına, teknolojilerini yenileme adına çalışmalarını sürdürmeleri gerektiğine inanıyoruz. Bu konuda üzerimize düşeni yapmaya hazırız. Ülkemizdeki kalkınmanın lokomotifi olan kurum ve kuruluşların yüzde 90’ı KOBİ’lerden oluşuyor. Küçük ve orta ölçekli işletmeler, yeni yeni kalkınmaya çalışan, fabrika ve sermaye altyapısını yeni oluşturan, ARGE ve inovasyonu daha ileriye bırakan kuruluşlardır ama bu çağda sanayi 4.0’ı başlatan ülkelerden olacak ve onlarla yürüyeceksek bu konular bizim için çok önemlidir. Üreteceğiz, en ucuza üreteceğiz, kaliteli olacağız, marka olacağız. Eğer bu dörtlüyü bir araya getiremiyorsak dünyada rekabet etme şansımız yok. Marka olmuş bir firmayla olmamış bir firma aynı ürünü aynı kalitede üretiyor, marka olan 5 liraya satıyor, olmayan 2 liraya satamıyor. Bu konuyu çok önemsiyoruz” dedi.

    Türk Patent Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Hasan Asan ise, “15 Temmuz’da hayatını kaybeden şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. İnegöl her ne kadar ilçe olsa da pek çok büyük ilimizin önünde olduğunu görüyoruz. Hezarfen çok şey bilen anlamında bir kelimedir. Bu projeyi başlattığımızda tarihimizden böyle güzel bir örneği almak istedik. Yaklaşık 10 senedir uyguluyoruz. Farklı illerimizde uygulama gerçekleştirdik. Bugün burada sektörel olarak İnegöl’de projemizi uygulayacağız. Şuana kadar 3 bin kişilik girişimci sanayicimiz faydalandı. Bunun yanında 300 firmaya birebir danışmanlık yapıldı. Ne kadar doğru bir seçim yaptığımızı İnegöl’ü daha da yakından tanıdıktan sonra anladım. Ankara’ya döndükten sonra ilk işim bu projenin planlamasındaki eksikleri giderip daha faydalı olması için çalışmaktır. Son derece önem veriyorum. Türkiye’de toplam tasarım başvurularında son 10 yılda yüzde 13’lük artış görülürken mobilyada yüzde 60 artış gösterdi ve tasarım sayısı mobilyada 9 bine yaklaştı. Bursa ile çok yakın çalışıyoruz. BTSO’da 2007’de kurduğumuz bir bilgi ve doküman birimimiz var. Şuanda tescilli olan ürünlerimiz bulunuyor ve devam eden ürün tescil çalışmalarımız da bulunuyor” diye konuştu.

    Konuşmaların ardından İnegöllü sanayicilere destek veren kurum ve kuruluşlara teşekkür plaketi takdim edildi.